zgrmnv13
profili

  • beymen'de satılan 460.015 tl'lik dolma kalem

    insanlar o parayı kaleme vermiyor, fakirlerle aynı kalemi kullanmış olmamak için, fakirlerden izole olmak için veriyorlar.

    yok lan o bu değildi. nereden baksan mallık amk.

  • 1955-1985 arası doğmuş korkunç nesil

    memleketin kaymağını bu grup yedi gerçekten de. 1985 biraz abartı gibi ama 50-60-70 kuşakları bu grubu oluşturuyor daha çok bence. ilkokul mezunu oldukları halde sınav falan görmeden devlet memurluğu kaptılar. fabrikalarda çalışanlar hala sendikaların iş yapabildiği dönemlerde, kendileri için çaba sarfeden insanlar sayesinde haklarını alabildiler. esnaf olanlar, piyasaya henüz dinozorlar girmediği için rahat rahat işlerini yapabildiler, geçim derdine düşmediler. istediklerinde tatillerine gidebildiler. evlerini alabildiler. vs. vs.

    bugün gençlere "şükredin" diyenler hayatları boyunca hiç şükretmek zorunda kalmadılar. gençlere öğüt adı altında köleliği nasihatlıyorlar. sorgulamayın, düşünmeyin, okumayın, öğrenmeyin, bilmeyin. sadece yapın. ne kazandığınız önemli değil sadece birilerinin size yapmanızı dayattığı şeyleri yapıp ses çıkarmayın. şükredin.

  • 30 yıl sonra atatürk'ün anılmayacağı gerçeği

    dünyayı akıl ve bilim yönetiyor. akıl ve bilimin çoğunluk olmaya ihtiyacı yoktur. sizin sayınızın çok olması bir anlam ifade etmiyor. var olduğunuz her yer cehennemden ibaret. hepiniz kullanışlı birer denek olmaktan öteye geçemeyecek sürüden ibaret olacaksınız o kadar.

    atatürk'ün gösterdiği yolu takip edenler ise sizin gibi sorgulama yeteneği olmayan primatların şiddet eğilimli tehdit ve baskılarına rağmen zekalarıyla her daim var olacak ve her daim sizi alt edeceklerdir. girdiğiniz her ortamda sevilmeyen varlıklar olabilmeyi başarmanıza rağmen bir kez bile durup düşünmüyorsunuz "acaba sorun bizde olabilir mi?" diye. güdümlü mermi gibisiniz, birileri sizi kuruyor ve bedeninizde bir yük olarak taşıdığınız beyninizi bir kez bile kullanma gereği duymadan sorgusuz sualsiz kilitlendiğiniz hedefi mahvetmeye yöneliyorsunuz. sizler felaketsiniz ve her felaket gibi geçicisiniz.

    30 yıl sonra değil 300 yıl sonra bile atatürk'ün adı bir yerlerde anılmaya devam edecek. cehaletin üzerine kabus gibi çöken aydınlanma savaşçısı olarak 100 yıl önce de sizi kudurtmuştu, 1000 yıl sonra da kudurtmaya devam edecek.

  • gençlik 30'da mı 35'te mi biter sorunsalı

    benimki 14'ünde bitti usta. sonra çalışmaya başladım. yazın iş kışın okul, bir süre sonra yaz-kış iş arasında bir sınav. belli bir süre sonra komple iş. hangi gençlik amk? öyle bir çağın varlığından bile haberim yok benim.

  • ankara'da drift yapan aracı deviren mahalleli

    iyi yapmışlar. hiç polis çağırsın falan demeyin, sanayi mahallesinde oturuyorum ben. bu amk kilit defransiyelli 131lerin abarth egzoz sesleriyle her gece saat birde yaptığı driftlerin gürültüsünü dinliyorum. elli kere polis de çağırdık, cimer'e de yazdık. bi şey olduğu yok. her köşe başında bir erketeci bekliyor, polis göründüğünden uzaktan bi haber uçuruyorlar anında hepsi dükkanlara giriyor. çünkü hepsi sanayi esnafı. polis gidince aynen devam. toplamda 15 dakika sürmüyor suskunlukları. kalıcı bir çözüm yok.

    bir sokaktan motor bağırtarak beş altı kere geçen bir motorcuyu denk getirip levyeyle dövünce bi daha geçmedi ama. demek ki böyle akıllanıyorlar.
    bir insanda ahlak olur, mahalle orası, işe gidecek insanlar var, küçük bebekler var, yaşlı hastalar var. drfit tutkun varsa pist yapması için belediyenin tepesine bin, eylem yap. olmadı şehir dışında yerlere git.

    kısaca çok iyi yapmışlar. ellerine sağlık...

    edit: bir daha tekrar ediyorum, ellerine sağlık. bana çomar diyen sığır, eğer böyle bir beyinsizse evet elime de düşmesin. adamlarne kadar barzo, laftan anlamayan sığır varsa hepsine duyar kasıyor amk ya. adam laftan anlamıyor alooo anlamıyor anlamıyor. elli kere uyarmışlar.

  • şişman insanları sevmemek

    muhtemelen şişman bir patrona az önce sakso çekmek zorunda kaldığı için sözlüğü ağlama duvarına çeviren kezbanlar barındıran bir başlık. trollük başka bir şeydir, şerefsizlik namussuzluk başka bir şeydir. sözlükte bu kavramlar çok karışmaya başladı birbirine. ahlaksız insanlarla doldu ortalık.
    şişman insanları sevmemek gibi bir hakkınız var. hakaret etmek aşağılamak gibi bir hakkınız yok.

  • sanayide iyi para varken neden çırak yok sorunsalı

    kimse eşek gibi dayak yiyerek, ustasından her dakika azar işiterek, it yerine koyularak, yıllarca tek bir anahtar ismi bile öğrenemeden getir götür yaparak meslek edinmek istemiyor haliyle. biz bu şekilde muamelelere maruz kalarak büyüdük diye onlara da böyle davranmak zorunda değiliz. her nesil kendinden yaşça küçük nesili ezerek iş öğretecekse sokayım öyle işe, öğrenmeyiversinler.

    edit:
    görsel
    hiç tanımadan etmeden, daha yazıyı yazar yazmaz şöyle bir mesaj atabilen birinin sanayide ustanız olduğunu düşünün işte. göreceğiniz muamele zanaat hayatınız boyunca tam olarak böyle olacak.

    edit2: ya arkadaş, mesaj atıyorsunuz da, mesaj attığınız insanın bi profil fotoğrafına, profilinde yazdıklarına falan bir bakın amk ya. sanayide hiç işin olmadığı belli diye mesaj atıyor adam bana diyor. lan benim hayatım sanayideki ustayla muhatap olmakla, sitedeki nakliyeciyle muhatap olmakla geçiyor, bırak sanayideki çıraklık geçmişimi ki 14 yaşında sanayide başladım ben çalışma hayatıma. senelerce çalıştım.

  • anın fotoğrafı

    sabahtan kalma...
    tırcıları sevin, çünkü onlar merhametlidir...

    görsel

    görsel

    görsel

  • içi boş yiyecek alternatifleri

    hepsinin icat edilme sebebi boş midedir.

    boş mideye sahip olmamızın kabahatlisi ise boş beyin popülasyonundaki hızlı artıştır.

  • sezen aksu

    savunucusu, temsilcisi, destekçisi olduğu zihniyet tarafından linç edilen beste makinası. üzülüyor muyum? hayır. umurumda mı? hayır. böyle yetenekler kolay yetişmiyor doğru ama bu yangına kova kova benzin taşıyanlardan birisi de kendisiydi. kendi harladıkları yangını söndürmek bize düşmez, hele bi iyice yansınlar bakalım, sonrasını sonra düşünürüz.

  • türk kadınlarının iltifat etmemesi

    güzel bir konuya parmak atılmış.

    gerçekten de böyle, türk erkekleri odun olarak işaretlenmiş ama türk kızları çok daha odun gerçekten bu konuda. iltifat etmeyi bırak, ağzından yanlışlıkla küçük bir övücü cümle çıksa arkasından kombo halinde "eşek, hayvan herif, şımarma ağzına sıçarım" falan gibi gülerek söylenince sempatik duran hakaretler geliyor. siz de iltifat edin lan azıcık diliniz aşınmaz yahu.

  • evrende 100 milyar galaksi olması

    sallıyorlar diyenler var, espri yapmışlar, gerçekten sallıyorlar diyelim, tahminlerinin çok altında olsun rakamlar.

    galaksi diyor lan galaksi, boşver yüz milyarı bir milyar olsun, yüz milyon olsun yahu. her galakside trilyonlarca güneş sistemi var, akılalmaz sayılarda gezegen var. nasıl devasa bir büyüklüğün içindeyiz, neredeyiz, nasıl keşfedeceğiz hepsini tek tek?

    bütün hepsini merak ediyorum lan.

  • bir defa aldatan tekrar aldatır mı

    aldatmak bir hata değildir önce bunu bir kabullenin. kimse kimsenin koynuna yanlışlıkla veya istemeden girmez. biriyle tanışıyorsun, etkileniyorsun, kafana sevişmeyi koyuyorsun, bir araya geliyorsun, ortamı hazırlıyorsun, başbaşa kalıyorsun, soyunuyorsun, sevişiyorsun falan filan. okurken bile zaman harcadığın bir şeye hata diyemezsin. aldatmak bilinçli olarak işlenen bir suçtur, cinsiyet farketmez. affedip affetmemek aldatılan kişinin insiyatifindedir doğru veya yanlış diye sınıflandıramam ama affederken "yapmış bir hata" diye kendinizi avutmayın. "tamam bu boku yedi, beni rahatsız etmez" deyin realist olun ki ilerde bu durum içten içten sizi yiyip bitirmesin.

    benim görüşüm ve çevremden gözlemlediğim kadarıyla aldatan hiç kimse aldattığı için pişmanlık duymuyor. yakalananlar yakalandığı için pişmanlık duyuyor, bu pişmanlık da "of ya yakalanmamak için yeni yöntemler bulmam lazım" pişmanlığı oluyor. yani yakalanacak kadar salak olduğu için kendini suçlu hissediyor.

    80'li yılların sonunda doğmuş, 90'larda hala cinselliği yaşamanın çok zor olduğu zamanları ergenlikle geçirmiş ve hala bekar olan birisi olarak gözümün önünde gerçekleşen bu değişim çok garip ve korkutucu geliyor bana. internetin yayılmasıyla birlikte insanlar çok daha rahat aldatır hale geldiler. tanışmak için zorlu yollar geçmeleri gerekmiyor çünkü, internet bu işi çok kolaylaştırdı. işin tanışma kısmı internetten halledilip, buluşmalara sadece sevişme kısmı bırakılıyor artık.

    arkadaşımın eşinin karşıma oturup nasıl aldattığını, ne zamanlar buluşup nerelerde seviştiklerini, o kişiyi ne kadar çok sevdiğini, eşinin de haberinin olduğunu, mecburiyetten haberi yokmuş gibi davrandığını gözlerinin içi gülerek anlattığını gördükten sonra evlilik kurumuna olmayan saygımda uçtu gitti. ben asla kabul edemem böyle bir şeyi. yola gittiğimde gözümün arkada kalmasına neden olacak birisiyle bir ilişkim olacağına hiç ilişkim olmamasını tercih ederim. öyle bir dönem yaşıyoruz ki dünyanın en büyük suçu dürüstlük oldu. boğuluyorum bazen oturduğum yerde.