listemde 40 a yakın kiralık ve satılık ilan var çeşitli yerlerden. büyük çoğunluğu istanbul.
yarısından fazlasında fiyat güncellemesi var ve ortalama 15 bin olan kiralık yerlerde 12-13 bin liralara, 3-4 milyonluk olan evler 3,5, 3 ve 2,5 milyonlara düşmüş durumda.
olmayan artıştır yani. aksine baya bir geri çekilme var piyasada. özellikle de istanbul'dan çıkmak isteyen çok kişi var depremden sonra. boşuna algı kasmayın yani.
edit: 4 milyondan 2,5 milyona düşen ev olamaz demişler. evet olamaz. yok zaten. 4 ten 3,5 milyona şeklinde gidiyor o düşüşler. kafa karışıklığını düzelttim.
candalf10 profili
-
11 şubat 2023 ev fiyatlarındaki inanılmaz artış
-
ingiltere'de metroya binen türkler
" önedit: yahu bana aktroll diyen mi dersin, toplum dediğin böyledir alış buna diyen mi dersin, renkleri öldürüyorsun diyen mi dersin, neler neler yazmışlar mesaj olarak. küfür kıyamet kopmuş. arkadaşlar, kapalı ortamlarda dünya sağlık örgütünün belirlediği bir desibel oranı var. eğer bu oranın üzerine çıkıyorsan, sen veya başkaları, bu insan kulağına rahatsızlık verir. ayrıca yok new york metrosunda böyleymiş, yok ingiltere de modernlik böyleymiş vs değil konu. insanlar bu müzikleri, şarkıları vs bir tek metroda mı söyleyebiliyor? başka yer yok mu yani o anda? millet işinden gücünden çıkmış. evine gitmeye çalışıyor. en son istediği şey gürültülü bir grup. neden insanlara saygı göstermiyorsunuz fakat aynı saygıyı bekliyorsunuz? bu nasıl yaman çelişkidir böyle?
her isteyen, her istediğini, her istediği zaman ve her hangi bir yerde yaparsa, başkalarının özgürlüğüne tecavüz etmiş olur. yani insanlık 101 amk. şu sözlüğe artık zeka testi zorunluluğu gelsin rica edeceğim. "
"kimseyi rahatsız etmeden" denmiş.
hayır.
ses, gürültü, şarkı söylemek, her hangi bir enstrüman çalmak, yüksek sesle konuşmak vb tüm aşırı sesler bir rahatsızlıktır. özellikle marmaray'da çok denk geliyorum bu tarz şeylere. gitar çalıp bok gibi şarkı söyleyenler kulaklarımızın ırzına geçip yolculuğumuzu cehenneme çeviriyorlar.
yapmayın şunu işte. her türlü gürültü, rahatsızlıktır. ne kadar tatlı yada sevimli olduğu umurumda değil. -
james webb uzay teleskobu
şimdi kafaları karışık çok insan var görüyorum ki. şöyle ufak bir yazı yazayım dedim, jwst (james webb space telescope) dünya dışı yaşamı nasıl bulabilir, ile ilgili. bundan sonraki süreçte bizleri neler bekliyor? en azından yapılacak çalışmaların ve araştırmaların bir bölümünden bahsedeceğim, detaya inmeden. çok özet yazacağım. söz.
şimdi öncelikle evrende ki (şu anlık) bildiğimiz tüm yaşam türleri karbon bazlı. silikon bazlı yaşamda olabilir ama bu konuda neredeyse hiç bir şey bilemiyoruz henüz. o yüzden bunu geçiyorum. karbon uzayda en fazla miktarda bulunan 4.element. buna yönelikte haliyle bir yaşam arıyorsak uzayda, bunun karbon temelli olacağını öngörüyoruz.
sıvı haldeki su, atomların molekül oluşturabilmesi için en uygun ortam diyebilirim. sıvılarda atomlar daha rahat hareket edip birbirleri ile etkileşime geçebiliyorlar. gaz halde mesela bu çok daha zor çünkü atomların arasında büyük boşluklar oluyor. katı halde imkansıza yakın. o yüzden sıvı halde su bulmak, yaşam için en iyi ihtimal diyebiliriz çünkü sıvı halde su bulunursa, karbon bazlı bir yaşamın ortaya çıkma ihtimali çok ama çok güçlü oluyor. mikro ölçekte de olabilir bu, dinozor benzeri devasa şekilde de.
ama işte sıvı halde su bulmak yetmeyebiliyor çünkü güneş sistemimizde bile onlarca uyduda ve gezegende, çoğu zaman buzullarının altında sıvı halde su olduğunu düşünüyoruz hatta biliyoruz. bu noktalarda yaşam olup olmadığını anlayabilmek için ekstra verilere ihtiyaç duyuluyor.
bu noktada jwst devreye giriyor işte. aradığımız "yaşamın", gezegenlerin/uydularının atmosferlerinde bıraktığı izleri, imzaları arıyoruz artık. şimdi bu imzaları anlatacağım. zaten onu açıklamak istedim. 2 tane imzadan bahsedecem. biyoimza ve teknoimza.
biyoimza denen bir tanım var. mesela atmosfer oksijene boğulursa, normalde olmayacak bir şekilde, bunu jwst tespit edebiliyor. bu sayede anormal olan bu durum yaşamın bir kanıtı olarak karşımıza çıkıyor. bu bahsettiğim olay bizim dünyamızda oldu mesela ve oksijen anlamında zengin bir gezegene dönüşüverdik bundan yaklaşık 2 milyar yıl önce. jwst atmosferden aldığı veriler ile, yaşam formalarının ki bitki olsun, canlılar olsun işte mantarına kadar, bunların gezegenin atmosferi veya güneş ile etkileşime geçerek oksijen vb molekülleri oluşturduğunu tespit edebiliyor.
ayrıca daha farklı biyoimzalar da mevcut ama burada detaya inmeyeceğim.
bir de teknoimza denen bir tanım var ki, beni asıl heyecanlandıran ve yaşama dair kanıt hususunda, yüzde yüz emin olabileceğimiz imza bu. yani tartışmasız kanıt. peki teknoimza nedir?
şimdi biyoimzada ne dedik? işte yaşam formları dünyalarını değiştirebiliyor. bizde bunu normalde asla olmaması gerektiği için görüp anlayabiliyoruz. burası okey. teknolojik olarak gelişmiş zeki uygarlıkların üretebildiği hatta istemeden ürettiği endüstri artığı kimyasalların atmosfere karışmasına da teknoimza deniyor en temelde.
yani mesela, kloroflorokarbon gibi kimyasalları bir gezegende görürsek (yani atmosferinde), dünya dışı yaşamı bulduğumuzu net bir şekilde söyleyebiliriz çünkü bunun doğal yollarla oluşması imkansızdır. tamamen endüstriyel bir atık bu. aynısı diğer taraf içinde geçerli mesela. bir başka medeniyet jwst gücünde bir teleskopla dünyamızın atmosferini incelediyse, burada bizim varlığımızı öğrenmişlerdir çünkü bizde sanayi devriminden beridir hatırı sayılı miktarda teknoimza bırakıyoruz atmosferimize.
teknoimza denince akla ilk gelen şey her zaman, büyük gezegen çapında yapılar, işte devasa uzayda dolaşan istasyonlar vs oluyor. dyson küresi mesela. yapay uydular. yapay yaşam alanları. devasa istasyonlar.. bunlar sadece gelişmiş (bizden daha çok) bir medeniyet tarafından yapılabilen yapılardır. haliyle bu da bariz bir teknoimzadır ve jwst bunu da anında görebiliyor. benim anlattığım ilk paragrafta ki şey ise, tıpkı bizim gibi daha uzaya böyle yapı yapamayan ama sanayi devrimi civarına en azından ulaşmış tüm canlıların atmosferlerine bıraktıkları izleri fark edebileceğimizi size anlatıyor.
yani sadece büyük yapılar görmek zorunda değiliz. atıyorum, 1800 leri yaşayan bir medeniyetin bile farkına varabiliriz rahatça bundan sonra. ve bu veriler tartışmasız bize kanıt sunmuş oluyor, yukarıda anlattığım sebeplerden dolayı.
özetle, atmosferde ki biyoimza ve teknoimzaları arıyoruz jwst ile. atmosfer dışında da büyük yapıları rahatlıkla fark edebiliyoruz. bu 2 imza türünü de bundan sonra ki zamanda her an, her dakika keşfedebiliriz. yarın öbür gün nasa çok önemli bir açıklama yapar ve tartışmasız bir imza bulduğunu bize söylerse, bilin ki, artık yalnız değiliz demektir. jwst bu yüzden yepyeni bir çağın başlangıcıdır hepimiz için. -
trabzonsporluların denize attığı tabutlar
yok abi. ciddiyim büyük zeka geriliği var bunlarda. bu kadar olmaz diyorsun ama daha fazlası oluyor her defasında. bu nasıl bir şey yahu?
yani bunu kimler tasarlıyor, yapıyor falan merak ediyorum. alıp hastaneye götürüp incelemesi lazım doktorların psikologların falan. bu nasıl bir hasta ruhlu zihniyet ve zeka yoksunluğudur?
bundan sonra trabzonlu denildiğinde cidden sağlam önyargı ile yaklaşıcam. tercihen aynı masada dahi oturmam bunlarla. böyle bir akıl yok çünkü. sevinmek, kutlamak dururken adamlar millete sataşıp kavga gürültü çıkartıyorlar. ona buna küfür edip hakaret edip saçma sapan işler yapıyorlar. cidden ülkenin futbol kalitesi ve taraftarı bunlar yüzünden dibe batıyor şuanda. bu haberi yurt dışında birilerinin gördüğünü düşünsenize. yok böyle bir rezalet. bu nedir yahu? -
30 nisan 2022 bağdat caddesi şampiyonluk kutlaması
fenerliler trabzon'da şampiyonluk kutlayamıyor. neden trabzonlular fenerbahçenin kalbinde şampiyonluk kutlasın? bana bunun açıklamasını hala kimse yapamadı. hani bakıyorum mesajlara bir tane bile bu konuda açıklama yapabilen biri yok lan. olm bom boş yazmışsınız karşılıklı tehditler falan.
ama şu sorunun cevabını hala kimse verememiş. e o zaman yapmayacaksınız abicim orada. hani bu, bu kadar zor olmamalı yahu. git beşiktaş çarşı da yap yapabiliyorsan? yemez. yememeli de. dünyanın hiç bir yerinde böyle bir şey görmedim ben. liverpool şampiyon olacak ama gidip manchester lı taraftarların barlarında sokaklarında falan kutlayacak. ya mümkün mü böyle bir şey arkadaşlar?
barça şampiyon olacak, gidecek madridde, real için en önemli caddeye çıkacak. çıkartırlar mı? mümkün değil. en fazla 1 saat belki belki 10 dakika. sonrası sıkıntı.
neden inadında onca yer dururken, milyon km2 alanlar, sokaklar, caddeler dururken, illaha bağdat caddesi? neden yani? bu kadar mı oturmuş içinize fenerbahçe nefreti? gerçekten aptalsınız arkadaşlar. istanbul'da gidilebilecek binlerce hadi yüzlerce meydan veya ünlü yer varken, bağdat caddesine gitmeyiver arkadaş. niye inat ediyorsun? gerizekalı mısın sen?
bu trabzonlular kadar aval bir grup yok gerçekten. kendi kendinize kaşınıyorsunuz arkadaşlar. benden söylemesi. başınıza ne gelirse hak ediyorsunuz şu dakikadan sonra. çünkü hiç bir mantıklı açıklaması yok bunun. -
23 nisan 2022 adana demirspor trabzonspor maçı
kimsenin bir hevesi yok. trabzonspor a verilmiş olan bir söz var bu sene. mhk istifa etmiş. federasyon patlamış başkanı yöneticileri istifa etmiş. bir sürü hakem nedensiz yere kovulmuş. trabzonsporun 7 den fazla kırmızı kartı bilerek es geçilmiş. rakiplerin onlarca penaltısı verilmemiş, haksız yere kart gösterilmiş, oyuncuları atılmış.
bu şampiyonluk kadar büyük bir şike ülkede yok. kime sorsanız hakkını helal etmez.
o yüzden hadi canım benim. başka kapıya. kendi kendinize eğlenin gülün başka bir şey yapamazsınız zaten. -
soğuyan kadın geri döner mi sorunsalı
gideni asla geri kabul etmeyin. dışarıda milyonlar var. giden kendi kaybeder
-
zamanın inanılmaz hızlı geçmesi
bir iki hafta önce 2020 mart ayı civarındaydık. söyleyeceklerim bu kadar.
-
çeyrekle kanmam diyen baldız
fiyatını belirlemiştir. uygun fiyata her şeyi yapabilir demek geliyor içimden kimse kusura bakmasın. siz ve şu gelin alma verme adetleriniz yok mu, beni hasta ediyor. sokayım örfünüze de adetinize de. kanlı çarşaf da ası verin bir zahmet amk
-
2021 yılı kurumlar vergisinin % 25 olması müjdesi
geçen sene %20 olan verginin, %5 daha fazla arttırılması yönünde yapılan tekliftir.
soran olursa halkımızın yanındayız dersiniz, kim bilecek?
kim bilecek? kurumlar bilecek. iş yapan insanlar bilecek. peki onlar, önümüzde ki dönemde bunu yapanları cezalandıracak mı? göreceğiz.