Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. mehmet ali çelebi

    demek ki neymiş vekil partizanlığı da yapmayacaksınız. sırf mahkeme salonunda yazdığı yazıyı okudu diye kahraman yaratmayacaksın.

    ulusalcılarda kafa biraz farklı çalışıyor, eleştirdikleri akp ve reisten daha çok kandırılıyorlar ama farkında dâhi değiller. kılıçdaroğlu'nu sevmem ama chp'yi bunlardan temizlemesi lazım. erdoğan zaten diğer yerlerden ya söktü attı yada kendine benzetti.

    edit: arkadaşlar kendisi chp'den ayrıldı diye eleştiri almıyor gideceği partiden dolayı alıyor. bu adam memleket partisinde değil miydi? ideolojik anlamda onun ne sorunu vardı? çelebi için dert bu değil.

  • 2. 7 ağustos 2022 antalyaspor galatasaray maçı

    hakem bir oyuncu diğerine temas ettiği an faul veriyor, bu şekilde nasıl savunma yapılacak anlamadım.

  • 3. odtufans

    bedenin sansürlenmesine karşılarmış. belli bir ücret karşılığında sanırım...

    ablacım madem karşısınız bedavaya göstersenize. hayır merak ettiğimden değil, argümanları saçma.

    beyin yakan sjw saçmalıklarının bir diğeri.

    ek: bir de demişler ki "bağışlar" yüksek lisans eğitimimizi destekleyecek. bu kadınlar dilenci değilim diye lafa giren dilenciler gibi mi yoksa düpedüz beden satıcısı mı bilemedim.

  • 4. 6 ağustos 2022 beşiktaş kayserispor maçı

    herkese merhabalar.

    beşiktaş 1 - 0 kayserispor

    girişte belirteyim, kötü oynadık. sebeplerini yazacağım ama hem ofansif, hem defansif kötüydük.

    öncelikle orta saha merkezde dizilim problemi yaşadık. salih 6 numarada, kartal ise 8 numaradaydı. bu bizi salih'in tekniğinden mahrum bıraktı. ilk yarı %97 pas yapan salih, ön taraftaki oyuna katılamadı. kartal ise, özünde 6 numara olduğu için önde statik kaldı.

    eğer bu dizilimde bir 4'lü defansif düzen oynayacaksak, işte bu oyun zaten 8 ile 10 numara arası yetenekli bir oyuncu istiyor. gedson ya da kartal çift 8 oynadı ama ikisi de bu oyuncu değildi. bu bütün dengeyi bozdu, ön taraftaki set oyunlarının kurulumunu önledi.

    diğer bir konu baskı dengesindeki hataydı. baskı takımı kurduysanız, takım ip gibi, çizgi halinde hareket etmeli. kopuk bir baskı ile rakibi zorlamaya çalıştık. bu kopuk baskı, aksine kayseri'nin işine yaradı. daha kolay çıkıp, arka tarafa adam kaçırdılar.

    bir de bu oyuna masuaku'nun tutukluğu ve muleka'nın çok fazla çizgide kalması sebebiyle, bütün yük ghezzal'da kaldı. o da weghorst ile gerekli uyumu yakalayamayınca, kopuk, üretmeyen bir oyuna döndük. alanlar arası iletişim de zayıftı.

    aslında bütün oyun planımız da saiss'in dikine paslarıydı. bu iyi bir şey değil. merkezde topu dikine taşıyacak, yaratıcı oyunlar oynayacak, verkaça girecek bir oyuncu eksikliğini hissettik. burada çift forvete erken dönülebilir miydi bilemiyorum.

    ikinci yarı biraz hareketli görünen beşiktaş'ta oyun n'koudou üzerinden değil, salih'in öne çıkmasıyla ilişkilendirilebilir. salih'in birkaç adım öne çıkması bile oyunda bir farklılık oluşturdu. ve baskıda da doğru işler yapmaya başladık ki; rakip kırmızı gördü.

    ikinci yarı topla oynama yüzdemiz de %57'den %62'ye çıktı. fakat yine doğru oyunu bulamadık, iyice karambole döndük. doğaçlama oyun gol getirebilir ama sezonu götüremezsiniz. burada necip'in defanstaki dengesizliği de takımı diken üstünde tutuyordu.

    saiss'in harika oyununun yanına salih'i de koyduğumuzda, biraz da ghezzal dediğimizde kalan oyuncular için iyi şeyler yazamayacağım. baskı oyunu oynadığımız halde 119 top kaybı yaptığımız, rakibin 115 top kaybı yaptığı bir oyunda iyi de görünemeyiz.

    gol ile ilgili de şunu yazayım. maçtan önce belirtmiştim, weghorst'a yakın olanın skor üreteceğini yazmıştım. uzak oynadık, sonlara doğru yaklaştık ve pozisyonları bulmaya başladık. bunu muleka üzerinden de sık sık yapmamız gerekiyor.

    birkaç istatistik:

    salih uçan: %92 başarılı pas
    saiss: 4'te 4 hava topu, 9'da 6 uzun top
    ghezzal: 3 kritik pas
    masuaku: %90 başarılı pas
    gedson: 17'de 11 ikili mücadele, 6'da 4 top sürme
    kayserispor: 29 topu uzaklaştırma
    beşiktaş: 15 topu uzaklaştırma
    beşiktaş: 124 top kaybı

    bu arada fizik gücümüz, 90+8'de hala ayakta kalmamızı sağladı. takımın aksiyonları zayıf görünse de; fizik gücünün iyi olduğunu görüyoruz. ikili mücadelelerde, hava toplarında üstündük. bu anlamda, sezon kampının fizik tarafını başarılı buluyorum.

    sonuç olarak kötü oynarken kazandık. bunun psikolojik tarafı da iyi. son dakikada kazanmak, takımı zorlasa da olumlu görünür. takımı ateşler. kazandık, mutluyuz, umarım oyunumuz gelişir. bu oyunla şu anlık işimiz zor.

    okuyan herkese teşekkür ederim.

  • 5. yavuz ağıralioğlu'nun türklük açıklaması

    demek ki islamiyetten önce türk değilmişiz neydik lan biz o zaman ?bayılıyorum bu türk islam sentezcisi kafalara... keske benim de olsa

  • 6. 10 yıl ev kredisi ödenir mi diyenler şimdi napıyor

    kiraya %25 zam sınırı getirilmesi başlığında ev sahiplerine sövüyor çoğu.
    edit: başlığın tam hâli (bkz: kira artışına %25 sınır getirilmesi)

  • 7. mehmet ali çelebi'nin akp'ye katılması

    6'lı masayı atatürk düşmanlığı ile suçlayarak, ülkenin başına gelmiş en atatürk düşmanı partiye geçmeyi vatanseverlik, fetö karşıtlığı üzerinden kimseye yutturmaya kalkmasın bi zahmet.

  • 8. cemal enginyurt'un latif şimşek'i dövmesi

    10 dakika seyrettim annem seyrediyordu, latif şimşek ve bir ülkücü bıyıklı adam vardı cemal enginyurt konuşuyor, ikisi habire "savcıya böyle deme, polise öyle denir mi, ösym bizim kurumumuz onun değerini düşürmemek lazım, bu kutsal, şu milli" ben de dedim ki iyi yere tezgah açmışsınız onu deme, bunu eleştirme, 10 dk sonunda ben şiştim oturduğum yerde, iyi yapmış ohhh canıma değsin.

  • 9. bir dizinin tamamını anlatan tek repliği

    ı am not in danger
    ı am the danger

  • 10. sınıfın en zekisinin şimdiki mesleği

    ekşisözlük yazarlarının hepsinin sınıfının en zekisi olduğunu gördüğümüz başlık. hey maşallah.

  • 11. türkiye'de en itici insanların bulunduğu şehir

    çok bariz şekilde trabzon'dur

  • 12. anın fotoğrafı

    (bkz: #140981891) alkollü araç kullanan yazarların da sorumsuzca bu anı ölümsüzleştirdiği fotoğraftır.

  • 13. türkiyeliyim vs türküm

    7 göbek izmirliyim, türküm.

    sağda solda izmirliyim diye gezip sanki izmir yunan toprağıymış gibi gösteren vatansızlara aldırmayın, kütüğüne baksan afyonlu/ konyalı/ tuncelilidir hepsi. izmir'e gelince aşağılık kompleksine kapılıp önce izmirli oluyorlar, sonra izmir'i türkiye'nin geri kalanından ayırmaya çalışıyorlar ki memleketleriyle bağları kalmasın.

    böyle yavşaklara inanmayın, izmir sapına kadar türk toprağıdır.

  • 14. las vegas'ta defalarca bıçaklanan hırsız

    üşenmedim yorumların çoğuna baktım sadece 2 kişi orantısız güç kullanıldığını söylemiş. diğer amerikalılar nefsi müdafaa olduğunu dükkan sahibinin kendini savunma hakkının oluştuğunu belirtmişler. bir tane güvenlik uzmanı hırsızlara istediğini verin demiş en çok ona kızmışlar. gerçek bir kanun insanı çoğu eyalette tezgahtan atlayıp satıcı veyahut dükkan sahibinin alanına girme durumunda nefsi müdafaa hakkına izin verildiğini belirtmiş. olayı yakından takip eden birisi resmi olarak olayın nefsi müdafaa olarak değerlendirildiğini dükkan sahibinin işinin başına döndüğünü söylemiş. bıçaklanan da ölmemiş.

  • 15. 403.000 adet 2. el arabanın elde kalması

    lan oğlum şaka değil 2006 model hyundai getz'e 207.000 tl yazıldığını gördüm. şaka ilan sandım ama gerçekmiş. böyle piyasa patlamasın da ne yapsın.

    edit: 220.000 yapmış lpg'li aracı
    görsel

  • 16. mercimek çorbasının en iyi 6. çorba seçilmesi

    "ayak lazım paça lazım işkembe lazım, mercimek ne ulan... ?" diyen vatandaşı akıllara getirmiştir.

    şurdan

  • 17. oğuzhan koç'un yağış nedeniyle konseri terk etmesi

    eşsiz tenor, halkı sesinden mahrum bırakmış resmen
    (bkz: geniz eti)

  • 18. en kötü bağımlılık

    (bkz: konfor)
    ne kadar sıkılsan da, içinden çıkmaya çalışsan da seni öyle bir kendine bağlıyor ki tüm ideallerinden vazgeçiyorsun.

  • 19. suç sayılması gereken davranışlar

    işyerinde yapılan her türlü mobbing.

    *

  • 20. pitbulluna kedileri parçalatan kadın

    defalarca bu canavarlar komple yasaklanmalı dedik. sahibinin inisiyatifine bırakmak, c4 patlayıcısını serbest bırakıp patladığı zaman sahibi sorumlu demek gibi bir şey. üstelik hiçbir eğitime veya koşula bağlı olmadan bu itlerin çip takılmasına ve yasal olarak sahiplendirilmesine izin verdiniz.

    görüyorsunuz işte sahipleri köpeklerden daha vahşi daha dengesiz. tüm yasaklı ırklar toplanmalıdır.

    edit: haberin uzun versiyonu:
    https://twitter.com/…eri/status/1556275840270344192

  • 21. insanı salaklaştıran şeyler

    asik olmak

  • 22. bu saatte hala uyumama sebebi

    (bkz: dries mertens) (bkz: lucas torreira)

  • 23. merve boluğur'un murat dalkılıç sorusuna tepkisi

    yapılan utanmazlık yanında az bile olmuş tepki. ağzına sağlık bacım.

  • 24. ateistlerin nasıl emin olduğu sorunsalı

    tanrı yoktur efenim. müslümanlığı, hristiyanlığı tartışmaya gerek duymuyorum. artık ne oluyosa olsun diye düşünüp kendi kafasında açıp kitapları okuyan biri doğru kararı verir zaten. bu noktada en olabilecek tanrı deist tanrı gibi gözüküyor. ki onun da yokluğunu ben kendime kanıtlayabiliyorum. yazım çok uzun olacak ama ateizme yakın veya yeni ateist olmuş kardeşlerimin okumaya ihtiyacı olduğunu düşündüğüm bir yazı. kemerlerinizi takın. daha önce değinilmemiş noktalardan vurmaya çalışcağım. ama önden uyarıyorum baştan bazı konulara belli bir düzeyde hakim olmanız gerekebilir.

    canlılık tanımından başlayalım.
    şimdi canlılık diye tanımladığımız bir olgu var. ama diğer tüm kavramlar gibi canlılığın da kesin sınırları yok. mesela virüsler. canlı mı değil mi belli değil. virüsler gibi bunun protistası, algleri, bakterileri, bitkileri vesayresi var. yani anlatmak istediğim, daha tam olarak sihirli bir sınıra sahip olmayan bir canlılık tanımı var. evrendeki en gelişmiş yapı olan insanlar da bir canlı, nefes alırken farketmeden hüpletip öldürdüğünüz bakteri de, ahan da yolda ezip geçtiğiniz papatya da bir canlı. ve biz biliyoruz ki bir canlının hangi durumda neyi tercih edeceği dna'sında kodlu. bu ilkel canlılarda çok basit bir kod mesela. dna'sında ye, parçala, üre yazıyor. besin görünce onu içine alıyor, dna'sından sentezlenen sindirim enzimleri monomerlerine parçalıyor, uygun bir duruma gelince de ürüyor. canlı, robot gibi bu döngüyü tekrarlıyor. e insanda da aynı kodun bilmem kaç kentilyon katı daha karmaşığı var. beynimiz, çevresel etkenlerle ve geçmişteki tecrübelerimizle beraber daha kompleks kararlar alabilen bir robot. yani anlatmak istediğim, bizi o ilkel canlıdan ayıran tek noktamız daha karmaşık olmamız. eğer evrendeki her bir atomun yerini bilseydik, her enerji aktarımını takip edebilseydik bir canlının tüm hayatı boyunca ne kararlar alıp vereceğini, hatta neler düşeneceğini bilebilirdik. yani ortada "ruh" olarak bahsedebileceğimiz bir meta varlık yok. biz ve diğer tüm canlılar; birleşip birbirileriyle etkileşime girmiş olan atomlar, moleküller ve hücreleriz. yaptığımız ve yapacağımız her şey zaten çoktan belli. acı çekmemiz, sevinmemiz, utanmamız, pişman olmamız doğal seleksiyonla seçilmiş kompleks hücresel ve kimyasal özellikler. bir bitkiyi parçaladığınızda acı çekmez veya okşadığınızda mutlu olmaz. bu özellikler yalnızca sinir sistemine sahip canlılarda gözükür.

    üstelik değinmek istediğim daha önemli konu ise şu. biliyoruz ki ilkel canlılar mitoz geçirince aynı canlıdan 2 tane oluyor. yani canlılardan biri ölse de klon olan canlı soyunu devam ettiriyor. canlı bi nevi ölümsüzlük kazanıyor. e biz evrim teorisine göre tüm canlıların ilk canlıdan geldiğini biliyoruz. buna göre dünyadaki tüm canlılar o ilk canlının değişmiş formları. yani hepimiz kökenlerde aynıyız. evrim teorisini azıcık kafa yorarak bilen, öğrenen bunu çıtır çerez biliyordur zaten.

    peki bunları anlatarak nereye gelmeye çalışıyorum. şimdiye kadar anlatmaya çalıştığım şey, diğer hiçbir canlıyla bir farkımız yok! yok, yok, yok. basbaya yok. ilk canlıyla da yok, son canlıyla da olmayacak. hem de bak ne diyeceğim. başka hiçbir cansız varlıkla da bir farkımız yok. hardcore ateist kardeşlerim bunu zaten biliyordu, ama birçoğunuzun "hassiktir iyice cıvıttın." diyişleriniz kulaklarımda çınladı. yok ama yani yok. basbaya pekala yok. 3 katrilyon kere yok. sizi yolda gördüğünüz kaldırım taşından daha değerli yapan tek şey doğal seleksiyonla gelmiş olan değerli hissetmeniz olgusu. değerli veya değersiz de yok. siz varsınız, o taş var. sizin bu halde olmanızın sebebi ilk canlının oluşabilmiş olması. ilk canlı ortaya çıktı, üredi, üremekte başarılı olan genler aktarıldı ve bu sekstilyonlarca kez tekrarlandı. şimdiye kadar gelebilmiş genler sizi oluşturdu. aşırı gelişmiş insan zekası da, bilinç gibi olmaması gereken bir olguyu oluşturdu. yani ortada iyiyi veya kötüyü oluşturan tek şey sizin beyniniz. sokakta gördüğünüz bir böceği ezmek sizin beyninizde kötü olan bir şey. yoksa ortada kötü veya iyi diye bir kavram yok. bir kedinin hiçbir amacı yokken fareyi öldürüp bir kenara atması da kötü veya iyi olarak adlandırılamayacak bir şey. insan dışında başka hiçbir canlı bunu önemsemiyor. eğer bu muğlaklığı da size açıklamayı başarabildiysem yavaştan finale geleyim. biliyorum her felsefi konudan bir kaşık bal çaldım ama varacağımız nokta için buna değecek.

    şimdiye kadar anlattığım şeyler eminim halihazırda birçoğumuzun aklında olup, bir türlü birleştiremediği veya düşünülmeye üşenilen şeylerdi. ama bunları bir yerde topladığımıza göre artık sorulması gereken sorulara gelelim. evet dostlarım yukarıdaki destanı bu sorulara yanıt aramak için yazdım.

    yani ortada bir tanrı varsa, bu tanrı yalnızca insanları mı yargılayacak? e bizim ne bir bakteriyle ne de bir kaldırım taşıyla bir farkımız yok, bunu olabildiğince açıkladım sanıyorum. tanrı neden sadece bizi yargılayacak?

    tanrı, canlı dediğimiz tüm varlıkları mı yargılayacak? e bir bakterinin suçu neye göre belirlenecek?

    bazı canlılar mitoz ile ürüyor. yani 2 canlı da aynı genetik kodları taşıyor. bunlar aynı canlı olarak mı değerlendirilecek yoksa farklı canlılar mı olacaklar? aynı olacaklarsa, evrimi kayda aldığımızda aslında tüm canlılar aynı olmuyor mu o zaman? farklı sayacaksak da aslında ezelden belli olan çevreye göre şekillenmiyor mu canlılar? nedir diğer canlıyı tanrı katında farklı kılan?

    muğlakta olan canlılar var. virüsleri görmezden mi geliyoruz? tanrının yargılama sınırı nereye kadar?

    alın size daha büyük problem. iyi ve kötü insan beyninde dedik. tanrı insan beynine mi sahip? neden bizi bizi olgularımızla yargılıyor? hadi öyle diyelim, 1000 yıl öncesiyle şimdinin iyi-kötü ayrımı bile çok farklı. yani üşenmeyip kafa patlatırsanız her yerde açıklar var. sadece tüm önyargıları bir kenara atın. çünkü onlar da sadece insan beyninde.
    -
    -
    -
    yani ortada yargılayan bir tanrı yok. buraya kadar bunu anlatmış oldum. e ortada bir tanrı varsa ve bizimle hiçbir alakası olmayacaksa varlığı veya yokluğunun ne anlamı var ki? varlığının tek amacı evrenin oluşumu ve gidişatındaki temel güçlerin düzeni ile ilgili olmalı.

    evren ile ilgili bilemediğimiz konuları temele indireceksek "nereden geldiği?" ve "neden geldiği?" sorunlarına ulaşırız . bunları gelecekte belli bir aşamaya kadar öğrensek de, her yeni bilgimizde bir sonraki aşama muğlakta kalacağından muhtemelen hiçbir zaman aradığımız cevabı öğrenemeyeceğiz. ortada bir tanrı varsa yapmış olabileceği tek şey evreni yaratıp ana dinamikleri sağlamış olması. bu size bir cevap olarak gelebilir. evet, evet bu size oldukça yeterki bir cevap olarak gelebilir. ama işte bu çözüm yolu çok daha saçma bir paradoksu doğuruyor: o zaman tanrı nereden geldi, neden geldi. tanrı hep vardır ve zamandan muaftır derseniz ağzınıza ıslak odunla vururlar. çünkü bu sıfatları tanrı yerine evrenin kendisine vermek daha mantıklı bir çözüm yolu. tanrı sonsuz olacağına evren sonsuz olsun. tanrı dinamikleri sağlayacağına evren sağlamış olsun. ateizm kolaylıklar dini ne de olsa (bkz: swh).

    yani a dostlar ben bunları kafamda pek tabi çok daha detaylı bir şekilde tartışarak kopkoyu bir ateist oldum. ama evet tanrının yokluğunu ispatlamak da varlığını ispatlamak kadar olanaksız. yani %0.000...1 de olsa tanrının var olma ihtimali her zaman var. ama benim messi olma ihtimalim, jüpiter'de mor inekler olması ihtimali, satürn'ün halkasının aslında basket potası olma ihtimali de var. değerlendirmek size kalmış.

    peki, o zaman yaşamanın ne anlamı var? iyilik yapmanın amacı ne? bunlar apayrı konular. bunu da üşenmeyip kendi başlığına uzun uzun yazacağım. muhtemelen yıllar sonra. ama siz yine de ciddiye alıp okuduysanız aklınıza takılanları yazın belki ekleme yaparım. karşıt düşüncelerinizi dinlerim, yanlış yer varsa düzeltirim, anlaşılmayan yer varsa daha anlaşılabilir bir dile çeviririm ama lütfen yok şu ayet yok bunun ihtimali falan başka arkadaşların binlerce defa cevapladığı şeyleri yazmayın.
    -
    -
    edit: onlarca arkadaş yazdı. bazılarıyla kısaca konuşup bir uzlaşıya varamadık, bazılarıyla uzun uzun konuştuk yine varamadık. üşenmeden en kısa konuştuğum kişiye bile onlarca satır cevap yazdım. kendimi ifade etmeye çalıştım. ama yoruldum arkadaşlar. bakın bu entry'de ilk paragrafta olduğu gibi biraz daha deist bir tanrı profili üzerinden ilerlemeye çalıştım.

    çünkü bir dinin tanrısına birçok kişi zaten kendince neden inanmadığını anlatmış. benden de alacağınız cevaplar bunlardan fazlası değil. //yani sakin olun bu sefer mağdur değilsiniz// bu yüzden belli bir tanrı imajıyla gelmeyin bana. buraya bu yazıları girme sebebim şuydu: bir ateist dinlere inanmıyor, peki dinlere bağlı olmayan bir tanrı neden olamaz?
    lütfen bunu kayda alarak bana ulaşın. ayrıca zaten yazının içinde cevabı olan bir şeyi bana tekrar sormanızın da bir anlamı yok.

  • 25. türk kızlarının onlyfans çukuruna düşmesi

    ekonomik kriz kaçınılmaz olarak ahlaki yozlaşmayı getirir, çevrenizdeki insanların para için nelere katlandığını iyi gözlemleyin, ayrıca daha bu ne ki, türkiye seks turizmi cenneti haline gelecek az bir zaman kaldı... sadece kadınlar için değil, yaşlı helga teyzeler de diri ficutlu iç anadolu gençlerine ardını dövdürtmeye gelecekler. memleketi komple sikecekler lan

  • 26. yeni biriyle tanışmak

    yok efendim mecalim kalmadı vay efendim kendimi baştan anlatmaktan yoruldum ayaklarını bir kenara bırakın ve kabul edin: yeni biriyle tanışmak on numara eylemdir. ortak zevkleri konuşmak, film-dizi-kitap-spor-müzik kritiği yapmak, zaman zaman sadece konuşuyor olmak için bir şeylerden bahsetmek, yeri geldiğinde derin mevzulara girmek böyle böyle derken kişiye iyiden iyiye alışmak, sabah erken kalkacağınız halde gecenin körüne kadar mesajlaşmak falan… güzel şeyler bunlar. bunca emeğin boşa gitmediği yeni tanışmalar dileğiyle.

  • 27. güzel kız sayısındaki belirgin artış

    bu tespitin yapılmasında yazla birlikte gelen açılıp saçılmayla doğru orantılı bir etkisi olduğunu düşünüyorum.

  • 28. dries mertens

    baştan söyleyeyim beşiktaşlıyım.yorumları okuyunca inanamadım. bu adam çok iyi futbolcudur. yorum yapanların çoğu izlemeden yaşına bakıp yorum yapıyor. en çok eleştirdiğim kitle olaya istatistik yönüyle bakan kitledir, bu tipler topa vurmayı bilmeyen fm oynayan tiplerdir.

    mertens pas oyununu harika oynayan, kısa mesafe ve dar alanda harika işler yapan, defansta katı şekilde bekleyen rakiplere sabırla oyun kurgulayan, pası ona göre atıp doğru zamanı bekleyen bir adam. 1 veya 1.5 senedir süre olarak az oynasa da girdiği maçlarda çok etkiliydi.

    kendisini başka 35’lik adamlarla karşılaştırmayın çünkü şampiyonluğa oynayan takımlarda maç sıkıştığında az koşuyla çok iş yapacak adamdır. kısa mesafede kalçadan şutları, uzak direğe kesmeleri, frikikleri vardır. biz geçen sene pjanic’i aldık ama o sadece defanstan topun çıkış kanalı olan bir adamdı ve pas harici oyunu yoktu,barcelona sistemi dışında da iş yapmayacağı belliydi ve abartıldı sonuç fiyasko. mertensi keşke beşiktaş alsaydı. iyi transfer, hatta bence az tepki bile veriliyor, bitik mesut için uçaklar beklenirken mertens eleştiriliyor, ülkemizde futbol bilgisi de çok düşük bence. 2-3 ay sonra bu adam buralara nasıl gelmiş,nasıl alabilmişiz dersiniz bence. bu adam belçikanın altın jenerasyonundaki en harika 5 adamdan biri oldu yıllarca. 35’lik yaşlı ve kazmalarla karşılaştırmayın. severek takip ettiğim bir adam süper lige geliyor, rakibimize geliyor ve eleştiriliyor. ilginç.

    ayrıca gsli arkadaşlarımızla geçen sene konuşurken kadronuz çok kötü,bu rumenler ne iş dediğimizde çok para kazanacağız diyorlardı. objektif bakan çok az kişiydi, ben beşiktaşta da çok eleştiriyorum,weghorst konusunda mesela, bazı şeyleri erken görmek gerek. 3-5 genç rumenle,taylan ile, berkan ile olmaz dedik. hatta milli takımın kapısından alınmaması lazım, bazı adamların ise 3 büyüklerin stadına sadece parayla,biletle girmesi gerektiğiniz söylediğimde abartıyorsun denildi. mertensin ise buraya gelmesi büyük olay, futbolda çok fazla nüfus memurluğu yapmamak lazım, yaşa bakalım ama her zaman da bakmayalım. mertens bu lige uzun süredir gelmiş adamlar içerisinde en iyisi.aynı şekilde hamsik de öyle, hamsik’in tsye gelmesi ayrı olay, tsye gelmeden önceki takımına gitmesi değil antrenman sahasına ayak basması bile büyük ilginçlik. arkadaşlar bu adamlar 3-4 sene önce napoliyi yöneten saha içindeki beyinlerdi, bizlere kevin de bruyne (mertensle yıllarca oynadı milli takımda ve aynı ilgi,beklenti ile- kevinle aynı demiyorum karıştırmayın,yakınlardı oyun olarak diyorum o dönem için) gelmeyecek tabi ki,kaldı ki kevin’in gideceği 2-3 takım var dünyada.

    bazen burada harika oynayan adamlar avrupa takımıyla maç yaparken vasat görünür ya, gsden örnek verelim muslera harika günlerindeyken avrupa maçında basit görünen gol yiyor, aslında basit yemiyor da atan adam basit gösteriyor, kolay yaptığı için vuruşu, (brezilyalı ronaldonun yarı finalde rüştüye attığı burun vuruşu mesela, ronaldo zaman kazanmak için iki adım eksik atıp tekte vurdu rüştü kıpırdayamadı)işte tam bu şekilde çok iyi denilen defansların ve kalecilerin korkulu rüyası olur bu mertens. kendisini çok dikkatli izleyen ve seven birisi olarak,sıkı beşiktaşlı birisi olarak söyleyeyim bu adam sahada çok oyuncunun dengesini bozar, çok kaleciyi tek ayakta bırakır, çok kişinin belini kırar. basit görülen, şoke edici vuruşlarla şaşırtır. beşiktaş alsa şenol güneşle net şampiyon olurduk.

  • 29. kapitalizmi özet geçmek

    zenginlik ve özgürlüğü aynı anda yaşatan müthiş sistem.

  • 30. evlilik öncesi genital estetik operasyonu

    türlü esprilere gebe olacak dolandırıcılık operasyonudur. oldu olacak insanlara tramer kaydi da girin amk.

    tam anlamıyla trajikomiktir. bir ülke düşününki insanlarının tüm odağı hep cinsellik olsun.

    yaşadığım ve denk geldiğim çağı sikeyim.

    vajina beyazlatma operasyonu
    genital estetik operasyonu
    bekaret ameliyatı

    soran olursa ortamlarda biz cinsel obje değiliz dersiniz hanımlar. bu yukarıda yer alan 3 operasyondan bir tanesini yaptıran kadin cinsel obje olduğunu kabul eden kadındır.

    edit ve ek : çok mesaj geldi. salağa anlatır gibi anlatmak ile hiç anlatmayip cehaletinizde bogulmanız arasındayım, ben yine de salağa anlatır gibi anlatmayi seçip insanlığa olan inancimi korumayi seçeceğim.

    bakın arkadaşlar öncelikle güzellik ve de çirkinlik şekil ile ilgili soyut bir algı. güzellik bölgesel değildir, bir bütündür. guzellik her dönem değişkenlik gösteren bir yanımsamadan ibarettir.

    cinsel organlar temelde 4 adet özellik barındırır.

    1 cinsiyet belirler
    2 dışkı salımına aracılık eder
    3 cinsel aktivite
    4 hamilelik

    hiç bir erkek hic bir kadına am'ı güzel diye aşık olmaz, tıpkı kadınların biz erkeklere sikimiz güzel diye aşık olmadığı gibi. doğal olarak hiç bir ilişki de cinsel organların güzelliğine veya çirkinliğine bağlı olarak başlayıp bitmez. zaten cinsel organlarda kişilere libido yükseldiği zaman güzel ve çekici gelir, özünde vajina da penis de çok da estetik organlar değillerdir. her iki cinsiyetin cinsel organlarının seks esnasinda görevi penatrasyonu sağlamaktır.

    kadın vajinasının görüntüsünün esmer olması, dudakların dışa dönük olmasi gibi nedenler cinsel zevki ve performansı etkilemez çünkü temelde olacak olan penis'in vajinaya girip çıkmasından ibaret, her iki cinsiyetin de cinsel organlari penatrasyon için gerekli temel özelliklere sahipse bu yeterlidir.
    güzelliğin bir bütün ve dönem dönem algıya dayalı değişiklik göstermiş olduğu gerçeklik düzleminde, kendinizi bir bütün olarak ve olduğunuz gibi kabul etmeniz gerektiği yerde, kendinizi cinsel organının özeline indirip güzelliğe dayalı kaygı taşımanız ve bunun üzerinde değişiklik yapma çalışmanız sizi alt metinde bir cinsel obje haline getirir.

    ne yani vajinanizin rengi esmer değil pembe beyaz olduğunda güzel mi olacaksınız? koyu bir vajina rengine sahip olunca çirkin mi oluyorsunuz ? siz sadece bir amdan mi ibaretsiniz? bugün erkek güzellik algisi pembe beyaz renkte bilmem hangi şekilde vajina diye o vajinaya sahip olmaya çalışacak,yarin biz erkeklerin algisi tam tersi olunca bir daha o hale mi donmeye calisacaksiniz ? siz salak mısınız, bizim elimizde oyuncak mısınız?

    japonlar kusurda güzellik olduğunu felsefe edinip bunun üzerinden kintsugi isminde sanat akımı başlatmışlar, bizim salak türk kadini aminin rengi ve şekli üzerinden güzellik algisi kovalıyor. bu ne sikimden bir coğrafyadır böyle.

    bir de özelden gelip bu durumu mesaj kutumda basic savunmalarla savunmaya çalışıyorsunuz, sanırım sizi cinsel obje olarak nitelendirmeyip insan olarak düşünen vermillion da kabahat.

    e ne bok yerseniz yiyin o zaman nabim.

  • 31. galatasaray

    adamlar transfermarkt sitesini cokertti bu aksam.
    hicbir oyuncu ve takim detayina girilmiyor.

  • 32. fernando muslera

    hic tereddütsüz iddia ediyorum ki;

    kendisi metin oktay'dan sonra galatasaray tarihinin en önemli oyuncusu, kaptani ve yasayan efsanesidir. kazandirdigi bunca sampiyonluk bir yana bu yasinda hala galatasaray'i oyunda tutmaktadir. emekli oldugunda yalnizca galatasaray icin degil türk futbol tarihi icin de bir dönem kapanacaktir.

  • 33. bir ömür nasıl perişan edilir

    parasızlık her türlü her konuda perişan eder. ne yapıp edip para kazanmanın ve maddi gücün elinizde olacağı bir meslek sahibi olmaya bakın.

  • 34. dedelerimiz soyadlarını neye göre seçti sorunsalı

    atatürk'ün emriyle, türk dil kurumu özellikle öz türkçe adları derleyip bunları kitapçıklar halinde muhtarlıklara ulaşacak biçimde tüm yurda dağıttı.

    sülale adı olanlar ya da kendi seçenler vs uygun olan isteklerini yazdırdı. isteyen de bu listelerde beğendiğini seçip soyadı olarak aldı.

    bu yüzden çoğumuzun adı arapça-farsça iken soyadlarımız çok büyük oranda türkçedir.

    yaşa atatürk!

  • 35. kpss meselesi abartıldı

    ne de olsa alışmışlardı daha fazlasını çalmaya. önceden sınavların tamamı çalınıyordu şimdiki durum az geliyor haliyle. kul hakkından haberi olmayan münafıklar iyi bilsin ki 1 soru bile kaç kişinin hakkına girmenize yeter de artar.

  • 36. 06 mda 03

    kendinden güçsüz gördüğü birini kan revan içinde bırakan bu hayvan oğlu hayvan hala dışarıda elini kolunu sallıyor. ey adaletin bekçileri ekşi mensupları. polis bekçi yalan. ekşi müdahalesi gerekiyor bu hayvana.

    (bkz: https://twitter.com/…?s=21&t=boto9wgyk_kp5hiuya2rna)

  • 37. antalya'da kira balonunun patlaması

    günün sevindirici haberi.

  • 38. adıyaman'da çocukların 2 ambulansı yakması

    sjw duyarcıları gelip; “kimbilir hangi yakınını kaybetti de böyle minik tepkiler verdi yavrucaklar.” demeden önce direkt söyleyeyim:

    bu piçlerin de, bu piçlere bu özgüveni aşılayan ailelerinin de, sırf linç korkusuyla bu olayları görmezden gelip sümen altı edecek kamu yetkililerinin de anasını sikeyim.

  • 39. 7 ağustos 2022 manchester united brighton maçı

    united hocası ronaldo'yu istemiyordu dengesizlik oluşturuyor diye. onsuz gerçekten muhteşem bi takım yaratabilmiş aylardır kendisini tebrik etmek lazım. demek ki takımdaki tek sorun ronaldoymuş gerçekten.

  • 40. 1400 cin kavmini komutlandırıyorum

    ablacım iyi hoşta pelin isimli dinci,üfürükçü hiç olur mu?
    yok mu rumeysa, sümeyye,yüksel falan ikinci bir ismin, yoksa 1400 değil 14 milyon cinin olsa kafadan kaybetmeye mahkumsun.

  • 41. 50 tane kaçak suriyeli çalıştıran esnaf

    bir işçiye ödediği ücret bir asgari ücret etmiyor. çalışmıyor dediği işçiler ise hemen hemen asgari ücret talep ediyor. hatta 1 saat fazla çalışıp mesailerini birakmaya razilar.

  • 42. türk milletinin başına bela olan ideolojiler

    türk milletinin en büyük hatası islam dinine bulaşmak olmuştur. o dönemde hristiyanlık da problemliydi. türkler kendi dinlerinde kalıp o şekilde gelişmeliydi. başka bir dine ihtiyacı yoktu.

    töreleri, yönetim anlayışı ve savaşçı yapısıyla zaten güçlü bir devlet kurabilirdi. araplar türkleri kandırmakta ne yazık ki başarılı olmuştur. bizansın tutumu ve haçlı savaşları türklerin islam dinini daha fazla sahiplenmesine sebep olmuştur.

    edit: bazı arkadaşlar mesaj atmış kılıç zoruyla islam dinini benimsedik falan demişler. türklerin kitlesel olarak islam’a geçişi 10. yy'dan sonradır. hatta abbasi halifesi 921 yılında türkleri islam’a davet etmek için türk obalarına elçi gönderiyor. araplar türklerin savaşçı yapılarından korktuğu için anadoluya gelen türklere kasabalar kurmuş, atlarına bakmış, onların gıda ihtiyaçlarını karşılamış, hatta evlenmeleri için kızlarını vermiştir. tüm bunları yaparken de islam dinini hem yönetim hem halk arasında yaymış, bizans'a ve haçlılara karşı da kışkırtmıştır.

    silah zoruyla diyerek 710 yılındaki talkan-cürcan katliamından bahsediyorsunuz ama orada çok az kısım müslüman olmuştur. türkler katliam sonucu müslüman olduysa o zaman neden abbasi halifesi 921'de türkleri islama davet etmek için elçi gönderiyor. türklerin kitlesel olarak islam’a geçişi 10. yy'dadır.

  • 43. kalbin hızla çarpmasına neden olmuş son olay

    20mg cialis başka ne olacak :d

  • 44. yaşam kalitesini yükselten şeyler

    ne kadar yorgun olunursa olunsun aksamdan dus alip yatmak.

    dus alip yatinca x2 kat daha uzun sure uyumus x3 kat daha iyi dinlenmis gibi hissediyorum.

  • 45. aşırı muhalif kitlenin togg'a bakışı

    bir başlık açmış tutmamış, sonra o başlığın reklamını yapmak için bunu açmış. burda da takmayın çıldırsın.

    yazdığı entry'lerin çoğunu daha sonra silen ve yaz aylarında aktifleşen bir ak trollün başlığı.

    edit: şu anda yavru stepne trollüğü yapmakla meşgul has ak trollerden bir diğeri de yardımına koşmuş. tamam tamam sen akp'ye karşısın ama şöyle böyle.

  • 46. ayvalık tostunun abartılmış bir balon olması

    --- spoiler ---
    malzeme olarak salam sosis sucuk kaşar içeren ve başka bir numarası olmayan bir tosttur.
    --- spoiler ---

    bir tosttan başka nasıl numaralar bekliyorsunuz ki amk*

    (bkz: damacanayı tek başına kapıdan mutfağa getirebilen tost)

  • 47. bacaklarına dövme yaptıran kadınlar

    şunların haricinde hepsi kötü görünüyor bana göre.

  • 48. zeynep bastık'ın türkiye'nin ajda pekkan'ı olması

    ajda pekkan hangi ülkenin ajda pekkani olduğunu düşünmeme sebep olan entry.

  • 49. çok yaşlı insanları çalışırken görmek

    çalışmak üzücü, kötü bir şey değil. üzücü olan 80-90 yaşında bir sosyal güvencesi olmadığı için çalışmaya mecbur olan insanları görmek. mecbur olmadığ halde 80-90 yaşında çalışabilen insan gördüğümde akıl, beden ve ruh sağlığını o yaşta halen aktif tutabildiği için saygı duyuyorum.

  • 50. türkiye'nin düzelmesi için öneri bırak

    ebeveynlik ehliyeti.
    çocuk nasıl yetiştirilir?
    bunun kursunu gerçek manada tamamlamadan çocuk yapana ceza kesilsin.