bunikkullanimdabaskabitanesectim8
profili

  • kyk borcunu faiziyle ödeyenler

    borç silinmez, yapılandırılır. geçmişte de böyle olmuştu. çoğu insan uygun şekillerde yapılandırmıştı kyk borcunu.

    bu yapılan, borcunu ödeyene hakaret, borcunu ödemeyene üstüne ödül vermek, henüz borcu olmayan genç insanlara da "üçkağıtçı" lığı özendirmektir.

    **********
    anlamadığım bir konu var, sigortalı bir işte çalışınca, bu kyk yı geri ödemek zorunlu değil mi? ödemeyimce önce vergi dairesine aktarılıyor, sonrasında da banka hesaplarına bloke cart curt okayları olmuyor mu?

    işte kritik nokta bu bence.

    benim eski kız arladaşım, 4 yıldır sgk lı çalışıyor, bankacı, ve bu dört yıldır da tek kuruş kyk ödemedi.

    ben ameliyat oldum. 1 hafta hastanede yattım. ödemeyi 4-5 gün geciktirdim, o güne kadar düzenli ödediğim borç, anında vergi dairesine aktarıldı. (ödedim bitirdim o ayrı) sistem beni görüp de ex kız arkadaşımı nasıl görmüyor?

    şişecamda çalışan arkadaşım var beyaz yaka, üniversiteden mezun olalı 10 yıl oldu, tek kuruş ödemedi bugüne kadar. hiçbir sorun yaşamadı.

    şimdi size başka bir örnek daha vereceğim. uzaktan akrabamızın bir kızı var. köyden hallice bir ilçedeler. ille de okumuş olsun diye sanat tarihi kazanıp okudu bu kız. mezun olunca da kendi ilçelerinde bir muhasebecinin yanında çalışmaya başladı. muhasebe yapıp öğrenmekten ziyade, getir götür, ortalığı düzenleme vs gibi şeyler. muhasebeci de tanıdık, sigortası olsun falan filan...

    zaman geçiyor vs, bunların ailecek bir miras işi oluyor. kızın da sanırım üzerine bi 50 m2 yeri varmış. öğreniyorlarki ipotek gelmiş kyk borcundan.

    ********,

    bu sistemin nasıl işlediğini bemim kafam almıyor. sistem otomatik bu işlemleri yapıyorsa, neden 10 yıldır çalışan adama bir şey olmuyor da bir başkasının arsasına bile ipotek gelebiliyor.
    ×*************

  • 30 haziran 2022 pandeminin hayatımı mahvetmesi

    pandemi ile hiçbir ilgisii olmayan mahvolma durumu. sözlükteki ağlaklara ekmek çıkmış.

    *yazar öğretmen, evi arabası var. evi arabayı satmış. öğretmenlikten istifa edip, biriken parayla iş kurmayı düşünüyor.

    *birisi vasıtasıyla hiç tanımadığı biri ile ortak olup, cafe açmak için parayı adama veriyor.

    (bunlar olurken adamın daha 1 yaşında bile olmayan bebesi var)

    *pandemi başlıyor. cafe mafe işi yalan oluyor. parayı verdiği adam yine de iyi kötü tadilatı bitirip cafeyi açıyor.

    *yazar arkadaş, parayı verdiği adamla (haklı da olabilir) tartışıp, ben istifa ediyorum diyip gidiyor.

    ** tüm bu süreçte yazarın eşi hamile kalıyor.

    *bu süreçte yazar kişi, apartmandaki komşusuyla kavga edip, kadıköye taşınıyor. kiraya.

    *borç harç bir yere kadar en sonunda sıfır tükeniyor. memlekete dönüp baba evine yerleşiyorlar. yazar arkadaş bir dersanede iş buluyor.

    *banka kredilerini ödemeye yetişemeyince babadan para istiyor. baba büyükbaş hayvanı satıp oğluna para veriyor.

    *yazar kişi, babasının sürekli kendisine laf sokmasından rahatsız.

    *yazar kişi, dershaneye eski bir kartal araçla gidiyormuş. diğer öğretmenler onunla dalga geçiyorlarmış.

    *başka bir öğretmen arkadaçı, ona sormadan dolabından kahvesini bile alıyormuş ama kartal araca bindiği için yazarla dalga geçmekten de geri kalmıyormuş.
    ----------------—----------------------------
    yazar arkadaş, kendi açısından öyle bir anlatmış ki, babası eniştesi, öğretmen arkadaşları, yengesi, ve kartal marka araç hekes tam bi şerefsiz. yazara yapmadıklarını bırakmmışlar. yazar ise sütren çıkmış ak kaşık

    şimdi; sözlüğe gelip böyle hikayeler anlatıyorsanız her türlü yorumu da göze alıyorsunuz demektir.

    yazar arkadaş, fazlasıyla aptal denebilecek seviyede bir insan. gebelikten bile korunamayacak kadar sorumsuz bir insan. evini açıp hayvan satıp para veren babasını bile, laf sokuyor diye sözlüğe şikayet edebilecek kadar hayırsız birisi.

    daha çok şey söylenebilir. gerek yok.
    kendi aptallıklarınıza, olaylar ile hiçbir ilgisi olmayan insanlar üzerinden bahaneler üretmek kadar rezilce bir davranış yok.

    rezil hayatlarınızda, olanlar o masum. çocuklara oluyor

  • kalıcı homeoffice çalışmaya geçilmesi

    hiçbir vizyonu olmayan, ofise kız kesmek için giden erkeklerin ya da kendileri millete gösterip sınırsız dedikodu yapmak için giden kadınların, altlarına artislik yaparak ego mastürbasyonu yapan tiplerin, lavaboda yarım saat makyaj yapıp masasına gelen sonra iki mail okuduktan sonra tekrar makyaj yapmaya gidenlerin, işe yeni başlayan kadın çalışanlara leş yiyen sırtlanlar gibi üşüşenlerin, binadaki hizmetlileri kendi özel uşağı sanan angutların beğenmediği çalışma şekli.

  • careless whisper vs take my breathe away

    ikisi farklı kulvarın şarkıları olsa da güzel versus.

    böyle güzel başlık ve tartışmaları özlemişim. iki şarkı da başka çok ayrı şeyler hissettiriyor. ikisi de muazzam bence. birini diğerine üstün göremiyorum.

    bu şarkıları seviyorsanız, 90'ların son pop aşk şarkısını da belki seversiniz. çıkış tarihi 1999. kaliteli pop müziğin, aşk şarkısı alanındaki bence son şarkısıdır.

    when i dream at night

  • tesla'sını dinamitle patlatan finlandiyalı

    patlamış halini türkiye'de ikinci el oto ilanı vererek 70-80 bin liraya satabilecek olan adamdır.

    araç başında pazarlık yapabilecek bir tipi de var ayrıca.

  • hes'i destekleyip pişman olan köylüler

    süper köylülerdir.

    bakmayın bunların gençlerimiz işe girecek sandık, buralar şenlenecek sandık demelerine.

    *bilen bilir, bunlar yılın 3-4 ayı çalışıp, geri kalanını yatarak geçirir.
    *götlerinde gidip don almazlar, evde çuvalda para tutarlar.
    *işe girecek dedikleri gençler, karı kız peşinde koşan, kahvede tüm gün oturan, yılın iki üç ayı çalışıp kazanılan parayı yiyen serseri tayfadır.
    *fındık, çay zamanı bu gençler değil, doğudan gelen kürt işçileri çalıştırırlar. evet evet, gençlerine iş lazım...
    *o gençler büyük şehirlerdeki, parayla diploma veren adı üniversite olan yerlerde vakit öldürüp, maksimum mekanda nargile tüketir.
    *şenlenecek dediği de, "millet gezmeye gelecek biz de onları söğüşleyeceğiz sandık" demek.

    size üzülenin aklını sikeyim. yok olan ormanlardan ve doğadan başka bir şeye üzülmüyorum.

  • kasa kuyruğunda az ürünü olana öncelik vermek

    genç yaşlı her zaman yaptığım şey. insanları anlık da olsa mutlu etmek güzel.

    bir de mutluluk harici bir durum da var. sen almışsın bir araba malzeme, başkası arkanda duruyor 1 tane ürün var.

    salak mısınız kardeşim, adamı al öne geçsin gitsin. herşey nezaket değil. mutlu etmek gibi bir amaç da olmayabilir. hayatı az kolaylaştırın lan. bu kadar mal olmayın. basitleştirin, sadeleştirin.

    yukarda bazı sığırlar geçnse beklesin, iki şişe su için markete mi girilir falan yazmışlar. adamlardaki kapasite bu kadar.

    edit. aklıma geldi. gülümseyerek yazıyorum şu an. geçenlerde a101de kasadayım. ya bir ya da iki parça ürün var elimde. önümde bir kadın bekliyorum. sonra arkama ufak bir çocuk geldi. bir tane dondurma almış sadece. tutuyor. diğer elinde de para. baktım bi, sabırsız. bi ayağını düğerinşn üstüne atıyor. bi paraya bakıyor bi dondurmaya. suratında şaşkın bi ifade. hissediyorum dondurma erimeye başlamadan ödese de açık yemeye başlasa. bakıp duruyor kasaya. ben de bi tuvalet kağıdı mı ne almışım. gel sen geç dedim çocuğa. şaşırdı. muhtemelen başkası olsa çocuk diye sallamazdı. kşmse görmedi bile, önüne dahi geçerlerdi. aksine çocuk olduğu için yapmak gerekiyor aslında. o suratını unutmuyorum. çocuk masumluğu çok farklı birşey.

  • idlib şehitlerine hakaret eden tiktokcu