devlet kutsal değildir. kutsal olan: hayat, hürriyet ve mülkiyet haklarıdır.
devlet; hayat, hürriyet ve mülkiyet haklarını korumakla görevlidir yani kutsalın muhafızlığını yapmaktadır. görevinin önemi nedeniyle de, kendisine çok fazla değer verilmektedir, hepsi bu kadar!
diğer taraftan muhafız, korumakla görevli olduğu hazineden çalmaya başladığında, hazinenin asıl sahipleri, hak ve yükümlülüklerinin sınırlarını muhafıza hatırlatmalı ve gerekirse muhafızı değiştirmelidir.
hem siz ne bilirsiniz ki17 profili
-
devlet kutsal mıdır sorunsalı
-
950 bin tl ile ortada kalakalmak
oldukça haklı bulduğum arkadaş endişesi.
adamın ne akılsızlığı kalmış ne vizyonsuzluğu. elinde beş kuruş parası olmayan adamlar nasıl yatırım yapılacağı, nasıl paraya para katılacağı, üçe beşe katlamanın nasıl kolay olduğu konusunda atıp tutmuş maşallah.
kardeşim kusura bakma ama sen zaten para kazanmayı bilen bir adam olsaydın, başkasının parası üzerinden atıp tutan kişi durumunda olmazdın şu an. eminim o para eline geçse yapacağın işle iki günde o parayı batırırsın. elindeki para ile nasıl yatırım yapacağı konusunda endişe taşıyan adam ise, yatırım yapmak konusunda senden çok daha akıllı olduğu için o parayı kazanmış, şimdi de değerini muhafaza etmek konusunda kılı kırk yarmaya devam ediyor. -
kadıköy'deki kokoreççide tebliğ yapan tebliğciler
tebliğ değil provokasyon yapan kişilerdir.
tebliğ'in bir ahlakı, bir adabı vardır. yemek yiyen insanın yanına gidip de bağıra bağıra din anlatmak tebliğ değil tacizdir. kaldı ki azıcık ahlaklı ve samimi olsalardı, öncelikle allah diyerek cebini dolduranlara ses çıkarırlardı. -
ajda pekkan'ın son hali
asıl dikkat çekmesi gereken yanı yüz estetiği değil, bu yaşta onca süre sahnede gülerek dans edip şarkı söyleyebilmesi olan kişinin imrendiren halidir.
estetiklerine laf söyleyen gençlerin birçoğu iki saat bile ayakta duramaz. -
erkeklerin namazı tişörtlü kılması canımı sıkıyor
can sıkmak demeyelim ama insan vücudunu kadın erkek diye ayırmayıp sabit 36 derece yapan yaratıcının, islam dinini gönderdiği arabistan sıcaklarını da bizzat yarattıktan sonra kadına sıkı sıkı örtünmeyi, erkeğe de rahat rahat dolaşmayı emretmesi bana da ilginç geliyor.
ortada çok açık bir eşitsizlik olduğu halde günün sonunda her iki cinse de aynı cannetin vaad edilmesini ise hiç anlamlandıramıyorum. kim bilir, belki de modern çağın adalet anlayışıyla bakmamak lazımdır dine. -
hakime cevap veren memurun sürülmesi
hakimin hakkaniyet anlayışı bugünün türkiye koşulları ile ne kadar da uyumlu. henüz keşfedilememiş olmalı, yoksa bu potansiyelle hızla yükselmesi lazımdı!
"beni mesai saatlerinde uyarın" sözünü saygısızlık olarak algılamış hanımefendi. kendisi başkalarının tatil hakkına saygı göstermeyi bile düşünemiyor oysa. makam sahibi olunca zannediyorlar ki herkes karşılarında köpeklenmek zorunda...
adalet komisyonu da hakime hanıma dönüp: "görev yeri dışında kimsenin amiri falan değilsiniz, memurun mesai saati haricindeki bu cevabı disiplin hükümleri kapsamında değerlendirilemez." demek yerine gariban memuru sürgün etmeyi uygun görmüş. zalimler koalisyonu resmen!
not: dikkat çekmek istiyorum ki katibin uyarıldığı konu "gerekçeli karar yazarken" yaptığı usul eksikliği. peki mahkeme kararının gerekçesini yazmak kimin işi? tabi ki hakimin... yani aslında hakimin bizzat yapması gereken bir iş yüzünden katibin başına iş açılıyor. -
süleyman soylu'nun hadi özışık açıklaması
kendisi farkında mı bilmiyorum ama bir mafya liderinin sözleri karşısında sürekli açıklama yapmak zorunda kalıyor ve karşı taraf her iddiasında delillerden bahsettiği halde burada duyduğumuz tek şey inkar.
sayesinde günlerdir, "başkasının yerine utanmak" nedir iliklerimize kadar hissediyoruz. istifa edip gitmek bu hallere düşmekten daha mı kötü?
not: hadi ve süleyman özışık gibi tiplerin böyle rezil olarak silinip gidecek olması da geride kalanların akıbeti ile ilgili umutlanmamı sağlıyor açıkçası. -
deste deste para saçan akp'li
bu görebildiklerimiz sadece kafası çalışmayanların görüntüleri. saman altından su yürüten akıllı kesimin sahip olduğu zenginliği hayal bile edemiyorum.
ayrıca unutmadan, (bkz: 128 milyar dolar) -
hatalıyım halkımdan özür dilerim
şimdi istifa edebilirsin.
not: ben senin vatandaşın değilim, devletin vatandaşıyım ve devleti oluşturan unsurlardan biriyim. dolayısıyla da aslında sen benim memurumsun. özründen bile kibir akıyor... -
ankara'da kızını hamile bırakan baba
çok üzgünüm ama iç anadolu'nun hangi ilinden göçüp ankara'ya geldiğini tahmin edebiliyorum nedense. bunlar sadece haberi duyulan vakalar. "cinler tarafından" hamile bırakılmış küçücük kız çocuklarıyla dolu anadolu köyleri...
-
cesetlerini istemiyorum parçalarını istiyorum
yaşattığınız her acıyı, her çaresizliği ayrı ayrı yaşamadan geberip gidemezsiniz inşallah şu dünyadan...
-
2. el oto pazarına büyük operasyon geliyor
sadece kendi yandaşlarına ithalat izni verecek ve böylece ikinci el otomobil piyasasındaki ranttan pay alacaklar anlaşılan...
oysa yapılması gereken bu milleti avrupa'nın kullanılmış arabalarına mahkum edip bir de üzerinden ithalatçılara rant dağıtmak değil sıfır otomobildeki ötv oranını düşürmek ve böylece manipülasyonu önlemektir.
bir işiniz de şu milletin faydasına olsun be! -
türkiye'deki ermeniler
yukarıdaki saldırgan entry sahiplerini şikayet edin lütfen. azınlık bir grubu hedef göstermek suçtur, özellikle de böyle bir dönemde. entry sahibi de madımak'ı yakanların soyundan sanırım. o kadar pervasız...
türkiye'deki ermeniler canımızdır. diğer azınlık gruplara da selam olsun ayrıca. en ufak bir ayrımcılık hissediyorsanız ve buna sebep olmak ya da engelleyememek şeklinde katkım olduysa kendi adıma sizlerden özür diliyorum. -
bahçeli'nin gerçek sorunlara hiç değinmemesi
sürekli ttb, baroların yapısı, diğer partilerin iç işleri gibi tali gündemlerle ilgili sert açıklama yapıp gündem yaratan devlet bahçeli'nin; ekonomi, sağlık, dış politika, eğitim gibi önemli konularla ilgili sorunlara çözüm olacak tek bir açıklama yapmamasıdır.
edit: al işte, şimdi de ttb corona kadar tehlikelidir demiş. ölüm var dede, ölüm! -
15 eylül 2020 içişleri bakanlığı'nın genelgesi
camide bulaşmayan virüs gece klubünde bulaştığı için yerinde bir genelgedir!!! çünkü biz biliyoruz ki imanlı adama virüs bulaşmaz, virüsü hep alkolikler bulaştırıyor. öyleyse kapansın meyhaneler...
neyse ironi bir yana anlaşılan o ki, virüs bahanesiyle 30 ağustos kutlamasını yasaklayıp miting düzenlemekten de geri kalmayan akp zihniyeti yine iş başında...
edit: camilerden çıkmayan "imanlı" kardeşlerimizin küfür arşivi ne kadar da sağlammış. eyy gerizekalılar kavmi! benim camiye bir düşmanlığım yok, ben isterim ki zorunlu olmadığı halde insanların yakınlaşmasına imkan sağlayan tüm mekanlar kapatılsın. gece klupleri de, camiler de, kafeler de , kiliseler de... ama olaylara sadece ideolojik bakabilen kafalarınız bunu anlamıyor. biriniz de çıkıp "alkollü mekanda bulaşan virüs starbucks'ta bulaşmıyor mu?" diye düşünemiyorsunuz. farkında değilsiniz ama çoban bu kafalarınızı sadece gütmekle yetinmiyor... -
sözlükçülerin kütüphanesindeki en eski kitap
1828 baskı "feraidül fevaid fi beyanil akaid" adlı, deri kaplı güzel kokulu bir kitaptır kendisi. 192 yaşında henüz.
-
sınıf tekrarının geri gelmesi
olması gerekendir. sürekli sınıfta kalanların derslerde yaratacağı olumsuz etkiyi ortadan kaldırmak için iki defa sınıfta kaldıktan sonra okuldan atılma sistemi de gelmelidir. taşra üniversiteleri de liseye çevrilirse her şey çok daha güzel olur.
edit: liselerde sınıfta kalma vardı ama çok sınırlı uygulanıyor, öğrencinin geçmesi için çaba harcanıyordu. ortaokulda ise sınıfta kalma yoktu, artık olacak.