hedefe kosan adam21
profili

  • akp'lilerin anıtkabir'de bağırarak slogan atmaları

    şerefsizliktir, hainliktir, rezilliktir!

    video

    ulan saygısız yavşaklar! orası miting alanı mı, mahalle arası mı, akp genel merkezi mi? orası sizin dilediğinizce götünüzü yırtıp slogan atabileceğiniz, yumruklarınızı sıkıp havaya savurabileceğiniz bir yer mi?

    orası ata'nın mezarı! orada saygılı olacaksınız, sesinizi yükseltmeyeceksiniz, siyaset yapmayacaksınız. ata'ya saygınız varsa gidip ziyaretinizi ve anmanızı yapacak, sonra geri döneceksiniz. şayet ata'ya saygınız yoksa da oraya gidip götünüzü yırtmayacaksınız.

    anıtkabir'de asker böyle şeylere müsaade etmemeli. oraya giden ister şah ister vezir olsun, bunu yapan ister vatandaş ister paşa olsun fark etmez; kafasına vurup indirmeleri gerekiyor.

    hayırdır oğlum, it sürüsü? anıtkabir'i de mi ayağa düşüreceksiniz?

    bazı şeylerin izahı değil bedeli olur onun bunun çocukları. orada parayla götünü yırtan da ona o parayı veren de o bedeli ödeyecek. o bedeli size ödetmeyen namerttir. o zaman göreceğiz kim dik duruyor, kim eğiliyor.

    edit: oğlum bakın, sizde sike sürülecek akıl yok. tatmin olmuşsunuz, özelden mesaj atıp gülüyorsunuz; ama bu anlık tatminleriniz için yaptığınız saygısızlıklar nefret ortamı yaratıyor ve bu da düşmanlığı körüklüyor. yarattığınız bu nefret, bu düşmanlık yarın gelip sizi bulacak. bakın biz 20 senedir ağlamıyoruz, hala dimdik durup tepkimizi gösteriyoruz. o yüzden yarın öbür gün götünüzden kan alınırken birinizi bile ağlarken, mağdura yatarken görürsem sikerim tamam mı? ağlamayacaksınız, dimdik durup mücadele edeceksiniz. bakalım nereye kadar zırlamadan ayakta durabileceksiniz. fetö artığı çorap kokulu maklubeci piçler sizi.

    edit 2: #142000381

    önceki anıtkabir komutanı bülent ersoy'a şemsiye tuttuğu için görevden alınıp hakkari'ye sürülmüştü. şu anki anıtkabir komutanının da ziyaret kurallarını açıkça ihlal eden bu olaydaki zafiyetinden ötürü sürülmesi, anıtkabir'e, oraya yakışan gerçek bir türk subayının atanması icap ediyor. belli ki eski komutanı bülent ersoy bahanesiyle sürüp yerine kendilerine yakın birini atamışlar.

    kuş uçsa kıllanan asker, 50 tane öküz provokasyon yaparken seyretmiş. ne teamüllere ne akla uygun. derhal soruşturma başlatılması gerekiyor. istediğiniz yere istediğinizi atıyorsunuz, ona alıştık; ama anıtkabir'e elinizi süremezsiniz. muhalefet partilerinin de derhal bu konuyu gündeme taşımaları gerekiyor. bu durumun normalleştirilmesine kati suretle karşıyım.

  • arapça destekleme ve yetiştirme kursları açacağız

    vatana ihanet içerikli akıl almaz sözlerdir. bir de arapça makul görünsün diye yanına ingilizce sıkıştırmışlar. ben bir türk vatandaşı olarak entegrasyona kesinlikle karşıyım. gerekirse otobüsle, gerekirse mancınıkla, gerekirse çuvalla fakat bir şekilde hepsi geldikleri deliğe geri dönecek!

    burada bu insanların halihazırda ülkemize getirdikleri sorunları, bundan sonra getirmeleri muhtemel sorunları ve insanımıza yaşattıkları travmaları anlattık. bunları söylemekten dilimizde tüy bitti; ancak sizin ihanetiniz ne kadar gerçekse bizim vatan sevgimiz de o kadar gerçektir. bu yüzden vazgeçmeyeceğiz.

    arap kültürü türkler ile bir arada yaşamaya uygun değil. bunlar türkiye'de gettolaşarak kendi kültürlerini muhafaza etme yoluna gidiyor ve türk toplumu üzerinde kültürel ve sosyal bir baskı kuruyor. bu baskı da doğal olarak bir kültür çatışmasına dönüşüyor. bu çatışma ileride arap azınlığın ülkeyi sahiplenmesine, özerklik talebine ve bunların tabii bir sonucu olarak da iç savaşa evrilecek. işte biz bunun yaşanmasına müsaade etmeyeceğiz.

    ülkemizde mülteci istemiyoruz. mülteci isteyeni de istemiyoruz. bu ülkenin gerçek sahipleri biziz ve bize dayatılan her şeyi reddediyoruz. seçimlerden sonra hepinizle görüşeceğiz.

    edit: imla.

  • 1. sınıf hayat bilgisi kitabındaki suriyeli

    üst edit: detaylar gelmeye başladı. bazı öğretmen arkadaşların söylediğine ve yeni çağ'ın yaptığı habere göre bu durum uzun süredir varmış. hatta bir ünitede "suriyeli arkadaşlarımı seviyorum" başlıklı bir konu da bulunuyormuş.

    görsel

    elbette bununla da bitmemiş.

    suriyeli affan ve bilal kardeşler
    türk çocuklara arapça öğreten affan

    takdir sizlerin.

    konuya ilişkin yeni çağ haberi

    ----

    adı valaa olan ve çocuklarımıza "selamün aleyküm, sizinle olmaktan çok mutluyum" diyen suriyelidir.

    görsel

    meb, daha okulun ilk gününden çocuklara suriyeli propagandası yapmaya başlamış ve halkın %90'ının kabul etmediği bir durumla alakalı aynı halkın çocuklarının beynini yıkama misyonuna soyunmuş.

    bu hamleyle birlikte suriyelilerin asla gönderilmeyeceğinin, hayatın her alanına entegre edilmeye çalışılacağının ve akp'ye göre ülkemizin yeni normalinin bu olduğunun itirafı yapıldığı gibi aynı zamanda çocuklarımızı yozlaştırmaya, türk kültürünü asimileye etmeye dair açık hevesler de ortaya dökülmüştür.

    bugün geldiğimiz noktada akp, ulusumuzu yok etmek için gereken tüm adımları yavaş; fakat kararlı bir şekilde atıyor.

    demografik yapının değişimi, check
    eğitimin ilk basamağından başlanarak uygulanan kültürel asimilasyon stratejisi, check

    dünyanın çeşitli ülkelerinden uzmanları bir araya toplayıp "bir ulusu savaşmadan yok etmek için ne yapılmalı" diye sorsanız herhalde hepsi bir ağızdan "demografik yapı değiştirilmeli ve önce eğitimden başlanarak istikrarlı bir kültürel asimilasyon programı uygulanmalı" diye bağırırdı.

    nedir ya? küçücük çocuklara suriyeli mülteci propagandası yapmak nedir? artık çocuklara da mı el uzatmaya başladılar?

    diyecek başka hiçbir şey bulamıyorum. çok öfkeliyim...

    edit: #127780458

    ırkçı babandır. siz bu tür olayları bağlamından kopuk bir şekilde değerlendirmeye devam ettiğiniz müddetçe bu ülkenin başı beladan asla kurtulmayacak. yapılan şeyin suriyelileri ülkeye entegre etme ve onları ülkemiz halklarından biri haline getirerek türkiye'nin ulus devlet statüsüne darbe indirme hedefi güttüğünü anlamıyorsanız, ileride yaşanacak buna bağlı problemlerin tamamını da hak ediyorsunuz demektir.

    türkiye boş yere bir ulus devlet olarak kurulmadı. mustafa kemal atatürk ve çevresini oluşturan siyasi ve askeri elit, bir milli bilincin eksikliğinin osmanlı'ya nelere mal olduğunu gördükleri için halkı ulus çatısı altında bir araya getirdi. şimdi siz kalkmış, 500 yıl önce yapılmış, 100 yıl önce düzeltilmiş bir hatayı tekrar yapmanın peşine düşüyorsunuz. o yüzden kimin daha ilkel olduğunu konuşacaksak bu noktada ben sizin elinize su dahi dökemem.

    bu suriyeli çocuklar büyüyecek, hak talep edecek, toprak talep edecek ve bu talepleri karşılanmadığında -ki emin olun karşılanmayacak- ülkenin dört bir yanında ayrılıkçı isyanlar başlayacak. abd'nin afganistan işgalinden önce o bölgeye pakistan sınırından kaç yüz bin cihatçıyı sokup orada nasıl yıllarca uyuttuğuna, işgal zamanı ise uyandırıp onları bahane ederek afganistan'a girdiğine bir bakın. aynı senaryo suriye için de geçerli, çok derin bir tarihi var. hadi tarih bilmezsiniz, yakın tarihte yakın coğrafyada yaşananlardan da mı ders almazsınız?

    suriyeliler "ırkçılık yapmayın" kalkanıyla koruma altına alınıp ülkeye entegre edilsin, her şeyden bihaber çocuklarımız suriyeli propagandası yapılarak asimilasyona uğrasın, hepimiz akp'nin dayatmalarıyla ağır sosyal ve ekonomik şartlar altında ezile ezile iki büklüm olalım, ülkenin birlik ve bütünlüğüne varana kadar her şey tehlikeye atılsın, çocuklarımıza savaş ve acı dolu bir gelecek bırakalım...

    peki. ben ırkçıyım. ne de olsa ben bu ülkeden askeri kargo uçaklarının kanatlarında kaçmaya çalışmayacağım, burada kalıp sizin hatalarınızın ve zararsız(!) minnoşluğunuzun bedelini ödeyeceğim. siz kendi çocuklarınızı alıp kaçarsınız vakti gelince. sıkıntı yok.

    last edit: bakın dostlar...

    ben bu başlığı herhangi bir ırkı kötülemek için değil ülkem için doğru olduğuna inandığım, inanmaktan öte bildiğim şeyi haykırmak için açtım ve zaten daha önce de sözlükte sığınmacı sorununu her yönüyle detaylıca ele almıştım.

    bunlardan sadece bir tanesi için:

    (bkz: türkiye'deki sığınmacıların suç ilişkileri üzerine/@hedefe kosan adam)

    elimizde gelecekte neler olacağına dair bir taslak oluşturmamız için gerekli her türlü data bulunuyor ve bunları konuşmak emin olun ki hiçbirimizi ırkçı yapmaz.

    rus'un ruleti tabancayla, türk'ün ruleti sığınmacıyla.

    son olarak herkes mevzunun suriyeli kısmına -doğal olarak- odaklandı; ancak olayın "selamün aleyküm" kısmını da bir düşünün...

    konuya dair başka bir şey söylemeyeceğim; çünkü artık bu kadarı gerçekten yetmeli.

  • 13 temmuz 2021 taliban türkiye açıklaması

    üst edit: defalarca kez üstüne basa basa bahsettiğimiz milli güvenlik problemine bir örnek olarak şöyle bir başlık açılmış: türkiye'de cihat çağrısı yapan afgan mülteci.

    taliban'ın, türkiye'nin afganistan'da asker bırakmasına dair açıklamasıdır.

    açıklamanın tamamı (ingilizce görsel)
    arab news (ingilizce)*
    deutschwelle (türkçe)*

    meali:

    "herkes biliyor ki tüm yabancı güçler doha anlaşması temelinde aziz yurdumuzdan çekiliyorlar.

    -(doha anlaşması) birleşmiş milletler ve uluslararası toplum tarafından onaylanan ve imza töreninde hazır bulunan türkiye dışişleri bakanı da dahil olmak üzere ülkelerin çoğunluğu tarafından memnuniyetle karşılanan bir karar. şimdi türkiye liderliği, amerika'nın emriyle ve amerika ile anlaşarak ülkemizde askerlerinin muhafaza edilmesini ve işgalinin genişletilmesini ilan ederken, aşağıdaki noktalar dikkate alınmaya değer:

    1) afganistan islam emirliği ve afgan halkı, türkiye'nin müslüman halkı ile tarihi, kültürel ve dini bağlarını sürdürmektedir. işgalin genişlemesi, ülkemizde türk yetkililere karşı kin ve düşmanlık duyguları uyandıracak ve ikili ilişkilere zarar verecektir.

    2) türk liderliğinin kararı yerinde değildir,
    egemenliğimizin ve toprak bütünlüğümüzün ihlalidir ve ulusal çıkarlarımıza aykırıdır. afganistan islam emirliği, türk ve afgan milletleri arasında sorunlara yol açacağı için bu kınanması gereken kararı en güçlü şekilde kınıyor ve türk yetkilileri, her iki ülke için de zararlı olması nedeniyle kararlarını geri almaya şiddetle çağırıyor.

    3) herhangi bir bahane ile herhangi bir ülkenin yabancı güçlerinin yurdumuzda kalmasını işgal olarak kabul ediyoruz ve işgalciler, hicri 1422 (2001) yılında verilen, son yirmi yıllık cihadın yürütüldüğü bin beş yüz seçkin âlimin fetvasına göre ele alınacaktır.

    4) müslüman türk halkını ve onun zeki politikacılarını bu karara karşı seslerini yükseltmeye çağırıyoruz; çünkü bu karar ne türkiye'ye ne de afganistan'a fayda sağlıyor, aksine sadece iki müslüman ülke arasında sorun ve sorunlar yaratıyor.

    5) tüm ülkelerle karşılıklı davranışa dayalı iyi ve olumlu ilişkiler kurmaya yönelik politikamız devam etmektedir. ne başkalarının işlerine karışırız ne de başkalarının kendi işlerimize karışmasına izin veririz.

    6) türk yetkililere, bu tür yanlış kararlar vermek yerine, kabul edilmiş ilkeler ışığında olumlu ve iyi ilişkiler sürdürmenin, birbirimize işbirliği eli uzatmanın ve ortak zorluklar ve çıkarlar için ortak anlayış ve tutumlar benimsemenin daha iyi olduğunu hatırlatırız.

    7) bir süredir türk yetkililerle temas halindeydik ve onayımız olmadan böyle tek taraflı bir karar
    almayacaklarına dair bize güvence verdikleri birçok toplantı yaptık. verdikleri mevcut karar, kendi sözleşmelerinin ihlalidir.

    8) türk yetkililerin kararlarını gözden geçirip ülkemizin işgaline devam etmeleri halinde, islam emirliği ve afgan milleti -dini, vicdani ve vatani görevi gereği- iki devlete (abd/sscb) karşı olduğu gibi onlara da tavır alacaktır. bu durumda sorumluluk, başkalarının işlerine karışanların ve bu tür akıl dışı kararlar verenlerin omuzlarına düşer.

    afganistan islam emirliği"

    son cümle can alıcı. açıklama henüz ajanslara düşmedi. muhtemeldir ki türkiye'de ajanslara düştüğünde de servis edilmez. yabancı bir kaynak bulduğumda onu da ekleyeceğim.

    özetle taliban, türk askeri afganistan'da kalırsa onları vuracağını ve türkiye'yi işgalci bir amerikan proxy'si olarak tanıyıp düşman belleyeceğini söylüyor. bunu ciddiye almak için sadece amerika'ya ve sovyetler'e yaptıklarına bakmak yeterli olacaktır diye düşünüyorum.

    afganistan, türkiye'nin davası değildir. türkiye'nin afganistan'da hiçbir çıkarı yoktur ve oradan elde edeceği bir kazanım bulunmamaktadır. eğer "en iyi ihraç ürününüz ordunuz" şeklinde aşağılayıcı bir söyleme katkıda bulunmak ve türk askerlerini ateşe atmak istemiyorsak, türkiye'nin orada bulunmasına şiddetle karşı çıkmak vatan borcumuzdur.

    türkiye'nin orada bulunması, amerika'ya verdiği bir tavizdir. abd oradan kaçarken türkiye'yi adeta bir paralı asker gibi kullanarak ateş hattında bırakmak, vekil güç yapmak istiyor ve türkiye'yi hiçbir dış mihrağa kullandırmama propagandası yapan erdo akp'si, bunu bir zafer gibi halka yutturmaya çalışıyor.

    vaziyet basit: akp'nin çapsız dış politikası ve erdo'nun kişisel zafiyetleri, abd'ye taviz verme zorunluluğu doğurmuştur. herkes bilir ki tek adamdan taviz almak, çok sesli ve sistemli bir ülkeden taviz almaktan çok daha kolaydır. tek adamın bedelini afganistan'da türk askeri ödememelidir.

    edit: akp'li kardeşlerim; biliyorum, sizler salaksınız. tek haneli iq'ya sahipsiniz ve hayatta kalmak için tek yapmanız gereken şey fotosentez. bir bitkiden daha fazla canlı olmayan iki ayaklı zavallı yaşam formlarısınız. şimdi sizlere bir şeyler anlatacağım kardeşlerim, sırf denemediğim söylenmesin diye. böylelikle dillere destan aptallığınıza rağmen size laf anlatmaya çalıştığım için epik bir halk kahramanı tanımıyla tarih kitaplarına geçeceğim, kulaktan kulağa adeta bir efsane gibi yayılacağım. dinleyin balta sapları, dinleyin kardeşlerim.

    bir ülkenin başka bir ülkede asker bulundurması her zaman için bir güç göstergesi olmadığı gibi faydalı da değildir. afganistan'da asker bırakacağımız için heyecanlı olduğunuzu ve bunu o fantastik diriliş ertuğrul ütopyanızda "osmanlı geri dönüyor" olarak algıladığınızı biliyorum; ancak öyle değil.

    afganistan bir bataklıktır. devasa bir bütçe ve en modern silahlarla oraya giren abd bile orayı bir bataklık olarak tanımlıyor ve oradan kaçıyorken türk askerinin orada bırakılmasının mantıklı tek bir izahı yoktur. o bütçe ve silahlarla, o politik ve ekonomik enstrümanlarla amerika gibi bir süper güç dahi orada tutunamamışken ekonomisi ve politik zemini kırılgan olan bu türkiye nasıl tutunacak?

    amerika düşmanısınız. kendisi oradan kaçarken "türk askerinin afganistan'daki sorumluluğunu memnuniyetle karşılıyoruz" diyen amerika'nın samimi olduğunu nasıl düşünebiliyorsunuz?

    kardeşlerim; bana istediğiniz kadar küfür edin. sizler amipsiniz, sizler kaderinde amerika gibi ülkelerin hammallığını yapmak olan enayilersiniz, sizler savaştan ve stratejiden anlamayan çöl kemirgenlerisiniz, sizler ekonomi de bilmezsiniz politika da bilmezsiniz. sizlere yazık güzel kardeşlerim. ertuğrul gazi'yi nekromansi büyüsüyle diriltip 2021 türkiyesine getirsek sizin suratınıza kusar. vallahi gayretullaha dokunuyorsunuz.

    hadi hayırlı forumlar. psikopat herifler.

    edit 2: daha önce afganistan'ın amerika ve sscb'ye karşı nasıl galip geldiğine dair bir açıklama getiren bir yazı da yazmıştım. esasen prusyalı general clausewitz'in bir doktrini. savaş sanatına ve ilgili konuya dair merakı olanlar göz atabilir.

    (bkz: savaşta manevi güçlerin etkisi/@hedefe kosan adam)

    ayrıca başlık altında çoğu kişinin afgan mültecilerden yakındığını gördüm. bu durumu suriyeli mülteciler üzerinden ele alan detaylı bir yazı da yazmıştım: #124898391

    o yazıda okuyacağınız her şey aynen afgan, paki ve bilumum orta doğulu mülteci için de geçerlidir.

  • 22 haziran 2021 kılıçdaroğlu suriyeli açıklaması

    bende "bas altı oka anasını satayım" şeklinde karşılık bulan açıklamadır.

    "iktidar olunca yapacağımız ilk işlerden biri suriyelileri, suriye'ye kardeşçe geri göndermek."

    millet ittifakının adayına oy vermek için tonla sebep varken sadece bunun için bile oy verilebilir. türkiye, orta doğu'nun mülteci kampı veya avrupa'nın çöplüğü değildir. birilerinin çıkıp bunu açık ve net bir dille ifade etmesi, gri alan bırakmadan gerekeni yapacağının garantisini vermesi beni sevindiriyor.

    türkiye, mültecilerden yana çok zarar gördü. ekonomik, demografik, sosyal, psikolojik... ayrıca bu araplar, uzun vadede türkiye'nin toprak bütünlüğü, demokrasisi, rejimi ve yaşam biçimi için bir tehdit unsuru olduklarından ötürü milli güvenlik problemi de teşkil etmektedirler. dolayısıyla iktidar değiştiğinde bu zararlardan dönülecek ve mülteci politikasının değiştirilecek olması, iktidarın değişmesi için tek başına bir sebeptir.

    böyle devam et kemal dede, kurtar bizi araplardan ve arapçılardan. sen çok değiştin, sevdik bu yeni halini.

    e: gönderilemezler denilerek felaket tellalığı yapılmasını anlamlı bulmuyorum. gönderilebilirler.

    vatandaşlık alan suriyeliler tespit edilerek vatandaşlıkları iptal edilir, kamplarda bulunan suriyeliler hızlı bir şekilde toplanır, kaydı olanlara ulaşılır ve bunların tamamı otobüslerle sınıra bırakılır. kayıtsız, ülkeye dağılmış olan suriyeliler ise zaman içinde, istikrarlı bir politikayla toplanarak ülkelerine gönderilir. birkaç senelik keskin bir politikayla ülkede ne suriyeli kalır ne de esameleri okunur. dolayısıyla suriyelileri göndermek, devlet isterse yapamayacağı iş değildir.

    bu süreçte uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmemek adına da ab'yle koordine içinde hareket eder, altyapılarını oluşturur, kontrol ettiğin bölgeleri yaşanabilir hale getirir ve bu yükten güzelce kurtulursun ve bir bakmışsın ülken araplardan temizlenmiş.

    ab'den para almışız, gönderemezmişiz, onları ülkeye entegre etmemiz gerekiyormuş. ab'den alınan para 6 milyar euro, suriyeliler için harcanan para 35 milyar euro. ayrıca bunlar norveçli değil, suriyeli. nereye ve nasıl entegre edeceksin? bunları etsen etsen mağaraya entegre edersin. belli bir eğitim ve kültür seviyesinde olan adamı getir entegre et ama suriyelinin nesini entegre edeceksin? eğitim yok, kültür yok, medeniyet yok, 2021 senesinde hala kabile zihniyetinde yaşıyorlar, 30 çocuk yapıp devlet desteği bekliyorlar, sokaklarda bağıra çağıra dolaşıyorlar, her yeri kirletiyor ve işgal ediyorlar, bize yaşam alanı bırakmıyorlar. al kendi evine entegre et, benim ülkeme edemezsin.

    şu dediklerinizi gelişmiş bir ülkenin vatandaşı olarak söyleseniz sizi topa tutarlar. en başta gelişmiş bir ülkeye milyonlarca mülteci alınmaz, alınan da kamplardan dışarı çıkamaz. bak avrupa'ya. doktor suriyeli onlarda, mühendis suriyeli onlarda. bak bize. bir ton potansiyel terörist, adı sanı duyulmamış örgütlerin hücreleri, ilkokul mezunu bile olmayan mağara adamları bizde. bir ülkede milli güvenlik problemi oluşturmak, bir ülkenin demografik yapısını böyle hoyratça değiştirmek hükümet devirir, kelle alır. siz de enayi gibi durumu kabullenmiş "entegre edelim" diyorsunuz. öğrenilmiş çaresizlik midir, stockholm sendromu mudur nedir. manyak mısınız siz ya?

    sözlükte küfür eden biri değilim ama illa ettireceksiniz. şurada hümanizm kasanlara bir gün bir söveceğim yedi düvel toplanıp plaket verecek "gardaş o neydi öyle" diye. hayreti mucip.

  • bugün 17 mayıs haydi sarhoşlar koşun

    yasaklar süresince alkol bulamadığımızı zanneden bir geri zekalının acınası beyanı.

    genelgelerle yasak getirilen her şeye -alkol de dahil- tam kapanma süresince istediğim saat ve mekanda erişim sağlayabildim. vatandaşın çoğunluğunun o açıdan hiçbir eksiklik çekmediğini ve din saplantılı zavallı iktidarın getirdiği, halkı istismar eden hukuksuz yasaklara hiçbir şekilde riayet etmediğini garanti edebilirim.

    bizim derdimiz yasak getirilen şeylere erişim sağlayamıyor olmamız değil pandemi bahanesiyle pandemiyle alakasız kararlar alınarak yaşam tarzımıza müdahale edilmesiydi. bugün buna sessiz kalsaydık yarın olacak her şey için iktidara tam yetki vermiş olurduk.

    yasaklarla ilgili düşüncelerimi de daha önce etraflıca yazmıştım: #122978944

    ayrıca halkın bir kesimine karşı bu şekilde hakaret ederek ötekileştirici söylemlerde bulunan her akp'liye yarın iktidarın el değiştireceğini hatırlatmak istiyorum.

    gösterdiğiniz kadar saygı görürsünüz.

  • 13 mayıs 2021 süleyman soylu açıklamaları

    sırma saçlı bakanın kimsenin ciddiye almayacağı açıklamalarıdır.

    klasik süleyman soylu.

    sedat peker, daha dün devlet kortejinde, soylu'nun adeta 'bodyguard' gibi kendisine tahsis ettiği polis memurlarının korumasında bu ülkede şehir şehir gezip akp'ye oy istiyordu.

    işin en tuhaf tarafı da ne biliyor musunuz?

    soylu, yapmış olduğu açıklamada itham ettiği hangi örgüt ve şahıs varsa hepsiyle zamanında koyun koyunaydı.

    (bkz: ali babacan)
    (bkz: ahmet davutoğlu)
    (bkz: fetö)
    (bkz: pkk)*

    sırma saçlı, her zamanki gibi yine kendi yaptığı şeyleri başkalarına mal edip önüne gelene saldırarak kendini temize çıkarma çabasına girişmiş; ama yemezler.

    şu anda bu ülkede yaşanmakta olan skandallar başka bir ülkede yaşansaydı orada istifalar, intiharlar, tutuklamalar silsilesi olurdu. burada bırakın bunları kimsenin yüzü bile kızarmıyor.

    mafya babası devletin bakanını suçluyor, bakan dediğimiz kişi sokak ağzıyla mafyaya dayılanıyor...

    sen temiz bir adam değilsin sayın bakan, hiçbiriniz değilsiniz. hepiniz boğazınıza kadar pisliğe batmış durumdasınız. size sadece acıyorum.

  • ruptly'nin filistin mitingi görüntüleri

    erdoğan'ın ülkeye doldurduğu ihvan, hamas ve muhtemelen öso militanlarından oluşan sapkın bir arap topluluğunu içeren görüntülerdir.

    bu görüntülerde gördüğünüz bireylerin her biri türkiye için bir milli güvenlik problemidir. bunca kafa kesiciyi içeri alarak vatandaşın güvenliğini tehlikeye atmaları işin sadece görünen tarafı. buz dağının görünmeyen tarafı ise bunların her birinin türkiye cumhuriyeti kimliğine sahip olması. bu şu demek: ülkenin demografik yapısı da planlı ve sistematik bir biçimde değiştiriliyor.

    olaylar bu şekilde gelişmeye devam ederse hamas ve ihvan bu ülkede siyasi parti kuracak; bu partiler iktidarı ele geçirmeye, türkiye'ye şeriat getirmeye, araplara özerklik vermeye çalışarak ülkeyi günden güne istikrarsızlaştıracak ve bunların hepsini yaparken de "islam davası için, arap kardeşlerimizin hakları için mücadele ediyoruz" argümanını kullanacak. bu senaryoyu orta doğu'da defalarca yaşadık.

    izlediğiniz şahısların erdoğan'ın komutasında olmasından mütevellit istediği zaman onları üstümüze salabileceğinden, bahse konu mitingin salgına olan etkisinden, bu görüntülerin ülkenin imajına verdiği zarardan, türkiye'nin sürekli arap cihadist ithal edip onları vatandaşı yapmasının pasaportumuzun değerine etkilerinden ve tüm bunların yurtdışına çıkan türklere negatif yansımalarından bahsetmiyorum bile.

    çok büyük hasar alıyoruz, çok fazla...

    en büyük problem ise biz tüm bunları bir sorun olarak görürken malum cenahın istisnasız tamamıyla kıvanç duyması.

    işte biz, böyle insanlarla bir arada yaşarken bu ülkeyi ileri taşımaya çalışıyoruz.

    edit: #123139393

    şimdi anladınız mı ne demek istediğimi?

  • 10 mayıs 2021 israil'in gazze saldırıları

    meşru israil devletinin milli egemenliğini tehdit eden bir terör örgütüne karşı yaptığı haklı saldırılardır.

    hamas; pkk'dan, daeş'ten, nüceba islami direniş hareketi'nden farksız bir terör örgütüdür.

    çocukları canlı bomba yaparak israil askerlerinin üzerine sürer, bebekleri canlı kalkan olarak kullanır, başta al aqsa olmak üzere birçok noktada her gün provokatif saldırılar düzenler, israil topraklarına durmadan roket atar ve sonra orantısız güçle karşılık görerek "israil bize saldırıyor" diye ağlak propagandalarla yardım dilenir. atmasaydın roketi!

    topraklarınızı sattınız!

    osmanlı, özellikle de bugün "filistin bizim kardeşimizdir" diye ağlayan türk islamcıların bir sembol olarak gördüğü abdülhamid han döneminde filistin topraklarının satılmaması için çok mücadele etti; ancak filistin halkı topraklarını yahudi toplumuna sattı. topraklarınızı satıp sonra da sattığınız adamların oralara yerleşmelerine karşı çıkamazsınız.

    türk devlet anlayışında toprak, namustur. bunu daha iyi kavramanız için eski türk tarihinden bir örnek vereceğim.

    zamanında, mete han'ın liderliği döneminde, tunguzlar ülkedeki iç karışıklık ortamından da faydalanarak savaş çıkarmak için mete han'dan akıl almaz isteklerde bulunurlar.

    tunguzlar, ilk olarak mete'den en sevdiği atını isterler. herkes bilir ki at, bozkır yaşamının da bir etkisi olarak her zaman türk tarihinde oldukça önem gören, sembol haline gelen bir hayvan olmuştur. hatta öyle ki bazı türk devletlerinin bayraklarında bir figür olarak dahi kullanılmıştır.

    mete, atını verir.

    tunguzlar, ikinci olarak mete'den karısını isterler. mete, karısını da verir.

    bilirsiniz ne derler: at avrat silah.

    mete, hem atı hem de avradı vermişti tunguzlara.

    ve tunguzlar, tarihi bir hata yaparak mete'den toprak da isterler. üstelik öyle verimli topraklar da değildir istedikleri bu topraklar. tanrının bile unuttuğu, hiçbir işe yaramayan, yerleşimin dahi olmadığı çorak topraklardır.

    mete, beylerini toplar ve meclisi kurar. beylerine sorar: ne yapalım?

    kimisi mete'nin atını ve karısını vermiş olmasına dayanarak toprakların verilmesini kimisi ise "hudut namustur" düsturuyla verilmemesini söyler.

    mete, toprakların verilmesini söyleyen beylerin kellelerini oracıkta vurdurduktan sonra tunguzlar üzerine sefere çıkar ve büyük bir zafer kazanır.

    savaş sonrası beylerden bazıları mete'ye şu soruyu sorar: atını verdin, karını verdin; o çorak toprakları niye vermedin?

    cevap şu tarihi cümlelerle gelir:

    "barışı muhafaza etmek için kendime ait olan şeyleri feda ettim; ama atalarımdan kalan ve millete ait olan vatan toprağını savunmak için hükümdarım ve bundan asla fedakarlık etmem."

    bir mete'ye bakın, bir de topraklarını kendi elleriyle israil'e satan filistin halkına.

    namusunu israil'e satan aynı filistin, bugün namusunu kurtarmak için türkiye'den medet ummaktadır. türkiye, hiçbir ülkenin namus bekçisi değildir ve olmamalıdır.

    hamas terör örgütünü türkiye'de beslemekten ve israil topraklarındaki terörü desteklemekten vazgeçerek medeniyetin yanında durmak, yüzü ileriye dönük olan tüm türk vatandaşlarının insanlığa borcudur.

    filistin, türkleri doğramaktan gurur duyan ve bunu bayrağında dahi dışavuran katil bir ülkedir. tarih boyu bize karşı yaptığı ihanetler bir yana bu ülke bugün dahi nerede türkiye'nin aleyhine bir durum varsa orada boy göstermekten asla imtina etmez.

    bize hiçbir katkısı olmayan ve bizden nefret eden bir ülkeyi desteklemek yerine başta mavi vatan olmak üzere ülkemiz için birçok noktada anahtar konumda olan israil ve onun tarih boyunca dostumuz olan yerleşimcilerinin yanında durmak, türk devleti ve halkı için mutlak pozitif etkiler yaratacaktır.

    filistin, türkiye'nin davası değildir.

    terör örgütü hamas'ın insanlık dışı saldırılarına karşı dost israil halkının yanındayız.

    ayrıca (bkz: israil destekçisi olmak/@hedefe kosan adam)

    edit: imla.

  • 14 ocak 2021 akp'nin uygur türkleri açıklaması

    akp sözcüsü ömer çelik tarafından basın toplantısında yapılmış olan açıklamadır.

    toplantının tamamı

    "çin ile yapılan anlaşmada iadesi istenen şahıslar terörist. türkiye, çin'in egemenliğine saygı duymaktadır."

    bunu ümmetçi akp'nin şaşırtmayan bir çıkışı olarak görüyorum. hiçbir zaman kendilerini gerçek anlamda türk dünyasına ait hissedemeyen bu arap hayranlarından farklı bir aksiyon beklenemezdi.

    anlıyorum, çin'e kafa tutamazsın; ancak en azından bir iade anlaşması yapmayabilir, senin de tarihinin bir parçası olan o insanları terörist ilan etmeyebilirdin.

    bütün dünya bu konuda çin'i kınayıp çin'e karşı aksiyon alırken türkiye'yi yöneten akp'nin onlara verdiği destek unutulmayacak. türkiye'nin bugünkü uygur türkleri politikası tarihe mutlaka bir kara leke olarak geçecektir.

    edit: bakın...

    ben daha bugün "ülkemde suriyeli istemiyorum" dediğim için halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekten emniyette ifade verdim. ben, bu lafımdan ötürü kendi ülkemde ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüm. madem benim söylediğim halkı kin ve düşmanlığa tahrik ediyor, o zaman ömer çelik de halkı kin ve düşmanlığa tahrik ediyor.

    kendine güvenen bir avukat arkadaş varsa hakkında suç duyurusunda bulunabilir. sadece belirtmek istedim.

  • 17 ekim 2020 gence saldırısı

    üst edit: (bkz: 17 ekim 2020 twitter rezaleti) başlığa lütfen destek verelim!

    terörist ermeni devletinin gerçekleştirdiği terör eylemidir ve ne kadar çaresiz, aciz bir durumda olduklarının en net göstergesidir. aynı zamanda mingeçevir kenti de vurulmuştur.

    füzelerden birinin gence'ye düşme anı ve o korku, dehşet...*

    azerbaycan'ı işgal et, hiçbir ayrım yapmadan anne karnındaki cenine kadar katlet, 30 sene sonra topraklarını almaya gelen ve savaş hukukuna ve etiğine uygun bir şekilde savaşan azerbaycan'a yine aynı acıları yaşat.

    azerbaycan, bunu yapabilecek kapasitesi olmasına rağmen savaşı karabağ bölgesi dışına taşımıyor ve sivillerden tamamen uzak duruyor. hatta avantajlı konumda olmalarına rağmen ateşkes bile imzaladılar ölülerin toplanması ve esir takası için, onu da ermenistan devleti bozdu.

    hiçbir terörist gözümde insan değildir ve bu bağlamda ermenistan devletini yönetenler, onlara arka çıkanlar da insan değildir. bu kadar net.

    edit: azerbaycan'dan gelen görsel
    görsel 2
    görsel 3
    görsel 4
    azerbaycanlı bir aileden geriye kalan (5)

    video haber (tv100)
    video 2

    sputnik link
    birgün link

    yıllardır karabağ'a kendi toprağım gibi üzülürdüm, şimdi de azerbaycan'a kendi ülkem gibi üzülüyorum. aramızda hiçbir fark yok.

    çok açık söylüyorum: türkler'in bir ermenistan sorunu vardır ve artık çözülmelidir. çok yazık gerçekten.

    görsel 6

    adamı üzerinde uyumak için kullandığı yorganla çıkarmışlar enkaz altından. sivilleri uykuda vuruyor kalleşler.

    bir babanın elinde çocuğunun oyuncağıyla enkaz başında beklemesi (7)

    başka ne denebilir ki?

    edit 2: saldırıda kullanılan rus ayısı menşeli iskender füzesi (temsili görsel)*

    azerbaycan'ın bundan birkaç gün evvel terör devleti ermenistan'a ait iskender füze bataryalarını imha etme
    görüntüleri

    belli ki biri patladıkça diğeri geliyor.

    edit 3: gence'de enkaz altından çıkarılan ölü bir bebek ve annesi, 2020...

    hocalı, 1992...*

    (bkz: hocalı katliamı)

    sahadaki cnn türk muhabirinin enkaz altından çıkan bebek ile ilgili konuşması*

    "küçücük bir bebek çıktı. cansız bedenine dokundum. kan içindeydi, eli elime değdi."*

    hiç değişmemişler, asla değişmeyecekler.

    soran olursa türkler pogromcu, soykırımcı derler. kalleşler.

    edit 4: azerbaycan cumhurbaşkanı yardımcısı hikmet hajiyev'in kayıplara dair twitter üzerinden yaptığı açıklama

    söylediğine göre 2'si çocuk 5 kişi hayatını kaybetmiş, 35 kişi de yaralanmış. elbette gerçek bilanço ilerleyen saatlerde ortaya çıkacaktır.*

    ps: bazı iddialara göre twitter, gence ve mingeçevir ile ilgili atılan tweet'lerin gündeme girmesini engelliyormuş. açıkçası ben de toplam 90 milyonluk bir nüfusun şimdiye kadar çoktan bunları gündeme sokmuş olması gerekirdi diye düşünüyorum. daha önce engellediler, yine yapıyor olabilirler.

    siz anlatmaktan, paylaşmaktan, bunları duyurmaya çalışmaktan vazgeçmeyin. ben sırf bu yüzden bu entry'i devam ettiriyorum. herkes görsün, herkes bilsin yaşananları. bu gerekiyor.

    twitter üzerinden #armeniakillscivilians tag'ine yazabilirsiniz. şu sıralar gündeme girmesi en muhtemel tag bu gibi görünüyor.

    an itibarıyla twitter, #armeniakillscivilians tag'ini de sansürledi! şu an görünürdeki tek tag #armenianagression*

    twitter, #armenianagression tag'ini de kaldırdı. siz mevzuyu biliyorsunuz, ben bir şey demeyeceğim.*

    twitter, gündemden kaldırdığı tag'leri sabah saatlerinde yeniden trend'lere aldı.*

    edit 5: iddialara göre ermenistan yine saldırıyor!

    azerbaycan ordusu misilleme yapmak amacıyla karabağ bölgesindeki fuzuli ve hankendi'yi, ayrıca ermenistan'a ait idari bir bölge olan syunik'teki (sünik) askeri hedefleri vururken ermenistan da azerbaycan'ın yevlax şehrindeki sivillere saldırıyor deniliyor.

    iddia doğru ise hala sivilleri vuruyorlar. şerefsizler.*

    son edit: aşağıya ermenistan'ın nasıl bir devlet olduğunu ve azerbaycan halkının nasıl bir zulme uğradığını tüm çıplaklığı ile gösteren bazı fotoğraflar bırakacağım ancak uyarıyorum: tamamı +18, açmadan iki defa düşünün.

    hassas olanlar lütfen hiçbirini açmasın.

    https://imgyukle.com/i/ipystg
    https://imgyukle.com/i/ipyhaf
    https://imgyukle.com/i/ipygui
    https://imgyukle.com/i/ipyxra
    https://imgyukle.com/i/ipyco1
    https://imgyukle.com/i/ipyp6b
    https://imgyukle.com/i/ipygcs
    https://imgyukle.com/i/ipymsq
    https://imgyukle.com/i/ipyvtt
    https://imgyukle.com/i/ipy1vc

    ps: gelen bir mesaj:

    "selam. 2. entry olduğunuz için en çok siz paylaşıranız dikkat çekecektir.

    şu anda batılı hiç bir gazete veya tv bu haberi paylaşmıyor:

    https://twitter.com/bbcbreaking
    https://twitter.com/cnni
    https://twitter.com/france24
    https://twitter.com/tv5monde
    https://twitter.com/nytimes
    https://twitter.com/washingtonpost
    https://twitter.com/wsj
    https://twitter.com/huffpost
    https://twitter.com/nypost
    https://twitter.com/guardian
    https://twitter.com/nbcnews
    https://twitter.com/abc
    https://twitter.com/deutschewelle"*

  • #kurdistanengellenemez

    bir pelikan propagandası. dikkat edin; iki gündür twitter'da "kürtler ayrılmayı tartışıyor", "kürdistan engellenemez" gibi hashtag'ler açılıyor ve bunları sözlük gündemine aktroll'ler taşıyor.

    amaçları yeniden bir türk-kürt çatışması yaratıp bunun üzerinden hdp'ye, hdp üzerinden de chp'ye yüklenerek bölücü söylemlerini pekiştirmek. bu, erken seçim için kendilerine yarattıkları bir koz. akp'nin çatışmadan, hamasetten ve popülizmden beslendiğini hepiniz biliyorsunuz.

    kürtler'in ayrılmayı tartıştığı veya kürdistan hareketinin engellenemeyeceğini düşündüğü falan yok, o gündem çok eskide kaldı. biraz incelerseniz tag altındaki tweet'lerin %90'ının akp'li ve mhp'li kripto hesaplara, %10'unun da gaza gelen teröristlere ait olduğunu göreceksiniz.

    bu kadar basit bir şekilde manipülasyona gelmeyin.

    e: imla.

  • togg fabrikasının ilk kazmasının vurulması

    aynı zamanda togg fabrikasının son kazmasının vurulmasıdır. tank, uçak, araba... hepsi ilk kazmada kalacak sanırım.

    olsun, onları da biz tamamlarız. imamoğlu'nun ibb'nin başına geldiğinde tamamladığı metrolar gibi.

    e: amma mesaj atıp kafa ütülediniz.

    tank palet fabrikasını katar'a satan insanlardan tank yapmasını bekliyorsunuz,
    daha ülkesindeki insanların aç karnını doyuramayan iktidardan uçak yapmasını bekliyorsunuz,
    bulduğu her parayla fütursuzca saray diken adamdan da araba yapmasını bekliyorsunuz.

    tek bir soru: siz enayi misiniz?

    ben bu ülkede hayal istemiyorum, icraat istiyorum. millete sözde geleceği pazarlayana kadar bugün için bir şeyler yapılsın istiyorum.

    dolar olmuş 6.80, euro zaten arş-ı alada, işsizlik tavanda, enflasyon %20; cebinde 50 kuruşu ya var ya yok, asgari ücretle çalışan adam yapılsa bile alamayacağı arabanın fabrikasının temel atmasıyla övünüyor.

    almanya'da 5-10 bin euro'lara yerli üretim araba alıyor millet, sen bu arabayı 400 bin liraya alabileceksin.

    ne eder?

    asgari ücretli bir çalışan için 160 küsür maaş eder. 12 maaş 1 senelik çalışmaya tekabül ediyorsa, sen bu arabayı kaç senede alırsın? bir gülme geldi demi şu an?

    hayal dünyasında yaşamayın.

  • yolda 100 bin dolar bulsanız geri verir misiniz

    geri vermem için birinden almam gerek. ne yapayım, kaldırıma mı geri vereyim?

    soruda mantık hatası var.

  • 18 mayıs 2020 cihat yaycı'nın istifa etmesi

    fetö ile mücadele eden şerefli ve başarılı bir türk askerinin fetö'cüler tarafından zorla istifa ettirilmesidir.
    bekliyordum. bu kadar onurlu insanları kızağa çekerseniz çeker giderler.

    umarım bu olay fetö'nün siyasi ayağının kim olduğu konusunda hepinize net bir fikir vermiştir. cihat yaycı'yı kimler kızağa çekip istifaya sürüklediyse, o kağıdın altında kimlerin imzası varsa fetö'nün siyasi ayağı onlardır.

    bunlar ergenekon zihniyeti, balyoz zihniyeti ve fetö taktikleri. dikkatle çözümleyin, aynısı.

    derine inilmesine korkuyorsunuz, derinde siz varsınız. bu millet sizden hesap soracak.

  • ekonomi kötü deyip 4.5 milyona villa alan yazar

    ekonomi iyi deyip 5 maske veremeyen cumhurbaşkanından daha az dikkatimi çekmiş olan yazardır.

    e: son günlerde sözlükte yeni tip bir troll türedi: tarafsız olduğunu iddia ederek ".... kemalist" diye cümleye başlayan, kemalist kısmına da özellikle vurgu yapan bir güruh.

    yapacağınız algıyı silkeyim sizin. cebinizden çıkan parayla saraylarda oturup her gece beşamel soslu ejder götü yiyen adam zorunuza gitmiyor da çalışıp kazanarak villa alan adam mı zorunuza gidiyor?

    her biriniz iflah olmaz birer çomarsınız.

  • 30 nisan 2020 rtük'ün netflix'e sahne sildirmesi

    designated survivor isimli amerikan siyasi gerilim dizisinin 2. sezon 7. bölümünün rtük kararıyla sildirilmesi durumu. bahse konu bölümü aylar öncesinden izlemiştim; ancak yanlış olan herhangi bir şey göremedim.

    bölümde türkiye cumhuriyeti lideri ağzı bozuk, suratsız, şantajcı ve pot üstüne pot kıran ebleh bir adam olarak işlenirken muhalefet lideri ise demokratik türkiye için bir umut olan; ancak iktidar tarafından baskıyla susturulmaya çalışılan bir aydın gibi resmedilmişti.

    ee, burada yanlış olan ne? her kurumu kendi çıkarları doğrultusunda kullanıp kirli siyasetine alet eden iktidar, rtük'e de aynısını yapıyor hepsi bu. bölüme erişimin engellenmesini doğru bulmuyorum.

    e: madem entry tutmuş, bari diziden bahsederek amme hizmeti vereyim. belki izleyecek olursunuz, rtük de ilk kez bir işe yarar.

    hikaye, üst düzey tüm amerikan yetkililerinin bulunduğu bir konferans binasının mevcut başkan konuşma yaparken amerikan menşeli bir terör örgütü tarafından havaya uçurulmasıyla başlıyor. bu esnada imar bakanı tom kirkman binada olmadığı için hayatta kalan tek atanmış varis oluyor ve başkanlık koltuğuna oturuyor. buradan sonra olaylar, olaylar...

    diziyi siyasi gerilim kategorisinde değerlendiriyoruz; ancak buradan sadece white house'ta geçen, içinde farklı mekanlar olmayan, aksiyon barındırmayan bir dizi olduğu manasını çıkarmayın. dizide bolca entrika, yüksek bütçeli savaş ve çatışma sahneleri, birden fazla coğrafyada geçen aksiyon dolu sahneler bulunuyor. designated survivor, bununla da kalmayıp gerçek hayatla sıkı bir bağ kuruyor. yaşanmış olaylara atıfta bulunuyor, kurgusunu dünyamızın günümüzde hala güncel olan çatışmaları üzerine yapıyor.

    bir örnekle: kuzey kore ve güney kore arasındaki soğuk savaş. kuzey kore'yi doğu han çu, güney kore'yi batı han çu olarak adlandırarak iki ülke arasındaki anlaşmazlıklar üzerine harika bir bölüm çekmişlerdi.

    ilk iki sezonu adını hatırlayamadığım bir amerikan tv kanalında yayınlanmış, dizinin durdurulması kararının ardından netflix, diziye sahip çıkarak kendi bünyesine katmış ve hayat vermişti; ancak maalesef 3. sezonun ardından onlar da devam etmeme kararı aldı ve dizinin macerası böylelikle son bulmuş oldu.

    şahsi fikrim, siyasi gerilim ve yüksek bütçeli çatışma sahnelerinden zevk alan herkesin diziyi bayılarak izleyeceği yönünde. bir puan verecek olursam 8/10 olur, kesinlikle tavsiye ediyorum.

  • 24 mart 2020 covid-19 vakasının 1872'ye yükselmesi

    fahrettin koca tarafından az evvel açıklanmıştır. yapılan test sayısı 3952, ölenlerin sayısı 7.

    koca'nın tweet'i

    "kaç kişi? 195 ülkede her gün bu soruluyor. kayıplar versek de türkiye için geç değil. tedbir, artışın önünü kesebilir. son 24 saatte toplam 3.952 test yapıldı. 343 yeni tanı var. 7 hastamızı kaybettik. biri koah hastasıydı. altısı ileri yaştaydı. aldığımız tedbir kadar güçlüyüz."

    12 mart - ilk vaka
    13 mart - 5 vaka
    14 mart - 6 vaka
    15 mart - 18 vaka (1 ölüm)
    16 mart - 47 vaka (1 ölüm)
    17 mart - 98 vaka (2 ölüm)
    18 mart - 191 vaka (3 ölüm)
    19 mart - 359 vaka (4 ölüm)
    20 mart - 670 vaka (9 ölüm)
    21 mart - 947 vaka (21 ölüm)
    22 mart - 1236 vaka (30 ölüm)
    23 mart - 1529 vaka (37 ölüm)
    24 mart - 1872 vaka (44 ölüm)

    sayılar o güne kadarki vaka ve ölümlerin toplamı şeklindedir. bugünkülerden biri genç olmakla birlikte, şimdiye dek ölenlerin tümü yaşlı vatandaşlardan oluşuyor. henüz herhangi bir iyileşmiş vaka da açıklanmadı.

    bugüne kadar yapılan toplam test sayısı: 27.969

    kıyaslama yapmanız açısından italya'nın ilk 12 günlük istatistiklerini de araştırdım.

    20 şubat - ilk vaka
    21 şubat - 21 vaka (1 ölüm)
    22 şubat - 79 vaka (2 ölüm)
    23 şubat - 152 vaka (3 ölüm)
    24 şubat - 229 vaka (7 ölü)
    25 şubat - 323 vaka (11 ölüm)
    26 şubat - 470 vaka (12 ölüm)
    27 şubat - 650 vaka (17 ölüm)
    28 şubat - 850 vaka (21 ölüm)
    29 şubat - 1128 vaka (29 ölüm)
    1 mart - 1701 vaka (34 ölüm)
    2 mart - 2036 vaka (52 ölüm)

    gördüğünüz gibi ilk 12 günlük istatistikler karşılaştırıldığında italya'yla başa baş gidiyoruz. sonuç: önlemler yetersiz, hükumet sınıfta kaldı.

    italya'yla ilgili en güncel bilgi: 24 mart - 69.176 vaka (6820 ölü)

    toplam iyileşen hasta sayısı: 8326

    sağlık bakanlığı şeffaf olmadığı için hastalarla alakalı hiçbir bilgi sahibi değiliz; ancak bu durum italya'da tam tersi. fikir sahibi olmanız için ölen hastaların verilerine de göz attım.

    hayatını kaybeden ilk 1016 kişinin

    yaş ortalaması: 79,4
    en genci: 39
    en yaşlısı: 100
    kadınların yaş ortalaması: 84
    erkeklerin yaş ortalaması: 79

    30-39 yaş arası hayatını kaybeden
    erkek: 1 kişi
    kadın: 1 kişi

    40-49 yaş arası hayatını kaybeden
    erkek: 2 kişi
    kadın: 2 kişi

    50-59 yaş arası hayatını kaybeden
    erkek: 19 kişi
    kadın: 6 kişi

    60-69 yaş arası hayatını kaybeden
    erkek: 62 kişi
    kadın: 18 kişi

    70-79 yaş arası hayatını kaybeden
    erkek: 286 kişi
    kadın: 76 kişi

    80-89 yaş arası hayatını kaybeden
    erkek: 306 kişi
    kadın: 139 kişi

    90 yaş ve üzeri hayatını kaybeden
    erkek: 50 kişi
    kadın: 48 kişi

    hastalığa yakalanıp hayatını kaybedenlerin yaş aralıklarına göre yüzdeleri:

    0-38 yaş arası %0
    39-40 yaş arası %0,1
    40-49 yaş arası %0,1
    50-59 yaş arası %0,6
    60-69 yaş arası %2,7
    70-79 yaş arası %9,6
    80-89 yaş arası %16,6
    90 yaş ve üzeri %19.0

    veriler, o yaş aralıklarında hastalığa yakalanıp ölenleri içeriyor.

    hayatını kaybedenlerin
    % 26,1'nin bir ağır hastalığı var
    % 25,7'sinin iki ağır hastalığı var
    % 47,0'sinin üç veya daha fazla ağır hastalığı var
    sadece üç kişinin başka hiçbir hastalığı yok

    yani ölenler, yüksek çoğunlukla hem yaşlı olup hem de farklı hastalıkları olanlar.

    hayatını kaybedenlerin

    % 83'ü nefes darlığı
    % 80'i yüksek ateş
    % 45'i öksürük
    % 4'ü ishal
    % 4'ü hemoptizi (kan tükürme)
    şikayetleriyle başvurdular

    hayatını kaybedenlerin %98,8'i nefes almakta güçlük çektiler.

    bu tip verilerin şeffaflık ilkesi gereğince türkiye'de de paylaşılması ve devlete tüneyerek halkın sağlığıyla oynayan pelikancılar'ın temizlenmesi dileğiyle.

    kaynak 1
    kaynak 2
    canlı sayaç

    *kaynaklardan çok daha detaylı bilgilere erişilebilir.

    edit: birtakım istatistiki veriler, canlı sayaç ve kaynak.

    edit 2: türkiye'nin 13, italya'nın 12 günü varmış. olabilir arkadaşlar, gözden kaçırmışım. siz 12 günü kıyaslarsınız. ayrıca hayatını kaybedenlerin yüzdesi, o yaş aralıklarında hastalığa yakalanıp ölenleri içeriyor. yani zaten totalde %100 olamaz.

    *test sayılarına ulaşamadım. toplam test sayısını kaynak belirterek verecek biri varsa mutlu olurum.

    edit 3: kronik hastalığı olan bir sağlık personelinin attığı mesajı aynen paylaşmak istiyorum. bunlara kayıtsız kalmamalıyız diye düşünüyorum.

    "merhabalar, sesimi duyurmak için yardımcı olur musunuz lütfen..
    ben hastanede veri giriş elemanı olarak çalışmaktayım. biz kronik hastalığa sahip sağlık çalışanları olarak idari izin kullanamıyoruz. çalışmak zorunda bırakılıyoruz.
    mesela ben romatoid artrit hastasıyım 2017 yılından beri immunsupresif ilaç kullanıyorum.
    hastanemiz pandemi hastanesi oldu ve benim durumumda olan bir çok çalışan var. hayatımızdan endişe duyuyoruz.
    bizlerin korona virüs kapmaması hayati derecede önemli. idari izin sağlanması için lütfen sesimizi duyurun."

  • 20 mart 2020 hastanelerdeki maske sıkıntısı

    ülkemizde henüz vaka görülmemişken hunharca yurtdışına maske satmamızdan ileri gelen basiretsizliğin tabii sonucu. ne bekliyordunuz ki? akbaba gibi 3 kuruş kazanacağız diye maske fiyatlarını şişirip yurtdışına sattılar, şimdi maske yettiremiyoruz. oysa stokta da yeterince vardı. milyonlarca maske çıktı bu ülkeden avrupa'ya ve çin'e daha ilk vaka görülmeden.

    bu da bir nevi devletin hatasıdır. öngörülü olup maske ihracatına sınırlama getirecektiniz. hatta, iç piyasaya sürülen maskelere bile sınırlama getirip bunların "ne olur ne olmaz" diyerek hastanelere aktarımını sağlayacaktınız.

    soran olursa ortamlarda akp süreci çok iyi yönetiyor dersiniz.

    e: ayrıca (bkz: maske konusunda bize türkiye yardım ediyor)

  • umreden gelen şahsın kyk odasında çektiği video

    konuşmayı bilmeyen, hedede hödödö yapan bir adet barzo içeren video.

    lan puşt; biz mi dedik sana salgın varken zevkine kabe'ye turistik gezi yap diye? gencecik çocukları yataklarından edip yaşattığınız mağduriyet yetmemiş gibi bir de şartlardan şikayet etmişsiniz.

    görün işte siz sağda solda göt gezdirip iğrenç bünyelerinize virüsleri alırken ülkenin geleceği olan gencecik çocukların ne şartlarda yaşadıklarını. kaldı ki odanın bir falsosu da yok, adam olana fazla bile.