şampiyonluklarının fm karşılığı tam olarak şöyle olurdu diye tahmin ediyorum:
"yönetim ligdeki sürpriz şampiyonluktan oldukça memnun, ancak manchester united ile 1-1 berabere kalınan maç büyük hayal kırıklığı yarattı."
the nomad5 profili
-
leicester city
-
football manager 2016
hem "oynamak istiyorum da hangi takımla kariyer açsam" diyenler için, hem de "hiç oynayasım yok ama şöyle heveslendirecek bir takım önerisi olsa başlayabilirim aslında" diyenler için bir kaç takım önerisi sunmaya karar verdim. hepsiyle kariyer açmadım tabi, bazıları sağdan soldan gördüğüm ve "tam kariyerlik takım" dediğim kulüpler. yıl boyunca kariyer için takım arayanlara bir rehber olsun dedim, zamanla gelen öneriler ışığında ekleme çıkarma yapabilir, gözüme çarpan yeni takımları vs de ekleyebilirim. başlıyorum.
carpi: bu arkadaşlar serie a'ya bu sene çıktı bildiğiniz gibi, küme düşmenin de en büyük adaylarından biriler dolayısıyla. zor sevenler için tercih edilecek bir kulüp, altyapı ve antreman tesisleri falan hak getire. üstelik takımdaki iyi oyuncuların çoğu kiralık, bu sezon bir şekilde kümede kalsanız bile sonraki sezon işiniz sarpa sarmaya devam ediyor. ayrıca kendi stadınız serie a standartlarını karşılamadığı için modena diye bir takımın stadında oynuyorsunuz. italya'da yanılmıyorsam avrupa dışından sadece 2 oyuncu bulundurabiliyordunuz, onu da aklınızda bulundurun. benim önerimse bu takımla 3 sezon kadar oynamanız, küme düşmekten kurtarıp orta sıra takımı haline getirebilirseniz bence başarılı bir kariyer geçirmiş olursunuz.
berwick: yine zor sevenler için, lower league managers lakaplı kader yoldaşlarımız için bir takım önerisi. kendileri iskoçya'nın en alt liginde yer alıyor, takımın başına geçtiğinizde kulübün teknik ekibinde 1 tane adam bile yok. tamamen sıfırdan kendiniz kuracaksınız yani. elinizde hiç transfer bütçesi de yok, ama en azından takım zarar etmiyor, kimseyi satmak zorunda kalmıyorsunuz yani. ilk 4 sıraya girip play-off'a kalmanız bekleniyor 10 takımlı ligde. tesisler falan yok zaten. kendilerini en üst lige çıkarmak gibi bir hedef konulabilir, 5-6 sezon alır diye tahmin ediyorum ortalama. 10 sezonda celtic ve rangers hanedanlığını yıkmayı deneyebilirsiniz, her halükarda uzun vadeli ve hayvan gibi zor bir kariyer yapmış olursunuz.
honved: "ana ligler bana göre değil"ciler için de bir takım yazıverelim. bir zamanlar macar ligi'nin tozunu dumanına katan bu takım şimdilerde ekonomik krizin dibine vurmuş durumda, öyle ki yönetimin beklentileri küme düşmemeniz yönünde olacak. harcayacak paranız yok, avrupa kupaları'na gidemediğiniz takdirde de olmamaya devam edecek, bu da ilk 4'e girmeniz gerektiği anlamına geliyor. ligin üst sınıf takımları gerçekten kaliteli ancak diğer takımlarda o kadar da bir olay yok, çok hanzo değilseniz küme düşmezsiniz yani. scout'larınız çok iyi bunun dışında, onların yardımıyla kendinize 4-5 sezonluk bir kalkınma planı hazırlayabilir, şampiyonluğa geri dönebilirsiniz.
rangers: bu benim ilk save'im oldu bu yılın oyunundaki. on numara beş yıldız takımsınız zaten, tesisler falan mis gibi. koskoca rangers sonuçta. üst lige çıkmanız da zaten garanti, öküzlük yapmadığınız sürece sizi zorlayan takım olmuyor. o alt ligdeki ilk sene boyunca taktiği iyice oturtmanız, sene boyunca scout'larınızı eşekler gibi çalıştırıp yaz dönemindeki transferlerinizi şimdiden belirlemeniz lazım. sonraki sezon lige geri döndüğünüzde belki şampiyonluk biraz zor olabilir ama ilk 3 hedefi koymanız gerek bana kalırsa. biraz zor olsun ama allahın unuttuğu bir takım da olmasın yani derseniz tam sizlik bence.
real: durun lan o real değil, sakin. öncelikle 80 takımlı portekiz üçüncü ligi'nde 8 grup bulunuyor, bu takım içinde bulunduğu grupta en zayıf ekip olarak görülüyor sezon öncesi. ancak şöyle bir detay var ki, o 80 takım arasındaki en iyi antreman ve altyapı tesislerine sahipler. portekiz'den oyuncu bol çıkıyor bildiğiniz gibi, bir kaç sezon içerisinde altyapıdan yetenekli gençler getirip sapasağlam bir şekilde asıl lige yürüyüşünüze başlayabilir, uzun vadeli bir kariyer sonrasında takımı portekiz'in zirvesine çıkarmaya çalışabilirsiniz.
vejle: danimarka'nın köklü diyebileceğimiz takımlarından vejle şuan ikinci ligde oynuyor, sezonu 4. bitirmeleri bekleniyor. antreman ve altyapı tesisleri ligdeki diğer takımlara göre kaliteli, o yüzden bir kaç sezon içerisinde ortalama bir iskelet kurup altyapıdan da sağlam gençler yetiştirmeye başlayabilirsiniz, en kötü iki sezonda üst lige çıkarsınız diye düşünüyorum zaten. eski günlerine döndürün şu takımı lan...
stockport: tarihinde hiç premier lig görmemiş bu kardeşlerimizi ingiltere'nin en karanlık kuyularından, konferans ligi'nin bile bir alt liginden yukarılara taşıyıp tarih yazabilirsiniz. antreman tesisleri iyi, altyapı tesisleri de mükemmel sayılmaz ama idare eder. ingiltere alt ligi manyaklarına önerebileceğim bir takım, ben hep grimsby ile oynuyorum ama onlar konferans ligindeler tabi.
strasbourg alsace: fransa üçüncü ligi'ni ikinci sırada bitirmesi bekleniyor bu takım, yine nefis antreman tesislerine ve altyapı tesislerine sahip. kadroları çok iyi gerçekten. bir zamanlar ligue 1 şampiyonluğu bile tatmışlar, mazileri de kuvvetli yani. daha ne olsun, alın oynayın işte.
hansa rostock: bir zamanların koca rostock'u ne hallerde, önceki sezon neredeyse üçüncü ligden bile düşecek kadar berbat oynamış bu adamları bundesliga'ya çıkarana kadar tertemiz 5-6 sezon harcamanız gerekebilir. altyapı ve antreman tesisleri iyi yine, özellikle bu tarz takımları seçiyorum ki bir de bu tür şeylerden sorun yaşamayın ve ilerde altyapıdan sağlam bir kaç oyuncu çıkarıp save'in yıldızı yapabilin.
catania: italya serie c'nin c grubunda yer alan bu hepimizin aşina olduğu takım da eski günlerini arıyor. kadro falan gayet iyi zaten, tek dezavantaj lige -9 puanla başlıyor olmanız. hani "lan acaba eksi puanla başlamak nasıl bir his" derseniz catania tam size göre. üstelik aynı ligde lecce gibi taş gibi bir takım da var, çekişmeyi sonuna kadar hissedersiniz yani, bir nevi ezeli rakibiniz olur. 3-4 sezonda serie a çıkmaya çalışın, sonrası sarmaz kanımca.
queens university: "bu ne la" derseniz "alın size lower league" derim. nitekim takım kuzey irlanda gibi kıytırık bir futbol ülkesinin en alt liginde mücadele ediyor. takım yarı-profesyonel, en değerli oyuncusu 1k değerinde, iphone etmiyor yani neredeyse. antreman tesisleri çok iyi yalnız, hani en üst ligdeki takımlarla bile yarışır. çok işe yarar mı bilemem ama en kötü ihtimalle o en değerli oyuncuyu satar bir telefon falan alırsınız kendinize yani.
rosenborg: 5 senedir şampiyonluk hasreti çeken bir takım rosenborg bildiğimiz gibi. rangers tarzında bir save olur bu da, "uyuyan devi uyandırıyorum hadi bakalım" tadında. çok fazla konuşacak şey yok hakkında açıkçası; kadro iyi, tesisler sıkıntı çıkarmaz. avrupa'da da varsınız hem, daha ne olsun.
queen's park: iskoçya'nın en alt liginde yer alan bu takım lower league managers tayfasının bile anasını ağlatacak cinsten. 52 bin taraftarın önünde oynuyorsunuz, bu harika tabi ancak takım amatör ve en üst lige de çıksanız amatör olarak kalacak; çünkü kulübün felsefesi amatör kalmak üzerine kurulu. bu tarz bir takımla malumunuz pek kaliteli oyuncu alamayacaksınız takıma, anca kiralıklar falan. bu takımı en üst lige çıkarmak bile muhteşem bir save hikayesi olur. bana sorarsanız ingiltere'nin en alt ligindeki en berbat takımı 5 lig atlatıp premier league şampiyonluğuna, hatta şampiyonlar ligi şampiyonluğuna kadar taşımaktan zor bir şey varsa o da bu takımı iskoçya premier ligi şampiyonu yapmaktır. öyle bir şey olursa zirvede bırakın bu oyunu bence, tarihe geçersiniz. bir baba yiğit çıksa da denese keşke. bu arada hem antreman hem de altyapı tesisleriniz on numara.
şimdilik bu takımları önerebilirim, dediğim gibi edit gelebilir duruma göre. bu 13 takım arasından benim kesinlikle oynamayı düşündüklerim ise catania, strasbourg alsace ve real. bunlar dışında rangers ile zaten halihazırda save'im var, ama oyunu tanımaya yönelik bir save olduğu için kariyer hikayesi olarak yazmadım. bir de vejle'yi de deneyebilirim, böyle özetle.
edit: entry uzun olunca imlalar kaçınılmaz olmuş, onları düzelttim. bir de frtslck sağolsun şöyle bir uyarıda bulundu carpi save'i konusunda, noktasına virgülüne dokunmadan ekliyorum: "italya'da yabancı sınırı yok. sadece transfer kısıtlaması var. kadroda sınırsız yabancı bulunabiliyor, sadece her sezon ab üyesi ülkeler dışından 2 transfer yapılabiliyor. 10 sene sonunda 20 yabancıyla oynarsın yani sorun yok." -
game of thrones
paralel hikayelerinizi sikeyim dediğim dizi. günde 20 kere ne silip silip paylaşıyorsunuz amk. hadi koydun bir kere reklamını oraya, hadi bir daha koydun ona da tamam. ondan sonrakiler yüzsüzlük artık, paralel hikayelerini 5000 kere görmek için takip etmiyoruz başlığı. hop olay yeşili bakalım nolmuş, aa yine paralel hikaye. bok var.
-
kim kardashian'ın paylaştığı hamilelik fotoğrafı
bir bebek karında, bir kaç tane de arkada varmış gibi duran fotoğraf. boş bulduğu her yere çocuk depolamış sanki.
-
ibrahimoviç'in gideceği very big surprise kulüp
(bkz: sözlüğün ne hale comes to)
edit: başlık başa kalmış, dağılalım.