hastane basıp ambulans tarayan, yol kesip doktor ve hemşireleri kaçıran orospu çocuklarının isyan ettiği olay.
hakikaten ironinin dibine vuruyorsunuz hevaller.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. 17 yaşında pkk militanının işkenceyle öldürülmesi
-
2. türkistan terörizmine karşı çin'in yanındayız
chp gelen başkanı
yok lan recep tayyip erdoğan'nın çin de verdiği demeç. söz sizde canlarım
ha bir de böyle bir durum var hay allah rezil oldular yine
(bkz: erdoğan çin'i uyarmaya gidiyor)
aasadfafdasfdzxvcxvbcxbvc :)
http://news.xinhuanet.com/…15-07/29/c_134460659.htm
artık uygurlu aramak lazım dövmek için . yazıklar olsun.
yalınız ülkücü gençler ileri görüşlüymüş uygurlu dövmelerinden kıllanmalı idik amk.
haber resmi çin haber ajansına ait boku bana atarak kurtulamazsınız ibneler.
--- spoiler ---
turkey is willing to make joint efforts with china to boost cooperation on trade, investment, technology, industry and infrastructure, said the visiting president.
erdogan stressed that the turkish government sticks to the one-china policy, supports china's sovereignty and territorial integrity, and opposes terrorist activities of the east turkestan ıslamic movement (etım) aimed at china.
turkey will boost cooperation with china and will not allow strategic cooperation with china be affected by ill-minded forces, erdogan said. turkey is also a victim of terrorism, he added.
--- spoiler --- -
3. izmit körfez geçiş köprüsü
geçiş ücreti 35$ + kdv olacaktır. bugünün kuruyla yaklaşık 114 tl.
yol, su, elektrik olarak geri dönecek denilerek toplanan vergiler başka yerlere harcandığı için devlet özel şirketlere "yapın, işletin" demiştir.
yapan şirketler zarar etmesin diye de dolara endekslenip uzun vadede zam yapmadan da artış sağlanması hedeflenmiştir. kaldı ki açıldıktan sonra zam da yapılacaktır.
vatandaş olarak sormamız gereken 2 soru var.
1) ödediğim vergiler nereye gidiyor ?
2) her hizmet için ücret, harç, bedel vb. ödeyeceksem neden vergi ödüyorum ? -
4. istanbuldaki donut fiyatlarının %30 artması
-
5. zlatan ibrahimoviç
(bkz: platoniğin aşırı umut veren sıradan davranışları)
not: gs -
6. canan karatay'ın meslekten men edilmesi
15 günlük men mi olurmuş, canan hoca yıllık izne çıkmıştır. yanında da bir sepet tereyağı ve yumurta.
-
7. pkk kamplarında kadın erkek ilişkisi fotoğrafları
(bkz: qandil institute)
bakışlara bak amk kandil'deki kel adam. -
8. sözlükte mhp'nin pkk'dan daha çok eleştirilmesi
sebebi pkk'nin ne bok olduğu belli olmasi ama mhp'nin ne bok yediğinin belli olmamasi olabilir.
-
9. mario gomez
benim pederin hayatı futbol olduğu için adamın ağzından argo eksik olmuyor. bu kulaklar oğuz sarvan için ya da özcan öal için ne küfürler duydu zamanında. elinde kumanda, televizyon karşısında sabah, öğle, akşam spor kanalları izliyor adam. futbol yoksa eğer meşrebine göre buz pateni bile izlemişliğini bilirim.
dün geldim işten akşam. baktım elinde kumanda birşeyler yapıyor. "hayırdır kaptan ne oldu" dedim. kumandanın pillerini takmaya çalışıyor. "yapamadım amk" dedi. allahını seversen 2 tane pil var zaten. her turlu kombineyi denesen yine 1 tanesini tutturman lazım dedim. adam kalktı gitti lan balkona bir şey demeden. sonra pillerin olması gerektiği gibi takılı durduğunu gördüm. meğersem önceki pil akmış oksitlenmiş metal. adamın günahını aldık. gittim balkona, kel kafasına bir öpücük attım. "anasını bellemişsin kumandanın" dedim. derin bir fırt çekti sigarasından. fırlattı izmaritini aşağıya. sonra dedi ki :
-mario gomezi almışız lan. -
10. 30 temmuz 2015 barbaros şansal'ın attığı tweet
-
11. kemal atatürk'ün ke'sini silen terbiyesizler
artık mustafa kemal atatürk ne kadar koyduysa bunlara 80 yıldır kendilerine gelemediler.
kudurun lan.. bir bu kadar yıl daha mustafa kemal'in adını göreceksiniz. -
12. ibrahimoviç'in gideceği very big surprise kulüp
(bkz: sözlüğün ne hale comes to)
edit: başlık başa kalmış, dağılalım. -
13. 30 temmuz 2015 pkk'nın şırnak saldırısı
statik şekilde duran güvenlik güçlerimize, hareketli olarak gezen teröristlerin yaptığı saldırı. insan 30 yılda hiç mi akıllanmaz arkadaş. madem çözüm süreci bitti, salın askeri dağa. kabak gibi duruyorsunuz kışlada sonra da şehit verdik. ah pamukoğlu ah, seni emekli edenler utansın.
-
14. ekşi sözlük
bu kadar çok faşisti en son kırklı yıllarda almanya bir araya getirebilmişti.
-
15. erdoğan çin'i uyarmaya gidiyor
akit gazetesinin efsane manşeti asafafcxgfxsafgxaafdxadfxafdxa :)
harbi iyi uyarmış mal dimdik amk .
http://www.yeniakit.com.tr/…maya-gidiyor-79149.html -
16. evli bir erkekle sevişmek
denklemin mağduru hakkında şöyle denmiş;
"aldatılan kadın kendine cinsel olarak neden yetemiyorum diye sormalı ayrıca."
bak ya lafa bak. bu kadın niye kendini sorguluyormuş sevgili aynştayn? kendisine sadık kalamayan bir orospu çocuğuna denk geldiği için ise ok, hayattaki tercihlerini sorgulasın. ama cinsel anlamda yetememek de neymiş? oğlum çok porno izliyorsunuz, sonra salağa bağlıyorsunuz.
siz evililiği sadece sevişmekten ibaret mi sanıyorsunuz ergen gibi? ne kadar sığ insanlarsınız yarabbim. aklı sıra mağdur olan kadını sebep gösteriyor.
edit: baya mesaj geliyor, güya ben söylenilenleri anlamamışım. bence siz anlamamışsınız.
bu cümle ne demek biliyor musunuz? öncesinde ne söylenirse söylensin anlamsız kılan "ama" bağlacı gibi.
"kadın yetemiyorsa, erkek yapabilir" düşüncesinin zeminidir. -
17. ozan tufan
twitter'dan:
beşiktaş ozan tufan transferi için 6 milyon euro + ismail ve necip'i önerdi. bursaspor ise 6 milyon euroda diretiyor. -
18. milliyetçi hareket partisi
https://twitter.com/…unlu/status/626424231669178369
https://twitter.com/…unlu/status/626425035926958080
https://twitter.com/…unlu/status/626425605144322048
https://twitter.com/…unlu/status/626480305143218176
"bugün tbmm genel kurulu'nda bir gazeteci olarak bir kez daha şahit oldum ki; akp'nin sıkıştığı anda mhp'nin yapamayacağı hiçbir şey yok."
"oylama sırasında komisyona 'evet' diyen chp+hdp oyları akp oylarını geçince akp grp.bşk.vek. mahir ünal, oktay vural'a baktı ve eller kalktı"
"buyurun, bu da akp grp.bşk.vek mahir ünal'ın attığı bakış sonrası oktay vural'ın mhp'lilere "hadi beyler" işareti. https://pbs.twimg.com/…ia/clgcxf1ukaamxuc.jpg:large"
"bugün meclis'de yaşananları, mhp'nin ne yaptığını bu "kütle" bile anlamış... https://pbs.twimg.com/…ia/clg0gcpuyaadeuz.jpg:large" -
19. milliyetçilik
guns germs and steel'de, iki yeni zelanda kabilesi olan "maori"lerin ve "moriori"lerin hikayesi anlatılır. kabaca özet geçeyim. milattan sonra 1000 civarı bir tarihte, bir grup polinezya topluluğu yeni zelanda'ya yerleşir. bundan bir süre sonra, bu topluluğun içinden bir kısım kopar ve 500 mil ötedeki chatham adasına yerleşir. bu adaya yerleşen topluluk, isimleri "moriori"dir, yüzlerce yıl yalıtılmış bir halde yaşar. yeni zelanda'da kalan topluluk ise maorilerdir. aradan yaklaşık 800 yıl geçer ve bir gün maorilerin gemileri chatham adasını istila eder. morioriler, aslında örgütlü bir direniş gösterebilseler, gemide bulunan birkaç yüz kişiden ibaret maorileri yenebilecek güçtedirler. ama böyle yapmazlar (daha doğrusu yapamazlar), onun yerine oturup toplantı yaparlar nasıl davranacaklarını belirlemek için, sonunda da maorilere gidip kaynakları paylaşarak barış içinde yaşamayı teklif etmeye karar verirler.
ancak iyi örgütlenmiş, güçlü silahlara sahip, yüzyıllar boyunca sürekli etrafındaki topluluklarla savaşan maoriler, moriorileri soykırımdan geçirir, ellerine geçen herkesi öldürürler.
jared diamond, aynı, ortak atadan gelen iki topluluğun niçin böyle farklı kültürler geliştirdiğini, maorilerin niçin böyle, moriorilerin niçin öyle davrandığını, maorilerin moriorileri nasıl yok edebildiğini, çevresel koşulların belirlenimi üzerinden anlatır. onu da kabaca özetleyeyim. moriorilerin yerleştiği ada çiftçiliğe pek uygun değildi, kaçınılmaz olarak avcı-toplayıcılığa döndüler. dolayısıyla, ihtiyaç fazlası üretim yapmadılar, bu yüzden de, avcılık yapmayıp zanaatle, sanatla uğraşacak insanları, düzenli bir orduyu ve bürokrasiyi besleyebilecek üretimleri yoktu, avladıkları hayvanların çok da zor hayvanlar olmaması nedeniyle silah teknolojisi geliştirmelerine de lüzum yoktu, yerleştikleri yer küçüktü, nüfusları fazla büyümedi ve hatta büyümemesi için çeşitli önlemler aldılar, mesela bazı çocukları kısırlaştırmayı gelenek haline getirdiler. gidecek başka yerleri olmadığı için birbirleriyle iyi geçinmek zorundaydılar, bütün bunların neticesinde, karmaşık bir örgütlenmeye sahip olmayan, az nüfuslu, savaştan anlamayan, teknolojisi iptidai, barışçı bir topluluğa dönüştüler.
maoriler ise, tarım yapabiliyorlardı, nüfusları hızla büyüdü, ürün fazlası sayesinde, gıda üretimiyle uğraşmayıp başka işlerle ilgilenebilecek ve uzmanlaşabilecek insanlar çıktı ortaya, komşu topluluklarla sürekli savaşa savaşa ayakta kalabilen bir topluluk oldular, gitgide daha karmaşık bir örgütlenme ve daha ileri bir teknolojiye sahip oldular. neticesinde de, aynı atadan gelen bu iki topluluk, birkaç yüz yıl içinde bu derece farklı bir gelişim gösterdi ve bunun sonucu da morioriler açısından hazin oldu.
bu iki topluluğun geldiği noktadan mevzuya girelim. bir maori tarihçisinin, "maoriler asker millettir" şeklinde bir tespit yapması, bunu da, sanki maorilerin sahip olduğu mistik bir "öz"müş gibi, değişmeyen ve sanki değişmesi de mümkün olmayan bir karaktermiş gibi ileri sürmesi, maori milliyetçilerinin de bunu bir övünç kaynağı olarak benimsemesi ve savaşçılıklarıyla, karşılaştıkları toplulukları korkutmalarıyla övünmeleri, tek kelimeyle, ahmakçadır. aynı şekilde, bir moriori milliyetçisininin de, "biz barışçıl bir topluluğuz" şeklinde gurur duyması da saçmadır. büyük resme bakıldığı zaman, bu iki topluluğun geliştirdikleri kültürler ve sergiledikleri davranışlarda, övülecek veya yerilecek bir şey bulmak anlamlı değildir. savaşçı veya barışçı olmayı, olumlu veya olumsuz tutumlar olarak nitelendirebiliriz, ki bunlar da tartışılabilir gayet, farklı koşullarda rasyonellikleri üzerinden kıyaslanabilir veya farklı ahlaki açılardan yargılanabilir vs. ama maorilere ya da moriorilere, böyle sabitlenmiş, mistik bir öz atfedemeyiz.
kısacası, çeşitli toplulukların belirli koşullar altında oluşan niteliklerinden yola çıkarak o toplulukları övmek veya yermek anlamsızdır; ancak ahlaki olarak değerlendirilmeye tabi tutulabilecek niteliklerin kendisini yüceltmek veya hakir görmek mümkün ve anlamlıdır. "morioriler çok barışçı, afferim onlara" demekten ziyade, barışçı olmayı ve sahip olunan kaynakları paylaşarak kardeşçe yaşamayı, rasyonel ve ahlaki bir tutum olarak benimseyip övebiliriz, maddi dünyanın bu yönde evrilmesi için, bütün insan topluluklarının böyle bir tutumda uzlaşabilmelerini mümkün kılacak bir dünyanın inşa edilebilmesi için mücadele edebiliriz. moriorileri yüceltmek yerine, barışçı olmayı yüceltebiliriz; çünkü morioriler de belirli koşullara yeteri kadar süre maruz kalırlarsa savaşçı olabilirler, veya moriori dışındaki insan topluluklarında da aynı barışçılığı gözlemleyebiliriz.
velhasıl, tercih etmeden içine doğduğunuz bir topluluğun sahip olduğu kültürü, nitelikleri yüceltmek ve bunları mistik bir özmüş gibi benimsemektense; iyi gördüğünüz niteliklerin kendisini yüceltmek, kötü gördüğünüz niteliklerin de niçin ortaya çıktığını anlamak ve insan topluluklarının iyi nitelikler sergilemelerini mümkün kılacak toplumsal düzenlerin inşa edilmesi için çabalamak: insan yaşamını ahlaki açıdan anlamlı kılabilecek şey budur. tabii bundan da önce, iyi gördüklerinizi niçin iyi, kötü gördüklerinizi niçin kötü gördüğünüz üzerine de derin bir tefekkürle başlamak elzemdir; çünkü hepimiz içine doğduğumuz ailenin, çevrenin, toplumun ve dünyanın ürünüyüz, onlarla sürekli etkileşim içinde şekilleniyor ve şekillendiriyoruz.
geçelim, şu entrymden kürt milliyetçiliği çıkarmaya çalışan davşanlar olmuş, ona gelelim. (bkz: #53582155) bu davşanlar kötü niyetli filan değil hayır, gayet iyi niyetli, samimi davşanlar, içinde yüzdükleri ideoloji deresinden dolayı çeşitli melekelerinin sakatlanması söz konusu sadece. ve ben kendimi her seviyeye hitap etmekle mükellef hissediyorum.
entryde anlattığım şey, ülkenin batısındaki gençlerin genel olarak askerlikten mümkün olduğu kadar kaçma yönünde bir eğilim sergilerken, doğusundaki gençlerin kendi rızasıyla savaşa katılmalarını anlamaya yönelik bir çaba sergilememiz gerektiği. "biz asker milletiz" gibi bir tespit yapmanın ve hatta bunu da sanki bir gurur kaynağıymış gibi benimsemenin saçmalığını vurguluyorum, ve diyorum ki, normal olan, olması gereken, istenmesi gereken, yaşam dürtüsünün ağır basmasıdır. bu dünya üzerinde adil ve özgür bir yaşam hayaliyle varlığımızı ve ahlakımızı anlamlandırıyorsak eğer, yüceltilmesi gereken, idealize edilmesi gereken, seve seve ölüme koşmak değil, yaşamı istemek, yaşama değer vermektir.
peki, düpedüz milliyetçi, devletçi reflekslere sahip ve bunu gözden kaçırmaya çalışırken sürekli ele veren bir davşansanız eğer, buradan ne anlam çıkarırsınız? "kürt milletinin evlatları vatan toprağının savunması için gözünü kırpmadan kendi hayatını hiçe sayıyor, asker millet geçinen türk milletinin evlatları ise vatan savunmasından kaytarmak için fırsat kolluyor diyosun yani he mi? seni gidi seni, yer miyiz biz? bir de milliyetçiliğe karşıyım diyosun, tüh allah belanı versin."
entrynin hiçbir yerinde vatan savunmasından filan bahsettiğim yok, sadece pkk, ypg'ye değil, ışid'e katılım oranının da ülkenin doğusunda yüksek olduğunu söylüyorum ve biz sormalıyız diyorum: kürt gençleri niçin bu kadar rahat ölüme koşabiliyorlar, niçin yaşamaktansa ölümü daha rasyonel bulabiliyorlar? nasıl koşullarda doğmuş büyümüşler ki böyle bir eğilim göze çarpıyor? bunları anlamalı ve insanların ölümü değil yaşamı tercih edebilmesi, bu ülkede, bu dünyada anlamlı bir gelecek hayal edebilmesi için ne yapmalıyız, koşulları nasıl değiştirmeliyiz, neye yönelik mücadele vermeliyiz, neyi değiştirmek için çabalamalıyız, bunları sorgulamalıyız. hele ki on yıllardır anlamsız bir savaşla birbirimizi öldürüyorsak eğer, bizim yüceltmemiz gereken şey barıştır. elinde silah olanlar savaş dilini konuşabilir, ama biz barışı konuşmalıyız, barışı istemeliyiz.
yani ideal göreceğimiz bir dünyada, olması gereken, bile isteye savaşa gitmek değil, bilakis ölümden kaçmaktır, yaşama tutunmaktır diyorum. nitekim ülkenin batısında doğup büyüyüp, belirli imkanlara sahip olan, belirli koşullarda büyüyen, belirli bir hayat standardına alışan ve onu korumaya yönelik tutum alan, kaybedeceği bir şeyler olan bizler, askerlikten kaçıyoruz, bedelli yapıyoruz, gitmemek için, mümkün mertebe geciktirmek için türlü çeşit yollara başvuruyoruz. peki zorunlu olmadığı halde, kendi isteğiyle bir savaşa katılan insanlar niçin bunu istiyor, bunu anlamalıyız. schopenhauer'ın dediği gibi, "insan istediğini yapabilir, ama istediğini isteyemez." ("gelmiş geçmiş en felsefi söz" gibisinden bir başlık vardı sözlükte, oraya yazın bunu) hiçbirimiz, sandığımız kadar özgür bir iradeye sahip değiliz.
toparlayalım. türkler asker millet filan değil, kürtleri de halihazırdaki baskın eğilimlerinden dolayı savaşçı filan diye tanımlayamayız. koşullar değişirse, gayet barışçı olabilir insanlar. veya olur da topyekun bir savaşa girersek, işgale uğrarsak mesela, şimdi askerden kaçan bizler bambaşka insanlara dönüşebiliriz, 20 yıl sonra gayet savaşçı bir topluluk haline gelebiliriz. değişmeyen, sabit bir özümüz, karakterimiz filan yok, aslında üzerine yeteri kadar düşünürsek, topyekun ortak çıkarlara sahip bir "biz" bile yok ortada, aynı anadili konuşuyor olmamız her konuda her açıdan aynı ortak çıkarlara sahip olduğumuz anlamına gelmiyor, bir işgal kuvveti anadilimizi yasaklarsa eğer ortak bir paydada buluşup birlikte mücadele edebiliriz, ama işgalden kurtulduktan sonra üretim araçlarının özel mülkiyeti üzerine kurulu bir toplumsal düzende yaşamaya devam edersek, çıkarlarımız ortak filan olmaz, biz öyle zannederiz sadece. üretim araçlarına ve devlete sahip olanlar, kendi çıkarlarını ortak çıkarmış gibi belletirler bize. eduardo galeano'nun dediği gibi, sistemin adını "vatan" koyarlar, size yalan dolan bir tarih anlatırlar, vatan diye diye size ait olmayan çıkarları savunursunuz, buna karşı duranları da vatan haini bellersiniz.
yüzlerce sayfada anlatılabilecek bir şeyi, barrington moore olabilecek en güzel, en saf şekilde özetlemiş; bu dünyaya ve insana dair, bir şeyleri anlamaya ve değiştirmeye dair bir derdi olan herkesin mottosu olması gereken ilkeyi belirlemiş:
"tarihsel süreçlerin kurbanlarına sempatiyle, kazananların savlarına ise kuşkucu bir tutumla yaklaşmak, toplumla ilgili araştırma yapan herkese, egemen mitoloji tarafından teslim alınmasını önleyen önemli bir kalkan oluşturur. nesnel olmaya çalışan bir bilginin kağıt kalem kadar bu duygulara da sahip olması gerekir"
gelelim davşanlara. davşanlığı bırakın, kendinizi liberal, realist filan zannederken, ya da "trollüyorum kafama göre, sataşıyorum" gibi bir izlenim bırakmaya çalışırken, içinizi zift gibi kaplamış milliyetçiliğinizi, devletçiliğinizi oluk oluk akıtıyorsunuz hep, ondan sonra adınızı koyduğum zaman "bizi genelliyorsun, niyet okuyorsun, haksız ithamlara başvuruyorsun" diye ağlıyorsunuz. yazdıklarımda ısrarla bir açık, tutarsızlık arama nedeniniz, sandığınız gibi bir trolleme arayışından kaynaklanmıyor, keşke öyle olsa. kötü niyetli filan değilsiniz, gayet ideolojik bir körlükten dolayı yazdıklarımı yanlış anlamaya meyyalsiniz, egemen mitolojiden ne kadar zehirlendiğinizi teşhir ediyorsunuz sürekli. dönüp dolaşıp, başlığımda birbirinin aynı yüzlerce entry ile aynı hizaya gelip, "milliyetçiliği eleştiriyosun güya ama kürt milliyetçiliği yapıyosun" diyen yüzlerce bebe ile aynı safta buluşuyorsunuz, bu bir tesadüf olamaz, bunun üzerine düşünün diyecem de, neyle yapacaksınız onu, orası biraz meçhul tabi. her entryde aynı kelimeleri evirip çevirip, komik olduğunu düşündüğünüz ve fakat insanda sadece facepalm hissi yaratan saçma sapan esprileri döndürüp döndürüp aynı ifadelerle bot gibi ortalığa saçmaktan daha iyisini yapabilecek olsaydınız, yapardınız zaten şimdiye kadar. nasip kısmet. idrak midrak :( -
20. 31 temmuz 2015 istanbul depremi
silinmesi gereken ve bir süreliğine çaylağa dönüştürülmesi gerektiğini düşündüğüm bir yazarın açtığı başlık. yapmayın, açmayın şu kalıpta başlıklar. "istanbulda deprem olması ihtimali" vs deyin. burada ben ve benim gibi deprem şoku yaşayan, yakınlarını kaybeden kişiler var. sizi bilmiyoruz ama biz gerçekten tırsıyoruz gerçekten oldu mu diye.
-
21. selahattin demirtaş hakkında soruşturma açılması
neden şimdi. ?? aradan neredeyse 1 sene geçmiş de neden şimdi. ??
o değil yüzde 50'yi zor tutuyorum diyen kişi varken neden selo. ??
ulan her şey başkanlık için di mi sizi gidi kan emici vampirler.!! -
22. 500 bin tl versem hiç sevişmemeyi kabul eder misin
(bkz: al 5 tl sen başlık açma)
-
23. adriana lima ile ön sevişmede boşalmak
- zorlu bir rakiple eşleştik, gücümüz yetmedi, kısmet değilmiş, artık önümüzdeki maçlara bakıcaz.
-
24. güneşin kızları
selin: ali beni anladı.
emre: anlatsaydın ben de anlardım.
selin: anlatsaydım herkes anlardı...
vay be... ne yazmış senaristler. -
25. 1.85 cm'den kısa erkeklerin çok kompleksli olması
(bkz: ant man)
(bkz: santimetre)
(bkz: metre) -
26. 35$ + kdv
böyle köprü ücreti mi olur lan...
standar ses kartı fiyatı bu. yani bir şey 35 $ + kdv ise o şey;
ses kartıdır... -
27. leonardo dicaprio'yu oscar'a götürecek olan rol
-
28. 30 temmuz 2015 rabotnicki trabzonspor maçı
sefa yilmazin ronesans donemlerinde yapilan yunan tanrisi heykellerinin çüküne benzedigi mac. hani orada var ama, formalite icabı var, olmasi gerektigi icin var. oyle cinsel cagrisim yapacak sekilde korkutucu urkutucu sekilde degil. bi kenara kivrilmis burusuk bitkin mağrur...
-
29. 30 temmuz 2015 big chefs rezaleti
-
30. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
hemen hemen her yediğimiz yemekte olan baharatların işlenmemiş halleri ufkunuzu iki katına çıkarır mı bilmem, fakat birçok kişinin merakını giderecektir.
(bkz: anason) maydanozgillerdenmiş efendim bu baharat. biz en çok rakı ile özdeşleştirmiş olsak da et yemeklerine falan da katılabilir. ayrıca eskiler bunu çay gibi demleyip içer.
yeşil hali şu
ve şu
bizim kullandığımız tohum hali ise şu
(bkz: adaçayı) bu baharat değil ki deyişinizi duyar gibiyim. ama işin aslı öyle değil. biz demleyip içiyoruz ama yemeklere katan insan da var bunu. yine özellikle et yemeklerine. söylemeden geçmeyelim tekerleme gibi bir familya ismi var bunun ballıbabagiller.
yeşil hali şu veya şu
bizim mutfakta ise şu
(bkz: biberiye)bu da ballıbabagillerden*. çalı gibi yaz kış yeşil kalan bir bitkidir. ayrıca baharatların arasında en yararlı ve aynı zamanda tehlikeli olanlarından. cidden sayısız rahatsızlığa iyi geldiği söyleniyor. fakat fazlası alerjik reaksiyonlara, sara krizlerine yol açabilir aman dikkat. neyse
doğada şu ve şu şekilde
mutfakta şu şekilde.
(bkz: çörek otu) düğün çiçeğigillerden, haşhaş gibi kapsül içinde oluşan tohumları olan, börek poğaça üstüne serpilen baharat. bununla ilgili yıllar önce kanser yapar falan diye okumuştum. neyse biraz araştırınca şunu öğrendim ki içinde bulunan yağlar fazla alındığı takdirde zehirleyebiliyor veya felç yapabiliyor. dikkatli kullanmakta yarar var. daha fazla okuma için şuraya veya şuraya hiç olmadı şuraya bakınız.
doğada şu veya şu şekilde
mutfakta şu pidenin üzerinde şu şekilde duruyor.
(bkz: defne) bu da biberiye gibi 4 mevsim yeşil kalanlardan. tabi bu bildiğin ağaç. biz ise yapraklarını kurutup kullanıyoruz. özellikle balık ile şahane bir ikili oluşturur.
ağacı şu
kuru yaprağı şudur
(bkz: dereotu) maydanozgillerden güzel ve keskin kokuya sahip tek yıllık bitki. maydanoz gibi tazeyken kullanıldığı gibi kurusu da kullanılır. birçok yemeğe, salataya katılabilir. ama nirvanaya bezelye yemeğinde ulaşır.
bahçede böyle
kurutunca böyle bir görüntüsü vardır.
(bkz: hardal) turpgillerden sarı çiçekli bir bitki. malumunuz sosu yapılır. tohum olarak kullanan da vardır ayrıca.
bitkisi şu
sosu şu
tohumu da şu
(bkz: haşhaş) şunu açın önce gelincikgillerden bir bitki. birçok farklı alanda kullanılır* yağı ve tohumları değerlidir efendim. tohumları mavi renkte olabilir. bu tohumla çok güzel revani yapılır mavi mavi.
doğada şu ve şu şekilde
mutfakta şu şekildedir.
(bkz: karabiber) favori baharatım. neye koysan yakışır. çiçekli bir bitkinin tohumlarıdır aslında. tohumun toplandığı zamana göre karabiber-yeşilbiber-beyazbiber olarak adlandırılır.
ağacında şöyle
beyazı şöyle
yeşili şöyle
karasının tohumu şöyle
tozu şöyledir
(bkz: kakule) bu asyalı baharatımız da yine bir bitkinin tohumu. yemeklerde deneme şansım olmadı fakat havanda dövüp türk kahvesine katınca şahane oluyor.
ağacı şu
tohumu şu şekilde.
(bkz: karanfil) şimdi bu konu biraz karışık. uzun süre bildiğimiz karanfilin tohumu zannediyordum ben bu baharatı. lakin işin aslı farklı. baharat olan karanfil bir ağacın tohumları. çiçek olanın isim babası işte bu ağacın tohumları diyolla.10-20 metre olabilirmiş bu ağaç. tatlılarda ve bazı yahnilerde kullanılıyor. neyse;
ağacı
kuru hali
(bkz: kekik) doğal olarak kayalık dağlık yerlerde yetişen bir bitki. et yemeklerinin vazgeçilmezi.
çiçeklenmiş hali şöyle
kurusu şöyle
(bkz: kimyon) maydanozgillerden bir bitkinin tohumlarının öğütülmesiyle elde edilen bir baharat. ben köfteden başka bir kullanımını bilmiyorum. kendine has güzel bir kokusu vardır ayrıca.
bitkisi
tohumu
tozu
(bkz: kişniş) yine maydanoza veya anasona benzeyen bir bitki. hem taze olarak hem meyvelerini kurutup baharat olarak kullanıyoruz.
ikisi bir arada
(bkz: köri) efendim bu saf bir baharat değil. zerdeçal var içinde sumak var vs. ama rengi bir hoştur. pilava karıştığında şahane olur.
şöyle
(bkz: kuş üzümü) bu bir üzüm çeşidi. kurutulup dolmada pilavda tatlılarda kullanılıyor.
kurusu şu
ağacı şu
(bkz: kırmızı pul biber) bildiğin kırmızı biber. toz haline gelince baharat oluyor.
bitkisi baharatı yan yana şu
(bkz: mahlep) gülgillerden bir ağaç. dalları dahil olmak üzere çok güzel kokar. kurabiye pasta tatlılarda kullanılır.
ağacı şu
tohumu şu
toz halinde şu
(bkz: nane) güzel kokulu bir ot. birçok yemekte kullanılır. taze olarak veya kuru olarak tüketilebilir.
bitkisi şu
kurusu şu
(bkz: safran) çok güzel bir çiçektir en başta. bu çieçeğin bazı kısımları kurutularak elde edilen baharata da aynı isim verilir. en pahalı baharatlardan biridir. kendi ağırlığının 100.000 (yüz bin) katı suyu sarı renge boyar.
çiçek hali şudur
baharat hali şudur
(bkz: sumak) aynı isimli bitkinin ekşimsi tada sahip meyvelerinden öğütülerek elde edilir. soğan ile iyi gider.
bitkisi şu
baharatı şudur
(bkz: susam) çörek otu gibi bu da bir bitkinin tohumları. bu tohumların %50 oranında yağ içermesi diyet yapanların dikkat etmesini gerektirir diye düşünüyorum. bir simit deyip geçmeyin.
bitkisi şu ve şu
tohumu şu
(bkz: tarçın) yaprak dökmeyen bir ağaç efendim bu. bizim kullandığım baharat ise dış kabuğu sıyrıldıktan sonra ağacın iç kabuğunun kurutulmuş halidir.
ağacı şu
kuru hali ve toz hali şu
(bkz: vanilya) sarmaşık gibi tırmanan bir bitki türü. evlerde kullandığımız vanilyanın genelde doğal olmadığı söyleniyor. o vanilya kokusunu doğal olarak ortaya çıkarmak için fermantatif kurutma falan gerekiyormuş.
bitkisi şu
çubuk hali şu
(bkz: yenibahar) amerika menşeli bir bitki. baharat olarak meyvelerinin kurutulmuş hali kullanılıyor.
bitki hali şu
kuru meyvesi ve öğütülmüş hali şu
(bkz: zencefil) güzel çiçekleri olan çok yıllık bir bitki. bizim kullandığımız kısım ise kökleri. çayı da yapılır tatlılarda da kullanılır.
bitkisi şu
kökü şu
(bkz: zerdeçal) hint safranı olarak da bilinen çok yıllık bir bitki. biz yine köklerini kullanıyoruz baharat olarak.
bitkisi şu
kuru kökü şu
öğrenmek güzeldir. -
31. yargılanacaksınız bakınızı verenleri engellemek
(bkz: yargılanacaksınız)
-
32. pkk'lıların etek giyerek araçları durdurması
enteresan bir girişimdir. sözde buna kimlik kontrolü diyorlar ama düpedüz yalan. resmen örgütlerine gelir sağlamak için vurdurmaya başlamışlar. ahlak masasını göreve davet ediyorum.
http://img7.mynet.com.tr/…2015/07/pkk-kapak-son.jpg -
33. ibrahimovic galatasaray'a gelirse vurdurucam
(bkz: ibrahimovic bahane)
-
34. şehit binbaşının eşine siper olması
pkk son yaptığı açılamada ailesini hedef almadığını belirtmiş.
her sözü her hareketi yalan olan oluşumlara mı inanalım, yanıbaşında eşi vefat eden kadına mı?
utanmadan söz söyleme hakkı buluyorlar kendilerinde. azıcık haysiyet olur insanda. -
35. türkiyeden giden eğit-donat birliğinin kaçırılması
(bkz: türk eğitim sistemi)
-
36. fırat çakıroğlu
görüntülerden anlaşıldığı kadarı ile elinde sopa ile sınava gidiyormuş. normal bu çünkü kendisi zaten tarih bölümü öğrencisi, sınav da taş devri ile ilgili.
(bkz: din dersinde sınıfa put getirmek) -
37. 30 temmuz 2015 antalya'da nefes alınamaması
32 yaşındayım, ömrüm burada geçti.
allah belasını versin böyle günün.
kalbim duracak gibi oluyor dışarıda 5 dk kalınca.
nemin tillahı var, ambulans sesleri yolları inletiyor. camı açan adam da kapatan da bin pişman.
şaka değil geberiyoruz, evden çıkmayın. -
38. 30 temmuz 2015 istanbul'un esmemesi
-
39. q7 sosa töre mario gomez hücum hattı
-
40. evlenmelik kadın mesleği
hemşire kesinlikle değildir. o hataya düşmeyelim arkadaşlar. birbirimizi uyaralım. sakın yani.
-
41. robin van persie
shaktar maçı esnasında spiker robin van persie ısınmaya başladı dedi, içim kıpır kıpır oldu.
sonrasında robin van persie fenerbahçe formasıyla oyuncu değişikliği için kenara geldi, heyecandan televizyon karşısında alkışlamaya başladım.
robin van persie 2 tane pozisyona girdi gol olmadı maç 0-0 bitti, ayağa kalktım playstation'ı kapatayım diye cihaza uzandım, baktım kapalıydı.
şaşırdım hayırlara vesile olsun dedim, yattım. -
42. mhp ile koordine olmaya karar verdik
evet beyler "seçimden sonra hdp akp'yle işbirliği yapacak" diyenleri sahneye alalım.
-
43. recep tayyip erdoğan
suruç'tan bu yana 50 kişi öldü..
gezi olaylarında da gitmişti..
gerçi kalsa ne olacak gitse ne olacak bu saatten sonra.. ne bekliyorduk.. yarattığı bataklığa karşı demli bir çay içip "yahu fidan bugün de iyi kan yağdı ya" diye arkasına yaslanmasını mı?
onu zaten 1 haftadır yapıyor..
padişahçılık oynamak için bu ülkenin yarısı ölse umurunda olmaz değil mi sayın erdoğan..
sen yeter ki padişahçılık oyna..
gitsen ne olur kalsan ne olur..
dünyanın en büyük ikinci ekonomisi çin'i eleştirsen ne olur eleştirmesen ne olur.
onlar 2014'de büyüme hızları 7,4 oldu diye panik içindeler, sen 2,9 oldu diye göbek atıyorsun...
konuşsan ne olur sussan ne olur..
adamlar katliam yaparken bile dünyaya siktir çekiyor, sen izinsiz tuvalete gidemiyorsun..
gitsen ne olur kalsan ne olur...
her ilde ışıd canlı bomba patlatacak diye insanlar kalabalıktan kaçıyor.. korkuyor...
padişahçılık mı? sen ancak vahdettin'in padişah olabildiği kadar padişah olursun..
bu yüzden istediğin kadar katliam yap..
bu saatten sonra öldürsen ne olur sevsen ne olur... -
44. hamza hamzaoğlu
kendisi sıklıkla fatih terim ile kıyaslanıyor. ben fatih terim'i sevmem. kendisi hakkındaki olumsuz düşüncelerimi yazdığım entryler debeye girmiştir. ancak ne olursa olsun, sapına kadar milliyetçi bir adam olmasına rağmen terim yerlileri şımartmaz. yeniçeri oluşumuna izin vermez, önce evlatlarımız demez o formanın hakkını vermeyen varsa formayı vermezdi. geldiği 2010 yılını hatırlayın. takımda "abilik" akımının bokunu çıkaran, ayhan, mustafa sarp, servet gibi adamlardan işine yaramayacak olanları direk yolladı. sabri'ye zerre güveni olmadığından ilk transferi eboue oldu, sabri'ye forma göstermedi. genç yaşına rağmen kendini takımın üzerinde görmeye başlayan arda "gidicem" diye mızmızlanınca "kulübü üzerine yaparız" diye ağlamadan direk kapıyı gösterdi. rijkaard'a falan posta koyan servet klasik servet gibi oynamaya devam edince altyapıdan semih'i oraya monte edip servet'e, gökhan'a forma yüzü göstermedi. bugün sinan gümüş, abisi olduğu için aydın yılmaz kadar bile şans bulamazken, terim zamanında abileri yedek kulübesini çürütürken emre, semih gibi gençler takımın banko oyuncusu oldular. kaptanlığı hiç yerli goygoyu yapmadan lider özellikleri sebebiyle daha yeni transfer olmuş ujfalusi'ye teslim etti. burak için en hayvan performans verdiği günlerde bile yıldız demedi, "daha fazlasını bekliyorum" dedi. uyarıları dinlemediğinde yedek kulübesine çekti. şampiyonlar liginde gruplarda 6 gol atmış olmasına rağmen yetmez deyip devre arasında drogba transferine onay verdi. her yerde yabancı sınırı kalksın istedi. zaten takımın riera, elmander, melo gibi yabancı oyuncularıyla samimiyetini diyaloglarını biliyoruz.
yani terim zamanında unutmaya yüz tuttuğumuz "galatasaray'ın çocuğu", "camianın evladı" kalıplarını hamza hoca sayesinde sıklıkla hatırlar olduk. genç çocukların, abileri tarafından "hoşgeldin partisi" adında kafalarının traş edilip, bununla eğlenildiği "vay be takımdaşlığa bak" diye pazarlandığı 2010 öncesi döneme tekrar dönüyoruz sayesinde. yani bu sezonki başarısızlık korkutmuyor beni de bu çürümüş sistem yeniden takıma sinecek, işte bu korkutuyor. o zaman bi 10 yıl daha bekleriz ünal aysal gibi farklı kafada bir başkanı ve fatih terim gibi herkese sözünü geçirebilecek bir teknik direktörü.
farklı sebeplerden ötürü ben terim'i de bi daha takımımın başında görmek istemem yanlış anlaşılmasın. ama kendisini hamza hoca ile bir tutmak abesle iştigaldir. başarıyı geçtim, liderlik ve hele hele vizyon anlamında fatih terim ve hamza hoca arasında dağlar kadar fark vardır. -
45. türk erkeğini yabancı erkekten ayıran özellikler
tramvay için söylüyorum; camdan dışarı bakıyorsa yabancıdır, camdan kendisine bakıyorsa bir ihtimal belki türktür ama camlardaki yansımaları kullanıp arkasındaki oturan kızı kesebiliyorsa o kesin türktür, ne güzel komutandır.
-
46. hükümetin bilerek terörü tırmandırdığını düşünmek
-
47. dünyanın ilk breaking bad temalı kafesi
ben de ne tip kafesdir deyip bakmaya gelmiştim. meğer kafes değil cafeymiş veya kafe.
(bkz: yaran yanlış anlamalar) -
48. f16'larla saldırmıyor diye pkk'ya kalleş demek
bu başlığı savunan adam pyd'lilerin kafasını bıçakla kesiyor diye diye ışid'e vahşi demez artık,e adamların f16 sı mı var di mi?
-
49. beşiktaş
sabırlı olun, güzel transferler olacak denildiği halde.
- böyle basiretsizlik olmaz!
- fiko istifa
- bas bas bağırıyoruz, hala transfer yok!
- ne biçim yönetim
- haftaya netleşir gfdgdgfdfgdf
vb şeklinde konuşan mal takımdaşlarım artık bir zahmet sktirip gidebilir mi lütfen. teşekkürleeeer. -
50. antalyaspor'un jari litmanen ile anlaşması
(bkz: antalyaspor'un ateşi bulması)