arslanmarley7
profili

  • 6 haziran 2021 sedat peker açıklamaları

    ön edit: saatlerdir çıkardığım şu özeti orada burada ''kendi notlarım'' diye okuyan namussuzlar, biraz ahlaklı olun be.

    video yayınlanır yayınlanmaz geniş özetini çıkaracağım açıklamalardır.

    dört videodur birlikteyiz dostlar, sabaha ölüm çıkmazsa beşincide de birlikte olacağız özet konusunda.

    video geldi, başlıyorum.

    - videoya klasikleşmiş, yoklama alma geyiğiyle başlıyoruz. sanırım mekan yine değişmiş, bir önceki videodaki odada değil gibi, pencereler uyuşmuyuyor.

    - arka plandaki yazı tahtası yine boş fakat bu kez iki adet kitap var. ikisi de aynı yazara ait: mario puzo. ilki geçen videodaki aile, diğeri de münih'e kadar 6 mezar

    - ''niye 40 yaş üstü insanların söylemlerini ciddiye almayın diyorum biliyor musunuz?'' diye sorup ''televole'yi izlemiş, zehirlenmiş bir nesilden ne beklenir? akıl sağlığı yerinde olan bir adam izlemezdi bunu, bizden bir şey olmaz'' minvalinde bir cevap verdikten sonra konuyu can ataklı'ya getirdi. ataklı'nın şu videosuna sitem ederek ataklı'yı ''meşhur olmak isteyen, takipçi kasmak isteyen popçulara'' benzetti.

    - ''bu işten (yani yayınladığı videolardan) kârı olan sizsiniz'' dedi türk halkı için.

    - gençlere şu minvalde şeyler: ''ben bütün pisliği, yolsuzluğu, rezilliği anlatacağım, bu işlerin nasıl döndüğünü. bir nesil sonra iktidar siz olacaksınız. ne yapmanız ve ne yapmamanız gerektiğini öğreneceksiniz. bakın belediyeler nasıl soyuluyor size anlatayım mı?'' dedikten sonra ''şimdi bir b. başkanına rüşvet vermeye gittiğinde senden huylanıyor, senden parayı almıyor, ya bir kelek yaparsa, ya gizli kayıt alıyorsa? diyor ki bizim bir derneğiniz var, şu alt kuruluşa gidip oraya şu kadar yardım yap (1 milyon, 3 milyon, 5 milyon, fark etmez). sen gidiyorsun oraya parayı yatıyorsun, işte hayır işi için diyorlar (burada kahkahalara boğuluyor, ne kadar ironik amk) sonra da ne yapmak istiyorsan onu yapıyorsun''. ''hani süslü sülü'nün akrabası var ya onun gibi ama o dev olmuş, o bakanlık, bakanlar makanlar falan''. sonra belediye başkanlarının parayı nasıl cukkaladığını anlatmaya başlıyor. ''100 bin liralık bir iş var diyelim. güvendiği bir arkadaşına diyor ki git bu işe 1 milyonluk fatura kes. sonra 100 bin lirayı işe, 100 bin de vergi veriyorsa filan, 800 bin lirayı kılçıksız cebe indiriyor''.

    - 9. dakikada da taşeron işi nasıl dönüyor peki deyip anlatmaya başlıyor. ''şimdi siz hep diyorsunuz ya beşli çete, onlu çete. şimdi onlara ihaleyi veriyorlar. kaç para? 1 milyar dolar, tamam. şimdi siz zannediyor musunuz onların işçileri var, osu var busu var. yok. bunların alt taşeron sistemi var. 400 milyon doları bu alt taşeronlara veriyorlar. 600 de kılçıksız bu tarafta, 600 milyon dolar''. ''alt taşeronun da alt taşeronu var, yav rezalat, vallahi komedi, samimi söylüyorum. tüm sistem bu şekilde çalışıyor''.

    - ''yav ben doğruları söylüyorum, bana inanın'' dedikten sonra ''sedat peker'in dedikleri doğru çıkmaya başladı diyorlar. yav bir tanesi yalan çıksın elimi keseceğim diyorum zaten!'' dedi.

    - ''şimdi bir korku iklimi var ya, bu korku iklimini aşmak için gazetecilere cesaret vermeniz lazım (namuslu olanlara)'' dedi. ''siz onlara cesaret verince, muhalefet partilerinin içinde de atarlı, yürekli tipler var, onlar da coşkuyu verince...baskıyı kuruca, oy vermeyiz filan. hoop bir gidecekler, her şey tık tık tık ortaya çıkacak''

    - 11.30'da bakan soylu'nun engin sigorta adlı şirketi için ''lan şirketin %5700 büyümüş, 57 kat büyümüş. ulan dünyanın neresinde böyle bir şey var? erdal baba'ya 20 sene evvel sana arabayı sigortalatmaya getirdiğinde ona 'erdal baba' diyordun, şimdi erdal baba lazım değil ki!'' ''bugün senin son günün'' dedi.

    - ''ulan beni nereden buluyorlar filan diye düşünürken öğrendim nasıl bulduklarını?'' deyip ''kaldığım yerlerin fotoğraflarını indirip, yükleyip eşleştirme yapıyorlarmış, öyle buluyorlarmış. o yüzden artık arka fonlarda böyle zevksiz şeyler olacak, kusura bakmayın dedi''. (sanırım google görseller, google lens muhabbetinden bahsediyor :d) ''saat gecenin 1'i ben bu videoyu çekerken. çoluk çocuk ne varsa geldik yeni bir yere yerleştik. ama biz ne yaşadıysak onların da çolukları, çocukları, torunları onları yaşayacak. şimdi onlar 20 senedir iktidardalar ya, bilmiyorlar bu rezilliği. dünyanın neresine giderlerse gitsinler onlar da yaşayacaklar bunu, tıpkı fetöcüler gibi'' dedi.

    - peker kendisi için ''ona istihbarat yardım ediyor'' diyenler için: ''ulan mal! ulan beyinsizler! ulan çakma yorumcular! cia, mi6 bilmem ne! ulan onlar bana yardım etseler demezler miydi 'arka fonda sabit bir yerde video çek, bilgisayarda programlar var yerini tespit ederler diye!' namussuzsunuz ulan siz! internette bir tane çocuk yazmış 'abi yerini böyle buluyorlar diye'. ondan öğrendim. noldu lan mossad'ın, cia'in yardımı?'' dedi.

    - geçmişte yaşadığı bir olayı anlattı: ''bir gün oğlum boğaç han kızlarımı ağlatmış. ama nasıl ağlıyorlar. elimdeki çatalı boğaç'a fırlatmamla koluna saplandı ve yanına gidip 'bir daha onları ağlatırsan seni öldürürüm!' dedim. ben baba olduğumu kız çocuklarımda hissettim. onları ağlatan oğluma ne yaptığımı öğrendiniz. kızlarıma silah çekenlere neler yapacağımı hayal bile edemezsiniz ama göreceksiniz''. (vay amk, adam tam sayko lan. bu da yapılmaz ki, yaptıysan da anlatılmaz ki)

    - ''ben her şeyi planladım, tüm riskleri hesapladım. benden kurtuluşunuz ancak ölüm. beni öldürürseniz kurtulursunuz'' deyip gemileri yaktığını açıkça belirtti.

    - 21. dakikanın 30. saniyesinden itibaren konuyu akit tv'ye getiriyor. kendisine yapılan ajan yaftalarına sitem ediyor. ''lan sülü, fındık kadar beyninle cumhurbaşkanı olmaya kalktın. ama beni satmasaydın olurdun'' dedi. ''şimdi bu akit tv'nin yazı işleri müdürü var murat alan. iyi, şerefli bir adam, dalga geçmeyeceğim. sadece bir şey diyeceğim. kardeşim sen saldırıya uğradığında hastaneye ilk gelenlerden biri ben değil miydim? en sevdiğim silahım 45'lik colt'umu çıkarıp sana...seni çocuğunun yanında dövdüler. bir baba çocuğunun yanında dayak yememeli. bir daha gelirse 'murat hepsini vur, sana cezaevinde ben bakacağım' demedim mi?'' dedi. ''ya şevki hocam ya (şevki yılmaz'dan bahsediyor) çocukluğumdan beri senin kasetlerini dinledim ben ya. ben cezaevindeyken sana dershaneler yapıyorsun, yurtdışından çocuklar getirtip kuran bülbülü yapıyorsun diye çoluğumun çocuğunun rızkını gönderdim ben sana ya. yav diyemedin mi 'ben bu adamı tanıyorum, her şeyi yapar ama ajanlık yapmaz' diye hocam ya!'' dedi.

    - 27. dakikanın 40. saniyesinde konu doğu perinçek'e geliyor. ''aslında kibar bir adam filan ama psikolojisi bozuk vak vallahi diyorum. biz bunun yanına ne zaman gitsek oturtur bir şey ikram eder, su uzatır bilmem bir şey yapar. çok saygılı, siz de ona saygı gösterirsiniz. oturdunuz mu masaya yandınız zaten; cia böyle yaptı, cia şöyle yaptı. çin iyi, abd kötü. yav bana ne çin'den abd'den''. ''yaşı büyük. diyor ki mossad'ın kucağına oturmuş. şimdi ben lafı bir koyarım sana, o yaşında 80 yaşında utanmayacak mısın?'' dedi ve devam etti: ''bana dava açmış ona ülkücü katili dedim diye. sen ülkücüleri manşet yapmıyor muydun gazetende? gün geçmeden hepsini şehit ediyorlardı. diğer sol fraksiyonlardan kişileri manşet yaptığında kaç gün yaşıyorlardı? ev adreslerine kadar veriyordun sonra da hepsini öldürüyorlardı. ya hangi yüzle dava açıyorsun sen?'' pkk konusuna da değindi ve ''ya pkk kamplarını ziyaret etmişsin elinde çiçekle çiçek veriyorsun, şimdi de pkk'yı şöyle yapacağım. şu an pkk'yı o çiçek verdiklerin yönetiyor, var ya resimlerin'' dedi.

    - 31. dakikada konu binali yıldırım'a da geldi. ''sayın başbakan, senin oğlunu korumana gerek yok ki. neden? adam 15 yılda kaç milyar dolarlık servet yapmış! biz sadece hollandadaki ayağını biliyoruz onu da hollanda açıkladı diye. diğer ülkelerde kaç milyar doları daha vardı? millet 3000 dolar kazanamıyor adam 3 milyar dolar kazanmış ya! bıraksana, çocuğun senin gerizekalı mı? o konuşsun!'' dedi. konu test kitlerine gelince de ister istemez devreye düşkün abdülkadir girdi. peker abdülkadir selvi için ''yav hangi onursuz, hangi pislik, gurursuz, hangi aşağılık bir insan 150 kiloluk bir adam elinde torbayla kit götürmüş der ya? lan bu nasıl bir onursuzluk, bunu kim diyebilir lan! (burada gülüyor)'' kısacası çok fena giydirdi selvi'ye. ''....150 kiloluk adam elinde pazar filesiyle'' deyip gülmekten nefessiz kaldı.

    konu çok uzadı. pkk'lıların türkiye'deki ayrıcalıklarından falan bahsetti, zengin kürtlerin vs. bunları kendisine ''pkk ile iş tutuyor'' diyenler için anlattı. bilinen mevzular yani. istanbul'da pkk bayraklarıyla konvoylar vs.

    ardından ümmetin lideri mevzuuna değiniyor. öyle bir şeyin olmadığını, olamayacağını vs. anlatıyor. kısacası rte'ye dolaylı olarak rest çekti bu konuda. ''bizi ümmetin gaspçısı diye anmaya başlarlarsa şaşırmam!'' dedi.

    - 50. dakikadan itibaren filmler kopmaya başlıyor ve konu 10 bin dolar alan milletvekiline geliyor. ''benim her ay 10 bin dolar yolladığım bir milletvekili yok ama daha çok yolladıklarım var'' deyip gülmekten nefessiz kaldı. ''çok ayıp ya? bana 10 bin doları nasıl yakıştırdınız siz?'' dedi ve ardından ''metin abiden, metin külünk'ten konuşacağız'' dedi. külünk'ün onu aradığını biden ile erdoğan görüşmesi öncesi videoyu yayınlamamasını söylediğini iddia etti. ''yav dedim abi, biden işi gücü bırakmış sedat peker'in videolarını mı izliyor? delirdik, hepten delirdik'' dedi.

    başka bir iddia: iddiaya konuk kişi metin külünk'ün bir yakını olduğunu söylediği ömer külünk (ömer tülün de olabilir, soyadını telaffuz ederken ikisi de anlaşılabiliyor) tefeciler bir gün ömer'in 300 bin lira kadar parasına (aslında burası bir taşınamazmış ama para karşılığını söylüyor) çökmüş ve metin külünk peker'den onlarla (tefecilerle) konuşmasını istemiş. peker de ''abi ben zaten adımı unutturmaya çalışıyorum, tahsilat mı yapıyor diyecekler şimdi vs. kaç paraysa ben vereyim'' demiş ve işin sonunda 300 bin lirayı peker ödemiş. ''biz verirsek böyle veririz!'' dedi.

    ''veya almanya'daki o dernekler var ya? el altından rica ederdi(metin külünk) onlara para yollar mısın diye, el altından onlara para yollardım'' dedi. (dernek olayını bilmeyen için de şöyle bir haber bırakayım) ''ama öyle her ay yok. seçim zamanı geldiğinde arabasına para bırakırdım'' da dedi.

    - 57. dakikanın 20. saniyesinde konu yıldırım demirören'e geliyor (pambıkören). ''şimdi biz gazeteyi bastık (hürriyet gazetesi baskınından bahsediyor, konuyu bilmeyenler için şöyle bir haber bırakayım) aydın doğan kargaşalardan korktu tabi, verdi yerleri, 750 milyon dolara. aslında bir tanesi o kadar para ederdi. cnn, hürriyet, kanal d bilmem ne hepsini aldık. bu 750 milyon doları ziraat bankası verdi. ziraat bankası kimin? devletin yani sizin'' dedi ve 750 milyon doların tek kuruşunu bile ödemediğini iddia etti demirören'in. ''ana parayı bırak, faizlerini bile ödemedi ya! şimdi teknik olarak orası sizin. gidin 'açın lan' burayı deseniz girersiniz. (tabi öyle bir şey yapmayın diyecek kadar da naif yürekli). o sene 10 milyon çiftçiye verdikleri kredi bu kadar (750 milyon dolar) biliyor musunuz? çiftçi borcunu ödeyemeyince traktörüne haciz koyuyorlar, bizim kanal d'yi haciz eden var mı hiç, duydunuz mu öyle bir şey?'' dedi.

    ''bunların parasız mal olarak aldıkları kanallarda sabahtan akşama kadar yalan inşa ediyorlar o tartışma programlarında'' minvalinde şeyler söyledikten sonra gençler için söylediğini yineledi: ''bunların hepsi bir blok, öğretiyorum size. yeni kuracağınız ülkede bunlar asla olmamalı'' dedi.

    iddialar devam ediyor: geçmiş videolarında demirören için 'emanetçi' sıfatını kullanmıştı. niye kullandığını anlatıyor. iddiaya göre o medya grubunu meğerse albayraklar (serhat-berat) yönetiyormuş. ''buraları kişiliksiz zenginlerin üzerine yapıyorlar işte maymun gibi, yat ve kalk'' dedi.

    iddiaya göre o paranın (750 milyon dolar+faizler) ödenmesi için de istanbul kemerburgaz'daki bir arsayı imara açıp demirören'in üzerine yapacaklarmış. gazetecilerin sorması gereken soruları soruyor: ''kemerburgaz'da imara açılmak üzere üzerinde çalışma yapılan bir bölüm var mı? var, ben söylüyorum size''

    - 63. dakikadan itibaren olay veyis ateş ve süleyman soylu muhabbetine geliyor. bu kısmı anlatmadan önce videonun başından beridir sık sık bu olayı vurgulamıştı. ''dediklerim çıkmazsa kamerayı açıp elimi keseceğim. baskı kurun. muhalefet, gazeteciler bu olayın üzerine gidin'' diyordu sürekli, bakalım neymiş.

    olaya girmeden önce şunu anlattı: habertürk'ün soylu yayının reklam arasında peker'in eski sağ kolum dediği erdal aras veyis'i aramış ve demiş ki: ''o da tanıyor reisi, ben de tanıyorum, e sen de tanıyorsun, durdursana!''. ''ama onun asıl işi ismail saymaz'ı bloklamaktı'' dedi.

    iddia 1: ''kıymetli kardeşlerim, bodrum'da paramount otel var. (otelin adını tam anlayamadım, bilenler yazarsa sevinirim) o otelin sahibi kim? sezgin baran korkmaz. bu arkadaş türkiye'de de aranıyor abd'de de. o otelde kimler? ankara bölge idaresi başkanı esat toklu, koruma daire başkanı ekrem gülen, veyis ateş bir de muğla il emniyet müdürü. ''aranan adamın otelinde bunların ne işleri var, bu bile suç da asıl olay bu değil, anlatacağım'' dedi. rasim ozan kütahyalı'nın da o otele gittiğini iddia etti.

    iddia 2: koruma daire başkanı ekrem gülen'in kendi döneminde tıpkı halil falyalı gibi kaset çektirdiğini iddia etti. türkiye'nin en önemli insanlarına koruma veren adamdan bahsediyor ve koruma olarak verdirdiği polislerin gizli kayıtlar aldıklarından bahsediyor.

    iddia 3: ekrem gülen görevinden ayrıldıktan sonra türkiye iş bankasında göreve başlamış. ''parasını iş bankasına ödeyemeyen büyük oteller büyük araziler var ya, şimdi oraya operasyon''. iddiasına göre soylu iş bankasının yönetimini de fetö soruşturmaları kapsamında düzenlemiş. hatta iddiasına göre bakan soylu masak'ın (mali suçları araştırma kurulu) başkanını da fetö soruşturmaları kapsamında kendisine köle haline getirmiş.

    geldik şimdi ''burası çok çok önemli, tekrar tekrar dinleyin!'' diye üstüne basa basa söylediği yere. söylediklerini aynen aktarmaya çalışacağım:

    ''5 aralık! resul hol, organize suçlardan sorumlu emniyet genel müdür yardımcısı abd'de aranan sezgin baran korkmaz'a telefon açıyor. duymuşsunuzdur, aslan diye geçen bir ermeni bir adam vardı. şu an cezaevinde bilmem kaç milyar dolar buraya gelmiş diye basından hatırlarsınız. bu adamı arıyor, içişleri bakanlığına çağırıyor. 5 aralık günü, saati de aklınızda tutun akşam ya da sabah. giriş 10.30, çıkış 12.30. aradaki konuşmayı anlatıyorum. sezgin baran korkmaz'ın 45 milyon dolar bir iş adamından alacağı var. süleyman buna diyor ki senin hakkında tahkikat yapıldı, dosya var. sen diyor yurtdışına çık. yukarının haberi var (cumhurbaşkanını kastediyor), sen bu parayı (yani 45 milyon doları) sil, sorun çıkacak. abd'den de büyük para gelmiş diye herkes biliyor ya! sezgin baran korkmaz 6 aralıkta yurtdışına gidiyor!''

    buradan sonra da şunu diyor, aynen aktarıyorum: ''bundan sonra anlatacağım hiçbir şeyin önemi olmasa bile, içişleri bakanı resul hol'ün telefonuyla hakkında 6 aydır türk polisi tarafından da dosya hazırlanan bir adamı sezgin baran korkmaz'ı arayıp içişleri bakanlığına çağırıyor ve görüşüyor! sonra yurtdışına çıkıyor. sonra işler bozuluyor, hani 45 milyon doları kabul etti ya bizim sezgin baran, tırstı da ne yaptın adam devlet var karşısında, oteli de istediler. mübariz'e yaptılar ya hani!'' (yani bildiğin bakan soylu ve ekibinin adamın malına ve parasına çöktüğünü iddia ediyor)

    ''iş nasıl bozuluyor, onu anlatacağım! otelini istiyorlar ya, sbk bakıyor ki ulan her şey elimizden gidecek 45'le başladık şimdi de otel. bu dönmüyor türkiye'ye. 28 aralıkta operasyon yapıyorlar. 29 aralık ne biliyor musunuz? o 45 milyon doların ödenme günü, haciz olacak o gün. 28 aralıkta sbk'ın karısını göz altına alıyorlar, tıpkı benim evime girdikleri gibi. sonra bu veyis, yav ben bu olayı toparlayım diye arayan adamı veyis biliyor musunuz?'' dedi.

    ''aranan adamın oteline gidiyorsun, kalıyorsun, yüzbinlerce euro hesabı hiçbiriniz ödemiyorsunuz, ulan sonra adamı ağar'ın mübarize çöktüğü gibi çöküyorsunuz, ağar'dan öğrenmişler bu taktiği. ulan siz bu adamın arkadaşı değil misiniz, o otele gitmiyor musunuz devamlı? ulan yediğiniz kabı pisletiyorsunuz, siz adam değilsiniz!'' dedi.

    yine iddiasına göre namuslu adam diye bahsettiği, o dönemin istanbul başsavcısı (belki halen görevdedir bilmiyorum) cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan'ın yanına gidip bu işte bir karışıklık olduğunu, izin vermek istemediğini ve haberinin olup olmadığını sormuş. rte 'benim de haberim yok, kanun ne diyorsa onu yapın' demiş.

    peker sezgin baran korkmaz'ı ''sakın adayı terk etme, dik dur!'' diye de uyardı tıpkı öncekileri uyardığı gibi. ''diğer listeler de bende. hangi hakim hangi savcı orada kalmış hepsini anlatacağım!'' dedi.

    (bu videodaki en kritik nokta bence peker'in gazetecilere ve muhalefete sürekli 'baskı kurun, kayıtlar var, yüce divanda yargılanması gerek' demesi)

    - peker videonun sonlarına doğru rte için çekeceği videodan bahsediyor. ''allah'a yemin olsun benimle mezara gidecek şeyler var ama pislik olmadığımı herkese öğreteceğim!'' dedi.

    bu video ve özet de bu şekilde sona erdi dostlarım. tüm bu özetleri özellikle ve öncelikle duyma engelli dostlarım için çıkardığım unutulmasın.

    sevgiler.

  • 250bin türk gencinin abd'ye gitmek için başvurması

    geçenlerde almanca öğrenmek için udemy kurslarına bir göz atayım dedim. lan bir baktım ki binlerce almanca öğrenen genç farklı farklı hocalardan ders alıyorlar, şok oldum. durumun bu kadar vahim olabileceğini hiç düşünmemiştim.

    o gençlerden birisi de benim temelde. bu seçimleri de kaybedersek ve bu ucube düzenden kurtulamazsak en kısa sürede ülkeyi terk etmek adına planlarımı şimdiden hazırlamaya koyuldum. yok arkadaş olmuyor, ne kadar çırpınsan da olmuyor. benim olmam gereken makamlarda tipini siktiğimin vasıfsız bir badem bıyıklısını görünce artık midem bulanıyor.

    yolsuzluk almış başını gitmiş, nepotizm allah-u ekber dağı seviyesine çıkmış, hukuk ve adalet desen hak getire, mafyalar yönetimde cirit atıp bürokrasiyi ele geçirmiş, ülke parsel parsel satılıyor, kişisel hak ve özgürlükler hiçe sayılıyor, kadınlar öldürülüyor, hayvanlara her türlü işkenceler yapılıyor, ulan hepsini geçtim. lan bu ülkede erkek çocuklarına tecavüz ettiler yurtlarda.

    ne ülkesi be olm? burası bizim ülkemiz değil. burası açlıktan ağzı kokmaya başlamış, zift gibi bir varoluşa sahip, leş zihinli, kraldan çok kralcı saray soytarılarıyla, saray ahalisinin. saray ahalisinden ya da şakşakçılarından birisi benim götümü sikse şikayet edebileceğim, hakkımı arayabileceğim hiçbir mecra olmadığı gibi devletin beka sorunu haline gelirim lan sikilmiş götümle.

    edit: yazım hatası

    edit 2: saatler sonra ne yazdım diye tekrar bir okudum da bildiğin delüzyon geçirmişim o ara amk. bir an kendimi 2017'de zannederek yazmışım, hızımı alamamışım aq. ruh dengemi, psikolojimi bozdular abi, ara sıra error veriyorum böyle, kusuruma bakmayın siz. umutsuzluk aşılmak istemem kimseye ki umudunuzu yitirmeyin de zaten. çünkü tükeniyorlar, azalarak bitiyorlar. az kaldı az, bu kez harbiden gidecekler. çok az kaldı, az daha sabredeceğiz.

  • 16 mayıs 2021 sedat peker açıklamaları

    ön edit: abi bana niçin hakaret edip, linçlemeye çalışıyorsunuz? lan mal mısınız amına koyayım, ben sedat peker miyim? ben adamın söylediklerini özet geçtim sadece, amme hizmeti sundum, gelip bana küfür yağdırıyorsunuz. allah kahretmesin sizi yahu.

    az evvel bildirim zilinin çalmasıyla fark ettiğim yeni açıklamalardır. biraz sonra izleyeceğim, izledikçe bilgileri editleyeceğim.

    -videonun ilk 5 dakikasında memduh bayraktaroğlu'nun sedat peker'in evine giren polisler hakkındaki şüphelerini yansıttığı videoya yanıt verdi, önemi yok.

    -5. ve 8. dakikalar arasında ruşen çakır'ın “sedat peker solcu mu oldu?” adlı videosuna şucu, bucu, sağcı, solcu olmadığını sadece 'akılcı' olduğunu söyledi.

    -8. dakikadan sonra önceki videolarında öne sürdüğü mehmet ağar ve tolga ağar hakkındaki iddialarını “bunlar sadece birer iddia” diye yorumlayan gazetecilere yönelik cevaplar vermeye başladı. savcıların neden bu iddiaları araştırmadığından, telefon görüşme kayıtlarının baz istasyonlarından çekilip niçin bu iddiaların doğru olup olmadığına bakılmadığından yakınmaya başladı. istanbul il emniyet müdürü mustafa çalışkan ile mehmet ağar arasındaki ilişkiye dikkat çekiyor.

    -mübariz mansimov ile ağar arasındaki ilişkinin çözülebilmesi için sorulması gereken soruları bildiğin savcılara öğretiyor :d yeni bir şey yok buraya kadar, önceki anlattıklarını derleyip, toplayıp bildiğin “savcılar hadisenize” diye ihbarda bulunuyor adam yahu.

    -kolombiya'dan türkiye'ye geldiğini ve sahibinin mehmet ağar olduğunu iddia ettiği 4.9 ton kokainin izmir limanında bir kimya şirketine (eğer kolombiyalılar yakalamasaydı) geleceğini iddia ediyor. sanırım öncesinde bu 'kimya şirketi' detayını daha önce söylememişti.

    -tunceli'de (bu videoda tunceli diyor, elazığ demiyor çünkü olayın tunceli'nin elazığ sınırındaki pertek ilçesinde gerçekleştiği iddia ediliyor) tolga ağar tarafından tecavüze uğradığı ve ertesi gün intihar ettiği söylenen yeldana kaharman olayını da yeniden tekrar etti. adam yukarıda da söylediğim şekilde bildiğin savcılara savcılık öğretiyor ve ilgili kurumların birbirlerine yazmaları gereken dilekçeleri onlar adına yazıyor konuşarak. nasıl bir ülkedeyiz amk, anlamadım gitti.

    -videonun 8. ve 17. dakikaları arasında geçmişteki videolarında iddia ettiği tüm olayları savcılığın araştırması sonucunda süleyman soylu'nun ve mehmet ağar'ın doğru söyleyip söylemediğinin anlaşılacağını ironik bir dil kullanımıyla vurguladı. yani aslında “eğer savcılık bunları araştırmıyorsa bilin ki yalan söylüyorlar” demeye getirdi.

    -süleyman soylu ve mehmet ağar'ın fetö davası sonrası boşalan kontenjanları fırsat bilip kendi avukatlarını savcı olarak yerleştirdiğini de iddia etti.

    -süleyman soylu'nun “gel, adalete teslim ol.” çağrısına gülerek: “senin içişleri bakanı olduğun yere geleyim öyle mi?” diye cevap verdi.

    -“sedat peker istihbarat örgütlerinden bilgi alıyor, arkasında birileri olmalı” diye iddia eden gazetecilere karşı çıkıp böyle bir şey olmadığını, her şeyi kendinin hazırlayıp planladığını söyledi. ayrıca bu gazetecilerin kendisine “suç örgütü lideri” diye bahsetmesine harbi çok kırılmış olmalı ki “asıl suç örgütü sizsiniz, siz tetikçisiniz” diye yakardı. bu gazetecileri “namusları maaşları olan gazeteciler” diye niteliyor.

    -dakika 29'da süleyman soylu'ya tekrardan dönüyor. soylu'nun açıklamalarına gülüyor ve soylu'nun joseph goebbels'in “büyük yalanlar etkilidir” sözüyle hareket ettiğini söylüyor. soylu'ya “büyük konuşma, her videoda canını biraz daha, parça parça yakacağım” dedi. yeni bir şey söylemedi soylu hakkında.

    -dakika 36'da abdülkadir selvi'ye de sıra geleceğini söyledi. selvi'nin kendisi hakkındaki şu iddiaları reddetti. selvi'ye fena takmış gibi görünüyor şu an, bakalım videonun devamında ne olacak.

    -“daha anlatacağız, daha çok şey konuşacağız, evraklarıyla anlatacağız. intikam vakti!” dedi. anlaşılan geri adım atmayacak. “türkiye'yi karıştırmak için yapıyor bunları” diyenleri namussuzlar olarak niteledi. dakika 41'deyim şu an. yaklaşık yarım saat kaldı. bu ana kadar önemli olan her şeyi özetledim, müsterih olunuz. :)

    - abdulkadir selvi için “sana o yazıları kimin yazdırdığını biliyorum, primci abdülkadir. sen adam değilsin. yazıklar olsun sana, sen insan mısın lan? efendilerinin sana yaz dediklerini yazıyorsun.” dedi.

    -47. dakikada süleyman soylu'ya yine dönüyor. soylu'nun danışmanı olduğunu iddia ettiği ali faik hacıoğlu'nun 1 milyon 600 bin liralık arabaya bindiğini ve trabzon'da 5 milyon tl'ye ev yaptırdığını iddia ederek “danışmanlar kaç para alıyor ya? benim bildiğim 10 bin lira bile almıyorlar” dedi.

    aynı zamanda soylu'nun bir akrabası olduğunu iddia ettiği sadık soylu'nun bahsini açtı. iddiasına göre sadık soylu çevre ve şehircilik bakanlığı'ndan hiç çıkmıyormuş. “bu adam orada bürokrat değil, ne işi var orada?” diyerek sadık soylu'nun telefon kayıtlarına bakılarak çevre ve şehircilik bakanlığından bürokratlarla günde kaç defa konuştuğuna bakın dedi. bakanlıktaki 'imar geliştirmelerinin' sadık soylu'nun elinden geçtiğini iddia etti.

    -iddiasına göre içerisinde emre olur ve kerim çoraklık isimli kişilerin olduğu bir fetö kumpası yapıldığını ve bu olay sonucu meral abla diye bahsettiği meral akşener ile arasının açıldığını söyledi. olayı bilmediğim için şimdilik böyle bırakıyorum, öğrenince düzeltirim.

    -“kemal abim var, öyle mi?” diyerek güldü ve devam etti. “biz yan yana gelsek ne konuşabiliriz ki, ortak bir dünyamız yok” dedi. aynı şeyleri babacan ve davutoğlu için tekrarladı. “onlar kibar adamlar, ben biraz şeey bir adamım” diyerek güldü.

    -dakika 52'de mehmet ağar'a dönüyor. iddiasına göre mehmet ağar emir sarıgül isimli şahsa içerisinde emir sarıgül'ün eşinin, sanıyorum müstehcen görüntülerini içeren, bir kaset verip boşanmalarını sağladığını iddia ediyor. (burada söyleyeceklerim kendi araştırmalarım. emir sarıgül'ün fatoş altınbaş ile evli olduğu ve boşandığı iddia ediliyor. olayın altınbaş holdingle bir alakası var sanırım şu haberden anlaşıldığı üzere) buraya video bittikten sonra tekrar döneceğim, çok ağır iddialar var çünkü çözmem lazım ne demek istediğini. lake van monster isimli yazar arkadaşımız bu konu için şöyle bir mesaj attı: ''ağar altınbaşların malına çökmüş kısaca. önce kaseti verip boşanmayı sağlıyor, sonra kendiyle ortak dünürü olan altınbaşlardan birilerini polislere eften püften dosyalarla aldırıp akrabayız aracılık yapayım, bunları başınıza bu mal paylaşımından getiriyor ayağına malını vermelerini sağlıyor ver kurtul hesabı. kime verdiklerini ben de anlamadım, orayı da yazarsan okey. mantığa göre sarıgüllerle yemesi lazım ama iyi çocuk falan filan anlamadım o kısmı ondan''. bahsi geçen iddia için aylar önce şöyle bir haber de yapılmış üstü kapalı şekilde.

    şimdi burayı tekrardan alalım. peker bu iddiasında emir sarıgül'den bahsediyor, şu mustafa sarıgül'ün oğlu olanından. ağar gidip o dönemler emir sarıgül'ün eşi olan fatoş altınbaş'la alakalı bir kaset veriyor emir sarıgül'e ve bu olayın ardından yine iddiasına göre boşanıyorlar. dolayısıyla boşanma sonrası bölünmüş mal varlığı muhabbetinden dolayı emir sarıgül'e fatoş altınbaş'tan yani dolayısıyla altınbaş holding'ten epey bir para kalıyor. peker'in iddiasına göre bu olay sonrası ağar araya giriyor fakat çözüm olmuyor. sonrasında 15 yıl önceki bir petrol davasından (iddiaya göre zaman aşımına girmiş bir dava) dolayı polisler sofu altınbaş ile ali altınbaşı göz altına alıyorlar. ali altınbaş sağlık problemlerinden dolayı serbest bırakılıyor, sonra dünürünün eşini falan göz altına alınmaya çalışıyor. iddiasına şöyle devam ediyor: sonrasında ağar, ali altınbaşı serbest bıraktırıp yanına çağırıyor ve niçin malları vermediğini falan soruyor. sonrasında yine iddiaya göre ağar, peker'in ismini zafer olarak söylediği bir emniyet müdürünü arayıp bir yanlış anlaşılma olduğunu, dosyayı yeniden incelemelerini (yani kapatmalarını) söylüyor. yani iddiaya göre ağar bu kısımda altınbaşlara şantaj yapmış. bu sırada peker'in iddiasına göre sanıyorum holdingin başında olan imam altınbaş, cumhurbaşkanı erdoğan'ın kardeşi mustafa erdoğan'a ulaşıyor ve oradan da tayyip erdoğan'ın kulağına gidiyor ve olay bu şekilde sona eriyor.

    peker bu olay için gazetecilere şöyle söylüyor: ''hani delil arıyorsunuz ya, eğer namusluysanız gidin imam altınbaş'a sorun. eğer o da namusluysa size anlatsın.''

    -''her şeyi ispatlayacağım, delilleri var. cephaneleri hemen harcamayacağım daha anlatacak çok şey var'' dedi.

    -ağar için ''mübariz'i öldürtseydin her şey bitecekti, değil mi?'' dedi. peker, mübariz'e mektup yazdığını ve ''sana yapılanları anlatacağım'' dediğini iddia etti.

    -yeni videoda 1:01:37'den başlayan kısımda yaklaşık 1 dakika boyunca gazeteci cüneyt özdemir'e şu videosunun 36:30'da başlayan sözleri için çok fena azar çekiyor. cüneyt özdemir de nasibini aldı gibi görünüyor, en azından ben /biz öyle anladık.

    -bir önceki videoda söylediği ''bu ülkede sağcı sağcı değil, solcu da solcu değil. gençler, 40 yaşından büyük adamlardan akıl almayın'' lafını yineledi ve ''40 yaşından büyüklerle oturmayın, beyninizi yok ederler'' dedi.

    -daha önce soylu için söylediklerine yenisini ekledi. ''benim polis koruma kararım normal değildi, biliyorsunuz değil mi? devlet büyükleri gibi yurtdışına gittiğimde de koruma polislerim benimle geliyordu, yani ayrıcalıklıydım'' diyerek iddialarına yeni bir iddia daha katmış oldu.

    -ağar için ''daha dur, o ataşehir'deki uyuşturucu satıcısının nasıl öldüğünü anlatacağız. hemşerin vardı ya, masa kurdun, 50 milyon euro. ölenin çocuğu dolaşmaya başlamış cesaret alıp, sağda solda anlatıyor bak sana söyleyeyim ama ben de anlatacağım, seni mahvedeceğim'' dedi.

    videoyu her video sonunda olduğu gibi ''turanı kuracağız kardeşlerim, inanın'' falan filan diyerek bitiriyor. video sonuna kadar önemli olan konuşmaların ve iddiaların tümünü sırasıyla derledim dostlar. özellikle dakika 52'de anlatmaya başladığı, ağar'ın şu altınbaş holdingcilerin parasına çökme iddiası kanımı dondurdu açıkçası. çözemediğim az bir kısmı kaldı o olayın, tam çözünce editleyeceğim o kısmı derli toplu bir şekilde.

    orayı da toparladım dostlar, sanırım eksik bir kısım kalmadı.

    sevgiler.

  • 14 mayıs 2021 alaattin çakıcı açıklamaları

    sen 2023'ü göremeden tekrardan hapiste bulacaksın kendini. çok fazla hayal kurma istersen çakıcı reis.

    bu ülke bir mafya devleti değil. atatürk bu ülkenin kodlamasını yaparken sizi de düşündü hiç merak etmeyin. türkiye cumhuriyeti sizin pis ellerinizi sürebileceğiniz bir ülke değil, ve türk milleti bu konuda akil davranacaktır, hiç şüpheniz olmasın.

    bana kalırsa sedat peker'den ibret al. siz satılmış ve birilerinin pis işleri için uşaklık yapan, en önemlisi de yok olmaya mahkum adamlarsınız. bak, ortalıkta ''kanlarıyla duş alacağız'' diye bağıran ve hiçbir savcının dokunmadığı adam şimdi ne hallere düşmüş, kendi namusunu temizlemek adına sizi ifşa eden, kendiyle birlikte gömen bir acize dönüştü. ibret al, ibret.

    edit: yazım hatası ve ekleme.

  • boşanmış bir kadınla evlenmek

    kötü kalpli oldukları gibi aynı zamanda neden boşanmış olabileceğini dahi gözetmeyen aptalların “evlenilmez aga” diyerek yargı dağıttıkları konudur.

    çok yakınen tanıdığım bir arkadaşım vardı, o kadar güzel kalpli biriydi ki. eşiyle anlaşamıyorlardı, kaba saba bir adama dönüşmüştü zamanla. ardından iş şiddete kadar varmaya başladı ve beni aradığında “artık sevgimi bitirmeyi başardı” dedi ve boşanma kararı aldı, nitekim de boşandılar.

    şimdi bu güzel kalpli, anlaşılmak isteyen, kimseye bir zararı dokunmayan ve bir ilişkideki tüm sorumluluklarını eksiksiz olarak yerine getiren arkadaşıma kim akılsız, dedikoducu, yemek yapamamış demek ki, kadın olmayı bilmemiş demek ki, orospu olur şimdi boşandıktan sonra, evliliğine sahip çıksaydı gibi nitelemeler ve cümlelerle yaklaşırsa net orospu çocuğudur gözümde.

    insanları tanımadan, ne yaşadığını bilmeden yargılayan kötü kalpli ve kafası bu kadar basit bir olayı dahi çözümleyemeyen aptal orospu çocukları sizi.

    benim gözümde o arkadaşımla eğer ki evlenirse evlenecek olan erkek dünyanın en şanslı erkeklerinden birisi olacak. sevilmenin ne olduğunu, güvenin ne olduğunu hissedecek.

    edit: yazım hatası

    edit 2: çokça şu minvalde mesajlar geldi: tek taraflı dinlediğin olaya inanan bir salaksın diye. kusura bakmayın, hevesinizi kıracak gibi oluyorum arkadaşlar ancak ben erkek kişisini de tanıyordum. *

  • sözlük yazarlarının kızlarına verecekleri isimler

    ciddi ciddi yazılan başlık.

    vay amk diyorum sadece.

  • arkadaşın borcunu geri istemesi

    terbiyesizlik değildir.

    borç verilen para unutulması gereken paradır derken?
    asıl terbiyesizlik borç alan adamın, aldığı bu borcu arkadaşının unutacağını düşünüp ıslak rüyalar görmesidir. ulan borç alıyorsun ve diyorsun ki şu kadar zamana ödeyeceğim. şu kadar zaman dediğin geçti, idare ettik. üstüne bir o kadar da zaman geçti yine bir şey demedik. hiç mi düşünmez bir insan ''ulan verelim parasını artık adamın da ihtiyacı vardır belki'' diye.

    pratikte hırsızdan tek farkınız sizi kimsenin ihbar etmiyor olması.

    edit: yazım hatası

    edit 2: abi bir arkadaşın sana gerçekten ihtiyacın olduğunu ve bunu geri ödeyecek durumunun olmadığını bildiği halde para veriyorsa ve bunu borç olarak görmeyip iyilik adı altında yapıyorsa alınan para zaten borç değildir. buna borç denmez. şu basit mantığı bile kuramayan primatlar var arkadaşım, kafayı yiyeceğim yahu!

    edit 3: siz kardeş, gardaş, dost ayağına insan siken lavuklarsınız. siz adam olsanız bir arpa boyu ilerler de kimseye minnet etmeden yaşama seviyesine çıkardınız. siz parazitsiniz olum. anlayın bunu. siz kendi başınıza bir sike derman olamayan ve başkalarının sırtından geçinmeye alışmış parazitlersiniz.

    edit 4: bursa uludağ üniversitesi hastanesinde yatmakta olan bir hastanın acilen b(-) kana ihtiyaç varmış. hasta 00.00’da ameliyata girecekmiş. bu çevrede olanlar varsa lütfen ‘krankmilli’ nick’li yazara ulaşsınlar.