bilinçaltındaki “hayatın faniliği..” buna sebeptir.
insan ruhu bu dünyaya ait değildir. beden ruhun mezarıdır der eflatun. ( arkadaşlar arasında platon deriz kendisine)
minderden sesleniyorum8 profili
-
hayatı kaçırma hissi
-
kitaplıkta en çok bulunan kitap türü
tefsir, felsefe, kelam, hadis; klasikler…
bir oda dolusu kitaptır. maalesef boş evde sessiz sedasız durmaktadırlar benden çok uzakta. bir evi sırf onlar için boş tutuyorum. yaz aylarında bazen birkaç gün bir araya gelebiliyoruz. hepsi bu…
düşünsenize kitaplığımda gazali ve kafka göz göze diz dizedir. ali şeriati ve pablo neruda aynı tekasür suresini dinlerken ağlamaktadır… -
oruç tutmak
bizden önceki toplumlara farz kılındığı gibi bizlere de farz kılınmış ibadet. inandığım ve sevdiğim allah’ın inandığım kitabında nadir olarak emir kipiyle yapmamı istediği işlerden. sevdiğimin emirlerini yerine getirmek mutluluktur. keşke her alanda nefsimi böyle alt edebilseydim.
mutluluktur. tokken asla sen sen değilsindir. insan en çok açken insandır. -
seni yıkan o müthiş cümle
“fakirliğinden bıktım!” dedi ve gitti. o gidince fakirliğim de onunla gitti.
enteresan olayların başlamasına sebep olan cümleydi. -
bayan mı kadın mı
‘bayan değil kadın’ dayatması çok itici geliyor nedense.
kullanım şekline uyumu önemlidir benim için.
örneğin soyadı aynı olan çiftler için, bay ve bayan tevetoğlu da aramızda…
kalabalığa hitap edilirken, saygıdeğer hanımefendiler ve beyefendiler!…
bu istatistikte kadınlar ve erkekler arasında ciddi fark var…
siz neyin kafasını yaşıyorsunuz anlamıyorum:)
tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan sorunsalı gibi sorunsal…
ben kullanım şekline bakarım:) -
süleyman soylu'nun geleceğin cumhurbaşkanı olması
bu adamı geleceğin cumhurbaşkanı olarak görenin geleceği çok sancılı olur.
bazılarının hayali.
ooh. -
rüyaların geleceği gösterdiği gerçeği
dün gece uzun zaman sonra, yıllar önce ölmüş olan anne babamı gördüm rüyamda.
babamı bir araştırma hastanesinin yoğun bakımında kaybettim. o yapayalnızdı içeride, ben ondan da yalnızdım dışarıda. şehirlerden malatya'ydı, zamanlardan temmuz.
annemi ondan yedi ay sonra başka bir hastahanenin yoğun bakımında bir başına bırakmıştım mecburen. o da yalnızdı öteki aleme giderken. ben babasız ve yapayalnızdım dışarıda. bir mart seherine uyanmıştı malatya.
aradan 10 yıl geçti;
şimdi bawyera'nın ücra bir noktasında o yoğun bakımlarda kaybettiğim annem ve babam kadar yalnızım. ölmekten korkacak kadar yalnız. ölemeyecek kadar yalnız...
rüyalar geleceği de, geçmişi de işaret edebilir. tam tersini de ama her ne olursa olsun, uzun zaman zaman sonra rüyamda sana sarıldım ya anne...
varsın olacaksa olsun be anne! öldüğümü görmeyeceksin ne de olsa ve zaten ölümüne senin kadar üzülmeyecek hiçkimse...
fena duygu yüklüyüm lan!
edit: anladım ki anne kokusu geçmiyormuş zamanla ve mekanla!
dünya dilsiz bir morgtur yokluğunda baba! -
her şeyi açıklayan en kısa söz
" zamana yemin olsun ki insan hüsrandadır."