kegums6
profili

  • new york'ta bir günde dört kadın kaldıran tip

    bu tip videolar youtube'a sürekli olarak video yükleyen, youtuber diye tabir ettiğimiz kişiler tarafından karşıdaki kişiyle anlaşmalı olarak çekilir. her şey senaryoya uygun olarak oynanır ve milyonlarca saf insana izlettirilerek youtube'dan paranın dibine vurulur. ortalama bir kanaldan senede 150 bin dolar kazanır gençler. millet de abd nası bir memleket yahu diye düşünür hatta sağda solda paylaşıp işte sosyal doku diyerek duyar kasar.

  • vodafone arena

    çatısı görsellerde gösterildiği gibi saydam olmayacak arenadır. bittiğinde şu şekilde olacak çatısı.

    stadı yıkamazlarcılar bitti,

    stadı oraya yaptırmazlarcılar bitti,

    inşaat 1 senedir ilerlemiyorcular bitti,

    çatı neden kalkmıyorcular bitti,

    çatı saydam olmayacakçılar çıktı şimdi başımıza.

  • akdeniz üniversitesinde feministlerin ders basması

    izlemeyecekler için özet:

    -ders işlenen sınıfa girip öğrencilerin zamanının çalınması ki şu anda vize dönemi belki böldükleri ders vizeden önceki son dersti
    -dersi bölünen hocadan izin almadan tahtaya bir şeyler yapıştırılması
    -yaptıklarının yanlış olduğunu ifade eden hocaya "böyle bi konuda izin almak zorunda değiliz" diyerek götten hak uydurulması
    -öğrencileri dışarıya çıkartmak için hamle yapan hocaya "bize tekme attı" diye iftira atılması
    -hocanın karambolde tartaklanması
    -dışarıya çıkıp "dama" oynamakta olan sözde tacizci öğrencinin oyununun şiddetle bölünmesi
    -suçlanan kişinin üzerine masadaki çay, kahve gibi içeceklerin atılması
    -tüm bunlara rağmen saldırıya uğrayan gençlerin efendiliğini koruması
    -hayatımda ilk kez gördüğüm medeni güvenlik görevlilerinin öğrencilere anayasayı hatırlatarak yaptıklarının yanlış olduğunu ifade etmesi
    -öğrencilere doğru yolu gösteren güvenlik görevlisinin "tacizci korumak" ile suçlanması

    bu eylemin amacı bakın biz de ne kadar da cahiliz, aslında ne kadar da zorbayız ve eğer ki taciz olayı doğruysa "bizim bu tacizciden farkımız yok" sözünü ispat etmekse, eylem amacına ulaşmış.

    taciz olayı doğruysa haklıyken haksız duruma düşmenin güzel bir örneği olmuş olaydır. üniversiteye gelmiş bu insanlar daha hakkını nasıl arayacağını bile bilmiyor.

    edit: bakın burası kendimizi çok üstün gördüğümüz mısır. binlerce kadın ve erkek cinsel tacizi yan yana protesto ediyor. bir arada duruyor, fikirlerini söylüyor. böyle barışçıl ve çağdaş protestolardan sonra bu eylemler dünya'nın gündemine dahi oturuyor. günlerce dünya gündeminde inceleniyor. ama türkiye'de kadına yönelik fiziksel şiddet veya cinsel taciz sürekli bu tür marjinal gruplar tarafından "karşı şiddet" ile çözülmeye çalışılıyor. ki bu da bizim gibi kadına şiddete sonuna kadar karşı erkekleri bu protestonun dışında bırakıyor, ötekileştiriyor. bu ülkede özgecan arslan'ın cenazesine bir erkeğin de omuz vermesini engellemeye çalıştı bu feministler. hepimize potansiyel katil, tacizci muamelesi yapıldı. artık psikolojimiz bozuldu, kaldırımda bir kadının arkasından yürüyemez oldum. eğer önümdeki kadını geçmek istiyorsam önce karşı kaldırıma geçip öyle ilerliyorum artık. böyle binlerce insan var bu ülkede. ama siz ne yapıyorsunuz, bir biliminsanına iftira atıp "tacizci korudu" diyorsunuz. şunu anlayın artık, kadına yönelik fiziksel veya cinsel şiddet asla sadece kadınlar tarafından gösterilen karşı şiddetle çözülemez. hepimiz bir araya gelmedikçe bu tür olayların arkası gelmeyecek. gelin kabul edelim, sıradan bir ortadoğu ülkesi kadar bile protesto bilincimiz yok. üniversitelimizin hali böyleyse gerisini tartışmaya açmaya bile gerek yok bu ülkede.

  • velilerine uygunsuz fotoğraf gönderen öğretmen

    yüzü değil üzerindekiler mozaiklenen öğretmendir.

    tamamen etik dışı bir haberdir. çok büyük ihtimalle dalgınlığının kurbanı olmuş bu kadını namussuzlukla suçlayanlar, onu ifşa edip toplumun önüne atarak ahlaki bir davranışta bulunduklarını mı düşünüyorlar acaba.

  • beşiktaş

    türkiye'nin en zengin takımıdır. bir dönem maçlarını 8000 kişi kapasiteli taksim stadı'nda oynamış semt takımıdır.

    istanbul'un ilk stadı olma özelliğini taşıyan ve günümüzde yerinde gezi parkı'nın bulunduğu bu stadyumda tahmin edersiniz ki zemin aslında futbol oynamaya pek de müsait değildi. bugün bile bir çaresini bulamadığımız zemin meselesinde o dönem yağmur yağdığı zaman stadın zemini bataklığa döner, güneş açtığı zaman toprak beton zeminden farksız olurdu. ahşaptan 2 tribünüyle bir kışlanın avlusundaydı. şöyle bir şeye benziyordu.

    çeşitli gelişmeler sonucu beşiktaş maçlarını kendi mahallesinde yapmaya başladı. artık maçlarını çırağan sarayı'nın bahçesinde yer alan şeref stadyumu'nda yapıyordu.

    çırağan sarayı'nda çıkan yangından sonra bir harabeden farksız şekilde duran arazinin bir stadyuma çevirilmesi için şeref bey ve recep peker büyük çaba gösterdiler. sonunda milli emlak idaresi'nden arazinin tahsis edimesi konusunda anlaşmaya varılsa da şeref bey yakalandığı amansız hastalık sebebiyle stadın açıldığı günü göremeden vefat etti. stadın yapılış aşamasında yöneticiler ve futbolcular bizzat hafriyat işlerinde çalıştılar. bugün dönen bazı reklamlarda vardı ya bir slogan "yuvaya ruh katmaya geldik" diye, onlar da ruhlarını kattılar belki de bu 6000 kişi kapasiteli stadyuma. stadın beşiktaş'a kazandırılması için hasta olduğu dönemlerde bile ankara'ya görüşmelere giden şeref bey'in anısına stada onun ismi verildi. şöyle bir şeye benziyordu.

    inönü stadı yapıldıktan sonra artık bugün birçok kişinin hafızasında daha net çizgilerle yer alan, yıkıldığı zaman 32000 kişi kapasitesi olan yuvamıza geçtik. bir dönem 3 büyük kulübe ev sahipliği yapan inönü stadyumu zamanla bizim mabedimiz haline geldi ve zihinlere böyle kazındı. onlarca maça gittik, sevindik, üzüldük, güldük, ağladık, marşlar söyledik, küfürler ettik, kupayla tur attık, canımız sıkkın ayrıldık ama değişmeyen tek bir şey vardı, 90 dakika nasıl geçti bir türlü anlayamadık. bu stadyumdaki ilk golü de efsane başkanımız süleyman seba atmıştı. şöyle bir şeye benziyordu.

    bir süredir göçebeyiz ama başımız dik. geçmişte doğru olanı yapmış olmaktan dolayı başımız dik. zamanında stadımızda oynaması için düşünmeden onay verdiğimiz sözde ebedi dostların yaptıklarını görmüş olduk bu dönemde. bana mı sordunuz yıkarken diye demeçler veren ebedi dostlarımızı görmüş olduk. bu da bir kazanımdır ama sadece böyle küçük bir kazanımla geride kalmayacak bu süreç.

    şöyle bir şeye benzeyen mabede sahip olacak takımdır artık. şu güzelliğe bakar mısınız, boğaz'da bir inci gibi parlayacak adeta. yok ona borçluymuş yok buna borçluymuş, yok batmış yok çıkmış kim ne derse desin. sahip olduğu tarihiyle, duruşuyla, taraftarıyla, stadyumuyla bana göre türkiye'nin en zengin kulübüdür. çünkü imparatorluklara başkentlik yapmış, her köşesinde ayrı bir tarih yatan, ülkenin gözdesi ve kalbi bu şehrin en güzel yerine, beton gibi zemine sahip sahasından çıkıp, masraflarının her kuruşunu kendisinin üstlendiği şuna benzeyecek bir değer katabilecek camiaya evrilmiştir.

    yüzden fazla sene önce 22 kişinin bir araya gelip bir bahçede düzenli jimnastik yapmaya başlayarak temelini oluşturduğu bu hikayenin bugünlere gelişinde emeği geçen her yöneticinin, her futbolcunun, her personelin, her taraftarın gururlanması sonuna kadar hakkıdır. işte bu hak edilmiş gurur sayesinde, beşiktaş türkiye'nin en zengin takımıdır.

    edit : bu entryi ekşi beşiktaş tribünü'ne ve bana bu güzel insanlarla tanışmama vesile olan evsiz tospaa'ya ithaf ediyorum.

  • ntvspor'un şenol güneş yayınını kesmesi

    ntvspor'un yaptığı sayısız saygısızlıktan bir diğeridir.

    teknik direktörümüze küfür eden 20 numaranın suçunu itiraf edip özür dilemediği basın toplantısını başından sonuna kadar veren bu kanal beşiktaş'ın başkanının konuşmasını, teknik direktörünün konuşmasını yarıda kesmekten hiç çekinmiyor. hiç çekinmiyor çünkü yükselen bir ses yok, bir tepki yok, bir şikayet yok. herkes küfürünü edip geçiyor kanalı ama bunun böyle gitmemesi gerek. sabahtan akşama maç tekrarı veren, sporla ilgisi nedir birçok kişi tarafından merak edilen bu kanal beşiktaş teknik direktörünün toplantısını yarıda kesmek için kendinde hak görüp, biz izleyicilerine göstermesi için aldığı reklamları giriyorsa, biz de izleyiciler olarak bu konudan şikayetçi olabiliriz.

    bu adamların saygısızlığı sadece bize de değil. galatasaray'ın bomba transferi türkiye'ye geliyor, ntvspor'da yayın yok. fenerbahçe'ye porto'nun 3. kalecisi gelince canlı yayında veriliyor. yapılan programlarda trabzon'dan bursa'dan bahseden de kesinlikle yok zaten. hayır konuşan kişi soba borusu olsa anlarım da konuşan kişi türkiye'yi dünya kupasında 3. yapan, beşiktaş yanında trabzon ve bursa için de önemli bir futbol adamıdır. bu adama saygı duymanız için "oramı çekme buramı çek" diye hareket mi yapması gerekiyo basın toplantısında ?

    0212 335 00 00 nolu numarayı arayarak gerekli şikayette bulunduk, lütfen siz de arayın siz de şikayetinizi belirtin.