morales13
profili

  • ali koç

    koç ailesinin ileri gelenlerinin aile üyelerinden neden futboldan uzak durmasını istediklerini yaşayarak anlamış olan kulüp başkanıdır.

    futbol taraftarı böyle cahil, böyle ergen böyle holigan ruhlu bir kitle işte.

    20 senedir kulübün anasını tersten belleyip enkaza çeviren tescilli şikecinin yediği bokların bile faturasını 4 aylık başkana kesiyorlar.

    ulan şeref ve haysiyet yoksunu azizbahçe trolleri sizi !

    ali koç, aykut ile devam etmek istedi -biz aykut kalırsa maçlara gelmeyiz- dediniz ve adam tutup aykut'u gönderip cocu'yu getirdi.

    cocu ligi tanıma sürecinde ciddi bir başarısızlık yaşayınca bu sefer kazan kaldırdınız ve cocu gönderildi.

    kabahat sizde değil sizi adam yerine koyanda !

    biraz daha azıtırsanız ali koç görevi bırakır ve diyarbakırlı aziz ağa kaldığı yerden kulübün anasın bellemeye devam eder.

    kulüp tam batar ve 2 sene içinde sike sike kayyuma devredilir. aziz değil yedi ceddi birleşse kulübü kurtaramaz.

    borç 2 milyar 50 milyon lira. neredeyse bir devlet bütçesi kadar !

    bu borcu yapan aziz ve çetesi.

    ali koç ve ekibi değil.

    adam sadece 4 aydır görevde.

  • ali koç

    fenerbahçe'nin son şansıdır. rakip takımların bile imrendiği bir kulüp başkanıdır.

    dünyada kaç kulübün harvard'da okumuş bir başkanı var ?

    kimse farkında mı değil yoksa, farkında da trollüğüne mi buraya bunları karalıyor; anlamak mümkün değil.

    kulüp ekonomik olarak bitmiş durumda bitmiş !

    önceki yönetim, ali koç'un kucağına resmen bomba bırakıp kaçtı.

    aziz kalsaydı en fazla 2 sene içinde kulüp mecburen kayyuma devredilecekti.

    mevcut borçlar ödenmediği gibi bu borçların üzerine de yeni borçlar ilave ediliyordu saçma sapan transferler ve harcamalar ile.

    adam hala gelmiş -kadıköy'de galatasaray kazansaydı şöyle olurdu, aziz kalsaydı böyle olurdu- diye sayıklıyor.

    galatasaray kadıköy'de kazanırsa kazansın ulan !

    eninde sonunda bir gün gelecek ve galatasaray kadıköy'de maç kazanacak zaten ! istatistik bilimine göre imkansız diye bir şey yoktur da ondan.

    ömürboyu -aman galatasaray kadıköy'de maç kazanmasın- motivasyonu ile ruh hastası bir diktatörün kulübün anasını bellemesini mi seyredeceğiz ?

    galatasaray kadıköy'de maç kazanamıyordu ama tek kale oynuyordu çoğu maçta.

    galatasaray kadıköy'de maç kazanamıyordu ama şampiyon oluyordu her sene.

    neymiş galatasaray kadıköy'de maç kazanamıyormuş.

    adamların başarı diye taraftarlara yutturduğu zırvalığa bakın.

    ulan bu takım 10 senedir şampiyonlar ligine gidemiyor.

    avrupa'nın en borçlu 2-3 kulübünden biri.

    bize başarı diye layik gördüğünüz şey bu mu sizin ?

    bu kulübün adı aziz gibiler sayesinde şike, teşvik gibi yüz kızartıcı suçlarla anıldı yıllarca.

    eline mikrofon alıp taraftara sövmeler, anons yapıp kadın taraftarları azarlamalar, alex gibi kulübün değerlerini köpek kovar gibi kovmalar, ersun yanal ve zico'yu abuk sabuk bahaneler yüzünden kovmalar, rambo okan gibi zihinsel engelli holiganları dövmeler falan neler neler.

    o yüzden aziz gibi bir ruh hastası ile her sene ligi ikinci üçüncü bitirip son anda finalde kupaları rakibe hediye edip bol bol galatasaray şampiyonluğu izleyip tescilli bir kronik loser olacağıma; ali koç gibi bir adam ile bir senemi feda edip ligi sekizinci bitirip ertesi seneler tüm kupalara ambargo koyarım daha iyi.

    aziz bu kulübün 15 senesini çöpe attı ve siz o diktatöre sabrettiniz.

    ali başkana 1 sene bile sabredemiyorsanız siz fenerbahçeli değilsiniz ve olamazsınız.

    kusura bakmayın !

  • nazlı ılıcak'a müebbet hapis cezası verilmesi

    (bkz: türkiye'de yaşanan hukuk terörü)

    rezalet bir durumdur. nazlı ılıcak ve altan kardeşleri günahım kadar sevmem ama bu bir hukuk terörüdür. ergenekon davası ne kadar hukuk faciası ise bu dava da o kadar hukuk faciasıdır. köşe yazısı yazmak dışında ne yapmış bu insanlar ?

    katliam mı yapmışlar, bir yeri mi bombalamışlar; ne yapmışlar ?

    fethullah teröristine geçmişte sempati duymak müebbet hapis sebebi ise işe önce siyasi liderlerden başlamak gerekir. öyle -yanıldık allah affetsin- demekle olmuyor. sen yanıldıysan bu insanlar yanılmış olamaz mı yani ?

    abd, brunson olayında kıyameti koparmakta bu yüzden haklı. türkiye'deki hukuk sistemi deli saçması bir hal aldı ve kontrolden çıktı. evrensel hukuk normlarından çok uzaklaştık. bir sürü insan delil bile aranmadan hapse atılabiliyor. öte yandan kasti olarak birkaç kişiyi öldürmüş katiller bile iyi hal, ceza infaz indirimi, af falan derken 8-10 senede aramıza dönebiliyor.

    köşe yazarına müebbet hapis cezası verip katili dışarı salan yargı sistemine sadece gülerim.

    80 yaşındaki hasta bir köşe yazarı kadın bile sırf yazdığı yazılardan dolayı hapiste ölüme terk ediliyorsa o ülkenin kuzey kore'den farkı yoktur.

    kimse kusura bakmasın.

  • ali koç

    taraftarı iplememesi gereken başkandır. taraftar aklı aptal aklıdır. mantık değil salt adrenalin ile çalışır.

    adam geleli 8 hafta oldu ve sadece futbol şubesinin değil tüm camianın başkanı seçildi, 2 kötü saha sonucu ile hemen kazan kaldırılıyor.

    adam avrupa kulüplerindeki gibi olayı profosyonel biçimde yönetiyor. aziz devri gibi bilmediği işlere karışan bir amatör yok karşınızda.

    ali koç sahibi olmadığı halde cebinden 50 milyon dolar gibi korkunç bir meblağı kulübe bağışlayarak dünya basınına bile haber oldu.

    bu ne demek biliyor musunuz ? dünyada kaç tane böyle fedakar ve gerçek taraftar olan bir iş adamı ve kulüp başkanı var sanıyorsunuz ? adam kulübün sahibi veya hissedarı falan değil bakın. dile kolay !

    aziz ve çetesi devlet bütçesi kadar devasa bir borç bırakıp camiayı felç etmiş. kulübü soyup soğana çevirmiş. bu hırsız diktatöre değil de ali başkana kızıyorsunuz.

    neymiş göztepe yenmiş feneri.

    yenerse yensin.

    isterse küme düşelim. zerre kadar umrumdaysa namerdim.

    fenerbahçe'de büyük bir devrim yaşanıyor. kimsenin elinde sihirbaz değneği yok.

    adaptasyon sürecinde sportif başarısızlık olabilir. ligi 2 sene önceki galatasaray gibi sekizinci de bitirebiliriz.

    20 yıllık enkaz devralınmış ve ali koç gibi bir adam maddi manevi muazzam fedakarlık göstererek elini taşın altına koymuş.

    iki kötü saha sonucunda eleştiriyorsanız yuh olsun size.

    gerçekten yazık.

  • türk kadının danimarka'daki kıyafet mücadelesi

    danimarka'da resmi kurumlarda burka ile dolaşmak isteyip, bu kıyafete yönelik yasağın kaldırılmasını isteyen kadının verdiği mücadeledir.

    acaba neden iran veya suudi arabistan'da yaşamak varken kafir dedikleri insanların ülkesinde yaşıyor ?

    sultan abdülhamid'in bile yasakladığı ve vahhabilik mezhebine özgü bir kıyafette ısrar etmenin mantığını çözemiyorum ben.

    kaynak video

  • ali koç

    teknik direktör seçim sürecini falan kötü yönetmeyen başkandır. adam başkanlık koltuğuna oturalı 10 gün olmuş. göreve başlayalı 7 gün bile olmamış. daha kulüp yönetimini planlayıp kadroları kuruyorlar.

    ortada devasa bir mali enkaz var. aziz ve çetesi fenerbahçe'yi resmen batırmış. türkiye'nin en borçlu kulübü haline getirmiş. dünyanın ise en borçlu kulüplerinden biri olmuş fenerbahçe.

    1 milyar lira denilen borç 3 milyar lira çıkmış.

    kulübün tüm malları ve gelirleri ipotekli, bazı varlıkları hacizli; adam gelmiş ergen kafası ile 10 günlük başkana çatıyor.

    aykut dediğiniz adamı da geçen sene aziz ve ali yıldırım kardeşler getirdi.

    ali koç değil.

    ali koç'un tek derdi teknik direktörlük seçim sürecini fenerbahçe'ye mali ve sportif açıdan zarar vermeden yönetmek.

    üstelik bu işlerin başına da profosyonel bir yabancı getirmiş.

    neyin peşindesiniz siz ?

    aziz'in trolü müsünüz yoksa menajerlerin adamı mısınız ?

    -o gitsin bu gelsin, heyecan olsun da isterse kulüp batsın- gibi ergen mantaliteniz yüzünden kulüp battı hırsızların ve simsar menajerlerin elinde.

    daha hala gözünüz doymamış.

    şu takımı tutmayın. rica ediyorum. zarardan başka bir şey vermiyorsunuz.

  • uber'e normal bir kadın binmez

    dün fox tv ana haber bülteninde izlediğim taksicinin açıklamasıdır. normal bir kadın, elinde para olan vatandaş falan uber'e binmezmiş çünkü hiç tekin değilmiş.

    şu şerefsizce zihniyete bakar mısınız ?

    devlet eli ile yaratılan rant düzeni bozulmasın, üç beş plaka ağası zarar etmesin diye vatandaşın ulaşım tercihi özgürlüğü gasp ediliyor.

    vatandaş kötü hizmete, kalitesiz araçlara, fahiş fiyatlara ve tehlikeli sürücülere mahkum ediliyor.

    istediğin zaman bulamadığın, bulduğun zaman kazıklandığın ve kötü hizmet aldığın taksiyi tercih edince kötü kadın oluyorsun bu zihniyete göre.

    yazıklar olsun !

  • güneş gördükçe uzuvlarını kaybeden kadının dramı

    nasıl bir cilt kanseri türüne yakalandıysa, güneş ışınlarına maruz kaldıkça uzuv kaybı yaşayan ve bu yüzden kolunu ve kulağını kaybeden kadının yaşadığı dramdır.

    maddi durumu da böyle bir hastalığın tedavisini çok aşar. devletin yardımı şart.

    bu ülkede devlet denilen şey hala varsa ve kaldıysa, bu kardeşimize yardım elini sonuna kadar uzatır ve ne gerekiyorsa sonuna kadar yapar. bilim ve tıbbın geldiği son aşama neyse bu kardeşimiz ondan sonuna kadar faydalanmalı.

    halkın vergilerini saçma sapan işlerde çarçur edeceğinize böyle zor durumdaki kardeşlerimiz için kullanın.

    kaynak

  • bir erkek popomu ellerse ben onun penisini ellerim

    saçma sapan bir açıklamadır. tip olarak erkekten hallice ve yaşını başını almış bir kadının dikkat çekmek için bu kadar saçmalaması çok utanç verici.

    iki tarafın da rızasının olmadığı tek taraflı cinsel davranışların tümü tacizdir. yapanın cinsiyeti mühim değil. cinsiyetçilik de yapmayalım şimdi burada.

    bu şahsın savunduğu sapık veya tacizciye istediğini vermektir. başka bir şey değil. dünyanın her yerinde de hukuki yaptırım gerektiren çirkin bir eylemdir.

    cinsellik insanın doğasında vardır ancak işemek de insanın doğasında vardır. nasıl gidip milletin içinde, arabaların üzerine falan işemiyorsanız; hayvani bir içgüdü olan cinselliği de gelişigüzel ve kontrolsüzce yaşayamazsınız.

    her şeyin bir sınırı, bir yeri ve zamanı var neticede.

    bu yüzden taciz ve tecavüz ile cinsellik olgusunu birbirine karıştırmamak gerek.

  • toplu taşımada 65 yaş beleşçiliği kaldırılsın

    kesinlikle hak verdiğim haklı taleptir. bir hizmet bedava oldukça o hizmetin kalitesi azalıyor, randımanı düşüyor.

    üstelik nüfusun belli bir kesimine siyasi rant sağlamak için bir hizmeti bedava yapmak ve bu dalkavukluğun acısını da çalışan kesime ek vergiler koyarak veya hizmetin fiyatını zamlayarak çıkarmak olacak iş değil. adamlar 65 yaş üstüne bedava ulaşım hakkı tanıyor ve finansmanını da ulaşım ücretlerini zamlayarak çalışan kesimden çıkarıyor.

    böyle kıyak hangi dine, hangi ahlaka hangi vicdana sığar ?

    iyilik yapacaksanız kendi paranız ile yapın. size ait olmayan para ile değil.

    toplu taşımayı 65 yaş üstüne bedava yapacağına emekli maaşlarına 100 lira zam yap. isteyen toplu taşımada kullansın parayı isteyen başka bir ihtiyacını gidersin.

    kime ne ?

  • nato'nun türkiye'yi üyelikten çıkarması

    küçümsenmemesi gereken gelişme.

    nato üyeliği kolay elde edilmedi. ismet paşa zamanında sık sık sovyetler birliği tarafından tehdit edilen türkiye, kore'de sürüyle şehit ve gazi vererek bu ünvanı aldı.

    karşılığında ise kısa sürede modern silahlara, teçhizatlara ve hava kuvvetlerine sahip olundu.

    nato üyeliğinin zararları da oldu elbette ama faydaları da oldu. bu faydaları gözardı etmemek gerek.

    bugün tsk envanterindeki çoğu silah, füze ve savaş uçağı nato güdümlü ve üye ülkelerin imalidir.

    bu birlikten çıkışın hem siyasi hem askeri hem de ekonomik sonuçları sanılandan çok daha ağır olur.

    üstelik ukrayna ve gürcistan işgallerinden de hatırlanacağı üzere rusya'ya pek güven olmayacağını bilmek gerek.

    rusya ile son savaşımızın üzerinden 100 sene bile geçmedi ve adamlar tarihte en çok türk öldüren devlet ünvanına sahipler. öte yandan osmanlı devleti'ni yıkan da rusya ile girişilen amansız mücadele olmuştur.

    her 10 senede bir rusya ile savaşan osmanlı devleti hem toprak kaybetmiş hem de zamanla kamu maliyesi çökmüştür.

  • 2007'nin 20 lirası vs 2017'nin 50 lirası

    enflasyonun %10-11 bandında olduğunu ve yıllardır bu seviyede kaldığını iddia edenlerin izah edemeyecekleri kıyaslama.

    2007 yılının 20 lirası, 2017 yılının 50 lirasından daha değerlidir.

    gıda maddelerinden tutun, akaryakıt fiyatlarına ve hatta tekel ürünlerine kadar dilediğiniz kategoride kıyaslama yapabilirsiniz.

  • başkasının kadrajına girmeme hakkı

    kamera, akıllı telefon gibi kameralı cihazları kullanma kültürünün olmadığı ve görgüsüzlüğün doğal veya içten bir davranışmış gibi lanse edildiği ülkemizde tıpkı medeni ülkelerde olduğu gibi en temel insani haklardan biri olması gerekirken ne olduğu bile bilinmeyen olaydır.

    adam eline alıyor kamerayı, akıllı telefonu ve kendinin yahut başkasının fotoğrafını çekerken veya video görüntüsünü alırken seni de kadraja alıyor.

    sen o görüntüde yer almak istiyor musun, istemiyor musun, sonra senin elalemin görselinde ne işin var, adamın umrunda değil. hiç vaziyete bakıp uygun bir ortam ve zaman kollamadan bir anda şapkadan tavşan çıkarır gibi cihazı çıkarıyor ve başlıyor hak ihlali yapmaya.

    çoğu kişi bunu bilerek yapmıyor. kimse, kimsenin gül yüzüne muhtaç değil. özellikle genç ve güzel bir kız değilseniz hele.

    ancak ısrarlı şekilde düşüncesizce ve sorumsuzca davranılıyor.

    yahu ben mecbur muyum senin fotoğrafında veya videonda çıkmaya ?

    sosyal medya ve internet ortamında neden teşhir edileyim ? neden tanımadığım insanlar hakkımda yorum yapsın ?

    meseleyi daha ileri boyuta taşıyıp hiç tanımadığı insanlar ile bu fotoğraf veya video görüntüsü üzerinden dalga geçenler, caps yapanlar vs var.

    internete düşen görüntü asla kaybolmaz çünkü.

    hem belki o anda uygunsuz bir haldeyim ve böyle bir görüntüde yer almak hiç istemiyorum.

    değil mi ama ?

    meselenin bir de kasti yapılma boyutu var ki, orada tam anlamı ile yasal suç işleniyor.

    hiç tanımadığı insanların fotoğraf veya videoları çekiliyor çok değişik amaçlarla. bu görselleri depolayan ruh hastaları bile var. üstelik bunu yapması için size yakın olması da gerekmiyor. çok uzın mesafelerden de görseliniz elde edilebiliyor. teknoloji çok gelişti çünkü.

    o yüzden çok dikkatli olmakta ve bu konuda duyarsız davranan kişileri hiç utanıp sıkılmadan uyarmakta fayda var. özellikle bu işlerde en çok akıllı telefonlar kullanılıyor. bu yüzden çok dikkat etmek gerekir.

    aman dikkat !

    edit : devletin mobese kameraları veya güvenlik kameraları tarafından tedbir amaçlı görüntülenmek ile bir kişi tarafından keyfi olarak görüntülenip bir de sosyal medyada yahut internette paylaşılmanın aynı şey olmadığı kanaatindeyim.

    çok farklı şeyler.