gelecekvaadedenveteranoyuncu11
profili

  • 6500 tl maaş teklif edilen öğretmen

    sigortası en düşük primden yatırılırsa "yanılmıyorsam" 9600 lira işsizlik maaşı alabilir. "maaşa zam işe son" mevzusuna farklı bir pencereden bakıyorum.

  • samsung'un apple'a verdiği ayar

    analı bacılı birbirinize girmeye gerek yok.
    ulan içtiğimiz su bile artık statü meselesi oldu.
    ı phone mevcut konjonktürde her türlü alır.
    hayatını bir yarışma gibi yaşıyorsan kıç cebinde bir ı phone olacak.
    ayrıca huawei'nin, ı phone kuyruğunda bekleyenlere bedava powerbank dağıtmasının yanına bile yaklaşamayacak ayardır.
    üzerinde 150 bin liralık aksesuar ve kıyafetle metrobüse binenler cemiyeti yeni üyelerine hoşgeldiniz diyor.
    ciddili not: elinize geçen 3-5 kuruşu bu saçmalıklara yatırmayın. altın alın. hisse senedi alın. unutun. biraz yaş alınca "zamanında şu parayken almadık " edebiyatının acar kalemleri olmayın.
    evet! dünyaya bir kere geliniyor ama i phone 15, samsung da s serisi ile 23 defa geldi.

  • 21 şubat 2023 ekşi sözlük'e vpn'siz girilememesi

    ben her türlü giriyorum da btk sitesine göre erişim engeli gelmiş görünüyor.
    vaziyet alın ortalık karışacak.

  • cenazede pide ayran dağıtılması

    sonradan icat edilen en kötü adetlerimizden biridir.
    cenaze sahibinin vefat günü pide fırınında sipariş vermekle uğraşması kadar saçma bir iş olabilir mi?
    bu saçmalığı yapmak zorunda kalanlardan biriyim. babamın gece acı haberini aldıktan sonra sabah fırına sipariş vermeye gittim. hayal meyal hatırlıyorum. böyle hatırlama sebebim çok eski bir tarih olduğu için değil, acı ve üzüntünün insana verdiği sarhoşluk hissinden bahsediyorum.
    oradan ayran siparişi vermeye gittim. mezarlığa gelenlere ikram edilecek şeker muhabbeti de var.
    işi abartıp, evin önünde çadır kurarak yemek organizasyonu yapanlar da var. ne ara vakit buluyorlar, bir türlü anlamamışımdır.
    hülasa, insana acısını bile yaşatmayacak kötü bir gelenektir.
    edit: bizde cenaze beklemez. ivedilikle ilk yetişecek namazdan sonra defnedilmesi gerekir. mezarlık prosedürü, defin işlemleri, rapor işlerinin arasında bir de bunlarla uğraşmaktan bahsediyorum. sonrasında zaten eş dost organize olabiliyorsun.
    edit2: cenaze aynı gün kalkmaz diyen var. sen nerede yaşıyorsun diye soruyorlar. ben de müsadenizle aynı soruyu soruyorum.

  • süleyman demirel denince akla gelenler

    benim için yaptığı köy ziyaretleridir.
    demirel büyükşehirlerden ziyade kırsal seçmenin üzerinde etkisi olan bir liderdi.
    bunu bildiği için diğer politikacıların aksine sıklıkla köyleri ziyaret ederdi.
    ben de bizim beldeye yaptığı ziyareti anlatacağım.
    bizim sülale silme "kıratçı" ve içlerinde partinin yerel teşkilatında görev alan üyeleri var. belde belediye başkanı da dayım olur. diğer dayıların da parti delegesi, il genel meclisi üyeliği gibi görevleri var.

    bunlar baskı, kulis falan demirel'i bizim beldeye getirmeye ikna ediyorlar. belde, araba ile şehir merkezinden 3 saat uzaklıkta ve toprak yollardan ulaşılan bir dağ köyü olduğu için iş çok büyük, hani türkiye cumhuriyeti başbakanının oraya getirilmesi
    mucize gibi bir başarı hikayesidir. öyle söyleyelim.

    köyde tam anlamıyla bir bayram havası var. herkes işin bir ucundan tutmuş, karşılamanın görkemli olması için çalışıyor. biz de günler öncesinden köye geldik ve çalışmalara yardım ediyoruz. tabi ki çocuk olduğumuz için daha çok ayak altında dolaşıyoruz. yalnız herkes tam kapasite ile çalışıyor.

    o büyük gün geldi. sabah erkenden bütün köy meydanda toplandı. günlerden cuma ve demirel'in gelme saati 12 olarak söylenmiş. herkes bir iş yapıyor. afişler asılıyor. temizlik yapılıyor. kazanlarda yemekler yapılıyor. kurban edilecek boğa süsleniyor. çocukların ağzı yüzü siliniyor. kadınlar üç etek denen yerel kıyafetlerini giymişler. köyün ileri gelenleri uyumsuz da olsa kravatlarını takmışlar. bıyıklar düzeltilmiş, ayakkabılar boyanmış herkes demirel ile birebir diyaloga girecekmiş gibi hazır bir şekilde bekliyor.

    saat 9 gibi gökte bir helikopter belirdi.
    ortamda önce bir sessizlik oldu. herkes işi gücü bıraktı havaya bakıyor. helikopter alçalmaya başladı. muhtemelen askerliğini komando olarak yapmış köylülerden biri durumu anladı.
    - bu helikopter inecek!
    12'de beklenen demirel'in helikopteri saat 9 civarı inişe geçiyor. bütün köy meydanda ve iniş için belirlenen alan yaklaşık 700 metre ileride. bütün köy bir anda koşmaya başladı. yaklaşık 2000 kişiden bahsediyorum. çocuklar, kadınlar hepimiz koşuyoruz. biz kuzenle kalabalığın dışından koşuyoruz. o anda düşsek bütün köy üzerimizden geçer. cesedimizi demirel gidene kadar kaldırmazlar. hiçbir güç karşılama törenini aksatamaz. tempo inanılmaz. ihtiyarlar ellerindeki bastonu bile unutmuşlar. aksayarak da olsa koşuyorlar. koltuk değnekleri olan biri dikkatimi çekiyor. ampute atlet performansı ile gurubun içinde koşuyor. haremlik selamlık düzeni kendiliğinden oluşmuş, kadınlar arkada, erkekler önde bütün köy mezarlık arkasındaki boş arsaya koşuyor.
    öksürük ve seri nefes sesleri eşliğinde helikopterin ineceği alana ulaşıyoruz.
    kireçle iniş dairesi çoktan çizilmiş. helikopterin inmesine 50-60 mt. kala yetiştik.
    köylünün çoğu ilk defa helikopter görüyor. birkaç kişi otobüsten iner gibi demirel inince omuzlara almak için iniş alanına girdi. hop! demeye kalmadan helkopterin rüzgarı bunları tekrar kalabalığa savurdu. helikopter indi. yalnız, kimse inmiyor. boğayı nasıl getirdiler anlamasam da kurbanlık da hazır ama inen yok!
    meğerse helikopter saat 9'da ziyareti planlanan bir köy yerine bizim beldeye inmiş. haydaa! selamsız bandosu final sahnesi gibi demirel helikopterden kolunu çıkardı. el sallaya sallaya tekrar yükseldi.
    biz tekrar geri döndük. hemen hemen işler bitmişti. saat 11 gibi herkes demirel'i karşılamak için yola koyuldu ve alanda toplanmaya başladık. sehven yapılmış tatbikatten sonra bu sefer sorunsuz bir karşılama oldu. demirel'i dayımın yeşil renault 12 station aracına bindirdiler. yavaş, yavaş meydana gidiyoruz.
    demirel'in konuşacağı platform hazır. yerden 5-6 mt yükseklikte herkesin görebileceği bir pozisyonda başbakan konuşmasını yapacak. civar köylerden gelenlerle birlikte muazzam bir kalabalık var. yalnız, köyün ve heyetin ileri gelenlerinin konuşmayı platformdan dinleme kaprisleri başlıyor. halkın arasında kalmak onlar için müthiş bir prestij kaybı ve bu yüzden platforma bir anda yüzden fazla adam hücum ediyor. demirel'e yer yok. kimsenin de demirel çıkarken yer vermeye niyeti yok zira platformdan inenin bir daha oraya çıkma şansı yok. itiş kakış içinde demirel kürsüye ulaşıyor. tabi bu arada birkaç köylü ve bürokrat taşma etksiyle platformdan düşüyorlar. neyse ki çok ciddi bir sıkıntı olmuyor. kürsü mevsimlik işcileri taşıyan kamyon kasası gibi nefes alacak yer yok. hani platform derme çatma zaten aklınıza öyle profesyonel ekipmanlar gelmesin. kalas, döşeme tahtası gibi malzemelerden yapılmış. kürsü çökse koskoca türkiye cumhuriyeti başbakanı 150 kişinin altında kalarak vefat edecek. rezaleti düşünebiliyor musunuz?
    demirel konuşmaya başlıyor. halil ağa burda mı halil?"diye sesleniyor. bu demirel'in ince taktiklerinden birisidir. köyün en sevilen ismini önceden öğrenirmiş. sonra ilk olarak onu selamlarmış. bir kişiye seslenerek yüzlerce kişiyi etkileyecek bir hamlenin inceliğini de takdirlerinize bırakıyorum. halil ağa evet orada ama platformdan düştü düşecek. arkadan iki kişinin desteğiyle de olsa demirel'e el sallamayı başarıyor.

    konuşmadan sonra cuma namazı için hep birlikte camiye gidiyoruz. biz caminin asma katındayız. demirel aşağıda ve önde beraber namazımızı eda ediyoruz. nefis bir kafası vardı rahmetlinin. kel ama pürüzsüz kafasına bakarak hutbemizi dinliyoruz. farzı kıldıktan hemen sonra dışarı çıktık. demirel namazın sonuna kadar camiide kaldı. biz de bekliyoruz. çıkışta dayım ensemize vurarak "öpün lan!" dedi. rahmetli hemen kolunu uygun pozisyona aldı ve biz de elini öptük. maşallah kaliteli gıdalarla beslenmiş, su ihtiyacı olmayan bir vücudu temsil eden çok güzel bir eli vardı. herkes öptükten sonra kendi eline acıyarak bakıyordu. gerçekten bambaşka bir ele dokunmuştuk.

    köyün muhalifi caminin imamıydı. demirel'i karşılamaya gidenleri kırmak için köyde yemek veriyordu. biz de yedik. ayrıca hutbe sırasında göndermeler de yapmış. biz çocuk kafayla anlamadık da demirel gittikten sonra tatsızlık çıkınca öğrendik.

    neyse, demirel camii çıkışı bizim dayının renault 12'siyle kendisini bekleyen helikopterinin olduğu alana gitti. hepimize el sallayarak mutlu bir şekilde köyden ayrıldı. biz de sayesinde asla unutamayacağımız güzel bir gün yaşamış olduk.

  • sergen yalçın

    iş disiplini sorununu hallederse ki çok zor, başarılı olacak teknik direktördür.
    bu adamı yıllarca izledik. abartmıyorum. zidane falan bundan daha yetenekli bir oyuncu değildi. canı nasıl isterse o şekilde oynardı.
    topa hükmeden nadir isimlerden birisidir. bunu bildiği için kendi keyfine göre maç seçer, oynadığı maçlarda bile canı sıkılınca adelesini tutar oyundan çıkardı.
    yeter ki menfaati olsun, rakip falan tanımazdı.
    8000 paund bahis oynadığı chelsea maçını biliyorsunuz. chelsea'nin premier ligi domine ettiği yıllardan bahsediyorum. 2 pozisyonda iki gol attı. 45 dakika 10 kişi oynadığımız maçı stanford bridge'da kazandık.
    sinan engin'le iddiaya girip kazandığı maçları saymıyorum bile...
    lothar matheus zamanının sergio ramos ayarında defans oyuncusuydu. ne starları sert savunmasıyla maymun ettiğini bilen bilir. sergen karşısında aklını kaybetti adam. meşhur bayern münih beni araştırdı, almadı hikayesinde bayern'e sergen ismini öneren kişi de matheus'dur.
    ekstra oynadığı maç sayısı çok azdır. takımı istediğini aldıysa yoruldum amk diye yedek kulübesine kafa tutmuşluğu bile vardır.
    antrenmanlara bazen katılır. hocalarını çok sallamaz. bu tip oyuncuların kariyerleri genelde alt liglerde devam eder ve silinir giderler.
    sergen disiplinsizliği ve çalışmama azmine rağmen türk futbol tarihinin en iyi 10 numarası olarak anılıyorsa bu yeteneğe saygı duyulur.
    ben o yıllarda sergen için bu adam futbolu bırakınca sürünür. tv'lerde dramını falan izleriz diyordum. 47 yaşında hala tek sermayesi olan futbol aklıyla 8 milyon liralık sözleşmelere imza atıyor. sergen'i böyle düşünün. isterse yapamayacağı bir şey yok. sıkılırsa da vazgeçmeyeceği bir şey yok.
    edit: okuduğunu anlamayan ile yazdığını okumayan birileri zidane'dan daha iyi futbolcu olduğunu dediğimi iddia etmiş. yetenek anlamında aralarında fark yoktu. bunu çok az futbol bilgisi olan herkes kabul eder. futbolculuk bir meslek. bu meslekte sadece üstün yetenekleri sayesinde ekmek yediğine vurgu yapıyorum. adamın çıkardığı sonuç, sergen zidane'dan daha iyi futbolcu diyecek kadar kör fanatikler var. bu arada cümlesini de düzelttim. devrik de denilmez. translate bile daha iyi çevirir.

  • hükümetin fetö'yle uzlaşma ihtimali

    #66188293
    uzun zaman önce yazdığımız entry'e paralel seyreden olayların gelişmesiyle kıllandığımız durumdur.
    tıklattırma lan 2 satır yazı için diyenlere:

    --- spoiler ---

    olması bizi şaşırtmayacak iddiadır.
    gülen cemaatinin asıl projesi dünyanın dört bir yanına yaydıkları okul ve vakıflarıdır. şu an çok kimse bilmiyor ama buralarda da abluka altındalar. bence pazarlık bu ablukanın gevşetilmesi ile başlayabilir. kimsenin de ruhu duymaz.

    sonra ufaktan tahliyeler başlar. önce akp'ye yakın kalemler cezaevinde tutuklu bulunan memur ve öğrenciler için aykırı çıkışlar yapabilir. bu insanların darbeden bile haberi yok, kimseye zararları olmamış, imanlı insanlar olduğununu biliyoruz. bu insanların kazanılması gerekiyor gibi vicdani söylemler de duyabiliriz.

    sonra gülen cemaatinden samimi özür dilemeler, özeleştiriler başlar. fetullah gülen şu kriptolu vaazlarının sayısını artırır. tövbe etmenin faziletlerini falan anlatır. düşmanınız da olsa alnı secdede olan insanlara sırtınızı dönmeyiniz gibi konulardan bahseder.

    en son aşama ise ketumluktur. uzunca bir süre kimseden ses çıkmaz. herkes unutana kadar bu sessizlik devam eder. o sırada ülkede başka sorunlar çıkmıştır. türkiye, farklı konuları konuşuyordur. gülen ve cemaati artık kimsenin umurunda bile değildir.

    umarım bu iddialar dedikodudur. umarım böyle bir barış olmaz. olursa da bu yazdıklarımızı kayıt altına alalım ki tükürmeye yüzümüz olsun.
    --- spoiler ---

  • whatsapp'ı vatsap diye telaffuz eden keko

    atıf chahechouhe'yi bile okumayan kekodur.
    sana ne amk? millet nasıl okursa okur. ağzımı eğerek vatsep diyeceğime vatsap demek daha kolay geliyor.
    sen elin illerinde daha adını soyadını düzgün okutmayı becer, sonra gel burada bana akıl ver.

  • 9 mayıs 2018 ince erdoğan görüşmesi

    (bkz: uzun ince)

  • 18. yüzyıl ekşi sözlük başlıkları

  • jeremain lens

    kısa bir süre sonra aziz yıldırım tarafindan karakterinin ne kadar bozuk olduğu bir basın toplantısıyla duyurulacak futbolcudur.
    örnek açıklama:
    lens'e xx para verdik. sunderland'a da x verdik. sonra avkadaşlar bana lens'in menajerinin beşiktaş'la görüştüğünü soylediler. bu kavaktevsizliktir. beşiktaş bizim x'e anlaştığımız topçuya xx vermiş.
    lens'a fenevbahceden büyük değilsin dedim. para mesele değil. fenevbahcenin değerleri vardır. yoksa lense xxx verip alırdık.
    gibi...