Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. koklaması zevkli olan şeyler

    (bkz: benzin)

  • 2. 2020 bahreyn gp

    "halo ne abi yeaaa, korkan surmesin bu arabayi. olmek istemeyen gitsin barbie oynasin" diye oten gotu kanepeden baska yer gormemis orospu cocuklarini sus pus eden bir kazaya sahne olan yaris.

    grosjean'in helvasini yiyordunuz o itin gotune soktugunuz halo olmasa.

  • 3. covid-19'a yakalanmayanların ortak özellikleri

    aralık 19 ve 2020 arasında ağır bir grip geçirmiş olmaları..

  • 4. evli çiftlerin robot süpürge merakı

    öyle abartılacak bir şey değil bu makina. bir ara ben de aldım evde dolansın diye. lan sürekli bi yerlere takılıyor cihaz, çıkamıyorda.. ne zaman eve gelsem bi köşede debelenirken yakalıyorum. arama kurtarma ekibi olduk sayesinde aq.

  • 5. ritmik jimnastikte 2020 avrupa şampiyonu olmamız

    müthiş bir haber,
    performansı seyrediniz. kızlarımız adeta şov yaptı.

    ve avrupa ritmik jimnastik şampiyonu olduk.
    performans linki

    istiklal marşı seremonisi

    şampiyonanın detayları burada
    (bkz: 2020 avrupa ritmik jimnastik sampiyonasi)

  • 6. cahillerin eğitimlilerden daha iyi olduğu konular

    esnaflık, ben özellikle gıda ve perakende işlerinde cahilliğin cesaretle birleşmesini =zenginlik ve agresif büyüme olarak tanımlıyorum. eğitimli insanlar ilmini öğrenir, kahvesini derecesinde kavurur, doğalın peşine düşer, her şeyi usulüne uygun olarak yerine getirir ve batar.

  • 7. erol bulut

    müritlerin nerede?

    16 yıl sonra kadıköy'de defanssız beşiktaş'a şov yaptırıyorsun.

    orta sahasız galatasaray üstüne çıktı

    müritlerin nerede çakma aykut?

  • 8. tugay kaan numanoğlu

    larin'i atıp mert hakan'ı atamayan yavşak. eskileri de yenileri aynı bunların.

  • 9. garsona teşekkür eden müşteri

    tam anlamıyla bir turnusoldur. bir insanın ne mal olduğunu kısa süre içinde anlamak istiyorsanız bulunduğu ortamda kendinden bir "alt statüde" olan kişilere nasıl davrandığına bakın. davranışları kalibresini ve kalitesini çok kısa bir süre içinde gün yüzüne çıkartacaktır. asla şaşırtmaz.

    tanım: makam ve mevkiye tapmayan, insan gibi insandır.

    edit : arkadaşlar hayatının çok büyük bir bölümünü garsonluk yaparak geçiren bir kişi olarak girdim bu entryi. dikkat ederseniz "alt statüyü" de tırnak içinde yazdım. her şeyden bağımsız, insana salt insan olduğu için değer verilen bir toplum yapısı sizler gibi benim de en büyük dileğim. fakat siz de takdir edersiniz ki kapitalist toplumun realitesi bu şekilde işlemiyor. ne yazık ki bir avuç "ahlaklı" insanın düşüncesi değil, yığınların düşünsel pratiği hakim tüm toplumsal yapıya.

  • 10. diego armando maradona vs lionel messi

  • 11. anıl karaer

    birisini bulsak da linç etsek tayfasının yeni hedefi olmuş oyuncu.

    orada maçın oynanmasına yardımcı olmak için bulunan çocuk maçı oynatmamak için elinden geleni yapıyorken herşey normal de tepki görünce mi sorun oluyor? top toplayıcı çocuk topu alıp evine gitsin, maç da yarıda kalsın. hepimiz top toplayıcı çocuklar mutlu olsun diye izliyoruz zaten ne gerek var maçın oynanmasına.

    tff şu tarz klüplere kallavi cezalar vermezse bu şekilde olayları çok izleriz. ha çocuğu da esgeçmemek lazım tabii. ona da ver cezayı bir daha böyle ahlaksızlıklar yapmayı düşünemesin bile.

  • 12. ösym'nin 27 kasım 2020 tarihli yks raporu duyurusu

    neredeyse negatif fizik, matematik neti ile mühendislik fakültesi okunacak olan yerde şaşırtıcı olmayan rapor. kaldı ki bunu alttan gelen nesile bağlamak da doğru değil, 5 yıl önce de durum çok farklı değildi, 10 yıl önce de, 20 yıl önce de. herkesin üniversite okuması da, herkesin lise okuması da kaynakların boşa harcanması. hem devletin, okuyanın ve ailesinin parasının hem de okuyanın ve ders verenin zamanının. ilk 4-5 yıl herkese zorunlu tutarsın temel şeyler öğretirsin ama bu süreçte de hakkıyla yerine getirirsin, sonrasında da isteyen, yapabilecek olan sürdürür yapamayanı da bir ustanın yanına mı verirsin, ne yaparsan yaparsın yıllarını çalmazsın mesleki bir beceri edinir.

  • 13. ali babacan'ın sevilmeme sebepleri

    yıllarca akp'de bakanlık yapmış, partinin çeşitli kademelerinde önemli görevlerde bulunmuş ancak bu süre içerisinde bunca haksızlığa, yolsuzluğa en ufak bir ses çıkarmadığı halde ve üstelik yirmi yıldır aktif olarak türk siyasetinde önemli bir figür olarak bulunmuşken, şimdi yeni bir yüz, yeni bir nefesmiş gibi ortalıklarda gezmesi.

    işte budur ve bundan ibarettir.

  • 14. psikoloğun söylediği unutulmayan sözler

    sene 2008 psikiyatr benimle konuştuktan sonra "annen gelsin mi buraya" dedi, "gelsin" dedim. ve annem sordu "nesi var ne anlatti?" doktorun dedigi sadece "kara sevda". annem atladi hemen "bunun bu hali bizi mahvediyor. sanki dunya yıkılmış da üç çocukla altinda kalmış" ve doktorun dedigi "keşke oyle olsa hiç olmazsa cocuklarina sarılır huzur bulur."

  • 15. babadan öğrenilen en kıymetli şey

    bizim peder titizdir ve gideceği yere muhakkak 5 dakika erken giderdi. saati de beş dakika ileride olurdu hep. insanları bekletmeyi sevmez, ben de böyle yapıyorum. çok da yararını gördüm bu durumun. ayrıca kıymet bilin, itlik yapmayın. azıcık insan olun. yok bana bir şey öğretmedi, şunu yapmadı, bunu yapmadı. al bak bizimkinde mesane tümörü çıktı. muhtemelen de seneler sonra bundan vefat edecek. bir anda oluveriyor. kıymet bilin az.

  • 16. masterchef türkiye

    reytingi kaçırmamışlar birde orada çağırıp kovmuşlar. yazıklar olsun. insanları bu şekilde rencide edemezsiniz. 1 haftadır tüm tanıtımlarda uğur'u kırpanlar şimdi manşetten veriyorlar. şeref ve karakter yoksunu insanlar...

  • 17. dora özsoy'a kesilen 340 bin tl lik vergi borcu

    (bkz: dora özsoy kim amk)

  • 18. atatürk'ün şu an gelmesi halinde ilk icraatı

    şu hali gördükten sonra kılını kıpırdatmazdı bence. çünkü bu halk iflah olmaz. ha gelir direkt kral olur padişah olur o zaman belki. diğer türlü demokrasiymiş, insan haklarıymış,birey olmakmış. yok arkadaş bu halk el etek öpemeyeceğini sezerse atatürk iktidara bile gelemeyebilir. istiklal marşının çıktığı, bağımsızlığı için milyonlarca insanın öldüğü ülkeye bakıyorum da demek ki düşman bizzat gelmese bir bok yapacağımız yok. artık top tüfek devri de bitti malum o yüzden hiçbir şey beklemiyorum atatürkten. emanete sahip çıkamadık bataklığa gömülmeyi de hakettik artık.

  • 19. altay bayındır

    son pozisyonda topu eliyle kontrol etmiştir.

    hakem de bunu eş geçmiştir. sorarlarsa federasyon gese falan dersiniz.

  • 20. 28 kasım 2020 mike tyson roy jones jr maçı

    ünlü futbolcu hakan ünal, jet sosyete ajda hanım, iş insanı ali bey neredesiniz amk?

  • 21. gerdeğe girilecek odada açılış kurdalesi

    kamusal alanların açılışı yapılır.
    şu coğrafyada evliliğe dair insani zeminde mantıklı bir ritüel olmadı. ilkel kabilelerin geleneklerinden farksız abuk sabuk durumlar normalleştirildikçe; kimse moderniteden, medeniyetten bahsetmesin.

  • 22. 2020'yi üç kelimeyle anlatmak

    maske, katar, çokomel

  • 23. a. çakıcı'ya hakaret eden yurttaşın tutuklanması

    evet yanlış okumadınız. tutuklanan kişi ana muhalefet liderine hakaretler yağdıran çakıcı değil.

    aydın'ın kuşadası ilçesinde alaattin çakıcı'ya hakaret ettiği için gözaltına alınan vatandaş, halkı kin ve düşmanlığa teşvik suçundan tutuklanarak cezaevine atıldı.

    akp'nin yargı reformu dediği şey buymuş demek.

    kaynak:https://jurnaltr.com/…i-basilarak-gozaltina-alindi/

  • 24. her şey bitti derken çıkagelen insan

    romansınızı balla bölüyorum ancak gerçeklerden bahsetmek gerek.

    bağımlı kişilik bozukluğuna sahip birinin, kendisini avutacak diğergam arayışından başka bir şey değildir bu. kötü haber: “her şey bitti derken çıkagelen insan” sizin değersizlik şemanızı yeniden tetikleyecek (bkz: yineleme zorlantısı) ve siz sonunda kendinizi "ulan nerde arıza var, hep mi gelir beni bulur arkadaş" derken yakalayıvereceksiniz. neden? çünkü insan psikolojisi; bilinçaltınızda travmanıza yeniden maruz kalmak ve bu kez onu onarmak istiyorsunuz. bu nedenle gidip gidip aynı tip insanlara çekim duyuyorsunuz. (bkz: hatunların efendi adam yerine piç tercihi) oysa ani değişiklikler baş döndürür, sürat felakettir, işte böyle yüksek kimya ile başlayan ilişkilerse genellikle hüsranla sonuçlanır.

    doğrusu; başlangıçta nötr kalmak, beğendiğiniz kişiyi tanıdıkça sevmek, duygulara zaman tanımaktır. fakat tam tersi, ayakların yerden kesildiği zamanlarda ne olur, ha nolur? siz zaten yaralı bir kuş, ayaklar da havada, hoop düşüverirsiniz. bu kişi de tutar sizi kaldırır. evet o an birbirinize aşırı iyi gelirsiniz, ama yalnızca o anlık zaaflardan kaynaklıdır bu. bir eksikliğin giderilmesi, bir boşluğun doldurulmasından ibarettir. sonrasında bu kişiyle ilişkinizden payınıza düşenler ise; bir ilişkinin temel dinamiklerinden olan iyi anlaşmak, uyumlu olmak, huzuru/mutluluğu paylaşmak -çünkü ikinizde de yoktur- falan filan değil de olmayanı oldurmaya çalışmaktır. sırf o en başta hissedilen çekime ters düşmemek adına ilişkiyi yürütmeye zorlamak, işi inada bindirmek, olayı yokuşa sürmektir.

    ayrıca aklı başında kimse kendisine böyle bir kurtarıcı misyonu yüklenilmesini istemez. ben şahsen istemiyorum. şunu da anlamıyorum: sevgilinin geçmişi hadisesinin dokunulmazlığı çoğunluk tarafından meşru kabul edilmişken; geçmişten gelen, hayata yeni dahil edilen insanla hiçbir ilintisi olmayan hayal kırıklıkları ise onun üzerinden tamir görmeye zorlanıyor. herkes en evvel kendini iyi etmeli, tanımalı ve kendi içinde huzuru yakalamalıdır. aksi takdirde bu ilişki modeli çukur olur her iki taraf için; bu en baştan öngörülmeli ve taraflarca reddedilmelidir.

  • 25. maske takmak işe yarıyor mu yaramıyor mu sorunsalı

    sabah en yakın arkadaşlarımdan biriyle sohbet ediyorduk. yurtdışında yaşıyor. her yerde covid vakalarının hızlı artışından söz ettik. bir arkadaşları, yaşadıkları ülkede büyük bir şirkette yöneticiymiş. 30000 kişilik bir çalışan örneklemi var elinde ve tüm datalar ondan geçiyor. sık sık toplantılar yapılıyormuş ve elbette birçok covid vakası olmuş çalışanlar içinde.

    kendi örneklemlerindeki sonuç şu, covid pozitif vakaların katıldığı indoor toplantılarda hasta olan da diğerleri de maskeliyken bulaş sayısı sıfır. rakamla 0.

    kendi deneyimimi ekleyeyim. geçen ay gördüğüm bir hastanın, bana geldikten iki gün sonra semptom gösterdiğini ve pozitif çıktığını öğrendim. ama bunu maalesef geç ve hatta tesadüfen bildirdi bana, 11 gün geçmişti. semptomum yoktu ama asemptomatik vaka olma ihtimalime karşı o günkü randevularımı online'a çevirdim ve hemen gidip pcr için örnek verdim. sonuç negatif geldi.
    psikiyatrik görüşme sürekli konuşulan ve doğal olarak damlacık çıkarılan bir görüşme. aldığım önlemler, iki tarafın da maskeli olması, pencerenin sürekli açık olması ve aramızda 1,5 metrenin üstünde mesafe olmasıydı. son dönemdeki vaka artışı, ve beni arayıp pozitif ya da temaslı olduğunu söyleyen, randevu erteleyen ya da yüzyüze görüşmeyi online'a çeviren hasta sayım düşünülürse bir bu kadar pozitif (presemptomatik ya da asemptomatik) ya da bilmediği halde temaslı olan kişiyle görüşme yapıyor olmalıyım. henüz/şimdilik covid geçirmedim.

    yani, maskenin epey koruyucu olduğunu söyleyebiliriz. yüzde yüz olamaz elbette, covid olan herkes maskesiz olduğu için covid olmadı ama yine de ciddi bir koruyuculuk sağlıyor her iki taraf maske taktığında.

    * vaka artışı ve mesleki risk nedeniyle durumu tarttım ve bir aşı çalışmasına gönüllü oldum. ilk dozumu geçen hafta vuruldum. placebo değildir diye umuyorum. bu vesileyle belirteyim, aşı dünyada gelmiş geçmiş en büyük tıbbi gelişme olabilir. vücudun kendi bağışıklık sistemini aktive ederek onu bulaşıcı hastalıktan korumak... dahiyane bir fikir.

  • 26. yalnız tipler kışın neye sarılıyor sorunsalı

    sarılmanın hayaline sarılıyoruz be aga.

  • 27. 28 kasım 2020 fransa merkez bankası yangını

    fransızlar gösteri haklarını sonuna kadar kullanıyor gibi.
    adamı üzerler macron. seni büyüten kadın sokaktan çok uzak tutmuş herhalde seni hangi devletin hükümetisin farkına var artık.

    tüm olaylar yeni güvenlik yasasındaki 24. madde yüzünden. buna göre artık bir polis şiddeti gördüğünde bunu videoya kaydedip internete falan koyarsan (gazeteci bile olsan) 1 yıla kadar hapis veya para cezası alabiliyorsun.

    olaylar polis şiddetliyle yakından alakalı. yeleklilerin liderinin gözüne polis tarafından atılan plastik bir mermi geldiği için adamın bir gözü kör oldu.
    polis şiddeti sürekli artıyor gözüküyor ve bunun yanında macronon korumasının polis üniforması giyip polis gibi davranıp protestocuları dövmesi gibi garip olaylar da yaşandı. işte protestocular tüm bunların üstüne bu tarz bir yasanın polis şiddetini kollayıcı amaç taşıdığını düşünüyor.

  • 28. süleyman demirel denince akla gelenler

    benim için yaptığı köy ziyaretleridir.
    demirel büyükşehirlerden ziyade kırsal seçmenin üzerinde etkisi olan bir liderdi.
    bunu bildiği için diğer politikacıların aksine sıklıkla köyleri ziyaret ederdi.
    ben de bizim beldeye yaptığı ziyareti anlatacağım.
    bizim sülale silme "kıratçı" ve içlerinde partinin yerel teşkilatında görev alan üyeleri var. belde belediye başkanı da dayım olur. diğer dayıların da parti delegesi, il genel meclisi üyeliği gibi görevleri var.

    bunlar baskı, kulis falan demirel'i bizim beldeye getirmeye ikna ediyorlar. belde, araba ile şehir merkezinden 3 saat uzaklıkta ve toprak yollardan ulaşılan bir dağ köyü olduğu için iş çok büyük, hani türkiye cumhuriyeti başbakanının oraya getirilmesi
    mucize gibi bir başarı hikayesidir. öyle söyleyelim.

    köyde tam anlamıyla bir bayram havası var. herkes işin bir ucundan tutmuş, karşılamanın görkemli olması için çalışıyor. biz de günler öncesinden köye geldik ve çalışmalara yardım ediyoruz. tabi ki çocuk olduğumuz için daha çok ayak altında dolaşıyoruz. yalnız herkes tam kapasite ile çalışıyor.

    o büyük gün geldi. sabah erkenden bütün köy meydanda toplandı. günlerden cuma ve demirel'in gelme saati 12 olarak söylenmiş. herkes bir iş yapıyor. afişler asılıyor. temizlik yapılıyor. kazanlarda yemekler yapılıyor. kurban edilecek boğa süsleniyor. çocukların ağzı yüzü siliniyor. kadınlar üç etek denen yerel kıyafetlerini giymişler. köyün ileri gelenleri uyumsuz da olsa kravatlarını takmışlar. bıyıklar düzeltilmiş, ayakkabılar boyanmış herkes demirel ile birebir diyaloga girecekmiş gibi hazır bir şekilde bekliyor.

    saat 9 gibi gökte bir helikopter belirdi.
    ortamda önce bir sessizlik oldu. herkes işi gücü bıraktı havaya bakıyor. helikopter alçalmaya başladı. muhtemelen askerliğini komando olarak yapmış köylülerden biri durumu anladı.
    - bu helikopter inecek!
    12'de beklenen demirel'in helikopteri saat 9 civarı inişe geçiyor. bütün köy meydanda ve iniş için belirlenen alan yaklaşık 700 metre ileride. bütün köy bir anda koşmaya başladı. yaklaşık 2000 kişiden bahsediyorum. çocuklar, kadınlar hepimiz koşuyoruz. biz kuzenle kalabalığın dışından koşuyoruz. o anda düşsek bütün köy üzerimizden geçer. cesedimizi demirel gidene kadar kaldırmazlar. hiçbir güç karşılama törenini aksatamaz. tempo inanılmaz. ihtiyarlar ellerindeki bastonu bile unutmuşlar. aksayarak da olsa koşuyorlar. koltuk değnekleri olan biri dikkatimi çekiyor. ampute atlet performansı ile gurubun içinde koşuyor. haremlik selamlık düzeni kendiliğinden oluşmuş, kadınlar arkada, erkekler önde bütün köy mezarlık arkasındaki boş arsaya koşuyor.
    öksürük ve seri nefes sesleri eşliğinde helikopterin ineceği alana ulaşıyoruz.
    kireçle iniş dairesi çoktan çizilmiş. helikopterin inmesine 50-60 mt. kala yetiştik.
    köylünün çoğu ilk defa helikopter görüyor. birkaç kişi otobüsten iner gibi demirel inince omuzlara almak için iniş alanına girdi. hop! demeye kalmadan helkopterin rüzgarı bunları tekrar kalabalığa savurdu. helikopter indi. yalnız, kimse inmiyor. boğayı nasıl getirdiler anlamasam da kurbanlık da hazır ama inen yok!
    meğerse helikopter saat 9'da ziyareti planlanan bir köy yerine bizim beldeye inmiş. haydaa! selamsız bandosu final sahnesi gibi demirel helikopterden kolunu çıkardı. el sallaya sallaya tekrar yükseldi.
    biz tekrar geri döndük. hemen hemen işler bitmişti. saat 11 gibi herkes demirel'i karşılamak için yola koyuldu ve alanda toplanmaya başladık. sehven yapılmış tatbikatten sonra bu sefer sorunsuz bir karşılama oldu. demirel'i dayımın yeşil renault 12 station aracına bindirdiler. yavaş, yavaş meydana gidiyoruz.
    demirel'in konuşacağı platform hazır. yerden 5-6 mt yükseklikte herkesin görebileceği bir pozisyonda başbakan konuşmasını yapacak. civar köylerden gelenlerle birlikte muazzam bir kalabalık var. yalnız, köyün ve heyetin ileri gelenlerinin konuşmayı platformdan dinleme kaprisleri başlıyor. halkın arasında kalmak onlar için müthiş bir prestij kaybı ve bu yüzden platforma bir anda yüzden fazla adam hücum ediyor. demirel'e yer yok. kimsenin de demirel çıkarken yer vermeye niyeti yok zira platformdan inenin bir daha oraya çıkma şansı yok. itiş kakış içinde demirel kürsüye ulaşıyor. tabi bu arada birkaç köylü ve bürokrat taşma etksiyle platformdan düşüyorlar. neyse ki çok ciddi bir sıkıntı olmuyor. kürsü mevsimlik işcileri taşıyan kamyon kasası gibi nefes alacak yer yok. hani platform derme çatma zaten aklınıza öyle profesyonel ekipmanlar gelmesin. kalas, döşeme tahtası gibi malzemelerden yapılmış. kürsü çökse koskoca türkiye cumhuriyeti başbakanı 150 kişinin altında kalarak vefat edecek. rezaleti düşünebiliyor musunuz?
    demirel konuşmaya başlıyor. halil ağa burda mı halil?"diye sesleniyor. bu demirel'in ince taktiklerinden birisidir. köyün en sevilen ismini önceden öğrenirmiş. sonra ilk olarak onu selamlarmış. bir kişiye seslenerek yüzlerce kişiyi etkileyecek bir hamlenin inceliğini de takdirlerinize bırakıyorum. halil ağa evet orada ama platformdan düştü düşecek. arkadan iki kişinin desteğiyle de olsa demirel'e el sallamayı başarıyor.

    konuşmadan sonra cuma namazı için hep birlikte camiye gidiyoruz. biz caminin asma katındayız. demirel aşağıda ve önde beraber namazımızı eda ediyoruz. nefis bir kafası vardı rahmetlinin. kel ama pürüzsüz kafasına bakarak hutbemizi dinliyoruz. farzı kıldıktan hemen sonra dışarı çıktık. demirel namazın sonuna kadar camiide kaldı. biz de bekliyoruz. çıkışta dayım ensemize vurarak "öpün lan!" dedi. rahmetli hemen kolunu uygun pozisyona aldı ve biz de elini öptük. maşallah kaliteli gıdalarla beslenmiş, su ihtiyacı olmayan bir vücudu temsil eden çok güzel bir eli vardı. herkes öptükten sonra kendi eline acıyarak bakıyordu. gerçekten bambaşka bir ele dokunmuştuk.

    köyün muhalifi caminin imamıydı. demirel'i karşılamaya gidenleri kırmak için köyde yemek veriyordu. biz de yedik. ayrıca hutbe sırasında göndermeler de yapmış. biz çocuk kafayla anlamadık da demirel gittikten sonra tatsızlık çıkınca öğrendik.

    neyse, demirel camii çıkışı bizim dayının renault 12'siyle kendisini bekleyen helikopterinin olduğu alana gitti. hepimize el sallayarak mutlu bir şekilde köyden ayrıldı. biz de sayesinde asla unutamayacağımız güzel bir gün yaşamış olduk.

  • 29. denizde sırtüstü yatmak

    hayattan izole olma yöntemi. belki de hayatta kalma yöntemi...

    bırak kendini, kapa gözlerini... dalgalar nereye isterse oraya götürsün seni...
    müthiş bir teslimiyet örneği.
    aklına "acaba?" takıldığı an bozulur dengen. o yüzden, tam güvende, tam teslimiyette olacaksın ki alabora olmayasın...

    hayat da böyle değil mi zaten ?

  • 30. ozan tufan

    şevket çoruh az önce açıkladı kavuğu ozan tufan'a devredecekmiş en kısa sürede

  • 31. ali koç

    2 yılda galatasaray'a 20 yıl, beşiktaş'a 15 yıl kadıköy'de yenilmezlik serisinin bitişini gören başkan.

    edit: trabzon'a da 23 yıl sonra:)

  • 32. kadir mısıroğlu

    bu vatan haini hakkında olumlu tek bir şey söyleyen, mesela "çok iyi menemen yapardı" diyen kişi bile benim gözümde vatan hainidir.

    deli diyerek yaptıklarını es geçmeyin.

  • 33. vefat etti yerine mefat etti diyen insan

    benim güldüğüm insandır ve babamdır da bu insanlardan biri maalesef.

    amcam öldüğünde babam telefonda mefat etti diye eşe dosta söyleyince sessiz sessiz gülmüştüm. kardeşimi arayıp mefat etmiş la amcam diye konuşup yine gülüştük hay allah kahretsin.

  • 34. ali babacan'ın odtü'yü 4.0 ortalama ile bitirmesi

    2019 yılına kadar akp üyesi olduğunu millete unutturabilmesinden daha büyük bir başarı değildir.

  • 35. fuat oktay'ın lüks makam aracı savunması

    (bkz: ya bi siktir git)

    siz şatafatı, saltanat hayatını, yetim hakkına nasıl çökülür, halk nasıl süründülür onu temsil ediyorsunuz.

    ama bak hakkınızı teslim ediyorum fuat, 18 yıl sadece “yalanlarla” ülke yönetmek kolay iş değil. afrika kabilesi bile olsa şimdiye yüz kere ayaklanırdı...

    çünkü türkiye yalanlarına sımsıkı sarılıp yaşamayı çok seven bir ülkedir. bu onu rahatlatır. asla onları sorgulamaz da ha, böyle bir geleneği yoktur. zaten sorgulayanın da iflahını keserler, değil mi fuat?

  • 36. 1993 doğumlular şimdi ne yapıyor sorunsalı

    gençliğimizin en güzel en verimli en önemli döneminin denk geldiği ölümcül deney filmi gibi ortama ve ekonomik krize bakıp, çaresiz çaresiz bekliyoruz.

    çocukluğunu sokakta yaşayan son nesil olmanın verdiği yetkiyle şimdiki telefon, tablet bağımlısı, sokak futbolundan habersiz çocuklara bakıp bakıp üzülüyoruz.

    ikinci çocuğunu whatsapp profil resmi yapan arkadaşlarımıza bakıp, "ulan bizim daha sevgilimiz bile yok bu ne hız" diyoruz.

    hiç ara vermeden, sınıfta kalmadan üniversite sınavına girmiş her 93'lü, 2011'de ygs'deki şifreleme skandalıyla karşılaşmış demektir. daha reşit bile olmadan tekme yemeye, ezilmeye, haksızlığa uğramaya başladık.

  • 37. eşinin bikini giymesine izin veren insan

    tabi. kadın dediğin ; kocası rahat rahat deniz kenarında elalemin karısını kızını keserken , kendisi üstü başıyla bir gölgede oturup olanı biteni izlemesidir. size yallah arabistan’a diyeceğim ama orası bile kendini geliştiriyor. ama sizler iflah olmazsınız.

  • 38. isviçre'de duble yol olmaması rezaleti

    bir buçuk dakika zor dayanabildiğim videodur.
    bünyem daha fazla ezik, şanssız hissetmeyi kaldıramadı. moralim bozuldu sabah sabah. yaşadığımız hayatı s.keyim.

    edit: yorumlarda biri ''is this heaven???'' demiş.
    altına da ortadoğulu hamam böcekleri de şöyle şeyler yazmış:
    ''heaven is better than that a million times''
    ''heaven definitely billion times better than that.''

    bunun için diyorum işte; yaşadığımız coğrafyayı s.keyim.

    edit: ırkçılık yaptığımla ilgili ithamlara cevaben;

    ''hamam böceği'' dememdeki sebep ırkla ilgili değil, kafa yapısı ile ilgili.
    sözlükte daha önce ''(bkz: böcek gibi yaşadığı halde çok şükür diyen insan)'' diye bir başlık açılmış ve beni etkilemiş, durumumuzu sorgulatmıştı. bu düşünce yapısı yüzünden bir gıdım yol alamıyoruz.

    adam hiç görmediği, bilmediği, sadece oradan buradan duyduğu 'cennet ' için ''buradan milyon kat, milyar kat daha güzel'' diyor. hayatını buna endekslediği için hiçbir zaman daha iyisi olsun diye uğraşmıyor. neden sömürüldüğünü, kendisine neden bunların anlatıldığını sorgulamıyor. hamam böceği gibi yaşayıp, bir köşede ölmekte bir sakınca da görmüyor. çünkü önünde sonunda o ''isviçre'den milyar kat güzel cennet''e kavuşacak.

    bu düşünce yapısıyla ailesini şekillendiriyor, çocuklarını eğitiyor, eşine dostuna bu teslimiyeti telkin ediyor ve (en kötüsü) oy veriyor. etkilediği insanlar da bu kafa yapısıyla yaşayıp oy veriyor. verdikleri oylarla da kendileri gibi düşünmeyen insanların hayatlarını cehenneme çeviriyorlar. ülkeyi de yaşanmaz hale getiriyorlar. ve bu durum uzun yıllardır ortadoğu'nun tamamına hakim. yüz yılda bir atatürk gibi bir lider çıkıp insanların yüzünü medeniyete çevirse de; gücün yönettiği karanlık beyinler ''din elden gidiyor'' yaygarasıyla şiddete, teröre başvurup korku salıyor ve her şey başa dönüyor.

    bu kısır döngü yüz yıllardır devam ediyor, edecek de...

    isyanım bunadır.

    saygılar.

  • 39. covid-19

    85 iqlu gerizekalılar topluluğu halqımızdan ve onun yansıması ekşi sözlük yazarlarından neden sonuc ilişkisini kurmasını beklemek mümkün değil. bu beyin fakiri topluluk, matematikten 10 net yapamıyordu össde. mantık ilişkisi kuramaz. neden-sonucu 1. dereceden kurdu diyelim, ikinci basamağa çıkamaz. kapasiteleri yok.
    böyle olunca noluyor? bi bakmışız hastaneye yatan niye ölüyor. entübe olanlar hep ölüyor, niye bu oluyor gibi 85 iqsuyla çıkarımlar yapmış. acaba tedavi mi öldürüyormuş.
    hastaneye solunum sıkıntılı olanlar yatıyor. anası babası da senin gibi 80 iqlu olan amın oğlu. eve ilaçla yollananlara göre bunların ölme ihtimali yüksek. çünkü ağır hasta. ölme ihtimali olduğu için, müdahale edilmesi gerektiği için hastanede.
    entübe olanlar kendi fizyolojik solunumlarıyla yeterli oksijeni hücrelerine sunamadıkları için entübe oluyor. doğanın tersine basınçla hava veriliyor bunlara. o hava verilmese, solunum iş yükleri kendi kaslarının üzerinden alınmasa yüzde 100 ölecek. nisanda entübe olanların yüzde 70'i ölüyordu. şimdi yüzde kırkı ölüyor. mekanik ventilatör kullanım tekniklerinin steroidleri kullanım tekniklerinin tecrübeyle gelişmesiyle. eğer bunları entübe etmesek, bokladığın ilaçlar aletler olmasa; hepsi boğula boğula ölecek bu insanların.
    anlattık ama anlamanı da beklemiyorum. sana pötürge üniversitesinde 2. yıllık turizm otelcilik okutan kapasiten, bu tarz şeyleri anlamaya yetmiyo. şimdi siktir git griple aynı yaee filan diyip aşı bokla amk'un beyinsizi.

  • 40. erkeklerin güçlü kadın yerine piremses tercihi

    (bkz: kızların efendi yerine piç tercihi) * ama siz araya girmeyin filler tepişir çimenler ezilir *

  • 41. mert hakan yandaş

    rakibini iki omuzundan arkadan tutup çeken ve faul verildiğinde de hayatının şokunu yaşamış gibi rol yapan bir değişik..

  • 42. 2 aralık 2020 covid-19 önlemleri iddiası

    çalıştığım klinikte 9 doktoruz ve bu hafta 4'ü pozitif geldi. 1'ini akciğerlerindeki yaygın infiltrasyon nedeniyle yatırdık. bakalım biz ne zaman yakalanacağız. işin kötüsü biz de gidince bu hastanelerde kim kalacak. kalan 5 kişi olarak tek amacımız hasta olan 4 kişi dönene kadar sağlam kalabilmek. yoksa kliniği kapatmak zorunda kalacağız. hastanemiz de bölgenin en büyük hastanesi.
    evet tam kapanma ekonomiyi kötü etkiler. ama bir de hastanelerde doktor kalmadığını düşünün. bu iyi mi?

    ekleme : arkadaşlar bu hastalığı hala basit bir influenza gibi görenler var. covide yakalananların akciğer tomografilerini görseniz korkarsınız, akciğerin her yerine yayılıyor. öldürmese bile fibrozis denilen büzüşme yapıyor, sonuçta yarı kapasite ile çalışan ciğer bırakıyor. genç yaşta koah demek bu. ki uzun dönem bıraktığı şeyleri daha bilmiyoruz, belki zona gibi gizlenip sürekli hasta edecek, belki vücudun kansere karşı koruma mekanizmalarını bozacak. durum çok vahim ve hala abartmayın diyenler var.

  • 43. eş ağır bir hastalık geçirse bakar mısın sorunsalı

    annem kanser olduğunda babam bir kere olsun elini bırakmadı. dükkanı kapattı, bir dönem iflasın eşiğine geldi çok şükür toparladı ama bir kere olsun annemin elini bırakmadı. annemle birlikte o da yaşlandı, saçları ağırdı, dalgın bir adama döndü. ama o olmasa annem şimdi olmazdı. mal, mülk, para kazanılır. çalışır, kazanırsın. biraz zekisen nasıl yöneteciğini de bilirsin, açta açıkta kalmazsın. ama eşinin hayatına dokunamayacaksan, kalbine dokunamayacaksan, ruhuna dokunamayacaksan, zor zamanlarında yanında olmayacaksa neden eşsin ki?

  • 44. türkiye'de çöp ayrıştırmanın olmaması

    daha çöplerin çöp kovasına atılmadığı canım ülkem için ütopik bir hayal.

  • 45. pazar sabahı erken kalkmak için bir neden

    sağlık bakanlığına sabahın köründe kaç hastam ve kaç ventilatörüm olduğunu bildirmek.o maskeleri kolunuza takıyorsunuz, çenenizde tutup öyle avanak gibi geziyorsunuz.g.tünüze girsin o maskeler

  • 46. filtre kahve tavsiyeleri

    öncelik fiyat/performans ise sanalbaharat.com'un markası brownberry olan.

  • 47. kişinin 17 yaşındaki haline vereceği öğüt

    hayata karış. bu yılların tadını çıkar. çünkü sonrası mutsuzluk.

  • 48. canlı yayında çıldıran kız

    90'larda, 2000'in başında yapılan bazı filmlerde (distopyadır, yakın gelecek tasviridir vs) internet kuşağı böyle çok ekstrem, deli-çılgın, uçuk-kopuk bir şey olarak anlatılırdı. ortaya konan tipin karikatür olması insanı pek korkutmuyor, gülünesi bir şey olarak algılamasına sebep oluyordu.

    geldiğimiz noktada tasvir edilen tip karikatür değil, gerçek. komik de değil. deforme olmuş birini görünce hissedilen o rahatsız edici duyguyu canlandırıyor insanın içinde.

    bu bir gösteri, mini şov olsa da ortaya konulan deliliğin şakası, kokusu bile tüylerimi ürpertiyor.

    ediz: biri "öyle ya da böyle para kazanıyor kardozo" temalı mesaj atmış. benzer düşünenler varsa fikrimi belirteyim; toplumu yönlendirmeye çalışan troller de para kazanıyor, haklı olduğun basit toplumsal bir meselede kafanı gözünü kıran polis de para kazanıyor, uyuşturucu tüccarı, kiralık katil, zart zurt da para kazanıyor. birinin para kazanmayı becerebilmesi saygı oluşturmuyor üzerimde. çok matah bir şey bulmuş gibi "ama para kazanıyor!". iyi aga sen de kazan. kazanma mı dedik? benim fikrimle, onayımla mı yaşıyorsunuz anasını satayım? e yaşamıyorsunuz. işinize bakın madem. cidden bu osuruktan söylemlerinize ihtiyacım yok. aynı şekilde tüyler ürpertici bir yozlaşmaya işaret ediyor zahir.

  • 49. enes batur'un nisa ve barış'ı patlatması

    işkur'un web sitesinde iş ilanları mevcut kardeşim.

  • 50. kubat'ı kim dinliyor sorunsalı

    sözümona sorunsal.

    ben dinliyorum güzel kardeşim. batı kültürünü bilen ve halk müziğinde bu esintiyi tarzıyla hissettiren adamı ben dinliyorum. sesi bu kadar güçlü bir adamı, müzikle uğraşan biri olarak ben dinliyorum.

    tanışmıştım, çok da mütevazı bir adamdır.

    sen öğretmenevinde dinleme.