bu geceden sonra bitti benim için.
o sireni alıp bir taraflarına soksunlar.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. 11 kasım 2018 n11 boykotu
-
2. 11 kasım 2018 beşiktaş sivasspor maçı
şenol güneş'in fatih terim'cilik oynadığı maç.
gençleri oyuna almalar, roco'yu forvete göndermeler falan. çok komik aq. puhahhahaha -
3. 10 kasım 2018 n11.com rezaleti
sakin olun olayı açıklıyorum, trendyolun yaptığı "kampanya dediğin bir gün değil üç gün olur" laf sokmalı karşı kampanyasını tiye alacak şekilde cevap vermişlerdir.
günlerdir "sirenler çalıyoooooor" diye televizyonda dönen n11.com reklamını hatırlayın.
ve trendyol uygulaması sürekli olarak siren çalan bildirimler çıkartıyor, gerçekten rahatsız edici.
olay budur, tabi siren kelimesi 10 kasım sebebiyle başka türlü anlaşılıyor.
sonuç: niyetlerde bir bozukluk yoktur, uygulamada pazarlama cehaleti söz konusudur. para kazanma hırsıyla gündemden kopmuş bir ekip kendini rezil ediyor.
bu aynı zamanda internet kullanıcılarının televizyondan nasıl uzaklaştığını da açıklıyor. pazarlama ve reklamcılık hele de bu seviyelerde çok daha akıllı insanların işi olmalıdır, burada akıl yok.
ve en önemlisi yeni dünyada algının, gerçeğin ne olduğundan daha önemli olduğunu da yüzümüze vuruyor bu yaşananlar. akp'de böyle başarılı olmaktadır, gerçekte ne olduğunu saklayıp algılarla yönetmektedir ülkeyi. pazarlama dehasıdır.
ama sizde az bi mantıklı düşünün, neden günlerdir milyon liralık reklam yatırımı yaptığı yılın en en önemli anına dakikalar kala kendi ayağına sıksın, nerdeyse telafi edilemez bir hata yaptıkları açıkça ortada. pazarlama müdürleri her kimse başı büyük belada, daha çok mevzu döner. -
4. 11 kasım 2018 fenerbahçe alanyaspor maçı
2-0 olan maç. “çocuklar inanın, inanın çocuklar”ın beşiktaş marşı olduğunu düşünenlerin olduğu maç. nazım hikmet'in kitabında görseler, "bizim marşımızı çalmış kendine şiir yapmış", edip akbayram'dan dinleseler "bizim marşımızı araklayıp kendine şarkı yapmış" deseler gram şaşırmam.
-
5. n11.com
4 yildir satis yaptigim 2 magazami pasif hale getiriyorum. once degerlerinize sahip cikin sonra ticaret yapariz.
-
6. türkiye'nin 2. dünya savaşı fırsatını kaçırması
-
7. okunulan üniversiteyi adını söylemeden anlatmak
beşevler ovası bozkurt yuvası
-
8. 19 kasım 2018 alkol zammı
gençliği iyice uyuşturucu bağımlısı yapacak kararlar.
2 biranın 20 lira olduğu memleket mi olur arkadaş ya?
sayenizde bira içmek yerine eroin kullanıyor millet.
gurur duyun eserinizle. -
9. ateistler mi daha ahlaklı dindarlar mı sorunsalı
iyi, örnek bir insan olmanın bir din ile ya da bir yaratıcıyla ilintili olduğunu düşünmüyorum.
bir dine mensup kişi, o dinin yaratıcısına cezalandırılmamak/ ödüllendirilmek adına tabi olur. ona yaranmak adına güzel bir insan olmaya çalışır.
iyi olmayı seçmiş maddi/ manevi bir beklentisi olmayan beynini kiraya vermemiş kişiler ise iyi insan olmayı seçer.
özetle: iyi insan olmaktan maddi/ manevi çıkar uman kişi ile kendi inisiyatifiyle yapan kişi arasında ben; evi, arabayı, böbreği satar ateiste basarım. -
10. cuma namazına gitmeme kararı almak
çok önceden aldığım karar. nedeni de sözüm ona müslümanlar.
cuma gününün dinimizde önemi malum. ancak cemaate bakıyorsun pislik içinde; ter kokuyor, çorapsız giriyor içeri. saygısız; sen ibadetini ederken zırıl zırıl cep telefonu çalıyor, senin duyabileceğin şekilde okuyor ayetleri. camilere ve görevlilerine bakıyorsun. fiyasko. o kadar bütçeye rağmen her cuma hutbe okunan beş vakit namaz kılınan caminin hoparlörleri bozuk oluyor, o çınlama sesi senin tüm maneviyatını dikkatini dağıtıyor. farz bitiyor hemen dışarı işportacı kılıklı biri çıkıp “camiye yardım camiye yardım boş geçmeyelim” diye bağırarak para topluyor. ama sen içerde inandığın tanrının huzurunda ibadet etmeye çalışıyorsun bu işportacı kılıklı herifin dikkatini dağıtmasına rağmen.
ve tabiki bu sene 9 kasımda, geçen sene 10 kasımda bir kez bile olsun bu ülkenin kurucusu için bir fatiha okutmayan camide cumada benim işim yok kardeşim.
allahım affetsin beni bu şekilde dinden imandan soğutanlara da gün yüzü göstertmesin.
edit: sabaha kadar senin soğuyasın varmış diye mesaj atan gerizekalılar lütfen bana mesaj atmayın sövecem yoksa gelmişinize geçmişinize. sana ne kardeş sana ne seni mi ikna edicez bide? -
11. kilo vermenin bilinen en kısa yolu
4 bucuk ayda 30 kilo vermis biri olarak diyebilirim ki* ; kilo vermenin kisa yolu falan yok.* girtlaginizi ne kadar tutarsaniz o kadar kilo verirsiniz.* yaptiginiz spor bu sureci hizlandirabilir. ama asil olay yememek!*
not: bir 30 kilo daha vermem gerek. çok açim lan!
edit: bu kilo illeti 6 yasimdan beri benim yakamda. kilo vermede gayet basarisiz ve istikrarsiz biriyimdir. ustune son yillarda yasadiklarimdan dolayi bir suru bahanem var. ama sonuc olarak hepsi "bahane!". sismanin bahanesi maalesef hic bitmez. ilk once bunu kafama soktum. ben neden kilo veremiyordum? e deli gibi yiyordum amk! simdi? açım... gozum aç, midem aç, açım aç. neleri yeme potansiyeline sahip oldugumu bilseniz benden korkarsiniz. ama dayanmak zorundayim. kanseri yenmis biri olarak kiloya yenilemem. artik sagliksiz olmak istemiyorum.
açım demis miydim? -
12. n11'in siren açıklaması
seviyorum sizi sözlük .ailemizin bir bireyinin açmış olduğu başlık ve verilen destek ile konuyu özür dilemeye kadar getirdiniz. bu başlık burada açılmasaydı diğer sosyal medya kullanıcıların umurunda olmazdı. kalpten teşekkürler.
-
13. beyin yakan alamancı röportajı
büyük harfle yazıyorum; dönmedi.
bu ülkeye faydası olmayan, vergi vermeyen ama benimle aynı oy hakkına sahip olan çomarlar, türkiye'ye ancak euro emekli maaşı alırken dönüyor. -
14. sakallı erkek modasını bitirmek
etrafta birbirinin aynısı insanları görmekten bıkan yazar beyanı. bence de haklı. hatta bu adamlar giyim kuşamlarında bile birbirinin aynısı lan. bir tek bana mı apaçi gözüküyorlar diyordum.
(bkz: #83215998) kabak gibi erkek -o ne demekse- sevmiyorsan git ışid tipli apaçilerle takılmaya devam et. sana giren çıkan mı var lan? -
15. fenerbahçe tarihinin en kötü oyuncusu
hatırlanılan en eski futbolcu yarışına dönmüş anket.
mehmet yozgatlı demiş adam ya; alex ile semih’le beraber en iyi anlaşan, akıllı ve teknik bir oyuncuydu.
sorunun cevabı ise bence nartallo, diğer cevaplardan mantıklı, sadece takımı tutmuyor. * -
16. görüşecek arkadaşı kalmayan insan
buyrun bu vasat insan benim.
7 yıl küçük bir ilçede kendimi toplumdan izole ederek yaşadım. imrenilecek bir yanı yok, gerçekten çok boktan bir hayat. soğuk ve yalnızlık epey yol arkadaşı oldu bana.
herkese gülümse, herkesin isteklerine okey de, onu üzmeyeyim, buna kötü davranmayayım derken bütün muhabbetler aynı yere çıktı, herkes çekip gitti kendi hayatını yaşıyor. çok sıkıntılar yaşadım ama yansıtmamaya çalıştım.
daha sonra oradan ayrıldım.
şu anda görüştüğüm hiç kimse yok. bir arkadaşım var ama buluşup bir şeyler içelim diyor tam oturuyoruz ben şu çocuğu okuldan alayım, evden bir şeyler istediler ben kalkayım vs. muhabbetlerinden dolayı aramıyorum, aradığında da bakmıyorum telefona.
sokakta tanıdık birilerini gördüğümde görmezden geliyorum. çünkü muhabbetler sorular da klişeleşti. (naber, iyiyim, ne var ne yok, iyi sende ne var ne yok, nasıl gidiyor, iyi gidiyor, neyse görüşürüz allaha emanet bro)
samimiyet sıfır, klişe sorular klişe cevaplar. facebook'tan instagramdan beğeni atıyorum fotoğraflara ama hiçbirini beğenmiyorum.
maçta yanıma oturan adam emin olun sürekli görüştüğüm insanlardan daha samimi geliyor bana. maça dair yorumları, analizleri aynı ben.
hani bir söz vardır ya, hepinizden nefret ediyorum ama tek başımayken de canım sıkılıyor.
haberlere bakıyorum izlenilecek gibi değil. kadına şiddet, hayvanlara eziyet, pompalı tüfekle katledilen çocuklar, sağlık görevlilerine şiddet, tarihi eserlere yapılan saldırılar, toplumdaki kutuplaşmalar, iş kazaları, arazi kavgaları.
bugün bir de dürbünlü tüfekle parkta kuş avlayan bir deli gördüm haberlerde.
tam bir cinnet hali. sanırım 5-6 yaşlarındaki çocuklardan iyi arkadaş olur. onların arkadaşlığı daha saf daha hesapsız daha temiz. -
17. işler durunca erdoğan'a isyan eden fabrikatör
sayın demeyecek de napacak? içeri tıktıklarında çoluk çocuğuna sen mi bakacan? tav tav konuşmayın amk.
piyasalar her sektörde, her alanda bitik durumda. işlerin iyiye gideceğine dair olan umutlar da tükeniyor. azalan umudun yerini tepki-öfke dolduruyor. yakın zamanda daha çok izleriz böyle videolardan. ama kimsenin elinden de bişey gelmez. dönülmez nokta geçildi. -
18. erkeklerin %96.5'i aynı anda üç kızı idare ediyor
üç kişi tarafından aynı anda idare ediliyorum
-
19. ekşi itiraf
olmadığı zaman, "olmuyor" demek yerine "artık bi önemi yok" demeyi sana da öğretecek zaman.
-
20. whatsapp'ı vatsap diye telaffuz eden keko
atıf chahechouhe'yi bile okumayan kekodur.
sana ne amk? millet nasıl okursa okur. ağzımı eğerek vatsep diyeceğime vatsap demek daha kolay geliyor.
sen elin illerinde daha adını soyadını düzgün okutmayı becer, sonra gel burada bana akıl ver. -
21. seven erkek
kavuşamayan ulaşamayan erkek.
-
22. diyanet'in kadir mısıroğlu açıklaması
insani duygu diyorsan çıkarırsın cübbeni sarığını her ne boksa üstündeki öyle gidersin. kurum adına gidip, ziyaretin fotoğrafını ve videolarını kurumun hesaplarından paylaşıp, sonra da insani olarak gittik diyemezsin . dersin de yemezler.
-
23. fazla düşünme sorunu olan insanların ortak yanları
hiç sevgilin olmaması, arkadaşsız kalmak, çocukluktan beri süregelen kasvetli bir yalnızlık, sınırsız hayal gücü, sınırsız yazma isteği, sınırsız mizah, kendine ruhsal olarak yetebilme, başka bir ruh eşine ihtiyaç duymama, kendine karşı acımasız bir tenkit yetisi, bunu başkalarına yapınca yine yalnız kalma, obsesif kompülsif bozukluk, teknik gerektiren amele işlerinde ve zanaatta çuvallama, bir süre sonra ne istediğini bilememe, belli bir yaştan sonra kendini çok boş hissetme, biraz zaman sonra kendini inandırdığın yüceliğin hiç gelmeyecek olması ve sıradanlığın kabulü.
-
24. şenol güneş
yahu bu muridlerin kadro kotu demesine ne bakiyorsunuz. o kotu bu kotu, kim iyi ya lan it.
ınanmayan acsin aboubakarin geldigi sezon aboubakarin basligini okusun, itin gotune sokulmus, oradan cikarilip kendi gotlerine sokulmus. simdi murid diyorki aboubakar olsaydi. lan aboubakar olsaydi ona da cöp diyecektin. simdi cöp dediklerine 2 sene once 150 milyon lennn diyordun gerizekali murid. senolun kicini yalamaktan dilin asindi be. -
25. yazılımcıların türkiye'yi terk etmesi
tanim: mid/senior her yazilimcinin yapmasi gereken cok mantikli bir hareket.
turkiye'de cok iyi yatirimlar ve oduller almis iki startup'da onemli pozisyonlarda calistim. bu iki deneyimindem yola cikarak cok basit sekilde bu olayi iki ana baslik altinda degerlendirebiliriz: birincisi manevi, ikincisi ise maddi rahatlik/tatmin.
ilkinden baslayacak olursak bizim ulkede hala insanlar 'yazilimcinin' ne is yaptigini anladigini sanmiyorum. her seferinde bu isin bir zanaat oldugunu insanlara anlatmaya calismaktan kafamda sac kalmadi. elinde olmayan ozelligi satis elemani gidip satip 'bana bu lazim ama dun lazimdi' diye bize geldiginde gunluk 15-16 saatlik mesai harcayip o isi yetistirdigimizde hala satis elemani pohpohlanir, 'vay bee bak nasil da satti ama o isi...' diye. ayrica pozisyonunuz fark etmeksizin(ister stajer olun, ister deneyimli gelistirici) cok calisma ovulur. 'ne kadar da caliskan adam sabah aksam calisiyor valla helal olsun' derler. yine ayni insanlara cok degil, zekice/verimli calismanin daha onemli oldugunu, eger sabah aksam calisiyorsak isin yonetim sekli ile alakli hata yaptiklarini anlatmaya calistigimda ise ben tembel, calismak, istemeyen adam oldum. kendi adima, akil sagligimi yitirmeye basladigim donemlere carsamba gunu geldiginde haftalik 45 saat calisma suresini coktan gecmis oluyordum. yurt disinda ise siz o hafta 41 saat calismak zorunda kalirsaniz, birileri size gelip bu hafta 1 saat fazla calismak zorunda kalmanin sebebini soruyor (sorun sizin veya cevresel faktorlerin etkisi ile mi olustu yoksa biz bu isi yonetirken yanlis mi hesapladik diye kontrol ediliyor ve eger sizi fazla mesai yapmak zorunda birakan taraf is verense bunu 'ziyadesiyle' maddi olarak oduyor).
ikinci konu olan maddiyat icin ise azicik ekonomi ile ilgilenen insanlarin daha once duydugunu dusundugum big mac index'ini, bir yazilimcinin ekmek teknesi olan bilgisayari ile oldukca kabaca bir sekilde yeniden hesaplayalim. turkiye'de aylik 8000 lira kazanan bir yazilimci oldugunuzu dusunelim. benim gelistirme yapmakta kullandigim macbook pro 13 (mr9q2tu) bu entry'nin yazildigi anda 13,699 lira'ya satiliyor. aylik maasinla alabildigin alet sayisi: 0. turkiye'de 8000 lira maas alacak kadar deneyimli bir yazilimci kabaca almanya'da en kotu ihtimalle 60,000 euro/yillik bir anlasma yapabilir, saglik ve vergiyi dusunce aylik 3000 euro civarinda bir kazanca denk geliyor. ayni donanimin almanyadaki satis fiyatina baktigimizda 1999 euro yani orada1.5 tane alabilme gucunuz oluyor.
bir yazilimci olarak yurt disina gittiginizde ayni isi daha insani calisma kosullari altinda yapiyorsunuz ve alim gucunuz artiyor! yillik ortalama en az 21 gun izin hakkinizin olmasi, is cikisinda metrobus'e binmeyecek olmaniz gibi ufak tefek seyleri saymiyorum bile. -
26. pazar sabahı erken kalkmak için bir neden
yeğeninin doğması.
çok şükür allahıma. -
27. kedisiyle konuşan insan
bir şiirle anlatılabilecek durum:
bilmezler yalnız yaşamayanlar,
nasıl korku verir sessizlik insana;
insan nasıl konuşur kendisiyle;
nasıl koşar aynalara,
bir cana hasret,
bilmezler.
(bkz: orhan veli kanık) -
28. oğuzhan özyakup
beşiktaş'ın 3e 5e bakmadan 140 milyon euro verene okutmasi lazım bunu yoksa elde patlayacak.
-
29. kadın yolcuyla 6 saat kaybolan metro muavini
"muavin ölünce sikini ayrı gömün amk.
6 saatlik sikiş molası.
keban barajı bir buçuk saatte boşalıyor."
hayır işleri: (bkz: #83110936) -
30. bir erkek olarak yaşanılan en büyük kız tacizi
metroda yanıma oturan kız bacaklarını açıp benim sağ bacağımı ittirmişti. ben de "ay sapık bu beni tecavüz etti" diye bağırınca oradaki tüm erkekler toplanıp "erkeğin beyanı esastır ulan" diye bağırdıktan sonra kızı linç ettiler. bu da böyle bir anımdır.
-
31. meditasyon niyetine yapılan işler
bir erkek olarak bulaşık yıkamak ve ev süpürmek diyebilirim. beyninizdeki bütün düşüncelerden arınıp trans haline geçiyorsunuz.
annelerimizin genel olarak nasıl bu kadar sakin ve anlayışlı olduğunu şimdi anlıyorum. kadınlar adeta kendi çapında birer dalai lama. -
32. köy tuvaleti
bizim koydeki tam bir muhendislik harikasiydi. tuvalet dere kenarina yakin bi yerdeydi bahcede. dere genelde yagisli mevsimde akan bi dereydi. kisin kesin bi kac kez sel olur bok pusurle beraber tuvaletide gotururdu.
rahmetli dayim dort tahta cakip tekrar yenilerdi tuvaleti. -
33. şirin kızla sevişmeye kıyamamak
sevişince kadının canının yandığını sanan hanzo beyanı.
-
34. dua lipa'nın dünyanın en güzel kadını olması
-
35. kanal istanbul'a gerek olmaması
ileri zekalı birinin 21. yüzyılda şehirlerin etraflarına hendek örülerek savunulabileceği fikrini ortaya atmasına sebep olmuştur.
-
36. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
eskişehir 'de ufurukcu hoca ariyorum.
-
37. 2018 brezilya gp
kendisi ferrari’leri biçerken bir şey yok, ocon verstappen’i biçince “fucking idiot”. nasıl oluyormuş şimdi anla verstappen’ciğim.
-
38. galatasaray tarihinin en kötü futbolcusu
(bkz: dominic iorfa)
hiç kimse bunun kadar verimsiz olamaz.
hiç unutmam, o dönem galatasaray'ın başında mustafa denizli vardı ve şöyle bir demeci vermişti: iorfa'ya futbol oynamayı öğreneceğim. -
39. fatih terim'in futbol sistemi
taktik ve teknik bilgisi çok iyi olmasa milan ile 2 yıllık sözleşme imzalayamayacak teknik direktörün futbol sistemidir. genellikle defansı önde kurup, üçüncü bölgedeki presiyle topu hızlı kazanmak ve topa sahip olmak üzerinedir.
düzenli aralıklarla mal değnekleri toplanıp kendisini eleştirir. onlar için de biraz fatih terim bilgisi verelim, bilgi iyidir.
şenol güneş, aykut kocaman ve ersul yanal’ın toplamına eşit sayıda kupa kazanmıştır *. beşiktaş’ın 7, fenerbahçe’nin 6 kez katıldığı şampiyonlar ligi’ne fatih terim 8 kez katılmıştır *.
edit : burun mu o uyardı. milan’da 13 maçta 8 galibiyet, 2 mağlubiyet almış hoca. onu da eklemiş olalım. -
40. kek yapacaklara tavsiyeler
*sıradan bir fındıklı kek yaparken, fındıkları ezip biraz fırında bekletmek farklı bir tada ulaşmanızı sağlayabilir.
* kuru meyve kullandığınız keklerde, meyveleri önceden biraz un ile karıştırmak kekin içerisinde dağılmalarını kolaylaştıracaktır. aynı durum damla çikolata ve havuç için de geçerli.
* türk kahvesi seven ve bu tadı kek ile birleştirmek isteyenler; keki hafif yakabilirsiniz.
* fırının kapağını açmadan keki kontrol etmek için hafifçe fırına vurabilirsiniz. kek fazla titriyorsa daha zaman var demektir.
* sadece çok sevdiğiniz insanlara kek yapın, kek önemli. sevgiler. -
41. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular
ablalarım merhaba,
ben şimdi aranızdan biriyle evlenmek istiyorum. ama bazı şartlarım var.
öncelikle gelip beni annemden babamdan isteyeceksiniz. çünkü ben kişiliksiz, kimliksiz, yetişkin olamamış, kendi kararlarını alamayan bir sefilim. anam babam izin vermeli ki sizinle evleneyim.
sonraki şartım ise nişanlılığımız boyunca beni hediyelere boğmanız. çünkü ben kraliçeyim, pardon kralım ve şımartılarak, hediyelerle yüceltilerek yaşamayı hak ediyorum. eğer aldığınız hediyeleri beğenmezsem, eğer cimri olduğunuzu düşünürsem, nişanı atarım.
üçüncü şartım ise annemin size vereceği takı listesini alıp getirmeniz. bu takı listesinde duruma göre, toplamda 200-300 bin liralık mücevher olabilir. bana rolex saatler, altın gömlek düğmeleri vs... anneme, teyzeme, babama, halama falan da bir sürü mücevher alınacak. çünkü ben sefil, leş karakterli, evleneceğim kadını maddi anlamda sömürerek ailemi zengin etmeyi ve bu amaçla malafingomu pazara çıkarmış bir kancığım.
son olarak da, bana çok güzel bir düğün yapmanızı istiyorum. en az yüz bin liralık, çok gösterişli bir düğün olmalı ve bu düğün sırasında da hem benim akrabalarımın, hem sizin akrabalarınızın taktığı tüm hediyeleri, takıları ben alacağım. ayrıca düğün boyunca fotğraflar çektirip çektirip sosyal medyay basıp, bakın ben kraliçe, pardon kral oldum diye tüm akranlarıma hava atacağım. çünkü ben ciğersiz bir ruh hastasıyım. evliliği de iğrenç kral egomu tatmin edecek bir araç olarak kullanmak istiyorum.
şimdi, benimle evlenmek isteyen sözlük kızlarından özel mesajla teklif bekliyorum. teklifleri, detaylı şekilde yazarsanız, hepsini bir araya getirip en iyi tekliflere cevap vereceğim.
cimri kızlar mesaj atmasın. -
42. michael frey
yeteneksiz falan ama at gibi koşuyor garibim ya.
inşaat işçisi gibi beslemek lazım bunu, maçtan önce basacaksın bütün ekmek arasına pirinç pilavını bütün sahayı 30 kere koşturacaksın. -
43. 40. vodafone istanbul maratonu
maraton boyunca yolların kapalı olmasına bozulanlara hak vermiyorum kesinlikle. tarih belli, saat belli, hangi yolların kapalı olacağı belli. tamam plansız programsız bir milletiz ve ata sporu olarak kervanı yolda dizeriz, kabul. ama bu küfür kıyamet neden? bakmamışsın işte abicim. yaşadığın şehirden bir habersin. sende suç. ha pardon gerçi, annen küçükken sen düşünce yeri dövüyordu değil mi? yıllar sonra yine başına gelenler başkasının hatası oldu. ya sabır!
-
44. 10 bin fizyoterapist atama bekliyor
ben de uganda dili ve edebiyatı okudum. devlet bize bohmir
-
45. bohemian rhapsody (film)
queen hayranı olmayan ve we will rock you, show must go on, bohemian rhapsody gibi kült şarkıları dışında 1 tane bile queen şarkısı bilmeyen şahsımı çok etkileyen filmdir.
filmde bazı kronolojik ve tarihsel hatalar varmış ama bunları anlamak icin cidden büyük bir queen hayranı olmak lazım. bu yanlışlıkların da hatadan ziyade senaryoyu güçlendirmek için yapıldıgını düşünüyorum
--- spoiler ---
özellikle live aid konseri sahnesi mükemmeldi, freddie'nin kameraya öpücük atması, piyano üzerindeki bira-pepsi bardaklarına kadar en ufak detayı bile atlamamışlar cidden helal olsun.
rami malek de çok iyiydi. hem oyunculuk olarak hem de tip olarak freddie mercury'nin birebir aynısı olmuş.
--- spoiler --- -
46. beşiktaş
puslu, karanlık günlere ne yazık ki geri dönmüş takımım.
bir takımın başarısı için dört unsurun görevini tam ve düzgün şekilde yapması yeterli. başarıdaki %25 pay yönetimin, %25 pay teknik kadronun, %25 pay takımın ve %25 pay taraftarın. 2016 ve 2017 şampiyonluklarında bu 4 unsur da görevini mükemmele yakın yaptı.
feda dönemi sonunda doğru bir politikayla sarsılmaz görünen temeller inşa etti beşiktaş. kaliteli bir iskelet, isimleri değişse bile kalitesi değişmeyen domine bir oyun, çiçeği burnunda stat, oturmaya başlayan ve insana "bir şekilde atarız" rahatlığı veren winner karakter...
bu dönemden sonra dünya futbol tarihine nacizane ilgisi olan bendenizin objektif olarak beklentisi, rakiplerin son derece kötü yönetimleri ve toparlanma süreçleri de göz önüne alındığında senelerce sürecek bir ambargoydu. lyon'un ligue 1'de 2001-2008 arasıda yaptığı gibi, bayern'in bundesliga'da 2012-2018 arasında yaptığı gibi, juventus'un seria a'da 2011-2018 arasında yaptığı gibi bir seri bekliyordum.
çünkü bu takımlara bu serileri yaptıran, profesyonel ve doğru yönetilmeleriydi. bizde de rakipler kötü yönetildiği ve ffp kıskacında olduğu için işleri yolunda giden ve gitmeye meyilli olan tek takım beşiktaş görünüyordu. özellikle 2017'de rakiplerine 13'er puan fark atan beşiktaş, bize aydınlık günlerin hiç bitmeyeceğini müjdeliyordu adeta.
ama aydınlıkları bulmak için kan, ter, gözyaşı akıttığımız beşiktaş'ı bugün liderle arasındaki farkı 6'ya indirmek için sahaya çıkarken görüyoruz. hem de rakiplerin maddi anlamda bizden daha borca batık ve kadrolarının daha zayıf olduğu bir sezonda. beşiktaş tarihinin belki de en kolay şampiyonluğunu almamız gereken bu sezonun üçte birini, yedinci sırada bitirdik. bugün karanlık günler yaşadığımızı kimseden gizleyemeyiz. bunun uzun süreli olmaması için çalışmak zorundayız. bu da hataları tekrar tekrar hatırlamaktan, ezber etmekten geçer.
türk futbol tarihine 5 yıl ambargo koyması işten bile olmayan beşiktaş'ın, nasıl daha ligin başında "en azından ikinci olalım" kafasına geldiğini beşiktaş'ın dört unsuru ve yapılan hatalar üzerinden hatırlamaya çalışalım.
yönetimsel hatalar:
- scout transferlerini terk edip, menajer transferlerine geçiş yapmak.
- kendini kanıtlamak isteyen iştahlı ve düşük maliyetli iskeleti bozup, yerini veteran oyuncularla doldurmak.
- yönetim içinde gruplaşmak, grubun dışında bulunan yöneticilere karalama kampanyaları başlatmak ve bu isimleri eninde sonuna yönetimden uzaklaştırmak.
- beşiktaş'ın alenen hakkının yenmesini fazla yumuşak ve iyi niyetli karşılamak, kimseyle kötü olmayayım derken beşiktaş taraftarıyla kötü olmak.
- taraftarla fazla uğraşmak, her ufak eleştiride taraftarı suçlamak.
- takımın başarılarında şenol güneş'e verilen paydan rahatsız olmak, hocaya sürekli "patron benim" mesajı vermeye çalışmak.
- oyuncu satış rekorlarına, iki yıl üst üste şampiyonluğa, şampiyonlar ligi turuna, avrupa ligi çeyrek finaline, ürün ve kombine satış rekorlarına rağmen kulüp personeline, oyunculara ve hocaya zamanında maaş vermekte zorlanmak.
- transferleri aşırı geciktirmek, hiçbir oyuncuyu ilk sezon başına kampına yetiştirememek.
- transfer dönemlerinde sürekli aynı isimlerde mekik dokumak. scouting sorumlusunun 2 senede 5 kez brezilya'ya gitmesi ama brezilya'dan hiçbir oyuncu transferinin gerçekleşmemesi.
- hocanın istediği bölgelere transfer yapmamak.
- 2018/19 sezon başında stadın zeminin aldığı durum ve takımı lige patates tarlasında başlatmak. bundan şikayetçi olan hocayı "bahane bulmayalım" diyerek azarlamak.
nasıl çözülür:
- ilk planda tamamen rakiplerin çok kötü olması sebebiyle devre arasına yarışta gireceğimizi düşünüyorum. bu büyük fırsatı kaçırmamak adına hocanın istediği doğrultuda tüm eksikleri gidermek, takımda fazlalık yapan oyuncuları ufak hesaplar yapmadan göndermek ve bu oyuncuların maaşlarından kurtulmaya bakmamız gerekli. hocanın kesinlikle isteyeceğini düşündüğüm forvet mevkiine tartışma bırakmayacak bir isim şart. akmasına kokmasına gerek yok, bir adet gol geçmişi ve dribblingi olan bitiricimiz olsa ilk devrede bambaşka bir tabloya bakıyor olurduk.
- 2019 mayıs'ında başkanın değişeceğini düşünmüyorum. ama bu seçimde yöneticilerin iyi seçilmesi, bu takıma kattıkları sınırlı olan yöneticilerin artık kadroda yer almaması gerekiyor. işini iyi yapan ve lobi faaliyetleri sebebiyle yönetim dışı kalmış kişilerin hak ettikleri yere geri dönmesi geçiyor içimden ama dargınlıklar çok büyük. pek umudum yok ama olması gereken bu barışma.
- beşiktaş'ın hakkını yiyenlere gecikmeden diş göstermek, taraftarla arayı düzelmek, maddi yönden taraftarın aklındaki soru işaretlerini gidermek, yönetim içindeki saçma sapan gruplaşmayı ve güç çatışmasını sonlandırmak kesinlikle gerekli.
- iştahlı, başarıya aç ve kendini kanıtlamaya istekli oyunculardan kurulu beşiktaş'ı geri getirmek ve takımı gençleştirmek bir başka hedef olmalı. isimli oyuncuların yüksek yıllık bedellerle oynayasının gelmesini bekleyeceğimize kendini kanıtlamak isteyen çocukların çabalarını izlemeliyiz.
- scout sistemi kesinlikle geri dönmeli. beşiktaş'ın her mevkide en az 3 oyuncusu olmalı imzaya hazır beklettiği ve sürekli olarak izlediği. beşiktaş gibi bir takımın transferin son gününde burak yılmaz'ı almaya çalışması kabul edilebilir değil. 20-25 yaşında, burak'ın çeyreği maaşa oynayacak sayısız oyuncu var ki beşiktaş'a gelseler canlarını dişlerine takarlar. ama birinin onları bulması ve getirmesi gerekli. şuanki kadro bunu yapmakta hiç becerikli değil.
teknik hatalar:
- 2017 başından itibaren tutmadığı belli olan kanat oyun planında ısrar, 15/16'daki pas oyununa dönüşte gönülsüzlük.
- genç oyunculara yeteri kadar şans verilmemesi. sezon başında kafaya yerleşen kadronun ekstrem şartlar dışında değişmemesi.
- oyuna müdahelelerde çoğu zaman geç kalınması, dakika 70 olmadan kolay kolay değişiklik yapılmaması.
- 2017 yılından itibaren öne geçince skoru korumaya oynanması. 2015/16'da deplasmanda öne geçince ikinci forveti oyuna sokan ve işi bitimeye çalışan hocanın, iç sahada atılan golden sonra bile temkinli oynamaya başlaması. yeteri kadar cesur ve kararlı hücum edememek.
- takımdaki önlenemez bitiricilik sorunu. bu sadece oyunculara bağlı değil, antrenmanda eksikliğe bağlı. maç başına ortalama 2 kere karşı karşıya gol kaçırıyoruz. son 2 penaltımızı kaçırdık. kaleciyle karşı karşıya hangi oyuncu kalırsa kalsın "gol olur" diyemiyoruz.
- aşırı duran top kazanan beşiktaş'ın duran top organizasyonlarında felaket olması. düşük orta yüzdesi. duran topları kullanan isimlerin tartışmalı olması. örneğin takımın forveti sadece quaresma ve oğuzhan oyunda değilken penaltı kullanabiliyor. italya'da duran toplarda sıkça etkili olan ljajic'in ancak quaresma ve caner oyunda değilken duran top kullanabiliyor.
- forma adaletinde yaşanan çeşitli soru işaretleri. iyi performans gösteremeyen ilk 11 oyuncularından kolay kolay vazgeçememe.
- 1 senedir takımın tüm kırılma maçlarına eksik motivasyonla çıkması ve hemen her kırılma maçını kaybetmesi.
nasıl çözülür:
- anormal bir durum haricinde hocanın sezon sonuna kadar takımın başına kalacağını düşünüyorum. şampiyonluk halinde sözleşme uzatılır, aksi halde yüksek ihtimalle uzatılmaz. bu sezon için tüm teknik kadronun vites yükseltmesi şart.
- tamamen yeni bir oyun planına geçmemiz gerekiyor ki başakşehir ve genk maçlarında bunun sinyallerini aldık. önde baskıya dayalı, rakibi bunaltmaya ve hataya zorlamaya dayalı bu oyun devamlı olmalı. bu oyun beşiktaş'ı devreye zirvede bile sokabilir. genk gibi kompakt bir takıma işleyen sistem, ligimizdeki tüm savunmalara büyük hatalar yaptırır. aynı zamanda genk maçında 4 yılın en az orta açtığımız maçını oynadık. sadece 4 orta yaptık. bu akşamki maç bu konuda fikir verecek. o oyunu devam ettirirsek sorunların çoğu çözülür.
- takımdaki vurdumduymaz oyunculara karşı genç ve az şans bulan oyuncuları oynatmaktan çekinmemeliyiz. beşiktaş hiçbir oyuncuya muhtaç değil. bunu tüm oyuncuların anlaması lazım.
- bitiricilik ve duran top antrenmanlarda çok sık çalışılmalı. hatta bitiricilik konusunda bana göre antrenmanda ceza sistemi getirilmeli. 36 yaşında bir oyuncunun kaleciyle karşı karşıya kalınca ne yapacağını şaşırmasına tahammül edemiyorum ben şahsen.
- acımasız ve cesur oynamalıyız. beşiktaş bu ligde 10 gol atmış bir takımdır. bulabildiği kadar atmak, gözdağı vermek bu kulübün karakterinde var. skoru ne zaman korumaya oynadıysak koruyamadık bu sezon. artık işi bitirmeye oynamalıyız. bu konuda da gelişmeler vardı genk maçında. genk'e karşı 85. dakikaya kadar devam eden 6 oyuncuyla önde baskı güzel sinyaller verdi. beşiktaş budur işte. işi bitirmeye oynar. kapanmaz ve çekinmez.
oyuncu grubunun hataları:
- 2017/18 sezonunda şampiyonlar ligi'yle ligi götürebilsin diye kurulan geniş rotasyonlu kadro bizi her ne kadar sevindirse de beşiktaş'a büyük bir kötülük oldu. oynamayan her oyuncu muazzam bir hızla motivasyon kaybediyor. kimisi hocaya cephe alıyor ve belki kimisi de takımı sabote ediyor.
- takım içinde bir oyuncu hata yaptığında hemen her oyuncu ilk olarak dönüp hocaya bakıyor ve isyan ediyor. oyuncuların tamamı gruplaşmış durumda. herkes birbirinin ayağını kaydırmaya çalışıyor. her oyuncu kendini hoca sanıyor ve hocanın kurduğu kadroya muhalefet oluyor.
- genk maçındaki baskılı oyuna kadar oyuncuların genelinden puan kaybında reaksiyon göremedik. önünden geçen topa ayak uzatmaktan imtina eden, geri koşmayan, rakibi baskı altına almayan oyuncular beşiktaş'ın oyuncu grubunun en büyük problemi. taraftarın "ruh yok" dediği tam olarak bu. genk maçındaki beraberlik bile bizleri bu yüzden umutlandırdı. takımın ruh gösterdiği ilk maçtı bu sezon. devamı olur inşallah.
nasıl çözülür:
- beşiktaş'ın iskeletinin tamamen değişmesi gerekiyor. gereklilikten çok bu bir zorunluluk zaten çünkü çoğu oyuncunun yaşları geldi. beşiktaş'ın sözleşme yenilmeye değer oyuncusu bir elin parmaklarını geçmez. "kesin kalsın, asla gitmesin" diyeceğimiz oyuncu sayısı da hakeza bir elin parmaklarını geçmez. miadı dolan kadrodan gidebilen herkes gönderilmeli veya sözleşmeleri yenilenmemeli.
- şuandaki oyuncu grubundan herhangi bir oyuncu kariyerinde yükselme yapmak istiyorsa son şansı bu sene. bu sene beşiktaş şampiyon olamadığı takdirde tüm oyuncuların kariyeri aşağı doğru gider. vurdumduymazlık bırakılmalı, sadece beşiktaş'ı değil kendi kariyerlerini de kurtarmak için oynuyorlar.
taraftar hataları:
- başarılı dönem bittiği gibi anında bin parçaya bölündük. herkes birbirini birilerinin adamı olmakla suçladı. karşıt görüşlere, fikir ayrılıklarına tahammül kalmadı. herkes birbirini beşiktaş'a ihanet etmekle suçlamaya başladı.
- gerçekçi kitle bu takıma en lazım olan kitle. gereksiz iyimser ve gereksiz kötümser tipler ortaya çıktı. gereksiz iyimserler olur olmadık umut pompalarken, gereksiz kötümserler de haklı çıkmak için takımın başarısızlıklarını beklemeye başladı.
nasıl çözülür:
- hepimizin hedefi bir. sadece bu hedefe giden yollarda fikir ayrılığına düşüyoruz. sürekli çatışmayı, birbirimize saldırmayı, birbirimizi bir şeylerle itham etmeyi bırakmalıyız. güneş yine bulutların ardına girdi ve tekrar aydınlıklara ulaşmak için uyanık olmalı, hataları konuşmalı, gerçekçi bir mücadele içinde olmalıyız. beşiktaş'a nasıl sırt çevirmiyorsak, birbirimize de sırt çevirmemeliyiz. yıllardır aynı şeylerle mutlu olan, aynı şeylere üzülen, aynı efkara ve aynı sevince düşen insanlarız. kavgamız beşiktaş'a karşı olanlara olsun.
aydınlık günler and olsun geri gelecek. ama ne zaman gelecek? yine 15 yıl mı bekleyeceğiz yoksa hemen bu geceden mi başlayacağız aydınlık günlere, bunu ancak hatalarımızdan dönme süremiz belirleyecek. ne zaman şapkamızı önümüze koyarsak, ertesi gün boğaz'ın üzeri tekrar ak-kara bayraklarla dolacak.
beşiktaşlılığın her anı mücadele. mücadele de bizi zorlamaz, mücadelesiz hangi başarımız var ki bu ülkede? yeter ki sonunda zafer bizim olsun.
zafer bizim olacak! -
47. bir kadına edilecek en güzel iltifat
“bütün insanlar hayvandır, sen benim için tek insansın!”
maksim gorki -
48. football manager 2019
japonya ve katar milli takımlarının copa amerika'ya katılması gibi saçma bir hatası olan oyun.
edit: gelen bilgilendirici mesajlar ile öğrendim ki, oyun hatası falan değilmiş gerçekten japonya ve katar özel bir davet ile gelecek yıl copa amerika'ya katılacakmış. bu nedenle buradan football manager ekibinden cehaletim nedeniyle özür diliyorum. -
49. o_o/
aklına birşey gelince öğretmenine sormaya hazırlanan öğrenci.
-
50. şu anda çalan şarkı