emrah emrah13
profili

  • tüm evlilik sürecindeki en anlamsız gelenek

    kuzeninin bundan kaç yıl önce sikindirik bir dış çekime 6 bin lira verdiğini bilen ve dün de bir arkadaşının evlilik teklifi için 55 bin liralık yüzük (kız o marka ve modelde ısrar etmiş çünkü) aldığını duyan biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, evlilik teklifi ve dış çekim denen nanelerdir kesinlikle. (bu arada arkadaşım 17bin lira maaş alıyor)

    zira nişan, kına veya kız isteme gibi gelenekler, her iki aileden de çoğu kişinin talep ettiği ve ne yazık ki biraz da anne babaların " geri kafalılığı " yüzünden kabul edilen olaylar.
    daha doğrusu, yaşlı ve gelenekçi insanlara laf anlatılamadığı için mecbur olur denilen şeyler.

    fakat bu iki aşama ise, sadece ve sadece bir kişinin keyfiliğine bağlı olan bir şey.

    çünkü bu aktivitelerin ikisi de, bekarlıklarında kendileri için en fazla iki yüz liralık gümüş takı almış tiplerin, evlilik bahanesi adı altında görgüsüzlüklerini dayatmalarının bir sonucu. ve başka da bir nedeni yok.

    o yüzden, bunu okuyan sevgili hemcinslerime sesleniyorum!; size bu iki soygunu dayatan kişilere asla taviz vermeyin ve binbir emekle kazandığınız paranızın kıymetini bilin lütfen.

  • masterchef türkiye

    ben yarışmayı takip etmiyorum ama okuduğum kadarıyla çoğu kişi şeflerin ukalalığından ve barzoluğundan dem vurduğu için yazıyorum; arkadaşlar, yıllardır bu sektörde çalışan biri olarak söylüyorum, kesinlikle kurgu yok; evet, şeflerin çoğu bu karakterdedir. orada çalışan biriyseniz eğer onları dövmemek için kendinizi zor tutarsınız, emin olun.
    meselâ onlardan sonra da barmenler gelir.

    hatta, size, bu sektördeki dayaklık sıralamasını da yazayım;

    şefler > barmenler > valeler > bulaşıkçılar

    evet garsonları yazmadım. çünkü garsonlar cidden bu sektörün en efendi personelleridirler. ki en büyük yük de onlardadır.
    garsonlar iyidir, üzmeyin onları..

  • muharrem ince

    basın toplantısı editi: `*al işte komediye gelin!
    şu an devam eden basın toplantısını, ntv bile canlı gösterirken, halk tv birkaç dakika gösterip yayını kesti. neden diye bir düşünün bakalım?

    **a haber'in onu yayınlaması; ve buna bağlı olarak, akp'nin şu an için chp'nin başına kendisinin geçmesini istemesi tabi ki normal; çünkü bu sayede, belki de iyi parti - chp - hdp bloğu dağılacak. bu da akp'nin işine yarayacağı için, eskiden değil ama şimdilerde ince'nin genel başkan olmasını istiyor olabilirler. fakat bu, onun akp ile bir iş birliği içinde olduğunu göstermez. böyle saçma bir mantık olabilir mi?

    ***ayrıca; ince genel başkan olduğunda, chp'nin son seçimde aldığı milliyetçi ve kürt oyları alamaz teorisi de ayrı bir komedi.
    yani neden böyle bir şey olsun ki? daha doğrusu, kılıçdaroğlu var diye chp'ye oy verip, ince geldiğinde oy vermeyecek kitle vermesin zaten, akıl tutulmalarına devam etsin.

    bugünkü tartışmaları bir yana bırakarak bir şeyi çok merak ediyorum; kendisi hakkında, cumhurbaşkanlığı seçiminden beridir devam eden ve buna bağlı olarak birçok seçmeninin de kendisine sırt çevirmesine neden olan şu '' 24 haziran gecesi kendini bitirdi '' kampanyası bir tek bana mı anlamsız geliyor?

    yani sırf bu yüzden kendisine bir daha oy vermeyeceğini söyleyen, ve gördüğüm kadarıyla sözlükte de bolca mevcut olan bu insanlar ne kadar saçmaladıklarının farkında değiller mi acaba?

    *recep tayyip erdoğan %52,6

    *muharrem ince %30,6

    siz şimdi, böyle net bir kayıp söz konusuyken, kendisinin tvlere çıkıp bunu savunmasını veya bu sonuçlara itiraz etmesini mi istiyordunuz/bekliyordunuz?

    mesela ekranlara çıkıp '' evet maalesef kaybettik '' dese, bütün bu tartışmalar olmayacak ve onu sevmeye devam mı edecektiniz? bu mudur yani?

    aradaki fark, istanbul seçimi gibi kıl payı olsaydı, tabi ki o da çıkar itirazını da ederdi, sonuçların arkasında da dururdu.

    fakat o ne yaptı? tam da ondan bekleneni yaptı; yani kaybetmeye tahammül eden biri olmadığı için; ve de fark bu kadar net olduğudan dolayı sessiz kalmayı tercih etti. olay bu kadar basit.

    ayrıca, '' adam kazandı '' da bence gayet makul bir açıklamaydı.
    ne yani, ülkenin cumhurbaşkanıyla ilgili nasıl bir hitap kullanmasını bekliyorsunuz, deli misiniz?

    edit:

    https://www.youtube.com/watch?v=tgwvitnkcga

    bakın bu video, 24 haziran gecesine ait. bülent tezcan, inatla seçimin ikinci tura kaldığını söylüyor.
    şimdi sırf açıklama yapmak adına, çıkıp böyle aldatıcı bir açıklama yapıp boş umut dağıtmak daha mı iyi?

  • rahmi turan

    yaptığı haber sonrası, belki de çok önemli bir siyesetçinin siyasi kariyeri bitecek; bir siyasi partinin kurumsal yapısı zarar görecek; ve öte yandan, ülkenin cumhurbaşkanı töhmet altında kalacak ama kendisi hala '' ben duyum aldım ve kaynağı açıklamam '' diye inat ediyor.

    hem ince'nin, hem erdoğan'ın, hem de chp'nin kendisine ayrı ayrı dava açması gerekiyor.

    tanım: '' duyum almak '' lafını çok yanlış anlamış gazeteci. bir de duayen diyorlar. yersen!

    edit: bakın şimdi yayına uğur dündar bağlandı; ve aynı kaynağın, haberi önce kendisine getirdiğini, fakat kanıt olmadığı için bunu kullanmanın doğru olmadığını ve bu yüzden de kullanmadığını söyledi. etik gazetecilik budur işte.

    bu durumda, rahmi amcamızın çok pis oltaya geldiği anlaşılıyor. olay bu kadar basit.

  • erkeklerin kadınlarda baktığı ilk yer

    sol elin dördüncü parmağı

  • şu an okunan kitap

    kitap okumak güzel şey. aferin herkes okusun. fakat, entryye kitabın adıyla birlikte;

    - peki neden bu kitabı tercih ettin?
    - kitap şimdilik nasıl gidiyor, ilk görüşlerin nelerdir?
    - meselâ bu yazarı neden okumalıyız ?

    gibi ufak tefek anekdotlar yazılmadığı sürece burası, '' bak işte kitap okuyorum ben öhhöm öhhöm '' şeklinde yorumlanan ve hava atılan bir başlık olarak görülecek haberiniz olsun.
    zira, şuraya gelip sadece kitap adı yazmanın, maaş yazmaktan hiçbir farkı yok. kimse kusura bakmasın.
    yoksa, sizin ne okuduğunuzdan kime ne?

  • en güzel bira

    yazılanları okuduğum kadarıyla; içimi zor olan ve alkol oranı yüksek olup çabuk sarhoş eden sert biraların, en iyi biralar olduğu algısının sözlükte de geçerli olduğunu görüyorum.
    sanırım bunu diyenler, hazırlanması en zahmetli olan ağır yemeklerin, en lezzetli yemekler olduğunu da iddia ediyorlardır. oysa ki durum hiç öyle değil. benim için iyi biranın mantığı çok basittir;

    - içimi kolay olacak
    - içerisinde baskın tatlar, kokular olmayacak
    - içince ağızda acı bir tat bırakmayacak
    - arka arkaya firesiz içilebilecek, çabuk sarhoş etmeyecek
    - hem yemekle hem de tek başına rahatlıkla içilebilecek
    - çabuk ısınmayacak
    - köpük sıvı oranı dengeli olacak
    - içince vücudu hantallaştırmayacak

    işte bunları bünyesinde barındıran, dünyada da bu sebeple sayısız defa ödüller almış ve benim de favorim olan üç bira: heineken, budweiser ve corona'dır.

  • bir dikişte jagermeister'i bitiren kız

    kız güzel*ama olay fake.
    jager'i bilen biri buna inanmaz zaten.

  • gelir arttıkça mutluluğun kaybolması

    yoktur öyle bir şey; sadece fakir tesellisidir.

  • 1.55 boya sahip kızlardaki özgüven kaynağı

    özgüven konusunu geçiyorum. çünkü başlıkta, asıl değinmek istediğim bundan daha önemli bir nokta var. o da şu boyla dalga geçme mevzusu.
    yani bir insan, birinin elinde olmadığı allah vergisi bir durumla neden dalga geçer ?
    o zaman bu mantıkla, buna gülenler engelli kişilerle de dalga geçiyordur desek yanılmayız sanırım.
    çünkü, bana göre ikisi de aynı şey.

  • ekşi itiraf

    bu başlık başta olmak üzere 00.00 da girildiğini gördüğüm her entryyi seri eksiliyorum.
    hele ki '' trajik '' bir olay anlatıyorsa eğer daha bir sert basıyorum !

  • ateist biriyle sevgili olur musunuz röportajı

    videoyu az evvel hamile bi arkadaşımla birlikte izledim. kadın '' ya benim çocuğum da bunlar gibi olursa ? '' diye endişelenmeye başladı.

    şimdi onu videonun kurgu olduğuna ikna etmeye çalışıyorum.*

  • yakışıklı erkek denince akla gelen ilk erkek