1-profesör
2-ceza hukukçusu ve öğretim üyesi
3-eski istanbul barosu başkanı
4-laik ve atatürkçü
5-nüktedan bir üslüp sahibi
6-hiçbir pisliğe bulaşmamış,tertemiz bir kariyer
allah aşkına 8 seçim kaybetmiş kılıçdaroğlunda olup şu adamda olmayan ne var biri bana söylesin?
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. ümit kocasakal
-
2. ufak tefek cinayetler
merve serhan için abisini harcamış ama burada "o aslında serhan'ı değil serhan'ın eşi olmayı seviyor." diyen yazarlar var. pardon evliliği ne zannediyorsunuz siz. her daim güller her zaman aşk ve romantizm mi! geçiniz yahu! zaten öyle evlilik olmaz, evlilik "iyi gün kötü gün" kombinasyonudur; merve de kadın gibi kadındır.
oya da sümsük bir metrestir, burcu'dan tek farkı pasifliğidir. yani yukarıda başka bir arkadaşın dediği gibi metres metrestir!
merve anamız, sarmaşık yuvamız! -
3. tarkan'ın en iyi şarkısı
bence değeri bilinmeyen şarkılardan biri olan(bkz: sen başkasın)
-
4. canlı yayında kızının arkadaşını döven anne
dövme falan değil bildiğiniz işkence tekme tokat girişmişler muhtemelen yaş da 18'den küçük hürriyetten yoksun bırakma da var soyarak belki de o şekilde fotoğraf çekerek taciz tehdit şantaj da...emniyet görüntüleri ihbar kabul etmiş bence kan alacaklar zaten alsınlar da ...
-
5. gençleri ölüme götüren yeni trend
(bkz: doğal seleksiyon)
bırakınız yesinler bırakınız içsinler. -
6. türk pasaportu
japonya ve güney kore dışında doğru düzgün hiç bir ülkeye vizesiz giriş imkanı sağlayamayan pasaporttur. ayrıca çoğu seyahatimde pasaport kontrolü sırasında diğer ülkelerin vatandaşları vızır vızır geçerken görevliler türk pasaportunu görünce kalacağım otelden dönüş biletime kadar türlü sorular sormuşlardır.
sonuç olarak ağırlığın "a"sına bile sahip olmayan pasaporttur.
bu hususun gelişmiş yabancı ülkelerin kutlu 2023 ve 2071 yürüyüşümüzü kıskanmalarından kaynaklandığını düşünmekteyim. sadece japonya ve güney kore kıskanmıyor.
edit: azerbaycan bile vize uyguluyor yazmıştım ancak bir arkadaş uyardı. uçakta doldurulan bir form ile vize alınabiliyormuş oradan. -
7. türklerin porno sektöründe geri kalma nedenleri
-
8. j. k. rowling
--- spoiler ---
sırlar odası bence serinin en kötü kitabı.
--- spoiler ---
--- spoiler ---
kitapları bilemeyeceğim, okumadım.
--- spoiler ---
entry: #73556558
bu iki cümle arasında sadece 4 cümle kurmuş.
kusura bakma da, bu şekilde entry girersen başına bir şeyler gelir.
tanım: harry potter serisinin yazarı. -
9. m. kemal'in yoldaşlarıyız askerleri asla değiliz
ben askeriyim nolacak aq.
siktirin gidin bu partiden. -
10. ronaldinho gaucho
futbolu bırakmış. biz susalım tweet konuşsun. belki gelmiş geçmiş en iyisi değildi ama izlemesi en keyifli topçulardandı.
"antepli ev arkadaşım memleketten getirdiği fıstığı sadece ronaldinholu barcelona maçlarında zuladan çıkarırdı. ronaldinho öyle topçuydu amk." -
11. sözlükçülerin en az 2 kez bitirdikleri dizi
aşk-ı memnu
beşir iki yakan bir araya gelmesin inşallah. -
12. evde tost yapıp işyerine getiren varoş kız
iş yerinde tost yapıp, komşu işyerinde çalışan kıza götüren, bir kız tanıdım yıllar yıllar evvel. hala sevgiyle anımsıyorum.
mezun olduktan sonra, ilk çalışmaya başladığım işyerine, yüz metre ötede, yapı malzeme satan bir dükkanda çalışıyordu bu kız. ilk iş deneyimimdi. öğlen yemeği için bir ayarlama yapılmamıştı, yakında gidebileceğim bir yer de yoktu. yapı markette çalışan o arkadaş benim öğlen yemeğini geçiştirdiğimi anlayıp, arada tost yapıp getiriyordu bana. şimdiye kadar, yediğim en kıymetli ve lezzetli tostlardı. şimdi kendi işyerimi yürütüyorum. ara sıra çocuklara evde tost yapınca bazlamadan, fazla yapıp işyerine de götürüyorum. sabah rutinleri bitip çay molası verdiğimizde, çayın yanında gayet iyi gidiyor bu tostlar. sonra keyifle işime devam ediyorum. varoş ifadesini, insanları yermek, küçümsemek için her fırsatta kullanan insanlardan da uzak duruyorum. -
13. eczacıbaşı'nın konuyu değiştir reklamı
çok hoşuma giden reklam serisidir. adamlar gençliğe ayna tutmuş.
serideki reklamlar
instagram story
metrobüs
siren -
14. ingiltere'de yalnızlık bakanlığı kurulması
adamlar ingilicce de biliyor, niye yalnız kalmış ki..
-
15. xiaomi
ilk başta japon şirketleri teknoloji piyasasını ucuz ürünler ile salladılar. pazarları ele geçirdiler. sonrasında da premium markalara dönüştüler. ardından tayvan ve güney kore aynı yolu izledi. şimdi de çin geliyor. onlar da gelecekte premium olacak. arkadan herhalde hindistan, orta doğu, afrika vs gelir.
-
16. ekşi itiraf
insanların ancak akşamın belli bir saatinden sonra bu başlığa yazmaya başlaması ve itiraf konularının %99'unun "karı kız" olması ve itirafçıların içten içe karşı cins ilgilisi bekliyor olması midemi bulandırıyor. hiç mi hırsızlık uğursuzluk yapan cinayet işleyen veya ne bileyim lisede 150 kişinin ortasında altına sıçanınız yok. üç nokta koyayım ki daha bir efkar olsun...
-
17. horoz dövüştürücülerin rte'yi oyla tehdit etmesi
pezevenkin birinin çıkıp karı satamıyok oy yok cumhurbaşkanım demesiyle eşit bir tehdittir.
ibnenin yaptığı iş legal sanki. -
18. sütyen kopçasını 3 saniyede tek elle açan erkek
aynı zamanda 3 elle 1 saniyede açan insandır.
-
19. eşcinsellik dizi ve filmlerde yaygınlaştırılsın
öncelikle böyle bir şeyin niye talep edildiği çok açıktır. alışın diye amk salakları. ısrarla "niye ki" diye soran tipler (hepsi silmiş entrylerini) , birisi "zeki müren gay miydi" diyecek olduğunda da "ne alakası var şimdi niye karıştırıyorsun" diye atarlanan gerizekalılarla aynı. ne demek niye ki? niye kadınla adam öpüşüyorsa o yüzden. elbette olmalıdır, olmadığı sürece toplum ve insanlar birbirlerine yalan söylemeye ve bu konuyu itelemeye devam edecektir, bu kadar mı zor bunu anlamak?
şimdi dönelim öbür tarafa, bu durum böyle bir türkiye'de, şu anda olmayacaktır, herkesin derdi kendine sanırım, kör müsünüz eşcinseller? kadınların hakkı olmadan eşcinsellerin hakkı olamaz bi toplumda, geçin o işleri. ben de eşcinselim. al işte üstteki entry'de "kırık"lar, "ibne"ler havada uçuşmuş yine (o da silmiş, hepsi ayrı delikanlı..). sen bu herifin ne öğreneceğini düşünüyorsun? sen bu herifin bırak seni, karşı cinsiyle ilişkisinin ne düzeyde geliştiğini düşünüyorsun? eşcinsellik aksine her zaman toplumun kafasına medya yoluyla çok daha radikal ve olumsuz örnekler ile kazınır. bunun amacının da insanların asla kabul etmemesini sağlamak olduğunu düşünüyorum. aşırı feminen erkekler, aşırı feminen ve rahat hareketleriyle sürekli televizyonlardadır, türkiye de bu hiç değişmemiştir. bu karakterler genelde öylesine sivridir ki, benim hayatımda böyle bir eşcinsel görmüşlüğüm bile yoktur. oysa yukarıdaki çomar bilmez ki spor salonuna gittiğinde "abi çok iyi basıyorsunnn ya" diye yanaştığı kaslı tip de eşcinsel, patronu da eşcinsel sevdiği futbolcu da her gün takım arkadaşıyla yatıyor vs vs. türkiye ve dünya televizyonlarında eşcinsellerin sürekli ayol diye konuşan, kadınlar ve erkekler arasında yol bulucu, sürekli ama sürekli feminen hareketleriyle ön plana çıkarılan tipler olarak gösterilmesindense hiç gösterilmemelerini yeğlerim. insanların kafasında sürekli olarak "yalnızlıktan geberen, işsiz, dedikoducu, herkesle yatmaya hazır, sevimli tip" imajı çiziliyor ve buna hiç gerek yok. bu sadece türkiye'nin problemi değil, günümüzde hetero adamların favori filmlerinden olan "fight club" kitabının bile eşcinsel bi yazar tarafından hetero erkek dünyasına sert bir eleştiri olduğunu çok az insan biliyor. ben açıkçası bunun bile halı altına süpürülmeye çalıştığını düşünüyorum, sadece türkiye'de değil. vicdansız ve beyinsiz onlarca hetero adam, vasıfsız yaşamlarının acısını bu televizyonda gördükleri eşcinsellerin namusuna küfrederek veya onları toplumdan soyutlamaya çalışarak çıkarıyor. eşcinsel işte budur türkiye toplumunda: her zaman olmuş, hiç bir zaman azalmamış, hep bilinmiş ama -"seviyor musun"? -"hayır kardeşim ağzını açıp hakkında bir kelime edemezsin, sevemezsin, el ele tutuşamazsın, hatta aslında sen şu işte de çalışamazsın, pek uygun olmaz sana"... televizyonluk, dizilik, filmlik bi iş yok. olay önce kafada. çevresinde onlarca arkadaşının eşcinsel veya biseksüel takıldığını adı gibi bilen, duyan insanlar bir filmde, dizide veya sokakta iki adamı el ele gördüğünde linç etmeye kalkacak veya linç edildiğini gördüğünde kılını kıpırdatmayacaksa, o toplum daha beklenen haysiyet ve onur seviyesine gelmemiş demektir. bu kocaman yalan bulutu, orada bir yerde havada durur, elbette tekil bireylerin değil, toplumun dayanışmasıyla ayakta kalır, herkes bu yalanın orada bir yerde asılı durduğunu bilir, kral çıplaktır, kimse konuşmaz ve bu durum her geçen gün toplumu daha da ikiyüzlü ve daha mutsuz bir hale getirmekten başka işe yaramaz. dünyada henüz kadına saygısız, doğaya saygısız, din tüccarı, ikiyüzlü, çocuklara hallenen, laik takılan ama hala tek derdi eşcinseller olabilecek çapsızlıkta, radikal dincilere çomar diyen ama bir şekilde mesele eşcinsellik olunca onlarla aynı paydada buluşuveren yavşaklıkta, bilimi siktir eden, felsefeyi hiç bilmemiş, birbirine zerre kadar güvenmeyen toplumlarda eşcinsel haklarının desteklendiği daha görülmedi.
eşcinsellerin, özellikle son yıllarda aklınıza gelebilecek her konuda ikiyüzlülük, magandalık, şerefsizliğin üst düzey örneklerini vermiş ve vermeye devam eden türk toplumundan saygı, sevgi vs aramaya ihtiyacı yoktur, bu hayalciliktir. eşcinsellerin, hala kadının yerinin tartışıldığı, kadının hiç edildiği, zamanında aşık olduğu kadınları, eski sevgililerini kesip biçebilecek şerefsizlerin yaşadığı bir toplumdan alacağı da hiç bir şey yoktur. bir eşcinsel ya türkiye'yi terk etmelidir ya da akıl sağlığını korumak için ne gerekiyorsa yapıp hayatta kalabilmelidir. bu ülkede "diva" olarak tanınan trans şarkıcı, ağzını açıp bir gün türkiye'nin trans cinayetlerinde avrupa birincisi olmasından söz etmemiştir, çünkü söz etseydi hala diva olamazdı, kalemi o an kırılırdı, yine de bu insan zerre saygıyı haketmez gözümde, işte bu kadar ince bir çizgi bu çizgi, bunu anlayabiliyor musunuz? zeki müren kendisiyle yapılan röportajda "unutamadığınız bir aşkınız oldu mu?" diye sorduklarında öyle bir bakar ve gözleri dolar ve doğru düzgün konuşamaz ki belki o zaman anlarsınız türkiye'de eşcinsellik ne demek. tüm bunları ve bu insanların kim olduğunu, ne olduğunu bilen toplum, bu soruyu ne kendisine, ne komşusuna sorar, kimse "napacağız bu insanları, sevmesinler mi? sevilmesinler mi?" demez, hatta o kadar "adamdır", o kadar "onurludur" ki bu toplum, sizin belki yıllarınızı verdiğiniz ilişkiniz hakkında aklına gelebilen tek şey üzerinden "hak yolu bok yolu" esprisi yapar, sonra da gider bi türk dizisi açıp, sevdiği kızı iki bölüm sonra tokatlayacak apaçinin attığı tiratlara ölür-biter, "adamsınn", "işte aşk budur" der, sizin sevginiz, mücadeleniz bir hiçtir. eşcinsellik ve bu insanların neler yaşayarak büyüdüğü, buraya her konu açıldığında umarsızca yazan onlarca şerefsiz için bir hiçtir, hiç! sizin bu konuyu anlatmaya çalışmak istediğiniz insanlar, başarısız oldukları her ilişki sonrası buraya "erkeklerden erkeklere öğütler" sayfasına, kadınlar ile ilgili ağıza alınmayacak hakaretler yağdıran vasıfsız, agresif ve onursuz tiplerdir. yani eşcinseller; ezikliği bırakın, bunu anlayın, bir tek kendiniz ve sevdiğiniz insan var bu dünyada, tıpkı bir çok seküler hetero çiftin, bir çok kadının hayatta kalmaya çalıştığı ve hissettiği gibi.. çünkü bu toplum, yüzleşmesi gereken her ama her şeyden kaçan korkakların, daha karşı cinsiyle ilişkisi ilkokul çocuğundan hallice tiplerin, korkularından ötürü her gün birbirlerine ne kadar agresif, ne kadar "adam" olduklarını gösterdikleri bir sirktir. -
20. 1.55 boya sahip kızlardaki özgüven kaynağı
özgüven konusunu geçiyorum. çünkü başlıkta, asıl değinmek istediğim bundan daha önemli bir nokta var. o da şu boyla dalga geçme mevzusu.
yani bir insan, birinin elinde olmadığı allah vergisi bir durumla neden dalga geçer ?
o zaman bu mantıkla, buna gülenler engelli kişilerle de dalga geçiyordur desek yanılmayız sanırım.
çünkü, bana göre ikisi de aynı şey. -
21. thy'nin emanet edilen yolcuyu kaybetmesi
ust edit: durumu yargilamadan once sunlari lutfen idrak edin.
1. dedemiz yatalak degil. otur denilen yerde 2-3 saat oturabilecek birisi. entry kasmak icin metro turizm bagajina golden kopek koymusuz gibi muamele yapmayin lutfen.
dedemize göz kulak olun ehi ehi üzmeyin deyip arkamızı dönüp gitmedik. bilet alırken bildirim yapılan ve thy'nin sağlamayı taahhüt ettiği bir hizmet var. nedir bu hizmet? yolcu yürüme güçlüğü çekiyorsa 2. kontrol noktasında tesliminizden itibaren uçağa binme ve varış noktasında uçaktan inene kadar yardımcı olma taahhüdü. dedeyi terkedip arkamızı dönüp gitmişiz gibi çok acımasız yorumlar var. ayrıca bu yolcular gözetim altında tutulur. sektör içerisinde olan arkadaşlar çok açık şekilde yazmışlar nasıl olduğunu. üzerimize düşen tüm görevi gerçekleştirdik, nedir bunlar? bilet alırken gerekli bildirimi yapmak ve 2. güvenlik noktasında yer hizmetlerine teslim etmek. ben yolcumla oturacağım diyemiyorsunuz, yolcunuzu alıp refakat odasına götürüyorlar uçağın kalkışına kadar burada bekletiyorlar. uçağın indiği noktada da teslim alacak kişiye teslim ediyorlar. bu dakikadan sonra da thy'nin sorumluluğu başlıyor. ayrıca istanbul'u bilmeyenler için ev ile havaalanı arası 10 dakika. yani yolcunuz böyle böyle deseler 10 dakika içerisinde orada olacağız. 50-100 €'ya kıyamamışlar diyen şerefsizlere de sözüm yok. inşallah sizin de başınıza gelir. hiç düşünmeden yazmak çok kolay, acaba burada bu adamı götürebilecek kaç kişi var? bunların vizesi pasaportu var mıdır? bol keseden sallamak çok kolay tabiki. varış noktası ankara değil almanya. yurtiçi bir nokta olsa emin olun arabamız ile götürürdük zaten.
2. bu yazinin ana fikri yolcumuzu nasil ucurmazsiniz degildir. bu yazinin ana fikri thy’nin kabine ulasim konusunda asistanlik hizmeti veren (adi her ne ise refakatci vb.) kisilere emanet edilen yolcunun ucaktan indirilip ortalik yere birakilmasidir. hic bilmedigi sehirde, cebinde telefon yokken ve yakinlarina aninda haber verilmeden.
3. emanet bırakıp nasıl gidersiniz uçak kalkmadan diyen arkadaşlar için de süreci biraz ayrıntılandırayım. belki çok net bilmedikleri için yanlış yorumlar geldiğini görüyorum.
birinci olarak; eğer kabine ulaşım konusunda destek istediğiniz bir yolcunuz varsa bu yolcunuzu 2. güvenlik noktasında sizden alırlar ve özel bir odada başında bir görevliyle bekletirler. mesela bu oda atatürk iç hatlarda 110-111 nolu kapıların yolundadır. (yemek katı ve sigara terasının da altı aynı zamanda) yok ben yolcumla oturayım uçağa kendim bırakayım diyemiyorsunuz.
ikinci olarak; iç hat bağlantılı dış hat yolcusu ve kabin desteği istediğinizde yolcunuzu uçaktan indiğiniz gibi yanınızdan alıp götürüyorlar. bu olayda da iki uçak arası çok az bir süre var ve yolcu hızlı bir şekilde almanya uçağına götürülüyor.
üçüncü olarak, bu yolcu indiği vakit de bir kişi teslim alması gerekiyor. eğer uçağa binemezse de yakınlarına acilen haber verilmesi gerekiyor ve refakat odasına geri dönmesi gerekiyor.
anlayislariniz icin simdiden tesekkurler!
-------------------------
evet oldu. bavulu falan değil, yolcumuzu kaybetti.
öncelikle yaşanan tüm olaylar ablamın eşinin dedesi üzerinden gelişiyor. hikayeyi akıcı bir şekilde anlatmak için ablamın eşinin annesi'ni annemiz dede'yi ise dedemiz olarak kısaltacağım.
dedemiz 2 hafta öncesine kadar 60 yıllık eşiyle almanya'da yaşayan elden ayaktan tamamen düşmüş, tek başına karşıdan karşıya geçemeyecek birisi. yalnız ruhen herhangi bir rahatsızlığı yok, her yaşlıda olduğu gibi biraz unutkanlığı dışında. biraz da şekeri var ve yükselince dili tamamen tutuluyor. hikayenin geri kalanı için dede'nin profilini tamamen anlamak çok önemli. bu adam hayatının son 5 senesini yardım alarak geçiriyor.
efendim dedemizin eşi hakkı rahmetine kavuştu 2 hafta önce, cenaze işleri için dedemiz ve annemiz 2 haftadır rize'deydiler. geçen cuma (12.01.2017) tarihinde trabzon->istanbul->almanya aktarmalı şekilde uçaklar ayarlandı. annemiz dedemize istanbul'a kadar eşlik edecek ve dedemiz almanya'ya tek başına seyahat edecekti.
trabzon-istanbul yolculuğundan sonra dedemiz, annemiz tarafından thy'nin refakatçi görevlilerine teslim ediliyor ve annemiz bakırköy'deki eve dönüyor. almanya uçağı ise saat 12.30'da yanlış hatırlamıyorsam.
uçak hareket ediyor piste doğru, bir anda kabin görevlileri (neden belirtmeden) dedemizin refakatçisiz uçamayacağını söylüyor ve geri dönüp dedemizi indiriyorlar. buraya kadar da eyvallah. burası da tartışılabilir ama rezalet bundan daha büyük.
dedemiz yer görevlileri tarafından alınıyor ve ortalık yerde bırakılıyor. konuşmaya takati olmayan adam bir şekilde dışarı çıkıyor. maalesef bize de haber verilmiyor. kendi ellerimizle teslim ettiğimiz adamı çöp gibi bırakıyorlar ortalık yere. söz konusu dede istanbul'u hiç bilmiyor ve kendisine de hiçbir şey söylenmediği için napacağını bilmiyor. refakatçisiz 2 saat bir koltukta oturamaz denilen adam çaresiz bir başına bırakılıyor.
thy sağolsun bizi uçuş saatinden 1 saat sonra arıyor ve 'yolcunuz uçağa kabul edilmedi' bilgisini veriyor. yolcumuz nerede diyoruz, cevap alamıyoruz. bunu duyunca tabi ablamın eşi ve annesi havalimanına gidiyor telaş içinde ve 2 saat boyunca havalimanında yolcu aranıyor. dededen tek bir haber yok. yolcu pasaporttan trabzon'da geçtiği için haber verilmemiş gibi saçma sapan cevaplar falan alıyoruz bu arada. sinir katsayısı daha da artıyor. dede bizim istanbul'da hangi semtte oturduğumuzu bile bilmiyor.
dedemiz bir şekilde birinden yardım istiyor fakat, dede heyecandan durumu anlatamayınca yardım eden kişi dedeyi bakırköy civarında bir karakola bırakıyor. dedenin şekeri tavan vaziyette konuşamıyor tabi. şükür ki annemiz dedenin cebine telefon numarası yazıp bırakmış ve polisler de bir şekilde telefon numarasını buluyorlar. annemizle iletişime geçiyorlar ve dedeyi sokaktaki sucuya bırakıyorlar. zaten dünyası çökmüş olan dede 1 saat de orda bekliyor. sonrası malum.
canımız gerçekten çok sıkıldı. dedenin morali tamamen çöktü. bu saçmalığa halen yetkililerden mantıklı bir cevap alamadık. belki burda sesi duyulur diye son çare buraya yazıyoruz. hukuki yollar da elbet devam edecek fakat, bir şey çıkacağını da düşünmüyoruz. bu gibi şirketlerin hukuk büroylarıyla alt-orta sınıf vatandaşın avukatı karşı karşıya gelince bu bok çukuru sistemde nolacağını tahmin edebiliyorsunuz.
edit: arkadaşlar dedenin sucuya bırakılması konusu bizim isteğimiz. polisi daha fazla meşgul etmemesi için. sanırım o kısmı yanlış aktardım kusura bakmayın.
edit2: oncelikle refakatci olarak kastim kabin ici hizmeti degil. kabin disindaki refakatciler var. adi baska bisey olabilir ama net sekilde kimleri kastettigim anlasilmistir diye dusunuyorum. ikinci olarak dede kotu durumda dediysek de yatalak degil. sadece agir hareket ediyor. fakat cok sefer tek basina almanyadan gelip gitmis birisi. tek basina nasil birakirsiniz diyenler olmus evet arkadaslar ben dedemizin fiziksel durumunu istemeden yanlis aktarmis olabilirim. bildiginiz siradan bir yasli gibi. mutfaga kalkip suyunu kendi alabilir fakat, 2 alt sokaktaki markete gitmeye cok hali yok. yardim alarak yasiyor dedigim de esiyle birbirine destek olmalariydi. -
22. diyanet denilince akla gelenler
(bkz: mercedes e serisi)
-
23. bir şehrin başrolde olduğu film
oraya gitmeden önce daha önce izlediysem de yeniden izlediğim, ne güzel yerler var lan dedirten, gezerken aa ben burayı görmüştüm diye düşündürten filmlerdir.
bu konudaki favorim: in bruges -
24. canan kaftancıoğlu
bunu yazdığımız için yine linç yiyeceğiz ancak söylemek zorunda hissediyorum açıkçası.
gerek kemal kılıçdaroğlu gerek ise chp partisinin tamamı ile akp güdümünde hareket ettiğini ve siyasi misyonlarının muhalif kesimin gazını alarak iktidar yandaşlarının partisine bağlılığını arttırmak olduğu kanaatindeyim. sayın kılıçdaroğlunun geldiği günden bu yana adalet yürüyüşü dahil hiç bir hamlesi yoktur ki iktidara oy kaybettirip kendi partisine oy kazandırmış olsun. hatta muhalefet en yüksek oyu kendisinin aktif seçim çalışmasına katılmadığı son referandumda almıştır hatırlatalım.
man adası belgeleri çıktığında ne gerek var şimdi buna dedim zamanlama olarak çünkü tam olarak abd'de reza sarraf davası görülüyor ve sonuca bağlanmak üzere iken normal bir siyasi hareketin sessiz kalarak gündem değiştirmemesi gerekiyordu. fakat chp ne yaptı bu belgeleri çıkarttı akp ve rte ise klasik olarak belgeleri yalanladı gündem ikiye bölündü ve ne tam olarak reza davasından ne de tam olarak man adasından gerekli etki yaratılamadı. bu belgeleri çıkartmasaydı demiyorum ama neden reza davası ile eş güdümlü yayınlandı. mesela tam da bugün chp'nin gündem degistirmeye ihtiyacı var iken yapılması daha makul ve mantıklı olmaz mıydı. chp yeni bir parti değil. siyasette bu tarz basit detayları biz dahi görebiliyorken chp nasıl olur da bunu görmez göremez. böyle bir basit siyasi refleksi dahi hesaplayamayan ana muhalefet partisi mi olur peki. anlaşılır bisi mi bu.
şimdi geliyoruz bugüne. iktidar partisi seçime hazırlanıyor ve herkes biliyor ki istanbul ankara ve izmir hayati öneme sahip bu seçimde. seçimi kazanmak isteyen parti bu şehirleri almak zorunda. ve iktidar partisinin kan kaybettiği yetmezmiş gibi belediye başkanını görevden almak zorunda kaldığı bir istanbul var önümüzde. siz ise burada kendi seçmeninizi arttırmayı bırakın konsolide ederek tutmayı bile başarsanız seçimi kazanmanız olası bu bölgede.
böyle bir ortamda siz ne yapıyorsunuz peki. sizin politikalarınızdan rahatsızlık duyan ve size alternatif bir yeni parti kurulmuş iken seçmeninizi daha da rahatsız edecek bir hamle ile istanbul il başkanlığına hanım efendiyi layık görüyorsunuz. hem kendi seçmeniniz gözünde hem de size oy vermeyen seçmen nezdinde daha da büyük bir rahatsızlığa sebebiyet veriyorsunuz. bu hamle simdi akp'ye yaramıyor da kime yarıyor.
önümüzde bir referandum var ve biz ısrarla erken seçim akp'ye yarar uzun vadede ekonomi kötüleştikçe akp oy kaybeder derken kılıçdaroğlu hazretleri erken seçim istiyor. biz burda yanlış diye kıçımızı yırttık ancak chp çomarları "genel seçim değil yerel seçim diyor okuduğunuzu anlayın" diye savunmaya çalışıyordu hatırlayın. sonra ne oldu kk çıkıp hem genel hem yerel seçim kardeşim dedi dhhdfjfj yani birisi çıkıp şaka desin çünkü mantıklı hiçbir izahati yok. neyse ki o chp ve kk comarlari susmuştu kk sayesinde şimdi de ulusalcılara yedirmeyecegiz diyorlar yine peydah oldular. ulan ulusalcılar olmasa yiyecek ekmek bulamaz chp ama yok.
ekşi sözlük toplumun yüzde 1'ini bile temsil etmiyor kardeşim. burada bin kere hükümet düşürdüler noldu adamlar hala ayakta hepsinde de daha güçlenerek ayakta kaldı.
bu hamle chp'yi güçlendirmeyeceği gibi iktidarı daha da kuvvetli kılar söz konusu seçim bölgesinde. bak golü attilar bile hemen. siz halka tabana ve sokaktaki insana uzak durmayı anlamamayı becerdiginiz sürece de bu akp inmez iktidardan.
size oy vermek zorunda hisseden çoğunluk, size oy veren kürtçü ermenici bölücü sempatizanlardan kat be kat fazla.
chp kaybeder dicem ama chp ile birlikte biz de kaybediyoruz çünkü bugün rte'nin dediği gibi; "eğer türkiyenin siyasi alternatifi bu şahsın il başkanı olduğu bir chp ise vah milletimin haline vah ülkemin haline."
e be kardeşim bu iktidar gücünü muhalefetten almıyor da kimden alıyor.
bugünlerin bir numaralı sorumlusu bahçeli ve mhp iken iki numaralı sorumlusu da kk ve chp'dir.
malum chp burayı takip ediyor. eğer gercekten içinizde en ufak bir vatan sevgisi ülke çıkarı memleket sevdası kaldıysa seçime kendisi ile girmeyin. canan hanım için de geçerli birazcık iyi niyetli ise ve türkiye cumhuriyeti'ni düşünüyorsa ülkesi ve partisi için koltuğundan vazgeçer.
bu ülkenin muhalif yüzde ellisini birleştiren en önemli unsur ve söylem olan mustafa kemal'in askerleriyiz ifadesinden rahatsız olan birisi memleketini düşünüyorsa istifa onun için en iyi hizmettir. -
25. 19 ocak 2018 eda pera küçük'ün darp edilmesi
eda pera küçük kim ? niye tanımalıyız bu insanı ? tanıyormuşuz gibi başlık açmıyor musunuz cidden şaşırıyorum.
benim için bu '' bir kadının , ayrıldığı sevgilisinden '' dayak yemesidir.
neyse sadede gelirsek , umarım o dallama cezasını çeker. bıktım her gün aynı şeyleri duymaktan. ne boktan erkekler var bu ülkede yahu. -
26. kanal istanbul'un marmara'yı öldürecek olması
doğal hayatı koruma vakfı (wwf), kanal istanbul projesinin gerçekleşmesiyle karadeniz ve marmara boğazı'ndaki dengenin alt üst olabileceğini duyurdu.
wwf'nin hazırladığı rapora göre kanal istanbul projesi, yalnız devasa bir yatırım değil aynı zamanda yüzyıllara dayanan geçmişinde bugüne kadar istanbul doğasının karşı karşıya bulunduğu en büyük mühendislik operasyonu olarak görülüyor. rapor özellikle karadeniz, boğazlar, marmara ve kuzey ege gibi geniş bir coğrafyada çok boyutlu etkileri muhtemel olan projenin başlatılmasından önce türk boğazlar sisteminin nasıl işlediğini bilmek ve "istanbul denizlerinin kendine has olan dinamiklerini anlamak gerektiğini" bildirdi.
küresel boyutlara sahip boğazlar sisteminin belirli dengelerde çalıştığı söylenirken raporda, "bundan 12 bin yıl önce bir tatlı su gölü olan karadeniz, zamanla suların yükselmesi sonucu taşarak, boğaz üzerinden marmara’ya akmaya başlamıştır.
istanbul boğazı’nın karadeniz çıkışı marmara çıkışından 30 santimetre daha yüksektir ve her gün yaklaşık 600 milyon metreküp su üst akıntılarla marmara’ya doğu akarken, ters yönde ilerleyen alt akıntılar bunu dengelemektedir. uzmanların dev bir havuza benzettiği karadeniz’in tuzluluk oranı düşüktür. tuna, dinyeper, dinyester nehirleri bu havuzu tatlı suyla dolduran, istanbul boğazı ise boşaltan musluklardır. akdeniz, yazın sıcağı ve kışın rüzgarları ile sürekli su kaybeden karadeniz'in fazla suyu boğazlardan geçerek bu su eksikliğini tamamlar.
karadeniz'i besleyen kaynakların tatlı su olmasına karşın suyundaki tuzluluk, boğazların altından ilerleyen ters yöndeki akıntılardan kaynaklanmaktadır. böyle bir durumda istanbul boğazı’na paralel 25 metre derinliğinde yeni bir kanal açmak, havuza giren suyu arttırmadan ikinci bir musluk açmak anlamına gelir. uzmanlara göre, boyutları itibariyle boğaz’da olduğu gibi kanal içerisinde iki yönlü bir akıntı sistemi geliştirilemeyecek ve karadeniz’in kirli suları marmara’ya dolacaktır. marmara denizi’nde bol besinli üst tabaka can çekişen alt tabakaya baskı yapacak ve oksijen hızla azalacaktır.
oksijen bitince, kanal kapatılsa bile bir daha geri dönüş olmayacak ve oksijensizlik kimyasal dengeleri alt üst ederek, alt tabakadaki hidrojen sülfür yoğunluğunu hızla arttıracak ve sonuç olarak istanbul lodos estiğinde dayanılmaz bir şekilde çürük yumurta kokusuna maruz kalacaktır. zamanla karadeniz’in de ekolojik yapısı bozulacaktır.
tuna nehri’nin karadeniz’i kirlettiğinden şikâyetçi olan türkiye kendi eliyle yaptığı ikinci bir boğaz ile bu kirliliği kendi evinin içerisine, yani marmara’ya taşınmış olacaktır. bu durum marmara’nın ölü bir denize dönüşmesi ile sonuçlanabilecektir" denildi.
kaynak
(bkz: yapacağınız işi sikeyim) -
27. altı yağmur suyu dolu sinsi kaldırım taşı
hemen her kaldırımda bulunan, her 5 yılda bir değişe değişe sayısız iktidar görmüş, ansızın bastırınca tüm paçayı ve ayakkabıları rezil eden, insanı bir anda hayattan soğutan iğrenç ve sinsi taştır o.
hiçkimse bir şey yapamaz ona. arkadan bakar pis pis. tek yapabileceğin şey küfür edip yere baka baka yürümek ve bir sonrakine yakalanmamaktır. -
28. kayhan
recep ivedik - 22 şubat 2008
recep ivedik 2 - 13 şubat 2009
recep ivedik 3 - 12 şubat 2010
celal ile ceren - 18 ocak 2013
recep ivedik 4 - 21 şubat 2014
recep ivedik 5 - 19 şubat 2016
kayhan - 9 şubat 2018
adam 10 yıllık finansal planını sevgililer gününde sinemaya giden ergenleri baz alarak hazırlamış. -
29. nba vs euroleague
euroleague'deyken de savunma yapmayan teodosicin nba'da savunma yapamayışı üzerinden euroleague'i kötülemek? olmamış otur, sıfır.
-
30. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
aylardir her gun agliyorum.
ıs yerimde iki ucuz insanin oyunlari sebebiyle amirimin bana mobbing uygulamasi beni mahvediyor.
amirime ne zaman gitsem beni odadan cabucak cikarmaya, konusurken yuzume bakmamaya, aradigimda telefonunu acmamasi, söz verip sözünde durmaması beni cok ama cok uzuyor..
birakip gidemiyorum. ve bunlari yaaaya mecburum..
kendisiyle konussam mi diyorum ama sanirim bir ise yaramaz. ne yapacagimi da bilmiyorum.. -
31. seni seviyorum'a verilebilecek en kıl cevaplar
(bkz: ekşi sözlük yazarıyım)
olay bitmiştir. -
32. canan kaftancıoğlu'nun mayolu fotoğrafları
en sinkaflısından küfürü hak eden başlık.
sana ne orospunun evladı? sana ne? sen milletin namusuna dil uzatmazdan önce git hırsızlara domaldığın götünün derdine yan. -
33. şebnem ferah'ın en güzel şarkısı
şüphesiz vazgeçtim dünyadan.
-
34. 115 çocuğun hamile olduğunun saptanması rezaleti
istanbul'da bir hastanede 5 aylık süreçte 18 yaş altında 115 çocuğun hamile olduğunun saptanması olayıdır. bu çocukların 39'u suriyeli, 38'i ise 15 yaşından küçük.
rezaletin büyük kısmı ise bu durumun hastane tarafından bildirilmemesi ve valiliğin soruşturma izni vermemesi.
geldiğimiz nokta bu ne yazık ki. (bkz: eğitimsizlik)
buyurun haberin detayları burada:
hurriyet haber
@aslagelmeyecektelefonubekleyenadam editi:
(bkz: çocuk istismarında türkiye'nin dünya 3.sü olması)
@gaydirugubbah editi: sağlık bakanlığı konuyla ilgili açıklama yapmış. soruşturma açıldığı belirtilmiş. valiliğin neden daha önce soruşturmayı engellediğini de açıklasınlar.
haberin linki -
35. erkeklerden erkeklere tavsiyeler
bim'den dün akşam 2.10 liraya aldığım patito barbekü soslu mısır cipsi biranın yanında muhteşem gitti. tavsiye ederim.
-
36. ölü insanların çok yer kaplaması
(bkz: ali ağaoğlu sen misin?)
-
37. 17 ocak 2018 canan kaftancıoğlu açıklamaları
baştan aşağı saçmalıklarla ve goygoyla dolu açıklamalardır. düşük cümlelerin varlığına hiç değinmiyorum. lakin şuna dikkat çekmekte fayda var:
- ben mustafa kemal'in değerlerini özümsemiş, yaşamış biri olarak gardrop atatürkçüleri gibi yapmadım. ben "mustafa kemal'in askeriyiz" sloganı bana militarist geliyor.
- bizler mustafa kemal atatürk'ün izinden giden yurttaşları, yoldaşları neferleriyiz.
aynı açıklamada yer alan cümleler. birinde "mustafa kemal'in askeriyiz" denmesini yadırgamış, diğerinde "mustafa kemal atatürk'ün izinden giden neferleriyiz" demiş. galiba arkadaşın türkçesi de en az argümanları kadar zayıf. zira "nefer" kelimesi "asker" anlamına gelmektedir.
bu kişiyi chp istanbul il başkanı yapanlar utançtan yerin dibine girmeli. yazıklar olsun. -
38. canan kaftancıoğlu'nun sakine cansız tweet'i
vatanını seviyor mu? hayır.
hdp güzellemesi yapıyor mu? evet.
net pkk'lıdır, uzatmanın alemi yok. terörist olması için illa canlı bomba yeleği giyip kendisini patlaması gerekmiyor değil mi?
bu iddiayı ortaya atan akp'li diye canan hanım aklanmıyor malesef ya da akp'de pkk lehinde demeç veren vekillerin olması canan hanım'ı aklamıyor. -
39. 25 şubat 2018 beşiktaş fenerbahçe maçı
-
40. 17 ocak 2018 askeri uçak kazası
aman allah dediğim kaza. 4 yıldan fazla bir süre o uçaklarda çalıştım. detayları almaya çalışıyorum bilgi geldikçe güncellerim.
ilk açıklamaya göre 3 şehidimiz var. mekanları cennet olsun.
2 pilot ve bir uçuş teknisyeni cn-235'lerin standart mürettebatıdır. o bölge eğitim alanıdır. uçağın eskişehir'den kalktığı söyleniyor.
prensip editi: o hatalı, bu kötü, bakım şöyle pilot böyle uçak şöyle diye efsanelere girmeyin. o uçaklara nasıl bakıldığını, pilotlarının nasıl insanlar olduğunu biliyorum. havacılık maalesef hata kaldırmıyor ancak kazanın tam nedenini veya muhtemel nedenlerini şu an için bilemeyiz sadece gelen bilgilere göre ihtimalleri sıralayabiliriz. casa uçakları akrobasi performansı olmayan ve limitleri çok belli uçaklardır. eğitimlerde buna çok dikkat edilir ancak kaza işte maalesef oluyor. casa'larda fdr cihazı var bu arada.
edit-1: uçağın eskişehir'in uçağı olduğu kesinleşti. orada 201'inci arama kurtama filo komutanlığı var ve (eğer yapı değişmediyse) uçak oraya bağlı. bu filonun asıl görevi arama kurtarma ve bünyesinde cn-235 uçakları ile as-532 cougar helikopterleri var. çok üzgünüm, çalıştığım filolardan biri orası.
edit-2: önceki düşen casalar şunlar, malatya'da düşen casa (içinde özel kuvvetler mensuplarının olduğu, düşme nedeni buzlanma), ankara akıncı'da kalkışta düşen casa (kumanda arızası), bir casa daha düşmüştü kayseri'de (virilden çıkamama).
edit-3: casa pilotlarının eğitimleri diğer uçak pilotlarında olduğu gibi yıl boyunca devam eder. harbe hazır kalmak için belli programları yapmak zorundalar. 201'inci filo arama kurtarma olduğundan normal casa filolarının yanısıra ekstra eğitimleri de var. 201 filo "eğer yapı değişmediyse" normalde harekat bakımından eski adıyla 1.taktik hava kuvveti yeni adıyla muharip hava kuvveti komutanlığı'na bağlı bir filo. arama-kurtarma asıl görev ama ihtiyaca göre kargo/personel nakliyesi, vip taşıma görevlerine de tahsis ediliyor. filo bünyesinde açık semalar anlaşması dahilinde uçan bir casa'da var ve bu anlaşmaya dahil ülkelere gidiyor o uçak. şu anda düşen hangisi onu bilemiyorum ama. uçakların bakımını yapan kısım (hat) ise 1'inci ana jet üssü'ne bağlı.
edit-4: fikirlere saygım var ama terbiyesizce ve vicdansızca sadece bok atmak, çamur atmak ve içindeki kinini kusmak adına yazanlara feci uyuz oluyorum. aşağıda bu terbiyesizlerden biri var ve hemen pisliğini kusmaya gelmiş. insanlığından utan!
edit-5: şehitlerimizin bir binbaşı, bir yüzbaşı (2006'lı olabilir) ve rütbesi henüz belli olmayan bir teknisyen astsubay olduğu belirtilmiş. kaynak.
edit-6: düşen uçağın 98-148 (1, 2)olabileceği bilgisini edindim. kesin bilgi değildir. teyide ihtiyacım var.
edit-7: "uçan tabut" şeklindeki düşen uçaklar için ezbere söylenen saçma tanıma hemen sarılmayın. casa uçakları motor ve aviyonik olarak iyi uçaklardır ama gövde anlamında bir c-130 veya c-160 değil. "uçan tabut" sıfatı da 1970'li yıllarda neredeyse her nato ülkesinin ülkenin elinden bir an önce çıkarıp bize hibe ettiği boktan ötesi f-104 kanatlı füzesine! (uçak diyemiyorum o kadar sevmiyorum, iniş sürati neredeyse 200 küsür knot olan ve neredeyse kanatsız bir hava aracından bahsediyoruz) verilen isimdir.
edit-8: ilk görüntüler geldi. sanki kısıtlı görüş nedeniyle tepeye çarpma gibi bir durumu var enkazın. uçağın arka kısmı sağlam kalmış.
edit-9: şehitlerimizin ikisinin isimleri belli oldu; binbaşı ümit karamustafa ve yüzbaşı ali şahin odabaşı. allah rahmet eylesin.
edit-10: üçüncü şehidimizin adı hv. uçak bakım kıdemli başçavuş ömer kadir arlı. allah rahmet eylesin. -
41. zara
inditex türkiye'de (zara'nın ve bershka vs. gibi yan markaların sahibi olan grup) yönetici olan bir tanıdığıma fatih altaylı'nın "zara türkiye'den gidiyor" iddiasını sordum.
iddianın gülünç olduğunu, türkiye'den çıkmak bir yana bir çok yeni mağaza açmaya hazırlandıklarını, yazıdaki bilgilerin gerçeği yansıtmadığı ile ilgili olarak ispanya'dan da açıklama gelebileceğini söyledi.
tanım: sıklıkla güncellenen hoş ve görece hesaplı bir ürün gamına sahip giyim perakendecisi.
edit: aşağıda bir arkadaş bir dönem zara'nın ortağı olduğunu ve hisselerini 2017 içinde sattığını söylemiş. şu linkten görülebileceği üzere zara türkiye'nin yüzde 97'si inditex'e, yüzde 3'ü ise zara holding'e ait ve bu yapı 31.01.2015'ten bu yana değişmemiş. belki arkadaş "sivas zara kebap evi"ndeki hisselerini satıp yanlışlıkla bu başlık altına yazmış olabilir.
edit2: "üst düzey yönetici" ifadesini "yönetici" olarak değiştirdim. konuştuğum arkadaşım inditex türkiye yapılanmasında yk üyesi, genel müdür ya da genel müdür yardımcısı değil. dolayısıyla sadece kendi bilgisi dahilinde yorum yaptı. insanları yanıltmak istemem. -
42. sabah poğaça öğle fast food akşam bira patates
5 + 10 + 45 = 60tl.
üç beş sene önce hesap 20 tl idi, hadi 25 tl olsun. bu kadar lüks bohem hayat mı olur lağn? -
43. iş hayatının ilk kuralı
hep diyorum bunu, bir daha diyeyim. iş hayatında babana dahi güvenmeyeceksin her boku yazılı yapacaksın ki o iş patladığında, yok ben duymadım yok ben görmedim demesin kimse. ilk ve en önemli kural budur söz uçar yazı kalır arkanızı sağlama alın.
-
44. 17 ocak 2018 vikipedi türkiye açıklaması
(bkz: biz de emin degiliz maher)
-
45. 17 ocak 2018 osmanlıspor beşiktaş maçı
mustafa pektemek'in attığı golle 0-0'dan beşiktaş 2-1 geriye düştü.
-
46. afrin operasyonu
hayranım lan bu özgürlük kelimesinin yarak kürek çoğu liberal ağızda orospuya çevrilmesine. neye özgürlük kime özgürlük lan ? amerikan emperyalizmi altında mayın eşeği olarak kullanılan bir kitlenin siyasi ayağı ve onları destekleyen postmodernist ılıkların sosyalist tanımlar altındaki özgürlüğü mü? afrin terörizmden kurtulacak. ayrıca nasıl bir skaladır amk anlamadım gitti. türkiye karşıtlığında rus oldunuz amerikalı oldunuz, yeri geldi entari giydiniz. şimdi de ekonomist kılığına girip operasyonun maliyetini mi eleştiriyorsunuz amk?.
sizi bir kere skerim ikinin hatırı kalır,
iki kere skerim üçün boynu bükük
cemal s. -
47. 18 yaş altı hamile hastaları bildirmeyen hastane
18 yaş altı gebeliklerin sağlık bakanlığına, emniyete veya savcılığa bildirilmesi ve yasal işlem başlatılması zorunluluktur.
ancak bunu yapmayan bir hastanemiz varmış. istanbul küçükçekmece’deki kanuni sultan süleyman eğitim ve araştırma hastanesi. bir kaç ay içerisinde başvuran 100 den fazla 18 yaş altı hatta 39 adet 15 yaş altı gebeliği bildirmemiş. bunu bildiren memurlar da başka görevlere tayin edilmişler. ve bittabi valimiz sorumlular hakkında soruşturma izni vermemiş.
--- spoiler ---
istanbul küçükçekmece’deki kanuni sultan süleyman eğitim ve araştırma hastanesi’ne 5 aylık süreçte gelen, yaşları 18’in altında 39’u suriyeli 115 çocuğun hamile olduğu saptandı. çocuklara ilişkin hazırlanan listeye göre 38 çocuk 15 yaşından küçük. hastanede görevli bir personel, çocuklarla ilgili kayıtların polise bildirilmediğini saptayınca önce tutanak hazırladı sonra durumu savcılığa bildirdi. hastanenin üst düzey bir yetkilisi, hurriyet.com.tr’nin sorusu üzerine, konu ile ilgili bir ihmal olmadığı bilgisini aldığını, ancak raporu görmediğini söyledi. durumu ihbar eden görevli hakkında inceleme başlatıldı ve görev yeri değiştirildi. sağlık bakanlığı’nın yaptığı düzenlemeye göre, hamile oldukları anlaşılan 18 yaşından küçük tüm çocuklara ilişkin bilgilerin emniyet'e bildirilmesi gerekiyor.
--- spoiler ---
kaynak
özetle;
bu örnekten yola çıkarak pedofilinin devlet çalışanları tarafından desteklendiğini ve sorumluların cezalandırılmaması için "kanuni yükümlülüklerini" yerine getirmediğini söylemek mümkündür. ayrıca bu memurlar ildeki birinci derece mülki amir tarafından da kollanmaktadırlar. -
48. 17 ocak 2018 fenerbahçe doğuş panathinaikos maçı
vesely'nin "şu yoğurtçu parkı'na bir adet heykelimi dikmenizi rica ediyorum" dediği maç.
-
49. wifi şifresi isteyen misafir
adam misafirliğe gelmiş en fazla 3-4 saat oturup gidecek, neden internet kullanmak istiyor? muhabbet sarmıyorsa neden misafirliğe gidiyor?