üst edit 3: referansları şu başlıkta bulabilirsiniz: (bkz: canan karatay'a sorular ve referanslar)
üst edit 2: kaynak isteyen arkadaşlar oldu, referanslar akşama doğru bu entry'e eklenecektir. arkadaşım bütün referanslarını ayrı bir entry’de bir araya getirecek. takipte kalın.
üst edit: soruların tümünü yanıtlamak gibi bir zorunluluğu olmadığını, hatta yalnızca bir tanesini dahi yanıtlamasının bizim için yeterli olacağını belirtmiş olmamıza rağmen sorularımızı yanıtlamadığı için saygıdeğer hocamıza çok teşekkür ediyorum. mesaj atan ve teşekkürlerini ileten herkese çok teşekkür ediyorum ve bu teşekkürlerinizi medeniyet budalasi 2 nick'li yazara da iletmenizi rica edeceğim, soruların çoğu ona ait.
---------------
canan hanım günaydın. aceleye geldiği için şu an kaynak veremiyorum, sorularımı cevaplamanız durumunda yazıyı hemen bugün içinde düzenleyip söylediğim her şeyi kaynaklandıracağım. lafı hiç uzatmadan çok merak ettiğim birkaç hususu soracağım, seçtiğiniz bir tanesine cevap vermeniz dahi kâfidir.
1. "aşı yaptırmayın, içinde alüminyum var, alzheimer yapar." dediniz, bu yıl aşı yaptırmayan aile sayısı 23 bini geçti. aşılarda adjuvan olarak kullanılan alüminyum miktarının günlük diyetle alınan alüminyumdan yaklaşık 1/10 oranında daha az olduğu biliniyor. yıllardır neredeyse görülmeyen hastalıkların, sspe gibi trajik komplikasyonların ortaya çıkış riski hakkında ne düşünüyorsunuz? toplum sağlığının önemli bir parçası olan; hastalık kontrol ve önleme metodu olan aşılara ne tür bir alternatif öneriyorsunuz?
2. kolesterol ilaçlarının asla kullanılmaması gerektiğini, kolesterolün -değil tehlikeli olmak- faydalı olduğunu öne sürdünüz. ateroskleroz oluşumunda kolesterolün yerini bir kenara bıraksak dahi, statin grubu ilaçların ölümleri azaltmadaki yeri tartışmasız kabul edilmektedir. yüksek kolesterolün ölüme yol açmadığı, kolesterol ilaçlarının ise gereksiz olduğunu gösteren bir bilimsel yayın ortaya koyabilir misiniz?
3. gebelikte şeker yükleme testinin yapılmaması gerektiğini, bu testte gebeye koca bir kap dolusu şeker verildiğini ve bunun bebeği zehirlediğini ifade ettiniz. savınızda dillendirdiğiniz şeker miktarı maksimum 100 gramdır. gestasyonel diyabet taramasında ogtt'ye alternatif bir test de sunmadınız. testin annenin ileriki dönemlerde diyabet geliştirme riski açısından bilgi sunması açısından önemlidir. bunun yanı sıra, makrozomik bebek gibi konjenital anomalileri nasıl öngörmeyi ve önlemeyi düşünüyorsunuz?
4. bir konuşmanızda harvard'ın beslenme piramidini tamamen değiştirdiğini, tahılların en az seviyede, hayvansal gıdaların ise elden geldiğince çok tüketilmesi gerektiğini söylediniz. harvard beslenme piramidinden ziyade "beslenme tabağı" kullanır ve bu tabağın yaklaşık %25'i tahıllardan, toplamda %80'i ise bitkisel besinlerden müteşekkildir. keza harvard, kırmızı et başta olmak üzere hayvansal ürünlerden mümkün olduğunca kaçınılmasını tavsiye eder. hal böyleyken, sizin sunduğunuz beslenme piramidine gösterebileceğiniz kaynak nedir?
5. meyvelerin karaciğer yağlanması yaptığını, dolayısıyla günde 1-2 porsiyondan fazla tüketilmemesi gerektiğini savunuyorsunuz. dünya sağlık örgütü dahil pek çok otorite, kronik hastalıklardan korunma adına günlük meyve-sebze tüketiminin "en az 5 porsiyon" olması gerektiğini ifade ederken, sizin dayandığınız referans hangisidir?
6. kanaltürk'te bir programa çıktığınız zaman; diğer tüm şekerler 6 karbonlu iken fruktozun 5 karbonlu olduğunu, bu yüzden vücut tarafından kullanılamayıp toksik etki yarattığını, hatta alkolün de şeker olduğunu ve fruktozla aynı mekanizma üzerinden etki ettiğini ifade ettiniz. fruktozun da diğer şekerler gibi 6 karbonlu olduğu, buradaki farkın aldoz-ketoz ayrımından geldiği bilinmektedir. bu iddianızı destekleyecek kaynak rica ediyorum.
7. son olarak "günde en az şu kadar zeytin yiyin", "çaya tereyağı koyun", "kahvaltıda ekmek yerine kuru fasulye yiyin", "zeytinyağı her derde devadır, ana sütü ile aynıdır, çok kuvvetli bir meyve suyudur, bardakla için" gibi fantastik tavsiyelerinizi hangi bilgilere dayanarak vermektesiniz? literatürde dediklerinizle uyuşacak herhangi bir çalışmaya denk gelmedim. bu önerileri hangi kaynağa göre vermektesiniz?
8. hayvancılık endüstrisinin çevresel etkileri biliniyor. sürekli artmakta olan dünya nüfusu şimdi kontrol altına alınsa dahi etkilerini durdurmamız çok zor. hayvancılık endüstrisinin sebep olduğu çevresel yıkımı küresel ısınma/küresel iklim değişikliği olarak görüyoruz. bu etkileri durdurabilmek için on yıllara ihtiyacımız var. bu endüstrilerin, çevresel etkileri bir kenara, antibiyotik direncine de sebep olduğunu biliyoruz. gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak adına laboratuvarlarda kültür ortamında sentezlenecek et ve türevi besinlerle ilgili görüşleriniz nedir?
şimdiden teşekkür ederim.
medeniyet budalasi 2 ( https://eksisozluk.com/biri/medeniyet-budalasi-2 ) ile ortak sorularımızdır. kendisi şu an hasta baktığı için onun adına ben soruyorum.
faroe adamlari8 profili
-
ben canan karatay sorularınızı yanıtlıyorum
-
hastanelerin doğal seleksiyonu engellemesi
her ne kadar öyle gözükse de öyle değildir. sonuç itibariyle doğal seçilim bireyi değil, türü ilgilendiren bir olgudur. genetik rahatsızlıklar tedavi edildiği sürece bu tip rahatsızlıklar gen havuzuna girmeye devam edecektir, doğru. ancak tedaviler varolduğu sürece de gen havuzundaki bireyler iyileşmeye devam edecektir. dolayısıyla hastanelerin, doğal seçilimle çeliştiği herhangi bir nokta yoktur. insan, aklını ve teknolojisini kullanarak türünün devamını sağlamaktadır. diğer türler hastalıklara ve rahatsızlıklara karşı antikor, gelişmiş bir bağışıklık sistemi kurarak mücadele ederken, insan türü doğayı manipüle ederek türünün devamlılığını sağlamaktadır. bu yüzden, gelecekte crispr yöntemi gibi teknolojilerle insan genomu manipüle edilecek ve bu genetik hastalıklar gen havuzundan çıkarılacaktır, aynı şekilde de insanı daha da güçlendirecek* genler insan genomuna enjekte edilecektir. sonuç itibariyle sorulması gereken asıl soru, bütün bunlar gerçekleşene kadar insan türü ilkelliğinin sınırlarını aşıp dünya'ya, hayvanlara, çevresine ve tabii ki de diğer insanlara daha merhametli bir şekilde davranmanın yolunu bulabilecek midir? olacaktır. eğer ki insan doğa ananın kudretini onu kirleterek, atmosfere zararlı gazlar salarak sınamaya devam edecekse, işte o gün insan türü doğal seçilim yüzünden yokolacaktır.
-
adam gibi tartışmanın öğrenildiği an
"adam gibi" gibi deyimler kullanıldığı sürece gelmeyecek andır.
"doğru düzgün" demek çok mu zor? -
27 haziran 2016 erdoğan'ın putin'den özür dilemesi
-
xhamster'daki enteresan türk pornosu
(bkz: ağır nick ve entry uyumu)
-
21 mayıs 2016 rte'nin trollemesi
adam cumhurbaşkanı mı standupçı mı belli değil. yaptığı şaka ölen insanlarla ilgili. bu kadar duyarsızı bırakın türkiye'yi daha dünya'da bile yok.
halkıyla dalga geçen ve ölen insanlarla ilgili şaka yapan bir adet cumhurbaşkanı içeren video. -
merhaba ben tv8'in sahibi acun ılıcalı
-
erdoğan'a hakaret eden küstah hollandalı