Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. sivok dokuz saniye havada asılı kaldı

    demek havadaki fotoğrafını görse sivok'u uçabiliyor zannedecekti.

    ilginç.

  • 2. yalnız yaşadığı halde her gece çay demleyen insan

    yine de yalnız yaşadığı halde 3 çeşit yemek yapan insan değildir. porsiyonları küçük yapıyorum tabi. ama bazen kendi kendime 'pff kabak mı bu, istemiyorum ya, soteden yerim sadece' dediğim oluyor, ulan sen yaptın kabağı amk niye yemiyosun. harbiden. bazen hem kola hem ayran hem bira alıp dolaba koyuyorum mesela, yemek vakti gelince de 'hmm hangisini içsem acaba lan çok kararsız kaldım fanta yok mu amk' diye düşünüyorum. ben reçeli hiç sevmem, yemem de. 40 yıl reçelsiz yaşayabilirim, o derece. ama geçen gün reçel aldım iki kavanoz, dolaba koydum arada bir gözüme çarpsın da 'bu reçellerin ne işi var burda' diye sinirleneyim. hehe.

  • 3. anıtkabir'in mimari anlamda bir ucube olması

    konuştu michelangelo. pek de bilir osmanlı mimarisini, batı mimarisini, doğu mimarisini. anıtkabir, pantheon tarzı mimariyi ve selçuklu mimarisini bir arada taşıyan bir yapıdadır. tam olarak pantheon değil çünkü şapeli yok, tam olarak selçuklu değil çünkü sütunları var. bunun yanında atatürk'ün naaşı ayrı bir odadır, tıpkı eski türklerde ve selçuklularda olduğu gibi.

    dahası, orası sadece bir ziyaret alanı değildir. anıtkabir iki kısımdan oluşur; çevresindeki ormanlık alanda 25 ülkeden getirtilen bitki ve ağaçlar vardır, buraya barış ormanı denir. diğer kısım ise anıt kısmıdır ve üç alandan oluşur : aslanlı yol, tören alanı ve mozoledir. işte atatürk'ün naaşı bu mozolenin altındaki bir odadır.

    ayrıca, büyük adamların kabirleri devasa olur ve anıt mezar denir. bu ucubelik değil, onların büyüklüğünden gelir. napolyonun anıt mezarının şapeli altın işlemeli ve paris'in her yerinden görülebilir özelliktedir, fransızlardan ucube diyenini daha hiç duymadım.

  • 4. galatasaray 3 sene avantadan şampiyon oldu

    bir mahmut uslu beyanatı.

    galatasaray son 5 senede ne yapmış bakıyoruz;

    -->2011-2012 sezonuna bir önceki senenin 8.'si olarak başlamış, sıfırdan kadro kurmuş. aynı sezonda şikeden dolayı küme düşmesi gereken fenerbahçe futbol kulübü, lobisini kullanmış, arkasına yayıncı kuruluşu da alarak ligde gösterdiği berbat performansı tolere etmek için ligin 7. haftasında mevcut lig düzenini değiştirerek "play-off" diye bir sistem getirmiş ve şampiyonluk grubu oluşturmuş. içerde, dışarda 4 maç oynamış rakibiyle ve 3'ünde ezim ezim ezilmiş, sahaya gömülmüş. normal sezonu 9 puan geride bitirmiş ama play-off zırvasıyla puan farkı ikiye bölünmüş. fenerbahçe'nin mevcut yönetimi, son fenerbahçe-galatasaray maçı öncesi bizzat kendi talepleriyle kupayı şükrü saraçoğlu'na getirtmiş ve şampiyonluğu kaybedince de hem stadyumu yakıp yıkmış hem de kupayı kaldırtmasına izin vermemiş ve sözünde durmamış. sonuç olarak galatasaray "avantadan" saraçoğlu'nda kupayı kadırmış ve şapiyon olmuş.

    -->2012-2013 sezonunda galatasaray yine fenerbahçe ile kapışmış. aleyhimize olan onlarca hakem hatasının yanı sıra, yayıncı kuruluşu da yine arkasına alan fenerbahçe yönetimi, her maçtan sonra hakemlere sallamış, oynadığı kötü futbola bakmayıp tüm suçuyu medya ya da hakem gibi etmenler ilan etmiş. sonuç olarak aynı sezonun başında hem süper kupa'da rakibine yenilmiş hem süper lig'de kupayı kaptırmış. ayrıca bu sezon galatasaray avrupa'da başarılı bir performans çizmiş. ferguson'lu united'ı yenmiş, schalke'yi geçmiş ve real madrid'i sallamış ancak yıkamamış. yani "avantadan" çeyrek final oynamış.

    -->2013-2014 sezonunda fatih terim, alenen galatasaray'dan koparılmış. artık hangi oyunlar döndüyse, yıldırım demirören nasıl fenerbahçe'yi kümede tuttuysa, galatasaray'ı da milli takım bahanesiye ligden çekmiş. aynı sezon yabancı sınırına izin vermeyen tüpçü ve aziz, bir sonraki sene ne hikmetse yabancı sınırını kaldıracaktı. o sezon galatasaray türkiye kupası'nı avantadan almış. fenrebahçe'ye süper kupayı penaltılarla bırakmış. yine aynı sezon gaatasaray "avantadan" juventus-real madrid'li gruptan çıkmayı başarmış. bir sonraki sene final oynayacak juventus'u, trabzon'a göndermiş. ancak chelsea'yi geçememiş.

    -->2014-2015 sezonunda üç takım birden son 4 haftaya başa baş girmiş. fakat son anlardaki başarısını ve finallerdeki karakterini ortaya koyarak, formasının da verdiği güçle kupayı almış ve 4. yıldızı takmış.

    hayır, o bu değil de , şu adamın ağzının payını verecek bir yönetimimiz yok maalsef. böyle çıkıp çıkıp sallıyorlar işte. mahmut uslu'yu, emenike para sayarken nasıl rusya'ya kaçırdığını soracak bir babayiğit yok. rusya'ya kaçırdığı adamı neden bir sene sonra lige getirdin diye soracak adam yok.

    avantadan kimin ligde oynadığını, kimin kuralları deldiğini tüm dünya biliyor.

    mahmut çıksın bakalım edirne dışına, kendi takımını nasıl tanımlıyorlar?

    almanya'da, fransa'da, italya'da, ispanya'da fenerbahçe denilince akla ilk başta gelen kelime "match-fixer".

    kimin armasının başarıyla, kimin armasının avantayla anıldığını bir tek fenerbahçe yönetimi ve taraftarı bilmiyor. merak etmeyin, sizler dışındaki herkes biliyor.

  • 5. alexis texas

    o götle değil yunanistan'ı, suriye'yi bile düzlüğe çıkarır istese..

  • 6. 30 nisan 2016 beşiktaş kayserispor maçı

    besiktasim askerden yeni gelmis gibi oynuyor

  • 7. türk kızının göt kalkıklığının sebebi

    evet öncelikle bu konuya neden merak sardığımı anlatacağım.

    facebookta geziniyorum yaklaşık 1 ay önce kafa hafif çakır kız arkadaşımla kavga etmiş olmam lazım ki öyle milletin resimlerine falan bakıyorum.
    lanet bir gecede elimdeki buzbağını yudumluyorum bir de ne göreyim bildirim geldi iki tane.
    kızın birisi tek başıma çekilmiş olduğum iki resimi de beğenmiş.
    beni durduk yere likelamış.
    lan dedim ne oluyor, sigaraya elimi attım sigara bitmiş.
    büfe eve yakın sigara almaya gittim.
    geldiğimde bir de ne göreyim arka arkadaya bildiriler yağmış.
    15-20 bildiri benim 1 ayda aldığım toplam bildiri sayısı kadar önüne gelen resmi beğeniyor.
    kim bu? sorusu artık cevap bulmalıydı.
    profilindeki resimlere göz attım zorda olsa tanıdım.
    otelde çalıştığım zamanlarda vakit geçirdiğim polonyalı bir kız.
    ne günlerdi derken
    yorum bildirimi geldi.
    kız türkçe bilmediği halde çeviri yapıp fotoğrafa türkçe yorum yapmış, "çok güzel fotoğraf, balım(kalp öpücüğü gönderen smiley)".
    o saatten sonra düşünmeye başladım.
    türk kızının bitmek bilmeyen egosu nereden geliyor? diye.

    tipik türk kızına yapılan yorumlar "çok tatlı çıkmışsın canım, seni giderek güzelleştiren bir güç olmalı" falan halbuki bu kadınlar normalde kendilerinden hiç hazzetmez.
    arkadaş listenizde herhangi sıradan bir kızın sıradan bir resmine baktığınızda bile bir çok like görürsünüz ve kızların yaptıkları yapmacık yorumları.
    neden bütün kızlar adeta sözsüz kız dayanışması içinde sosyal medya da.
    bizde nasıl amk kırk yılda bir şöyle güzel bir resmimiz oldu profil resmi yapıyoruz.
    (zaten resmin beğenilme ve güzel yorum gibi bi beklentisi yok)
    amk en yakın arkadaşlardan gelen yorumlar
    -- kanka göbek yapmışsın
    -- lan çadırı dikmişsin amk
    -- neresi lan orası?
    -- vay amk o t-shirt benim değilmiydi lan
    -- kanka ameliyatla mı aldıracaksın o kazağı üzerinden?
    ama tipik sıradan basit ilkel türk kızında bile canım ne güzelsin, vs vs lan amk en yakın arkadaşları zaten kadını bildiğin adriana lima yapıyorlar yakın olmayanlar bile öyle abartıyor ki sanki 40 yıldır tanıyor kızı.

    sıra geldi asıl bedbaht olaylara içimizdeki addavarlara.
    nerde apaçi nerde başı bozuk herif varsa karılara dayanıyor.
    şimdi diyeceksin ki lan sen dadanmıyor musun?
    evet bende yazıyorum ama adabıyla.
    sosyal medya ortada yokken ki günlere gidelim.
    o tiplerin aynı ortama bile giremediği kadınlarla konuşma imkanı yokken, sosyal medya aracılığıyla resimlerini beğenerek yorum yaparak gerekse mesajlar yazarak gerekli ortamı kendine yaratıyor.
    tabi bu olaylar en sıradan, basit, basiretsiz...
    sergenin "bank asya'da ben böyle 50 tane topçu bulurum" dediği gibi kızlar da birden kendini vay amk ben neyim tribine sokuyor.

    yaptığım araştırmalar sonucu vk %3, msn % 16, sözlük platformları %21, tumblr %36, twitter %43, formspring %54, instegram %64, connected %72, swarm %81, periscope %87, azar %92, snapchat %93, scorp %99, facebook %100 türk kızının götünü kaldırmıştır.
    (ayrıca retricanın bu olaydaki hissesini de es geçemeyeceğim)

    evet kızların değeri arttıkça sıradan tipli güzel koçum yiğidim aslanım türk erkeklerinin şansı ne yazık ki %60-65 lerden %5-10 lara düşmüştür.
    şimdi size bir soru
    çoğumuz burda abazalıktan kırılıyoruz kendi adına konuş diyenler baştada söylediğim gibi baya şeyler yaşadım ama gün geçtikçe takıldığım kızların kalitesi düşdü.
    hiç fark ettiniz mi sıradan hatta vasat üstü bir kız bile istediği zaman bi erkek arkadaş bulabileceği için bu yukarda saydığım şeylere neden olanlar yüzünden en iyisini aramakta ve ne yazikki bulmakta.
    durum şu arz talep lan götü boklu kıza önüne gelen yazarsa o kızın kul küpek olucağı adamı da beğenmez onada istediği şekilde posta koyar.
    dikkat edin ülkemizde sıradan tipli bir çok kızın erkek arkadaşı varken sıradan tipli bir çok erkeğimiz abazalıktan günden güne eriyor ve yiğidim aslanım hep elemi muhtaç kalıcaz diyerek baktı olmuyor kendi değerinin çok altındaki kadınlarla sevgili oluyor.
    bu domino taşı gibi üstten alta doğru devrilmeye başlıyor.

    o geceden sonra dedim ben bunu nasıl kanıtlarım?
    fake bir facebook hesabı açtım.
    fotoğrafları da israil'de yaşayan bir kızın facebook profilinden aldım.
    öncelikle inandırıcılığı arttırmak için buna bir de fake check in arkadaşı ayarladım.
    ılım, starbucksta takılan, kankası ile check in yapan hayali varolmayan birisi.
    ve ılımın tek derdi sipariş verdiği white chocolate mochası ve pembe kapaklı ıphone nuna gelen mesajlara cevap verebilmek.
    ılım öncelikle arama butonuna rasgele isimler yazarak arkadaşlık teklifi gönderiyor .
    200 300 arkadaşı olduktan sonra bu stratejiye ihtiyaç duymayıp arkadaşlık istekleri almaya başlıyor starbuckslı ılım.
    ve iki hafta da 1500 arkadaşı oluyor.
    mesaj kutusuna gelen mesajlar sayılamayacağı kadar fazla.
    (inanın kendi elimi çekip bir fotoğraf atttım.
    ele yapılabilecek tüm iltifatlar yorumlarda)
    http://hizliresim.com/qbm2kk
    http://hizliresim.com/laml7j

    edit:israilli kızdan izin aldım.
    fake hesabı açtığım zaman ilk önce profilinin linkini attım smileyle cevap verdi.

  • 8. acun ılıcalı'nın ekşi sözlük okuyor olması

    acun ılıcalı için büyük, ekşi sözlük için küçük bir ayrıntıdır.

  • 9. lord eddard stark röportajı

    şizofreninin ortaya çıkışı değişik şekillerde olabilir. bazı hastalarda aniden ortaya çıkabileceği gibi çoğu hastada sinsice yavaş yavaş gelişir. yavaş seyir gösteren şizofrenide başlangıçta dikkat toplama güçlüğü, toplumsal ilgiyi kaybetme, içine kapanma, kendine bakımda azalma, dini uğraşılarda artma veya kara sevdaya tutulma gibi belirgin olmayan ve ilk bakışta şizofreniyi düşündürmeyen belirtiler görülebilir ve sıklıkla başka psikiyatrik hastalıklarla karıştırılır. bu başlangıç belirtilerinin ardından birkaç ay veya yıl içinde de tüm belirtileri ile hastalık ortaya çıkar. hastalar sıklıkla garip davranışlar ve konuşmalar sergilerler. gerçekte olmayan sesler işitmeye ve hayaller görmeye başlarlar. bazı hastalarda garip pozisyonlarda uzun süre durma, bazılarında hiç hareket etmeksizin uzun süre sessiz kalma veya aşırı hareketlilik görülebilir. yavaş seyir gösteren şizofreninin yanında hızlı seyir gösteren şizofreni de olabilir. bu hastalarda ise belirtilerin çoğu bir arada aniden ortaya çıkar.bazı hastalarda belirtiler hafif seyrederken bazılarında şiddetli semptomlar olabilir ve bu durumda hastaları kontrol etmek güçleşebilir. şizofrenide görülen belirtiler iki başlık altında toplanır: pozitif belirtiler ve negatif belirtiler. her hastada bu belirtilerin tümü bir arada görülmez.

    şizofreninin tipine göre belirti kümeleri de değişir. örneğin paranoid şizofrenide şüphecilikle ilgili belirtiler baskındır. paranoid şizofrenlerde sık görülen temalardan bazıları şunlardır: kendisine kötülük yapmak isteyen kişiler veya güçler vardır, bununla ilgili sesler işitmektedir, bu nedenle evde perdeleri kapatıp oturmakta, yemek yerken zehirlenme riski olduğunu düşünerek yemeği kendi önünde hazırlatmakta veya kendi yaptığı yemeği yemektedir. odasına dinleme cihazları yerleştirilmiştir, bu nedenle odasında temkinli konuşmaktadır, eşi kendisini aldatmaktadır, v.b. basit şizofrenide ise toplumsal çekilme, içine kapanma, sosyal aktivitelerde azalma, kendine bakımın düşmesi gibi belirtiler dışında fazla bulgu olmayabilir. pozitif belirtilerde; şüphecilik, işitme varsanılar ve garip davranışlar sıktır.hastalarda düşünce ve konuşmada kopukluk görülebilir. konuşurken konudan konuya atlama, içerik olarak bir anlam ifade etmeyen sözcükleri birbiri ardına sıralama sonucu dinleyenler tarafından bir anlam ifade etmeyen sözcük salatası dediğimiz içeriği boş, anlamsız ve karmaşık konuşma biçimi görülebilir. bazende hastalar kendileri kelime uydururlar, bu kelimeler kendilerince bir anlam ifade etmektedir.aslında anlamsız gibi görülen konuşmaya dikkat edilirse çokta anlamsız olmadığı içeriğinin olduğu görülebilir. bu konuşma biçimi kişinin çağrişimlarının hızlanması ile ilgilidir. düşüncede bu hızlanmanın yanında duraklamalar da görülebilir.

    hastalar konuşurken ani duraklamalar, bloklar genelde buna bağlıdır. düşünceler genelde çocuksu ve büyüseldir. hastalarda gerçekle bağlantısı olmayan inanışlar görülebilir. bu hastalarda görülen bazı düşüncelere şu örnekler verilebilir; telefonları dinlemekte, insanlar kendisini takip etmekte, herkes düşüncelerini bilmektedir, kötülük yapmak isteyen kişiler vardır, hatta ev içindeki yakınları bile kötülüğünü istemekte ve kendisine zarar vermek için planlar yapmaktadır,televizyondan mesajlar almakta, herkes kendisine manalı manalı bakmaktadır, iç organları parçalanmış ve yok olmuştur, telepatik güçleri vardır, uzaylılar kendisi ile bağlantı kurmaktadır v.b.

    gerçekle bağlantısı olmayan sesler işitilebilir. bazen bu sesler bazı komutlar vermekte, alay etmekte veya kötü sözler söylemektedir. yine gerçekte olmayan hayaller görülür. garip şekiller, korkunç yaratıklar olabilir. hastalar bu ses ve görüntülerin gerçekte olup olmadığını ayırt edemez. çoğu zaman bunlardan rahatsız olurlar ve korkarlar. bunları kendi beyinlerinin bir ürünü olarak kabul etmez ve genelde dışarıdan birileri tarafından yapıldığını düşünürler. bazen bu seslere yanıt verir, konuşmaya başlarlar veya görüntüleri takip ederler. hastaların bu hareketleri dışarıdan gözlendiğinde kendi kendine konuşuyormuş veya sabit bir noktaya bakıyormuş gibi gelir.

    negatif belirtilerde; toplumsal çekilme, içine kapanma, ilgi ve istek azlığı, kendine bakımda azalma, konuşma ve hareketlerde azalma gibi belirtiler görülür.

    duygulanımda azalma görülür. hastaların jest ve mimiklerinin azaldığı görülür.olaylara uygun tepkiler veremezler. çoğu zaman yüzlerine maske giymiş gibi tepkisiz bir görünüm sergilerler. bazen de uygunsuz tepkiler verdikleri görülür, ağlanacak yerde güler veya gülünecek yerde ağlayabilirler. genelde hareketler azalmıştır.

    harekete başlama güçlüğü görülür. ileri evrelerde hareketsiz uzun süre durdukları görülebilir. bu hareketsizliğin nedeni sıklıkla ileri derecede kararsız kalmakla ilgilidir. bazen bu uzun süreli hareketsizliğin ardından ani beklenmeyen bir hareketlilik olabilir, hasta yaydan fırlamış ok gibi eyleme geçebilir. hastalar toplumsal olaylara ilgi ve isteklerini genelde kaybederler. toplumsal çekilme, okul ve işe devam edememe, arkadaşlardan uzaklaşma, yalnız kalmayı tercih etme sık görülür. dikkat toplama güçlüğü vardır, hastalar bir konuya odaklanamazlar.

    şizofreni hastalarında saldırganlık sık görülen belirti değildir. ancak şizofreni belirtileri ortaya çıkmadan önce saldırgan kişiliği olanlarda hastalık ortaya çıktıktan sonra saldırganlık görülebilmektedir. bunun dışındaki hastalar genelde içine kapanıktır. şüpheciliği olan hastalar ilaç kullanmıyorlarsa saldırgan olabilirler. genelde aile içinde veya arkadaş ortamında saldırgan davranışlar gösterirler. yine alkol ve madde bağımlılığı olan şizofrenlerde saldırganlık görülebilir. şizofrenide intihar riski normal topluma göre fazladır. hastaların %10’unda intihar girişimi görülebilmektedir. hangi hastanın intihar edeceğini önceden kestirmek genelde güçtür.

    http://www.populermedikal.com/…sthash.jlb9y3xf.dpuf

    edit: az önce bir arkadaş mesaj attı. mesajının bizi ilgilendiren yerlerini direkt buraya kopyalıyorum.

    --- spoiler ---

    merhaba,
    şizofreninin toplumda görülme sıklığı %1 kadar.hasta yakınlarıyla beraber %3lük bir kesim için şakasının yapılması, aşağılama için kullanılması, yersiz konulara meze yapılması oldukça rahatsız edici. malesef bu yönde kullanımı çok yagın.ben de annemi bu hastalığın yol açtığı intihar sebebi ile kaybettim.

    mesajı atma sebebim, bundan sonra bu konu hakkında daha duyarlı olacağına olan inancım.
    dediğim gibi her yerde çok fazla yersiz kullanımı mevcut, sizin giriniz en son takılacağım yer olur. sadece anlatmaya değer bulduğum kişilere bu uyarıyı yapmaktayım.edit,ekleme,silme gibi bir duruma gerek yok. iyi günler dilerim
    --- spoiler ---.

    kendisine izin verirse entryi silmek istediğimi söylediğimde ise ;
    şöyle bir mesaj daha geldi;

    --- spoiler ---

    bence silmene gerek yok entriyi her ne kadar laf sokma amacı olsa da yine de bilgi içeriyor ve sansasyonel bir başlık olduğu için insanlar okuyacaktır. gerçekten rahatsız edici olan şeyler "şizoya bağladı" "adam şizo ya" falan gibi gündelik yersiz kullanımlar. ha bir de malum şahıs için kullanulması:) ilginiz için teşekkür ederim.
    --- spoiler ---

    yani özetle: şizofreni hakkında yıllardır atladığımız bir konunun ne kadar da önemli olduğunu bu mesajla bir çok kişi anlamış oldu.
    sözlüğün en sevdiğim yanı ise bu yazıyı binlerce kişinin okuyacak olması . bu vesile ile belki de , şizofreni konusunda yapılan gereksiz benzetmeleri yapanlar (benim gibi), şizofreni hastalarının yakınları ile empati oluşturup daha makul bir tavır sergilemek sureti ile o insanları kırmayacaklar.

    yani özetin de özetine gelirsek ;

    demek ki şu dünyada en gereksiz dediğimiz canlıların bile dünyaya bir geliş amacı varmış. bu farkındalığı, boyle bir troll sayesinde yaratmış olmak ve bu herifin böyle güzel bir olaya vesile olması demek, hiç ummadığımız canlıların bile bir şeylere yaratabileceğini kanıtlıyor...

  • 10. başörtülü ve mini etekli kız aynı sahneyi paylaştı

    çocuk yaşta bir liseli kızın kıyafetine sansür uygulayan sapık zihniyetin ürünü olan haberdir. başlıktan tam anlaşılmasa da bir başörtülü kız nasıl mini etekli bir kızla aynı sahnede olabilir demişler.

    terbiyesiz herifler sizi.

  • 11. hamza'nın protezi için 25bin tl gerekiyor

    değerli sözlük halkı;

    bugün hikayesini tesadüfen öğrendiğim 10 yaşındaki hamza'nın, geçen ramazan ayında ailesiyle geçirdiği trafik kazasında annesi ve kendisi birer kollarını kaybetmişler. annesinin kolu başarılı bir operasyon sonunda yerine dikilebilirken hamza'nın ameliyatı maalesef başarılı olamamış. babasının durumu ağır ve maalesef çalışamıyor.

    hamza'nın yeniden bir kola sahip olabilmesi için gereken protez 35.000 tl. bu tutarın 10.000 tl'si devlet tarafından karşılanıyor. protez uygulaması için gereken tutar yalnızca 25.000 tl ve daha önce onlarca başarılı yardım kampanyası gerçekleştiren biz sözlük halkının bunu kısa sürede toplayacağına inanıyorum.

    yardım toplama kampanyası rize valiliğinin 14750929-477.01.05.01-e.3450 sayılı izin belgesi ile hamza'nın halası ayla yıldız tarafından yürütülüyor.

    yardımlarınız için şu hesap numarasını kullanabilirsiniz;
    hesap adı: ayla yıldız (hala)
    iban: tr20 0006 4000 0017 2010 1043 59

    rize valiliği yardım toplama izin belgesi

    hamza'nın protezi için tıbbi cihaz kullanım raporu

    protez için proforma fatura

    hesap numarası

    bunlar da hamza'nın fotoğrafları;

    hamza
    hamza
    hamza
    hamza
    hamza

    benim konuya ilişkin verebileceğim bilgiler bu kadar ancak daha detaylı bilgi için benim konudan haberdar olmamı sağlayan yağmur hanıma;

    yagmur.yor@gmail.com

    adresinden ulaşabilirsiniz.

  • 12. 30 yaşına geldiği halde hiç evlenmemiş kadın

    bakir, çok güzel yemekler yapan, pantolonlarimi çift çizgi yapmayacak, anneme tapacak, evde benim hakimiyetimi kabullenecek, çocuklarımızı benim desteğim olmadan büyütecek, çalışmayacak ya da benden az kazanacak, naz kapris trip yapmayacak bir adam bulamazsam üç sene sonra olacağım kadın.

  • 13. ab ile vizelerin kaldırılması

    yüz kere aynı şeylerin söylendiği ama sanırım ama kimsenin ısrarla anlamak istemediği durum. danışman şirketlere bir pasaport iki kağıt bırakıp alamıyoruz işte o sizin kolay dediğiniz bu vizeyi. nasıl bir umursamamızlık, başkalarını düşünmeme anlam veremiyorum. ben de vize kalkacak diye sevinen suserları anlamayan suser'ları anlamıyorum gerçekten. toz pembe değil işte gerçekler.

    onlarca ülkeyi ziyaret etmiş adamların kalkıp vize almakta ne var ya demesi o kadar bencilce ki bu vizelerin kalkmasına sevinen insanları bile eleştirebiliyorlar. refah seviyesiniz, maddi durumunuz iyi olabilir, önceki aldığınız vizeler, banka hesabınızdaki birikmiş para, amerikan pasaportunuz sizin bir başka ülkeye giderken ki referansınız olabilir ama bu herkes için geçerli değil.

    buraya gelip x vizesi başlığının altında tek seferde 10 yıllık verdiler, şu yıla kadar verdiler diye yazıp altına amerikan pasaportuna sahip olmamın etkisi olabilir mi bilmiyorum swh yazan insanların ısrarla bu başlık altında vizeler kalkmasın yaaaa diye çırpınması ayrı bir olay.

    çomarlar gidecek, iltica olacak, x olacak y olacak bilmem ne. nasıl bir ötekileştirme, nefret etme anlam vermekte güçlük çekiyorum. verilecek olan şey 90 günlük turist vizesi, kimse size oturma izni verileceğini söylemedi zaten neden milyonlarca kere söylenmesine rağmen hala göç olacağından falan bahsediyorsunuz? garip.

  • 14. yazarların medeni hal durumu

    (bkz: hal durumu)
    (bkz: nüans farkı)
    (bkz: full dolu)

  • 15. olası canan karatay beslenme önerileri

    kahvaltıda bir dilim ekmeğin üzerine tereyağı sürüp yemeyin. onun yerine bir dilim tereyağının üzerine zeytinyağı sürüp yiyin.

  • 16. oyunculuğu kötü star aktör ve aktrisler

    (bkz: beren saat)

  • 17. acun ılıcalı

    "günde survivor ile ilgili 300 entry yazılıyor. bunun yarısında yazarlar birbirine sallıyor" diyerek sözlüğü okuduğunu tescillemiştir.

  • 18. cenk tosun

    bu akşam, bana bir kez daha bilic'e küfrettirmeyi başardı.
    geçen yıl, demba ba çıkar, mustafa pektemek girerdi oyuna ve bu adam kenarda beklerdi laaan, düşünebiliyor musunuz? allah aşkına aklınız, mantığınız alıyor mu bu adam kenarda beklerken gol atacak diye mustafa'yı oyuna sokmayı.

  • 19. doların 2.80 altına inmesi

  • 20. atiba hutchinson

    arkasından itildiği bir pozisyonda kendini biraz ileriye atsa boru gibi penaltı alacak ama adam düşe kalka devam etmeyi tercih ediyor. ligin karakter ihtiyacının neredeyse %70'ini tek başına karşılıyor.

    edit: yönetimin yedinde olsam çocuğunu altyapıya alırdım.

  • 21. dedenin ölmesi

    - kızım dedenin mevliti var. senelik mevliti. biliyorum gelmek istemiyorsun ama deden baktı sonuçta. buradakiler sana hayırsız diyorlar. anasının-babasının mezarına bile gelmiyor diyorlar. üzülüyorum ben çok.

    yine ağlıyor. halam. ailemde yaşayan 3. kişi. hala bir sürü yeşil reçeteyle satılan ilaç kullanıyor. 3. kişi olmak zor. telefonda bir çırpıda söyledi tüm bunları. nefes almadı. hazırlanmış konuşmaya belli.

    + tamam hala. gelicem. görüşürüz.

    sessizlikle kapanan telefon. zaten bizim konuşmalarımız hep sessizlikle kapandı. kızını toprağa verdi, abisini verdi, annesini verdi, babasını verdi. keşke sadece kendine ağlasa. o ağladığında bir sigara yakardım. derin bir nefes çekerdim. "bir fıkra duydum geçen gün." .............................. çatallı ağlayan sesiyle cevap verirdi "nasıldı?".......... "bilmem. komikti."....................... "çay içelim mi?".. sessizliği çay bölerdi.

    mevlit zamanı. kızlarımı da götürdüm. onlar olmasa gitmezdim. bozüyük'ün en eski yerleşimi, bir höyük'ün artık kimse kalmamış herkes taşınmış mahallesine iki kızımla attım adımımı. 8 sene okuduğum okulumun bulunduğu noktayla başlayan 500 metrelik yol. solda bakkal hasan. hala açık. hala bakkalında. yaşlı. ben çocukken gençti. iki evlilik yapmıştı. çocuklarını hatırladım. küçük çocuğuna oynarken araba çarpmıştı. ne gereksiz bilgi yığını var beynimde.

    sokağa devam ettikçe şimdiki zaman ayağımın altında parçalandı. tüm zamanlarım geçmiş zamanla başlayıp bitiyor. yokuş. bisikletimle mahallenin çocuklarıyla indiğim bayır. bisikletim dediysem "özgül"ün bisikleti. ölen kardeşimin. eniştem onun için almıştı. ölmeden 1 hafta önce. 6 yaşındaydı. öldü. dedemin evinin tam karşısında otururdu halam. özgül'le hergün o bahçede kahkahalarımız duyulurdu. dedem kızardı, biz bahçeyi talan ederdik. o kızdıkça biz daha da talan ederdik.

    ben adım attıkça uzayan yol. kızlarım bile benden hızlı adım atıyor. soldaki şu geniş kapı. adını hatırlamıyorum kadının. inekleri vardı. babannemle süt almaya gelirdik. bahçeleri hep tezek kokardı. sütleri güzeldi. ama kokardı. bir akşam babannem tek başıma yolladı süt almaya. annem iş çıkışı beni yolda gördü. kıyamet koptu. annem evine gidip babannemi aradı. kıyamet kopmakta kararlı. annemin evi, benim evim, babamın evi. anne keşke bizim evimiz olsaydı. sen beni terk etmeseydin. zaman ayağımın altında parçalanmasaydı.

    sağdaki ev. necmiye ablanın evi. babannemin en iyi arkadaşı. ekürisi. dedem eküri derdi. kanka gibi bir şey. hala yaşıyor. bir sen yaşamıyorsun babanne.

    soldaki şu evin sahibini hatırlamıyorum bak. ama evinin içinin her detayını hatırlıyorum. hacca gittiğinde getirdiği o misvak'ı hatırlıyorum. metal yuvarlak bir şeyin içindeki hacı kokusunu da. evlerindeki avluyu da. ama kadının adını hatırlamıyorum.

    nefize abla. kızı alev. fare zehiri içerek intihar etmeye kalmıştı. mahallenin en güzel kızıydı. ben çocuktum. bir delikanlı sevmiş. birlikte olmuş. sonra delikanlı terk etmiş. böyle küçük yerlerde "ilişki yürümüyor yae" olmuyordu. alev abla. bakire değilim artık diyerek intihar etmeye kalkmıştı. bu toplumun ahlak yasalarının bir cana nasıl mal olabileceğini çocuk yaşta öğrendim.

    sanırım ben bu toplumdan daha o yaşta nefret ettim.

    zaman genleşiyor. karadeliğe yaklaşmak gibi. eve yaklaştıkça ben de genleşiyorum. şiştim. "çıkmaz".. dedemin evinin höyüğüne çıkan yerin adı. çıkmaz sokak. çıkmaz bayır. çıkmaz tepe yolu. çıkmaz herhangi bir şey. evin dış kapısı açık. girerken kafamı kaldırıp numaraya baktım "6".. 25 sene boyunca hep "4" tü o numara. numara da gitmiş. her şey gider. kapının sol girişine baktım.

    dut ağacım. ilk direnişim. yok. beton dökülü üstünde. içeride kadın topluluğu. girdim. aman allahım hepsi. hepsini tanıyorum. pakize yenge, mürvet yenge, hacer abla. halam. üvey annem. çocukluğum dalga dalga tanıdık yüzlerle daha da canımı yakıyor. her tanıdık yüzde acım artıyor.

    - biliyorum gelmek istemiyorsun ama deden baktı sonuçta.

    bilmiyorsun. her oda. duvardaki her çizik. şu tavanın boyası. bu tavanı 15 veya daha fazla sene önce babannem, dedem boyamıştı. boya yetmemişti. bisikletimle gidip ben almıştım. büyüktüm. 16 yaşındaydım sanırım. bilmiyorum. büyüktüm ama. bilmiyorsun hala. ben hiç anlatmadım.

    kimseye anlatmadım. sen her ölümde feryat ettin. ben her ölümde nefret ettim. sen annen ve baban 2 sene seni bırakıp almanya'ya gittiler diye hala ağlıyorsun. ben 1,5 yaşında terk edildim. sonsuza kadar. hiç ağlamadım. bilmiyorsun. içimdeki ateşi bilmiyorsun. büyüdükçe öğrendim. sonuçta hayvandık ve hayvanların ne yapacağı kestirilemezdi.

    "allahümme salli ala muhammed" .. bu selamlaşmayı unutmamışım bak. kadınlar iki elimi tutup sallarken ben de söyledim. kızları benim küçük karanlık odama koydum. "oynayın" .. enteresan bir emir kipi. ama oynadılar.

    elime tutturulan yasin. "vel kuranil hakim". arapça harfleri de unutmamışım. demek ki 5 sene kuran kursuna gidince ömrün boyunca unutmuyorsun. kuran okunuyor ama ben aklımda bir yerlere gidiyorum. aklımın karanlık dehlizlerine. karşımda halam. sessizce kuranı takip ediyor. kapı eşiğinde dedem. 1 sene önce yoğun bakımda son nefesini vermeden önce gördüm. gülümsedi. gülümsedim.

    evin önündeki o betonda yazları yemek yerdik. yazlar hep ayrı bir güzeldi. sen kahkaha atardın dede. ev neşe dolardı. babannem "herif" derdi. ortalık aydınlanırdı. kavga ederdik. herkes eder.

    dede sağ kalanlardan kimse seni benim kadar sevemez. sen bilmezsin. bir gün bir tura gitmiştin. ben senin hırkanı koklamıştım sen yokken. babannem görüp çok hüzünlenmişti. osurmak iyidir dede. ben de osuruyorum. gelince tutmuyorum. tutmadıkça sen aklıma geliyorsun. gülümsüyorum. "elifffff, lammmmm, mimmmmmmmm".

    ben sadece seni gömmedim toprağa. bu ev. çocukluğumun geçtiği bu evin yaşayan tek ferdiydin. ben bu evi de gömdüm. çocukluğumu. bu evin bahçesinde yıkanan babamın cesedini de. gençliğimi gömdüm dede.

    "şimdi sen ebesin"

    bahçeden gelen sesle elimdeki yasini büküp baktım. kızlarım. ve bir kız çocuğu daha. üçü oyun oynuyor. özgül ve benden sonra bu bahçede ilk defa çocuk cıvıltısı duyuluyor. bahçe özlemiş. ben özlemişim. çocukluğum özlemiş. sen özledin mi dede. kimse oralı değil. kimse bakmıyor çocuklara. ben izliyorum.

    "amme yeteseelun".. "ayaklarınızı gördüm".. patırtı. duvara yaslanıp sayıyor mel. o duvar sarıydı. özgül ve ben oynarken her tarafımıza bulaşırdı. bahçede rengarenk çiçekler vardı. ters döndürülmüş kola şişeleriyle birbirinden ayrılmış. babannem kola şişeleriyle bahçe süslerdi. üstlerine çıkıp düşmeden yürümeye çalışırdım. cam sağlıktır.

    bitti. yemek faslına geçildi.

    3 saat geçmiş. "hala ben gidiyorum"... "kalmayacaksın yine değil mi? peki. ama bayramda gel. mezarlığa bir bakarsın. istersen"

    bayram ne zaman. ben bir kaç aylık limiti doldurdum. belki sık gelirsem yalama olurum. olur muyum? "hadi çocuklar"..

  • 22. canlı yayın dolandırıcıları

    genelde derya tv, ahmet tv, mehmet tv gibi kanallarda yapılan yayınlarda kenara koyulan resimlerden farklı olanını söylemeniz karşılığında 5.000 tl vereceklerini söyleyen dolandırıcılardır. bir de yayına yalandan yanlış cevap veren tanıdıklar çıkartırlar ki arayacak kişiler cesaretlensin ve cevabı sadece kendileri gördü sansın. sürekli konuşarak kafa sikerler. arama ücreti 20 tl'dir. profosyonel dolandırıcılardır. memleketimizin göt oğlanı dolu olduğunun kanıtlarıdır.

  • 23. 1 milyon lira verseler interneti bırakır mısın

  • 24. halı yıkanırken çıplak ayakla üzerinde gezen çocuk

    dünyanın en mutlu çocuğu olabilir.

  • 25. tayland'da feci dayak yiyen ingiliz aile

    69 yaşındaki neneye saldıran delikanlıları(!) göstermiştir. bir ülkede daha görmüştüm böyle elinde tesbihle 50 kisi tek turiste dayilanip dayak yiyenleri. hangi ülkeydi acaba? (swh)

  • 26. saniyede en az 3 ağır küfür ettiren olaylar

    ara sokaktan traktör gibi ses çıkartan motorsiklet geçmesi, bu yetmiyormuş gibi sürücünün gaz verip sesi daha da arttırması.

    arkadaş ortamında dahi .iktir bile çekmem ama, bu şerefsiz motorsiklet sürücülerine doğrudan ana avrat düz gidiyorum, beddualar diziyorum.

    buradan da belirteyim, yüksek gürültülü motorsiklet kullanan herkesin amk.

    bugüne kadar bu motorsiklet gürültüsüne nasıl bir sınırlama, yasak, ceza getirilmemiş, aklım almıyor.

  • 27. herkes çocuğuna sahip olsaydı sapıklıklar olmazdı

    2 saat önce cumhuriyet'te okudum bu haberi.

    cümlesi tam olarak şu: “özellikle bu çocukların böyle olmasında önce aileler yani çocuğu edinen, çocuk sahibi olan herkes çocuğuna sahip olabilseydi ve kendi nefsine sahip olabilseydi, bu sapkınlıklar yaşanmazdı. kontrolsüz tatmin duygusundan çıkan bu sapkınlıkların hepsi insani bir olaydır ve bu insani olayların üstüne birlikte gitmemiz lazım. farkındalık ve bilinç yükseltmelerle ve özellikle bizim tezimiz olarak da dini ve imani konularla bunun çözümü olduğuna inananlardanım. onun için, çağrılacak uzmanlara ek olarak diyanet'ten de uzman alabileceğimiz kanaatimi belirtmek istiyorum.’’

    neresinden tutsam elimde kalıyor. bu çocukların böyle olması.. adını zikredemiyor durumun. adını sesli söyleyemiyor. bu çocukların böyle olması diyor. "böyle" dediği şey tecavüz. tecavüzü zikredememenin verdiği rahatlıkla bir kadın olarak konuşuyor. tecavüze uğrayan ensar vakfının çocuklarını konuşurken söylüyor.

    aileleri sahip çıksaydı diyor. sonra ailelerine sussunlar diye ödenen paraları anmıyor ağzına. tecavüzler hep sahip çıkamamaktan. mesela damacanaya da sahip çıkan olsaydı olmazdı bunlar.

    konuşması gittikçe ağırlaşıyor. pisleşiyor. "din" diyor. iman.. oysa "din, başörtüsü" diyerek iktidara gelen bir parti var.

    tek din diyen bir parti. 15 senedir bu partinin yönettiği muhafazakarlaşan bir ülke var. "din" diyor. psikiyatri değil diyanet diyor. imam diyor.

    öz kızına şehvet duyan baba fetvaları meydanda olan kurumdan yardım istiyor. dindarlaştıkça çözülecek sorunlar. yüzde 97'si müslüman ülke.

    her gün 3 kişinin cinsel tacize uğradığı ülkemde, bunları ateistler, komünistler, kısaca “allahsız” lar yapıyor sanıyor hanımefendi.

    türkiye’de 79 bin 96 cami, 90 binden fazla din görevlisi, bütçesi dört bakanlık ve 22 üniversitenin bütçesine denk diyanet işleri başkanlığı var.

    türkiye’de 536 imam hatip lisesinde 105 bin öğrenci okuyor ve bu liselerden çıkanlar, otobüsçü oluyorlar, rtük’çü, gemici, otelci, limancı, ihaleci oluyorlar, hatta milletvekili ve iktidar oluyorlar.

    türkiye’nin 79 bin 96 minaresinden her gün beş kez ezan okunuyor, müminler allah’a imana çağrılıyor.

    din, her şeyden önce bir ahlak öğretisi. imamlar her vaazda cemaate “güzel ahlak”ı anlatıyor. tüm müminler, allah’a imanın onun emrettiği “iyi insanlık”, sevap işlemek, günaha girmemek olduğunu biliyorlar.

    oysa bir ahlak erozyonu yaşıyor türkiye, hiç olmadığı kadar. günah rekorları kırılıyor.

    liste uzun. kimsenin kendi işini yapamadığı türkiye, işinin ehli olmayan sorumsuz kişilerin elinde binlerce insanın sağlığından, canından, malından olduğu, çocuklarını yitirdiği bir ülke.

    hala imam hatip sayısını arttırarak, cami yaparak "ahlaksızlıktan" kurtulacağını sanıyor.

    çocuklarını yitiren ülke, geleceğini yitirmez sanıyor.

  • 28. portekiz'de 50 çete üyesini dağıtan türk dönerci

    (bkz: türk olunca barbar, irlandalı olunca erkek)

    kendi hakkını savunan, cesur yürekli esnaf adamdır.

    adama 30 kişilik çete hesap ödememiş, saldırmışlar; adam elinde döner bıçağıyla kendini savundu diye şurada edilmedik laf bırakmıyorlar. acaba bu tipler kendi dükkanında 30 kişi saldırsa ne yapacaklar çok merak ediyorum.

    milliyetçi olmayacağız goygoyuna kendi halkınıza ırkçılık yapmaya başladınız. biraz adil olun.

    edit: sözkonusu yazılan entry'ler silinmiş yazarları tarafından, sileceklerini ummadığım için caps almadım, keşke alsaydım. "öyle bi entry yok" diyerek bana fırsatçı diyen yazar arkadaş nasıl bir fırsat elde edebildiğimi açıklarsa sevinirim.

  • 29. mustafa kemal'in türk kızı tercihi

    çocuk tecavüzlerinden zevk alan şerefsizlerin mustafa kemal'i karalama çabalarıdır.

    hepiniz cezanızı çekeceksiniz lan, o günler gelecek, unutmayın bunu.

    edit: gerçek ya da değil. bunu söyleyenin değil de bugün gelip buraya art niyetli olarak taşıyanların derdindeyiz. ata'nın özel hayatıdır, tercihtir, sanane banane. niye bunun üzerinden karalamaya çalışıyorsun.

    bak hele bak, artiste bak. halil kut ve burhan oğuz bu ülkenin en doğru söyleyen, en tartışmasız adamlarıymış gibi artistlik yapmış bir de. sizin derdiniz belli koçum, boşuna lafı dolandırmayalım.

  • 30. jose ernesto sosa

    bu sene şampiyonluk kupasının sol kulpu direk kendisine tahsis edilmelidir. sağ kulp'u tutacak futbolcular değişmeli olacak şekilde ayarlanabilir ama ismail, tolga ve alexis'e en az süre verilmeli. zaten tolga'nın kupayı da tutabileceğini zannetmiyorum.

  • 31. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    ilk olarak, sozlukte hindistan'da tuvalet olarak kullanılan plaj basliginda karsilastigim vpro metropolis isimli youtube kanali. ilgili videodan sonra kanali takip etmeye basladim ve gordum ki videolarin tamami bu sekilde, dunyanin cesitli yerlerinden baska bir yerde goremeyeceginiz cok ilginc haberleri ve yasam tarzlarini paylasiyor. mesela;

    - bangkok'taki meshur, ping pong show'lardan birinde, cinsel organindan pinpon topu, jilet firlatabilen, sise acabilen, canli hayvanlari sokabilen kadinlardan birinin bir gecesi.

    - fildisi sahilleri'nde hayatlari boyunca kakao toplamalarina ragmen, bir kez bile cikolata yememis olan koylulerin, ilk kez cikolatanin tadina bakmalari.

    - kongo'da prezervastif yerine plastik torba kullanan hayat kadinlari. daha ucuz ve daha guvenliymis.

    - dunya masturbasyon sampiyonu japon. isini oldukca ciddiye aliyor ve antrenmanlarini aksatmiyor.

    - gida olarak ineklerden kan alip, sutle karistirarak icen kenyalilar.

    - cinsel organ lafinin agza alinmasinin dahi tabu kabul edildigi japonya'da (evet dunyadaki en buyuk porno endustrilerinden birine sahip olmalarina ragmen), vajinasini alciya batirip cikardiktan sonra susleyip hediyelik esya halien getiren ilginc hatun.

    - belcika'da sahnede sarki soylerken govde, kafa, goz demeden kendi kendilerine dovme yapan acayip muzik grubu.

    - uganda'da seksten daha cok zevk almak icin yeni teknikler gelistirip birbirine ogreten koylu kadinlar.

    - misir'da sokakta hristiyanlara yasli bebek demeden dini dovmeler yapan super hijyenik dovmeci.

    - ulkedeki her uc kadindan birinin memelerine silikon taktirdigi venezuela'da, vitrin mankenlerinin memelerini buyutenlerin artik ayri bir meslek grubu olusturmasi.

    - hintli bir cellat (hintliler de cellat diyorlar) adam asmanin inceliklerini anlatiyor.

    - pakistan'da hristiyan oldugu icin ayrimciliga maruz kalan ve tuvaletcilikten baska yapacak bir isi olmayan, yillardir milletin bokuyla ugrasmasina ragmen yine de kimseye yaranamayan adam.

    - kimsenin kiz cocuk sahibi olmak istemedigi nepal'de, kiz cocuk sahibi olmak istemeyenler kurtaj yaptirdigi icin ultrason ve cinsiyet testinin yasaklanmasi. ailelerin, gelecek cocugun cinsiyetini ogrenmek icin doktorlara baski yapmasi.

    - tanri shiva'nin dogum gununu kutlamak icin cigara sarip tutturen nepalliler.

    - rusya'da bar kavgasina bira bardagiyla uc kisiyi oldurup hapse girip ciktiktan sonra kendine yeni bir hayat kurmaya calisan, kendisine "pisman misin" diye soruldugunda "beni polise ihbar eden adami oldurmedigim icin pismanim" diyip hergun alkolun dibine vurmaya devam eden rus.

    - ve meshur, hindistan'da tuvaletlerini plajdan baska yapacak yerleri olmayan halk. nereye sicacaklar.

    ufkunuz, bilimsel anlamda ikiye katlanmasa bile, sosyal bilgi ve genel kultur olarak cok ilginc bilgiler katacagini dusunuyorum.
    not: videolar genellikle yerel dilde ve ingilizce altyazili olarak sunuluyor.

  • 32. survivor 2016

    acun sen buraları bu kadar okuyosan net yazıyosundurda.
    şimdi tek tek ''bunu izleyen maldır'' yazanlara ''sanane lan izleyen izler'' diye söven tipleri tespit etcem ve ardından tayyip'i ve arda'yı pohpohloyan yazarların ortak kümesinden seni bulucam.

  • 33. teletubbies'teki +18 sahne

    alt tarafı uzayan kırmızı bir şeyin göte girmesi sonrasında teletabişlerin keyiflenmesidir.

  • 34. vodafone arena

    sevgilisi ile buluşmak için beşiktaş'ın maçının olduğu gün dışında başka zaman bulamayan dalyarakların eleştirdiği evimiz. valla artık her maç günü böyle, işinize gelirse.

  • 35. game of thrones

    --- 6x1 için jon'la ilgili spoiler ---

    yok jon artık öldü, yok jon yaşadı, falan filan zibilyon tane teori üretildi. dikkatli izleyiciler mutlaka farketmiştir ama gelin hep beraber son kez aşalım şunları:

    1- melisandre'nin gerçek hali yaşlı kadın değil saçmalamayın. melisandre hepimizin beğendiği asimetrik de olsa diri göğüslü, taş vücutlu gencecik bir ablamızdır.

    2- kolye kendisini sürekli genç göstermesini sağlayan bir büyü değil, büyü ve zehirlerden onu koruyan bir koruyucudur. 2x1'de üstatların en tontiği cressen'i kaybettiğimiz zehirli şarap sempozyumunda zehri içtiğinde kolyenin parlamasının sebebi şarabın zehrini absorbe edip "bende kanka raad ol" şeklinde selektör yapmasıdır.

    3- jon öldüğünde, ateşler içinde kıştepesinde savaşırken gördüğü jon'u geri getirmek için bir bedel ödemesi gerektiğini bildiği için hüzünlenmiştir.

    4- jon'u geri getirmek için ödeyeceği bedeli bildiği için de perişandır.

    5- buz ve ateşin şarkısını geri getirmek için ödeyeceği bedel de buradadır.

    6- kolyeyi çıkarmış, iksiri içmiş, bedelini ödemiştir.

    lütfen jon dönecek mi, melisandre aslında yaşlı mıymış gibi teorilerinize biraz ara verip dinlenin. sevgiler, davos.

    sorular üzerine benim teorim editi:
    evet jon uyanacak, gece nöbetçileri kapıyı zorlayıp tam içeri girecekken kılıçlar çekildiği anda gözlerini açacak ve bölüm bitecek. sonraki bölümde ise tormund ve şürekası da gelince kan dökülmeden iş çözülecek. jon görevinden azad olacak, aliser thorne ve lord kumandan'ı bıçaklayan hainler cezalandırılacak, hayatta bir amacı kalmayan aklı başında tek insan olan davos yeni lord kumandan olacak, jon ise tormund ve ordusu ile winterfell'i almaya gidecek.

    --- 6x1 için jon'la ilgili spoiler ---

  • 36. emre belözoğlu

    sakatlanması gerçekten çok şaşırtıcı. emre gibi istikrar abidesi domuz gibi oynayan sakatlık nedir bilmeyen bir adamın fb maçı öncesi sakatlanması manidar oldu. takipçisi olacağız kara kartallar olarak.

  • 37. ali ağaoğlu

    az önce canlı yayında izledim

    "gecelik ilişki yaşamayı sevmiyorum. şayet yaşamayı sevsem istanbul'da kadın kalmazdı" dedi

    anan da yaşasaydı o istanbul'da aynı lafı edecek miydin?

    birilerinin anası, kızı, kardeşi yaşıyor orda. dikkatli konuş. görgüsüz

  • 38. 30 yaşına geldiği halde hiç evlenmemiş erkek

    30 yaşını gözünüzde büyütmeyin.

  • 39. mario gomez

    - "penaltı pozisyonunda rahattım ancak gereğinden fazla sert vurdum ve kaçırdım. galiba kullandığım son penaltı olacak. takımı riske atmaya gerek yok."

    bu sene kendisinden bi tek trip atan sevgili tadı almamıştık onu da aldık sonunda. cha cha!!

  • 40. avcılık

    en sevdigim komsum paul isminde 45-50 yaslarinda sari biyikli bir amca. eleman nike'in beaverton'daki ofisinde senior ar-ge'ci muhendis olarak calisiyor, arka bahcesinde organik tarimla ugrasiyor, evinin catisinda gunes enerjisi sistemi var ve ise tesla model s marka arabasiyla gidip geliyor. herhangi bir gun sabah 6'da kendisini evin arkasindaki ormanlik alanda jogging yaparken gorebilirsiniz ve "ne o, dizayn ettigin ayakkabiyi mi test ediyorsun" diye takilabilirsiniz.

    kendisi hayatimda gordugum en cevreci insanlardan biri diyebilirim. birkac ay once aksam saatlerinde kapim calindi ve karsimda paul'u gordum. elinde buyukce bir paket vardi ve sakayla karisik "bana hediye mi getirdin" deyince "bugun ava ciktim da bir geyik vurdum. etlerin bir kismini kendime ayirdim, bir kismini evsiz siginma evine bagisladim, biraz da sana getireyim dedim" seklinde cevap verdi. bunu duyunca cok sasirdim ve neden durup dururken masum bir hayvanin hayatina kiydigini sordum.

    bana "sana 2 hayvanin hikayesini anlatayim" dedi (a tale of two animals). daha sonra devam etti: "bu hayvanlardan biri senin buzdolabindaki inek ve kendisi endustriyel bir ciftlikte dogdu, dogar dogmaz annesinden ayrildi, sonra citlerle kapli bir yerde yuzlerce hayvanla sikis tepis yasadi ve hizlica sismanlasin diye kendisine surekli hormon basildi ve kisa zamanda obezite basta olmak uzere bir cok saglik sorunuyla bogusmaya basladi. belli bir kiloya ulasinca da mezbahaya gonderilip once diger arkadaslarinin katledilmesini izledi, sonra da kendisi oldukca kanli bir sekilde katledildi. hayatinin ilk dakikasindan son dakikasina kadar sirf bazi sirketler karina kar katsin diye iskence cekti."

    ve yine devam etti: "bugun vurdugum geyige gelince ormanda dogdu, ailesiyle ve arkadaslariyla ozgurce yasadi ve mutlu bir yasanti surdu. en sonunda nereden geldigini gormedigi bir mermiye yenik dustu ama omrunun son 5-6 saniyesi haric hic aci duymadi ve hayattan zevk aldi. vucuduna ne hormon enjekte edildi, ne hapis hayati yasadi, ne iskence cekti."

    ikna olmus gibiydim ama dayanamadim ve "peki zevk icin savunmasiz hayvanlari vurmak ne kadar dogru?" seklinde bir soru yonelttim. o da "eskiden dedemle babam ormanda avcilik yapardi. ben de kucuklugumden beri bu isin icindeyim. bugune kadar zevk icin avcilik yapan kimseyi gormedim. bazi simarik zenginler afrika'ya gidip aslan avlamaya calisiyor ama bu bolgede avlanilan hayvanlarin tamami avcilar tarafindan yeniyor veya evsiz siginma yerlerine bagislaniyor" seklinde cevapladi.

    biraz arastirma yaptim ve etrafta avcilik yapan baskalariyla da konustum. avcilar icinde sirf zevk icin hayvan oldurup buna "spor" diyen insanlar %1'lik kesimde. cogunun evinde buyuk derin dondurucu var ve avlandiklari hayvanlari orada birakmiyorlar. en son buldugum istatistiklere gore sirf 2010 yilinda abd'deki avcilarin bagisladigi etlerle evsizlerin toplamda 11 milyon porsiyon et yemesi saglanmis. ustelik burada bahsedilen hormonlu hastalikli etler degil buyuk olcude organik ve citlerin arasinda sikisip kalmak yerine ormanda rahatca kosabildigi icin saglikli olan hayvanlara ait etler.

    herseye ragmen vejeteryan olan biri cikip da avcilari etleri icin hayvan oldurdukleri icin elestirirse en azindan bunda biraz tutarlilik var ama marketten veya kasaptan endustriyel mezbahalardan cikan etleri alip beslenme amacli avciliga vahset demek ironik kaciyor. marketlerde satilan etlerin ne sartlarda uretilip piyasaya suruldugunu gormek isteyen google'da ufak bir arama yapabilir. biz marketten aldigimiz etin nasil o hale geldigini gormedigimiz icin vicdanimizi rahat tutuyoruz, hatta cogu zaman bunu gormek bile istemiyoruz. zaten bu yuzden bazilari "bugun avlanmaya gerek yok her turlu et markette mevcut" diyorlar. tamam her turlu et markette mevcut da o etler uretilirken hayvanlara yapilan eziyetleri gormedigimiz icin yok mu sayacagiz?

    bu arada insanlar balik tutmaya da cogu zaman laf etmiyorlar ama konu kara hayvanlarinin avlanmasi olunca aninda "vahset" deniyor. konu ceylanlarin, geyiklerin sirin olmasiysa kuzular ve koyunlar da gayet sirin ama kimse onlarin kesilip yenmesine laf etmiyor. zaten yukarda bahsettigim gibi mevzu hayvanin kesilip yenmesi degil, dogdugu andan oldugu ana kadar surekli hapis hayati yasamasi, sagliksiz sartlarda buyumesi ve surekli eziyet cekmesi. bu acidan avcilik daha insancil geliyor.

    avciliga "spor" denmesinin sebebi hayvani vururken yapilan "nisan al, ates et" eylemi degil. ortalama bir avci avini bulana kadar cogu zaman ormanda saatlerce yuruyor, kosuyor, tirmaniyor ve butun bu hareketlere "spor" deniyor. hayvani vurma anina spor demek ne kadar dogrudur bilmiyorum. bir de "savunmasiz bir hayvana silahla saldiriliyor, esit sartlarda avlanilmiyor" denmis. mezbahalarda kesilen hayvanlara kacma sansi veya dovusme sansi veriliyor mu? onlar esit sartlar altinda mi kesiliyor?

    son olarak not geceyim, avcilik yapmiyorum ve cogu kisi gibi ben de marketten et aliyorum ama kimseyi avcilik yaparak eve et getiriyor diye suclayamam.

  • 41. acun ılıcalı ekşi sözlüğü satın alsın kampanyası

  • 42. fenerbahçe

    ''fenerbahçe yüksek divan kurulu'nda kritik bir karar alındı. laiklik tartışmalarının yapıldığı dönemde, üyelerin laiklik ilkesine sahip çıkacağı yönündeki sözleri büyük alkış aldı. fenerbahçe'de tüm tesislerin isminde "atatürk" ibaresinin geçirilmesi önerildi.

    üyeler başta statlar olmak üzere ülkedeki tüm tesislerden ‘atatürk’ ibaresinin çıkarıldığını belirterek, bir vefa örneği teşkil etmesi amacıyla fenerbahçe’nin tüm tesislerine ‘atatürk’ isminin eklenmesi yönünde yönetim kurulu’na öneride bulundu. ''

    helal olsun. bizim fikret orman 'say'ın cumhurbaşkanım' diye dursun, cumhuriyet ilkelerine sahip çıkan fenerbahçe oldu.
    umarım öneri kabul edilecektir.

    http://amkspor.sozcu.com.tr/…ile/haber.php?p=487804

  • 43. 30 nisan 2016 kilis'e 3 roketin atılması

    haberin başlığına baktım yine "roket düştü" yazıyor mu diye.. bu sefer "kilis'e üç roket mermisi" diye sanki lahmacun söyler gibi bir başlık atmışlar.

    altında "suriye'den ateşlenen roket mermileri kilis'e gelmeye devam ediyor. sabah 2 öğlen bir roket mermisi düştü" ifadesi yer alıyor.
    halbuki bu bir terör saldırısıdır. "terör örgütü ışid kilis'e roket saldırısı düzenledi" şeklinde verilmelidir.
    pkk saldırısında "kalaşnikov mermisi isabet etti" diye yazmak neyse, buradaki "roket düştü" ifadesi de odur.
    bir şehir bombalanıyor. insanlar ölüyor, medya uyutuyor, siyasiler susuyor.

  • 44. merhaba ben tv8'in sahibi acun ılıcalı

  • 45. 14 mayıs 2016 sümeyye erdoğan'ın düğünü

    sanki aileden birinin düğünü gibidir.

    boşuna yıllardır vergi ödemiyorum.

    kız tarafıyız ama tüm eşyayı da biz düzdük muhtemelen.

  • 46. 1 litre şaraba 6 euro ödemek

  • 47. az kişinin bildiği muhteşem web siteleri

    bunlardan biri kesinlikle http://ipetcompanion.com/ dur.

    canli olarak barinaklarindaki kedilerle oynayabiliyorsunuz, az once washington'daki bir barinakta kedileri maymuna cevirdim. ne de tatlilar.

    oynanabilen belirli oyuncaklar var, kamerayi hareket ettirebiliyorsunuz, zoom yapabiliyorsunuz, fotograf cekebiliyorsunuz. kac kisinin bekledigi, ortalama ne kadar bekleyeceginiz filan hep gozukuyor. bir seferde 2dk oynayabiliyorsunuz.

    abd'de isteyen barinak bu tur sistemi ucretsiz bir sekilde kurdurabiliyormus, bu sistemin sahiplendirmeyi arttirdigi gozlemlenmis. sunu farkettim ki adamlarin barinaklari bizim otellerden daha konforlu. bizim barinaklara kamera gelse oralarda yasananlari gormemek icin acamayiz bile.

  • 48. en güzel dans sahneli film

  • 49. 1 mayıs

    emekçi bayramınız kutlu olsun. çıkın meydana diyemiyorum çünkü karşımızda hiçbir ahlaki değeri olmayan adamlar var. başkanlığı uğruna işıd'ı kendine garantör yapmış adamlar var..

    ama sen korkarsan, ben korkarsam, nasıl çıkacak bu karanlıklar aydınlığa. sizi seviyorum. gecenin zifiri karanlığı gibi ülkeme çöken ortaçağa karşı biz varız. her birinizi ayrı ayrı seviyorum. tanımasam da. tanışamasak da. hürriyet gibi aydınlık olun ve lütfen tek parça dönün.

  • 50. spotify

    2016 yılında halen winamp'tan şarkı dinleyemediği için şikayetçi olan dinozorları ortaya çıkarmış uygulama.sırf bu kafada biri olmamak için bile yıllık üyelik alınabilir.