3 kuruşa anasını pazarlayacak şerefsizlikteki aktrollere öyle geliyor olablir
gerçek şudur: (bkz: #160231958)
issa8 profili
-
şaka maka rte'nin bütün vaatlerini yapması
-
faiz artışına rağmen doların düşmemesi
hakan hoca bunu çok yazdı. başlıca sebebi, yeni ekonomi yönetiminin "aklın yoluna dönüyoruz" derken hayli ürkek davranması. ha nası davranmasınlar? erdo erken yaşta demansa giderken iyice asabileşti, sağı solu belli değil.
hafizanım ilk ppk'sında politika faizini şakkadanak %40a veya en azından bugün gelinen %30a çıkarabilseydi o zaman dolar abovvvv neymiş bunlar kaçın la kaçın diyerekten takkadanak düşecekti. zira o zaman tüik'in yalan enflasyonu da %40lardaydı. hakan hoca en son bu mevzuya yine değindi https://twitter.com/…ara/status/1704381092394922190
çünkü mesele politika faizi ile enflasyon arasındaki farkı kapamak. bakın illa da faiz enflasyon üzerine çıksın (fark + olsun) diyen yok ama şu tablodaki gibi de olmasın. makas negatif olsa da tek haneli sayılara inmesi lazım. yoksa bir b.ka yaramıyor işte! bakın yıllardır yerli yersiz erdo övmeye doyamayan robin brooks bile aynı mevzudan dem vuruyor bugün https://twitter.com/…iif/status/1704863444665606454
ha bir de bu yeni yönetimdekiler gittiler orta vadeli programda dolar 2024te 34(veya o civarda) olacak hedefi verdiler. yıl sonu hayvan gibi de enflasyon hedefi verdiler. tam rakamları unuttum @507'nin tivitlerinden bulursunuz. kan kokusunu saldılar piyasaya. e kokuyu alan pala durur mu?
edit: aha buldum https://twitter.com/…n15/status/1699390738260189482
2023 usd kur ortalaması 23.88 alınmış
2023 sonu kuru ~30,65 bekleniyor!!!
2024 usd kur ortalaması 36.8 tl
+
ovp ile merkez bankası’nın açıkladığı yüzde 58 enflasyon hedefi yüzde 65’e çıkarıldı
tüm bunların bileşkesinde düşüyor mu böyle? düşmüyor işte böyle!
hafizanım zaten sudan çıkmış balık misali bir diversity hire idi. bir de iflah olmaz endüttürü mühendisliğinin getirdiği mesleki deformasyon var. illa parametreleri baştan yavaş yavaş salıp sistemin tepkisini bir görecek, görüp tekrar ayar çekecek, sonra tekrar bakacak... bu sistemde bir de "aman erdo ağzımıza yapmasın, aman ağzımızın tadı kaçmasın" endişesi var. bu korkudan ötürü daha göreve gelir gelmez ppk'dan atması gereken yüzüklerin efendisi damat ekibini ancak ikinci ppk toplantısından sonra şutlayabildi (şutlatabildi?)...
işin bir de kendini besleyen tarafı var. enflasyon-faiz makasını kapatmayan ürkek artırımlar ve ovp'de verilen hedefler neticesinde dolar düşmediği gibi bir de yükselen dövizle gelen enflasyonist baskıya ilave olarak tüik'in daha doğru enflasyon verileri açıklamaya başlamasıyla enflasyon da tekrar sağlam yükselişe geçmiş oldu. bu da erdo'nun yarım aklıyla "aha yine benim dediğim oldu" diyerekten yeni ekonomi ekibini yakında (veya seçimden sonra) sepetlemesine yol açar endişesi var. bu endişe de doların ateşini düşürmeyen ve kendi kendini geri besleyen bir büyük etmen.
neyse efenim öyle oldu böyle oldu, hikeye b.ka sardı maalesef. yine de şakkadanak büyük faiz artışı yapıp, enflasyon makasını küçülterek dosta güven, düşmana korku, dolara ishal vermek için geç kalmış sayılmazlar ama sanmıyorum. zaten mesele sadece benim değil tüm piyasanın da artık bunu olasılık dahilinde görememesi -
süleyman soylu'nun altılı masa ses kaydı iddiası
eski iftiradır geçiniz https://www.diken.com.tr/…es-kaydi-cikarsa-ne-olur/
benzer iftirayı daha önce de imamoğlu'na üfürmüş ve ağzının payını almıştı
https://www.youtube.com/watch?v=t8xg_lt6w0s
sonra da osurup osurup ipe dizmişti
soylu, imamoğlu’nun ispat talebini yanıtladı: cenab’ı hakk’ın kayıtlarında -
muharrem ince
geçen bir oğan+ince destekçisi ile biraz yazıştık. enteresan biçimde oğan veya ince'den birini değil ikisini birden destekleyen (ve sanırım neredeyse tamamı sadece sosyal medyada var olan) kitlenin önemli bir kısmının, ince'nin foyası iyice dökülüp balonu patladıktan sonra oğan'dan yana kaykılıp bir yandan da ince'ye omuz vermeye devam etmeleri ve tüm enerjilerini millet ittifakını yıpratmak için harcamaları aslında bu sabah akşam sosyal medyaya yazmayı iş edinmiş kitlenin kimlere ve hangi amaca hizmet ettiklerini çok ama çok net gösteriyor. bir de bu ajandası açıkça belli olan feyk kitlenin goygoyuna kapılanlar var elbette. bu yazıştığım arkadaşın ikinci gruptan olduğuna inanmak istiyorum.
ince için şurada (bkz: #151692282) yazdıklarımı sordum. yalan mevzularına pek girmeden "kimse mükemmel değil" dedi. dansına twerk dememe alınmış, ismi o değil dedi. ne peki? dedim cevaplamadı. twerk'in tanımı "özellikle çömelme sırasında hızlı, tekrarlanan kalça itme ve kalça sallama ile karakterize edilen, cinsel açıdan müstehcen dans". bence yeteri kadar doğru anlatıyor yapılanı :)
herneyse, ekip meselesi için şunu yazdı: "ekibi de var. saydi tanitti hepsini, 300 kisiyiz dedi. akp geldiginde de tayyip’ten baska tanidigimiz adam yoktu. onemli olan taninirlik degil, ekibim dedigi insanlar icin bir suru akademisyen, burokrar vs. var. zaten ekip kurma isi cok problem bir sey degil. bugun seni secelim sen bile kurarsin isi biliyorsan." yani şimdi bunun neresinden tutsaydım bilemedim. yaşı genç herhalde, akp'de tayyip'ten başkalarının olduğu döneme yetişememiş zaten belli ki.
300 kişi kimmiş diye google'da arattım, "300 kişilik ekibim var, ama bazıları ekibimde olduğunu bilmiyor" gibi tarzına çok yakışan saçma bi laf çıkıyor sadece. isim misim hak getire. bu yüzden kaynak sordum. şu linki gönderdi. altta geçen mesut yılmaz öldü haberine bakılırsa videonun tarihi ekim 2020. videoda ismi geçen belki 30 kişi falan (saymadım) zaten ama en azından bu sayılan isimlerden bugün hangisi hala ince'yi destekliyor diye merak edip en başta saydığı prof. dr. ali rıza büyükuslu'yu arattım, bugün ince'yi yerden yere vuruyor. şunu retweetlemiş: "hırs, öfke, inat ve intikam… bütün bu duyguların bir arada olduğu bir profil muharrem ince ve niyetinin cumhur ittifakı’na değil, millet iitifakı’na kaybettirmek olduğu apaçık ortada. başarırsa büyük iş bitirmiş olacak. başaramazsa da siyaset sahnesinden yok olacak!". videonun gerisinde ismini zikrettiği bildiğim bir kaç kişinin twitter hesaplarına daha baktım. durum yine aynı.
bütünlük olması açısından o entryde yazdığım kendisinden ikrah ettiren unsurları biraz daha genişleterek burada tekrar sayayım:
>> kimseyle anlaşamaması, geçimsiz olması, etrafında kimseyi barındırmaması,
>> bir ekibi olmaması, ekip kuramaması
>> ahmet necdet sezer dahil pek çok harbi atatürkçü kılıçdaroğlu'nu desteklerken, hiçbir bilindik düzgün ismin ince'yi desteklememesi. buna rağmen ince'nin ittifak kontenjanından diğer partilerin aday gösterdiği isimler üzerinden chp'yi yıpratmaya çalışması. ama cevabını da gayet güzel alması: https://www.cumhuriyet.com.tr/…ul-etmiyorum-2072124
+eski dsp'li 74 bakan ve milletvekilinden kılıçdaroğlu'na destek
+memleket partisi'nden chp'ye dönen gaye usluer: muharrem ince'nin şahsında rövanşist bir tutum görüyorum
not: ulusalcılar ise atatürkün ismini heryerden kazımak için mücadele veren erdoğana destekler, onları atatürkçü'den sayan yok elbette.
>> ince'nin ittifaktan whatsapp mesajıyla ayrılması: hem egosunun boyutunu, hem karakterini göstermesi açısından çok iyi bir örnek. ayrıca bu hamleyle memleket partisine giden oyları da çöpe attı. ittifakta olsa barajı aşma şansı olurdu. ama onun meselesi mecliste yer almak değil kendini daha fazla ön plana çıkarmak olduğu için bunu tercih etti. veya belki beşli birileri bu aklı verdi kimbilir?
>> beşli çete ile pek(hiç?) sorunu olmaması, hatta parti sözcüsü ve ankara 1. sıra milletvekili adayı ipek özkal’ın (cnn türk ve bilimum yandaş kanalların gediklisi) eşinin beşli çeteden kolin'de müdür olması
ince 'beşli çete' ile ilgili gelen sorunun etrafında dolandı
üstteki videoda "kılıçdaroğlu kolin'in açılışını yaptı" diye iftira atıyor sonra da bu videoda yalanı yüzüne vurulunca "ben öyle demedim ben böyle demedim"
>> tasdikli vergi kaçakçısı olması
https://www.youtube.com/watch?v=kckkj-kr7uy
>> yalanlarıyla herkesin güvenini kaybetmesi:
1) millet ittifakı'ndan ne kılıçdaroğlu'ndan, ne akşener'den, ne yavaş'tan, ne imamoğlu'ndan.. hiçbirinden ince'ye en ufak bir kötü laf söylenmemişken sürekli millet ittifakına saydıran biri olarak şunu yazması. halbuki ondan daha 4 gün önce yazdığı tweet ortada. ve daha nicelerini yazdı. çıktığın programlarda dedikleri ortada. bir de utanmadan "bana saldırıyorsunuz" diyor. ülkenin yarısı kılıçdaroğlu'nu destekliyorken ve kendisi sürekli ona saldırıyorken, buna karşılık kimseden eleştiri görmek istemiyor. eleştirenleri de erdoğan ağzıyla hemen terörist yapıyor.
2) kendisi hakkında hep güzel konuşmaya çok dikkat eden akşener'e de iftira attı
soru soran genç "erdoğan'ın hayatında aldığı en yüksek oy oranına ulaşmasını nasıl başardınız?" diye sorduğunda, ince sinirlenerek "burada erdoğan çok yüksek oy almış, çok haklısın. sorumlusu meral akşener'dir, ben değilim. akşener'in partisi yüzde 10 adı. kendisi yüzde 7,5 oy aldı. eğer partisi kadar oy alsaydı, seçim ikinci tura kalacaktı. son 10 gün piyasaya çıkmadı. miting yapmadı. haksızlık yaparsın" şeklinde yanıt verdi.
ancak hatırlanacağı üzere, meral akşener 2018 seçim sürecinde yoğun bir şekilde mitingler düzenlemişti. 2018 seçiminin son 10 gününde akşener, sivas, tokat, amasya, mardin, muş, karabük, zonguldak, sakarya, bursa, bilecik, aksaray, niğde, nevşehir, bolu, düzce, kocaeli, kars, ığdır, erzurum ve istanbul'un 5 ayrı ilçesinde toplamda 19 miting düzenlemişti.
sadece 23 haziran 2018 tarihinde miting yapılamamıştı, çünkü samsun milletvekili adayı ibrahim özyer 22 haziran'da vefat etmiş, akşener cenazeye gitmek için 23 haziran günü miting yapmamıştı. mitinglerin tam olarak tarihleri ise şöyle: 13.06.2018 sivas-tokat-amasya, 14.06.2018 mardin-muş, 15.06.2018 karabük-zonguldak-sakarya, 16.06.2018 bursa-bilecik, 17.06.2018 aksaray-niğde-nevşehir, 18.06.2018 bolu-düzce-kocaeli, 19.06.2018 kars-ığdır-erzurum, 21.06.2018 bayrampaşa-fatih-üsküdar, 22.06.2018 avcılar-esenyurt
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/…edi-655461h.htm
3) imamoğlu'na da iftira attı:
ince, parti sözcüleri ipek özkal’ın eşinin kolin’de çalıştığı hatırlatılınca, chp yönetimindeki ibb’nin, dudullu-bostancı metro hattı ihalesini kolin’e verdiğini öne sürmüştü. ibb genel sekreter yardımcısı buğra gökçe:
kamuoyunun bilgisine: m8 dudullu - bostancı hattı:
• ihalesi 2015 yılında başkanımız @ekrem_imamoglu göreve başlamadan önce yapılmış ve kamuoyunda bahsi geçen şirketin de yer aldığı ortak girişim ihaleyi kazanmıştır. • yapımı önceki yönetim tarafından 2018 yılı sonunda finansal kaynak bulunamadığı gerekçesiyle durdurulmuştur. • 2020 yılında başkanımız @ekrem_imamoglu ‘nun tasarrufuyla özkaynak üretilerek işler tekrar başlatılmıştır. • 2022 yılı başında 188 milyon euro eurobond ihraç edilmiş ve hattın kalan tüm finans ihtiyacı sağlanmıştır. • hattımız 2022 aralık sonunda yolculu işletme sertifikası alınarak işletmeye hazır hale getirilmiş ve 6 ocak 2023'te resmi törenle istanbulluların hizmetine sunulmuştur. • 14,3 km hat uzunluğuna sahip, entegre ulaşım sistemimizin önemli bir parçası olan ve bölgede yaşayan 3,5 milyon insana hizmet eden hattımızda saatte 50 bin yolcu taşınmaktadır. • konuyu kamuoyunun bilgisine sunar, eksik, yanlış veya hatalı bilgilere itibar edilmemesini rica ederiz.
>> çeşitli şekillerde topladığı paraların hesabını vermemiş ve vermiyor olması
1) chp’den istifa ettikten sonra önce memleket hareketi altında bir oluşum başlattınız. ve harekete destek için de doğal olarak şahsi bir hesap açtınız. iş bankası akay şubesi’ndeki bu hesaba size destek verenlerin bağış yapmasını istediniz. ama sonra hareketiniz partileşti ve siyasal partiler kanunu gereği de yine aynı bankada ve aynı şubede memleket partisi adına resmi bir hesap açtınız. ve parti meclisi üyelerine dediniz ki; “şahsi hesabımı denetledikten sonra kapatacağım!” fakat kapatmadınız... ama ısrarla bu hesabın tıpkı resmi hesapta olduğu gibi başta parti genel saymanı serkan ufuk akgün, genel sekreteri prof. dr. hakkı akalın olmak üzere myk üyelerinin de görmesine izin vermiyordunuz. bu konuyu her gündeme getirdiklerinde; “merak etmeyin… denetleteceğim size ve kapatacağım” dediniz. dediğinizi yapmadınız ama. ve yukarıda adını saydığım isimler, “siyasal partiler yasasına göre bu suçtur. ileride başımıza dert açar. en azından biz denetleyelim ki, olası bir soruna önlem alalım” dediklerinde yine izin vermediniz. bu durum partide sorunun başlangıcı oldu ve başka sorunlar eklenerek mesele giderek büyüdü ve en sonunda da, sizinle birlikte chp’den istifa edip gelen başta prof. gaye usluer olmak üzere, kurucular hakkı akalın, meryem şengül kala, serkan ufuk akgün, prof. dr. ali rıza büyükuslu ve dr. oğuz giray istifa etti. usluer, istifasını çok sert ve net bir açıklama ile sosyal medya hesabından duyurdu. akalın da benzer açıklamalar yaptı. ancak siz çok önemli kurmayların bu istifasının ardından tek cümle etmediniz. neden? memleket hareketi kurulduğu gün açılan ve sonra da partinin neredeyse tüm giderlerini karşıladığınız şahsi hesabınızı neden denetlettirmek istemediniz?
https://www.haberturk.com/…masini-istedigim-soru-su
2) videoda bahsettiği gibi mevcut cumhurbaşkanlığı sistemiyle bir sorunu olmaması, özellikle direkt kendi adına para toplama işini çok sevmesi, tek sıkıntısının toplanan milyonlarca lira parayı direkt kendisi harcayamayıp "işlere" mali müşaviri de sokmanın gerekiyor oluşu
>> bazı "yardımseverler" tarafından cumhurbaşkanlığı adaylığı için imza kampanyasına destek taşınması:
https://twitter.com/…kar/status/1639662234598006786
videoda kadınlardan biri kime vericez diye soruyor, adam da muharrem ince'ye diyor
>> öfke kontrol problemi olması, ağzının çok bozuk olması
https://www.youtube.com/watch?v=bd-xjktqosy
https://www.youtube.com/watch?v=zinnim5rmoi
>> cumhurbaşkanı adayı olarak twerk yaparak oy almaya çalışması:
https://mobile.twitter.com/…tus/1645015890444910593
>> hatta 6 şubat depremlerinin daha 40ı çıkmadan twerk yapmaya başlaması:
10 mart: https://youtube.com/…orts/5unfgbdhj68?feature=share
>> anahtar kelimeleri altı boş biçimde arka arkaya saçmasapan dizerek keriz silkelemeye çalışması:
https://onedio.com/…nusmasi-beyinleri-yakti-1140170
>> erdoğan ile sıkı fıkı olması
erdoğan hepsini geçti, ince'yle tokalaştı
edit: ince'nin yaptığı belki de en büyük kötülük bu seçimin büyütülecek bir tarafının olmadığı fikrini pompalaması. halbuki erdoğan rejiminde ülkenin ekonomi, hukuk, deprem güvenliği, sağlık, tarım, hayvancılık, nüfus yapısı.. gibi pek çok açıdan ne kadar berbat hale geldiğini biraz hayat tecrübesi sahibi herkes kolayca görebiliyor. bakın bugün ülkede hukuk olmadığı için, işin içine akp'liler karışınca kimseye dokunulmadığı için 3 ocak 2023 sgk'nın halka sahte ilaç satması, sahte kanser ilacının devlet eliyle dağıtılması gibi çok ciddi problemler yaşıyoruz. iyileşmek için parasını verip eczaneden aldığınız ilacın sahte olup sizi iyileştirmek şöyle dursun aksine size zarar verme riskinin olduğu bir ülke artık türkiye. sırf bu bile başlı başına bu düzeni değiştirmek için yeterli sebep değil de nedir? her seçimde seçim güvenliği daha kötüye gidiyor. 2014 yerel seçimlerinde mansur yavaş'ın son anda ysk'da dönen işlerle seçilemediği muamması var. 2019 istanbul belediye seçimlerinde neler yaşadığımızı biliyorsunuz. bu seçimde ysk, anayasayı çiğneyerek erdoğan'ın adaylığına onay verdi. kanuna aykırı olmasına rağmen onun 9 yıl önceki fotosunu kullanmasına izin verdi. parmak boyasına izin vermiyor. ve daha neler neler. bir yandan bütün yalanları bütün medyadan insanlara 7/24 pompalanıyor. erdoğan devam ederse bu seçimlerin son gerçek seçimler olma tehlikesi var, ardından gelenler kuzey kore seçimlerine benzeyecek. istanbul depremine akp zihniyetiyle ilerlemek zaten kabus. giderek büyüyen kayıtsız istilacı problemi her geçen gün daha kötüye gidiyor. ve eğer bu seçimde bir şey değişmezse 5 yıl sonra kimseyi gönderemezsiniz. ekonomi seçimden sonra mutlaka çok kötü patlayacak ama en azından liyakatlı birileri yönetime gelirse çabuk toparlanmak mümkün. akp ittifaktaki hüda-par ve ypr'nin de etkisiyle şeriata daha da fazla meyledecek. şu an yaşanan baskılar, "nasıl olsa ülkenin çoğu beni destekliyor" algısıyla çok daha kötüye gidecek....
yani bu seçimlerin ne denli hayati olduğunu görmek için daha ne gerekiyor?
öte yandan millet ittifakı seçilirse çok dert yandığnız gibi "aday dayatan" bu garabetten sistemden kurtulup parlamenter sisteme geçilecek ve seçim barajı %3e düşürülecek. ondan sonra isteyen istediğine gönül rahatlığıyla oy verebilecek. https://tr.wikipedia.org/…rilmiş_parlamenter_sistem
umarım ince'nin de aklı başına gelir, "bu seçim önemsiz" algısını bırakıp bir an önce millet ittifakına destek vererek adaylıktan çekilir. yoksa seçimden sonra sonuç ne olursa olsun insan içine çıkabilecek yüzü kalacağını sanmıyorum -
sevgili evlatlarım ben aleviyim
hala niye söyledi diyen var.
al bak:
https://twitter.com/…406/status/1648767586169937924
"alevilik hz. ali'yi sevmekse ben alevilerden daha çok aleviyim"
işte tam olarak bu zübüklüğe tekrar pabuç bırakmamak için.
nasıl hemen savunmaya geçmek zorunda kaldı ss falan, biz kimseyi ayırmıyoruz da bilmemne. ciğerinizi biliyoruz sizin ciğerinizi. kendi iktidarınızı korumak için yıllardır bu ülkeyi birbirine düşman ettiniz, kırdırdınız.
(bkz: antakya'daki deprem felaket değil rahmet)
hepimiz yontulmayı öğreneceğiz işte böyle. aslında içten içe sırf kürt olduğu veya alevi olduğu için kılıçdaroğlu'na oy vermek istemeyip de "atatürkçüleri partiden attı" palavrasının arkasına saklananlar da öğrenecek. bunlarla yüzleşerek ancak kronikleşmiş yaralarımızdan nihayet kurtulacağız. kurtulduğumuz zaman bir olduğumuz zaman işte o zaman atatürk'ün büyük vizyonuna kavuşacağız. görün işte o zaman kimse bu ülkenin önünde duramayacak! birleşe birleşe kazanacağız
not: yarışmaya sünni büyütülmüş deistspor formasıyla katılıyorum, saygılar -
rte ve bakanlar hakkında deprem suç duyurusu
kaynakta avukat hüseyin cimşit tarafından yapıldığı iddia edilen suç duyurusudur
(kaynak: https://www.ngazete.com/…sikayet-edildi-151784h.htm)
edit: https://twitter.com/hcimsit adresindeki hesap hakiki ise gerçekten yapılmış gibi duran suç duyurusu
yargıtay cumhuriyet başsavcılığına
şikayet eden: av. hüseyin cimşit
şikayet edilenler:
1. recep tayyip erdoğan (cumhurbaşkanı-hükümet başkanı)
2. çevre şehircilik ve iklim değişikliği bakanı-murat kurum
3. iç işleri bakanı- süleyman soylu
4. milli savunma bakanı-hulusi akar
5. sağlık bakanı- fahrettin koca
6. ulaştırma ve alt yapı bakanı- adil karaismailoğlu
7. kahramanmaraş belediye başkanları ve belediye meclisi üyeleri (1999-2023)
8. hatay belediye başkanları ve belediye meclisi üyeleri (1999-2023)
9. adıyaman belediye başkanları ve belediye meclisi üyeleri (1999-2023)
10. gaziantep belediye başkanları ve belediye meclisi üyeleri (1999-2023)
11. adana belediye başkanları ve belediye meclisi üyeleri (1999-2023)
12. malatya belediye başkanları ve belediye meclisi üyeleri (1999-2023)
13. kilis belediye başkanları ve belediye meclisi üyeleri (1999-2023)
14. şanlıurfa belediye başkanları ve belediye meclisi üyeleri (1999-2023)
15. osmaniye belediye başkanları ve belediye meclisi üyeleri (1999-2023)
16. bu şehirlerde ve civarında 6 şubat 2023 günü olan depremlerde yıkılan binaların proje yapıcıları (mimari, betonarme),
17. bu şehirlerde ve civarında 6 şubat 2023 günü olan depremlerde yıkılan binaların yapı denetim firmalarının yetkilileri ve denetim mühendisleri,
18. bu şehirlerde ve civarında 6 şubat 2023 günü olan depremlerde yıkılan binaların yüklenicileri ve fenni mesul şantiye şefleri
19. organizasyon ve koordinasyon eksikliği nedeniyle iletişim konusunda gerekeni yapmayan ve afete hazırlıksız yakalanan, haberleşememe nedeniyle ölümlere de sebep olan turkcell, vodafone ve türk telekom yetkilileri
fiil: görevi ihmal ve kötüye kullanma sonucu 36.000 in üzerinde insanın ölümüne sebep olmak, binlerce binanın yıkılmasına neden olmak, ülke ekonomisini dar boğaza sokmak suçlarının müştereken işlenmesi hakkında şikayet hk.
olay tarihi: 6.2.2023 ve 1999-2023 yılları arası dönem,
açıklamalar:
1. hükümet başkanı, cumhurbaşkanı; son 20 yılın iktidarının başıdır. her konuşmasında “bu ülkede sorumlu benim ben” diye bağıra bağıra beyanat vermiştir. (ek-cd). çıkarttırdığı “imar afları” yasaları ile ve verdikleri kontrolsüz ruhsatlarla övünmüş, bu aflardan yararlananların binalarını ilme ve fenne uygun olarak kontrol ettirmemiştir. 36.000 in üzerinde insanımızın ölümlerine sebep olmuştur. mimar ve mühendis odalarının; inşaat projelerinin ruhsat öncesi kontrol yetkisini, çıkarttığı yasalarla iptal ettirmiştir. yıkımlardan ve ölümlerden doğrudan sorumludur. 6 şubat 2023 günü, türk silahlı kuvvetleri unsurlarına, başkomutanlık mevkiini işgal eden olarak derhal talimat vermemiş ve gecikme nedeniyle enkaz altındaki ölümlerin artmasına sebebiyet vermiştir. bu tür yıkımlar için onlarca hatta yüzlerce bilim adamının uyarısına rağmen gerekli hazırlıkları yaptırmamıştır. bu arada kendi emrine 13 tane jet almıştır. değerleri milyar doların üzerindedir. 3 tane de saray yaptırmıştır. toplam değeri en az 4 milyar dolardır.
2. çevre şehircilik ve iklim değişikliği bakanı murat kurum; imar planlarının fay hatlarına yapı yapmasına engel olmamıştır. denetim ve yönetim görevini ihmal ederek ölümlere ve yıkımlara neden olmuştur. yıkım olan alanlarda ısı yalıtımlı çadır ya da konteynerleri yeter sayıda sağlamamıştır.
3. iç işleri bakanı süleyman soylu kendi denetimi altında olan belediyelerin işlevlerini ve görevlerini denetlememiş ve belediyelerin kusurları ve ihmalleri nedeniyle ölümlere ve yıkımlara sebep olmuştur. yeter sayıda arama kurtarma ekibi eğitimli personeli sağlayamamıştır. göçük altında insan varken de enkaz kaldırılmasına başlanmıştır.
4. milli savunma bakanı hulusi akar, tsk birimlerini geç sahaya sürerek ölümlerin artmasına kurtarma faaliyetlerinin geç yapılmasına sebep olmuştur. sahra çadırlarının kurulması, lojistik birimlerinin (yemek, temizlik, makine, vd) harekete geçirilmesini geç yaptırmıştır.
5. sağlık bakanı fahrettin koca, hemen hemen hiçbir hazırlık yapmamıştır. seyyar hastane hazırlamamıştır, çok sayıda (binlerce) türk doktorlarının ülkeyi terk etmesine neden olmuştur. yabancı unsurlar 2 günde sahra hastaneleri kurabilirken, bu bakan sadece seyretmiştir.
6. ulaştırma ve alt yapı bakanı adil karaismailoğlu emrindeki birimlerin ana ulaşım yollarını ve hatay havaalanını ilme ve fenne uygun yaptırmamıştır. bu nedenle hava, kara ve demiryolu ulaşımı aksamıştır. bu da ölümlerin artmasına yol açmıştır.
7. bölgenin belediye başkanları ve belediye meclisi üyeleri; fay hatlarının olduğu bölgelere hem imar verdiler hem de yüksek kat verdiler. bilim insanlarını ve raporlarını kasıtlı olarak göz ardı ettiler. mühendis ve mimar odalarının ruhsat öncesi proje denetimlerini iptal ettiler. imar barışı gerekçesiyle ruhsat verdikleri yapıların sağlamlığını kontrol ettirmediler. sadece para aldılar. bu nedenle de ölümlere ve yıkımlara sebep oldular.
8. yıkılan binaların projelerini ve hesaplarını yapanlar, şartnamelere uymadılar. yaptıkları projenin doğru uygulandığını denetlemediler.
9. yapı denetim firmaları, yıkılan binalara ait yapılan projelerin şartnamelere uygunluğunu ve binanın projesine göre yapılıp yapılmadığını fen ve ilme göre denetlemediler. ölümlere ve yıkımlara sebep oldular.
10. projeler hatalı bile olsa, ruhsat hatalı olarak da verilse müteahhit (yüklenici) ve şantiye şefi-fenni mesul ehl-i fen kurum olarak binayı hatalı projeye göre ve hatalı yüksek kata göre fay hattının üzerine yapamaz. araştırıp gereğini yapmak zorundadır. bunları yapmayarak ölümlere ve yıkımlara sebep olmuşlardır.
11. iletişim firmaları muhtemelen hükümetin emri ile ya da bağımsız olarak iletişimi aksatmışlardır. göçük altındaki kişilerin haberleşmesini engelleyerek ölümlerin artmasına neden olmuşlardır.
12. somut olay incelendiğinde yukarı belirtilen ve sayın makamınızca yapılacak soruşturma ile şüpheli olarak tespit edilecek kişilerin yukarıda belirtilen kanun maddelerde tanımlı eylemleri gerçekleştirdikleri anlaşılmaktadır. ülkemizde 6 şubat tarihinde meydana gelen afet nedeniyle yaşanan can kayıplarından ve yaralanmalardan tespit ettiğimiz ve tespit edilecek tüm kişiler suçun failidir. olay son derece açık olduğu, bazı binalar dimdik ayakta iken, hemen yanı başındakiler oyun kağıdı gibi çöktüğü ve altında binlerce insan hayatını kaybettiği, yaralandığı ve hala göçük altında kaldığı için bu felaket ne doğanın işi ne allah’ın takdiridir. bu tamamen bu çürük binaları yapan, bunların yapılmasına izin veren, bunlara göz yuman ve bunları denetlemeyenlerin sorumluluğudur. dolayısıyla her şey bu kadar açık iken suçun maddi unsuruna ilişkin yapılacak fazlaca bir açıklamaya gerek yoktur.
13. gerçekleşen netice ile eylem arasında nedensellik bağı mevcuttur. zira kişi tarlanın ortasında bu depreme yakalansa idi, yalnızca sallanacak ve hiçbir şey olmayacaktı. dolayısıyla kişilerin ölümüne ve yaralanmasına yol açan deprem değil, deprem nedeniyle yıkılan çürük ve ilme aykırı yapılan binalardır. öncelikle bunun açıklığa kavuşturtulması ve nedensellik bağının doğru kurulması gerekir. çürük yapılan binalar ile gerçekleşen ölüm ve yaralama neticeleri arasında açık bir nedensellik bağı vardır.
14. ülkemizde bırakınız özel bilgiye sahip kişileri, sokaktaki sıradan kişiler hatta bu konuda özel bir eğitimi olmayan hukukçular dahi bu bölgenin deprem bölgesi olduğunu ve burada richter ölçeği ile 7 ve üzeri büyüklükte deprem beklendiğini bilmektedirler. bunun için sürekli ana akım haber kanallarına çıkan, her türlü sosyal medya mecralarında bunu anlatan ülkemizin yüz akı, dünya çapında bilim insanlarımız her ikisi de jeoloji uzmanı olan, tektonik levha mekaniği konusunda (depremlerin nedeni olan yer yüzü hareketi) özellikle uzmanlaşmış prof. dr. naci görür’ün ve prof. dr. celal şengör’ün dinlenmesi yeterlidir. her iki bilim insanı bu gerçeği 1999 gölcük depreminden beri dile getirmektedirler. nitekim iş bu soruşturma kapsamında söz konusu bilim insanlarından bilirkişi raporu, uzman mütalaası vb. alınması cumhuriyet savcılığının da yetki ve görevi içindedir. dolayısıyla bu gerçeği yurt dışında ilgili tüm bilim insanları ülkemizde ise sağır sultan bile duymuştur. bu nedenle bu felaketten sorumlu olanların “biz bunu öngöremedik ya da bunu öngörmemiz bizden beklenemezdi, öngörseydik de zaten bina yıkılırdı” gibi savunmalarına itibar edilemez. bu nedenle gerçekleşen bu neticeler, bu faillere objektif olarak da isnat edilmelidir. böylelikle bu suç açısından maddi unsur tüm unsurları bakımından oluşmuştur.
15. suçun manevi unsuru açısından; meydana gelen kayıp ve yıkımların salt bir afet nedeniyle meydana geldiğinden söz edilemeyeceği zira, bölgede halen sağlam yapıların bulunduğu, kaldı ki ülkemizin jeolojik özellikleri dikkate alındığında depremin ülkemizde beklenen ve sıklıkla yaşanan bir doğal durum olduğu herkesçe bilinmektedir. bu nedenle suçun manevi unsuru bakımından faillerin öngörüsü bulunmaktadır. burada faillerin bunu öngörüp kendilerine güvenmeleri nedeniyle hareketlerine devam edip bilinçli taksirle mi yoksa neticeyi öngörmelerine rağmen bunu kabullenip olursa olsun mu dedikleri yani suçu olası kastla mı işledikleri konusunda bir tartışma olabilir. bu da ancak yapılacak soruşturma ve kovuşturma aşamasında elde edilecek delillerle açığa çıkarılabilir. bu nedenle bize şu an için bu hukuki nitelik tartışmasına girmeden, bu aşamada tartışma yaratmamak için tck m. 22/3’ten suç duyurusunda bulunuyoruz. nitekim yargıtay 12. ceza dairesi’nin 27.12.2022 tarihli, 2020/12133 e. – 2022/10714 k. sayılı kararında somut olaya emsal nitelikteki olayda taksirle öldürme suçunda dikkat edilmesi gereken hususlar ve ayrıca tck m. 22/2’nin uygulama alanı açıkça gösterilmiştir:
16. yukarıda açıkladığım üzere ülkemiz aktif fay hatlarının çokça bulunduğu tektonik levhaların kesişim bölgesinde bulunduğu için ya da daha sade bir dille bir deprem kuşağında yaşadığımız için maalesef ülkemiz sıklıkla deprem yaşamakta ancak merkezi idareden yerel idarelere kadar gerekli önlemler alınmadığı için normal bir doğa olayı olan depremler ülkemizde bir felakete dönüşmektedir. bu nedenle de mahkemelerimiz bu konuda birçok karar vermiştir. söz konusu kararlar da yukarıda belirtmiş olduğumuz hususları hem sorumluların belirlenmesi hem de bu kişilerin ceza sorumluluğunun türü ve ağırlığı bakımından teyit eder niteliktedir. yargıtay 12. ceza dairesi’nin 27.12.2022 tarihli, 2020/10626 e. – 2022/10721 k. sayılı kararında somut olaya emsal nitelikteki olayda sanıkların tck m.85/2 uyarınca cezalandırılması gerektiği gerekçelendirilmiştir.
17. yargıtay kararında açıkça görüldüğü üzere deprem nedeniyle yıkılan binada yargıtay failleri bilinçli taksirinden sorumlu tutmuştur. ancak burada üzerinde durulması gereken önemli bir konu acaba faillerin hangi davranışlarının ceza hukuku anlamında hareket sayılacağının da belirlenmesidir. tck m. 22/1 gereğince “taksirle işlenen filler, kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır”, aynı maddenin 2. fıkrası gereğince “taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir”. bu noktada 22. maddenin 1. ve 2. fıkralarında belirtilen “fiil” ya da eylem/hareket kavramından neyin anlaşılması gerekir. burada failin yapmış olduğu her bir müstakil bina inşaatının ayrı bir fiil yani hareket olarak anlaşılması gerekir. tabi ki inşaat yapılırken her çakılan çivi tek başına bir hareket olarak kabul edilemez, binanın tümünün yapılması bir harekettir. buna suç teorisinde “hareketin doğal tekliği” denir (bkz: prof. dr. murat volkan dülger, ceza hukuku genel hükümler, hukuk akademisi, istanbul, 2021, s. 769, 770). işte burada her bir binanın inşaatı hareketin doğal tekliği olarak kabul edilir. ancak kanun koyucu bu gibi durumlarda özel bir içtima hükmü getirmiş, taksirli suçlarda hareketin doğal tekliği sonucu birden fazla kişinin ölümü ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ve yaralanması halinde faile cezasının artırılacak verileceğini öngörmüştür.
18. ancak failin birden fazla bina inşaatı yapması, imar ya da iskan izni vermesi veya denetim yapması halinde, her bir bina inşaatı ayrı bir eylem olarak kabul edilir. dolayısıyla bu binaların yıkılması neticesinde ölüm ve/veya yaralanmalar gerçekleştiyse yıkılan bina sayısı kadar 85/2, 22/3 uygulanmak suretiyle gerçek içtima kurallarının uygulanması yani cezaların toplanması gerekir. bu suç teorisinin mevcut tck’nın normlarının ve yargıtay’ın uygulamasının kaçınılmaz sonucudur.
19. tck, taksirli suçlar açısından 85. maddenin 2. fıkrasında özel bir içtima hükmü öngörmüştür. buna göre “fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”. aslında her bir neticeden failin ayrı ayrı sorumlu tutulabileceği düşünülürse de burada tek bir fille birden fazla farklı neticeye yol açıldığı görülür. kanun koyucu bunu içtimaın düzenlendiği 44. maddeye bırakmak istememiş (zira aynı neviden ve farklı neviden içtimaların kombinasyonu söz konusu olabilecektir) bu sorunu tek bir norm ile ayrı bir içtima hükmüyle çözmek istemiştir. bu durumda birden fazla netice olduğu ve neticenin haksızlık içeriği de fazla olduğu için burada yargıca geniş bir takdir hakkı tanımıştır. somut olayda neticenin haksızlık içeriği olağan üstü fazla olduğu için bu husus mutlaka dikkate alınmalıdır.
20. bunun bir diğer sonucu ise yukarıda yaptığımız açıklamalar çerçevesinde faillere uygulanacak yaptırımların yüksek olması ihtimalinin ortaya çıkmasıdır. bu ise faillerde kaçma ya da saklanma isteğini uyandırabilir. bunun önüne geçilmesi için fail ya da faillerin hızla tespit edilmesi bu kişiler hakkında “uygun koruma tedbirlerinin” (örneğin adli kontrol) uygulanması gerekir.
21. bir diğer önemli husus ise afet bölgesinin maddi şartları da dikkate alınarak mümkün olan en kısa zamanda sayın makamınızca yıkılan binalarla ilgili alınan tüm izinlerin, binalarda yapılacak bilirkişi incelemesi ile kullanılan malzemenin, binanın yapılış tekniği gibi hususların soruşturulmasını ve bu konuda uzmanından bilirkişi raporu alınmasını talep etmekteyiz. yıkılan her binanın uygun temsili yerlerinden (enkazlar kaldırılmadan) en az 8-10 numune alınıp üzerlerine adres ad-pafta-parsel bilgileri yazılarak saklanmalıdır.
22. günümüz teknolojisi ile depremin can ve mal kaybına sebebiyet vermesinin önüne geçilmesi mümkündür. buna karşı yetkili şahıs ve mercilerin üzerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmemesi meydana gelen depremlerle acı kayıpların yaşanmasına sebebiyet vermektedir. bir örnek vermek gerekirse, ülkemizde görülmemiş şiddette depremlerin ortaya çıktığı japonya’da bir bina dahi yıkılmazken, ülkemizde meydana gelen şiddet yönünden çok daha hafif depremlerde sayılamayacak kadar can kaybının yaşanması kamu vicdanında açılmış bir yaradır. bu noktada, şüphelilerin cezalandırılması toplumun kanayan yarasına bir nebze de olsa şifa olacak aynı zamanda, ceza hukukunun genel önleyici etkisi kapsamında ülkemizin jeolojik özellikleri nedeniyle ileride gerekli dikkat ve özenin gösterilmemesi sonucu yaşanabilecek yeni kayıpların meydana gelmesinin önüne geçecektir. sayın makamınızca yapılacak soruşturma neticesinde elim hadiselerin ve can kayıplarının yaşanmasına sebebiyet veren diğer şüphelilerin tümünün tespiti ile kamu davası açılmasına karar verilmesini talep ederim.
23. tck m. 85/2 ve 22/3 hükümleri uyarınca faillere uygulanacak yaptırımların yüksek olduğu açıktır. şüphelilerin bu denli ciddi bir suçu işlemeleri ve mahkumiyetlerine karar verilmesi ihtimali nedeniyle kaçma, saklanma ya da delil karartma riskleri ortaya çıkabilecek ve bu da somut olayda faillerin cezasız kalmasına neden olabilecektir. dolayısıyla cmk m. 100 ile hükme bağlanan tutuklama tedbiri her ne kadar son çare ise de, somut olayda suçun cezasının ağırlığı da göz önünde bulundurulduğunda, şüphelilerin kaçma ve delil karartma risklerinin bulunması nedeniyle soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi adına ivedilikle tutuklama tedbirinin uygulanmasını, aksi kanaat halinde tutuklamaya alternatif bir tedbir olan ve şüphelilerin kaçmasını engellemeyi öngören yurt dışına çıkış yasağı adli kontrol tedbirinin uygulanmasını, olayın vahameti ve suçun niteliği göz önünde bulundurularak söz konusu güvenlik tedbirleri yönünden ivedilikle karar verilmesini, numune alınmayan enkazların kaldırılmasının durdurulmasına karar verilmesini talep ederim.
sonuç ve talebim:
hukuki nitelemesi cumhuriyet savcılarına ait olmak üzere, görev yönünden sayın yargıtay cumhuriyet başsavcılığı ve bağlı olan ilgili cumhuriyet savcılıkları tarafından ilgili kişiler hakkında soruşturmaların yapılarak şikâyet edilenler hakkında
yukarıda ayrıntılı olarak açıkladığımız sebepler ve sayın makamınızca re’sen dikkate alınacak sair hususlar ışığında;
1. tüm şüpheliler yönünden yapılacak soruşturma neticesinde tck m. 22/3 atfıyla m. 85/2 uyarınca iddianame düzenlenerek kamu davası açılmasına,
2. şüphelilerin alabileceği ceza miktarı düşünüldüğünde kaçma şüphesi oluşabileceğinden haklarında cmk gereğince uygun adli kontrol tedbirinin uygulanmasına,
karar verilmesini talep ederim.
saygılarımla
av. hüseyin cimşit -
5 şubat 2021 naci ağbal faiz açıklaması
"alanı ekonomi" olan rte'nin dünya finans literatürüne güneş gibi doğan "faiz sebep enflasyon neticedir" postülatına karşı gelen bölücü hayin iltisaklı açıklamadır
-
sözlükçülerin bilmemekten gurur duydukları şeyler
survivor türkiye'de neler olup bittiği