aradaki farkı şu arkadaşa anlatınız. biri sadece yüzüğüyle geldi. biri zaten zengindi.

peki pandemide gs derbileri deplasmanda oynayıp. 2. yarı maçlarını seyircisiz oynadığında adalet neredeydi ?sevgili bjk li arkadaşlar.

edit: çok fazla mesaj geldiği için burdan ekleme.

arkadaşlar siz istediğiniz gibi düşünün. bir takım yada insan herhangi bir müsabakada maça çıkamıyorsa, o hükmen mağlup olmuş olur. bu satrançta da böyledir, voleybolda da , teniste de .

ayrıca kayserispor 2 takımı da deplasmanda yenmiş. siz kendiniz için adalet isterken kayserispor için nasıl bir çözüm öneriniz var? adamlar bileğinin hakkıyla kazanmış . puanları silinsin mi?

geçiniz. kendi kendinize mağduriyet yaratmayınız. ne kadar çabalarsanız çabalayın dünyadaki tüm spor müsabakalarında geçerli bir kural değişmez.

%58 kk
%37 rte
%3,5 mi
%1,5 so

seçim akşamı editlerim

ulusalaklar gelip herkesi pkk'lı ilan etmeden:

işte budur!
türkiye'nin her şehrinde meydanları dolduran bir chp.
ve bunu takiyesiz, salt samimiyetle yapan bir chp.

oysa ne güzel olurdu, ankara'nın ötesine geçmeden, 3-4 sahil şehrinden oy alıp götünün üstüne otursaydı chp.

allah’la bire bir konuşup, talimatları kendisinden aldığını iddia eden erdoğan’ın açıklamasıdır.

cebrail’i şoka sokan açıklamalarında, allah’ın da aslında koyu bir akpli olduğunu ima eden erdoğan, miraca ise hangi sıklıkla çıktığı henüz bilinmiyor.

--- spoiler ---
bay bay kemal emri kandil'den alıyor, biz emri direkt allah'tan alıyoruz
--- spoiler ---

sanıyoruz ki; peygamberliğini ilan etmesine çok az kaldı..

bakalım seçimi kaybettiğinde örümcekler onu saklamak için sarayın kapısına ağ örecek mi

kaynak

brüt ücretin 32 bin küsür olduğu söylenmiş, ele geçen net miktar ortalama 20-21 bin tl olacaktır. 2015’in ekonomisi ile 2 bin tl para eder.

(bkz: don’t feed the troll)

sinan hocam seçimin açık ara 2. tura kalacağını görürsem sana oy vereceğimi söylemiştim. cumhurbaşkanlığı için yeterince hazırlanamadığının, kazanamayacağının farkındaydım ama maksat rengimiz belli olsun diyordum.

bu süreçte bütün anketleri takip ettim. anketlerde net bir fark göremedim. bir de dün sandığa gittiğimde 35 senedir avrupa'da yaşıyor olmasına rağmen "avruba bizi gısganıyor, reisi isdemiyorla, guclu olmamızı isdemiyorla" teyzeleriyle 3 saat sıra bekledim. 3 saat bokun içinde oturup bekleseydim daha iyiydi. velhasıl oy sırası bana geldiğinde mührü kk'ya öyle bir vurdum ki pusula yırtıldı mı diye ardından kontrol ettim. ben bu kafaya 2 hafta daha tahammul edemem abi.

o sebeple benim sana 1 oy borcum olsun hocam. daha çok karşılaşırız, idare et bu seferlik. saygılar...

(bkz: sinan oğan'a mektuplar)

kemal kılıçdaroğlu sanki bütün siyasi hayatı boyunca 2023 seçimlerine hazırlanmış gibi. adaylığı açıklandığı zaman çok büyük tepkim ve çok ciddi tereddütlerim vardı ancak şu ana kadar resmen boşu yok. son düzlüğe girilirken de gaz kesmemeye niyetli.

akp aklınca dama oynayıp kazandığını zannederken kılıçdaroğlu satranç dersi veriyor.

böyle devam dedem. son 12 kaldı. sık dişini.

dedelerimizin kahvede okey taşı dizerken söyledikleri önemli deyişe göre:

etme cahille muhabbet küstürürsün,
sokma götüne cam şişe kestirirsin.

sanıyorum cumhuriyet tarihinde, hiç bir dönemde, bu kadar büyük bir topluluk, bu kadar çok aşağılık ithamlara ve iftiralara maruz kalmamıştır.

sadece son bir haftada hayvan s..en oldular, alkolik oldular, lgbti oldular, terörist oldular, tür oldular, dinsiz oldular, bayraksız oldular...

teşekkürler

edit. uyuşturucu kaçakçısı da olmuşlar. ben kaçırmışım

hemen de trollere mesaj çekilmiş gidin ekşi'de savunun diye.
tanım: bir cevab.
edit: büdüt

üzeri kaymaklı veya dondurmalı künefe
soğuk baklava
güllaç

eli yüzü düzgün,temiz; hacivat gibi görünmeyen erkekler olmalı bir yerlerde. hacivat görmekten daral geldi! muhammed furkan enes bir dağılın açılın da eli yüzü düzgün adamlar gelsin artık yeter!

seçim öncesinde haftada 45=>30, seçim sonrasında 45=>60. bakanın bu açıklamasını samimi bulanlar için satılık online inek, tavuk ve civcivlerim var, isteyen yeşillendirebilir.

bu veya benzeri başlık nasıl açılmamış anlamıyorum. siz hala saçma sapan başlıklarda yazın çizin. başlık açılmışsa da ben kaçırdım.

başakşehir'de tekstil atölyesinde ekmeğinin peşinde koşan ada özkul isimli 23 yaşındaki vatandaşımız arkadaşlık teklifini kabul etmeyen suriyeli tarafından vurularak öldürülüyor. haberlerde baktığımda yabancı uyruklu şahıs olarak geçiyor ancak benim gördüğüm bir başka linkte de suriyeli olarak yazıyordu.

kaldı ki ne fark eder? ülkeye doluşan ne olduğu belli olmayan tiplerden biri işte. oy verirken ya da bu politikalara laf edenleri eleştirirken ada aklınıza gelsin.

sevgili ada'nın tek suçu aşağılık bir ne idiği belirsiz yabancıyla aynı yerde çalışıyor olması.

https://www.odatv4.com/…enc-kadini-katletti-4831546

böyle devam ettikçe bu kişiler hızla yayılacak. hem sayıları artacak hem bugün daha güvenli gibi görünen yerlere de yayılacak.

edit: başlıktaki kız ifadesini kadın olarak değiştirmek daha doğru olacak.

seçim gününe kadar aynı şeyi yazacağım. değişim istiyorsanız kazanma potansiyeli olan adaya oy vermek zorundasınız. evet sinan oğan daha makul, evet mansur yavaş daha mantıklıydı, evet bir nevi aday dayatıldı ama kötünün iyisine o oyu vermek zorundasınız. en basit mantık bu: bundan daha kötüsü olabilir mi? olamaz. kim gelirse gelsin bundan daha kötüsü olamaz. bunu düşünmek çok mu zor yahu? o beğendiğiniz, maksimum yüzde 5 oy alacak adamlara oy vermek mantıklı değil. bunu sonra düşünmeniz lazım. birleşmezseniz değişim olmaz. yüzde 3 ince alsın, yüzde 5 oğan alsın diyelim. kk yüzde 42 alırsa ve ikinci turda kaybederse ne olacak? başımıza kim kalacak? sadece market alışverişinin ayda minimum 5 bin lirayı bulduğu ve asgari ücretin 8 bin olduğu ülkede başımıza yine buna sebep olan kişi kalacak. bir şans verin abi en azından. bu seçim diğerlerine benzemiyor, kaybedersek sıçtık, farkında değil misiniz? şu an bile sıçmış vaziyetteyiz, bundan daha kötüsünü hayal edebiliyor musunuz?

"oy vermek zorunda değilim, bize aday dayattılar, kaç seçim kaybetmiş adam yine aday oldu." bırakın bu işleri lütfen, haksız değilsiniz, sonuna kadar haklısınız ama çaremiz yok. çaremiz toplam en fazla yüzde 10 oy alacak adamlara oy vermek değil. kazanma ihtimali olan adama oy vermek. bakın çok pişman olursunuz. lütfen oturup mantıklı düşünün. haklı gerekçelerinizi bir kenara bırakın çünkü o gerekçelerin hiçbir anlamı yok. kimin kazanacağından çok kimin kaybedeceği önemli, bunun farkına varmanız gerekiyor.

beyler, siz siz olun, bir kadın karşısında ağlamayın, sensiz yapamam zaafiyeti göstermeyin.

siz bakmayın sözlükteki escort yancısı, güç müptelası tiplere. bu hayatta paraya pula tamah etmeyen binlerce kadın var ama duygusal zayıflıkta olan bir erkeği kabul eden kadın pek bulamazsınız.

gelirken merkez bank’a uğradıysa tazelerinden almıştır sayın başkanım. malum dur durak demeden basıyoruz.

şu son 20 yılda seçim öncesi bulunan petrol, doğal gaz rezervleri gerçek olsa…

anasını sikeyim neyse, gençliğimin katilisin…

bi arkadaşım haftada 40 saat çalışıyor ama remote ve saatlerini tamamen kendi ayarlıyor. işvereni bu düzen ile herkesin daha rahat ve verimli çalıştığı kanaatinde.

bu bazen 10:00-14:00/20:00-00:00, bazen 8:00-16:00, bazen ise 14:00-18:00/21:00-01:00.

stressiz ve dinlenmiş olduğu için gerçekten daha verimli çalışıyor. 40 saatlik işi en fazla 30 saatte bitiriyor mesela. hiç bir güç beni 5 gün boyunca 9-18 arası çalışanın her dakika verimli olduğuna inandıramaz zaten.

dönüp dönüp kendimi suçluyorum be sözlük. sanki kusursuz olabilirmişim gibi. onu niye böyle yaptım, bunu niye böyle yaptım... biraz güce ihtiyacım var, işe yaramaya ihtiyacım var...

melih gö*kçek’in jelibon müjdesi bile daha inandırıcıydı.

"afedersiniz" deyip düzeltebiliyor hata yaptığında, rte gibi öyle gözlerini dikip boşluğa bakmıyor.

avrupa birliği'nin kem küm yapma ihtimaline karşılık “bu havzada su sorunu var eğer böyle devam ederse değil suriyeli ıraklı türkler bile kapınıza dayanacak” diyerek göz dağı veriyor.
ortaya somut bir sebep sunarak sığınmacıları ve kaçakçıları gönderme sebebini mantıklı bir zemine oturtuyor.
kemal dedem seni hafife almışız diyeceğim ama biz seni hiçbir zaman hafife almadık ama alanlar olmuştu onlarda seni bu seçim süreci boyunca tanıdılar.
oyun kurucu, satranç ustası, gamechanger…

ihale bilmem ne bla bla diyen tipler neden hala piyasada var anlamak mümkün değil.

sanki bunları savunuyor insanlar ama çocuklar aç kalsın diyor.

güzel kardeşim öyle bir durum yok. rahat ol.

sadece çocuğu doğuran bakacak o kadar ya. bundan daha doğal bir isteği olabilir mi insanın?

insanlar kendi çocuğuna baksın istiyoruz o kadar. biz bakmayalım.

geçen bir oğan+ince destekçisi ile biraz yazıştık. enteresan biçimde oğan veya ince'den birini değil ikisini birden destekleyen (ve sanırım neredeyse tamamı sadece sosyal medyada var olan) kitlenin önemli bir kısmının, ince'nin foyası iyice dökülüp balonu patladıktan sonra oğan'dan yana kaykılıp bir yandan da ince'ye omuz vermeye devam etmeleri ve tüm enerjilerini millet ittifakını yıpratmak için harcamaları aslında bu sabah akşam sosyal medyaya yazmayı iş edinmiş kitlenin kimlere ve hangi amaca hizmet ettiklerini çok ama çok net gösteriyor. bir de bu ajandası açıkça belli olan feyk kitlenin goygoyuna kapılanlar var elbette. bu yazıştığım arkadaşın ikinci gruptan olduğuna inanmak istiyorum.

ince için şurada (bkz: #151692282) yazdıklarımı sordum. yalan mevzularına pek girmeden "kimse mükemmel değil" dedi. dansına twerk dememe alınmış, ismi o değil dedi. ne peki? dedim cevaplamadı. twerk'in tanımı "özellikle çömelme sırasında hızlı, tekrarlanan kalça itme ve kalça sallama ile karakterize edilen, cinsel açıdan müstehcen dans". bence yeteri kadar doğru anlatıyor yapılanı :)

herneyse, ekip meselesi için şunu yazdı: "ekibi de var. saydi tanitti hepsini, 300 kisiyiz dedi. akp geldiginde de tayyip’ten baska tanidigimiz adam yoktu. onemli olan taninirlik degil, ekibim dedigi insanlar icin bir suru akademisyen, burokrar vs. var. zaten ekip kurma isi cok problem bir sey degil. bugun seni secelim sen bile kurarsin isi biliyorsan." yani şimdi bunun neresinden tutsaydım bilemedim. yaşı genç herhalde, akp'de tayyip'ten başkalarının olduğu döneme yetişememiş zaten belli ki.

300 kişi kimmiş diye google'da arattım, "300 kişilik ekibim var, ama bazıları ekibimde olduğunu bilmiyor" gibi tarzına çok yakışan saçma bi laf çıkıyor sadece. isim misim hak getire. bu yüzden kaynak sordum. şu linki gönderdi. altta geçen mesut yılmaz öldü haberine bakılırsa videonun tarihi ekim 2020. videoda ismi geçen belki 30 kişi falan (saymadım) zaten ama en azından bu sayılan isimlerden bugün hangisi hala ince'yi destekliyor diye merak edip en başta saydığı prof. dr. ali rıza büyükuslu'yu arattım, bugün ince'yi yerden yere vuruyor. şunu retweetlemiş: "hırs, öfke, inat ve intikam… bütün bu duyguların bir arada olduğu bir profil muharrem ince ve niyetinin cumhur ittifakı’na değil, millet iitifakı’na kaybettirmek olduğu apaçık ortada. başarırsa büyük iş bitirmiş olacak. başaramazsa da siyaset sahnesinden yok olacak!". videonun gerisinde ismini zikrettiği bildiğim bir kaç kişinin twitter hesaplarına daha baktım. durum yine aynı.

bütünlük olması açısından o entryde yazdığım kendisinden ikrah ettiren unsurları biraz daha genişleterek burada tekrar sayayım:

>> kimseyle anlaşamaması, geçimsiz olması, etrafında kimseyi barındırmaması,

>> bir ekibi olmaması, ekip kuramaması

>> ahmet necdet sezer dahil pek çok harbi atatürkçü kılıçdaroğlu'nu desteklerken, hiçbir bilindik düzgün ismin ince'yi desteklememesi. buna rağmen ince'nin ittifak kontenjanından diğer partilerin aday gösterdiği isimler üzerinden chp'yi yıpratmaya çalışması. ama cevabını da gayet güzel alması: https://www.cumhuriyet.com.tr/…ul-etmiyorum-2072124
+eski dsp'li 74 bakan ve milletvekilinden kılıçdaroğlu'na destek
+memleket partisi'nden chp'ye dönen gaye usluer: muharrem ince'nin şahsında rövanşist bir tutum görüyorum
not: ulusalcılar ise atatürkün ismini heryerden kazımak için mücadele veren erdoğana destekler, onları atatürkçü'den sayan yok elbette.

>> ince'nin ittifaktan whatsapp mesajıyla ayrılması: hem egosunun boyutunu, hem karakterini göstermesi açısından çok iyi bir örnek. ayrıca bu hamleyle memleket partisine giden oyları da çöpe attı. ittifakta olsa barajı aşma şansı olurdu. ama onun meselesi mecliste yer almak değil kendini daha fazla ön plana çıkarmak olduğu için bunu tercih etti. veya belki beşli birileri bu aklı verdi kimbilir?

>> beşli çete ile pek(hiç?) sorunu olmaması, hatta parti sözcüsü ve ankara 1. sıra milletvekili adayı ipek özkal’ın (cnn türk ve bilimum yandaş kanalların gediklisi) eşinin beşli çeteden kolin'de müdür olması
ince 'beşli çete' ile ilgili gelen sorunun etrafında dolandı

üstteki videoda "kılıçdaroğlu kolin'in açılışını yaptı" diye iftira atıyor sonra da bu videoda yalanı yüzüne vurulunca "ben öyle demedim ben böyle demedim"

>> tasdikli vergi kaçakçısı olması
https://www.youtube.com/watch?v=kckkj-kr7uy

>> yalanlarıyla herkesin güvenini kaybetmesi:

1) millet ittifakı'ndan ne kılıçdaroğlu'ndan, ne akşener'den, ne yavaş'tan, ne imamoğlu'ndan.. hiçbirinden ince'ye en ufak bir kötü laf söylenmemişken sürekli millet ittifakına saydıran biri olarak şunu yazması. halbuki ondan daha 4 gün önce yazdığı tweet ortada. ve daha nicelerini yazdı. çıktığın programlarda dedikleri ortada. bir de utanmadan "bana saldırıyorsunuz" diyor. ülkenin yarısı kılıçdaroğlu'nu destekliyorken ve kendisi sürekli ona saldırıyorken, buna karşılık kimseden eleştiri görmek istemiyor. eleştirenleri de erdoğan ağzıyla hemen terörist yapıyor.

2) kendisi hakkında hep güzel konuşmaya çok dikkat eden akşener'e de iftira attı

soru soran genç "erdoğan'ın hayatında aldığı en yüksek oy oranına ulaşmasını nasıl başardınız?" diye sorduğunda, ince sinirlenerek "burada erdoğan çok yüksek oy almış, çok haklısın. sorumlusu meral akşener'dir, ben değilim. akşener'in partisi yüzde 10 adı. kendisi yüzde 7,5 oy aldı. eğer partisi kadar oy alsaydı, seçim ikinci tura kalacaktı. son 10 gün piyasaya çıkmadı. miting yapmadı. haksızlık yaparsın" şeklinde yanıt verdi.

ancak hatırlanacağı üzere, meral akşener 2018 seçim sürecinde yoğun bir şekilde mitingler düzenlemişti. 2018 seçiminin son 10 gününde akşener, sivas, tokat, amasya, mardin, muş, karabük, zonguldak, sakarya, bursa, bilecik, aksaray, niğde, nevşehir, bolu, düzce, kocaeli, kars, ığdır, erzurum ve istanbul'un 5 ayrı ilçesinde toplamda 19 miting düzenlemişti.

sadece 23 haziran 2018 tarihinde miting yapılamamıştı, çünkü samsun milletvekili adayı ibrahim özyer 22 haziran'da vefat etmiş, akşener cenazeye gitmek için 23 haziran günü miting yapmamıştı. mitinglerin tam olarak tarihleri ise şöyle: 13.06.2018 sivas-tokat-amasya, 14.06.2018 mardin-muş, 15.06.2018 karabük-zonguldak-sakarya, 16.06.2018 bursa-bilecik, 17.06.2018 aksaray-niğde-nevşehir, 18.06.2018 bolu-düzce-kocaeli, 19.06.2018 kars-ığdır-erzurum, 21.06.2018 bayrampaşa-fatih-üsküdar, 22.06.2018 avcılar-esenyurt
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/…edi-655461h.htm

3) imamoğlu'na da iftira attı:

ince, parti sözcüleri ipek özkal’ın eşinin kolin’de çalıştığı hatırlatılınca, chp yönetimindeki ibb’nin, dudullu-bostancı metro hattı ihalesini kolin’e verdiğini öne sürmüştü. ibb genel sekreter yardımcısı buğra gökçe:
kamuoyunun bilgisine: m8 dudullu - bostancı hattı:
• ihalesi 2015 yılında başkanımız @ekrem_imamoglu göreve başlamadan önce yapılmış ve kamuoyunda bahsi geçen şirketin de yer aldığı ortak girişim ihaleyi kazanmıştır. • yapımı önceki yönetim tarafından 2018 yılı sonunda finansal kaynak bulunamadığı gerekçesiyle durdurulmuştur. • 2020 yılında başkanımız @ekrem_imamoglu ‘nun tasarrufuyla özkaynak üretilerek işler tekrar başlatılmıştır. • 2022 yılı başında 188 milyon euro eurobond ihraç edilmiş ve hattın kalan tüm finans ihtiyacı sağlanmıştır. • hattımız 2022 aralık sonunda yolculu işletme sertifikası alınarak işletmeye hazır hale getirilmiş ve 6 ocak 2023'te resmi törenle istanbulluların hizmetine sunulmuştur. • 14,3 km hat uzunluğuna sahip, entegre ulaşım sistemimizin önemli bir parçası olan ve bölgede yaşayan 3,5 milyon insana hizmet eden hattımızda saatte 50 bin yolcu taşınmaktadır. • konuyu kamuoyunun bilgisine sunar, eksik, yanlış veya hatalı bilgilere itibar edilmemesini rica ederiz.

>> çeşitli şekillerde topladığı paraların hesabını vermemiş ve vermiyor olması

1) chp’den istifa ettikten sonra önce memleket hareketi altında bir oluşum başlattınız. ve harekete destek için de doğal olarak şahsi bir hesap açtınız. iş bankası akay şubesi’ndeki bu hesaba size destek verenlerin bağış yapmasını istediniz. ama sonra hareketiniz partileşti ve siyasal partiler kanunu gereği de yine aynı bankada ve aynı şubede memleket partisi adına resmi bir hesap açtınız. ve parti meclisi üyelerine dediniz ki; “şahsi hesabımı denetledikten sonra kapatacağım!” fakat kapatmadınız... ama ısrarla bu hesabın tıpkı resmi hesapta olduğu gibi başta parti genel saymanı serkan ufuk akgün, genel sekreteri prof. dr. hakkı akalın olmak üzere myk üyelerinin de görmesine izin vermiyordunuz. bu konuyu her gündeme getirdiklerinde; “merak etmeyin… denetleteceğim size ve kapatacağım” dediniz. dediğinizi yapmadınız ama. ve yukarıda adını saydığım isimler, “siyasal partiler yasasına göre bu suçtur. ileride başımıza dert açar. en azından biz denetleyelim ki, olası bir soruna önlem alalım” dediklerinde yine izin vermediniz. bu durum partide sorunun başlangıcı oldu ve başka sorunlar eklenerek mesele giderek büyüdü ve en sonunda da, sizinle birlikte chp’den istifa edip gelen başta prof. gaye usluer olmak üzere, kurucular hakkı akalın, meryem şengül kala, serkan ufuk akgün, prof. dr. ali rıza büyükuslu ve dr. oğuz giray istifa etti. usluer, istifasını çok sert ve net bir açıklama ile sosyal medya hesabından duyurdu. akalın da benzer açıklamalar yaptı. ancak siz çok önemli kurmayların bu istifasının ardından tek cümle etmediniz. neden? memleket hareketi kurulduğu gün açılan ve sonra da partinin neredeyse tüm giderlerini karşıladığınız şahsi hesabınızı neden denetlettirmek istemediniz?
https://www.haberturk.com/…masini-istedigim-soru-su

2) videoda bahsettiği gibi mevcut cumhurbaşkanlığı sistemiyle bir sorunu olmaması, özellikle direkt kendi adına para toplama işini çok sevmesi, tek sıkıntısının toplanan milyonlarca lira parayı direkt kendisi harcayamayıp "işlere" mali müşaviri de sokmanın gerekiyor oluşu

>> bazı "yardımseverler" tarafından cumhurbaşkanlığı adaylığı için imza kampanyasına destek taşınması:
https://twitter.com/…kar/status/1639662234598006786
videoda kadınlardan biri kime vericez diye soruyor, adam da muharrem ince'ye diyor

>> öfke kontrol problemi olması, ağzının çok bozuk olması
https://www.youtube.com/watch?v=bd-xjktqosy
https://www.youtube.com/watch?v=zinnim5rmoi

>> cumhurbaşkanı adayı olarak twerk yaparak oy almaya çalışması:
https://mobile.twitter.com/…tus/1645015890444910593

>> hatta 6 şubat depremlerinin daha 40ı çıkmadan twerk yapmaya başlaması:
10 mart: https://youtube.com/…orts/5unfgbdhj68?feature=share

>> anahtar kelimeleri altı boş biçimde arka arkaya saçmasapan dizerek keriz silkelemeye çalışması:
https://onedio.com/…nusmasi-beyinleri-yakti-1140170

>> erdoğan ile sıkı fıkı olması
erdoğan hepsini geçti, ince'yle tokalaştı

edit: ince'nin yaptığı belki de en büyük kötülük bu seçimin büyütülecek bir tarafının olmadığı fikrini pompalaması. halbuki erdoğan rejiminde ülkenin ekonomi, hukuk, deprem güvenliği, sağlık, tarım, hayvancılık, nüfus yapısı.. gibi pek çok açıdan ne kadar berbat hale geldiğini biraz hayat tecrübesi sahibi herkes kolayca görebiliyor. bakın bugün ülkede hukuk olmadığı için, işin içine akp'liler karışınca kimseye dokunulmadığı için 3 ocak 2023 sgk'nın halka sahte ilaç satması, sahte kanser ilacının devlet eliyle dağıtılması gibi çok ciddi problemler yaşıyoruz. iyileşmek için parasını verip eczaneden aldığınız ilacın sahte olup sizi iyileştirmek şöyle dursun aksine size zarar verme riskinin olduğu bir ülke artık türkiye. sırf bu bile başlı başına bu düzeni değiştirmek için yeterli sebep değil de nedir? her seçimde seçim güvenliği daha kötüye gidiyor. 2014 yerel seçimlerinde mansur yavaş'ın son anda ysk'da dönen işlerle seçilemediği muamması var. 2019 istanbul belediye seçimlerinde neler yaşadığımızı biliyorsunuz. bu seçimde ysk, anayasayı çiğneyerek erdoğan'ın adaylığına onay verdi. kanuna aykırı olmasına rağmen onun 9 yıl önceki fotosunu kullanmasına izin verdi. parmak boyasına izin vermiyor. ve daha neler neler. bir yandan bütün yalanları bütün medyadan insanlara 7/24 pompalanıyor. erdoğan devam ederse bu seçimlerin son gerçek seçimler olma tehlikesi var, ardından gelenler kuzey kore seçimlerine benzeyecek. istanbul depremine akp zihniyetiyle ilerlemek zaten kabus. giderek büyüyen kayıtsız istilacı problemi her geçen gün daha kötüye gidiyor. ve eğer bu seçimde bir şey değişmezse 5 yıl sonra kimseyi gönderemezsiniz. ekonomi seçimden sonra mutlaka çok kötü patlayacak ama en azından liyakatlı birileri yönetime gelirse çabuk toparlanmak mümkün. akp ittifaktaki hüda-par ve ypr'nin de etkisiyle şeriata daha da fazla meyledecek. şu an yaşanan baskılar, "nasıl olsa ülkenin çoğu beni destekliyor" algısıyla çok daha kötüye gidecek....

yani bu seçimlerin ne denli hayati olduğunu görmek için daha ne gerekiyor?

öte yandan millet ittifakı seçilirse çok dert yandığnız gibi "aday dayatan" bu garabetten sistemden kurtulup parlamenter sisteme geçilecek ve seçim barajı %3e düşürülecek. ondan sonra isteyen istediğine gönül rahatlığıyla oy verebilecek. https://tr.wikipedia.org/…rilmiş_parlamenter_sistem

umarım ince'nin de aklı başına gelir, "bu seçim önemsiz" algısını bırakıp bir an önce millet ittifakına destek vererek adaylıktan çekilir. yoksa seçimden sonra sonuç ne olursa olsun insan içine çıkabilecek yüzü kalacağını sanmıyorum

trajikomiktir. işte 20 yıldır her şeyin üstünü böyle örttüler.

halen daha öpüşüyorum ayna eşliğinde çok şükür.

canım kendim, senin kadar çekici olabilecek bir canlı mı var yeryüzünde <3

yobazlığın her türüne düşmanım, aşırılığın her türlüsüne uzağım.

kendi yağımızla kavrulmamız gerektiğine inan birisiyim, muassır medeniyete ulaşmak için gerekli her şeyin bizlerde mevcut olduğunu düşünür, ve bunu başarabileceğimize dair inancım tamdır.

birilerinin tanımlarına (sağcı, solcu vs) göre çekmeye sokulmak istemem, yeri geldiğinde her ikisi de olabilirim, hiç biri de.

bu tamamen o günkü bilgi ve birikimim ile alakalıdır. yeni bir şeyler öğrendiğim de, ya da bildiğim şeyin yanlış olduğunun farkına vardığımda düzeltirim.

yanıldığım da özür dilemekten çekinmem.

batıdan veya doğudan, yada her nerden gerlirse gelsin, bir şeyleri şöhretli birileri telaffuz ediyor, ya da büyük kitleler tarafından kabul ediliyorlar diye, kabul eden birisi değilim.

her şeyi evrensel aklın ve vicdanın süzgecinden geçirmeye çalışırım, özgür irade ve özgür düşünce olmazsa olmazlarımdandır.

burada bahsedilen sey “debt ceiling” olarak adlandirilan, amerikan kongresinin uyguladigi donemsel odeme limitinin asilmasi konusudur.

bu limit 1917 yilinda hayata gecmis, 1960 yilindan beri ise 78 defa degistirilmistir. aslinda borclanma limitinin borclarin artmasiyla ilgisi yoktur, ama bu konuya girmek yersiz.

ozetle, sansasyonel olmasi icin basinin pompaladigi haberlere konu olan borclanma limiti hikayesinden bahsedilmis bugun girilen entry'de.

abd hazinesinin yaklasik 31 trilyon dolar borcunun 7 trilyon kadari abd'deki farkli devlet kurumlarinadir. yani kendisinedir. abd'nin gsmh'si yaklasik 25 trilyon dolardir.

7.5 trilyon dolarlik borc diger ulkeleredir. geri kalan borc ise bankalar, sigorta kurumlari, yerel yonetimler vs. tarafindan tutulur.

bir de abd'nin alacaklari konusu var, ama buna girmek de yersiz.

en onemli nokta su: abd dolar ile borclanir. abd ekonomisi zayiflarsa dolar deger kaybeder. dolar deger kaybederse abd'nin borcu kuculur. dolayisiyla diger ekonomiler icin gecerli olan bircok “kural” abd ekonomisi icin gecerli degildir.

neyse… google'a girip “hangi ulkelerin abd'ye borcu var” diye arayin. sonra “abd'nin hangi ulkelere borcu var” diye arayin. goreceksiniz ki iki aramada da karsiniza abd'nin borclariyla ilgili haberler ve makaleler cikacak. bunun iki sebebi var; birincisi abd'ye karsi yurutulmekte olan propaganda. ikincisi ise abd'nin alacaklarinin haber degeri tasimamasi.

sakin olun, sansasyonculara inanmayin.

20 bin tl nedir amk 4 dil biliyorsun sultanahmete turist gezdir daha fazla kazanırsın . vizyonsuz

memleket partisindeki kan kaybının yalnızca seçmen düzeyinde değil, ana kadro ve tüm il ilçe teşkilatlarında yaşanması sonucunda ortaya çıkan durum. gün geçmiyor ki bir teşkilat tüm üyeleriyle istifa etmesin. muharrem ince erdoğan için yorgun ve kibirli derken acaba aynı kibir kendisinde de mi var ki partilileriyle ters düşüyor diye sormadan edemiyor insan. işte bazı örnekleri.

zonguldak mv adaylari
serik ilçe başkani ve yönetimi
zonguldak teşkilatindan 150 kişi
muğla kurucu başkani ahmet tan karaosmanoğlu
samsun mv adayi doğukan ekiz
sivas mv adayi mustafa saçli
ince'nin avukati mustafa kemal çiçek
hatay il ve ilçe teşkilatindan 350 kişi
parti sözcüsü genel sekreter ve 4 yönetici
kocaeli körfesz ilçe yönetimi
samsun mv adayi rüstem kara
kurucular kurulu ve disiplin kurulu üyesi mustafa tayfun laik
parti meclisi üyesi eşber atila
cide ilçe yönetimi
beyağaç ilçe başkanı ve ilçe yönetimi

size 12-13 gün daha tahammül edebilecek halim kalmadı. nefret diliniz ile yok olup gideceksiniz ve şimdiki destekçileriniz de sizin bu dilinizin ne kadar boş olduğunu siz gittikten sonra anlayacak.

12 gün daha dişimizi sıkmamız lazım. 12 gün daha dişimizi sıkmamız lazım. 12 gün daha dişimizi sıkmamız lazım. 12 gün daha dişimizi sıkmamız lazım

yani sen diyorsun ki "beşiktaş'ın çıkıp kaybettiği maçları, galatasaray ve fenerbahçe'nin kazandığı maçları iptal edelim. böylece rakiplerimizin hakederek kazandığı altı puanı silelim. bu durum bizim fazla deplasman maçı oynamamızdan daha az haksızlık." çok muazzam bir akıl yürütme.

ekleme: normalde beni engellemeseydi bu konuşmayı paylaşmayacaktım ama madem engelledi, bu vatandaşların neyi savunduğunu bile bilmediğini göstermek adına paylaşıyorum:
görsel
görsel
görsel

demir hapları kullanıldığında oluşabiliyor. bir kaç gün takip edilip bir gastroenteroloji doktoruna görünmenizde fayda var.

herkes eski reçeller yok artık diyerek doğallıktan dem vurmuş ama reçelin doğalı yapayı olmaz reçel şekerdir, zehirdir, cahil yiyeceğidir. vücuttaki şekeri bu kadar ani yükseltip, pankreası yora yora vücuda ani insülin pompalatmak tam bir cahil beslenme biçimidir. sonra ver elini pankreas hastalıkları, insülin direnci, şeker hastalığı, hipoglisemi vs.vs. bu hastalıklar havadan yayılmıyor kendinize gelin artık, ne yediysen onun sonucuna katlanacaksın bu 10 yıl sonra da olur, 5 yıl sonra da, 20 yıl sonra da. ama o güne daha çok var deyip koyver gitsin dersen o gün geldiğinde son pişmanlık fayda etmeyecek, sen de hastane köşelerinde doktor doktor gezeceksin işte o gün anlayacaksın sağlığın nasıl dünyadaki en değerli şey olduğunu.

reçel, nutella, helva, kızartma, hamur işi yiyenler benim gözümde cahildir.

yalnızca kendisinin gitmesi yeterli değil... türk milletinin silkelenip kendine gelmesi gerekir. ortada gerçeklik algısını yitirmiş bir toplum var. soğanın taneyle alındığı, 1 günlük kazancın 1 kg kıyma etmediği bir ortamda iktidarın hala kazanma ihtimali konuşulabiliyorsa, maalesef sorunumuz kendisinden çok ama çok daha büyüktür.

yine hangi entry'i okusam hak verdiğim başlıklardan biri.

dini nedenleri olduğu için iyilik yapan insan kadar iki yüzlüsü var mı ?

ne iş yapıyorsun?
nerelisin?
evin kira mı senin mi?

sorularının sahibi kezoların serzenişidir.

kızım sen nesin ki aradığın erkekte donanım falan bekliyorsun? harbi anlamıyorum ya, surat harita olmuş, yaş 30 ama ben seçilmem seçerim diyor hala bir de donanımlı istiyor. donanım dediği de ahlak, sanat, kültür falan değil, yukarıda saydığım 3 sorunun cevabının tatminliği.

bir ülkede her şey çirkin olup bu kadar pahalı olabilir mi ya? bunlar da böyle hem çirkin, hem kültürsüz, iki lafı bir araya getiremiyor ama kıstasları maşallah yani.

geçtim bedava olmasını, üstüne para verseler kullanmam.

bir yazılımcı olarak kısa bir süreliğine eski şirketimde ubuntu kullandım ve illallah ettim. her şeyi ama her şeyi sorun. en basit işler için bile atomu parçalarcasına stackoverflow'dan kod araklamalar, sürekli alınan saçmasapan hatalar, uyumluluk problemleri ve daha neler neler.

bilgisayarıma kurduğum programı kafasına göre silen işletim sistemi mi olur lan? sabah kalktım, toplantıya gireceğim slack yok bilgisayarda. silinmiş. yükledim, aradan bir kaç gün geçti yine silindi. tekrar yükledim bu sefer de açılmamaya başladı. kimse ne olduğunu anlamadı ve tek öneri format oldu.^* format attım ama yine aynı terane. değişen bir şey yok.

şirketin elinde onlarca proje var bir kısmı bende çalışmıyordu. bende çalışmayanlar başkasının bilgisayarında çalışıyor, başkasında çalışmayanlar bende çalışıyordu. ne desteklere başvurduk, kaç defa temiz kurulum yaptık ama nafile. yapılacak işleri dağıtırken hangi proje kimin bilgisayarında çalışıyorsa ona göre dağıtıyorduk işleri.

ne günlük kullanım için ne de iş için pratik değildir. neymiş dilinden anlamak gerekiyormuş, birazcık nazısını çekmek gerekiyormuş. niye? cefa çekmeye mi geldim bu dünyaya? makine beni mutlu edecek ben makineyi değil. bizim server'lar da linux üzerinde koşuyor ama ben koşamam.

edit: yazılımcı komünitesi kadar toksik çok az topluluk var cidden. şu yazdığım entry'den dolayı bile hiçbir sav ortaya koymadan sadece hakaret eden bile olmuş. entry'ye bakınca şu görsel canlandı gözümde. abi madem çok seviyorsunuz, savunun. ortaya bir şey atın. deyin ki "şu iş windows'a ve macos'a göre çok daha kolay". siber ile ya da derin network ile uğraşmıyorsanız, bir son kullanıcı olarak tamamen çamur yoğurmaktır linux. senelerce windows kullandım, son 2.5 yıldır macos'tan başka bir şey kullanmıyorum. ha çoğunlukla microsoft ürünleriyle çalışanlar için de macos kullanmak eziyete dönüşebiliyor. eğer .net yazsaydım, mssql falan kullansaydım macos ile de uğraşmazdım. bir şeyin fanatiği olmak gerçekten zeka geriliği işareti. yapmayın gençler.^*

arttırıyorum, doğru yastığı edinerek hem bacak arasına almak hem sarılmak.
görsel

panik yapmayın. işin doğrusu için (bkz: #151863309)

ayrıca sandık sonuçlarının ysk'nın insafına bırakılacağını kim söyledi.
bakın insanlar gönüllü olup birleşiyor , organizasyon yapıyor ve sandıklara sahip çıkıyor.

ben kendi adıma 2 organizasyonda okul temsilcisi oldum. bu vesileyle elde edeceğim bölgemdeki 600 küsur sandığın tutanaklarını bir işlem tablosu programıyla tek tek toplayıp ysk'nın açıklayacağı sonuçlarla karşılaştıracağım. eğer ki arada bir fark olsun ortalığı ayağa kaldıracağım. aynı uygulamayı bu organizasyonlar ülke bazında yapacaklar.

oturduğumuz yerden faydasız çığırtkanlık yapmak yerine de bu oluşumlara katılmaya davet ediyorum. madem ysk'ya güvenmiyoruz oylarımızı tek tek toplayıp bölge bazında kontrol edelim. linkler aşağıda. ikisine birden üye olmakta bir sakınca yok.

https://oyveotesi.org/kayit

https://kayit.turkiyegonulluleri.org/

ben mi yanlis goruyorum yoksa bizim mahalledeki cafeyi halka arz mi etmisler.

cay 30 lira, bira 130 lira.
gelecegi parlak, bacasi tutuyor haha

kadınlar çok ciddi de gevşek biziz gibi.

konuştuğum her kadının kaçıncı yedeği olduğumu kestirmeye çalışıyorum sürekli. azıcık saf salak birisi olsam ayakta sikerler. kimse kimseyi ciddiye almıyor artık.

oncelikle şunu kafaniza kazıyın; bu bir kisilik bozuklugudur, tedavisi de imkansiza yakindir. en basarili terapi sureclerinde bile uzun vadede çok çok sınırlı ilerleme kaydedilebilir.

bu kisiler cocukluk donemlerinde yasadiklari yuzunden bu haldeler. kimi arastirmacilar genetik etkenlerden de söz ediyorlar.

şunu anlamalisiniz, bu kisilerin empati duygulari yok. size hissetirdikleri seyler, size yasattigi travmalar filan umurlarinda bile degil. bu sadece kötü olmakla ilgili bir sey degil, boyle bir seyin farkina bile varamiyorlar. cunku hep kendilerine dönük, kendilerini yuceltmek uzere yasiyorlar. freudyen gorus cinsel yonelimlerinin carpik bir sekilde kendilerine yoneldigini, bu yuzden kendilerine asik oldugu biciminde.

baska fikirler ya da gorusler de soylenebilir, ama kesin olan şu ki, bu kisiler hastalar. duzelmeleri de mumkun degil. elinizde tek secenek var; bunlarla tüm bağlarınızı yok etmek, iletisimi sıfırlamak. ama her turlusunu. hatta size ulasmak icin köprü olarak kullanacagi insanlarla da iletisimi kesmek.

narsistler sizin kanınızı emerek beslenir. sizi kaybedecegini dusunuyorsa 180 derece dönüş yapıp özürlere gönül almalara başlar. iste bu asamada sizi tekrar ele gecirmesine izin vermemeniz lazim. cunku en kisa zamanda ayni manipulasyonlara devam edecek, hatta aradaki donemin de intikamini alacak. sıfır iletisim kesin çözüm.

esinizse ne olursa olsun bosanin. cocuklari genelde size birakirlar merak etmeyin. anne babanizsa bir an önce okul vb gerekcelerle baska yerlere tasinmaya calisin. yetiskinseniz annelikten babaliktan reddedin. patronunuzsa mutlaka is degistirin. arkadasinizsa arkadas listenizden cikartin. sevgiliniz ise hemen terkedin.

eminim, bir şans daha mi versem diyorsunuz. hayir artik o sansi vermeyin. yeni bir yenilgiye gerek yok. bunu defalarca yasadiniz. artik yeter demelisiniz.

küçük bir ipucu: etrafinizdaki herkesi kötülüyor degil mi? çünkü seni yalnizlastirip, kendi oyuncagi yapmak istiyor. bu ugurda yalan soyluyor, iftira atiyor. onun sizin cevrenizi planlamasina izin vermeyin. ondan bagimsiz bir özel hayatiniz, insan iliskileriniz olabilsin. hem boylece aslinda bir saldiri altinda oldugunuzu soyleyebilecek dostlariniz olabilir. kendinizi suclamaktan vaz gecersiniz.

yapay zekayla bir alakası olmayan anket. sadece algı kasmak için, yapay zeka yazılmış.

emekli maaşıyla kendi edirnenin ötesine geçemezken avrupadaki ve amerikada emekli mevkidaşları dünyayı gezmektedir.

vatansever kisvesi altında vatanı bitiriyorlar resmen.

sen ne hakla bi tarafta vatanseverler bi tarafta bilmem neler dersin. diğer taraftayım ben, benim vatanımı sevmediğimi kanıtlamazsan senin götünü sikeyim.

manisada askerlik yaparken bir astsubay vardı adam atatürke sövüyordu, sıradan bir er olduğum için dinleyip geçerdim. bir insan astsubay diye her dediği ciddiye alınacak veya vatanseverdir diyemeyiz. para için gün dolduruyor bazıları. yurt dışı görevi çıktığında bizim vatanseverin götü tavana değmişti dolarla maaş alacak diye.

sağlık bakanı fahrettin koca’ya ait esenler medipol hastanesi’nde 6 yaşındaki bir çocuğun ağzına cinsel organ sokularak cinsel istismara uğradığı ve ailenin olayı basına anlatmaması için 150.000 tl sus payı ödendiği iddiasıdır.

sus payını ailenin hesabına fahrettin koca’nın kardeşi özer koca tarafından yatırıldığı söyleniyor.

istismara karşı elimizde bir koz var… o da sizin hastanelerinize uğramamak mı fahrettin!?

kaynak
kaynak2