Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. beşiktaş'ta 1200 lira kira istenen şey

    o ev sahibini bulup ağzını yüzünü sikiceksin.

  • 2. sıçtık kelimesinin pc oyunlarındaki terminolojisi

    the bomb has been planted

  • 3. dört yıl olması saçma bölümler

    (bkz: makina mühendisliği)

    6 yılda zor bitiyor.

  • 4. duyulmuş en enteresan tezahürat

    bir ankaragücü maçında 19 mayıs stadını inleten şu dizelerdir.

    pınar altuu çok tatlısın
    gecekondu sana dayasın
    eteği kıvır, tangayı sıyır
    ama çocuklar duymasın.

    beste editi: elbette sık bakalım

  • 5. mahsun kırmızıgül'ün düğün fotoğrafı

    tek kare foto yayınlanıyor ve bunu seciyorlar.mahsunun yönetmenliği hakkında da fikir veriyor foto.

  • 6. macbook pro

    (bkz: allah akıl fikir versin)

  • 7. survivor 2016

    gonulluler takiminda 5 melis, 4 berkecan ve 1 semih yarisiyor.

  • 8. türkiye'deki tepkisizliğin temel sebebi

  • 9. yanlışlıkla eşini pompalı tüfekle öldüren adam

    - evde tufek bulundurmak
    - bir kadinin o tufegi alarak esine saka yapmak istemesi
    - bir kadinin bir tufegi siradan bir esya gibi koltuga koyup gitmesi
    - bir adamin tufegi eline alip esine ayni mal sakayi yapma geregi duymasi
    - bir adamin tufegi esine dogrultup tetige basmasi
    - evde bulunan tufegin dolu olmasi, ya da saka icin doldurulmasi

    bir nefeste sayilabilecek 7 salak hareket. tanim: toplumun ortalama zekasini yansitan olay.

  • 10. recep tayyip erdoğan'ın taklidini yapan adam

  • 11. elif zelal'in katilinin son hali

    bunu yasatmak icin ugrasacak doktorlar. alt cene kemigi dil mil ne paraladiysa hepsini naklettirecekler.
    guzelim kizin, kiz cocugunun topragin altinda iki hafta sonra nasil gorunecegini biliyorsaniz buna ferah feza bakabilirsiniz.
    zerre acimadim.
    hayat alan hayatsiz kalsin.

  • 12. sözlükçülerin bilmemekten gurur duydukları şeyler

    survivor türkiye'de neler olup bittiği

  • 13. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    "yazı kaynağı" diye linki vermek yeterli iken sayfalar dolusu upuzun "kopyala yapıştır" entrylerin aslında hiç okunmadığı. "belki bir ara bakarım" diye favorileyenler dışında da kimsenin umurunda olmadığı gerçeği.

    ufkunuz iki katına çıktı mı? çıkmadı çünkü yine aynısını yapanlar olacak.

  • 14. bayırbucak türkmenlerine yardımın engellenmesi

    yine bir suriye konusunda geri zekalı bilinçlendirmesi yapalım.

    türkmen olunca faşizme karşı omuz omuza olunmuyormuş.

    türkmenlik, kürtlük, araplık kendi başlarına önemsiz kavramlar. bunu bu dezenformasyoncu itler de gayet iyi biliyor. çünkü suriye'de ve hatta ırak'ta türkmenler, özellikle sünni olmayan türkmenler cihatçılar yüzünden yıllardır sıkıntı çekerken sesini çıkarmayan tipler, sadece türkmenlerin cihatçı kesiminin anası sikilirken bağırmaya başlıyor.

    mesele türkmense, gavat oğlu gavat, o türkmenler cihatçılar yüzünden yerinden yurdundan olurken nerdeydin? sloganı allahu ekber olan kuduz itlerle medeni insanları neden bir tutalım?

    bu orospu çocukları yıllardır meseleyi türk-kürt-alevi-sünni karşıtlıkları üzerinden açıklamaya çalışıyor. suriye politikaları bu yüzden analarının amına girdi. mesele türk-kürt ya da sünni-şii-alevi meselesi değil, barbarlığa karşı medeniyet meselesi.

    cihatçıdan yana olan türkün de kürdün de arabın da anasını sikeyim. cihatçıların karşısında olan türkün de kürdün de arabın da ellerinden öpeyim.

  • 15. tuğlaların içinin boş olması

    binaları ayakta tutan tuğlalar değil, temel ve kirişlerdir. ne kadar hafif olurlarsa o kadar sağlam olurlar. yalıtım ise duvarın dışına yapılır.
    hobisi kepçe ve inşaat izlemek olan ülkenin vatandaşı böyle sorular sormamalıdır.
    çocukluğu inşaatın 2. katından kum tepesine atlamak, aylarca bekleyen rutubetli su varillerinden kurbağa yakalamak olan bir varoş çocuğu olarak biraz kassam ev yaparım.
    he bugüne kadar ne inşa ettin dersen sadece köpek ve güvercin kulübesi..
    bir de yetişkinliğimde yaptığım bir kuş kafesi var ki ustalık eserim olarak londra'da sergileniyor. bu londra işi ciddi bu arada.

  • 16. 14 şubat 2016 arsenal leicester city maçı

    arsenal aç köpekler gibi, yarın yokmuş gibi, eminönü'nde baklava dağıtılıyormuş gibi saldırıyor. 2. gol kapıda.

  • 17. 14 şubat 2016 medipol başakşehir beşiktaş maçı

    iki konudan bahsedeceğim.

    1) beşiktaşın yediği iki golde de tolga'nın hatası yok. kim olsa yerdi iki golü de. iki gol de anca mucize eseri kurtarılabilirdi.

    2) beşiktaş çok sağlam hücum ediyor. ama aynı başarıyı defansta gösteremiyor.

    ha bir de türkiye'de futbol seyircisinin yüzde doksanı tam gerizekalı. şu maçta, şurada yapılan yorumları okursanız anlayacaksınız.

    her iki takıma da nefis bir maç seyrettirdikleri için fenerbahçe taraftarı olarak teşekkür ederim. bu maç futbolsever için eğlenceli, gerizekalılar için ise kavga edilmesi gereken bir maçtı. futbolsever maçın tadını çıkardı. gerizekalılar kavga etti.

  • 18. cezaevinde 20 mahkumla seks yapan kadın

    türkiye'de çeviri hatasına kurban giden kadın. haberin yabancı kaynaklarından biri şurada:

    http://www.nydailynews.com/…nmate-article-1.2529981

    "teacher was fired and arrested after authorities found out she had sex with a convicted murderer more than 20 times behind bars — and got pregnant twice."

    rashid walker adında bir mahkumla 20'den fazla kez cinsel ilişkiye girmiş ve iki kez hamile kalmış. haberaktuel'deki haberde ise bu yanlış anlaşılıp 20'den fazla mahkumla ilişkiye girdiği söylenmiş.

  • 19. lionel messi

    amk zitvatorok anlaşması gibi adam bundan sonra sen benim değil, sadrazamım suarez'in dengisin dedi resmen ya la.

  • 20. sokak ortasında öpüşen sevgililer

    sevgiliyle öpüşmenin, kadını insanların gözünde düşürdüğünü düşünen insanların bulunduğunu gördükçe hayata dair umutlarım daha da azalıyor. oysa mesela bir erkek sevgilisine herkesin içinde tokat atsa bu zihniyetteki tipler kalkıp en ufak bir hamlede bulunmaz, hatta "karı kocanın arasına girilmez" düsturuyla görmezden gelir.

    kadını öpmek, sarılmak, el ele sokaklarda yürümek yoluyla onları aşağılamayın sakın. sövün, dövün ki kadın da kendi değerini bulsun. amk yobazları sizi.

  • 21. en çok jeton harcanan atari salonu oyunları

    (bkz: street fighter)
    pazar gunleri mahalledeki erkek cocuklari toplasip giderdi. benim de icim giderdi cunku annem bidi bidi kiz basina gidemezsin sacmalama vs. seyler soylerdi. ama elbette dinlemeyip giderdim. ama bisikletimi alirdim ki atari salonuna gittigimi anlamasin. 1-2 saatte bir de anne susadim, anne woaaa suraya gittik rampa vardi yok tek elimi biraktim diye sallardim. ozur dilerim anne ama yine olsa yapardim. atari salonu muhtesem bisi ^-^

  • 22. erkeklerin tek eşli olamaması

    çoğu sözlük erkeğinin sıfır eşli olarak kanıtladığı tespit.

  • 23. hayatını plazada sabit maaş uğruna hiç etmek

    "derdi dünya olanın dünya kadar derdi olur." kelamının kanıtıdır bu durum.

  • 24. beşiktaş

    2014-2015 sponsorluk ve reklam gelirleri

    bjk: 35.5 milyon tl (toplam gelir: 236m tl)

    fb: 39.5 milyon tl (toplam gelir: 330m tl)

    gs: 100 milyon tl (toplam gelir: 437m tl)

    önemli not: 2015-2016'da beşiktaş için bu değer 50 milyon tl'nin üstüne çıktı bile ve henüz stad yok. stad açıldıktan sonra faal stadın getireceği ek gelirler ve olası bir şampiyonlukta şampiyonlar ligi gelirleriyle beraber bu değer diğer 2 istanbul klübünü geçecek gibi görünüyor. fenerbahçe'nin şampiyonluğu durumunda ise aynı şey fenerbahçe için geçerli olacak. yine de yayın, hasılat ve diğer gelirler gibi kalemlerde galatasaray'ı yakın zamanda yakalamak zor görünüyor.)

    2015-2016 forma reklam gelirleri

    bjk: 11 milyon euro

    fb: 11.5 milyon euro

    gs: 3 milyon euro

    2015-2016 kadro toplam piyasa değeri

    bjk: 120 milyon euro

    fb: 155 milyon euro

    gs: 110 milyon euro

    son 3 yılda piyasa değerindeki değişim (2016 hariç)

    bjk: +%11

    fb: -%2

    gs: +%12

    2015 yılındaki büyüme hızı (bir önceki seneye göre)

    bjk: +%46

    fb: +%9

    gs: +%16

    dikkat ederseniz beşiktaş her kalemde mantıklı ve artı yönde düzenli bir büyüme gösterirken, diğer iki klüp ilginç istatistiklere sahip. ne biliyim fb forma gelirinde öndeyken bir de bakıyorsunuz piyasa değerinde sıçmış, gs toplam gelirde açık ara öndeyken bir de bakıyorsunuz forma gelirlerinde sürünüyor.

    şimdi ben bunları neden anlattım? 2009'da aldığı çift kupadan beri sportif başarısı, son 3 sezondur da stadı olmayan beşiktaş mali anlamda diğer iki rakibini yakalamış, bazı kalemlerde geçmiş, önümüzde süreçte de yine bazı önemli kalemlerde geçecek durumda. özellikle kadro yapısı, oyuncu değeri ve yaş ortalamasına baktığınız zaman da sportif başarısını istikrarlı hale getirebilecek durumda. son 6 yılda doğrudur galatasaray fenerbahçe arasında geçen yarış bundan sonra beşiktaş ile diğer 2 klüpten biri ile geçecek gibi görünüyor. bu lig 50li yıllardan beri oynanıyor. her dönem çekişen 2 rakip dönüşümlü olarak değişmiştir. geride kalan hiçbir zaman büyüklüğünden bir şey kaybetmemiş, toparlanıp tekrar yarışa ortak olmasını bilmiştir. geçen sene şampiyon olan kırmızıgörmezspor bu sene ve önümüzdeki 2 sene yarışta olmayacak gibi. penaltıspor'u da geçen tinersporumuzun şampiyon olması dileğiyle yazımı noktalıyorum. saygılarımla.

  • 25. 14 şubat 2016 türk polisinin işgüzarlığı

    öncelikle türk dil kurumuna göre “işgüzar”; gereği yokken genellikle kendisini göstermek için işe karışan kimse.

    haftasonları öğlene kadar uyumak yerine sabah 5’te kalkıp gündoğumu fotoğrafları çekmek için dışarı çıkıyorum. hayır deli değilim, sadece fotoğraf çekmeyi seviyorum. iyi fotoğrafın hammaddesi de iyi ışıktan geçiyor, bunu da sabahları güneş doğmadan rahatlıkla elde edebilirsiniz.

    neyse bu sabah havalimanı görüş alanımda bile değilken, üçayak (tripod) kurmuş kendi halimde birşeylerin fotoğraflar çekiyordum. üçayak olunca feci dikkat çekiyorum tabi. yanımdan geçip giden sonra geri geri gelen polis arabasının camı açıldı, “sen ne ayaksın bu saatte” der gibi baktılar. yanlarına gittim mecburen, saat de 06.30 suları etrafta hiç insan da yok;

    polis: nereyi çekiyon sen?
    stro: boş sokakları gökyüzünü vs
    polis: kamu dairelerini çekmiyon dimi?
    stro: yoo (iç-ses: hayır çeksem ne olacak)
    polis: bak ileride havalimanı var, orada da çekim yapmak yasak.
    stro: havalimanını çekmek gibi bir planım yok.. ama bi tane uçağı inerken havada çekmeyi düşünüyorum. (uzun pozlama)
    polis: yok yok o da yasak.
    stro: havalimanıyla bi alakası yok ki.
    polis: yaa kardeşim ortalık zaten karışık.
    stro: (ortalık yıllardır karışık bi kere gün yüzü görmedik ki şu ülkede diyemedim tabi)
    polis: havalimanının etrafında fotoğraf çektiğini görmeyeyim.
    stro: peki.

    şimdi orada polislere birşey diyemedim çünkü ekipmanımı kaptırmak istemedim. ama şu yaptıkları işgüzarlıktan başka birşey değil.

    sayın memur kardeşim, istesem kamu dairesini de çekerim havalimanını da çekerim, ruhun duymaz. zaten isteyen de istediği gibi çekiyordur oraları. hayır sabaha karşı hiç işim yok senin kamu daireni çekmek için mi uğraşıcam. senin havalimanını üçayak kurup kendimi göstere göstere mi çekicem. şu yaptığın uyarının bi gram mantıklı açıklaması yok.

    evime hırsız girer gelmezsin, arabama hırsız girer ilgilenmezsin. sabaha karşı tek başına fotoğraf çeken adamı görünce hemen poliscilik oynuyorsun. hayır havalimanını çekerken yakalarsın yine anlarım.. ama öyle birşey de yok. kendi kendinize erken uyarı sistemi mi kurdunuz nedir yani.

    - sen birazdan havalimanını çekecek gibi duruyorsun, sakın aklından bile geçirme!!!

    zorunlu edit: buradaki en büyük sorun, görünürde bir kamu dairesinin veya bir havalimanının olmayışıdır.

  • 26. hosogai'nin lig tv'yi troll'lemesi

    (bkz: sevgili şansal)

    sen kimsin de saygıdan bahsediyorsun ya? türk spor kamuoyunda saygın biri olduğunu mu sanıyorsun? lig tv'nin insanlar nezdinde saygın bir imaja sahip olduğuna mı inanıyorsun? hakkaten ciddi bir işe sahip, önemli insanlar olarak mı görüyorsunuz kendinizi anlamıyorum ki? siz kimsiniz ulan troll'lenmeyecek, dalga geçilmeyecek, nesiniz yani? ayrıca...

  • 27. sevgiliyi dudaktan öperken gözlerinin içine bakmak

    yeter ulan dedirtmiştir.
    bugün 14 şubat ya aman bokunu çıkarın, güzel olan her boku yazın buraya, kimi gif koyar kimi aşkını betimler.
    (bkz: ya feridun abi ya)
    (bkz: kiminiz ağza dalıyo kiminiz burna dalıyo)
    (bkz: sikecem yapacağınız işi ha)
    (bkz: tamam sakinim)

  • 28. sevgililer günü

    feminizm vs. günün anlam ve önemi üzerine sallamalar...

    yıllardır ne isa'ya yaranabildim ne de musa'ya... politikada, hayatın kendisinde kendimi "değil"lerle ifade edebiliyorum. bunu da çoğunlukla izmler altında kendi benliğimi kaybetmemek için yapıyorum. aslında itiraf etmek gerekirse dayatmalar ve zorunluluklar beni ziyadesiyle sıkıyor. elbette kaçamadığım bazı izmler var: hümanizm, feminizm gibi... insanların anlamadığıysa izmle biten kelimelerde genellikle farklı bakış açıları yani fraksiyonların olduğu.

    feminizm, özel olarak erkeklerde, genelinde ise insanlarda alerji yaratan bir kavram. feminist dendiğinde erkeklerden nefret eden, kısa saçlı, makyaj yapmayan, kaşları çatık ve sürekli kavga halinde bir kadın canlanıyor insanların gözünde. şimdi "lipstick feminism"e uzanan geniiiş bir yelpazeden bahsedip de sizi yormayacağım, zaten uzun yazıyorum, sıkmayayım. temelde feminizm şu benim gözümde: cinsiyetinden dolayı ayrımcılığa uğrayan, ezilen bir grubun bir araya gelerek mücadele etmesi. emin olun kendini feminist olarak tanımlayan kişi ve gruplar arasında da çok derin fikir ayrılıkları var. ama başta da söylediğim gibi hepsinde en temel düşünce kadına ikinci sınıf rolü biçilmesine karşı çıkmak. bu açıdan bakıldığında gayet net anlayabileceğiniz gibi erkekler de feminist olabilir.

    eşit olmak, özgür olmak, ikinci sınıf olmayı reddetmek, kendi ayaklarının üzerinde durabilmek kavramlarının içi daha en başından, alışılmış düzenin konforuna kendini kaptırmış erkekler tarafından boşaltılıyor. örnek üzerinden gideyim:

    birkaç yıl önce florya'da bir iş görüşmesine gittim. maltepe'den gidiyorum. önce minibüsle bostancı'ya, oradan deniz otobüsüyle bakırköy'e, oradan da taksiyle florya'ya geçtim. bilmeyenler için uzak, çok uzak bir mesafe ve çok da pahalı. dönüşte cüzdanıma baktığımda param ve banka kartımın olmadığını gördüm. ya unutmuştum evde ya da düşürmüştüm, akbilimde de çok az bir para kalmıştı, beni florya'dan maltepe'ye geri götürmeyecek kadar... telefonla yardım istedim birinden. aramız bozuktu ve şöyle bir cevap aldım: "ya evrim, sen güçlü kendi ayaklarının üstünde duran bir kadınsın ya hani, gidip yabancı ülkelerde tek başına ayakta kalabiliyorsun ya, bence florya'dan da maltepe'ye tek başına gidebilirsin." ayağımda topuklu ayakkabılar vardı. bir noktadan sonra ayakkabıları çıkarıp elime aldım ve saatlerce yürüdüm, karşıya geçtikten sonra da yürümeye devam ettim.

    o gün çok düşündüm yürürken... biri benden böyle bir durumda yardım isteseydi ne cevap verirdim? şimdiye kadar yardıma ihtiyacı olan kime "kendi başının çaresine bak!" dedim? elbette tek başıma ayakta durabilirim, florya-maltepe ne ki, otostopla tüm dünyayı da gezebilirim. sorun bu değil, sorun kendine yetebiliyor olmanın hayatınızdaki erkeklere kendini yetersiz hissettiriyor oluşu. sorun, size haddinizi bildirmek için azıcık zor duruma düşmenizi bekliyor oluşları...

    erkekler ve kadınlar arasında fiziksel farklılıklar olduğu kadar belirli cinsiyet rolleri de var. ne kadarı içten geliyor, ne kadarı ataerkil düzen içinde oluşturulmuş, ne kadarı cinsiyetçilik ve tü kaka... en büyük kafa karışıklıkları da burada ortaya çıkıyor sanırım. cevapları hakkında tereddüte düştüğüm sorularım var. feminist olmamız dürtülerimizi reddedeceğimiz anlamına mı geliyor? sevdiğimiz insanlar bize sarılırlarsa daha güvenle uyuruz, kapımızı açarlarsa hoşumuza gider, çiçek alırlarsa mutlu oluruz. bu duygular bizi feminist felsefeden uzaklaştırıyor mu yani?

    feminizm maskülenleşmek ya da cinsiyetsizliğe giden bir yol değil benim bakış açıma göre. yanımdaki adamın canı kahve istiyorsa kalkıp kahve yapmaktan gocunmam, benim canım kahve istediğinde kalkıp kahve yapacağını bileceğim adam yanımda olur ama çalışan, üreten, kendi yaşamını başkasına muhtaç olmadan sürdüren kadınların, ne kadar kentlileşmiş olurlarsa olsunlar erkekler tarafından tehdit olarak algılandığının da farkındayım. bu nedenle hayatımın farklı dönemlerinde, farklı adamlar tarafından haddim bildirildi, birer ders verildi. anlayamadıkları şu oldu, aldığım her dersten sonra ayaklarım yere biraz daha sağlam basmaya başladı, daha bağımsız, daha güçlü oldum. bu yüzden buradan bir teşekkürü kendilerine borç bilirim. verdiğiniz eğitim işe yaradı çocuklar, kişisel gelişimime çok şey kattınız, kıpsss!

    sevgililer günü mevzusuna gelirsek... feminist 14 şubat kutlar mı? "müslüman noel kutlamaz!!1!" diye yeni yıl kutlamalarına itiraz eden yobazlar geliyor aklıma... kutlar ayol, neden kutlamasın. sadece dikkatli olsun, her yerde fiyatlar uçmuş, kerizlenmesin kalp şeklinde pasta yiyeceğim diye... güne, olduğundan fazla bir romantizm atfedip, gereksiz beklentiler içine girip hayal kırıklığına uğramasın. kendini hediye alıp vermek zorunda hissetmesin. sevgiyi sadece yaldızlı paketler arasında değil, çayın deminde de bulabilirsiniz. klişelerin sizi travmatize etmesine izin vermeyin.

    baktınız karşınızdaki adam ona olan muhabbetinizi size bir ders vermek için kullanmak istiyor, ikinci sınıf hissetmeniz için zayıf düşmenizi bekliyor, vurmak için yumuşak karnınızı kolluyor işte o zaman topukluları elinize alıp florya'dan maltepe'ye yürürsünüz. yürümek iyidir, insanı zinde tutar. ben, mesela, bundan sonraki yürüyüşümü maltepe'den florida'ya yapmayı planlıyorum.

    bir not da bugün sevgilisi olmayan kadın ve erkeklere:

    tabii ki küresel sermayenin oyunu, ne o öyle her yer galp galp galp, gerizekalı çiftler mıçmıçmıç. tiksinç bir şey! bence de çok saçma ayol!

  • 29. technopat.net

    bu sitenin yöneticilerinin seviyesini mi merak ediyorsunuz?

    gerçekten mi?

    sizi böyle alalım: yöneticilerinin seviyesi tam olarak şu şekildedir. (tıklamanıza gerek kalmadı, yorumları değiştirdiler, önceki hâli için alttaki ekran görüntüsüne bakınız.)

    kaybolursa diye ekran görüntüsü:
    http://i.hizliresim.com/jv9zol.png

    bu da kaybolursa diye yedek ekran görüntüsü:
    http://kolayresim.com/…80/2855/hxv6teqkr00y3kc2.png

    bu da kaybolursa diye yedeğin yedeği:
    http://i.imgur.com/eah5puw.png

    başka site üzerinde gördüm*, gördüklerime inanamadım. bu sitenin yöneticilerinin artık iyice kafayı yiyip, bu noktaya geldiklerinin kanıtıdır bunlar ve bu ağzına tükürdüğüm ekran görüntüleri kaybolmayacak. al bir yedek daha, ne olur ne olmaz:
    http://1.1m.yt/2fme9js.png

    edit:
    al bir yedek daha:
    http://s12.postimg.org/…at_net_sosyal_konu_ever.jpg

    edit2: tam düşündüğüm gibi. yorumları değiştirmişler. önceki hâli ekran görüntülerinde.

  • 30. 14 şubat 2016 beşiktaş'ın ofsayttan attığı gol

    paylaşılan capslerde görüleceği üzere ofsayt olmayan goldür. zira golü gomez değil cenk attı. gomez atsaydı ofsayt olurdu ama cenk çizgiye yakın olan başakşehir'li oyuncunun gerisinde. şimdi gidip başka yerde ağlayabilirsiniz.

    büdüt: renkliler paylaştıkları görüntülerde ofsayt olmadığını farkedince entry'i silip kaçmışlar. paylaştıkları görüntü: https://pbs.twimg.com/media/cbmjpg4wwaaow65.jpg

  • 31. 13 şubat 2016 tsk'nın ypg'yi vurması

    ilk defa olmuyor ancak yine bir gün olacağı kesindi. aylardır "terörist pyd" diye ciyaklayan akp iktidarı eninde sonunda pyd'nin islamcıları süpürdüğü bir yerde dişini göstermeyi deneyecekti. pyd'nin yönetim yerlerine ve ypg/ypj'nin komuta merkezlerine saldırması, örgütün kazandığı uluslararası destekten sonra mümkün olmayacağından, akp iktidarının beslemesi radikal islamcı sapıkların kaybettiği kritik ikmal yollarının açılması için saldırı cazip gelmiş. bu sırada gelen açıklamalara da dikkat etmek lazım. ulusal güvenlik'ten bir anda "angajman kurallarına" kayıştaki o estetik incelik takdire şayan. malumumuz, haziran seçimleri öncesi suriye'ye 4 adam gönderip tr'ye 8 füze attırırım skandalı kamuya açıldığında ayağa kalkan akp karşıtı kitle, hdp mitinginin bombalanmasıyla başlayıp şiddetli şehir çatışmalarına evrilen akış içerisinde birden kürt düşmanlığını hatırlayıverdi. kobani düştü düşecek diye adeta ışid galibiyeti muştulayanları dinleyip katliam beklentisinin ufukta göründüğünü fark eden azılı türk milliyetçilerinin kürde hıncı sevince dönüşürken, bugün de göz göre göre suriye bataklığına çekilen ülkenin ilk hedefi kürtler olunca neye bulaştırıldığımızı unutuveriyorlar. akp'nin suriye savaşına fiilen dahil olarak ırkçı-mezhepçi politikasını askeri müdahale ve işgalcilikçe taçlandırma hevesinde itiraz etmesi kuvvetle muhtemel milliyetçilerin ağzına çalınan bir parmak balın adı da her zaman olduğu gibi "terörle mücadele" oluveriyor. akp, suriye'ye müdahaleciliğini, lojistik ve istihbari hamlelerden fiili çatışmaya doğru kaydırırken ülke içinde tedirginlikten ziyade "sevinç" olmasının yegane temeli budur.

    vahhabi sapıklığıyla, cihadist/selefi psikopatlığını desteklemek tabii ki ortadoğu'da rol model (!) olan seküler yönetime sahip müslüman ülkenin yapması gereken bir şey. yıllarca türkiye iran olmasın teranesi okuyan insanlığın kızamığı milliyetçiler de, arada kürtleri "temizleriz" sevinciyle mezhepçilik dahil her türlü ayrımcılığın kendi ülkesinde hortlamasını tali görmüş olacak ki, zinisim adnikraf ninekilhet çekegeldiği günleri unutmuş, daha dün başkentinde patlayıp yüzden fazla insanı katleden radikal islamcıların ikmal yollarını açık tutarak perişanlığına katkı verdiği sınır komşusunun içsavaşına doğrudan müdahil olmanın mutluluğunu şimdiden yaşar hale geldiler. haa, ama tabii, radikal islamcıların ankara'da ve suruç'ta katlettiği insanlar kürttü, kürtçüydü, solcuydu, "teröristti" doğru mudur?

  • 32. 13 şubat 2016 metrobüsteki mavi paltolu kız

    araç no m4850 den bildiriyorum sanırım kız ile aynı araçtayım.

    yakalayım mı? napayım? yazıyı okumadım. linç mi ediyoduk. rezalet falan mı nedir?

  • 33. aslı enver

    beğenmeyenler de olabilir, normaldir. brüt.

  • 34. beyaz futbol

    şu grubu topluca norveç'e gönder, en yaşanabilir ülkeler sıralamasında 50 basamak aşağıya düşer.

  • 35. ışık hızı

    geçilmesi belli postülatlar altında mümkün olmayan hızdır.

    ayrıca elinizin altında sözlüğe entry girecek kadar zaman ve internet varken "acaba ben yanlış biliyor olabilir miyim" diye araştırma yapmadan banach tarski teoremi için "100 yıldan önce kanıtlandı, yüzlerce yıl dünyadaki matematikçilerin neredeyse yarısı doğruluğunu kabul etmedi" demek nasıl bir kafa anlamak güç. ışık hızına geçmeden önce bu konudaki bir iki yanlışı düzeltmek lazım.

    öncelikle banach-tarski teoremi 1924 yılında kanıtlanmıştır. yani 100 yıldan uzun zaman olmadı. ayrıca banach-tarski teoreminden önce guiseppe vitali'nin ölçülemez kümelerle ilgili çalışmaları ve felix hausdorff'un benzer bir paradoksu* biliniyordu. hele hele stefan banach ve alfred tarski'nin mevzubahis teoreminin ardından john von neumann'ın teoremin olası genellemeleri üzerine eğilip ortaya "amenable group" kavramını attığı düşünülürse "matematikçilerin neredeyse yarısı yüzyıllarca doğruluğunu kabul etmedi" demek biraz absürt kalıyor, değil mi? konuyla ilgili olarak şu entry okunabilir (bkz: banach tarski teoremi/#46097051)

    ***

    her neyse, şimdi asıl konuya dönüp "bilimdeki her sınır sadece insan zihninin sınırıdır" kafasının problematik yanlarını inceleyelim.

    "insan zihni" denen şeyin gözlemleyebildiğimiz temel çalışma prensiplerini soyutlayıp biçimselleştirdiğimizde şu an elimizdeki mantık denen şeyi elde ediyoruz. bu mantık dediğimiz şeyi belirli bir dil içerisinde belirli varsayımlarla yapıp ileri götürdüğümüzde de ortaya matematik dediğimiz şey ortaya çıkıyor.

    bugüne kadar da insan zihninin temel mantık kurallarını aşabileceğine* dair bir şey gözlemlemedik. demek ki, fiziği ışık hızını falan bir kenara bırakalım, insan zihninin bariz bir sınırı var: mantığın çizdiği sınırlar. dolayısıyla insan kendi limitini kendi belirler diye ortalarda impossible is nothing diye gezmenin bir alemi yok.

    (daha sonra "banach-tarski teoremini mantığınız alıyor mu" diye savunma yapılmadan baştan söyleyeyim. matematiğin insan sezgisine ters sonuçlar üretmesi sadece insan sezgisinin belirli şeyleri belirli şekilde algılamaya yönelik alışkanlıklarından kaynaklı. banach-tarski teoreminin kanıtı bir kere incelenip anlaşıldıktan sonra fark edilecektir ki asıl saçma olan bir toptan iki top elde edilememesi olurdu.)

    ışık hızına dönelim. fizik yaparken matematiksel modelleme kullanıyoruz. bu modelleme esnasında da çeşitli varsayımlarda bulunuyoruz. ışık hızının aşılamıyor oluşu sadece deneysel bir sonuç değil, özel göreliliğin varsayımların türeyen matematiksel* bir sonuç. (bkz: ışık hızının geçilemeyeceğini savunmak/#53467041)

    eğer ışık hızını geçmek mümkünse, özel göreliliğin yaptığı bu modelleme doğru olmamalı. şu ana kadar yaptığımız deneylerde özel göreliliğin öngördüğü sonuçları hep teyit ettik. ancak bu, ileride özel göreliliği çürütecek bir deney yapılamayacağı anlamına gelmiyor.

    dolayısıyla, evet, ileride bir gün ışık hızı belki geçilebilir. ama siz bunu sadece "impossible is nothing" felsefesine dayanarak söylüyorsanız aynı şekilde ben de bir gün ünlü türk fizikçi ahmet banner'ın nükleer bir patlamanın ardından the hulk'a dönüşebileceğini söyleyebilirim. zira elimizdeki fizik ve biyoloji kuramlarının hepsi yanlış olabilir. zira elimizdeki kuramlar hiçbir şey, susuzluk her şey. isteyen istediğine inansın zaten.

    öte yandan isteyen istediğine inansın diyerek ağzı olanın konuştuğu bir ortam oluşturup superman'e iman etmek yerine, bu konuda biraz pragmatik olup öne sürdüğümüz teorileri elimizdeki mevcut deneysel verilerle karşılaştırarak bir elemeye gidebiliriz. bu durumda da mevcut verilerle uyuşan en iyi kuram bize ışık hızının geçilemeyeceğini söylüyor.

  • 36. rusya

    son derece süt liman, adeta demokrasinin beşiği, insanlarının tek tartışma konusu yol kenarlarına ekilen çiçeklerin hangi renk olması gerektiği olan, kadın erkek eşitliğinde çığır açan, kütüphaneleri dolup taşan, "bireysel silahlanmaya hayır" diyen ortadoğu'yu karıştırmıştır.

  • 37. soma'da tekmelenen madencinin 543 tl ceza alması

    düşene bir tekmeyi de adaletin atması durumu.

    maden faciası sonrası sonrası soma'ya ziyarette bulunan dönemin başbakanı recep tayyip erdoğan'ın koruma aracını tekmeleyen erdal kocabıyık adlı madencinin "kamu kurumuna ait araca zarar vermek" suçundan aldığı cezadır. hatırlayacaksınız kendisini öldüresiye tekmeleyen başbakanlık müşaviri yusuf yerkel ise adeta hiçbir şey olmamışçasına görevine devam etmişti.

    ne adalet ama! değil mi?

    http://www.sozcu.com.tr/…raca-tekmeye-ceza-1089416/

  • 38. fuatavni

    kendisi akp'lilerin eşcinsel seks kasetleri yayınlarsa, ülkenin %50'si eşcinsel olur...

  • 39. 29 yaşından küçük gençlere vergi istisnası

    burjuva politik iktidarın çıkardığı yeni bir kast yasasıdır. şöyle ki, 18 yaşındaki genç bir işçinin maaşından gelir vergisi kesilmeye devam edecektir, ancak iş yeri sahibi olan, ticaretle uğraşan genç burjuvalar gelir vergisi ödemeyecektir söz konusu kanuna göre. üstelik çalışanların en yüksek oranda gelir vergisi ödediğini de hatırlatalım.

    politik iktidarın bütün ülkenin, bütün toplumun değil toplumun belli bir kesimini oluşturan zengin azınlığın çıkarları için hizmet ürettiğini, çalışan, üreten, katma değer yaratan insanların inanılmaz bir eşitsizliğe maruz bırakıldığını gösteren sayısız örnekten yalnızca biridir.

    (bkz: kahrolsun ücretli kölelik düzeni)

  • 40. 14 şubat 2016 tsk'nın suriye'ye girmesi

    telsizini kapatan bordo berelilerdir.

  • 41. mercedes gle'yi sprey boya ile boyayan çılgın türk

    (bkz: boya takıntısı olan izlemesin)

  • 42. recep tayyip erdoğan

    23 evet tam yirmi üç adet danışmanıyla beraber her gün yeni bir yanlış yapmayı başaran tebrik edilesi cumhurbaşkanı. arada gelin bana da bir danışın belki farklı bir şey söylerim.

  • 43. suudi arabistan'ın suriye'ye demokrasi götürmesi

    harika bir şey bu. esad gidecek ve suriye'miz aynı suudi arabistan gibi demokrasi şölenlerinin bolca yaşandığı bir ülkeye dönüşecek...

  • 44. şenol güneş

    sosa, gomez, quaresma, beck, alexis, rhodolfo, marcelo, tosic, boyko ve atiba'ya neşteri vurması gereken teknik adam.

    %100 sünnetli bir takım olursak kesin şampiyonuz. (duruma göre atiba'ya balta da vurulabilir)

  • 45. 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

    2013 yılının haziran ayında aniden bir anda püf diye aleviye dönüştüğümü az önce öğrenmemi sağlamış bir ayaklanmaymış.

    çok teşekkürler batalı ilah kardeş, sağol bizleri aydınlattığın için :(

  • 46. kedi seven erkek

    sevmek ne kelime, aşığım kendisine...

  • 47. insanı olgunlaştıran şeyler

    herkesi başka yerden büyütüyor hayat!
    kimini ölüm büyütüyor. kimini yardan ayıran bir aşk. bu ikisi en fenası. tabii yalnızlık da iyi büyütür insanı.yalnız insan korkmaz oluyor bazen olacaklardan. bazen hiç gelmeyenler sayesinde büyürüz. bir bakmışsınız dünyanın en olgun insanı olmuşuz. beklemek sabrımızı büyüttü. maddi sıkıntılar, hastalıklar vs. ruhen çok olgun insanlar var ortada. sadece gönlüne bakın ne kadar olgun.

  • 48. aaron gordon

    joffrey, cersei, shaq, magic, gervin, t-mac...

    (bkz: aaron stark)

  • 49. türkiye'nin ortasına göktaşı düşse olabilecekler

    ortası burasıysa sorun yok
    http://haberiz.biz/…oads/2015/06/14158862507051.jpg

  • 50. mesut özil

    barcelona'ya giderse arda da rakitic de mal mal izlerler sadece. mesut bu ikisinden de fersah fersah iyi bir oyuncu. ileri üçlüde yer almaz tabiki. o tarz bir oyuncu değil.