2022 yılının sonunda istanbul'un göbeğinde patlama oldu, haberi yoksa haber verelim. haberi olsun.
tunalizade5 profili
-
süleyman soylu
-
slip mayo giydiği için uyarılmak
üst edit: havuzda gördüğüm muamele sözlükte gördüğün muamelenin yanında az kaldı. bu olayda bile sapıklık, küçük düşürme, hakaret, dalga geçme vb olaylara değinmişsiniz ya aslında üzerine çok da söz söylemeye gerek yok.
innovia 3 adlı sitede başıma gelen vaka. herkesin önünde havuzda slip mayo giydiğim için uyarıldım. şaka gibi. haha. ülkeye bak.
havuzda görevli güvenlik görevlisi lastikli donuyla havuza girenleri görmekten kafası karışmış olacak ki yanıma gelip 'beyefendi mayo giymek yasak şort giymeniz gerekli' diyerek beni uyardı. kendisine 7 senedir bu sitede yaşadığımı söyledim ve havuz kurallarından birinin de havuza mayo, şort veya diğer havuz kıyafetleri ile gelinebileceğini bildiğimi hatırlattım. bunun üzerine amirini arayıp karşımda mayo giyilemeyeceğini teyit ettirdi ve havuzdan çıkarıldım.
bu esnada herkes bizi izliyor.
ardından site yönetimine gittim ve olayı anlattım. şaşırdılar. kimsenin birbirinden haberi yok. aradılar, amiri çağırdılar. amir ne hikmetse olaydan haberi yokmuş gibi davrandı. 'muhtemelen şikayet gelmiştir.' dedi. 'şikayet geldiyse personeliniz giyilen kıyafetin havuz için uygun olduğunu belirtemiyor mu?' diye sordum. cevap yok. personeli uyaracaklarını ifade ettiler.
hani 'sinek de küçük ama mide bulandırır' vb söz var ya. saçma sapan bir olay yaşadım bugün. hiçbir anlamı yok, değeri yok, birkaç dakika süren. ama hayatımda yaşadığım saçmalıkların üst sıralarına yerleşti.
edit:
birkaç kelime hatası düzeltildi.
yazılanları dehşetle okudum. 'ülkeye bak' dediğim için 'anama bacıma' küfür edenler, 'erkek-slip mayo' üzerinden dalga geçenler, covid-19 vakalarını üzerime yıkanlar. yahu bi soluklanın. bu entry'de söylenmek istenen kısaca şu:
-havuzda havuz için üretilmiş kıyafetler giyilir. bu kural oradaki görevli tarafından bilinmelidir. bunu personel bilmiyorsa amiri bilmelidir. diğer insanların önünde bu tip saçma olay yüzünden küçük düşürülmeye çalışılmak nedir?
şortun altına iç çamaşırını giyip havuza girenler var. uyarılması gereken ben miyim?
edit 2: destek için mesaj atanlara tek tek teşekkür ederim. yönetim ofisinden çıktıktan sonra havuza geri gittiğimi belirteyim. 1 saat kadar daha güneşlendim. saçma sapan olaylar yüzünden kendimi savunamayacak biri değilim. yarın yazılı şikayette bulunacağım hem personel hem amir için. site yönetimi ayrıca kalite politikasına sahip, bir kalite yönetim sistemi uyguluyor. 10002 var mıdır bilmiyorum ama 9001 de yeterli olacaktır. bu duruma yaptırım uygulayacakları kesin. bu yaptırım ne olur bilemem ama özellikle işlerini kolaylaştırsın diye yazılı olarak kendilerine döküman vereceğim. gerekçeli olarak uygulasınlar.
küfür edenlere bir şey diyemem, seviyesizlik sadece.
karısı, kızı varmış, taşaklar meydanda tabii rahatsız olurmuş kesimi için diyeceğim, giydiğim seni ilgilendirmez rahatsız oluyorsan havuza gelme, karına kızına da insanlara dik dik bakmamasını öğret, sapık olarak yetişmesinler.
slip mayo-erkek ilişkisi üzerinden dalga geçenlere söyleyeceğim, siz kendinize yakıştırmıyorsanız giymezsiniz, ben kendime yakıştırıyorum, giyiyorum. yarın yine slip mayo giyip havuza gideceğim.
innovia 3 fuhuş yuvası, torbacı mekanı vs diyenlere söyleyeceğim, 3200 daire var 10 blok. siz karşı binadaki ikamet edenler konusunda ne derece bilgi sahibiyseniz ben de sadece o kadar bilgi sahibiyim. bu tip illegal olaylar anlaşıldığında polis müdahalesi gerçekleşir ve gerekli yaptırımlar/cezalar uygulanır. buraya yerleşirken o dönemki işime yakındı, tercihim bu yüzden. ben beni rahatsız eden bu tip bir fuhuş/mafya/torbacı olayı yaşamadım, yaşarsam polise ihbar ederim. sitede bildirim yapılan bu tip olaylar var, her sene yıllık faaliyet raporunda yayınlanıyor ama her geçen sene 3200 hanenin bulunduğu bir yer için daha iyiye gidiyor.
direkt olarak slip mayo giymemi eleştirenler için söyleyeceğim, sen kişinin ne giydiği üzerinden karışma hakkına sahip olduğunu düşünen bir yobazsın. ülkeyi geri çeken bir omurgasız, sen kişi tercihlerine karışmayı bir ahlak bekçiliği olarak gören beyinsizsin, götoşsun, pezevenksin. -
haftada 45 saat çalışmaya tepki gösterilmemesi
anlam veremediğim tepkisizlik.
c.tesi pazarın tatil olduğu bir işyerinde 8.30-18.30 saatleri arasında çalışıyorum. işe gidebilmek için saat 6.10'da uyanıyorum, duş hazırlanma yol derken 8.15 civarında işyerinde olabiliyorum, kahve çay içip işe başlıyorum. iş çıkışından sonra eve ulaşabildiğim saat 20.10 suları. eve geldikten sonra yemek hazırlıyorum, yemek yiyorum derken saat 22.00'yi geçmiş oluyor. bir bölüm dizi izlersem izliyorum sonra uykum geliyor.
yani ben beş gün boyunca günlük yaşamımın 14 saatini iş için harcıyorum.
c.tesi günü bulaşık, çamaşır, ütü, ev temizliği, market alışverişi ile tükeniyor. pazar günü de kendime ayırabilirsem ayırıyorum, dışarı çıkıyorum yada yorgunluğum o kadar fazla oluyor ki evden dışarı çıkmıyorum.
ve sistem ben daha kendime bile gelemeden hafta başından itibaren yine mükemmel bir performans ile patronuma daha fazla kazandırabilmemi bekliyor.
yıllık izin sürem 14 gün, bu 14 günün içşne c.tesi günlerini dahil edip hesaplıyorlar.
haftalık maksimum çalışma saatini devlet belirliyor, işyeri bu maksimum saati uygular yada uygulamaz, ben maksimum saatte çalışılan bir işyerindeyim ve biliyorum ki türkiyede çoğu işyeri bu 45 saati uyguluyor. daha fazlasını da uygulayan var muhakkak.
avrupanın birçok ülkesinde çalışma saati haftalık 30-35 (35-40 olarak düzenliyorum, birkaç ülkede 35 saatin üstündeymiş allah da beni bildiği gibi yapsın) saat. yıllık izin süresi 8 hafta. buna rağmen ekonomik koşulları ve yaşam kalitesini kıyaslamaya gerek dahi yok.
fakat insanlar o derece hayatında baskıya maruz kalmış ki sürekli bir 'şükür' havasında. şükür bir işim var, şükür işsiz değilim, şükür bugün de karnımız doydu.
bu çalışma koşullarının değişmesi ile ilgili bir tane de stk, bir siyasi oluşum yada bir kuruluş tepki göstermiyor.
özellikle kışın güneş görmüyorum, gece gidiyorum işe gece dönüyorum. güneşi görmediğim halde benden nasıl bir akıl sağlığı beklenebilir ki? mutsuzum ve bu şartlar altında çalışan kişilerin de mutsuz olduğuna eminim. ama hiçbir adım atılmaması daha da geleceğe dönük umutlarımı söndürüyor.
bu sisteme zorunlu halde bizi sokan kişiler umarım güneş göremez olurlar! bu da bedduamdır.
ek: şükür politikasını ödev edinmiş kişiler 45 saatin normal olduğunu savunarak bunu şımarıklık olarak göstermeye çalışmış. ne yazık ki bu da olayın ne derece vahim olduğunu gösteriyor. yazdıklarımın hiçbir yerinde 45 saattem fazla çalışanları yermedim, aksine 45 saat beter ama bundan fazla çalışılan daha beter işler de var dedim. fakat ne yazık ki her zaman olduğu gibi şikayet edilen durumdan daha kötü şartlarda yer alan kişiler bunu desteklemek yerine 'sen sesini kes al maaşını otur oturduğun yerde' yaklaşımında. kötü şartlarda çalışan kesim kendisine göre iyi şartlar altında çalışanın şartlarına gözü dikmek yerine olaya karşı çıkışta destek sunsa daha fazla yol alınacağını düşünüyorum.
ek 2: daha okuduğunu anlayamayan nesiller yetiştiren eğitim sistemine de kafam girsin!
ek 3: yaşadığım şehir istanbul. işim b.evlerde, evim b.düzünde. işe gidiş geliş süresinin fazlalığı bu yüzden. işe yakın oturamam çünkü bahçelievler dolaylarında yaşayabilmem için kazancım iki katına çıkmalı. haliyle mümkün değil.
işsizliğin 5 milyon civarında olmasının nedenlerinden biri de çalışma saatlerinin fazlalığıdır. haliyle bardağa hep boş tarafından bakmak yerine biz bu boş tarafı nasıl doldururuzu düşünmek gerekir. fakat siz bu vizyonsuzluğa devam ettiğiniz, hak arayanın arkasında durmak yerine 'bu benden daha fazla kazanıyor ya ben kazanmıyorsam o da kazanmasın' dediğiniz sürece birilerinin cebi daha fazla dolarken biz hep pazar günü gelse de evde yatsam diye düşünürüz.
ek 4: avrupada çalışma saatleri hk,
https://tr.euronews.com/…n-uzun-oldugu-ulke-turkiye
ek 5: bundan tam 5 yıl önce iş ararken açtığım başlık,
(bkz: günde 12 saat çalışmaya aylık 1800 tl teklif etmek)
5 yıl önce de şükretmedim, bugün de şükretmiyorum. biatçı kötü fikirli kininizi gidin ötede kusun! şu an türkiye'nin bu halde olmasının nedenlerinden biri de sizin bu her şeyi kabullenen, baş kaldıranı da ezmeye çalışan kötü düşünceleriniz.
şükretmek/dua etmek üzerine güzel bir söz paylaşayım;
"misyonerler afrika'ya geldiklerinde onların elinde incil, bizim elimizdeyse toprağımız vardı. bize gözlerimizi kapayarak dua etmeyi öğrettiler. gözümüzü açtığımızda bizim elimizde incil, onların ellerinde topraklarımız kalmıştı.
kenyanın ilk devlet başkanı jomo kenyatta -
müzik aleti olan eve melek girmemesi
bence bunu sarı çiçeğe soralım.
-
tişörtü kendisinden ünlü olan gruplar
(bkz: ramones)