Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. mansur yavaş'ın çalışanlara sakal yasağı getirmesi

    sonuna kadar katıldığım hede. umarım tüm devlet dairelerine yayılır da işid’li tiplerle muhattap olmak zorunda kalmayız.

  • 2. 28 temmuz 2019 hadise'nin instagram paylaşımı

    zengini ya da fakiri bütün gurbetçiler kıro olmak zorunda mı arkadaş?!!!

  • 3. 2019 almanya gp

    günün en iyi mercedes’i güvenlik arabasıydı.

  • 4. 28 temmuz 2019 küçük çocuğa tecavüz eden suriyeli

    kaynak geldi:sözcü
    yeniçağ haber link
    üst edit: olayla ilgili bir suser tarafından verilen bilgiyi aktarıyorum.
    olayı yakından takip eden biri olarak bir kaç detay dışında tamamen doğru ve o adam adli kontrol ile serbest kaldı. kesin net bilgi. serbest kaldığını duyunca sinirden kan beynime sıçradı ama yüce adaletimiz! böyle karar verdi maalesef
    oğlu yok işin içinde hatta oğlunun olduğuna dair dosyada hiç bir bilgi yok.
    adam 45 yaşlarında cips vereceğim diyerek tecavüz olmasa bile istismar olayını gerçekleştirmiş. ama maalesef mağdurun küçük olması ve görgü tanığı iki kişinin küçük olması ki üçünün ifadesi tamamen tutarlı olmasına rağmen yüce adaletimize yetmedi.
    ek bilgi: uzman raporu gelince muhtemelen savcılık itiraz edecek ve inşallah tutuklanacaktır.

    olay istanbul güngören'de yaşanıyor.
    7-8 yaşlarında küçük kız çocuğu, suriyeli bir genç tarafından tecavüze uğramıştır çocuk şuan hastanede ve kontrol altında.
    olay şöyle gelişiyor m.. adinda ki küçük kız ilçe meydanında oyun oynarken küçük kızı gözüne kestiren suriyeli tarafından yanına çağırılıyor suriyeli gencin babası ile beraber sokak arasında işlettiği bir bakkal dükkanları var küçük kızı oraya çağırarak şeker verme bahanesi ile kandırıyor ve küçük kız suriyeli genci diyemiyeceğim artık orospu çocuğuna inanarak dükkana giriyor ve tecavüze uğruyor küçük çocuk o korku ve telaşla dükkandan koşarak uzaklaşıyor ve ilçe meydanına gidiyor, orada küçük çocuğu gören abisi telaşla çocuğa ne olduğunu soruyor, çocuğun tacize uğradığını anlayan abisi çığlıklar atarak suriyeli orospu çocuklarının dükkanına gidiyor peşinden de arkadaşları eşlik ediyor. dükkanda taciz olayını gerçekleştiren orospu çocuğunu goren küçük kızın abisi arkadaslari ile suriyeli yi darp etmeye başlıyor o sırada babanın tecavüz ettiğini bilmedikleri için babaya birşey yapmıyorlar. olayı duyan vatandaşlarda büyük bir kalabalık olusturuyor dükkanın önünde tam o sırada suriyeli yi linç edeceklerken biz vatandaşlar ne zaman zor durumda kalsak çok gec olay yerine gelen polis ekiplerimiz emniyet birimlerimiz birden geliyor ve kalabalığı dağıtmak istiyor kalabalık dağılmayınca iki suriyeli orospu çocuğu baba ve oğulu apar topar araçlara atıp olay yerinden uzaklaşıyor ardından baska bir ekip gelip küçük kızı ve annesini alıp hastaneye götürüyor hastanede yapılan kontroller sonucu küçük kızın tecavüze uğradığı ortaya çıkıyor.olay yerinden fotoğraffoto2
    edit: gelen haberlere göre suriyeli baba da küçük kıza tecavüz etmiş
    edit2:moderatörlerden ricam başlıktaki suriyeli kelimesini suriyeliler olarak tecevüzü ise tecavüzü olarak düzeltmeleri
    edit3:fotoğrafları çeken benim kaynak sormayın.
    bu arada fotoğrafı cektigimi farkeden bir polis memuru yanıma koşarak gelerek sen ne çekiyorsun sil çabuk onları dedi.
    bende cevap olarak ben bu ülkenin bir vatandaşı olarak bu kayıtları silmeyeceğim ve duyuracağım dedim. o sırada polisle münakaşa ettiğimi fark eden babam beni kenara çekerek polise görevinizi yapın ve suçluları alın fotoğrafı çeken oğluma dokunamazsınız diyerek polis memurunu beni tehdit ettigi sırada yanıma gelerek uzaklaştırmıştır
    son edit:beni yargıya vermek ile tehdit eden kişiler sizlere sesleniyorum.
    daha ne kadar susacağız? küçük bir kızımıza yapılan bu insanlık dışı elim olayı aydınlatmaya çalışmak benim vicdan borcum.

    tecavüz olayının ardından ben küçük yavrumuzu gördüm çocuk aglamaktan nefes alamıyor tir tir titreyerek ayakta durmakta zorluk çekiyordu.

    isteyen istediği yere davasını açabilir. basında çıkmamış şurada çıkmamış diye kirli fikirlerini üstüme yıkan kişiler. basın her olayı olağanca şeffaflığı ile halka ve her kesime ulastirabiliyormu?
    buradan beni korku içerisine çekmek isteyen kişiler.
    korkmuyorum korkmayacağım ve susmayacağım susturamayacaksınız elimden geldiği kadar ülkemizin pirlantasi gençlerimize yapılan baskıyı ve özgürlük kısıtlamasını eleştireceğim.

    edit:
    (bkz: atlara bogazi kapatmislar) yazar arkadaşın yazmış olduğu entry.
    olayın yalan olabileceğini düşünen, kışkırtma amaçlı vs olabileceğini düşünen tüm arkadaşlar emin olabilirsiniz, olay yalan değil!!!

    güngören emniyet çocuk bürodaki bir tanıdığımızın bizzat kendisi söyledi bunu, olay tecavüz. taciz dahi değil. çocuğa tecavüz edilmiş. ve şöyle ki,

    çocuğa tecavüz edildiği öğrenilince emniyet müdürlüğünden not geçilmiş tüm bürolara bu olayı gizli tutun, ifşa etmeyin, basın ile paylaşmayın, elbette emniyet müdürlüğü bunu sadece suriyelileri korumak için değil, olası bir toplumsal tepkiyi asgari seviyede tutmak, kontrol altına almak için yapmıştır.

    şimdi haber bültenleri suriyeliler kız çocuğuna tecavüz etti diye haberler yapsa bu ülkede neler olabilir kestirilemiyor. ancak böyle olayları saklamak olayın kendisinden daha fazla tepki de çekebiliyor.

    tekrar etmek gerekirse, olay kesin ve kesin gerçek. tüm girdileri okumadım fakat ortada bir çocuğa yapılmış tecavüz olayı var ve bu olayı misafir kabul ettiğimiz suriyeliler yaptı.

  • 5. chp'li başkanın oğlunu gmy olarak ataması

    akp yapinca da allah belalarini versin, chp yapinca da. yanlis her zaman yanlis.

    simdi bir de kaynak koysaniz...

    edit: kaynak gelmis. guvenebilecegim kimse yoktu oglumu ise aldim ne demek amk. isin bu, ara bul. gerekirse kaf daginin ardindan getir, oturma odasindan degil.

  • 6. haftada 45 saat çalışmaya tepki gösterilmemesi

    anlam veremediğim tepkisizlik.

    c.tesi pazarın tatil olduğu bir işyerinde 8.30-18.30 saatleri arasında çalışıyorum. işe gidebilmek için saat 6.10'da uyanıyorum, duş hazırlanma yol derken 8.15 civarında işyerinde olabiliyorum, kahve çay içip işe başlıyorum. iş çıkışından sonra eve ulaşabildiğim saat 20.10 suları. eve geldikten sonra yemek hazırlıyorum, yemek yiyorum derken saat 22.00'yi geçmiş oluyor. bir bölüm dizi izlersem izliyorum sonra uykum geliyor.

    yani ben beş gün boyunca günlük yaşamımın 14 saatini iş için harcıyorum.

    c.tesi günü bulaşık, çamaşır, ütü, ev temizliği, market alışverişi ile tükeniyor. pazar günü de kendime ayırabilirsem ayırıyorum, dışarı çıkıyorum yada yorgunluğum o kadar fazla oluyor ki evden dışarı çıkmıyorum.

    ve sistem ben daha kendime bile gelemeden hafta başından itibaren yine mükemmel bir performans ile patronuma daha fazla kazandırabilmemi bekliyor.

    yıllık izin sürem 14 gün, bu 14 günün içşne c.tesi günlerini dahil edip hesaplıyorlar.

    haftalık maksimum çalışma saatini devlet belirliyor, işyeri bu maksimum saati uygular yada uygulamaz, ben maksimum saatte çalışılan bir işyerindeyim ve biliyorum ki türkiyede çoğu işyeri bu 45 saati uyguluyor. daha fazlasını da uygulayan var muhakkak.

    avrupanın birçok ülkesinde çalışma saati haftalık 30-35 (35-40 olarak düzenliyorum, birkaç ülkede 35 saatin üstündeymiş allah da beni bildiği gibi yapsın) saat. yıllık izin süresi 8 hafta. buna rağmen ekonomik koşulları ve yaşam kalitesini kıyaslamaya gerek dahi yok.

    fakat insanlar o derece hayatında baskıya maruz kalmış ki sürekli bir 'şükür' havasında. şükür bir işim var, şükür işsiz değilim, şükür bugün de karnımız doydu.

    bu çalışma koşullarının değişmesi ile ilgili bir tane de stk, bir siyasi oluşum yada bir kuruluş tepki göstermiyor.

    özellikle kışın güneş görmüyorum, gece gidiyorum işe gece dönüyorum. güneşi görmediğim halde benden nasıl bir akıl sağlığı beklenebilir ki? mutsuzum ve bu şartlar altında çalışan kişilerin de mutsuz olduğuna eminim. ama hiçbir adım atılmaması daha da geleceğe dönük umutlarımı söndürüyor.

    bu sisteme zorunlu halde bizi sokan kişiler umarım güneş göremez olurlar! bu da bedduamdır.

    ek: şükür politikasını ödev edinmiş kişiler 45 saatin normal olduğunu savunarak bunu şımarıklık olarak göstermeye çalışmış. ne yazık ki bu da olayın ne derece vahim olduğunu gösteriyor. yazdıklarımın hiçbir yerinde 45 saattem fazla çalışanları yermedim, aksine 45 saat beter ama bundan fazla çalışılan daha beter işler de var dedim. fakat ne yazık ki her zaman olduğu gibi şikayet edilen durumdan daha kötü şartlarda yer alan kişiler bunu desteklemek yerine 'sen sesini kes al maaşını otur oturduğun yerde' yaklaşımında. kötü şartlarda çalışan kesim kendisine göre iyi şartlar altında çalışanın şartlarına gözü dikmek yerine olaya karşı çıkışta destek sunsa daha fazla yol alınacağını düşünüyorum.

    ek 2: daha okuduğunu anlayamayan nesiller yetiştiren eğitim sistemine de kafam girsin!

    ek 3: yaşadığım şehir istanbul. işim b.evlerde, evim b.düzünde. işe gidiş geliş süresinin fazlalığı bu yüzden. işe yakın oturamam çünkü bahçelievler dolaylarında yaşayabilmem için kazancım iki katına çıkmalı. haliyle mümkün değil.

    işsizliğin 5 milyon civarında olmasının nedenlerinden biri de çalışma saatlerinin fazlalığıdır. haliyle bardağa hep boş tarafından bakmak yerine biz bu boş tarafı nasıl doldururuzu düşünmek gerekir. fakat siz bu vizyonsuzluğa devam ettiğiniz, hak arayanın arkasında durmak yerine 'bu benden daha fazla kazanıyor ya ben kazanmıyorsam o da kazanmasın' dediğiniz sürece birilerinin cebi daha fazla dolarken biz hep pazar günü gelse de evde yatsam diye düşünürüz.

    ek 4: avrupada çalışma saatleri hk,
    https://tr.euronews.com/…n-uzun-oldugu-ulke-turkiye

    ek 5: bundan tam 5 yıl önce iş ararken açtığım başlık,
    (bkz: günde 12 saat çalışmaya aylık 1800 tl teklif etmek)
    5 yıl önce de şükretmedim, bugün de şükretmiyorum. biatçı kötü fikirli kininizi gidin ötede kusun! şu an türkiye'nin bu halde olmasının nedenlerinden biri de sizin bu her şeyi kabullenen, baş kaldıranı da ezmeye çalışan kötü düşünceleriniz.

    şükretmek/dua etmek üzerine güzel bir söz paylaşayım;

    "misyonerler afrika'ya geldiklerinde onların elinde incil, bizim elimizdeyse toprağımız vardı. bize gözlerimizi kapayarak dua etmeyi öğrettiler. gözümüzü açtığımızda bizim elimizde incil, onların ellerinde topraklarımız kalmıştı.
    kenyanın ilk devlet başkanı jomo kenyatta

  • 7. 26 temmuz 2019 karma yatakhane rezaleti

    (bkz: kezban tatilde)

  • 8. yeni neslin leş gibi olması

    yaşlılık belirtisi hezeyandır. entrylerde de örnekler verilmiş. insanoğlu 2500 yıl önce bile, bir sonraki nesli kendince beğenmemiştir. ama medeniyetin 2500 yılda kat ettiği mesafe ortadadır.

    şükela modunda entryleri okuyorum. hezeyanlar gerçekten komedi. beyler ve bayanlar, mağaradan yeni mi çıktınız?

    "dinledikleri boktan müzikler, saçmasapan takma isimlerle sözde şarkı yaptığını sanan rapçiler ve bunları popüler halen getiren ergenler.
    hiç bir şey olmasa bile bi müzik zevki vardı eskilerin. reynmen ne a.k ? bu nasıl bir takma isim."

    doğuş, özcan deniz hayranı genç kızlar hangi nesildendi? müslüm gürses konserlerinde kendilerini jiletleyenler hangi nesildendi? köyünden üç kuruş parasıyla yola çıkıp, plakçılarda götünü yırtan borazan sesliler hangi nesildendi? reynmen meynmen duymadım da dinlemedim de; küçük ibo, küçük onur neydi peki olm? neden böyleydiniz? niye türkücü-manken dizilerine prim veren bir nesildiniz?

    "enes batur, reynmen, berkcan güven, danla bilic, ezhel, ben fero vb. gibi tipleri izleyen dinleyen nesilden ne bekliyorsunuz amk."

    90lı yılları severim de, 90lı yıllara dair gülümseten anılarınızda annenizin sizi yıkadıktan sonra şahane pazar izlediğinizi anlatan adamlarsınız oğlum. televole karşısında ekrana kilitlenen, hülya avşar ricky martin'i kaseyi nasıl elledi hihihi diyen nesilsiniz.

    " eskiden sabahları çizgi film izlemek için dahi akşamdan anne babamızdan izin alırdık; şimdi her evde akıllı telefonlar, tabletler..."

    ne alaka lan? ben çocukken dial-up modem ile, bugün 5 dakikada indireceğim şarkıları 18-19 sene önce 1 haftada anca indirip, istediğimde walkman'de dinleyebileyim diye boş kasetlere çekmiş adamım. teknoloji güzel şey, kullanmayı bilene.

    sosyal medyada aşırı vakit geçirdiğiniz ve orta yaş krizine girdiğiniz için saçmalıyorsunuz. başka ülkeleri bilemem de, türkiye'nin ortalaması her zaman bu seviyelerde olmuştur. sosyal medya türkiye'nin ortalamasını gözünüze sokuyor ve şok oluyorsunuz.

  • 9. alman dendiğinde zihinde oluşan ilk imge

    ilk patronum, cok delikanli adamdin, don quixote gibi adamdin, kac sene gecti boyle bir yoneticiye ne turkiye'de, ne avrupa'da, ne de abd'de bir daha denk gelmedim... kariyerimi sana borcluyum... yavsak departman mudulerini benim gibi kiliksiz bir turk stajyerle ugrasiyorlar diye dansoz etmistin... tum yoneticileri toplayip 22 yasinda bebenin sunumunu zorla izletmistin... dedem yasinda oldugun halde bana excel'de macro ogretmistin... iskoliktin, aileni ihmal ederdin, ama geyik muhabbeti, yalan dolan, dalkavukluk sevmezdin... oldun mu, kaldin mi bilmem, ama kulaklarin cinlasin herr jaeschke... dunya hala donuyorsa senin gibi isini ibadet eder gibi yapan bir avuc insan sayesinde...

  • 10. bir dizi vesilesi ile öğrenilmiş en iyi şarkı

    welcome to the machine

    floyd dinleyicisi değilim fakat duyduğumda etkilenmiştim.
    person of interest

  • 11. sade sütsüz filtre kahve

    hastalıkta, sağlıkta, ölüm bizi ayırıncaya dek onunla her şeye varım. çoğu zaman placebo yapıyor bunun farkındayım.

  • 12. türkiye illerinin uydu fotoğraflarıyla son 35 yılı

  • 13. hadise'nin fiziği

    gayet güzel bir fiziği vardır. herkes sıfır beden olmak zorunda değildir, tek güzellik ölçütü de sıfır beden olmak değildir.

    sıktınız.

  • 14. starbucks'ta grande boya orta boy diyen insan

    o zaman soran kişide italyanca sorsun hangi boy diye? bazen de uyuz olup orta boy beyaz çikolatalı moka diyorum. osmanlıdan beri hepiniz bi kırma oldunuz.
    memleketin zeka ortalamasını dengelemek için kendimizden vermicez artık

  • 15. ekşi itiraf

    öz ablam sandigim ablam megersem evlatlikmis bugun bunu ögrendim 35 yil aradan sonra bunu neden soylediniz ki biraksaydiniz hem ben hem o boyle bilseydi.bisey degismedi tabi ki ama kizin kafasini karistirdiniz.ablam ayni anneden olmasakda biz ayni hayati paylastik ayni anilari beraber biriktirdik kan bagimizin olmamasinin hic bir onemi yok seninle aramizda yurek bagimiz var.

  • 16. derhal orta asyaya ananızın mına kadar yolunuz var

    bu videoda türk milletine hakaret eden şahsın adı (bkz: cihat duman) kendisi avukatmış ancak yasaları bilmediği de ortada. türk milletine hakaret, halkı kin ve düşmanlığa sevketmek suretiyle suç işleyen cihat dumanın türk adaletine teslim olmasını umuyoruz. türk milleti adına türk adaletinin gereğini yapacağına olan inancımız tamdır.

    edit: sakin olalım arkadaşlar. devletimiz eminim gereğini yapacaktır. şahsı buradan cimer şikayet ve egm ihbar şikayet edelim. madem kendisi de bir hukukçu, hesabını yasalar önünde vermesini bilir! unutmamamız gereken detay biz binlerce yıldır devleti olan yüce türk milletinin evlatlarıyız!

  • 17. tripsiz kaprissiz baskısız nazsız dertsiz kız

    erkeğin hiç ilgisini çekmeyecek kızdır. nerde saçma tripler atan, naz yapan, ayrılmak icin gözdağı veren, kiskanan, oraya gitme bunla konusma diyen, sosyal medya hesaplarinin sifresini alan kiz varsa onu seviyorsunuz. çünkü gururunuzu oksuyor. ego kastiriyor. "beni istiyor iste olm kız ondan yeeani" diyorsunuz.

    bir gün benden hoslandigini bildigim benim de tam karar veremedigim biriyle muhabbet ediyorum. gitmis online bi oyunda yuzunu bile gormedigi bi kizla 'sevgili olur muyuz ki"amaçlı konusuyor. evet beni sevdigini soylerken. o kizla konusmamasini soyledim. cunku böyle böyle onune gelen her disiyle konuşan sevgili yapmaya calisan bi tip. niye de niye israr edip duruyor. anlattim. kavga cikardi. en son karin agrisi belli oldu. ben kiskandim deseymisim kizla hemen konusmayi kesecekmis. ıstedigi tek sey buymus.

    kafaniz bu kadar iste. uckurunuzun ve egonuzun ha bir de su an konusu degil ama erkeklik onuru(!)nuzun pesine koşup duruyorsunuz.

  • 18. kötü ilişki vs yalnızlık

    (bkz: yalnızlık)

  • 19. sahibinden.com'daki dosta gitmeyecek araba

    okuyunca kendi kendime lan ne güzel insanlar var hala memlekette dedim. tanıdığımız bazı insanlar için referans olup olmadığımız sorulduğunda ekmeği yenilir suyu içilir deriz ya tam öyle bir insan. bu insanlara geçmiş olsun denmez, bu tür şeyler bu adamları yaralamaz çünkü, paraya tapmazlar.

  • 20. pazar sabahı erken kalkmak için bir neden

    tuvalete diye kalkmak sonrasında ise uyuyamamak olabilir.

  • 21. fatih terim'in 3.5 milyon euro tazminat alması

    bizim paramız ile ödenmeyen tazminat. tff özerk kuruluştur, cahil cahil konuşmayın.

  • 22. trendyol dolap.com'daki pişkin dolandırıcı

    dolap.com bir trendyol sitesi. ve onun güvencesinde. 2. el ürünler uygun fiyata alıcı buluyor. ve bu sitede yasal dolandırıcılar var. birisi de bize denk geldi sağ olsun.

    bize orijinal victoria’s secret parfümünü sadece kutusu açılmış deyip 200 tl’ye satan ancak sonra 25 tl’ye başka siteden aldığını öğrendiğimiz ‘okul öncesi öğretmenliği mezunu’ olan bir satıcının sahtekarlığıdır söz konusu olan. ve bu hanımın bugünkü yazdıklarıma cevabı burada. sitenin bizi umursamamasının sebebi de tahminimizce bu satışlardan belli bir yüzde komisyon alıyor olması.

    öncelikle şunu söyleyebilirsiniz. “bu kadar saf olmasaydınız bunun gibi binlercesi var.” haklı olabilirsiniz. ama parayı falan umursamıyoruz. zaten ‘otomatik de olsa onay verdiniz’ denerek o kapıyı kapattılar bize. ama biz bu satıcıyı merak ettik ve peşini bırakmadık. geçen ay yaşadığımız bu olay sonrasında anaokulu öğretmeni olacak olan bu satıcının satışlarını takip ettik. bizden sonra da aynı duruma düşen alıcıları fark ettik. ki bunlar hesaptaki yorumlarda da mevcut. ve bunu site yönetimine söyledik ama yönetim bunu da kulak ardı etti ve bizim kullanıcıları uyardığımızı görünce bizim hesabımızı silmeyi tercih etti. ve ‘başka hesapla da rahatsız etmeyin’ diye de akıl verdi. yani ‘alıcıları uyandırmayın biz böyle iyiyiz’ olarak algıladık biz bunu.
    bizim için asıl rezalet budur aslında.
    ve bugün sitede yeni bir hesaptan diğer kullanıcıları uyarmak istediğimizde kızımızın pişkin pişkin yorumlarıyla karşılaştık.

    bir diğeri de;
    ss

    aşağıya doğru inince okuyabileceğiniz bu ss’lerin orijinal linkleri;
    pişkin 1
    pişkin 2

    bu trendyol kuruluşuna yaşananları defalarca maillerde anlattık. zaten telefon numaraları da yok. görüşme yolu kapalı. sadece mail yazabiliyorsunuz. verdikleri tek cevap; papağan gibi “ bu yazdıklarınızı ancak ürünü onaylamadan yapabildiniz. iş işten geçti” ... sonuç;

    siteden atıldık. evet. sonuç bu

  • 23. iyi insan olmanın sonuçları

    aşağılık bir kadın yada erkek tarafından ezilmek ezilmek ezilmek.
    borç verip geri alamamak.
    çok çalışmak başkalarının işini yapmak.
    bir .mcık tarafından büyük ihtimalle aldatılmak.
    kovulmak.
    alay konusu olmak.
    çocukların tarafından hor görülmek.
    marketten eksik para üstü almak.
    havuzda şezlongu kaptırmak.
    sinemada koltuğu kaptırmak.
    konserde en boktan yere varıncaya dek birilerine yer vermek.
    otobüste hep ayakta kalmak.
    trafikte küfür yemek.
    .
    .
    .
    .
    sürekli eleştirilmek.
    sürekli öz eleştiri yapmak.
    ezik olmakla suçlanmak .
    keriz olmakla itham edilmek.

  • 24. mars'a ilk ayak basacak astronotun ilk sözü

    (bkz: amına goduk bülent başgan)

  • 25. rize'de genç kızın darp edilmesi

    tutuklanmıştır. sanırım sosyal medya baskısı işe yarıyor. gerçi işleyiş nasıldır bilemiyorum ama tutuklanması iyi bir gelişmedir.

  • 26. abd'de polis dövmek

    (bkz: police dövmek)

    poliçe diye okudum ilk bir. dedim herhalde yaktı yıktı bütün kağıtları.

    e o zaman öyle kafaya böyle tarak (bkz: bullshit)

  • 27. 29 ekim 2023'te türkiye'nin ay'a araç indirmesi

    (bkz: olmamış olaylar hakkında olmuş gibi başlık açmak)

    tamam daha vakti gelmemiş belki ama, bre sik kafalı ortada bir çalışma söylenti hazırlık bir bok yokken neden böyle başlıklar açıyorsunuz, ilgi orospusumusunuz evladım siz ?

  • 28. koç holding markalarını boykot kampanyası

    koç holding;
    rahmi koç: beşiktaş
    inan kıraç: galatasaray
    ali koç: fenerbahçe

  • 29. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    @lazetii nickli yazar için. umarım görürsün bu entryi. çünkü kendisine mesaj atılamıyor. yazıp gönderemeyince buraya yapıştırmak durumunda kaldım. aynı şekilde.

    (#93163116) iyi geceler. sizin kadar ağır olmasa da benim de kayıplarım oldu. söylenecek söz yok yaşadıklarınıza. keşke paylaşabilsem acınızı. bana iyi gelen, belki size de iyi gelecek birşey paylaşmak istedim.
    http://kacikprens.blogspot.com/…anlarn-yas.html?m=1

    uyurken falan dinleyebilirsiniz. umarım kısa zamanda bu acılarınıza alışırsınız.

  • 30. 84'lü hatunlar vs. 94'lü hatunlar

    80-88 son efsane nesildir. çocukluğunu 90'lı yıllarda yasayan bu grup vicdan sahibi, saygı, örf adet bilen farklı görüste bile olsa birbirine saygılı son nesildir. 94 dogumlu hatunlar instagram kızları varın siz düşünün.

  • 31. 3 kelime ile sözlüğün bu hale gelmesinin nedeni

    * debe!
    *mahkeme kararları ile silinen başlıklar!
    *çaylaklar!

  • 32. çanakkale'de kürt düğünü

    utanmadan sıkılmadan çanakkale şehitliği ajitasyonu'nun yapıldığı başlıktır. peki gerçekler nedir?

    https://eksiup.com/p/ij63278hsrui

    bedirhaniler ve halil rema isyanı (1912-mardin)

    şeyh selim şehabettin ve ali isyanı (1912- bitlis)

    koşgari isyanı (1920- koşgiri)

    nasturi isyanı (1924- hakkâri)

    jilyan isyanı (1926- siirt)

    şeyh sait isyanı (1925- bingöl-muş-diyarbakır)

    seit taha ve seit abdullah isyanı (1925-şemdinli)

    reşkotan ve reman isyanı (1925- diyarbakır)

    eruhlu yakup ağa ve oğulları (1926-pervani)

    güyan isyanı (1926-siirt)

    haco isyanı (1926- nusaybin)

    ı. ağrı isyanı (1926)

    koçuşağı isyanı (1926- silvan)

    hakkâri-beytüşşebab isyanı (1926)

    mutki isyanı (1927- bitlis)

    ıı. ağrı isyanı

    biçar harekâtı (1927- silvan)

    zilanlı resul ağa isyanı (1929- eruh)

    zeylan isyanı (1930- van)

    tutaklı ali can isyanı (1930- tutak-bulanık-hınıs)

    oramar isyanı (1930- van)

    ııı. ağrı harekâtı (1930)

    buban aşireti isyanı (1934- bitlis)

    abdurrahman isyanı (1935-siirt)

    abdulkuddüs isyanı (1935-siirt)

    sason isyanı (1935-siirt)

    dersim isyanı (1937-tunceli)

    bunlar çanakkale savaşının başladığı yıllardan gâzi'nin vefatına kadar olan isyanlardır. 87'de pkk başladı ve halen devam ediyor.

    başka sözüm yok..

  • 33. netflix'te çizgi filmde iki kız çocuğunun öpüşmesi

    bazı yazarlar çocuk profilinde gözükmediği söylediğinden üyeliğimi iptal etmeden önce çocuk profiline girerek teyit etmek istedim. ilgili çizgi diziyi çocuk profilinde izlenebilir olduğunu görür görmez üyeliğimi iptal ettirmeme sebep olmuştur.

  • 34. üzmeden kız terk etme yolları

    inin evladim su kaf dagindan cidden. evet terkettiginde üzülecektir belki aglayacaktir ama üzmeden süründüre süründüre ayrilmaya calismaniz daha da yipratacaktir kendini.

    kendinden sogutma: senelerdir berabersiniz, ayrilmayi kafaya takmissiniz ve mesafe birakirsaniz soguyup kolayca ayrilacaginizi düsünüyorsunuz. o is öyle kolay degil yani kiz önce günlerce, haftalarca kendi kendini yiyecek "biri mi var, beni sevmiyor mu?" gibi sorularla tabii sizin götünüz dürüstce konusup ayrilmayi yemedigi icin "yok canim olur mu öyle sey aa vaktim yok mesgulum" falan diyip kizi iyice delirteceksiniz.

    nefret ettirmek: diyelim aldatip kendinizden nefret ettireceksiniz ya da büyük bir yalaninizi ortaya cikartip. bunu o insana yapmaya hakkiniz var mi? aldatilma psikolojisi savas psikolojisi ile kiyaslanirken hem de. hayir baska nasil nefret ettirmek istiyorsunuz? sümügünüzü falan mi yiyeceksiniz, kötü mü davranacaksiniz kendisine? siz nasil insanlarsiniz aq.

    sözde üzmeden terketme yollari hep benzer yere cikiyor "götüm yemiyor aslinda dürüst olmaya ve tamamen üzmemek adina nasil bir manyak oldugumu anlayamayip aci cekmesini izlemek istiyorum."

    sadist misiniz lan siz?

  • 35. türkiye'nin bir film olması halinde alacağı isim

    bir film olarak yapılmışı var zaten.

    (bkz: zübük)

  • 36. dökük saç büyük sırt çantası kulaklık aşırı kıl

    (bkz: post 42)

  • 37. 2070 ekşi sözlük başlıkları

  • 38. iç çamaşırıyla tez sunan kadın

    yazilanlari okuyunca gorduklerim:

    icsellestirilmis cinsiyetci tutumlar (or: feminazi)
    irkcilik (or: "asyali degil mi, sov yapiyor.")
    sekilcilik ya da artik adina ne derseniz (or: "tez savunmasina duzgun giysiyle cikilir.")
    yuksek guc uzakligi/esitlik isteminin-inancinin dusuklugu (or: "hocanin karsisinda boyle davranilmaz.")

    eminim daha da vardir da tum yorumlari okumak icin zaman ayirmadim. yani demek istedigim, cinsiyetcilikten de ote sorunlar var buraya aktarilan bakis acilarinda ve yorumlarda. cinsiyetcilik bunlardan yalnizca biri; cunku daha gorunur/somut.

    aslinda ideal bir dunyaya olmasi gereken; insanlarin isi yapan kisiye degil de kisinin yaptigi ise odaklanmalari olmali -en azindan profesyonel ortamlarda. yani sunumu mini etekle ya da 1 metre sakalla veya kasta piercing ile yapmanin herhangi bir onemi olmamali; cunku bunlar surece ve yapilan isin niteligine herhangi bir etkisi/katkisi olan degiskenler degil. eger durup sagduyu ile dusunebilirseniz, yani bunu becerebilirseniz durumun boyle oldugunu goreceksiniz. ciplak bacaklarin dikkatinizi dagittigini dusunuyorsaniz bu sizin aliskanliklarinizdan, ciplakliga bakis acinizdan ya da arzularinizi denetleyemiyor olusundan kaynaklaniyordur. yani demek istedigim; yapilan ise degil de onu yapanin cismine odaklaniyorsaniz bu sizin sorununuz, yapanin degil.

    cinsiyetcilikle ilgili bircok sey yazilip cizildi zaten. ben bunun neden ve nasil gerceklestigini bir kez daha anlatmayacagim; ama deginmek istediklerim var.

    oncelikle, buraya yazarken olabildigince cinsiyetsiz yazmaya buyuk bir ozen gostermeye basladim; cunku cunku cinsiyetimin bence onemi yok. anlattigim bir konuda cinsiyetimin ne oldugunun onemi yoksa (ki cogu zaman hicbir onemi olmuyor), bilinmesine ya da onu vurgulamama da gerek yok. etnik kokenimin, dini inancimin, sacimin renginin de bir onemi olmadigi gibi. benim icin yok. insanlarda zaten yeterince onyargi var ve ben de mumkun olabildigi kadar cinsiyetsiz yazmaya calisiyorum ki okurken bu onyargilar devreye girmesin ve bunlardan bagimsiz olarak degerlendirilsin yazdiklarim. gerci bunun da bir tur oto-sansur oldugunu dusununce insan uzuluyor da yapacak bir sey yok.

    ancak, somut/dis dunyada tam olarak boyle islemiyor. varsiniz ve diger insanlara gorunur haldesiniz. bu da demek oluyor ki giyiminiz kusaminiz, oturusunuz kalkisiniz, konusmaniz, ses tonunuz, bakislariniz... siz oyle bir imada bulunmasaniz bile insanlarin anlam yukleme ya da anlam cikarma egilimleri var. bunu da gectim, icsellestirilmis cinsiyetciliklerine ya da en iyi olasilikla bu cikarimlara ve yuklemelere gore muamale edebiliyorlar size. bir kere dile getirdiler mi farkindaliginiz -ne yazik ki olumsuz olarak- artiyor ve uzerinizde muthis bir psikolojik baski olusuyor. herhangi bir eylemde bulunacaginiz zaman, ortamda ozellikle de erkekler varsa "ya cinsiyetim yaptigim isin onune gecerse? beni nesnel olarak degerlendirecekler mi?" diye kaygi duymaya basliyorsunuz, motivasyonunuz dusuyor, performansiniz kotulesiyor. durumun bu boyutunu kimse dusunuyor mu? bunun farkinda misiniz?

    ben erkeklerin de toplumsal baskiya ugradiklarini biliyor ve anliyorum. anlamaya calisiyorum en azindan; ama erkeklerin kaci kadinlarin uzerindeki "zaten kadin, kapasitesi bellidir, yapabilecekleri kisitlidir, narindir zorlanmaz, duygusaldir uzerine gidilmez" tarzindaki baskiyi anlayabiliyor merak icindeyim. cogu buyuk olasilikla anlayamiyor; cunku cogu bu olumsuz tutumlari -baski oldugunu bile fark etmeyip "kadinlara iliskin gercekler" olarak alip- uyguluyor.

    tamam, bacaklar erotik bolgeler; buradan tahrik olunuyor da, biri saat-ortam-kisi fark etmeksizin her bacaktan tahrik oluyor ve arzularina engel olamiyorsa ortada bir sorun yok mudur? ortada ciddi bir sorun vardir ve sorun, o kisidedir. insan bilincli, farkindaligi olan, dusunebilen, kendisini egitme kapasitesine sahip bir canli iken biri kendisi uzerinde denetim saglamakta basarisiz oluyorsa bunun cezasi oteki insanlara kesilemez.

    ayrica dress code denen zirvaligi hicbir zaman anlayamayacagim. kapitalist dunyanin dayatmasindan baska bir sey olmadigini dusunuyorum. akademik danisman konumundaki bir insanin ogrencisinin giyimine karismasi ise cinsiyetciligin yani sira yuksek guc uzakligina sahip oldugunun da bir gostergesi diye dusunuyorum. yani arada statue bagli bir hiyerarsi var ve hoca, konumunun getirmis oldugu gucu ogrencisi uzerinde -kendi degerleri dogrultusunda- yaptirim uygulamaya calisarak kullaniyor. oysa hocanin gorevi, akademik danismanlik. yani ogrencinin ne giyecegine karisma hakkina sahip degil. kisacasi, sacma sosyal hiyararsilerle orulu toplumlarda yasiyoruz. esitlik istemimiz-esitlige inancimiz dusuk. gucu ele geciren de kendi degerlerini/yargilarini/icsellestirilmis her ne iviri ziviri varsa onu otekilere dayatmaya basliyor.

    ekleme: icerik.

  • 39. fetö denince akla ilk gelen spor kulübü

    hakan şükür
    arif erdem
    dua ile himmet ile ayağa kaldıracağız

    hangi takımsa o.

  • 40. karizmatik stadyum isimleri

    giuseppe meazza

  • 41. sevgiliyi hayatın merkezi yapmak

    aşıksan zaten oluyor ,değilsen zaten yapmıyorsun.

  • 42. vücuda dövme yaptırmanın serseri işi olması

    (bkz: vücuda dövme yaptırmak)
    siz nereye yaptırıyorsunuz olum dövmeyi?

  • 43. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular

    25 dakikada 25 tane bacak arasi sorusu yazılmış. yazık valla, allah sizi ıslah etsin. bunlara cevap veren salak var mı?

  • 44. rap ile alakasızların gözünden norm ender olayları

    benim dahil olduğum gruptur. neredeyse bütün entrileri okudum, klipleri izledim, şarkıları dinledim, youtube yorumlarını okudum.

    anladığım kadarıyla olaylar şöyle gelişti.

    aslında geçmişte sadece ceza, sagopa kajmer ve hafiften norm ender varmış. bunlar bir anda birbirine küsmüş kopmuş, bir tiksinme gelmiş yani.

    norm ender piyasada tutunamamış, şarkıları pek tutmamış. bu ara piyasayı bazı adamlar basmış. anladığım kadarıyla anlatıyorum:

    ezhel: tam bir ankara bebesi. gençlerbirligi tayfası değil tam ankaragüçlü. bir tane klibini izledim, yer gök çinçin, zor dayandım. çirkin çirkin insanlar beni bunalttı. norm, buna yüzünde dövme yapmış bir de, popüler kültür filan diye laf sokuyor.

    ben fero: bu adam kel. her klibinde vücut çalışıyor nedense. heceliyor bu sanırım, öyle bir olay da var. ama efendi adam, annesini oynatmış herhalde bir klipte, öyle bir olay var. buna nedense herkes laf sokuyor. norm şarkıda buna keltoş diyor.

    killa hakan: bu adam yırtık dondan çıkar gibi çıktı. menajer, aranjör, vidanjör gibi bir adam bununla ilgili bilgi yok. kafa karıştırdı.

    ceza: yeni bir şarkı ve klip varmış ama orası biraz değişik.

    khontkar: bir de bu çıktı başımıza. yüzü dövmeli bu da olabilirmiş. ben tarafsız üçüncü bir gözle bakıyorum, bundan taraf olan benden taraf olmasın, evlat olsa sevilmez cinsten. norm ender, mary jane şarkısı filan da varmış bunun, lafı oradan sokuyor.

    sonuç olarak norm diyor ki bizim tayfa rich, siz fakirsiniz, varoşsunuz diyor. viski döküyor yere. polis peşimizde diyenlere laf sokuyor. bizde macintosh var, biz zenginiz diyor.

    şarkılar hızlı olunca laflar anlaşılmıyor, aradan seçilen kelimeler ile ancak bu çıktı. şu an için mekan norm ender'in gibi duruyor.

    edit: çok sayıda bilgilendirme yapıldı. kılavuz bastırıp gönderen oldu eve. özel efektli ve detaylı anlatımlı 22 saatlik video atan oldu. birebir yüzyüze sunum yapmak adına bir ekip randevu istedi. herkese teşekkürler.

  • 45. türkiye 2. dünya savaşına katılmış olsa olacaklar

    1. dünya savaşı ve kurtuluş savaşını atlatan bir millet üstüne 2. dünya savaşına katılmış olsaydı sonumuz çok hayırlı olmazdı. bu milletin gücünü küçümsemiyorum ama o dönem teknolojisine epey uzak durumdaydık. ismet inönü’nün en doğru yaptığı şeylerden biri bu milleti savaştan uzak tutmak olmuştur.

  • 46. bedelli askerlik yapıp erkeğim diye dolaşmak

    12 ay askerlik yaptım. ben gittikten bir hafta sonra bedelli askerlik çıktı. döndükten bir hafta sonra askerlik altı aya düştü.

    başka zamanlar ve başka yerlerle ilgili konuşmak istemiyorum. kendi askerliğimden yola çıkarsam, orada geçirilen tek bir saniye bile zarardır. değişik bir deneyim oldu, kendi komutanım ve birkaç arkadaşı tanıdığım için memnunum ama ülkenin ve ordunun şu halinde zorunlu askerlik saçmalıktan başka bir şey değil. ideal şartlarda belki başka türlü düşünürdüm ama o zaman büyük ihtimal bunları konuşmuyor olurduk.

    şunu da ekleyeyim: askerde ne kadar işten, nöbetten kaçan adam varsa sosyal medya hesapları vatan millet sakarya edebiyatıyla doluydu. asıl iş yapan, sorunsuz askerler genellikle benim gibi düşünenlerdi. belki burada siksik yapanlarla ilgili fikir verir.

  • 47. norm ender'in ekşi sözlük hakkındaki tweet'i

    sözlük bu kadar iyi tanıtılamazdı dediğim tweet’tir. son birkaç yıldır sözlükteki başlıkların seviyesi düştü. yazar olan gelip fantezi dünyasını başlık olarak açıyor. herkes çok matah bir şeymiş gibi birbirine küfürlü iletiler yazıyor.
    kutsal bilgi kaynağı çöplüğe dönmüş durumda.

    (bkz: temiz sözlük istiyoruz kampanyası)