neden hala muhteşem yüzyıl ile kıyaslandığını anlamadığım dizi.
arkadaş muhteşem yüzyılda entrika vardı , hürrem ortalığın anasını ağlatıyordu , kanuni davudi davudi karizma kasıyordu vesaire vesaire anladık .
da bu dizi başka dizi , hani diğerinin devamı niteliğinde gibi görünse de , farklı zaman diliminde farklı şekillenen bir dizi ki ben oturup baştan sona muhteşem yüzyılı izlemedim ama bunu kaçırmadan izliyorum çünkü bence bu dizi muhteşem yüzyıla oranla karakter gelişimi , değişimi ve yönlülüğü , olayların gelişimi , olayların karakterler üzerine etkisi bakımından muhteşem yüzyılı donunda sallar.
çocuk olan ahmet'in birden padişahlığa geçip hem o çocukluğu ve toyluğunun verdiği şapşirikliği , hem ufaktan öykündüğü kanuniden kaynaklanan idealleri , bu bölümde gördüğümüz o herşeyin sahibi olma hırsı ve kibri ve de etkrafında dönen entrikalara karşı kuyruğu dik tutma çabası , paranoyaları ,ezilmişliği çok iyi işleniyor ve de çok iyi yansıtlıyor.
bence sultan ahmet'in bir hırsla "musa paşaya gelince tez vakitte kellesini isterim" derken ki keskinliği , bahçede gördüğü anastasia ile "sen niye kaçmak istiyorsun ki ?" diye sorup , yüzünden inanılmaz bir çocuk sevinciyle şapşirikleşmesi , kanununin karizmasından çok daha güzel.
anastasianın ev özlemi ile çırpınması ,hürlüğü bilmesi ve yetiştirilme tarzının eğitiminin verdiği farklılık ile diğer herkesten kendini ayrı görmesi , bazen cidden çocukça saflaşırken , iş sıkıya geldiğinde aslan kesilip dalması , ufak ufak sinsiliği , hürremin sürekli böğürmesinden ve göz pörtletmelerinden çok daha güzel.
safiye sultanın kibri ve "ben bilirim ben bilirim , en çok bana soracaksınız , bana safiye sultana" tavırları , gelinlerini (özellikle handanı ) aşağı görmesi , üstten üstten bakarken , anastasianın eğitimli ve farklı olması dikkatini celbetmesi ve ayrıca torununun düşkünlüğünün gayet farkında olmasından dolayı anastasiaya beslediği sempati , muhteşem yüzyıldaki valide sultandan çok daha dikka çekici ve izlemesi güzel.
handanın aslında ezik olması , bunun biraz da farkında olması bu sebeple kendini kanıtlamak için saçma sapan kastırmalarına rağmen halimenin zehir gibi aklı ,ileriyi düşünmesi ve de attığı bakışlar , muhteşem yüzyıldaki "bu gece has odaya ben çağrıldım , yok ben , yarın da ben çağırılacağım ?" tantanasından çok daha iyi.
keza devletin artık duraksama dönemine girmesi ,bitmeyen savaşlar ,dara düşen hazine , isyana çıkan ordu , taht peşinde şahin giray ve onun saraydaki yaveri reyhan ile dönen oyun , kumpas , paralel , haşhaşiler de cabası.
yeniçeriler içinde ufaktan çekişmeler ,iskenderin macerası ve geldiği toprağa yabancılığı var mesela.
başkaları da bahsetmiş , akşamki bölümde ahmet'in iskender ile talim yapmaya karar vermesi , ikili dövüşte galip gelirkenki o güveninin , iskenderin gaza gelip , kendisini düşürmesi ile şaşkınlığa , oradan "ben padişahım ulan sen kime vuruyon ?" diye atarlanıp , tokatı şak diye yatıştırıp , ergen atarı ile kum sahadan çıkışı çok güzeldi zira padişah ergen sdadka
hadi herşeyi geçtim . tüm o ihtişamın , zenginliğin altında onca kula , köleye sahipkken aslında en büyük kölenin padişah olması durumunun altının çizilmesi ilk bölümden işlenmeye başlayıp , son bölümde nirvanaya vardırmaları bile muhteşem yüzyıla tur bindirir.
yanında kardeş katli ve insanın hür vicdanı ikilime de cabası
daha bunun derviş tarafı var ki , akşamki bölüm itibari ile kendisi sahalarda daha da belirginleşmiş ,sessiz , derinden ve de etkili şekilde geliyor.
"ben de bu saraydan kaçmak istiyorum" diyen ahmede çocuk saflığında "seni de mi zorla getirdiler , aile nerde,anne baba nerde ? " diye soran kösemin içinden ruhsuz bir canavar çıkacak ki hürrem yanında kaç para kalır.
bilmiyorum belki ben böyle durağan işleyen işleri sevdiğimden bu diziyi çok sevmiş olabilirim :/ muhteşem yüzyılı yarım saat aralıksız izlemeye dayanamazdım ama bunu oturup , bayıla bayıla izliyorum . millet ise bunu izlemeye dayanamıyor muhteşemin , muhteşemliğinden dem vuruyor.
akşamki bölümde ,küçük kardeşi mustafayı gülücükle karşılayan ahmet'in , mustafanın korktuğunu anladığı anda o gülüşün yüzünde silinişi ve mustafanın abisinin yanında korku dolu gözlerle etrafına attığı bakışları , abisinin telkini ile boynuna sarılışı böğrüme oturdu sözlük.
o küçük mustafayı oynayan çocuk oyuncu tam ısırmalık.
ayrıca hamam sahnesinde kıyın kıyın ahmeti süzen anastasiaya çok güldüm
mpitt6 profili
-
muhteşem yüzyıl kösem
-
fatih tezcan'ın mustafa kemal tweet'i
asıl fatih tezcan öldü , bu yossi fatih aldanmayın mücahitler
-
kemal kılıçdaroğlu
il , il mitinglerde koştururduğu ve yorulduğu halde , sırf karşısındaki gazeteciler ayakta diye , verilen koltuğa oturmayıp ,program boyunca gazetecilerle birlikte ayakta duran ve soruları yanıtlayan insan .
bu adam seçilmiyorsa , beceriksizliğinden ,vasıfsızlığından değil bildiğin halkın mallığındandır. -
ülkücülerin akp'lileri dövmesi
tebrikler
bu sefer doğru adamlara dayak atmış kendileri -
öz yönetimden korkan türk
bir ilçe 500 bin nüfusun 400 küsür bini yeşil kartlı ise ve elektiriği bana kitliyorsa , aynı anda bölgede kaçakçılık almış başını gitmiş ,ağalar ,aşiretler kol geziyor , ben yanarken ,cayır cayır 4 - 5 klimayı açıp fatura ödeyen yoksa evet öz yönetimden korkuyorum.
editt: ortadoğu ülkesinde yaşadığını unutup (ya da işine gelmeyip ) batıdaki federe yönetimleri örnek gösteren zevzeklere de selam ederim.
editt. (bkz: bağımsızlığa götü yemeyen kürt) -
inek sütünün buzağı için olması
hayatında hiç köye gitmemiş veya inek ile buzağı görmemiş birinin saçmalamasıdır.
sen o sütü buzağıya verirsen, o buzağı ölür (halk arasında çatlamak deniyor ) ,ineği sağmazsan hayvan acıdan duramaz
o yüzden inek sağılmalı ve sütün bir kısmı buzağıya verilmelidir.
oturduğunuz yerden saçma sapan videolar izleyip , kendinizi doğadan bu kadar soyutlayacağınıza ,gidin bir köye inek bakın ,inceleyin !