x
tanım: dünyaca ünlü olan, an itibariyle ülkemizde daha da ünlenen sinema sanatçısı mel gibson, sözde ermeni saçmalıkları hakkında ki beyanatlarını içeren video.
bir azeri vatandaşın tepkisi var ki, paylaşmadan geçemedim. görsel
--- spoiler ---
senin fikrininin ne ehemiyyeti var saqqalına soxduğumun amcıx reçeli
--- spoiler ---
edit: ceyceyup isimli arkadaşımızın bilgilendirmesiyle, sana sesleniyorum fikrinin ehemmiyeti olmayan mel gibson, azerbaycan'ın karabağ bölgesinde işgal rejimi kuran sözde ermeni yönetimi kendini feshetti. link
olumsuzdusunenadam6 profili
-
mel gibson'ın karabağ operasyonuna isyanı
-
abd'ye gelmiş türk göçmenlerin ölümü
amerikada yaşayan siz türkler, ölen türklerle alakalı çözümü burada aramaya devam ederseniz, türkiyede ateşin kalbinde yaşayan bizleri üzersiniz.
-
londra'daki afgan göçmenin korkunç görüntüleri
seneler önceydi.. kore'de bir adadaki kasabaya, çin üzerinden gelen 20 pakistanlı çıkmış (korede az ama özellikle japonya'da pakistanlı işçiler kalabalıktır). kasabada yerliler hiçbir yerde iş vermemiş, polis çağrılmış. açık araziden başka sığınacak mekan da bulamadıkları ve paralarını kimse almadığı için 20 kişi 12.günün sonunda tek tek polisçe toplanmış.
kuralları uygulayan devlet yanında kuralların halkça da özümsenmiş olması ve halkın toplu organizasyon kabiliyeti önemlidir. kısa dönemde yüksek kar getirisi için 10 kaçağa evinizi 30 bin liradan kiralayabilir, zabıta denetimini atlatıp bulaşıkçı olarak 3-4 kaçağa iş verebilirsiniz. ama bu sayı şehirde arttıkça ailenizi yaşam konforunuzu kuşatacak tehdit edecektir.
karnını doyuran her topluluk, artan zamanlarında sizin sosyal mekanlarınızı işgal edecek, avm, plaj, park gibi yerleri dolduracaktır. insanlar mazlum şekilde sınırdan girebilirler ama uzun süre mazlum kalmazlar mağrur ve hatta menfur hâle dönüşürler. ayı yavrusu büyütmek gibidir bu. başta köpek yavrusu gibi sevimli gelir merhamet edersiniz sonrasında ise size kendi alanınızı dar eder. her şey aaa ne sevimli demekle başlar. akılsız duygusuyla, hain çıkarıyla akil ise bilgisi ve tecrübesiyle hareket eder.
her konuda devleti suçlamak kolay ve en basit olanı ama bir gerçek de var ki bizler de çok dejenere bir toplum olduk. şunu unutmayın. mazlum her zaman başı önde mazlum gibi kalmaz uzun süre mazlum ve mahzun gezmez. onu doyurursan, ona sosyal ve kültürel haklar verirsen bunu da kendi ülkende yaparsan o mazlum ve mahzun kişiler mağrur yani gurur abidesi olur. milli gururlarına yatırım yapar, okul açmalarına, kendi dillerinde tabela asmalarına izin verirsen o gururu beslersin ve adam sana borçluluk duygusu duymaz mağrur olur. liderine sempati beslese bile lider vefat edince bağ kalmaz gitmiyorum sıkıysa çıkart der... oysa lidere değil hep türk milletine borçluluk hissedip onların vergilerini yedikleri, türk'ün ekmeğini yedikleri bilincinde olmalılardı. merhametten maraz doğar lafı biraz bundandır. mazlumu alırsın ama çadır kentlerde tutar şehirlerine almazsın. sana hep medyun (borçlu) kalır, evini, konforunu özler. özlemezse gitmez. şehirler milletlerin salonları hatta yatak odaları gibi mahrem alanlarıdır. başkasını orada yatırmazsın. düzensiz sığınmacılara insani yardım ve barınma hakkı verirsin. kültürel hak, arapça eğitimi, çalışma izni, sokaklara şehirlere girme iznini vermezsin. mahrum bıraktığın her kültürel hak kendi milletinin korunması için bir önlemdir.
ben şunu anlayamıyorum hâlâ, osmanlı'nın mirasına öykünen muhafazakarlar, nasıl şehirlerini yabancılara böyle beleşe ve değersiz bir metaymışçasına açabiliyor?
osmanlı'da sivaslı adamın istanbul'a girmesi, istanbullu adamın selanik'e, afyon'a gitmesi izne tabi idi. bir tarlanın toprağını bile bir diğer tarlaya taşımak ekosistemi, oradaki mikro ve mezo fauna ile florayı diğerine taşımak ve dengeyi bozmakla eşdeğer iken nasıl osmanlı'da bile birer mücevher gibi korunan şehir mahremiyetini alt-üst edebiliyorlar?
aklım almıyor bu cehaleti. cehalet diyorum çünkü ihanet demek istemiyorum bu rezalete. mazlumlarını, başımıza mağrur kesildi efendiler bu pisliği temizlemek üzerinize borçtur.
alıntı.
tanım: londra'da afgan göçmenin korkutucu saldırı görüntüleri. -
enkazdan çıkardığı kızla şov peşinde koşan adam
üst edit 7: sosyal medyada video var aile ricası üzerine sildim.
---------------------------
üst edit 6: canlı yayın yaptığı iddia edilen mağdur olan arkadaşın yayınladığı video. twit
üst edit 5: son gelen bilgilere göre yasal süreç ve soruşturma yarın başlıyormuş.
üst edit 4: yavrumuz vefat etmiştir.
üst edit 3: o kadar çok mesaj geliyor ki, aşağıya son editi yaparak bitiriyorum bu entry için girişi. kalbim kaldırmıyor artık.
üst edit 2: şu müzikli paylaşımlarınız yerin dibine batsın, yok olun be...
üst edit : video hassas bünyeler için rahatsız edici olabilir. belki kan revan bir durum yok ama gördüğünüz çaresiz bakışlar ömrünüz boyunca unutamayacağınız bir çift güzel gözü unutmamanızı sağlayabilir. unutmayın zaten, unutmayın...
---------------------------
bir çocuk düşünün yarın aygın baygın. belki de altına çiş kaçırdı, üşüdü, korktu ve daha önemlisi hala ne olduğunu anlayamadı bile. bizim salak insanımız ise ''bakın bu çocuğu ben kurtardım artık altın madalyayı götüme takarsınız'' isteğiyle canlı yayın açıyor. bu saçmalıktan daha öte bir şey bence. eğitimli olduğunu zanneden cahiller bu ülkeyi mahvediyor. canlı yayın yapacağım diye çocuğu bir eliyle zor tutan adam belki de iç kanama tehlikesi olan evladımızı yere düz bir vaziyette bile tutmuyor. keşke cahiller ölse. ulan be hey hayvanın evladı üstündeki monta bari sarsaydın şu güzel evladımızı. hakaret etmeden fikrimi beyan etmekte ne zorlanıyorum anlatamam...
---------------------------
edit: gelen mesajlarla daha da üzülüyor ve kahroluyorum... doğruluğu konusunda kendim net bilgi sahibi değilim mesajlara istinaden bu bilgiyi paylaşıyorum. lanet olsun bu eğitimsizlik ve cahilliğe ismi a.d.m. vücudunda kırıklar varmış ve rahmetli olmuş. annesi gibi ama kardeşi ve babası yaşıyormuş. gelen mesajlar doğrultusunda, adana şehir eğitim ve araştırma hastanesi yatan hasta bloğunda çocuk yoğun bakım 1 ünitesinde hayatını kaybetmiş. hatta bir çok doktordan eleştiri almış. umarım daha iyi bir yerdesindir güzel evladım. bir aptalın gösteriş merakı yüzünden kendisine bir şans daha verilmiş olan çocuk cahillik sebebiyle rahmetli olmuş. deprem değil ihmal öldürür, deprem değil cehalet öldür.
size her haltın şov yaparak yapılması gerektiği algısını yerleştiren zihniyet yok olur umarım...
---------------------------
edit 2: behind the big gate isimli yazarın mesajını olduğu gibi paylaşıyorum sizlerle. son cümlesi beni inanılmaz duygulandırdı.
enkazdan çıkarıldığı güne kadar enkaz altındaki sıcaklığa adapte olmuş çocuk çıkar çıkmaz aluminyum folyo ile sarılması lazım veya ilk safhada battaniye ve kesinlikle ısıtıcı ile ısıtılmaması, su verilmemesi lazım
bu adam ihmalle bu çocuğun ölümüne sebebiyet vermekten yagılanabilir; hiç bir şey yoksa üstündeki kıyafeti çıkarıp üzerine sarmayı mı akıl edememiş?
karanlıkta 10 gün beklemiş çocuğun gözüne telefon flaşı kamera flaşı nasıl tutulur? bu konuyu güncel tutalım,
cehaletin yozlaşmanın delili ispatı apaçık "yeni türkiye" nin ürünü bu; aynı kendi. madencilerimiz dahil kurtarma ekiplerini kenara itip kendisi kurtulanlarla tekbir eşşilğinde kurtarma kaydı alan afad kemik islamcı kitlesi, akp propaganda aygıtları gibi,
hepsinin hesabını sormak borcumuz.
---------------------------
edit 3: iç kanaması-doku hasarı crush sendromu ve kırık kemikler olası ise kucakta bekletmek yerine belki de enkazın dibinde, sedye yoksa bile uygun sedye pozisyonunda çocuğu bekletmek lazımdı,
bu halde vücudunu stabil hale getirmeden kucağına alıp "yüklenip" yola çıkarıp ambulansların geçtiği yola götürmesi, taşırken sarsması, çocuğun hareket etmek zorunda bırakılması belki daha fazla zorladı 10 gün sonunda çok kısıtlı kaynakları kalmış bir çocuğun metabolizmasını,
ve adamın aldığı kararlar bütünü neyse aslında çok zor koşullarda gerçekleşiyor, gecenin soğuğu, karanlık, aciliyet ve kimsesizlik!
ama arka plandaki o müzik/video kurgusu ihmaller ne ise iyi niyetle bakmayı imkansızlaştırıyor.
---------------------------
edit 4: #149350587 mutlaka okuyun. djefsane isimli yazar.
---------------------------
son edit :
gerçekten çok mesaj geldi. acil servis hemşirelerinden, doktorlardan, güvenlik görevlisinden, yazılımcıdan, aşçıdan, yazardan, okurdan, yurt dışında ev hanımından ve hüznünü acısını gizleyemeyen vicdan sahibi insanlardan.
hakaret etmeden fikirlerimi beyan edemiyorum ama öfkemi de bastıramıyorum içimdeki acı doldu taştı. o gözleri, o çaresiz bakışları ve yaşadığı acıdan hareket bile ettiremediği göz kapaklarını unutamıyorum. bununla ilgili bana ve geri kalan insanlara birileri yardım etsin bize yol göstersin ne yapmalıyım ne yapmalıyız? 3 gün önce antakya'da 2 gün yardımda bulundum. gördüklerimi unutma şansım yok. unutamıyorum geceleri uyuyamıyorum, aranızda psikoloji ile alakalı bilgisi olan varsa bize yardım edin.
şimdi bu küçük evladın durumu benliğime işlendi görmezden gelemiyorum. insanlar mesajlar atıyor, ailesi ve eşi dostu ile alakalı şahsın kısmen ismine twitter hesabına bile ulaşmışlar ama kapanmış ve net değil. öldüreceğim, asacağım, keseceğim ve dahi gün yüzü görmemiş nice küfürler ediyorlar. acı bizim, suç bizim, ceza bizim, can bizim... yeter yahu ağlamaktan geceleri uykularımızın kaçmasından biçare düştük. ben bu haldeysem o acıyı orada yaşayanlar ne halde anlamak mümkün değil allah yardımcıları olsun.
bu adamı bizim eğitim sistemimiz bizim toplumumuz yetiştirdi. bu cahilliği ve kendini bilmezliği biz yaptık. bulsak dövsek, sövsek veya vurup kırsak neye fayda kim geri getirebilir gidenleri. eğer bir suçlu varsa biziz. ben suçluyum en az sizin kadar ben de suçluyum. korku psikolojisi içerisinde söyleyemediğimiz şeyler veya dile getiremediğimiz duygular içimizde ya popülarite meraklısı insanlar ya da psikopatlar, sosyopatlar yeşertiyor.
sırf bir şeyler bildiği halde konuşamayan veya söylediklerimi iletirken adımı sakın verme diyen insanlar gördüm. yazık ya. söylediklerinde hukuki olarak hiç bir suç unsuru olmamasına rağmen başıma bir şey gelir mi düşüncesi ile hareket edemiyoruz. geldiğimiz hale mi, yaşananlara bakıp dönüşeceğimiz hale mi üzüleyim bilemiyorum.
yazar jim rohn der ki, “insan, en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır.”
bütün ülkenin öyle veya böyle bir şekilde etkileşimde bulunduğunu varsayarsak, en eğitimsizle en eğitimli arasındaki fark 3 kişidir. o adamı aramayın abiler, ablalar aramayın amk aramayın amk dünyasında aramayın o adamı...
biz öldürdük o güzel kız çocuğunu... -
ayda 23 bin tl ile rahat geçinilir mi sorunsalı
ruh sağlığın bozuksa yaşanmaz. rakamın önemi yok. önemli olan ne kadar çok şeye sahip olduğun değil, ne kadar az şeye muhtaç olduğundur.
-
2022 konut krizi
'burası dünya! ne çok kıymetlendirdik. oysa bir tarla idi; ekip biçip gidecektik...'