hala himmetçi yazıp duran orospu çocuklarının olduğu bir başka başlık.
olm olayın sizle alakası yok siktirin gidin kendi maçınızın başlığına.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. 23 ağustos 2023 molde galatasaray maçı
-
2. celal şengör'ün dinlere masal demesi
celal şengör dinlere masal demiş, bazı arkadaşlar da başlık altında kuran’dan ayet meali paylaşarak celal hocanın önermesini çürütmeye çalışıyor. ben de bu naiflik karşısında şapka çıkarıyorum.
değerli teist arkadaşlar, size zihninizi berraklaştıracağını umduğum bir haberim var: celal hocanın haklı olma olasılığı çok yüksek. celal hoca bütün tanrıları reddediyor. sizler de 4 bin tanrı varsa birini kabul edip 3 bin 999 tanrıyı reddediyorsunuz. bu bir farktan dolayı birbirinizi incitmeyiniz bence.
ihsan oktay anar bir sokak röportajında evrime inanıp inanmadığı sorunlunca “ben inanmak değil bilmek istiyorum” şeklinde veciz bir cevap vermişti.
muhtemelen celal hoca, mitoloji, sümeroloji vs okuyup böyle bir yargıya vardı. sizler sadece tevrat; incil ve kuran’a bakarak bir hükme varıyorsunuz.
ben yok aklımla bir celal hocanın argümanlarına bakıyorum bir de sizin argümanlarınıza ve celal hocanın haklı olduğu kanaatine varıyorum.
deist ve ateistkerim bazı soruları var ve semavi dinlerin teologları bu sorulara yanıt veremiyor.
mesela, vahiy koskoca dünyada neden sadece ortadoğu’ya geldi?
mesela, brahman ve ibrahim aynı kişi mi?
mesela, isa gerçekten yaşadı mı?
mesela, semavi dinlerin kaynağı sümer mitolojisi mi?
bakın daha islam tarihindeki saçmalıklara gelmedik bile.
bir ara sosyal medyada meşhur bir diyalog vardı:
ateist: kuran’ın allah kelamı olduğunun delili ne?
müslüman: çünkü peygamber öyle diyor.
ateist: peki peygamberin allah’ın elçisi olduğunun delili ne?
müslüman: çünkü kuran öyle diyor.
şimdi başlık altında da benzer bir muhabbet dönüyor.
celal hoca gibi insanlar bu durumu sorgulayınca da “vay efendim peygambere yalancı diyorsun” diye itham ediyorsunuz.
hayır kardeşim, sanrı/halüsinasyon/rüya görene yalancı diyor mu kimse? bir insan bir dal parçasını yılana benzetince ve korkunca yalan söylüyorsun diyen gördünüz mü?
mircea eliade’nin dinler tarihi, joseph campbel’in tanrı’nın maskeleri kitapları sizlere yardımcı olabilir. -
3. 5 senelik köpeğini mi kurtarırsın bir çocuğu mu
çocuğu diyene hayvan düşmanı,
köpeği diyene köpektapar diyecekler. -
4. mauro icardi
getir ts yi icardi şov yapacak diyen pinç sana girsin bu gol.
-
5. covid-19 eris varyantı
bazı insanlar çok garip...
pandeminin bir korku salgını ve aldatmaca olduğu, insanların bazı sermaye grupları tarafından korkutularak bastırıldığını iddia ediyorlar.
örneğin maske takmanın bir gereklilik değil dayatma olduğunu söylüyorlar peki maske takmanızın yüzünüzü göremeyen devlete ne faydası var kimse açıklamıyor.
veya insanların evde kalmasının küresel güç olarak gördüğünüz sermaye gruplarına ne faydası var? bir kaç ilaç firması karını arttırdı doğal olarak bu salgın korkusunu onlar çıkarıyor ve insanlarla oynuyor diyelim... bu sermaye gruplarının diğer yatırımları ne oldu o iki senede?
onlarca havayolu şirketi iflas noktasına geldi, dünya ekomisi ani bir durma yaşadı, tüm gelişmiş ülkeler 4 yıldır enflasyonla başbaşa, petrolün fiyatı eksiye düştü kapanma günlerinde, uluslararası nakliye durdu, fabrikalar durdu, ülkelerin vergi gelirleri düştü... dünya ekonomisi ve küresel sermaye odakları tüm çarklarını kaybetti kapanma boyunca.
dünyanın durması, ekonominin işlememesi mi bu büyük oyuncuların işine gelir yoksa herkesin köle gibi çalışıp köle gibi tükettiği normal günler mi? biraz düşünmeye davet ediyoruö herkesi. -
6. 22 ağustos 2023 çanakkale orman yangını
yangının sebebi diyelim ki senin dediğin gibi iklim değişikliği artan susuzluk vs. son ağaç da yok olana kadar bunu kabullenelim hataya kadar çöl olacak memleket diyelim öyle mi? yangın ne sebepten çıkarsa çıksın müdahale ve söndürme için hazırlıklı olacaksın bu kadar basit. yani saçma sapan argümanlarla durumu normalleştirmeye çalışmak da nedir? ormanlarımızı koruyamamak, çıkan yangınlara müdahale edememek bir beka sorunu değil mi? uçak mi eksik, personel mi eksik, yangın gözetlemesi mi eksik, ne eksikse tamamlanması gerekmiyor mu? köyler yanıyor aq adam iklim değişikliği diyor. çöl olacakmış memleket, doğa bunu istiyormuş. memleketin çöl olmasını doğa değil, bu ülkeyi yöneten arap yalamaları istiyor.
-
7. 23 ağustos 2023 kemal kılıçdaroğlu açıklaması
dede bi sus sktir git artık yaa...
hala vır vır konuşuyor, istifa et kardeşim! ne hala kafa zkiyorsun! -
8. londra'daki afgan göçmenin korkunç görüntüleri
seneler önceydi.. kore'de bir adadaki kasabaya, çin üzerinden gelen 20 pakistanlı çıkmış (korede az ama özellikle japonya'da pakistanlı işçiler kalabalıktır). kasabada yerliler hiçbir yerde iş vermemiş, polis çağrılmış. açık araziden başka sığınacak mekan da bulamadıkları ve paralarını kimse almadığı için 20 kişi 12.günün sonunda tek tek polisçe toplanmış.
kuralları uygulayan devlet yanında kuralların halkça da özümsenmiş olması ve halkın toplu organizasyon kabiliyeti önemlidir. kısa dönemde yüksek kar getirisi için 10 kaçağa evinizi 30 bin liradan kiralayabilir, zabıta denetimini atlatıp bulaşıkçı olarak 3-4 kaçağa iş verebilirsiniz. ama bu sayı şehirde arttıkça ailenizi yaşam konforunuzu kuşatacak tehdit edecektir.
karnını doyuran her topluluk, artan zamanlarında sizin sosyal mekanlarınızı işgal edecek, avm, plaj, park gibi yerleri dolduracaktır. insanlar mazlum şekilde sınırdan girebilirler ama uzun süre mazlum kalmazlar mağrur ve hatta menfur hâle dönüşürler. ayı yavrusu büyütmek gibidir bu. başta köpek yavrusu gibi sevimli gelir merhamet edersiniz sonrasında ise size kendi alanınızı dar eder. her şey aaa ne sevimli demekle başlar. akılsız duygusuyla, hain çıkarıyla akil ise bilgisi ve tecrübesiyle hareket eder.
her konuda devleti suçlamak kolay ve en basit olanı ama bir gerçek de var ki bizler de çok dejenere bir toplum olduk. şunu unutmayın. mazlum her zaman başı önde mazlum gibi kalmaz uzun süre mazlum ve mahzun gezmez. onu doyurursan, ona sosyal ve kültürel haklar verirsen bunu da kendi ülkende yaparsan o mazlum ve mahzun kişiler mağrur yani gurur abidesi olur. milli gururlarına yatırım yapar, okul açmalarına, kendi dillerinde tabela asmalarına izin verirsen o gururu beslersin ve adam sana borçluluk duygusu duymaz mağrur olur. liderine sempati beslese bile lider vefat edince bağ kalmaz gitmiyorum sıkıysa çıkart der... oysa lidere değil hep türk milletine borçluluk hissedip onların vergilerini yedikleri, türk'ün ekmeğini yedikleri bilincinde olmalılardı. merhametten maraz doğar lafı biraz bundandır. mazlumu alırsın ama çadır kentlerde tutar şehirlerine almazsın. sana hep medyun (borçlu) kalır, evini, konforunu özler. özlemezse gitmez. şehirler milletlerin salonları hatta yatak odaları gibi mahrem alanlarıdır. başkasını orada yatırmazsın. düzensiz sığınmacılara insani yardım ve barınma hakkı verirsin. kültürel hak, arapça eğitimi, çalışma izni, sokaklara şehirlere girme iznini vermezsin. mahrum bıraktığın her kültürel hak kendi milletinin korunması için bir önlemdir.
ben şunu anlayamıyorum hâlâ, osmanlı'nın mirasına öykünen muhafazakarlar, nasıl şehirlerini yabancılara böyle beleşe ve değersiz bir metaymışçasına açabiliyor?
osmanlı'da sivaslı adamın istanbul'a girmesi, istanbullu adamın selanik'e, afyon'a gitmesi izne tabi idi. bir tarlanın toprağını bile bir diğer tarlaya taşımak ekosistemi, oradaki mikro ve mezo fauna ile florayı diğerine taşımak ve dengeyi bozmakla eşdeğer iken nasıl osmanlı'da bile birer mücevher gibi korunan şehir mahremiyetini alt-üst edebiliyorlar?
aklım almıyor bu cehaleti. cehalet diyorum çünkü ihanet demek istemiyorum bu rezalete. mazlumlarını, başımıza mağrur kesildi efendiler bu pisliği temizlemek üzerinize borçtur.
alıntı.
tanım: londra'da afgan göçmenin korkutucu saldırı görüntüleri. -
9. hande erçel'in gold digger olması
kendisine bazlama surat dendiği için hakaret davası açarak 1000 tl kazanmış kadın. en son milano' da coldplay konserinde idiler. profesyonel biri zannımca. kaza kaza da altını bulmuş gibi.
(bkz: madenci)
(bkz: hande erçel'in bazlama surat davasını kazanması)
ben bazlama olsam çok kırılır, karşı dava açar hanımefendinin o güzel bazlamalara bırak dokunmayı, 500m uzaklaştırma kararı çıkartırdım.
edit: düzeltme
o kadar emek verip bilgi verici entry yazarım yıllardır. okunmaz ilgi görmez. sabah sabah bir geyik yapayım dedim aldı başını gitti. hey gidi yeni sözlük
(bkz: 22 ağustos 2023 çanakkale orman yangını) -
10. her şeye rağmen insanı hayatta tutan motivasyon
annem çok üzülür
-
11. galatasaray'ın şampiyonlar ligi şampiyonu olması
-
12. mustafa kemal atatürk'ü sevmek zorunda değilim
siyasal islamcılar, arap götü yalayıcıları, aşırı dinciler, yobazlar, domuz bağcılar atatürk'ü sevmezler.
çünkü dini alet edip milleti tokatlayan dedelerini çatır çutur zikip harder dedirtmiştir. atatürk kırmızı çizgimizdir ona muhabbet beslemeyen, saygı duymayan insanla konuşacak hiç bir şeyim yoktur.bu konudaki hassasiyetim ekte sunulmuştur görsel
lan adam size özgür bir ülke bıraktı nankörler, dini kullanıp cebindeki almasınlar diye uğraştı, cemaatlerde sizi sikmesinler diye onları kapattırdı ama siz eşşek olduğunuz için halen cemaatlere takılıp kendinizi badeletiyorsunuz. -
13. 23 ağustos 2023 hindistan'ın ay'a yumuşak inişi
sözlüğün yarım akıllı yazarları tarafından her türlü densizliğin, ırkçılığın yapıldığı büyük bir bilimsel gelişim. aya sert iniş veya çarpma olarak değerlendirilen navigasyonel görevler bile çok ciddi bir beceri gerektirir. burada gerçekleştirilen yumuşak iniş ise bu zorluğun üzerine yörüngede manevra yapılmasını, landerın pozisyonunun, yüksekliğinin, hızının da kontrol altında tutmasını gerektirir.
bir toplumun bu bahsettiğim becerileri gösterebilmesi için bu alana uzun yıllar yatırım yapması gereklidir. bilime yapılan her yatırım topluma misliyle geri döner. önce eğitimli vatandaşlar olarak döner, sonra mühendislik, yüksek teknolojili üretim ve refah olarak döner. bu görevi takip eden çocuklar matematiğe, fiziğe, mühendisliğe samimi içten bir motivasyonla ilgi duyarlar. aralarından dehalar çıkar, kalan yüz binlercesi ise topluma yararlı verimli insanlar olarak dünyaya katkı sağlarlar. çocuklara doğru amaçla ilham olmak bile tek başına bu tarz görevlere kaynak aktarmak için yeterli sebeptir. bilimsel merak insanlığı 5000 yılda sefaletten kuantum dalgalanmalarını konuşacak düzeye getirmiştir. insanın merakına yaptığı her yatırım israf değil ödenen bir borçtur. ne yapılsa azdır.
gelişmekte olan ülkeler olarak sınıflandırılan ülkelerin vatandaşları ingilizceleri ile, yaşam tarzları ile dalga geçtiklerini sanırken, hindistan kendi imkanları ile ayın yörüngesine araç yerleştiren 4. ülke oldu.
edit: iniş tamamlandığı anda da aya yumuşak iniş yapan 4. ülke olacak. diğer üç ülke abd, sovyetler biriği, çin.
edit 2: başardılar. tebrikler. -
14. yevgeny prigozhin
kalkışma sonrası putin ile anlaştığını düşünerek rusya'da yaşayabileceğini zanneden wagner lideri.
rusya'da balkondan düşme ve kalp krizi ile ölen onca general varken kendisine özel bir ölüm yöntemi seçilmiş. "dans ayı istediğinde biter." -
15. münih'te tutuklanan afgan sığınmacı
baska basliklarda da defaatle yazdim, afgan isgalci akini durdurulmazsa modern kavimler gocu sonucunda ulke ve medeniyetler yikilacaklar. bugun sayisi milyonlara ulasan afganlar sebebi ile turkiye cumhuriyeti'nde hic bir vatandasin tam anlami ile can emniyeti kalmamistir.
yarin cok gec olacak. -
16. kiracısına %60 zam yapan ev sahibi
oğlum o değil de bu kira fiyatlarında ciddi bir sıkıntı var;mesela ankara özelinde aynı tip daire çankayada 12k'ya kıralık, mamakta 12k'ya kiralık, keçiörende 12k'ya kiralık aynı zamanda yenimahalle civarında da 12k'ya kiralık. ortada ciddi bir mallık var, aptallık var, dangalaklık var...
-
17. 23 ağustos 2023 yevgeny prigozhin'in ölmesi
ismet paşa bunu yıllar önce söylemiş. putin'le anlaştığı gün idam fermanını imzalamıştı.
--- spoiler ---
"bir ihtilalci müzakereye girdiği andan itibaren kaybetmiştir."
--- spoiler ---
(bkz: #153860844) -
18. bir erkeğin boş biri olduğunu anlama yöntemi
ister kadın, ister erkek olun, bir adamın ya da kadının boş olduğunu, boş vakitlerinde ne yaptığından ya da yapmadığından anlayabilirsiniz.
-
19. günde en az 5 bardak çay içenlerde görülen cehalet
5 galon filtre kahve içenler de einstein oluyorlar.
plazalardan avm’lere bir zeka zinciri kurmuşlar mübarek.
o yüzden ortalık dehadan ve pek tabii dahilerden geçilmiyor.
edit: ekleme -
20. seksin altın kuralı
aşktır oğlum aşk. sizin yazdıklarınız çiftleşmenin kuralları, onları hayvanlar da yapıyor.
-
21. devletin sırtına gereksiz yük olan şeyler
tabi ki sığınmacılar, kaçaklar ve doğu sınırımızı korumakla görevli kim varsa onlar. bunlar sadece devlete değil asıl milletin sırtına yük. kaldıramıyor kardeşim bu ülke bu yükü.
not: hakkını yemeyelim, batı sınırımızdakiler iyi çalışıyor avrupayı korumak için. -
22. termos alacaklara tavsiyeler
en iyisini isteyenlere zojirushi'yi öneriyorum, stanley falan hikaye, paranız yetiyorsa alın geçin sonra bana teşekkür edin.
-
23. 23 ağustos 2023 yunanistan türkiye voleybol maçı
avrupa şampiyonasında hiçbir takım böyle rotasyon yapamaz. yapsa da her maçını böyle eze eze alamaz.
dünya bir numarası olmak böyle bir şeydir. -
24. mauro icardi vs gheorghe hagi
hagi başlığa hakaret davası açsa tazminat alır
not: tadicspor -
25. 1999 yılından hatırda kalanlar
cumartesi sabah 7'de alarmsız uyanıyorum. lise son sınıfı yeni bitirmişim. ev ahalisi hala uyuyor. cep telefonum yok. youtube, instagram, tiktok, tweeter vesair yok.
dünyanın öbür ucunda bir ormanda yangın mı çıkmış; haberim yok. ortaokul arkadaşım kapadokya'da fotoğraf mı çektirmiş; bilmiyorum. kafam tertemiz. kendi dünyamda yaşıyorum.
tuvalette dergi okuyorum. soğuk suyla duş alıyorum, bir yerde okumuşum, çok faydalıymış. çok havalı ayrıca. evde kaydettiğim demoları doldurduğum bir kaset var, onu ve walkman'imi alıp sessizce evden sıvışıyorum. kağıt bardakta kahve satan bir yer var. "gençler bunu istiyor" diyor adam, "kahveyi alıp gitmek istiyorlar". kahvemi alıp gidiyorum, yürüyorum sokaklarda saate bakmadan. sevdiğim kızın evinin önündeki meydanda oyalanıyorum biraz. ona açıldığımı hayal ediyorum. bazen çok mutlu oluyor, bazen bozuluyor, biz arkadaşız saçmalama falan diyor. senaryolar dönüyor kafamda. açılamıyorum bir türlü.
tren garına gidiyorum, "girilmez" yazan tabelayı geçiyorum. rayların kenarında yürüyorum, çok güzel burası, yemyeşil, kimseler yok. boş vagonlara bakıyorum. şarkılarımı dinliyorum, notlar alıyorum. o anda kimse bana ulaşamaz, ben de kimseye ulaşamam – iletişim kanalı yok yani. bunun kıymetini bilmiyorum ama o anın tadını sonuna kadar çıkarıyorum.
kafamda melodiler ve şarkı sözleriyle evin yolunu tutuyorum. rastgele yürüme rotası seçiyorum, kafama göre. mutfaktakilere bir selam çakıp odama geçiyorum. bas gitarımı müzik setine bağlayıp yolda düşündüğüm şeyleri deniyorum. sonra elektrik gitarda deniyorum, hoşuma gidiyorlar, havalara giriyorum falan. ev telefonundan kubilay'ın numarasını tuşluyorum, babası çıkıyor. bir iki şaka patlattıktan sonra kubilay'ı çağırıyor. "abi" diyorum, "yeni şarkılar yazdım", dinlemen lazım. "gel baba" diyor, "sonra da bisikletle dolaşırız biraz" diye ekliyor.
yahoo geocities'deki web siteme bakıyorum, kaç kişi ziyaret etmiş merak ediyorum. yahoo mail'e giriyorum, "oha o ne lan" çekiyorum kendi kendime. megadeth'in basçısı david ellefson'a e-posta göndermiştim, yanıt gelmiş. "david fucking ellefson lan" diyorum, zıplıyorum odada kendi kendime. bundan 20 yıl sonra kendisiyle avrupa'da tanışıp bu olayı ona anlatacağım.
arkası yarın -
26. kemal kılıçdaroğlu seçimler için çok hırslandı
“izmir'e kadar hepsini kaybetmezsem adam değilim” dedi.
-
27. sinyal veren bmw sürücüsü
-
28. sokak hayvanlarıyla yaşamak istemiyorum
izmir'de ne gece yürümesi ne bisiklet sürmek. ne üniversite kampüsünde gezmek. ne de üniversite hastanesinde sıra almaktan ameliyathane koridoruna kadar köpekler size eşlik edebiliyor.
umarım dönecek bir ülkesi olur bu giden gençlerin medeni köpeksiz sokakta can güvenliği olan. köpekleriyle komşulara hayatı dar etmeyen bir ülke. -
29. artık kimsenin misafir sevmemesi
entryleri okuyorum da insanların misafir sevmemesinin sebebi, misafirlerin yüzsüz ve hain olmalarindan kaynaklanıyor. başkasının evine gidip klimayı 24 saat açan bunu kendine hak gören mi dersin, milletin evini temiz mi pis mi diye kontrol edip arkasından dedikodu yapanı mi dersin, veledine sahip çıkamayanı mı dersin ne ararsan var. istediğin kadar samimi ol başka birinin evine gidiyorsan eşşek değilsen elin kolun dolu gel. uzun kalacaksan yemek masrafına katkıda bulun. rahat rahat yayılma yani.
-
30. altay bayındır
bunu bile sattık, hem de manchester united’a. fenerbahçe’nin beğenmedikleri dünyada kapışılıyor, biz şampiyon olamıyoruz, s.yim böyle adaleti, sat sat bitiremedik, 100 yıllık geçmişimizde satamadığımız kadar futbolcu sattık, ama türkiye’de şampiyon olamıyoruz. yeteri kadar himmet ve dua eksikliğimiz var diye düşünüyorum.
-
31. kadınların zengin koca arıyorum diyememesi
sosyal medya ile beraber zengin koca istiyorum demek ayıp oldu yerine zenginlere kendilerini pazarlayan diplomalı plaza maymunları ve hiç bir yeteneği olmayıp bütün gününü vücuduna harcayan köylüler türedi.
-
32. suudi arabistanlıların mültecileri taraması
o askerin orda durma amacı bu zaten. yoksa o sıcakta tüm gün niye dikilsin? onun girip girmeyeceğine o asker karar vermez. karar zaten verilmiştir, o asker de uygular.
-
33. uçak kazası raporu belgeselinden alınan dersler
sıradan yolcuysanız, size ne aq siz niye ders alıyosunuz. aldığınız dersle ne yapabileceksiniz ki? british airways’in başına gelen yanardağ patlaması sonrası oluşan gaz ve kül bulutunun hava radarında görünmemesi ve buna ilişkin acil durum prosedürünün de olmamasından, sen bir yolcu olarak ders alsan nolur? ya da helios airways’in kabin basınçlandırma tuşunun kapatılması sebebiyle kırıma uğraması konusundan b25 numaralı koltuktaki yolcunun çıkarması gereken ders ne olabilir? zaten yolcunun bagajıdır bilmem nesidir didik didik bakılıyor. sen ders almasan ne çıkar, senin inisiyatifine bırakan kim.
izleyin, “vay anasını” diyin, ölenlere bi fatiha okuyun yatın aşağı. -
34. wagner liderinin uçağının düşmesi
stalin zamanında bu kadar geç olmazdı rusya formdan düşüyo dedirten haberdir
-
35. başıboş kedi sorunu
toksoplazmanın kaldırımda kendi halinde duran kediden kendisine geçeceğini düşünen beyinlere sahip insanların olması ne üzücü.
gelen sorular için edit: arkadaşlar kedinin kakasını toprağın içinden kazıp çıkararak ağzınıza atmıyorsanız, kakayı elinizle tutup sonrasında elinizi yalamıyorsanız veya sokakta gördüğünüz kedilerin ağzını burnunu da yalamıyorsanız hiç korkmanıza gerek yok. bazıları da kedileri zorla tutmaya kalkıp sonra tırmık yiyince bu kedi vahşi mikrop saçıyor diye koşa koşa kuduz aşısı olmaya gidiyor. dokunmayın bu kadar evhamlıysanız arkadaşlar kedilere. bir kedinin kuduz veya hasta olup olmadığını görünce direkt anlayabilirsiniz zaten. hayvanın tüyleri temizse gözü ağzı burnu akmıyorsa sağlıklıdır. çok elleşmeyin özetle kendi hallerinde takılan kimseye musallat olmayan tüylü bıdıkları da rahat bırakın lütfen. kutsal bilgi kaynağının hakkını vererek bana bu haklı gururu yaşatan sorarlara teşekkürler. -
36. futbol tarihinin en fiyasko transferi
tabii ki de 135'er milyon euro transfer bedeli ile getirilip hiçbir verim alınamadığı gibi barcelona'nın çöküş sürecini de başlatan (bkz: ousmane dembele) ve (bkz: philippe coutinho correia) ikilisidir.
-
37. 30 yaş üstünün kablosuz kulaklık takma komedisi
avamla aradaki bağlantıyı koparmanın yollarından biridir
-
38. 22 ağustos 2023 abd covid tedbirleri
sadece atlanta'da ve 1 okulda gelen tedbiri tüm abd'de oluyormuş gibi başlık açmak dezenformasyon suçu kardeşim.
cimere şikayetimi gönderdim entry ile ilgili * -
39. masterchef türkiye 2023 all-star
dilara'nın stratejisi şöyle işliyor:
*takım oyunlarında en basit ve bildiğin tabağı al
*kendi tabağın dışında kimseye yardım etme(kendi tabağın geçsin yeter)
*kaybedersen köşeye sıkışırsan ağla
*bireysel dokunulmazlıklarda oyun yaratıcılığa dayalı ise daha önce ezberlenip planlanmış başka yerden araklanmış tabağı yap
*şef tabağı çıkarsa yandın,ağlama seansını tekrar başlat (çünkü benim meziyetim ezber ve arak olduğu için şef tabağı çıkınca aldığım 1 dokunulmazlık bile yok)
* potadan uzak dur çünkü ezberim bozulursa her an gidebilirim -
40. çıkarken evi ateşe veren yabancı uyruklu kiracı
yabancı uyruklu ne olum? ingiliz mi alman mı fransız mı kim bu yabancı uyruklular!
medyada olayları yumuşatmak, çarpıtmak, milleti uyutmak vs. için böyle bir şey türedi. suriyeli diyeceksiniz, afgan diyeceksiniz, kaçak göçek bu ülkeye girenler diyeceksiniz.
ev sahibine gelince, çok iyi olmuş beter olsun. aynı şekilde bu ülkenin vatandaşına iş vermeyip, üç kuruş fazla kazanacağım diye bunları çalıştıran işverenler de beter olsunlar. -
41. yeni açılacak spor salonu için isim önerileri
hüsnü spor salonu yapsana kardeş. rahmetli dedemin ismi , ismini yaşatalım .
-
42. avukatların isimlerinin başına av. yazması
buradaki tek problem bunu ünvan olarak kullanıyor olmalarıdır. üç farklı ünvan vardır.
- mr
- mrs/miss
- dr (akademik derece ifade eder, tıp doktorları da bunu hatalı şekilde ünvan olarak kullanıyor akademik derece almadan. tıp doktoru kendi alanında akademik derece alırsa, bunu kullanabilir, aksi halde üzgünüm. md. ve av. aynı kategoridedir. meslek belirtirler sadece)
ünvanlar ismin başına gelir.
türkiye’de phd(c) ünvan olarak kullanan bile gördüm. bu da dibine kadar hatalı bir kullanımdır. taşak malzemesidir.
av. kısaltmasının ismin başında kullanılması yanlıştır, sonunda kullanılabilir. en temizi ve doğrusu:
loruspucta (av.)
loruspucta (m.d.)
şeklinde olabilir. -
43. kadın esnafın komşu karı koca çifti vurması
toplum avrupa tarzı bir eğitimle ehlilleştirilmiş olsa, bu insanlar yaşları gereği dünya üzerinde gezen, gençlere kaliteli yaşam tavsiyeleri veren, bahçelerinde çiçekler yetiştiren, nazik, kibar, zarif insanlar olacaklardı.
köy enstitülerini kurarken hedefledikleri oydu, kapatanların da hedefledikleri buydu işte bunlar da meyveleri.
edit:
taktınız bir köy enstitüleri diyorlar. neden taktığımı size aşağıda anlatayım ki farkına varın. 30-40 yaş altı insanlara unutturdular bile. bilmediğiniz için anlamıyorsunuz. bu insanlar hatta şehirdeki insanların büyük çoğunluğu taşralardan şehirlere son 100 senede geldi.
ne olacaktı atatürk'ün planladığı gibi köy enstitüleri işlese; türk tipi köy sistemi kurulmuş olsa, şimdi isviçre, italya, fransa köyleri gibi modern, temiz, insanların ziyaret etmek isteyeceği, aydınlık, kendi işini gören, markalaşmış, dünyaca bilinen ürünler üreten insanlarla dolu olacaktı ülkemiz.
atatürk'ün planlattığı ideal türk köyü projelerinden biri
uğraşıyorlardı. düşünüyorlardı. atatürk ölene kadar, köyden kente göç yerine, köylerin kalkınması ve oradaki kalitenin arttırılmasını hedefliyorlardı.
insanı hayvandan ayıran fark, verilen eğitim ve öğretilen yaşam tarzı ile oluşur.
nasıl ormandaki köpek gördüğüne saldırıyor, eğitim verilmiş köpek nazik bir canlıya dönüşüp doğruyu-yanlışı ayırt ediyorsa, insanın da emin olun bundan farkı yoktur. tabiatı gereği insan diğer tüm canlılardan farksızdır.
avrupa bunun farkına vardı ve eğitimi genç yaşta buna uygun gerçekleştirdi. sadece matematik ve fizik öğretmediler. öğrettikleri şey görgü, adap, ticaret ve üretim kültürü, sosyal yaşam gerekleriydi. çevrelerine, birbirlerine zarar vermeyen, üreten, dürüst çalışan insanlar olmalarını sağladılar.
atatürk bunu gördü ve türkiye'de de aynı sistemde türk köyleri kurmak için çabaladı. buna köy enstitüleri ile başladılar.
köy enstitüleri kimsesizlerin kimsesiydi.
''dağ başlarında unutulmuş kızdınız, oğuldunuz. yazgısına küs topraklarda birer serçe kuşuydunuz.''
bir devrimin adıdır köy enstitüleri.
bir başarı hikayesinin destanlaştığı yerdir.
zeybektir, efedir, horondur.
öğrencilerin eğitimlerini bitirdikten sonra hizmet verecekleri bölgelere gelişimleri taşıyacak liderler olmaları isteniyordu. oldular da.
- yalın ayakları, yırtık mintanları ile geldiler.
- çalıştılar; duvar ördüler, taş yontup sırtlarıyla taşıdılar, harç kardılar, kerpiç döktüler, içinde yatacakları yatakhaneleri, eğitim-öğretim görecekleri dershaneleri, işlikleri, laboratuvarları, besihaneleri, kümesleri, kütüphaneleri yaptılar.
- sebze bahçesinde sebzeciliği, tarlada ziraati, besihanede sütçülüğü, tavuk çiftliğinde yumurtacılığı, dikiş dikmeyi, arıcılığı, bağcılığı, balıkçılığı öğrendiler.
- iş içinde iş için eğitim ilkesi benimsendi
- yaparak yaşayarak öğrendiler
- öğrenirken ürettiler
- eğitim, öğretimde akıl ve bilimin önemini kavradılar.
- tüm yararlı alışkanlıkları, davranışları kazandılar.
- yılda en az 25 dünya klasiği okuyarak aydınlandılar.
- şüpheciliği benimseyip, sorgulayıcı oldular.
- demokratik tavır ve davranış kazandılar
- öğretmen oldular.
- yine kendi yaptıkları tahta bavulları ile anadolu'nun dört bir tarafına dağıldılar.
- gittikleri köyün okulunu köylü ile birlikte yaptılar.
- lider oldular.
- güneş olup ışık verdiler,
köy enstitülerinde öğrencilerin haftada 44 saat ders görmeleri öngörülür.
dersler:
1-genel kültür
2-ziraat
3-teknik
olmak üzere 3 ayrı kategoride toplanır.
meslek dersleri de dahil olmak üzere genel kültür derslerinin 1/4'i tarım, 1/4'i de teknik derslerdir.
genel kültür dersleri:
-türkçe
-tarih
-coğrafya
-yurttaşlık bilgisi
-matematik
-fizik
-kimya
-tabiat ve okul sağlık bilgisi
-yabancı dil
-el yazısı
-resim iş
-beden eğitimi ve ulusal oyunlar
-müzik
-askerlik
-ev idaresi ve çocuk bakımı
-öğretmenlik bilgisi
2,3
- ziraat ve teknik dersleri
-toplumbilim
-iş eğitimi
-çocuk ve iş
-ruh bilimi
-iş eğitimi tarihi
-öğretim metodu ve tatbikat
-zirai işletmeler ekonomisi ve kooperatifçilik
-tarla ziraatı
-bahçe ziraatı
-fidancılık
-meyvecilik
-sebzecilik bilgisi
-sanayi bitkileri ziraatı
-zootekni
-kümes hayvanları bilgisi
-arıcılık
-ipekböcekçiliği
-balıkçılık ve su ürünleri bilgisi
-ziraat sanatları eğitimi
-köy demirciliği (nalbantlık, motorculuk)
-köy dülgerliği
-köy yapıcılığı (tuğlacılık, kiremitçilik, taşçılık, duvarcılık, sıvacılık, betonculuk)
-köy ve el sanatları (biçki-dikiş, nakış, örücülük, dokumacılık)
bu insanlar her şeyi yapabiliyordu. gittikleri yere ışık oluyorlardı. yıldız gibi patlayıp her biri başka yere dağılıp hayat götürüyorlardı. hem ahlak, hem doğru yaşam hem de yaşamını sürdürecek üretim modelini öğretiyorlardı.
atatürk bu ülkenin üzerinden bir kuyruklu yıldız gibi ışıltılı tozlarını serpe serpe geçti. ileriyi 100 sene önce görüp oturdu satır satır yazdı ve planlamalar yaptı, öğütler verdi. o ve yol arkadaşları gittikten sonra elitizmi modernliğe değiştiler ve başlayan saçmalık ülkeyi bu hale getirdi.
köy enstitülerini kapatarak başladılar ve halkla ayrışıp ülkeyi perişan ettiler. atatürk zamanında kurulan köy enstitülerinin kapatılması 1946'da milli eğitim bakanı olan reşat şemsettin sirer döneminde gerçekleşti. köy enstitülerine öğretmen yetiştiren, yüksek köy enstitüsü bölümü 27 kasım 1947'de, eğitmen kursları ise 28 haziran 1948'de chp döneminde kapatılmıştır. sizin yapacağınız işe türküreyim. halk cahil kalsın, ağalara isyan etmesin, kime derseler ona oy versin, kolay yönetelim diye cahil bıraktınız. al hepiniz ölüp gittiniz değdi mi?
köy enstitüleri her köye yürüme mesafesinde ya da köyün içindeydi ve bir köyün kendi içinde bir dünya olmasını sağlıyordu. köyde yaşayan herkese farklı meziyetler, sanatlar öğretiliyor, kendi dikişinde, müziğinde (köylüler keman çalıyordu oğlum!), resiminde, sağlığında, görgü kurallarında ve en önemlisi modern tarım konusunda eğitiyordu. kitap listeleri vardı. dünya klasikleri okuyorlardı artık pişti oynamak yerine kahvede ve bunu severek yapıyorlardı. o eski köy videolarında düzgün türkçe ile konuşan insanlar neden var sanıyorsunuz? o köylerde çakılan kıvılcımlar ordan oraya yayılıp ateş olacaktı ve türkiye çok farklı bir ülke olacaktı. sonra çıkar işte ezilmiş insanları arkasına alır biri, iktidara gelip ezip geçer hepsini. atatürk hepsini ön görmüştü.
oysa atatürk'ün öğütlediği gibi yaklaşıp halkı merkeze alsalardı, yaptığı planlara uygun yürüselerdi bugün türkiye tüm dünyanın vize alıp girmek için sıra beklediği, tarımda, endüstride, eğitimde lider, herkesin dinini, inancını, anlayışını, sosyal düşüncesini özgürce yaşadığı, istediğini giydiği, kadının tacize, tecavüze, baskıya uğramadığı, kültürlü, gelişmiş kafaları nedeniyle kimsenin kandırıp ezemediği insanlardan oluşan bir ülkeydi. herkesin harcayamayacağı kadar parası vardı ve ülkeden belli yerleri görüp gezmek dışında çıkmak bile istemiyorduk çünkü burdan güzel pek az ülke bulabiliyorduk.
türkiye dünyanın en güzel ülkesidir. türk insanı dünyanın en çalışkan ve sakin tabiatlı olmaya müsait insan ırklarından biridir. şu geldiğimiz halin yarısına gelen dünya halkları birbirini kesti, mezarlardan kadın çıkarıp tecavüz eder oldular. bu kadar kaliteli bir halkı 1940 larda salt cahil bırakıp yönetmek, sorgulamayan insanlar olsun ki rahat güdelim demek ihanet değil de nedir.
canım atatürk! senin düşüne düşüne sigaranı içip efkarlanmanı, erken gençliğimde gördüğün savaşlardan dolayı sanırdım. seni okudukca, anladıkca bugünlerimizi düşünür olduğunu idrak ettim.
görsel
okumak isteyenler için köy enstitülerinin kapatılması süreci
ben bir öğretmen çocuğuyum. annem sinop kız öğretmen okulu mezunu. artık 80 yaşına geldi. öğretmenleri köy enstitüsü çıkışlıydı ve hayatında gördüğü en rafine insan olduğundan bahseder. annemler de kendi bavullarını kendileri yapmış. şarkılar söyleyerek köy köy dolaşmış. annem senelerce hep öğretmeni, okulu olmayan köylere tayin istemiş. kadının adının bile olmadığı yerlerde, tüm köydeki kadın isimlerinin 2-3 farklı varyasyondan oluştuğu (köydeki on kadının 5 inin adının satı, durdu falan olduğunu düşünün) coğrafyalarda gitmiş ve 18 yaşında gencecik haliyle ağaları ikna edip okullar kurdurmuş, o karanlık evlerde kocalara inek karşılığı satılan kız çocuklarını okutmuş. köyde düzen oturunca farklı bir köye geçmiş, sonra farklı bir köye, farklı bir köye.. köy enstitüsü çıkışlı olmayan ama o öğretmenlere temas etmiş bir öğretmenin bile bu kalitede olduğunu gördüğümüzde acaba o insanlar nasıldılar diye düşünmeden edemiyorum. acaba sistem devam etseydi bugün ne olurduk?
annemin ağzından aldığım yanıt;
"ahhhh köy enstitüleri devam etseydi , türkiye dünyanın en gelişmiş ulkesi olurdu şimdi. öğretmen okullari da öyleydi ama onları da liseye döndürdüler. biz de saç kesmeyi, iğne yapmayı, doğum yaptırmayı, elbise ve şalvar biçip dikmeyi biliyorduk. gittiğimiz her köy kalkınıyordu. bildiklerimizi öğretiyorduk. önce çok kötü davranıyor, sonra da bizim köyde işimiz bitip ordan ayrılırken hepsi üzüntüden hüngür hüngür ağlıyorlardı. yok onlari da kaldirdilar, lise muadili bir okul yaptılar, reziller. köylünün iğnelerini ben yapıyordum, saçlarını kesiyordum, şalvarlarını biçip ellerine veriyordum. doğumlarına gidiyordum. bebekler hep sağ kalıyordu."
annemin bana serpilen ışığı bile beni iyi kalpli, etik değerlere bağlı, aydın biri yaptı. demek ne kadar önemli ve nesilden nesile geçecek bir şeymiş aydınlık. -
44. iş bulamayan yazılımcıların ağlamaya başlaması
sikimizde mi? değil. neden? çünkü yeni zaman böyle. bireyseliz artık. bana giren çıkan var mı diye bakıyoruz. cevap yok ise empati yapmadan devam.
-
45. yaşlandığınızı gösteren detaylar
gençken adını bile bilmediğiniz branşların doktorlarından randevu almaya çalışmak.
-
46. 30 ağustos 2023 ibb'nin gülşen konseri
gülşen'i normalde sevmem ama sansürcü siyasal islamcıları böyle kudurttuğuna göre helal olsun ibb'ye. şahane iş çıkarmış.
-
47. ciddi ciddi ay'a gidilmediğine inanan insan
apollo 11 kayıtlarının silinmesi diye bir şey yoktur. silinen videoların yavaş taramalı televizyon versiyonları, yani sizin anlayacağınız dilde bir anlamda raw kayıtlarının ilk halidir. 1969'da görev sırasında zaten bütün dünyaya canlı yayın olarak verilmiş, nasa bunu normal televizyon formatında kaydetmiş, dünyanın her yerinde de sayısız cihaz tarafından bu formatta kaydedilmiştir. canlı canlı kaydedildikten sonra yavaş tarama kamerasından çıkan verileri ayrıca saklama ihtiyacı hissedilmemiş.
günümüz teknolojisiyle düşünürseniz anlamazsınız. adam google drivedan atmıyor raw sstv kayıtlarını. avusturalyaya gönderiyor, orada kopyalanıyor, kopyalandıktan sonra ilk kaydedilen filme ihtiyaç duyulmadığı için siliniyor. kopyasını aldıktan sonra adam neden saklasın? o dönemde bunu yapmak "bu otoyoldan bir kez gidildi bir daha gitmeyelim" demek gibi bir şey. düz prosedürü uyguluyor adamlar. daha sonra kopyaları bulunuyor restore ediliyor zaten.
mahkemeden dolayı ortaya çıktığı falan yok. 2006'da artık gelişen teknolojiden dolayı nasadaki kamera ekibi biz bunların rawlarını bulsak yüksek kalite olacak şekilde editleriz diyorlar. muhabbet buradan çıkıyor. sonra haberlere yayılıyor. medya belli zaten "nasa kasetleri kaybetmiiiş!" diye haber yapmaya meraklı. halbuki arayan nasa'nın kendisi. kaynak kaynak2 -
48. borsa istanbul
bugün kzgyo halka arzına girmeye çalışırken yanlışlıkla kzbgy alan safların alakasız bir kağıdı tavana götürdüğü borsadır. yatırımcı profilini buradan anlayın işte!
-
49. 100 lira için acımasızca öldürülen doktor
neden doktor diye ayrıca belirtilmiş başlıkta anlamadım. işi ile ilgili bir cinayet değil bu. meslek ayrımları yapılarak dramatize edilmesi bir insanın öldürülmesini daha vahim yapmıyor bu arada.
-
50. yunus akgün
şu yaptığını zaha tete filan yapsa buruşuk taşşaklarını yalamak için sıraya girerdiniz ama yunus yapınca buralar sus pus tabii.