quente10 profili
-
nejat işler'in minimalist yaşama geçmesi
-
dini kitap benzeri bir kitap yazıyoruz kampanyası
her cümlenin başına şüphesiz ki ekleyip
altına 1500 tane şüpheli mevzu eklemek olmazsa olmaz bir kuraldır. -
ekşi itiraf
biliyoruz ki telefon numaralarımız gsm şirketlerinde çalışan
birkaç yavşak tarafından düzenli olarak satılıyor.
bundan dolayı da garip garip yerlerden arayanlar oluyor.
öncelikle not: bursa'da ikamet ediyorum.
antalya'daki bir klima firması düzenli olarak arayarak
olmayan klimama bakım yapmak istiyor.
izmir'den bir kuru temizlemeci gömleklerimi ütülemeye talip...
(bana özel kampanyalı fiyatı 2,50 tl)
eskişehir'den bir firma kombime bakım yapmazsa ölecekmiş gibi arıyor.
sanki dünyada bakımını yapamadıkları bir tek kombi kalmış
ve o da benim kombim imiş gibi.
hırs yaptı bunlar.
adana'dan arayan bir inşaat firması adana'dan
mutlaka ev almam gerektiğini söylüyor.
bu cumartesi evi görmek için sözleştik.
(adana'ya 25 yıl önce 1 kez gittim)
işte bu aramalar için artık yeni bir taktiğim var.
telefon çaldığında açıyorum ve hiç konuşmuyorum.
telefonu da kapamıyorum.
önce alo, alo sonra aloooo, aloooo
ben sadece gülümsüyorum.
bir kaç saniye sonra aynı numara yine arıyor.
yine açıp konuşmuyorum.
böyle böyle sindireceğim bu hipneleri...
kararlıyım.
itiraf edeyim bundan zevk de alıyorum. -
m. ince'nin abdestsiz sokağa çıkmam demesi
çocuk tacizcilerinin müslüman sayılıp,
bira içenlerin müslümanlığının sorgulandığı enteresan ülke...
o zaman ustadan gelsin.
rakı, şarap içiyorsam sana ne.
yoksa sana bir zararım içerim.
ikimiz de gelsek kıldan köprüye
ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.
(bkz: ömer hayyam)
edit: kayayı delen incir uyardı bu şiir hayyam'ın değilmiş. neyzen de değilmiş. anonim sanırım.
devriksekiz sağ olsun konuyu araştırmış şöyle bir şey bulmuş.
bu da çok garanti değil onun için en güzel şey şimdilik anonim yazmak.
mutlu çelik
edit 2: bu da çaylak arkadaşımız cocumaaa'dan geldi.
mutlu çelik sesinden dinlemek için -
18 temmuz 2017 akp'den kılıçdaroğlu'na cevap
1 cumhurbaşkanı,
317 milletvekili,
800 civarı belediye başkanı,
1000'den fazla ilçe başkanı,
müsteşarı, danışmanı, üyesi,
partizanı, yüz binlerce aktrolü,
milyonlarca seçmeninden biri bile şu yaşlı adamın karşısına çıkıp,
15 temmuz'u konuşamıyorsa sıkıntı çok büyük. -
niye oruçlu değilsin sorusuna alternatif cevaplar
uzun yıllardan beri aynı yanıtı veriyorum.
regl'im.
not: erkeğim. -
cem küçük
boksör abisine güvenen varoş semtin sıska, karaktersiz, yetersiz çocuğu...
abisi knock out olduğunda kaçacak yer arayacaktır. -
cenk tosun
şanssız striker.
ülkede onu yedek bırakacak sadece bir kişi var
ve o da onun takımında... -
mardinlilerden midye yemiyoruz kampanyası
5 kilo kürt böreği alıp yere dökerek desteklediğim kampanya.
-
hayata dair iç burkan detaylar
çalıştığım şirkette mesai bittikten sonra
özellikle kadınlardan oluşan 20-25 kişilik bir part-time temizlik ekibi vardı.
personel gittikten sonra akşam 19.00 gibi gelir 21.30'a kadar temizlik yaparlardı.
bir iki gün yoğunluk dolayısıyla geç çıkmak zorunda kaldım.
ben bilgisayarda mail yazarken ellerinde bezlerle yanımdan geçip gittiklerini gördüm.
işe gömülmüştüm önemli bir iş vardı yetişmesi gereken.
büfeye gidip bir kahve alayım dedim.
o esnada o muhteşem kahkahayı duydum.
içten gülen, kahkaha atan insanları hep sevmişimdir.
bir anda mutluluk aşılarlar insana.
sahibini tanısanız da tanımasanız da...
baktım temizlikçi kadınlardan biri.
beni görünce sıvıştı.
çekindi herhalde.
ülkemizde, kahkaha atan kadın imajı sonuçta pek iyi gözle bakılan bir şey değil.
ertesi akşam bu durumun bir benzeri yaşandı.
yine aynı kahkahayı duydum ve yine gülümsedim.
başka bir departmandan benim gibi mesaiye kalmış bir arkadaşım vardı.
adı esin.
o onlarla haşır neşir oluyordu.
kız muhabbeti yapıyorlardı.
kahkahanın sahibini sordum ona.
esin anlattı;
kadın mide kanseriymiş.
kocası bir inşaatta çalışırken düşmüş felç olmuş.
evde yatalak durumdaymış.
o sene üniversiteye hazırlanan bir kızı varmış.
kadın gündüz evlere temizliğe gidiyor akşam da bizim şirkette çalışıyormuş.
bu kadar zor durumda olan, zor günler geçiren bir kadının bu şekilde kahkaha atması
bana çok ilginç geldi.
aradan günler geçti.
esin bir gün beni ve birkaç arkadaşımızı toplantıya çağırdı.
mevzu bizim kahkaha atan temizlikçi kadınımızdı.
kadının kızı dershaneye gidiyormuş.
dershane parasını da kadının evine temizliğe gittiği bir avukat kadın ödüyormuş.
ilk 2 taksiti vermiş ama sonra avukata icra gelmiş ve ortadan kaybolmuş.
dershane de, parayı ödemezsen gelemezsin diye kıza söylemiş.
2000 tl civarı bir şey.
esin ve ben şirkette çalışan (göt oğlanları hariç) herkese mail atıp durumu anlattık.
1 hafta içinde 3500 tl gibi bir para toplandı.
dershane parası ödendi üzeri de kadına verildi.
aradan 2-3 ay geçti.
kahkaha atan kadına bir yerden az buçuk maaş bağlanmış ama
sigortalı bir yerde çalışırsa alamayacak.
şirkete demiş ki ''ben yine çalışayım ama sigortasız olur mu?''
haliyle şirkette hayır demiş olamaz.
sigortasız çalıştıramayız.
o günden sonra kahkaha atan kadınla yollarımız ayrıldı.
aradan bir süre geçti.
şirketin balkonunda sigara molasındayım.
telefonum çaldı.
açtım.
- quente bey
- buyrun benim
- ben gülcan
- gülcan?
- kahkaha atan kadın ( ama bu sefer atmadı )
çok şaşırmıştım.
- buyrun gülcan hanım
kahkaha atan kadın ağlamaya başladı.
bir süre dinledim, anlaşılmıyor.
arada sesi gidip geliyor ağlamaktan, hıçkıra hıçkıra ağlıyor.
- hayrola dedim dur bir nefes al.
- quente bey, benim kızım hacettepe üniversitesini kazandı, allah sizden, esin hanımdan
diğer arkadaşlarınızdan razı olsun ...
boğazım düğümlendi.
ellerim titremeye başladı.
hayatımda hiç görmediğim bir kız üniversite kazandı diye bunlar olur mu?
gülcan, elindeki bombayı alıp bana vermişti.
hadi bakalım ağlama şimdi, hem de hıçkıra hıçkıra...
edit: bu anımda bir kişinin hakkını yedim gibi geldi sanki.
para kampanyamıza katılan tüm arkadaşlarımı hatırlamıyorum ama
gözümün önünde olan olayı da anlatmadan geçemeyeceğim.
kampanya başladı. esin ve ben mailleri attık.
bir öğle yemeği çıkışı asansördeyiz.
esin, ben, pazarlama direktörü (esin'in de patronu aynı zamanda)
tam esin ve ben inerken.
direktör arkamızdan seslendi.
mail atmışsın az daha unutuyordum deyip cüzdanından bir iki yüzlük çıkardı.
esin ve ben teşekkür ettik.
dönerken arkamızdan bir daha seslendi.
''kusura bakmayın mevzu eğitimdi değil mi'' dedi.
bir iki yüzlük daha çıkardı.
ne güzel bir adamdı.