başlığı gün boyunca okudum. bütün kadın yazarların olayı haklı ve doğal bulması saçma; çünkü kadınların ''hepsinin sadece zengin erkek'' araması doğal ve mantıklı geliyorsa, ''bütün erkeklerin'' kadını ev hizmetçisi ve cinsel objeden ibaret görmesini de o kadar doğal karşılamaları gerekir; ancak günümüzde hangi kadına sorarsanız sorun, erkeğin kendisinden ne hizmetçilik ne de seks açısından tatmin etmesini beklemesini doğal karşılamayacaktır; hatta hangi yüzyıldayız diyerek isyan edecek, erkeği gelişmemiş ilkel çıkarcı sapık bir keko olarak bulacaktır.
o halde bu bakış açısı ile bile bu işte bir mantıksızlık olduğunu söyleyebilir; bu tarz kadınların çıkarcı, iki yüzlü, yiyici, ve gelişmemiş kezban oldukları sonucuna varabilirim. iştedikleri şey eşitlik ve adalet değil. tamamen fırsatçılık, kendine yarar sağlama, pozitif ayrımcılıktan ibaret. yeni düzende kadınlar bedenleri, yani seks üzerinden kendilerine en üst çıkarı sağlamaya çalışıyorlar. bu eylemi planlı yaparken halen iyilik meleği olduklarını zannediyorlar; fakat biz insanlar olarak bedenlerini veya seks satan kadınları iyilik meleği olarak değil, başka bir sıfatla anıyoruz.
kadınların tarihten veya doğadan örnek vererek mantık kurduğu; erkeğin kadına yemek, barınma, korunma, rahatlık vb görevleri vardır ilkesi, kadınlarda; erkeğin ev işlerini yapmak ve cinsel anlamda tatmin ederek soyunu devam ettirmek olarak karşılık bulur. kadınlar erkeğin doğal görevlerini, yani bu başlık üzerinde zengin olmak veya erkek kadını lükse ulaştırmak zorunda kalıbını kabul ederlerken, kendi doğal görevlerine, yani ev işleri ve seks objesi konusuna geldiğinizde; ohoo artık hangi yüzyıldayız, biraz gelişin, medeniyete bakın, modern düşünün, görevleri eşitlik ve adalet temeli ilkesinde çözmemiz, kadını da cinsel obje olarak görmekten vazgeçmemiz gerek olarak bakıyorlar.
yani ikiyüzlülük ve çıkarcılık kadınlarda doğal-mantıklı karar olarak kabul edilirken, erkeklerde aynı şekilde kabul görmüyor. sırf bu çıkarımdan bile, kadınların mantığı kendi çıkarlarına uygun düşen yöne doğru çalışıyor diyebilirim. kadınlarımız istiyor ki; erkekleri kullanalım, erkekler sayesinde rahat ve lüks bir yaşam elde edelim, erkeklerin sahip olduklarını kendi hayatımıza aktaralım; ama erkekler bize aynı gözle bakmasın, çıkarcı düşünmesin, hiç kullanmasın, seks beklemesin, eşitlik olsun, adalet olsun, modern düşünsünler.
madem eşitlik adalet modernlik olsun istiyorsunuz, siz nasıl kendinizden epey zengin bir erkek arıyorsunuz, veya nasıl oluyor da her erkeğin size en lüks yaşamı sunmak zorunda olduğunu kendinize hak görüyorsunuz, neden kendi sorumluluk veya görevlerinizi reddediyorsunuz, neden seksi ödül veya stratejik olarak kullanmaya devam ediyorsunuz diye sormazlar mı?
bir akıllı sizsiniz anasını satayım. bu ülkede kadınların çektiği birçok problem var; ama bu tarz yiyici, çıkarcı, ve iki yüzlü kadınlar, o problemleri yaşayan kadınları örnek göstererek veya temele koyarak, her şeyi kendilerine hak görüyorlar. oysaki problemleri çeken kendileri değil; ama problem yaratan kendileri. aslında kadınları kötü gösteren de kendileri, bir anlamda kusura bakmayın ama eskort olan da kendileri.
bu arada bana kalırsa da ev işleri vb eşitlik ve adalet şeklinde yer etmeli, ve kadına cinsel objeymiş gibi bakılmamalı; ama aynı şekilde kadın da erkeği paradan ve ona sağlayacağı lüks yaşamdan ibaret görmemelidir. eşitlik, adalet, ve modern görüşün olduğu bir ilişkide kadın ve erkek ortak hareket etmeli, görevler her iki cinsin de ortak sorunu olmalıdır. yani bir erkeğin ev işlerinden tutun bakılacak çocuğun bakımına sorumluluğu ortak olduğu gibi, kadının da gelir ve maddi konularda sorumluluğu ''aynı'' olmalıdır. benim memem var, o halde erkek zengin olmalıdır, ben fakir olsam da olur diye bir anlayış olamaz.
sen aynı istekte olan bir erkeğe aynaya bak veya davul bile dengi dengine diyorsun; ama bir erkek sana aynı şeyi dediğinde kabul etmiyorsun. siz her konuya benim memem var diye düşünecekseniz, zaten hiçbir konuyu anlatmaya uğraşmayalım.
kısaca; kadınlar zengin erkek arayabilir veya sadece zenginlerle ilişki yaşamak isteyebilirler; fakat bu mantıkla zengin erkeğin kendisini ev hizmetçisi ve seks objesi olarak ele almasını da kabul etmek zorundalardır. bu durumları kabul etmiyorlarsa, zengin erkek yerine kendisine uygun eşit kriterlere sahip bir erkek aramalıdır. yani geliri yoksa işsiz bir erkeği bile kabul edebilmelidir.
hayat resitali9 profili
-
türk kızlarının hepsinin zengin erkek araması
-
türk erkeklerinin sekssizlikten kafayı bozması
bu ifadeyi eleştiri anlamında söylemiyorum. bu ülkedeki erkeklerin ciddi manada sekse ulaşma sorunu var. toplumdaki çok zengin, şöhret, veya olanaklari iyi erkekler haricinde kalan %70 kadar bir erkek grubu, yıllarca seks yapamıyorlar. istediği anda partner bulabilen bir kadın için bu çok saçma ve inanılmaz bir durum olsa da, durum bu şekilde ve erkekler icin ciddi bir sorun olduğunu düşünüyorum.
maalesef ki bu konuda erkeğin özellikleri de önemli değil. örneğin toplumdaki kadınların genelinden on gömlek üstün özelliklere sahip olsanız da, yıllar boyunca yine seks yapamayabilirsiniz. aynı şekilde hiçbir özelliğe sahip olmamanıza rağmen, sırf kadın olduğunuz için çok rahat şekilde bir seks partneri bulabilirsiniz. (basit bir bakış açısıyla seks partneri konusundan bahsediyorum. lütfen baska olaylara çekmeyin)
bir kadını çok etkileseniz, aşık etseniz, kendinizi geliştirseniz, kadından çok daha yüksek kriterlere sahip olsanız bile, kadınlar ben senden daha iyi durumda birisini nasıl olsa bulabilirim diyerek kendisinden çok yüksek seviyede bir erkek isteyebiliyor. öyle bir erkek bulamasa dahi, nasıl olsa yedekte birçok erkeği kendi çıkarım adına kullanabilirim diyerek ilişkisel anlamda boşta kalabiliyorlar. istedikleri zaman bir erkek seçerek zaten seks yapabiliyorlar. böylece %70 erkek kesimi hicbir zaman ne sevgili ne de sekse ulaşabiliyor.
bu yazıyı kadınları suçlamak için de yazmıyorum. elbette kadınların özelliklerinin ve yaşamlarının gelişmesi ile birlikte, istedikleri erkek seviyesinin yukarı çıkmasını anlıyorum; ancak dikkat çekmek istediğim nokta, günümüz türkiye'sinde en kötü özelliklere sahip kadınlar bile kendi seviyesinin çok üzerindeki erkeklerle beraber olmak istiyor, ve onlar dışında hiçbir erkek ile sevişmiyorlar. ki bu ülkede eğlencesine veya zevkine sevişen kadın da bulamazsınız. varsa bile yine o %70 dışındaki erkeklerle beraber olurlar. avrupa bu sekse ulaşma konusunda çok rahat. doğu topraklarında ise erken yaşta evlilik var; ama türkiye'de evlilik de zor olduğu icin erkekler yaşam boyu sekssiz kalıyor diyebiliriz.
siz kadınlar bile şu anki özellikleriniz ile bir erkek olsanız, sekse ulaşamayacak erkeklerden biri oluyorsunuz; çünkü kadın haliniz, kendi seviyenizdeki bir erkeği beğenmiyor. biz erkekler ise kadın olsak, anında istediğimiz zaman partner bulabilecek seviyeye çıkıyoruz.
gün aşırı sevişmesi gereken milyon tane erkek barut gibi geziyor, ve daha kötüsü çoğu zamanla gerçekten sekssizlikten sapığa dönüşüyor. bu çok tehlikeli bir durum. erkekler kafasından seksi çıkartamadıkça nitelik olarak gelişmemeye ve yozlaşmaya başlar. bu da hayatına şiddet, taciz tecavüz, kadınları baskılama, sekse ve paraya ulaşmak için illegal hareket edebilme potansiyeli olarak yansır. zaten bizim gibi toplumlar bu yüzden üretmekten çok sekse ve lükse ulaşmaya meyillidir. ne kadar kabul etmeseniz de seks her zaman ana amaçtır; erkekler talep eder ama ulasamaz, kadınlar ise çıkarı olmadan sevişmek istemez kullanır.
edit: ya bir konuyu ele alıyorum. ki tek taraflı değil, hem karşı cinsin sorunundan bahsedip hem kendi cinsimi eleştiriyorum. gelen cevaplar; sen kadın öldürmezsen böyle olmaz, kardeşine engel olmasan böyle olmaz, sen incel olmasan böyle olmaz. yahu arkadaş, konuyu objektif şekilde ele alabilen bir tane insan yok mu şu sözlükte? benim kadın öldürmemle, benim özel hayatımla, benim sevgililerim ile olayın ne alakası var?
yahu toplumdaki veya cinsiyetlerdeki bir sorunu ele almak neden ağlamak sayılıyor? ben size kadınlarla aram kötü veya seks arıyorum ama bulamıyorum diye bir ifade mi kullandım ki herkes kişisel sorun diyerek beni suçlu ilan ediyor?
iyi tamam ben öldürüyorum kadınları. türk kadınlarının hiçbir suçu veya sorunları yok. çok düşük beklentilerle hareket eden, zevkine eğlencesine bile sevişen, hiç çıkarı olmadan hareket edebilen yapıdadır türk kadını. zaten türk erkekleri de seks yerine kadına ve aşka değer verir. kafaları ve psikolojileri de mükemmeldir. toplum ve cinsiyetlerimizde hiçbir problem yoktur. ben kadınları öldürdüğüm, kardeşimin sevişmesine izin vermedigim, incel olduğum, ve toplum sorunlarından bahsettiğim için suçluyum, çok doru.
bana gelmis türk erkeğinin problemlerini anlatıyorsunuz. ben zaten başlıkta gördüğünüz üzere türk erkeğinin neden kafayı yediğini anlatıyorum. okuduğunuzu da mı anlamıyorsunuz? -
yalnızlığımın sebebi param olmaması diyen erkekler
aslında doğru söylüyor olabilir. bir erkeğin parası yoksa ne tek başına kalacak evi vardır, ilişkide partnerine özel alan yaratamaz. ne arabası vardır, sevgilisi ile rahat rahat görüşemez- gezemez. ne cebinde birikmiş fazla parası vardır, o mekan bu mekan gezip rahat rahat eğlenip tüketim aktiviteleri hazırlayamaz. ne de çalışmaktan zamanı vardır, sevgilisine zaman bile ayıramaz; çünkü tüm gün çalışıp, kalan zamanını da ev-aile işleri ile geçirmekle uğraşır.
para zamanı satın alır denmesinin sebebi bu zaten. sizin paran değil kişisel özelliklerin kötü dediğiniz erkek, zaten parası olması dahilinde size daha özel davranabilecek sosyoekonomik statüye ve zamana ulaşır. size daha fazla özel alanla beraber, daha özel zaman yaratabilme, daha özel aktiviteler hazırlayabilme, daha özel davranabilme fırsatı doğar. ondan sonrasında kişisel özellikleri devreye girer, o ayrı bir konu evet.
ilişkiler zaten sosyallik, tüketim, ve beraber yapacağınız aktivitelerden oluşuyor desek yalan olmaz. bunların hepsi de parayla yapılan şeyler. hadi bir yerlere gidelim diyen kadına evde oturalım dediğinizde, sizi asosyal, tembel, kadına değer vermeyen biri bularak bırakabilir; ama adamın parası yoksa ne yapabilir ki? belki de parası olması dahilinde çok sosyal, eğlenceli, ve kadını mutlu etmek için parasının tamamını harcayacak birine dönüşmeyeceğini nereden biliyorsunuz? eski sevgilim beni arabayla alıp sürekli oradan oraya götürür mutlu ederdi diye anlattığınız anılardaki mutlu olma aracınız elbette ki erkeğin o davranışı; ama o davranış parasız sağlanamıyor işte, anlamadığınız nokta orası.
bir erkek kadından daha iyi ekonomik duruma sahip değilse, o erkek ne yaparsa yapsın genelde ilişki yürümez. zaten kadınlar da erkeğe yardımcı olmak- anlayış göstermek, veya tüm bu olanakları kendisi de erkeğe sağlamak yerine, halihazırda parası olan erkekler arasından seçim yaparak kendisinin mutlu edilmesini bekler.
bekleyebilir, yargıladığım da yok. ben sadece parası olmayan erkeklerin neden yalnız kaldıklarını düşündüklerini, parasızlığın ilişki dinamiklerini erkek üzerinde nasıl kötü etkilediğini anlatmaya çalıştım. bildiğiniz üzere ilişkideki tüm bu sorumluluklar sadece erkeğe ait. kadın bekleyen, erkek de sağlayan konumunda. aksi takdirde ilişki oluşmuyor zaten.
bazı kadınlar bir ilişkideki bu sorumlulukları ve yükleri hiç taşımadığı için, bilmemeleri veya anlamamaları normal. zaten bu cümleyi kuran erkekler kadınlar parasız erkeklerle de beraber olsun diye birşey demiyorlar. sorun; kadınların parası olmayan her erkeği hemen tembel, özgüvensiz, ezik, ağlak, salak bir tip olarak görmeye başlamasından geliyor. adam öyle biri değil ki, sadece parası yok. kadının kendisi de bu paraya sahip değil veya erkeğe bu olanakları sağlayamaz mesela; ama kendisine bu şekilde hakaretvari tanımlar yapan kadın göremezsiniz.
bu ülkede çalışan olmanıza rağmen ev araba gibi değerler almayı geçtim, domates alamıyorsunuz. bu sonuçlar erkeğin kalitesiz biri olduğunu kanıtlamaz. belki sadece kazandığı türk lirasının alım gücünün olmadığını, ve ülkesinin fakir bir ülkeden ibaret olduğunu kanıtlayabilir. -
kadın erkek ilişkilerinin güncel sorunu
samimi ve basitçe yazacak olursam; herkes hayalindeki o mükemmel özelliklere sahip partneri bulduktan sonra '''iyice bir sikmeyi'' planlıyor. sağlıklı ilişki, aşk, mutluluk, evlilik, uyum, şehvet mehvet bunlar yalan dolan. herkes partnerinden hayatı için maksimum faydayı almaya çalışıyor; çünkü çıkarcılık ve doyumsuzluk en yüksek seviyede, ve işiniz bittikten sonra yeni partnerler bulmak çok kolay.
kadın diyor ki mesela; erkeğin hem tipi iyi olsun, hem fiziği iyi olsun, karakteri iyi olsun, işi iyi olsun, geliri iyi olsun, birikimi iyi olsun, evi arabası olsun, sadık olsun, bana değer versin, benimle hep ilgilensin, sosyal olsun, beni aktivitelere boğsun, hayat kalitemi yükseltsin, lüks yaşam standartları sağlasın, kısaca hayatımı her anlamda değiştirecek ve yükseltecek beyaz atlı prensim olsun, bütün sorunlarımı halletsin.
ee böyle bir erkeği bulunca ne yapacaksın desen;
iç ses: güzelce bir sikeceğim. bütün özelliklerini kendimi mutlu etmek adına kullanacağım. hayatına bir şeytan gibi girip onu resmen aşağı çekeceğim. sürekli trip atacağım. boş yere kavgalar çıkartacağım. eğlence, tüketim, hayat kalitesi derken ağzına sıçacağım. tüm mal varlığını yarıya hatta dörde böleceğim. seksi kullanarak sürekli beklentiler talep edeceğim. bütün planlarını mahvedeceğim. ilişkideki sorunların suçlarını ve sorumluluklarını üstüne atacağım. benden sonra hiçbir kadına güvenemeyecek hale getireceğim onu.
dış ses: aşk, sevgi, değer görmek istiyorum. beni zengin yapsın, ay pardon mutlu etsin gerisi önemli değil.
çok iyilik meleğisin sen, seni hak edecek erkek mi var ayol.
bir erkek de diyor ki; abi işte kocaman memeleri olsun. böyle memeleri arasında boğulayım. köfte dudaklı, bal yanaklı, oturarak ceviz kıracak boyutta poposu, tüysüz bir vücudu, mankenler gibi bir yüzü olsun; ama fazla sorun çıkarmasın, fazla isteklerle gelmesin, her istediğimi kabul etsin. gerekirse ev işlerimi halletsin, gerekirse yemeğimi yapsın, yatakta beni zevkten uçursun. kısaca ev hizmetçiliği yapan seks tanrıçam olsun.
ee böyle bir kadını bulunca sen ne yapacaksın desen;
iç ses: güzelce bir sikeceğim. önce fiziksel sikeceğim, sonra ruhunu sikeceğim. kullanıp kullanıp atacağım. psikolojisini bozacağım resmen. insanlara güvenmek neymiş görecek o. haftada en az iki kere siksem, birkaç aya zaten tatmin olurum. hele bi aklını çeleyim de dur ağzına sıçacağım onun. duygularını, günlük hayatını, tüm hayallerini bozacağım. hiç iyi davranmayacağım. seks kölemmiş, bir et parçasından ibaretmiş gibi hissettireceğim. fiziksel güçsüzlüğünü sürekli kullanarak üstüne gideceğim. bir daha erkeklerle aynı ortamda durmaya bile yeminli olacak.
dış ses: aşk, sevgi, değer istiyorum. ciddi uzun seks, ay pardon uzun ilişkiler arıyorum.
ne kadar iyi kalpli bir romantiksin sen, tam bir aşk erkeğisin ama hak edecek kadın yok lan seni.
hayalindeki mükemmel insani bile siken, onu çıkarları için kullanan, ve fiziken-ruhen tamamen kötü etkileyen türk insani ile ilişki milişki yasanmaz kardeşim. şeytanla randevudan daha az hasarlı çıkacağınız insanlar var burada. o yüzden sorunun kendisi zaten insanlarımızın seviyesinde ve bu seviyeye uygun amaçlarında yatıyor. öyle ki en son ne zaman iyi kalabilmiş bir insan gördüğümü hatırlamıyorum. -
evlenecek erkek bulmanın gittikçe zorlaşması
günümüzde kadınların kendi seviyesine göre uçuk istekleri, ilişki ve evlilik üzerinde sorumluluk kabul etmemesi, türkiye'de alım gücünün düşmesi ile erkeğin sırtına kaldıramayacağı büyük bir yükün kalması, ve erkeklerin artık sekse daha rahat ulaşması sebeplerinin konu üzerinde etkili olduğunu düşünüyorum.şuan türkiye üzerinde evlenmek isteyen erkekler en basit bir evlilik için kafadan 500 bin ila 1 milyon tl (düzgün bir ev+ diğer giderler) biriktirmek zorunda; çünkü erkeğin evi, arabası, güzel gelirli bir işi, veya parası olmadığı zaman hem erkek hem de kadınlar tarafından 'gereksiz erkek' diye tanımlandığı bir devirdeyiz.bir kadının birikimi bile olmasa sorun değil ama erkekte bu saydığım tüm zorunluluklar var.evet artık ilişki ve evlilik üzerinde erkekler de kadınların çalışmasına dikkat ediyor ama çoğu zaman kadının herhangi bir işte çalışması yeterli oluyor.ev, araba, yüksek gelir, veya milyon tl değerinde birikimi olan kadın olması lazım diye direten yok, ancak evlilik üzerinde erkeğin kesin olarak olması lazım; oysaki günümüzde kadın da erkek de aynı şartlara sahip.kadın erkek kadar çalışıyor olmasına rağmen 100 bin lira biriktirememiş haldeyken, aynı yaşam şartlarındaki evleneceği erkekten en az 1 milyon tl birikim yapmasını bekleyen çıkarcı kurnazlar, pardon modern güçlü kadınlar var.
25 yaşında iş hayatına giren normal bir erkek, aile desteği vs olmazsa, 500 bin lirayı 35 yaşına kadar anca biriktirebilir, bazen ise hiç biriktiremez.bu sadece günümüzdeki kadının kabul edeceği bir ev parası için geçirilecek süre ve birikim.diğer giderlere girmiyorum bile.zaten 20-25 yaş arasında evlenmek isteyen kadınlar 35 yaşından büyük erkekler ile evlenmek istemezler.erkeğin bu birikimi on yıl içerisinde yapması için de çalıştığı süre boyunca hiç ilişki yaşamaması, hiç dışarı çıkmaması, hiç eğlenmemesi, hiçbir şey satın almaması, ve kadınlar gibi hobi, aktivite, tüketim, eğlence, tatil vb birşey yapmaması gerekiyor.yapması durumunda ise bu süre belki de 20 seneleri bulabilir.yani örnekteki kadınla aynı standartlardaki bir erkek, kadının isteklerine göre anca 45 yaşında uygun olabiliyor, o da çalışıp çabalarsa.ayrıca kadının isteklerini karşılamak adına erkeğin gençliğini çürütmek zorunda kaldığını da göz ardı etmeyelim; çünkü evleneceği kadın bu sırada kazandığı parayı kendi eğlencesi veya gelişimi için harcamakla geçirecek, erkek ise evlenmek istiyorsa kazandıklarını biriktirerek.
günümüz kadınları her konuda kadınla erkeği eşit tutarak medenileşmek ve modernleşmek istiyor ama iş ilişkilere veya evliliğe gelince birden evrimsel ve ilkel kadın moduna dönüş yapıyorlar; çünkü her konuyu işlerine geldiği gibi yorumluyorlar.her konuda ben de çalışıyorum, ben de iş hayatındayım, ben de birikim yapıyorum, ben de kendi ayakları üzerimde duruyorum, ben erkeğe muhtaç değilim diyen kadınlar, ilişki ve evlilik konusuna gelince erkek beni taşımalı, benden epey güçlü olmalı, evi arabası birikimi vs olmalı, masrafları karşılamalı, ee bunlar 'erkeğin görevleri' zaten moduna geçiyor.az önce kendi ayakları üzerinde duran güçlü modern kadın, ilişki ve evlilik konusunda birden erkeğin malı olarak görüldüğü ortadoğu kadınına dönüşüyor.erkek ile eşit yaşar halde iken, erkeğin kendisini her türlü konuda finanse eden birey olmak zorunda olduğunu iletiyor.böylece kendisini de ev işlerini yapan, seks objesi, erkeğini her konuda tatmin etmekle görevli kadın statüsüne sokmuş oluyor ama ya umrunda ya da farkında değil.ayrıca bu şekilde demesine rağmen de ev işlerinden tutun çoğu işi artık erkekler yapıyor, veya parası ile başka birisine yaptırıyor.kadınlar kadın görevi denilen işlerin eşit yapılmasını isterlerken onlara destek veriyor ve hak veriyorum; fakat ilişki veya evlilik üzerinde bireyin kendi paylarına düşen sorumluluklardan da kurtulma derdindeler.maalesef ki yeni nesil kadınlar biraz sorumsuz, tüketici, anlayışsız, gaddar.
oysaki ilişki veya evlilik üzerinde sevdiği adam ile birlikte her şeyi beraber inşa etmek isteseler, çoğu çift şuan evlenmiş olduğu gibi durumlarını da epey düzeltmişti.bunu yapan çiftler de yok değil fakat azınlık; ancak çoğu kadın emek vermek ve çalışarak inşa etmek yerine, hazırda parası vb olan erkeklerle beraber olup rahata ermeyi daha iyi bir seçenek olarak görüyor.kendilerine halihazırda aşık olan, kendi seviyeleri veya üzerinde olan, veya evlenmek isteyen adamları reddedip, kendi hayalindeki yaşamı sağlayabilecek olan kişiyi bulmak adına biraz daha arayış içerisine giriyorlar.böylece hiçbir ilişki kurulmuyor, ilerlemiyor, veya sonuca ulaşmıyor.haliyle bu eylemi milyon tane kadın yapınca, hem erkek hem de kadınlar uzun yıllar boyunca yalnız kalıyorlar ve aramaya devam ediyorlar.seneler geçtikçe seçenekler de daralmaya başlıyor, teklifler azalıyor.birbirine denk, birbirine uyumlu insanlar da lüks hayat hayali ile birbirini kaçırmış oluyor.erkeklerden de seks uğruna bu tarz kadınları kaçıranlar var elbette, onlar da iyilik meleği değil.zaten erkeklerin gün aşırı şekilde sekse kolay ulaşması, evliliği ve evlilik üzerinde bu saydığım sorumluluk ve değer olarak belirtilen zorunlulukların altına girmek istememesine sebep oluyor.
ilişkileri veya evliliği kadınlar rahata, erkekler de sekse ulaşmak için kurdukça bu durumlar düzelmez; yoksa isteyen istediğini yapar.ben sadece ortada olan durumu ve başlıktaki konuya binaen evlenecek erkek tanımındaki bireylerin neden az görüldüğünü anlatmak istedim.
kısaca; evi, arabası, güzel gelirli bir işi, birikimi olmayan erkekler 'gereksiz erkek', bunlara sahip olanlar da 'evlenilecek veya işte aradığım erkek' diye tanımlandığı için olan sorundur.yani zengin olmayan orta üstü, orta, veya alt sınıf erkeklerin hepsi, kendisi ile evlenecek kadın bulamıyor; çünkü kadınların hepsi özelliklerine ve kendi maddi durumuna bakmazsızın kendini 'gerekli kadın' diye görüp uçuk beklentilere giriyor.örnek olarak evi olmayan kadın villa, bisikleti olmayan araba, işi olmayan 20 bin lira gelir bekliyor; yoksa kendisi bu seviyede ise arasın zaten birşey dediğimiz yok.bu ülke 'gereksiz erkeklerle dolu' ama nedense hiç aynı sıfata sahip 'gereksiz kadınlar' yok.hepsi mükemmel, hepsi çok başarılı, hepsi güzel, hepsi değerli, hepsi hak ediyor.neden bu şekilde düşündüklerini de bu başlık üzerinde yazmayacağım.
dediğim şekilde ekonomi ve alım gücünün etkisini de unutmamak lazım.bu ülkede sadece rahatça ev sahibi olunabilse, evlenmek isteyecek milyonlarca insan vardır.ayrıca bana kadınlar bunları istemesin mi sorusu ile gelmeyin.ben öyle birşey demedim.sadece erkek tarafını biraz anlayabilir, yardımcı olabilirsiniz dedim.özellikle zengin biri aramanıza gerek yok.kendi seviyenize veya kalbinize uygun erkeklerle beraber ortak bir hayat inşa edebilirsiniz.siz eşinize yardımcı olduğunuz gibi erkek de size her konuda yardımcı olmalıdır.siz eşinize değer verdiğiniz ve her yönüyle kabul ettiğiniz gibi, o da size değer vermeli ve sizi her yönüyle kabul etmelidir.kimse birbirini veya sahip olduğu değerleri kullanmamalıdır.
benim bildiğim modern ilişki anlayışı budur. -
kadınların erkek olmanın zorluklarını umursamaması
günlük hayat içerisinde kadınlar ile sohbet ederken, kadınlar tarafından bir erkek olarak yaşamanın sürekli olarak yarı tanrı gibi lanse edildiğini görüyorum.yani onlara göre kadın olmak, özellikle türkiye sınırları içerisinde bir kadın olarak yaşamak çok zor koşullarda yaşamak demek iken, bir türk erkeği olarak yaşamanın ise her zaman mükemmel derecede hiçbir zorluk görmeden rahat yaşamak olduğunu işitirsiniz.
bu başlığı bu yüzden açtım.türkiye'de bir kadın olarak yaşamanın zorluklarını görmek, bilmek, anlamak, ve gerçekten hak vererek destek olmakla beraber, kadınların biz erkeklerin sorunlarına tam olarak empati yapmadıklarını veya yapmak istemediklerini görüyorum.bu hareketleri de herhangi bir konuyu kendi çıkarlarına göre farklı yorumladıkları anlamına geliyor.mesela ben bir erkek olarak kadınların bu yaptıkları eylem gibi, olaya kendi çıkarlarımdan bakarak ev işleri ve kocanı tatmin etme eylemleri sizin görevinizdir demiyorum.kadınların bu konuda ifade ettikleri zorluklara evet haklısınız esitlik-adalet olmalı diyerek destek veriyorum.bu yüzden her zamankinden farklı olarak biraz erkek olmanın zorluklarından örnekler vermek, ve kadınların bizimle empati kurabilmesini sağlamak adına bazı tutarsızlıklar aktarmak istiyorum.
bu durumu en yalın şekilde anlatabilmek adına en çok hayal edilen veya gerçekleştirilen üç örnek üzerinden gitmeye karar verdim.yoksa erkek olmanın başka zorlukları da var ama ben kadınların işine gelince eşitlik naraları atarken, işine gelmeyince eşitliği hiç umursamadığı tavırlarından bahsetmek istiyorum.bu konular sırası ile ilişki, evlilik, ve seks konuları.ilişkinin ve evliliğin getirdiği tüm olumlu koşullar da diyebiliriz.yani aktivite, tüketim, eğlence, zevk, hayat kalitesi, lüks yaşam vb standartlar.
şimdi bu üç istekten 'herhangi birine' kavuşmak isteyen herhangi bir kadının, 'erkekler kadar' okumasına, çalışmasına, başarılı olmasına, para biriktirmesine, ev araba gibi değerler almasına, güzel geliri olan statülü bir iş sahibi olmasına vb gerek yoktur.kadının kendi güzelliği veya bedeni, tüm bu ilişki, aktivite, eğlence, tüketim, sosyallik, evlilik, veya basitçe sekse ulaşmayı zaten kolay hale getiren bir olgu iken, erkek kişisi aynı değerlere ulaşmak için hepsine sahip olmalıdır.bu yüzden bir erkek hayatı içerisinde sürekli kendisini daha iyi koşullara geliştirmek zorunda iken, bir kadın, özellikle türkiye'deki bir kadın, genellikle ilişki ve evlilik üzerinde beraber olduğu erkekler üzerinden hayatını geliştirmeye çalışır.
yani demek istediğim, bir kadın kariyer yapsa- para kazansa bile kendi zevki için kazanır, ve devamında da kendi zevki için harcar.bir erkek ise sevdiği kadın kendisi ile beraber olabilsin diye mecburen kazanmaya çalışır, devamında da mecburen 'kadının isteklerini' karşılamak adına harcamak zorunda kalır.kendi zevkleri kadının istekleri altında ezilir, yok olur.
en basit örnek olarak erkek ev almak üzerinden gidelim.erkek o parayla yapabileceği zevklerden ve tüketimlerden vazgeçer.kadın ise ev parasını kendisine yatırım ve tüketim olarak harcar, nasıl olsa beraber olacağı erkek bu standartları sağlayacak diye düşünür.yani bu durumda kadın kendine erkek birlikte olacağı kadına göre düşünüp hareket etmek zorunda kalır.
yani bir erkek kendisi kadar kazanan kadın gibi parasını, zamanını veya başka sahip olduğu bir değeri rahatça tüketemez.bir kadın sahip olduğu parayla zamanını rahatça yurt dışında tüketim ve eğlence içinde eğlenerek geçirebilirken, bir erkek aynı eylemleri yapması dahilinde elinde para kalmayacağını ve hiçbir kadının kendisine parası olmadığında bakmayacağını bilir.bu yüzden de harcama, eğlence, ve tüketim yapmak yerine daha çok üretir, daha çok çalışır, daha fazla para biriktirmek zorunda kalir ve zamanını eğlence yerine sefalet içinde geçirir.düşünün, bir kadın olarak sırf zevk için yaptığınız ufak bir işlemi, bir erkek gelecekteki beraber olacağı kadın ile paylaşmak zorunda olmasından tüketmemeyi tercih eder.
aradaki farkları görebiliyorsunuz değil mi? bunlar benim ya da seçimlerimin bir sonucu değil.bunlar bu toplumun ve içinde yaşayan insanlarının seçimleri ve sonuçları.yani bir çeşit kültür, bir çeşit örf adet.ve insanların hepsi bu kurallara uygun hareket etmek zorunda kalırlarken, bana sen o zaman bu kültüre uyma veya istemeyen başka medeni kadınlar bulun demeyin; çünkü zamane toplumunda böyle kadınlar kalmadı.kendini çağdaş medeni eğitimli bulan türk kadınları bile bu belirlenen kurallara uyacak ve bu kriterleri 'kendine hak' görerek ilişki veya evlilikte biz erkeklerden istemeye devam edecek.
yani hayat içerisinde hiçbir zaman erkeğin sahip olduğu bu zorunluluk ve sorumlulukları yüklenmemelerine rağmen, sürekli olarak 'sadece kadın olmak zor, erkeklik çok kolay' denmesini kaldıramıyorum.bütün gün çalışıp nasıl daha fazla kazanabilirim, nasıl ev araba vb değerler alabilirim diye düşünmekten anksiyete hastası olan milyon tane erkeğin sorunlarının görmezden gelinmesini anlatıyorum.evet bazi kadınlar da erkekler gibi bu kaygılara sahip; ancak erkeklerin sahip olduğu kaygı kadınlardan farklı olarak ekonomiksel değil, kadın kaynaklı beklentisel zorunlulukla oluşması.yani ekonomi veya alım gücü düzeldiğinde kadının kaygısı bitecek ama kadınlar erkeklerden bu beklentileri istemeye her zaman devam edecekler.
tarih boyunca en ilkel çağlardan bu güne kadar değişmediler, şimdi mi değişecekler bırakın allasen.bir de tarih boyunca erkeğin rollerinin değişimine bir bakın isterseniz.eski rollerinin üzerine kadınların rolleri de eklenmiş şekilde hayatımıza devam ediyoruz.evde hizmetçilik yapıyoruz diyorsunuz ama artık modern kesimde ev işlerinin çoğunu erkek yapıyor.buna rağmen söylenmeye devam eden kesim yine kadınlar.evet zorluklarından bahsetmesin demiyorum zaten ama erkek olmanın tam olarak tanrı seviyesinde yaşama sebeplerini göremiyorum?
yani bir kadın genelde ülkenin ekonomisi ve alım gücü sebepli bu kaygıya girerken, sizin ilişki sırasında beklediğiniz koşullar erkeği bu kaygıya sokuyor.ayrıca kadın ev araba güzel iş gelir gibi değerler olmadan da bu üç isteğe ulaşabilirken, erkek sahip olmaması durumunda, kadından kriterler anlamında güçlü olsa bile selam veren dahi olmayacağını tüm erkekler olarak biliyoruz.
peki erkeğin bu tip değerlere ulaşırken geçirdiği yıllar ne olacak? bu yılları sadece iş ve ev arasında yalnız başına geçirirken, ev araba güzel bis ve gelir gibi değerlere sahip olmak için geçirirken, sadece birlikte olduğu erkeklerle eğlenen kadınlar evet bu durumda erkek olmak zor diyecekler mi?
al diyecekler. (burada böyle kocaman nah işareti yapmak istiyorum) halen burada olduğu gibi kadın olmanın zorluklarından bahsedecek, orada sırf erkek olduğu için köle gibi hayat yaşamak zorunda kalan erkeğin cinsiyet eşitsizliğini umursamayacaklar.öyle ki cinsiyetlerinin kendilerine getirdiği avantajlardan gurur duyacaklar, dezavantaj duyduğu konular için ise ağlayarak eşitlik-adalet dileklerinde bulunacaklar.
tekrar soralım, anlık olarak ilişki evlilik veya seks beklentisi olan hangi kadının, ev ve araba almam gerek gibi bir anksiyetesi var mıdır? hani şu çocuğu çok seviyorum, ama beraber olabilmek için önce ev araba iş ve gelirimi düzeltmem lazim diye 'düşünmek zorunda kalan' kaç tane kadın gördünüz? sokağa çıkın, herhangi bir erkek çevirin.şu soruna sahip değilse ben de ne olayım.
kadınlar kazandığı değerleri veya paraları 'eğlence ve tüketim' veya isterse kişisel gelişim için harcayabilirken, sahip olmadıkları bu ev ve araba gibi değerleri erkeğin 'kendisine harcamasını', ve kendisi ile birlikte olmak istiyorsa 'sahip olmak zorunda olmasını' beklediği bir zaman diliminde yaşıyoruz.
bakın bu kısaca ne demektir? ben kadınım.benim hiçbir sorumluluğum yok, harcarım keyfime bakarım.sen erkeksin.sen çalışacaksın.sen biriktireceksin.sen başaracaksın.sorumluluklar ve maddi yükümlülükler senin dayatmasıdır.
çünkü artık kadın bedeni veya açıkça söylemek gerekirse herhangi bir kadının vajinası, günümüzde ilahlaştırılan kendi başına bir değer ve kadınlar bu değeri sonuna kadar strateji ( lüks hayat elde etme amaçlı) kullanıyorlar.bu erkeklerin gerizekalılığı ve sapıklığından başka birşey değil evet.sadece seks açısından tatmin olmak erkeklere yetiyor, bu tam bir gerizekalılık ve uçkuru için bir sürü fazladan sorumluluğu kabullenmek demek; ancak bu erkeklerin yaptığı hatalar- kadından beklemediği kriterlerin sizde oluşturduğu beklentileri, benim gibi erkekler sizle bir araya geldiğinde yine karşılamak zorunda.çünkü siz önemi yok demenize rağmen talep eden konumda ilişkilere devam ediyorsunuz.
yani kendi parasını evini arabasını kazanan kadınlar bile aman ben de kazanıyorum tabii ki önemli değil diyor; ama iş birlikte olmaya gelince ben o kadar kazandım çabaladım, sen erkeksin benden de fazla kazanmak zorundasın diyorsunuz.bu şekilde hareket ettiğiniz için biz de daha fazla 'çalışmak ve biriktirmek' zorunda hissederek sorumluluk yüklüyoruz kendimize.biliyoruz ki maaşımız bile kadınla aynı seviyede olursa, siz daha fazla kazanamadığımız o parayı gözümüze dilimize vurursunuz, ve sizden daha fazla kazanan erkeklere doğru hemen yönelirsiniz.
ben başka konulara girmeyeceğim.sadece sizinle birlikte olmak için üzerimize yüklenen sorumluluğun farkında olup olmadığınızı sorgulamanızı istiyorum.yani şuan bir kadın değil de bir erkek olarak yaşasaydınız, sırf kendiniz ile ilişki, evlilik, veya seks yapmak için tüm bu zorunlulukları yapmak zorunda olduğunuzu düşünmenizi, ve zaman içinde yıllarca çalışmak - biriktirmek- başarmak zorunda olduğunuzu, devamında sahip olamamaniz halinde şu anki sizin kendinize selam dahi vermeyeceğini, kimsenin sizi şimdiki gibi barlara, sosyal aktivitelere veya tatillere vb götürmeyeceğinizi hayal etmenizi, kimsenin sizinle iliskide olmak veya sevişmek bile istemeyeceğini, bunları yapmak için bir kadını etkilemek zorunda olduğunuzu ve etkilemek için yukarıda saydığım her durumu başarmak zorunda olduğunuzu düşünmenizi istiyorum.
çünkü tüm yapılan bu iyilikler ve muameleler, sadece kadın olduğunuz, belki güzel, belki de sadece seks fırsatı verdiğiniz için gelişen durumlar.erkek olmanız halinde bu beklentileri kadına yaratmak zorunda olan siz olacaksınız.
saçmalığa bakar mısınız, şuan sahip olduğunuz hayat bir erkeğin elinde olsa, o erkeği beğenmiyorsunuz.yani bir anlamda kendi şartlarınızı beğenmeyip kat be kat fazlasını istiyorsunuz.kendinizi gereksiz ve başarısız bir kimse olarak görmüyorsunuz ama aynı seviyedeki erkeği bu şekilde görüp zorluklarını da umursamıyorsunuz.
ve dediğiniz şekilde öyle olmayan bir kadın bulayım o zaman diye düşündüğünüzde de bütün kadınların bu şekilde hareket ettiğini göreceksiniz.siz şuan bu durumun farkında değilsiniz çünkü erkeklerin sizden bu şekilde beklentileri yok.basit bir ilişki bile kurmanın erkek için ne kadar zor olduğunu ve sorumluluk yüklediğini anlamıyorsunuz.
şuan sadece normal bir ev almak beş yüz bin ila bir milyon tl değerinde bir birikim yapmak zorunda olmak demek arkadaşlar.allah aşkına soruyorum, hangi kadın sevdiği erkek için biriktirmiş olduğu bu kadar miktarı şak diye harcayabilir? erkek böyle bir miktarı kadınla beraber olma koşulu olarak görse, hangi kadın bu ev, araba, ve diğer istekleri karşılayacak maddi duruma veya iş-gelir-birikime sahip?
sadece birlikte olmak için koşul olarak belirlediği kriterlere sahip olan kaç tane kadın vardır dünyada?
siz kadınlar bunlara sahip olmak zorundasınız demiyorum; ama bu kriterleri karşılamak için gereken zorlukları nasil bu kadar görmezden gelebiliyorsunuz, gerçekten aklım almıyor. küçük görmek istemiyorum ama aldığı iki kuruş maaşla ee evi arabası da olsun bir zahmet, o erkek ben kadınım kafasıyla nasıl aydın medeni ve iyi kalpli olduğunuzu düşünmeye devam edebiliyorsunuz?
edit: gelen mesajlar ve verilen cevaplar ile erkek sorunlarının dile getirilmesinden bile rahatsızlık duyulduğunu görüyorum.herkes kadın olmanın daha zor olduğundan bahsedip duruyor.oysaki ben bir cinsiyetin daha kolay veya zor olmasından bahsetmedim.
ben erkek olmanın bazı zorluklarından, zihnimizde sürekli tekrarlayan kaygı durumlarından, ve bu durumları önemsemeyip sürekli olarak 'kendi işinize yarayan' hakları gözümüze sokmanızdan bahsettim.herkes gelmiş bana diyor ki kadın olmak daha zor.
tamam kadın olmak daha zor, konu kilit arkadaşlar.erkekleri ve onların hiç merak etmediğiniz sorunlarını boşverin.ben mesela katil bir tecavüzcü oldum iki saniyede.zaten bütün erkekler özünde böyledir evet, kadınlar çok haklı argümanlarla geliyorlar.
edit2: biraz ironi yapıp bitirmiştim ama 'bazı kadınlardan' gelen yoğun tepkiler üzerine açıklama yapmadan duramadım.bakın sevgili hanımlar, yazım içerisinde kadın olarak yaşamak çok kolay ve hiçbir sorunları yok anlamında bir cümle bulursanız yazının tamamını silerim.
ben kadın olmanın zorluklarını anladığımı ve hak verdiğimi belirttim.bu yazıdaki tepkim kadınların kendi sorunlarını sürekli dile getirip çözümler isterken, erkek sorunlarını görmezden gelerek hiç umursamaması, çözmek için bir harekette bulunmaması üzerineydi.öyle ki kadınların çoğu bu sorunları erkeğin bir görevi olduğuna inanıyor; ama aynı kadınlar kadınların görevi diye bir ifadeyi de kabul etmiyor.siz sadece pozitif ayrımcılık istiyorsunuz.
yani siz erkeklerin bazı sorunlarını kendi çıkarlarınıza yaradığı için görmezden geliyorsunuz ve talep ediyorsunuz, ve bunu açıkça dile getiriyorsunuz; ama kendinize gelince öyle şey mi olur hani medeniyet avrupa insan hakları diye bu kuralları yıkıyorsunuz.ben sizin gibi bana yarayan değil, sadece kendime dokunan sorunları dile getirince de söyleniyorsunuz.hayır bırakın da bari konuşma hakkımız olsun, onu elimizden almayın.bana kadın düşmanı yazılar ele almışım gibi saldırmanızın, kadınların başına gelen olayları yazmanızın bir anlamı yok.erkeklerin sizin gibi günlük hayatındaki sorunlarını dile getirmesi size neden bu kadar batıyor diye sormadan da edemeyeceğim.
son edit: her konuda çağdaş medeni olalım diyen kadınlar, bir erkeğin sorunlarından seviyeli şekilde bahsetmesine neden bu kadar küfür hakaret ve kınamalarla geliyor? oldu olacak sorunlarımdan seviyeli bir şekilde bahsettim diye bir de 'yobaz erkekler gibi' dövüp öldürün beni.siz kadınlara zorluk çıkaran o suçlu erkeklerden ne farkınız olduğunu çözemedim.yüzünüze bazı gerçekler söylendiği zaman kabul etmek veya fikir belirtmek yerine çingene gibi saldırıyorsunuz.
bir erkeğin aman canım kadın işte, kocasını da tatmin etsin, işte de çalışsın, evine de baksın demesiyle aynı sorunlar bunlar.kadınlar bu sorunları dile getirince alkış kıyamet, ben dile getirince küfür kıyamet.
kısaca;
kadın olmak zor ama erkek olmak da bahsettiğiniz gibi kolay değil demek istemiştim.kadınlar ise kadın olmak zor kısmında takılı kaldılar.
bu yazı bu kadar.
sonraki gün editi: genel olarak kadınlardan da destek gelen bir gün, teşekkürler.
eleştirenler ise genel anlamda iki şey demişler; siz erkekler eskort ruhlu tiplerle olmazsanız bu maddi durumlarla alakalı sorunlarınız çözülür.bu tip ev araba vb değerlere sahip olmayı siz kendinize sorumluluk olarak yüklemişsiniz, kadınların suçu değil diyorlar.
belki siz bilmezsiniz ama bu ülkedeki her erkek bu tarz değerlere sahip olmadığında kadınların kendilerine selam dahi vermediğini öğrenmiş durumdadır.yani bu durum siz kadınların hiçbir zaman dile getirmediği ve önemsemediğini söylediği, ama birlikte olacağı erkeklere de zorunluluk olarak koyduğu değerler.bu yüzden bu değerleri kendimize sorumluluk olarak yüklemek zorunda kalıyoruz.siz başka kadınlara yönelin diyorsunuz ama öyle kadınlara denk gelebilen bir erkek yok.eğer çabalamazsak biliyoruz ki hayat boyu yalnız kalırız, erkeklerin hepsi babadan zengin doğmuyor.kadınların birey olma ve ayakları üzerinde durma çabasında erkek zorluklarını tatması gibi, bu şekilde çalışan ve birikim yapan erkekler de kadın gibi birey olamamanın ve kendi ayakları üzerinde duramamanın zorluklarını yaşıyor.nasıl empati yapamıyorsunuz anlamıyorum, bu durumlar sizin hergün yaşadığınız zorluklar?
ikincil olarak ise kadın bedeninin ve vajinaya sahip olma ifadelerimin, basit yaşamak - lüks hayata sahip olmak ( yani bir anlamda seks satmak) gibi anlaşılması durumu olmuş. elbette ki bedenini ve seksi strateji olarak kullanan kadınlar var; ancak ben burada kadının sahip olduğu tek yetenek bedeni veya sekstir gibi bir kelime kullanmadım.strateji olarak kullanan kadınlar çoktur ve devamında bu durumun oluşma nedeni erkeklerin suçudur dedim.bir kadından tek beklenti seks olursa, kadının senden beklediği koşulları beklemek yerine sadece vajinasına odaklanırsan, kadınlar da bunu kullandığı için bütün zorunluluk ve sorumluluklar senin üzerine kalır demek istedim.
neden bu kadar uzun yazı yazdığımı ve kendi tabirleri ile 'ağladığımı' düşünenlere de;
benden on kat düşük kriterlere sahip olmasına rağmen sırf kadın olduğu için benden yüz kat daha rahat bir refah içinde yaşayıp 'keşke erkek olsaydım, o zaman yarı tanrı gibi rahat olurdum, kadın olmak çok kötü şartlarda yaşamak' diyen kadınlardan bıktım, ve bu şekilde içimi dökme gereği hissettim. -
evlenene kadar ilişkisi olmamış erkek
herkesin hayatını kendi hayatınız gibi sorunsuz ve çok rahat şekilde gelişiyormuş gibi düşünmenize deli oluyorum.sanki millet lay lay lom gezerken o kadar ezik ve gerizekalı haldeymiş de o yüzden ilişkisi olmamış gibi düşünüyorsunuz.sizin o eziklediğiniz insanlar hayat şartları sebebiyle ilişkiye yanaşmayan veya bulamayan kişiler oluyor, karakterleri veya sahip oldukları zekalarından dolayı değil.aslında siz de karakter veya zekanızdan dolayı değil, sahip olduğunuz şartlardan dolayı ilişki bulabiliyorsunuz zaten, ama bunu beyninizin almaması normal.
bu erkeklerden biri de benim ama ben evlenmedim tabii.hiç utanacak bir durum olarak da görmüyorum.neden utanayım ki? konu sevgiliye veya sekse ulaşmaksa ben istesem zaten ulaşırım; ama anlamı yok.uzun uzadısıya anlatmak istemiyorum ama ben hayatı neredeyse 20 yaşına kadar hapis hayatı gibi yaşadım.bırakın ilişkiye sahip olmayı normal bir arkadaşım bile olamazdı o şartlarda.20 yaşından 27 yaşına kadar da sadece borçları ödemek ve kaldığım evi yaptırmak gibi şeyler için çalışarak geçirdim.tamam bir şekilde kadınlarla bir araya gelip flört veya ilişki benzeri şeyler elbette yaşıyoruz; ancak cebinde beş kuruş olmayan biri olarak bu kadınlardan hangisi benimle düzgün ilişki yaşayabilir ki? ya da ben gelen teklifleri kabul etsem ne kadar mutlu bir ilişki sürdürebiliriz ki? olmuyor yani istediğin kadar ilişki yaşa, sadece yaşadım dersin anlamı olmaz.herkesin beklentileri var, karşılayamıyorsun.onlar da uğraşmıyor zaten, başka taliplere geçiyorlar hemen.
uyum yok, denklik yok, şartlar farklı, zevkler farklı.bunlar olmadan ilişki yaşasanız ne olur ki? ha siz seks veya çıkar için yaşıyorsunuz pardon.sizin gibi sapık veya çıkarcı olmadığımız için çok özür dileriz.oysaki bulduğumuz her deliğe girmemiz lazımdı.
allahın kekoları gelmiş, bu başlık altında hayatta bakmayacağım kezbanla ilişkisi var diye hava atıyor.kendisi ezik, haberi yok.keşke ben de en varoş kadınlarla ya da ayda birkaç kez eskort ile beraber olup bundan mutlu olabilseydim, hayat salaklara ne kadar da güzel.
bir tanesi de yazmış ki birkaç kez öpüştüm birkaç tane de meme elledim ama başka birşey olmadı.kardeşim sen zaten bu bakış açısıyla istesen de birini bulamazsın.siz kadınlarla olan ilişkilerinizi am göt memeye kavuşma olarak görmeye devam edin, bunu da övüne övüne anlatın.
kime ne anlatıyorum ben ya, tiplere bak.
edit: bu tarz insanları neden her konuda tecrübesiz görüyorsunuz anlamıyorum.ben her konuda sizden daha olgun ve daha doygun olduğuma eminim.başka birşey demeye de gerek duymuyorum; çünkü sizi sallamıyorum bile. -
erkeklerin duygusuz düşüncesiz ve kaba olması
kadınların medeni erkekler yerine çoğunlukla duygusuz düşüncesiz ve kaba saba erkekleri seçmesinden meydana gelen yanlış düşünce biçimi.
tek tek anlatmaya gerek yok.herhangi bir kadının geçmişinde, şu anda, veya gelecekteki sevgililerini inceleyelim.çoğunlukla birlikte olduğu kişiler kaba saba adamlardan oluşacaktır; çünkü kadınlar düşünceli ve iyi niyetli erkekleri ezik gördüğü için pek şans vermez; ayrıca kaba saba adamlar seks için kadına daha fazla çıkar unsuru sağlar.(sosyallik, eğlence, tüketim ve aktivite vb gibi.) kadınlar da genellikle çıkar unsurlarını ön planda tutarak ilişkiye başladıklarından, karakteristik özellikleri iyi olan erkeği belki beğenir ama umursamaz, büyük ihtimal selam bile vermezler.
ancak bu kaba saba adamlar kendilerine zarar verdiğinde, sekse zorlayıp bir seks kölesiymiş gibi davrandığında, kendilerini aldattığı anlarda, veya bir şekilde sıkılınca kadını terk ettiği zamanlarda, iyi erkekler hiçbir şey yapmamasına rağmen suça ortak gibi gösterilip yargılanır; çünkü kadın kendi seçimlerinin sonucunu kabul etmek yerine erkeklere suç atmayı daha kolay bulur.oysaki kadın o erkeğin duygusuz düşüncesiz ve kaba olduğunu ilişkiye başlarken de biliyor; ama ilişki bittikten ve erkekten darbe aldıktan sonra bunu söyleme gereği duyuyor.bu durumu belirtmesine ve bilmesine rağmen bu adamlarla neden ilişkiye girdiklerini de ben açıklamayayım, zaten biliyorsunuz.
o zaman ben de bir erkek olarak bütün kadınlar çıkarcı ve paragözdür deyip işin içinden sıyrılayım; ancak her kadının bu tarz kötü özelliklerde biri olmadığını hepimiz biliyoruz.zaten benim de seçtiğim ve birlikte olduğum kadınlardan bir tane bile paragöz-çıkarcı kadın bulamazsınız.bu yüzden de kadınlar paragöz çıkarcı karaktersiz ahlaksız vb birsey diyerek genellediğimi de göremezsiniz.
biraz analiz-çıkarım yapın, seçimlerinize iyi karar verin, sonuçlarını düşünün, azıcık aklınızı kullanın gözünüzü seveyim.iyi hadi tamam bu ilişkide erkek suçlu.diğer ilişkinde de erkek suçlu.ee sonsuza kadar bu şekilde mi gideceksiniz? bir kere bile ben neden sürekli suçlu olan erkek/kadınları tercih ediyorum diye sorgulamayacak mısınız?
biraz hatalarınızı kabul edip büyüseniz fena olmaz.biz bu duruma olgunluk diyoruz, bu şekilde suç atarak genellemeye de ergenlik olarak bakabiliriz. -
pırlanta gibi gençlerin kasiyerlik yapması
kendimi pırlanta diye tanımlamam ama ben de kasiyerlik derecesinde çalışan gençlerden biriyim.uzun seneler boyunca voleybol dalında hem bjk'da, hem de milli takımda kaptan olarak oynadım; ancak elde olmayan kötü şartlardan dolayı hem okulumu hem de sporumu bırakmak zorunda kalıp vasıfsız bir şekilde bir işe (kasiyerlik gibi) girip çalışmak zorunda kaldım.
burada bu işi yapan insanlara kendini geliştirmeyen kişilerin sorunu diyen yazarlar görüyorum.arkadaşlar herkesin hayat şartları sizin kadar güzel gelişmiyor maalesef.bu insanlar boşta kalmamak adına, biraz da olsun para kazanmak amacıyla bu işlere giriyor.elde başka şart, başka bir ihtimal yok yani.örneğin ben daha lisedeyken tek başına kalmış bir adamdım.sizin kendinizi geliştirseydiniz dediginiz zamanlarda, ben bir yandan kaybettiğim aileme ve geride bıraktığım hayat standartlarına üzülürken, diğer yandan 24 saat çalışıp üzerime kalan borçları ödemekle uğraşıyordum.hem de o aldığım asgari maaşlarla.öyle ki o dönem sinir stresten mide kanaması bile geçirdim, seksenli kilolardan ellili kilolara düştüm.ne yapacağımı düşünmekten uyuyamaz hale geldim, psikiyatriye kaldırıldım.
peki ilerleyen yıllarda kendimi geliştirmedim mi, tabii ki denedim.hatta hobi olarak skeçler, hikayeler, romanlar, kısa ve uzun metraj olmak üzere senaryolar da yazdım; ama bu projeleri pazarlayacak bir desteğim, param, çevrem, tanıdığım yok.karakteristik veya algısal bir gelişim iş anlamında size bir katkı sağlamaz.dünyanin en zeki ve en olgun insanını getirin, benim dediğim o olumsuz koşullarda en fazla kasiyerlik gibi mesleklere yönelebilir.neyi düzeltecek neyi geliştireceksiniz ki? alın benim elimde milyon tane proje var.para olmadan, çevre olmadan, destek olmadan nasıl hayata geçireceğim ben bunları?
ayrıca ben uzun seneler yöneticilik yapıp kariyer de denedim, ne mi oldu? sırf yalaka ve hırsız olmadığım için üzerime hırsızlık suçu atılarak tazminatsız şekilde kovuldum ve mahkemelik oldum.yıllar yıllar sonra davaları kazandim kazanmasına ama aldığım tazminatlar gülünç rakamlar olduğu gibi kariyerimden de oldum.bana koskaca yedi sene için on bin lira verdiler.gelin ben size on bin lira vereyim, hayatınızın yedi yılını çalayım var mısınız? türkiye şartları işte hayatımızı bu şekilde çalıyor, aldığımız paranın değeri yok.her şekilde bizi bu fakirliğe itiyor.
bu ülkede ailenizden birşey kalmadan, destek almadan, yalaka olmadan, hırsız vb olmadan düzgün bir işe-hayata sahip olmanız zor.
edit: sırf sahip olduğunuz meslek, gelir, veya ev-araba gibi değerler yüzünden kendinizi gelişmiş, bu insanları da (ben dahil) gelişmemiş ezikler olarak göremezsiniz.siz mi kendinizi geliştirmiş kişilersiniz? hadi bir araya gelip toplanalım.hadi karşılıklı tüm ideoloji ve düşüncelerimizi, bilgi birikimimizi ortaya dökelim.bakalım kim daha çok kendini geliştirmiş görelim.bu ülkedeki zenginlerin hepsi çok gelişmiş insanlarmış gibi konuşuyorsunuz.sanki seviyelerini bilmiyoruz.