bunları düşünmesi gereken kişi vatandaş değil adını andığın şahıs
sen o bunları düşünmüyor bari vatandaş düşünsün diye vatandaşı mı suçluyorsun.
girdiği her seçimi itina ile kaybeden bir insana kendi seçmeni bile inanmıyorsa bence vatandaşı değil adını andığın kişiyi suçlaman lazım
son olarak akıl sağlığını yeniden kazanırsın umarım

edit 1 kılıçdaroğlu düzgün toplum bozuk yazanlar iyi misiniz siz velev ki dediğiniz doğru olsun içinde bulunduğu toplumu tanımayan siyasi lider olur mu olda o kadar yıl orda kalır mı?
edit 2 kılıçdaroğlu hatası olmadığı için bu kadar yıl kaldığı söylenmiş
hatalarını yazmaya sayfalar yetmez birkacını yazayım hemen
17_25 aralık muhabbetinde fetönün önüne milletvekillerini gönderip özgür basın eylemine destek vermesi
lan sen degil miydin ergenekon balyozda bunlar iktidarin kuklasi davada savcilik yapiyorlar ifadeler savciliktan önce burda yayınlanıyor diyen(ki hakliydi da öyleydi çünkü)
4 sene de ne değişti de bu o çocukları özgür basın oldu hala ellerinde ali tatarların,necib hablemitogullarınin,80 yaşında saat 5 de kaldırılıp gözaltına alınan kanser hastasi türkan saylanin kani ellerindeyken
ekmeleddin'i saymaya gerek yok bak koçum senin gösterdiğin adaya oy atmak zorunda değilim sirf sen istiyorsun diye beğenmediysem adayına oy atmam nitekim atmadim o kadar ataturkcu örnek aday varken tutup babasi cumhuriyete ataturke muhalif oldugu icin misira giden bir adamin oğlunu kendi seçmenine buna oy atın demek kendi seçmenine hem hakaret hem ihanettir.

son olarak arkadaşlar niye cumhuriyet niye demokrasi var osmanli devam etseydi ekber ersed sistemi yerine padişahın oğullarından birini seçimle seçseydik sizin için sorun yokmuş zaten.
bana dayatılan adaya oy atmak zorunda değilim nokta

(bkz: boykot)

edit: bu yapilan isbirlikciliktir. suc isleyen pakistanlilara oturma izni cikartan avukattan farki yoktur.

edit 2: ingilizce ve rusça için de boykot. (bkz: antalya'nın rus ve ukraynalı işgaline uğraması)
su anda ruslar "turist" olarak gelip ulkeye yayiliyor. bunlar hangi izine dayanarak, neye guvenerek ev kiralayip yasamaya basliyorlar? hadi ukraynalilar savastan kaciyor diyelim, ki onlar da oncelikle oturma izni almali. ruslar neye dayanarak yerlesiyor ya? her seyi gectim, bu ulkenin insanlari ruslarin sisirdigi kiralari odemek zorunda mi?

sığınmacı değil kaçak.

önce kavramları doğru kullanalım.

belgesi, kaydı, kuydu yoksa kaçaktır.

bunlar kaçak.

akpliler' in osbir çekerek katıldığı isyan. arap var, istiklal marşına tepki var. türklük karşıtı ne ararsan var. tam akpliler' in istediği ortam.

edit: bak bak. arapçılara bak. telaşla savunmaya gelmişler. neymiş, düzgün türkçe imiş. mülteci bu kadar düzgün yazamazmış. arabına halel gelmesin diye atılan taklalara bak.

terbiyesizlik ve saygısızlıktır.

oturduğun cumhurbaşkanlığı koltuğunu kasımpaşa 'nin sokak kaldırımı mi sandın ?

mevlanaya sormuşlar : ey mevlana! o kadar okur,o kadar yazarsın peki ne bilirsin?

mevlana : haddimi bilirim.

ben anladım sanırım açıklıyorum:

reklamın başında pickuptan inen kadın ve erkek, türkiye'ye gelen turistleri temsil ediyor. cafede oturmuş kahve içen adam ise türk vatandaşlarını. turistler iki gün boyunca ülkeyi köşe bucak geziyor, yapılmadık aktivite bırakmıyor, ülkenin tadını çıkarıyorlar ardından kafeye oturup bir de türk kahvesinin tadını çıkarıyorlar. türk vatandaşının yapabildiği tek şeyse oturup türk kahvesini içmek. alım gücü bir tek kuru kahveci mehmet efendi kahvesi alıp içmeye yetiyor çünkü. yani bu zor günümüzde bile kuru kahveci mehmet efendi yanımızda oluyor. yani eleştiri de içeriyor reklam.

klişe olacak ama sesiyle ve sanatıyla değil de bedeniyle bir yere gelmeye çalışan bir kızcağız görüyorum ben sadece. sonra da kadınlar bir bir ayaklanıyor bizi cinsel obje olarak görüyorlar diye. sevgili kadın dostlar, size düşman yine sizsiniz.

adaba uymayan sığınmacılar anında sınır dışı ediliyormuş. hangi sınır amk hangi sınır? orospu amı gibi girenin çıkanın belli olmadığı sınır mı?

suri, paki, afgan derken kimsenin konuşmadığı mesele. henüz kimse farkında değil sanırım.

ev ve kira fiyatları uçtu gitti. ortalama evlere yıllık 150-200 bin lira kirayı peşin veriyor rus ve ukraynalılar. bizzat tanıdığım 2 kişi kiracisini cikartmak istiyor rus ve ukraynalılara vermek icin. meydankavağı'nda, oturduğum sokağın bir yan sokağında aylık 9 bin liraya yıllık peşin boş ev kiraladılar. çarşı bölgesinde köpek baglanmayacak evlere 5 bin lira kira çekiyorlar. günlerdir kendime ev arıyorum, yok lan yok.

trafiğe çıkıyoruz 10 arabadan 2'si rus ve ukrayna plakalı. istila ettiler lan istila. bu yasananin suriyeli, afgan ve pakistanlilarin istanbul'da varoş mahallelere istila etmelerinden farkı yok. hatta fazlası var, burda mahalleye değil şehrin taimamına istila ettiler!

edit: adam gelmiş medeniyet falan diyor. ya dünyanın en medeni toplumu da olsa benim ülkeme elini kolunu sallayip gelemez, geldiği şehirdeki ekonomik yapıyı bozamaz! "bunlar yüzünden ev bulamıyoruz" diyorum adam gelmiş medeniyet falan diyor. ben sokakta kaldıktan sonra sikeyim en ileri medeniyeti!

edit 2: paki, suri ve afgan piç kurularını bu kıyasla aklamaya mi çalışıyorum? hayır. bu ülkeye düzensiz, elini kolunu sallaya sallaya giren her yabancının amk. suri, afgan, paki tacizciler ve sapıklar kadar antalya ekonomisinin içinden geçen ruslar ve ukraynalilardan da şikayetçiyim kardeşim! neden her şeyi birbiriyle kiyasliyorsunuz?

edit 3: buyrun gelen mesajlara... medeniyet siki sevenler iyi okusun.

(#136228666) merhaba hocam. ben antalyalıyım. kendim uzunca bir süredir başka şehirde yaşamaktayım. bu hafta içerisinde hem ailem hem de iki arkadaşım antalya’yı terk etti. olayı özet geçersem ailem 8 yıldır kirada oturuyordu. bunun son 5 yılı aynı evdi ve muhit olarak güzel bi yerde idi. kiramızı 1900 tl’den 7 bine çıkardılar mart ayında. iki hafta ev aradılar ama varsak bile 4 bin tl ile başlıyordu. en sonunda sinirlenip ilçeye gittiler. gerçi durum aynı oldu. yalvar yakar 4500 tl’ye ev bulduk.

çocukluk arkadaşım ki ailesinin evi var ama kendisi yıllardır çalıştığı kuruma yakın evde oturuyordu, maaşına denk kira fiyatlarını görünce önce ailesinin yanına gitti sonra ise bu duruma alışamayıp istifa edip şehir değiştirdi.

ben ise 7 yıldır antalya dışında çalışıyorum. tayin isteyip dönmek istiyordum ama maalesef vazgetim. 10 kiralar havda uçuşuyor ve antalya’da antalyalı kimseler barınamıyor.

uzunca oldu kusura bakmayın.

benim türkiye'de bildiğim bu profilde olan bir ton insan var.

pek de isabetsiz bir paylaşım değil.

arasıra halkın arasına karışırsanız siz de denk gelebilirsiniz, tavsiye ederim.

tanım: skandal olmayan paylaşımdır.

emniyet genel müdürlüğünün türk halkını korumak yerine, ortadoğulu müslüman din kardeşlerimizi koruduğunu öğrendiğimiz açıklamadır.
yazıklar olsun bu nasıl açıklama. hadi milliyetçi duyguları geçtim sizin hiç çocuğunuz yok mu?

yarın öbür gün bir yerde ödül alır ve kadının metalastirilmasi, seks objesi olarak görülmesi falan hakkında konuşur. hiç şaşmaz.

vay be daha dün gibi hatırlıyorum; eve 5 tane bedava maske gelecek diye heyecanla bekliyordum. onlar bana hala gelmedi bu arada.

valla galatasaraylıyım ama trabzonspor kaybetsin fenerbahçe kazansın istiyorum. şampiyon olacağından değil ama yine de o korkuyu yaşasınlar.

geçen trabzonsporlu oyuncu puan farkı ile ilgili "valla bilmiyorum çok olunca karıştırıyor insan" gibi bir açıklama yaptı ya, nerden bakarsan bak seviyesizlik. bu kulüplerin sizin tarihinizden çok başarısı tarihi var neyin artistliği bu?

bugün bir puan kaybedin de daha dur adana, hatay, başakşehir deplasmanlarınız var. bakalım nasıl çıkacaksınız onlara.

bu sene şampiyon oldunuz oldunuz, bi 30 sene daha size şampiyonluk yok sonra.

havayla değil erdoğan'ın üniversiteden sınıf arkadaşıyla tokalaşıyor. dikkatli bakın.

ek: (bkz: #136205012)

karının biri afedersiniz doyumsuzun tekiymiş.
bu doyumsuzluğuyla tüm kentte nam salmış.
hangi adamla yatsa bir türlü tatmin olmuyormuş.
en sonunda bu bir iddiaya dönmüş.
bu tatminsizlik taa fıkraların meşhur porno figürü namık kemal'in kulağına kadar gelmiş.
ben demiş tatmin ederim o karıyı, iddiayı da kazanırım.
bu kararlı iddia da karının kulağına gitmiş.
demiş ki bu abla, bok eder, sıkıyorsa gelsin etsin demiş.
ayıpsın demiş gitmiş namık, evvela bir tanışmak baabında buluşmuş bunlar.
namık kemal, bak demiş seni öyle bir afedersin sikerim ki artık yapma dedirtirim ona göre ama şartlarım vardır benim demiş.
abla, neymiş o demiş.
ben demiş, birincisi, zifiri karanlıkta sevişirim biraz utangacım demiş.
e olur o, sorun değil demiş bayan kahramanımız.
ikincisi de saat başı çişe gider gelir 2 dakka, ama hemen sonra işime devam ederim demiş.
ya ne olacak şartların bu olsun demiş kadın.
gün ve yer kararlaştırmışlar.
buluşmuşlar.
soyunulup dökünülmüş, ışıklar kapatılmış, başlamış pompa.
ilk saat temiz geçmiş, namık 1 saat sonra çişe gitmiş, dönmüş taka tuka devam.
ikinci round pardon saat yine çiş sonra devam, üç dört beş altı saat derken karı bir volkan gibi patlayarak ilk bir orgazmını yaşamış.
ama namık bir mitralyöz gibi işine devam ediyor bırakmıyor, çiş sikiş çiş sikiş şeklinde devam, 2. hatta 3. orgazm gelmiş o esnada.
amma velakin sonra artık bayan kahramanımızın hassas yerleri acımaya başlamış, benden bu kadar namık demiş iddiayı kaybettim.
namık pompaya devam.
ya demiş namık tamam sen kazandın, ben artık pes ettim.
namık hız kesmeden tak tak tak devam.
aaaa demiş ablamız, yeter namık yeter,
itmiş adamı üstünden ışığı bir açmış
haydaa
bambaşka bir adam,
adam soluk soluğa konuşmuş;
ya ne namığı be abla, ben hasan,
namık abi kapıda bilet kesiyor...

demiiiş.

polisleri tebrik etmek yerine ceza vermek ülkede adaletin bittiğini gösteriyor.

ülkücü hareket emir alıp gazeteci dövmekten başka ne zike yarıyor ki zaten uzun zamandır?

oha adam lahmacun yazmış. yok adana dürüm amk! :)

lan olm tamam elitsiniz, öğle yemeğinde 68 bordeaux şarabı eşliğinde somon füme, akşam da ıstakoz falan tüketiyorsunuz. bunu hepimiz biliyoruz da; açlıktan ölmek üzereyken lahmacuna burun kıvıracak herhangi bir canlı var olamaz dünyada yahu! bu ne damaksızlıktır?

açlıkla terbiye olmamış yazarların atıp tuttuğu anket.

toplu linçtir. bundan sonra denk geldiğim yerde anında müdehale edeceğim. zaten ben olaya el atıp milleti örgütlediğim anda toplu linçi akşam haberlerde izleriz. madem gereken yapılmıyor, halk olarak adaleti biz sağlarız. benim kız kardeşim ya da ablam yok ancak ben türküm ve hiçbir türk kadınını bu orospu çocuklarının fantezisine alet etmem.

gördüğünüz yerde kafa göz dalın korkmayın kavga etmeniz hapis yatmanız ile sonuçlanmaz zira ortada tahrik var.

baro levhasından gördüğümüz kadarıyla istanbul barosu'na kayıtlı 74662 sicil numaralı avukat. yine baro levhasında adresi iskenderpaşa mah. bına emını sk. çelık apt. no:6/a fatih/istanbul olarak gözüküyor. herkese açık bu bilgileri burada paylaşalım ki daha sonra birisi bir işi için isim arattığında bu kişinin sosyal medyada dolaşan videodaki kişi olduğunu teyit edebilsin.

hacılar ..

suriyeli - afgan her ne skimse çalıştıran firmalarla çalışmayın..

bu durumu adamların suratına söyleyin.

geçen gün oto yıkama firmasına girdim baktım suriyeli çalışıyor..
anahtarı aldım adamdan..

birader kusura bakma para için vatanını satan adamla işim olmaz dedim çıktım dükkandan.

manavımı da değiştirdim.. onun suratına da söyledim... senin yaptığın üç kuruşa vatanı satmak dedim.. mal mal suratıma baktı .. şimdi komşu kasaba her girdiğimde tip tip suratına bakıyorum..
gık dese dalacam şerefsize..

oto yıkama - manav hee hee diyeceksiniz..

en son demir-çelik tedarikçimi değiştirmiştim ki aylık ortalama 50.000 usd fatura kesiyordu firmama..

sadece işyerinde 2 tane afgan amele olduğu için tedarikçi değiştirdim..

adamın da suratına söyledim..
nazımın geçtiği firmaların da bu adamla çalışmamasını sağlayacağımı da belirttim.

bu işler böyle böyle son bulacak...
ya herru ya merru.

başlık sınıra takıldı "erdoğan'ın mart 2022'de örtülü ödenekten 788.5 milyon tl kullanması" olacaktı.

cumhurbaşkanı erdoğan'ın, her şeye zam gelirken milletin vergilerini çatır çatır ezdiği miktardır. mart 2022'de kullandığı bu 788.5 milyon tl'lik harcaması ile aylık bazda rekor kırmış kendisi.

erdoğan'ın yılın ilk 3 ayında kullandığı örtülü ödenek miktarı ise 1milyar 15 milyon tl imiş. tam tamına 1 milyar 15 milyon tl harcamış örtülü ödenekten. yaklaşık 240 bin asgari ücrete denk para! breh! breh! breh!

kaynak

diyecek kelime bulamıyorum artık. vatandaşın borcu gırtlağına dayanmış, millet ekmek kuyruğunda değil, resmen bayat ekmek kuyruğunda, 4.5 milyon abonenin ödeyemedikleri için elektrik ve doğalgazları kesilmiş ama diktatör beyimiz keyfinden hiç ödün vermesin. manda yoğurduna kattığı kestane balı, yulaf ve medine hurmasını o yerken, vatandaş açlıktan ölüp sadece saray ahalisi için çalışsın zaten!

edit: imla

arkdaşlar siz neden ne akp'ye, ne akp eskilerine, ne fetullahçı köpeklere, ne hdp denen terör örgütüne eyvallahı olmayan türk milliyetçisi bir partinin varlığından bu kadar rahatsızsınız? nasıl bir nasırınıza bastıysa zafer partisi kudurdunuz kaç aydır. alacağı oy oranına gelince eğer sizin iddia ettiğiniz gibi %2 anca alacaksa bu kadar umursamanıza gerek yok zaten. seçimleri bekleyin ve görün bakalım kaç alıyormuş.

gece 12'den sonra müzik çalmak yasak değil miydi?

mikrop, bakteri, parazit.

yok yahu bosandıktan sonra boşandığın kişi umrunda bile olmaz, kadın sadece uzun süre kaldığı insanlık dışı muameleden kurtulunca insan olduğunu hatırlar. kadının kendine bakmasının boşandığı kişiyle alakası yok, zaten bu kafa çok acınası bir kafa hala benim için çabalıyor kafası bu. kadın çoktan gitmiş sen hala ben varım sanıyorsun.

morutan yada cicaldau'ya ödenen bonservis ücretinin çok olması ve kötü transfer olmaları rossi'nin 5.5 milyon euro ödenerek alınmış olmasını iyi transfer yapmıyor.

mevcut ekonomik koşullarda 5.5 milyon euro herhangi bir oyuncuyu almak bile çok büyük bir miktar.

milliyetçi(!) ülkü ocakları geçinemiyoruz diye şikayet eden gariban esnafa 30 kişi baskın yapmaya devam etsin. az daha derine soksun kafalarını kuma!

anı yakaladım gibi :)

görsel

offf harbi bu ülke yaşanacak yer değil muhalefetin adayına kin kusan sözde muhaliflerin sıçmıklarıyla dolu.

kardeşim sen imamı da yavaşı da kk sayesinde tanıdın sen ne anlatıyorsun, halkta kötü chp algısını kırabilecek adam kim amk adam seyit soyundan geliyor adamı yinede sallamıyorlar harbiden atatürk kalksa seçilemez siz ne zannediyorsunuz.

tutturmuşsunuz hükümet fonlaması popülist ırkçı ümit yavşağını atıp tutuyorsunuz, üzücü lan valla bak.

bak siz bu milletin gerizekalılığını hafife alıyorsunuz, sizin bu elitiz ayaklarında anadoludan kopuk kadıköy-beşiktaş hattına sıkışmış ideolojilerizi totalde sikleyen yok.

sen idealizm istiyorsan tikko saflarına geçebilirsin mahsur'u yada başka muhalif sandığın adamı oraya koyunca yine ülkede bir şey değişmeyecektir.

şunu net olarak artık anlamanız gerekiyor bu devletin güvenlik elitleri (istersen derin devlet de) hükümet tarafından ele geçirildi ve muhalefetide iç dinamikleride hepsini kontrol ediyor.

vicdansız bir adama 20 yıldan fazladır yetki verirsen sadece görününle kalıcağını düşünmedim herhalde.

açık ve net şuan sizin taptığınız ümit denen herif hükümet güdümünde çalışan siyasi bir ajandır kendi partisinden olmayan adayı bile aday gösterecek kadar zavallıdır.

kk'nın politikasına bakmak zorundasınız davranışlarına ses tonuna değil adam hep uzlaşmacı ve devlete yapışmış kenelerden kurtarmak için mücadele veriyor. ben samimiyetine sonuna kadar inanıyorum sizde inansanız tayyare uğruna propogandaya son verirsiniz. inanayacağınız için tayyere yine kazanacaktır afferin böyle devam.

edit: kafam güzel inceden imlalara takılmayalım sabah toparlanır.

adam sadece bir kez müziği bıraktı döndü. beyinsiz insanlar kendileri yazıp duruyor, bir de cidden teoman’ın devamlı müziği bıraktığına inanıp bişeyler diyorlar. bu zeka ile nasıl yaşanıyor cidden merak ettim.

bodrum. ama evinizin altında olan.

çeşme de olabilir. camilerde var hep.

amina muadil bulunmuştur...

ümit özdağ akp yancısıymış, muhalefet oylarını bölerek akp'ye hizmet ediyormuş...

o halde yakın tarihe kısa bir geri dönüş yapalım.

2017 yılının nisan ayıydı...referandum yapılmıştı.

kılıçdaroğlu, akşener ve diğerleri saat 19.00 sularında yenilgiyi kabul edip evlerine çekilmişti.
bir bozkurt direndi, yüksek seçim kuruluna giderek referandumda hayır diyen seçmenlerin hakkını sonuna kadar aradı.

video.

o gün hiç biriniz yoktunuz.

ve bugün seçmeninin oylarının hesabını soran, ümit özdağ ve muharrem ince gibi adamları akp yancısı olmakla suçluyorsunuz.

sırf tekerleklerinize çomak sokup insanlara gerçekleri gösterdikleri için.

yazının başında "muhalefet" ifadesini kullandım. özür dilerim, 6'lı masayı muhalefet olarak kabul etmiyorum, şayet onları muhalefet olarak kabul etseydik, kuvayi milliye olarak ayrı bir parti kurmazdık...

biz muhalefet yapıyoruz, şayet sizin de muhalefet yapmak gibi bir niyetiniz varsa ümit özdağ'a destek verirsiniz.

daha ikinci entryde savunulmaya başlanılan mektup.
bu arapçılar hiç bu kadar arsız olmamıştı.

arap zaten de ondan. bir millet daha var mı yeryüzünde milliyetinden bu kadar fazla nefret eden ve din kisvesi altında vaz geçmek isteyen?

biz batılı mıyız diye diye dalyaraklar araptan çok arapçı oldular. ee ne diyelim bu kadar aşkla arap olmak isteyen bir millete. polonya'daki şirketin türk deyip pakistanlı kullanması da haklı bir davranış aslında. sen özüm diye diye sanki ortadoğuluymuş gibi davranırsan, elin oğlu peki der öyle gösterir.

söyleyene değil, söylettirene bakacaksın kardeşim.

orta doğulu ve afgan, paki mültecilerle, kaçak göçmenlerden şikayetçi olan insanlar ırkçılıkla suçlanıyor. yani şikayet edenlerin ve bunların gitmesini isteyenlerin haklı gerekçeleri olmadığını, sırf ırkçılık yüzünden bu insanlara karşı düşmanlık sergilendiğini iddia ediyor sjw'ler.

oysa türkiye'de sayısı en kalabalık mülteci ve göçmenlerden biri de afrikalılar. niye bu ırkçı türkler afrikalılardan şikayet etmiyor? niye bu sözlükte her gün afrikalı mülteci başlıkları açılmıyor?

çünkü etraflarına zarar vermeden, kendi hallerinde yaşayıp gidiyorlar.

ha yanlış anlamayın sakın. aynı afrikalı göçmen ve mültecileri siz bir de fransa'da, italya'da, danimarka'da falan görün. afganları, suriyelileri mumla aratırlar. türkiye'de efendi efendi çalışıp yaşayan afrikalı göçmenler, avrupa ülkelerine ulaştı mı, yerleştikleri yerin birinci asayiş sorunu haline geliyorlar. afrikalı çeteler kasıp kavuruyor doluştukları civarı.

türkiye'de kendilerini kontrol edip, sorun çıkarmadan yaşıyorlar, çünkü çok ayrıksılar. bir kere, müslüman bir ülkede hristiyan olarak bulunuyor çoğu. müslüman ülkelerde, gayri müslim göçmenlerseniz, hiç dikkat çekmeden yaşamak zorunda olursunuz. realitedir bu.

dışa kapalı göçmen communityleri olarak yaşıyorlar ve sorun çıkarmıyorlar. o yüzden milyonlarcası türkiye'de yaşadığı halde, hiç gündemimize oturmuyorlar.

mesela ırkçılık, ırkçı ön yargılar değil yani, mesele insani. bir insan topluluğu, dışarıdan gelen bir grup yüzünden en temel insani ihtiyaçlarını, yani asayiş ve güven hissini tehlike altında görürse, elbette tepki gösterir.

aslında doğru söylüyor olabilir. bir erkeğin parası yoksa ne tek başına kalacak evi vardır, ilişkide partnerine özel alan yaratamaz. ne arabası vardır, sevgilisi ile rahat rahat görüşemez- gezemez. ne cebinde birikmiş fazla parası vardır, o mekan bu mekan gezip rahat rahat eğlenip tüketim aktiviteleri hazırlayamaz. ne de çalışmaktan zamanı vardır, sevgilisine zaman bile ayıramaz; çünkü tüm gün çalışıp, kalan zamanını da ev-aile işleri ile geçirmekle uğraşır.

para zamanı satın alır denmesinin sebebi bu zaten. sizin paran değil kişisel özelliklerin kötü dediğiniz erkek, zaten parası olması dahilinde size daha özel davranabilecek sosyoekonomik statüye ve zamana ulaşır. size daha fazla özel alanla beraber, daha özel zaman yaratabilme, daha özel aktiviteler hazırlayabilme, daha özel davranabilme fırsatı doğar. ondan sonrasında kişisel özellikleri devreye girer, o ayrı bir konu evet.

ilişkiler zaten sosyallik, tüketim, ve beraber yapacağınız aktivitelerden oluşuyor desek yalan olmaz. bunların hepsi de parayla yapılan şeyler. hadi bir yerlere gidelim diyen kadına evde oturalım dediğinizde, sizi asosyal, tembel, kadına değer vermeyen biri bularak bırakabilir; ama adamın parası yoksa ne yapabilir ki? belki de parası olması dahilinde çok sosyal, eğlenceli, ve kadını mutlu etmek için parasının tamamını harcayacak birine dönüşmeyeceğini nereden biliyorsunuz? eski sevgilim beni arabayla alıp sürekli oradan oraya götürür mutlu ederdi diye anlattığınız anılardaki mutlu olma aracınız elbette ki erkeğin o davranışı; ama o davranış parasız sağlanamıyor işte, anlamadığınız nokta orası.

bir erkek kadından daha iyi ekonomik duruma sahip değilse, o erkek ne yaparsa yapsın genelde ilişki yürümez. zaten kadınlar da erkeğe yardımcı olmak- anlayış göstermek, veya tüm bu olanakları kendisi de erkeğe sağlamak yerine, halihazırda parası olan erkekler arasından seçim yaparak kendisinin mutlu edilmesini bekler.

bekleyebilir, yargıladığım da yok. ben sadece parası olmayan erkeklerin neden yalnız kaldıklarını düşündüklerini, parasızlığın ilişki dinamiklerini erkek üzerinde nasıl kötü etkilediğini anlatmaya çalıştım. bildiğiniz üzere ilişkideki tüm bu sorumluluklar sadece erkeğe ait. kadın bekleyen, erkek de sağlayan konumunda. aksi takdirde ilişki oluşmuyor zaten.

bazı kadınlar bir ilişkideki bu sorumlulukları ve yükleri hiç taşımadığı için, bilmemeleri veya anlamamaları normal. zaten bu cümleyi kuran erkekler kadınlar parasız erkeklerle de beraber olsun diye birşey demiyorlar. sorun; kadınların parası olmayan her erkeği hemen tembel, özgüvensiz, ezik, ağlak, salak bir tip olarak görmeye başlamasından geliyor. adam öyle biri değil ki, sadece parası yok. kadının kendisi de bu paraya sahip değil veya erkeğe bu olanakları sağlayamaz mesela; ama kendisine bu şekilde hakaretvari tanımlar yapan kadın göremezsiniz.

bu ülkede çalışan olmanıza rağmen ev araba gibi değerler almayı geçtim, domates alamıyorsunuz. bu sonuçlar erkeğin kalitesiz biri olduğunu kanıtlamaz. belki sadece kazandığı türk lirasının alım gücünün olmadığını, ve ülkesinin fakir bir ülkeden ibaret olduğunu kanıtlayabilir.

bu savaş vasıtasıyla özellikle ülkemizin gençlerinin alması gereken iki ders olduğunu düşünüyorum:

mahir kaynak'a atfedilen bir laf vardır: "bir eylemin sonuçlarından kim istifade ediyorsa fail odur" diye. komplo teorilerine teşne milletimizin çok sevdiği bir akıl yürütme şeklidir. çoğunlukla da akıl yürüteni yanlış sonuca ulaştırır.

nedeniyse h. l. mencken'e atfedilen şu lafta gizlidir: "her karmaşık problemin açık seçik, basit ve yanlış bir cevabı vardır."

şimdi ilk sözü rusya'nın ukrayna işgaline uyarlayalım. buradaki en "natocu"sundan en "rusçu"suna kadar herkes hemfikir olur ki rusya ukrayna'ya saldırıp madara olmadan önce daha saygın ve ürkünç bir devletti. atlantik ortaklığı hem amerika'da hem avrupa'da sorgulanıyordu. nato'nun kabile devletlerinin petrolüne konmak dışında ne işe yaradığı tartışılıyordu. almanya fransa türkiye ayrı ayrı tellerden anglosaksonlar ayrı telden çalıyordu.

geldiğimiz noktada rusya'nın işgali nato'ya ikinci baharını yaşatıyor. türkiye'si almanya'sı vs. anglosakson hizasına gelmiş vaziyette. daha da bombası isveç ve finlandiya'nın nato'ya eklenmesi söz konusu. bu vaziyette en karlı çıkan amerikan ingiliz iktidarı oldu. ırak savaşı'ndan sonra bu ülkeler ve yalan haber servis eden istihbaratları itin götüne sokulurken bugün "demokrasi kahramanları" oluverdiler.

mahir kaynak'ın akıl yürütmesini izleyeceksek putin'in cia ajanı olduğunu düşünmemiz lazım. halbuki gerçek dünya ne yazık ki çok karışık bir yer. üstün bir akıl yok. binlerce değişken var. putin belli ki yanlış istihbarata ve çürük kadrolara dayanmış. totaliter bir lider olduğu için de ne sorunlar hakkında düzgün feedback alabilmiş ne de bu sorunlar gün yüzüne çıkarılabilmiş.

ikinci alınacak ders de burada yatıyor. demokrasi yerine totaliter yönetimi tercih eden bir ülke kaçarı yok rusya'nın yaşadığı sorunları yaşayacaktır. düzgün feedback sistemi olmayan hiçbir yönetim biçimi ayakta kalamaz. doğrudan bilgim yok ama düşüncem odur ki kremlin esasen tüm bu lojistik vb. yatırımları yapmıştır. yani gider kalemleri harcanmıştır. ama sistem o kadar sikik ki o para bürokrasi ve üç beş taşeron arasında kırışılmıştır asıl yerine ulaşmamıştır.

o yatırım alması gereken asıl yerdeki ufak memur ağzını açsa hayatının sikileceğini bildiğinden o da çenesini kapatıp hayatına devam etmiştir.

kıssadan hisse totaliter rejim bir milli güvenlik sorunudur.

edit: selfadjoint adlı yazarımız doğru bir noktaya temas etmiş aynen aktarıyorum:

"belki buna liyakati da ekleyebiliriz. belki para kirisilmadi iyi niyetle harcanmaya calisildi ama kadrolar beceriksiz olunca harcanan para karsiliginda birsey alinamadi."

örnekle anlatmak gerekirse.

şirket olarak almanya'ya ihracat yapacaksınız.

100 euro para alacaksınız.

bulgaristan'da paravan şirket kurup malları buraya 10 euro karşılığı satıp, bu şirket üzerinden almanya'ya satış yaparsınız.

ülkeye 10 euro girer ve devlete 4 euro verirsiniz bozdurmak için.

kalan 90 euro da bulgaristan'da kurduğunuz paravan şirkette kalır.

bakın ne oldu? bu saçma yapı yüzünden ülkeye 90 euro girmedi.

hem hangi şirket %40 kar ile ihracat yapıyor da bu dövizlerinden vazgeçsinler?

edit: merkez bankasına verilen dövizin elbette tl karşılığı veriliyor. ancak hangi şirket %40 kar ile çalışıyor?
bu şirketler yeniden döviz alıyor, tekrar alım satım komisyonu ödüyor.
neden kur farkı zararına girsin şirketler?

edit2:transfer fiyatlaması sebebiyle bu kadar yüksek oranlarda yapılamayacağı yönünde mesajlar geliyor. doğrudur.

ben olayın daha açık kavranması için abartılı rakamlar verdim. şirketler bu yolu kullanmaz bambaşka yollar kullanır yine bu dövizi vermekten kaçınırlar. anlatmak istediğim ihracat rekoru kırmak için çıktığımız yolda nasıl oluyor da ihracatçının belini kırdık?

“insan 16 yaşındayken dünyayı değiştireceğini düşünür.
18 olduğunda düşünceleri sert bir kayaya çarpar. 20 yaşına geldiğinde hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini anlar.
25 yaşına geldiğinde ise dünyanın onu değiştirdiğini fark eder.
ve insan 25 yaşında ölür, 75 yaşında gömülür.”

tarkovski

akp'nin ülkemize doldurduğu işgalcilerdir.

evet artık iş bu noktaya vardı.
bizim vatanımızda bizim topraklarımızda bizi istemiyorlar ve kovacaklarını söylüyorlar.

hala ümmet kardeşimiz diyenler ve bunları entegre etmeye çalışanlar bu işe ne diyor?

kuneri film in logosu ayrı koparmıştır (:

o ne öyle istiklal mahkemeleri gibi?

ahmet davutoğlu'na ait olan bu sözün tam doğrusu şu: "milyarlarıma milyar katardım benden sonraki başbakan gibi"

eski başbakan ve gelecek partisi genel başkanı ahmet davutoğlu 14 nisan 2022'de diyarbakır ziyareti sırasında kendisine gelen bir soru üzerine hararetli bir yanıt verdi.

başbakanlığı döneminde şimdi itiraz ettiği konulara ‘o zaman neden itiraz etmediği’ eleştirilerine yanıt veren ahmet davutoğlu, “itiraz etmeseydim başbakanlığım gitmezdi, itiraz etmeseydim benden sonraki başbakan gibi bakanlar gibi milyarlarıma milyar katardım” ifadelerini kullandı.

kaynak

şimdi sayın davutoğlu bu önceki gizem serisinin devamı oldu.

1- şu "7 haziran 2015 - 1 kasım 2015 seçimleri arasında olanları anlatırsam kimsenin insan içine çıkacak yüzü kalmaz" diyordun önce bir onu anlat.

2- hangi milyarların vardı?

3- o milyarlara yeni milyarları nasıl katacaktın?

4- senden sonraki başbakan ki binali bey oluyor kendileri, o nasıl milyarlarına milyar katmış?

herşeyi lost gibi bir gizem içinde bırakıyorsun. muhaleffetteki siyasetçisin hepsini anlatmakla yükümlüsün. ortaya bir şey atıyorsun devamını getir.

olum napalım illa biz mi sokaklarda adaleti sağlayacak türk gençleri çetesi kuralım. onu mu istiyor bu devlet? her ilçede örgütlenip sırayla nöbet mi tutalım bu piçlerin ağzını burnunu kırmak için? yeter artık vallahi yeter.

yükselmemiştir, adeta patlamıştır.

çok genç sayılmam, 30larımdayım. 1 tane müslüman arkadaşım yok. bildiğin yok. 10’a yakın arkadaş var 1’i bile müslüman değil.

liselilerden ve üniversitelilerden hiç bahsetmim. dua bilene entelektüel diyolar. dini sevmiyor, hayatlarını kendi istedikleri gibi yaşamak istiyorlar.

birde bir üst kuşağa bakıyorum, geneli akp türkiyesini yaşıyor. din hayatın heryerinde.

türkiye çok keskin bir yol ayrımına girdi ve işin rengi günden güne değişiyor.
ateistlikten müslümanlığa döneni görmedim daha yalnız müslümanlığı bırakıp ateist olan bir çevrem var.

hangi erkeklerin zeki kadın sevmemesi.?

iki eliyle aynı anda yemek yiyenler kim oluyor? hem şeytan, hem bir melek mi? yoksa bu mutluluk masalında zalim bir kara melek mi?