türk insanının yaşadıklarının yarısını yaşasalar itlaf itlaf diye sokaklara dökülürlerdi.
otoyola fırlayan köpek yüzünden kaza yapma riski olmayan, çocuğuyla yürürken köpek çetesine rastlamak gibi bir korku çekmeyen, işe okula giderken köpekleri düşünerek yolunu değiştirmek zorunda kalmayan, "acaba çocuğum servisten inerken bir köpek saldırır mı" diye endişelenmeyen, kuduzdan ölmek ya da kolu bacağı köpek dişlerinin arasında yitirmek gibi kaygıları olmayan tuzu kurular bu tepkiyi verebilir ancak.
anca türkiye'ye tatile gelir, bedavadan az pahalıya tatilini yapar, istanbul'un keyfini çıkarırken "ay çok tatlıı, kediler ve köpekler istanbul'un asıl sahipleri ^_^" diye toplu taşımadaki köpeği, yemeğine dadanan kediyi çeker, insta'da paylaşıp like alır, ülkesine döner.
zır deli tipler her gün gelsin evinin, iş yerinin önüne çuval çuval yemek artığı, kemik, mama döksün, pislik yaratsın, köpek çetelerini mahallesine dadandırsın, bak nasıl ağlaşıyorlar polizei diye.
yasam kullanma kilavuzu7 profili
-
alman hayvanseverlerden türkiye'ye tepki
-
bir erkekle bir kız gerçekten arkadaş olabilir mi
hayır.
buyrun tuğla gibi çalışması. bir sürü bulurum böyle de, bu aklı başında insanın gözlem yeteneğini kullanarak edinebileceği bir bilgi zaten, bunlar için makale veritabanı eşelemeye gerek yok.
özet geçelim, pamuk ipliğine bağlı kadın-erkek arkadaşlıklarında karşılıklı körlük söz konusu. erkekler, karşı cins arkadaşlarından hoşlanmaya çok daha fazla meyilliler, üstelik bu duyguların karşılıklı olduğunu düşünüyorlar. kadınlar, karşı cinsle "sadece arkadaş" olmaya daha müsait; ancak erkeklerin bu duygularından haberdar değiller ve kendileri bir duygu hissetmedikleri için erkek arkadaşlarının da onlara alıcı gözle bakmadığı zannındalar.
kısacası erkek, beraber oturup kalktığı, vakit geçirdiği kadından etkileniyor. erkek biyolojisinin farkı bilinmeyince -hani eşittik- kız arkadaş edinir gibi erkeklerle de arkadaş olunabileceği zannediliyor. yok bacım olamıyorsunuz erkek biyolojisi buna müsait değil. -
azerbaycanlıların türklerden nefret etmesi
hocalı'da kan dökmüş ermenilerden nefret ederler, türklerden değil. yemiyoruz bu algı yönetimini. koca ülkeye allah'ın katarlısından surisinden peştunundan sahra altı zencisine 20 milyon insanı sığdırdık da soydaşlarımız sığmadı öyle mi?
saygı gösteren saygı görür. türk web sitelerine, sosyal ağlara giren pek çok azerbaycanlı var, "kardeş vatan azerbaycan'dan salamlar" yazıyorlar mesela, sen o insanlara "ehe ehe bizden de salamlar sosisler" diye cıvıtık bir cevap verirsen elbette bu terbiyesizliğinden hoşnut olmazlar. bu tarz zibidiliklere çok denk geliyorum; hatta bizdeki bu zibidilere gücenip, azerbaycan türkçesiyle alay eden türklere diss attıkları rap şarkısı bile yapmışlardı. etkiye tepki. -
gülerek ben yemek yapmayı bilmem ki diyen kız
"gülerek ben yemek yapmayı bilmem ki diyen erkekten farksız kızdır."
bal gibi de farkı var. anne olsa, bebeği ek gıdaya geçince çorba bile yapamayacak doğru düzgün. hiç alt tarafı bebek yemeği demeyin. onların da damak tadı var. kıvamını tadını tuzunu beğenmezse yemiyor.
bak kocasına yemek yapmaktan falan bahsetmiyorum bile. onu söylesem zaten duvar diplerinde kurşuna dizersiniz. -
antalya'daki rus nüfusunun 250.000'e yaklaşması
antalya'da 10 milyon rus'a varmış. bilmez ki üstün zekalı, 1 milyon rus, kırım'ın gitmesine sebep oldu.
antalya'daki türk vatandaşlarının ev-iş bulma sıkıntısı yaşayacak olmasını geçtim, antalya ile hiçbir tarihsel bağı olmayan, orada kulçun kulçun kolonileşmek için hiçbir hakkı olmayan bir millet. bir yerde hangi etnik grup sayıca üstünse, hak talep etmeye cüret eder. suriyeliler yüzünden bu eninde sonunda başımıza gelecek, bunun altyapısı oluşturuldu. bir de elin gopniğiyle mi uğraşacağız? bugün suriyeliden afgandan iyi diye rusun harıl harıl ülkeye yerleşmesine alkış tutanlar, 30 yıl sonra çocuklarına torunlarına toprak bütünlüğü korunan bir türkiye kalmadığında ağlamasınlar.
ki o gopnik dediğimiz rus da senden benden akıllı. adamlar kendi ülkelerine yabancıların yerleşmesini istemiyorlar, kök söktürüyorlar. from russia with hate diye belgeseli bile çekildi, st. petersburg'da bile slava benzemeyen göçmenler diken üstü yaşıyordu. bizdeki gevşeklik yok. burada bir suriyeli ya da afgan bir türk kızının kafasını taşla eze eze öldürebilir, * oradaki ruslar hiçbir şey yapmayan adamları avlıyor bildiğin, avlıyor. neo-nazi olun, yabancılara ırkçılık yapın demiyoruz tabii, sadece bu kadar gevşemeyin. "on milyonu gelsin yeaaa" diye rahat rahat konuşmayın. on milyona gerek yok, bir milyona ulaştıklarında ülke senin ülken olmaktan çıkacak. bırakın şu beyaz et tapınıcılığını. adamlar sarışın mavi gözlü diye tehdit olduğunu algılayamıyorsunuz. suriyelinin işgalinden hiçbir farkı yok şu durumun.
edit: belgeselde moskova diye aklımda kalmıştı, st petersburgmuş. espoan'a uyarısı için teşekkürler. -
12 yaşındaki çocuğu öldüren 14 yaşındaki suriyeli
suriyeli failin ismi, cismi, özellikle de etnik kökeni özenle gizleniyor.
suriye'den getirip türk yurduna yerleştirdiğiniz muhammed ismindeki bu mülteci çocuğu, bir türk çocuğunun boğazını sıkıp ölümüne sebep olmuştur. bu haberi dansöz gibi kıvırmadan olduğu gibi vatandaşa bildirmekle yükümlüsünüz.
daha acı olan da şu ki, oğulları bir suriyeli yüzünden ölmüş acılı türk ailesi, çalışıp vergileriyle o suriyeli aileyi geçindirmek zorunda. -
yerli komedi dizi ihtiyacı
gülse birsel tarafından karşılanmaması gerekendir.
elli yaşına gelmiş, tepesi açılmış sarp apak'ı evin çapkın ve yakışıklı(?) oğlu rolünde görmek istemiyor kimse.