bunu herkes izlesin

https://youtube.com/…f8gr7jvqzy?si=bkuobjepsikbaydg

bunu evlâdı olanlar izlemesin

https://twitter.com/…?t=awpbq6an213kpiqihvovva&s=19

suçluyu adalete teslim ederek 4 yıl yediğin ülke. merak ediyorum, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmadan kolluk kuvvetlerine nasıl teslim edebilirsin?

hiç gitmeyen bir şey elbette gelemez. bu ülkede çocuğuna süt alamadığı için intihar eden anneler, asker oğluna düzenli para gönderdiği için kuru ekmeğe muhtaç babalar var.

siz unutursunuz ama arşivler unutmaz.

kuzey marmara yolunda olan kazalari kasitli olarak medyaya sunmuyorlar.
tirlar 140-150 ile gidiyor kimsenin umrunda degil.

17 yaşlarında şunu yapan canlıdan ömür boyu bir şey bekleme. bu büyüyünce de insan öldürecek. sen bugün kedi öldürmüş diye serbest bırakırsan yarın öbür gün karşına bir insan katili olarak gelir. bunu alacaksın hapiste ömür boyu temizlik yaptıracaksın.milletin bokunu temizleyip dursun.çünkü bu ve benzeri yaratıklar hayatları boyunca başka bir boka yaramazlar .

tarikatlar ne zamandan beri toplumun, milletin ve hatta dinin değeri olmuş?

gerçeklerin ortaya çıkmasını içine sindiremeyenlerin verdiği cezadır.

80-90.

ben bu değerlendirmeleri; dolar 3 lira 5 lira 10 lira olmaz, ülke batar, diyenler için yapmıyorum. tükürdüklerini yalamaları bittiyse yalayacak bir şey bulur onlar.

6 sıfırlı döneme yetişemeyen genç arkadaşları tenzih ederim ama doların aslında 29.4 lira olmadığını, 29 milyon dört yüz bin lira olduğunu bilenler için gerçekler bunlar. 6 sıfır atmakla gerçekten kaçamazsınız.
cumhuriyetin ilk yıllarında, 2 dolar, 1 tl ancak ederken, geçen 100 yıllık süreçte;

29.4 milyon*2

= 58.8 milyon kat değer kaybetmiştir. bundan daha ağır bir küfür nasıl yenebilir bilmiyorum ama dolar şu seviyeye çıkmaz, mümkün değil falan diyenler, 20 olmaz 30 olmaz diyenler, çok iyi bir küfürü hak ediyorlar…

asgari ücretten dolayı fiyatlar bir kaç gün içinde iki katına çıkar zaten ve 2024' e hoşgeldin deriz.
millet yüzde on enflasyonla baş edemiyor gelişmiş ülkelerde. biz her sene yeni yıla % 100 enflasyonla merhaba diyoruz ve artık gerçekten çekilecek bir tarafı kalmadı.
bütün emekler boşa gidip duruyor ama toplumda tık yok!

15 çalışanı olan işletmenin ortalama aylık maaş ve sgk giderini 87.500 lira artıran maaş zammıdır.

maaş ve sgk %50 artınca hammadde %20-25 (döviz artışı hariç) artar bu ülkede, üretimle uğraşanlar bunu bilirler.

diyelim ki mobilya üreten bir firmamız var. ayda 150 birim ürün üreten ve 15 personeli olan bir firmanın ürün başı genel üretim gideri 750 lira arttı. üretilen ürünün hammadde gideri ortalama 6.000 lira diyelim, dövizden bağımsız bu hammadde gideri 1 ocak itibariyle 7.500 liraya çıkacak. kafadan hiçbir şey olmadan ürünün maliyeti 2.250 lira arttı.

bu 2.250 liranın toptancıya yansıması 3.500 lira, vatandaşa yansıması 6.000 lira olur.

bu ürün fabrikasında 9.000 liraya üretilip 12.000 liraya toptancıya çıkılıp yaklaşık 18.000-20.000 liraya müşteriye satılırken şu an 11.250 liraya üretilip 14.500 liraya toptancıya çıkılacak, vatandaşta bu ürünü ortalama 22.000-24.000 liraya alacak.

sadece rakamlarla oynayarak durup dururken %25 enflasyon oluştu bir üründe.

eğer maaş artışı 14.000 lira civarında olsaydı emin olun hiçbir şeyin raftaki fiyatı %10’dan fazla (döviz artışı hariç) artmazdı bu ülkede.

görsel

bir yazar üretime katkısı olmayan öğretmenler demiş. doğru demiş. çünkü biz mühendisi japonya'dan, işçiyi hırvatistan'dan, doktoru, hemşireyi fransa'dan ithal ediyoruz. adamın aklı yok ama fikri var yemin ederim.

kim fetöcü kim değil ilk başta anlamak zor olabiliyor. fişlenmemek lazım.

kendi evinizde aldatmayın kediden köpekten fena tüy döküyorlar her türlü yakalanırsınız.

her şey olduk türk olamadık amk.

edit: aahahah birilerinin zoruna gitmiş pm'dan saldırıyor. arkadaşlar 24 saatte 12 şehit verdi bu ülke ve siz hala filistin diyorsanız evet türk olamadınız.

yukarıda bir arkadaş ülkemizin asgari ücretli cennetine dönüştüğünü söylemiş. çok doğru.

2007 yilinda yeni mezun bir mühendis olarak 2000 tl ile ise girmiştim. o sene asgari ücret 2007 yılının ilk altı aylık dönemi için net 403,03 ytl, ikinci altı aylık dönemi için 419,15ytl olarak uygulanmış. yani ben asgari ücretin 5 katına işe başlamışım. şu anda 85 bin liraya işe başlayan bir mühendis var mı?
bu sorunun cevabı ülkede ne yapilmaya calisildiginin kanıtıdır.

adamların terörist dedikleri hamas'ı desteklerseniz, onlar da sizin terörist dediklerinizi destekler.

arkadaşlar orada yalnızdımmm.

görsel
görsel

oe eylüle göre econun kocası olmadan dinamik bir grupla fas'a gitmesi normaldir ve destek verilmesi gerekir ama kendi sevgilisi arkadaşlarıyla tatile gitmek isterse ''noooo''. suç bunlarda değil suç bunlara qawatlık yapanlarda.

dünyanın kendi etrafında döndüğünü zanneden ve her konuda ben ben diyen kadınların yedi sülalesine enlemesine gireyim.

ya bu çiçeğimsi bitki, eskiden parklarda olurdu da sakın yemeyin zehirli bunlar diye bize uyardıkları şey değil mi.
biz küçük domates ağacı derdik.

akape oy pusulasında olmasa, bunlar ampul çizip basar o kadar söyleyeyim..

şampiyonlar ligi finali bileti 800 euro iken tarkana 1400 euro veren vurduruyordur.

elin götü boklu japonuna bak hele , suzuki vitara satmış türkiye'ye , bu vitaraların hepsinin koltuk demirleri paslıymış.

bir kardeşimiz de suzukiye mail atıp caponlar ya bu işi çözün ya da gelirim oraya demiş.

caponlar da buna ; tğrk yargı sistemi çok uzun sürüyor hacı , ayrıca sen üçüncü dünya ülkesisin , canın bizim için çok önemli değil minvalinde mail atmışlar.

şimdi bu kardeşimiz de mahkemede tanrı türk'ü tabii ki korur ama biz tedbirimizi alalım diye uğraşıyor .

caponların tehdidine karşı da

- 'kurt sürüye daldı mı , ne çoban bırakır ne köpek hacı ' demiş , alayının içinden geçmeye niyetli belli ki , bu minvalde suzukisi olan olmayan kim varsa bu kardese destek olsun .

ben de bir mesaj atıyorum şimdi caponlara ; kubilay gibi gelecegiz yanlız bu sefer gemimizi delecek çinli hainler yanımızda değil şeklinde.

değil beşiktaş'a, sıradan bir anadolu kulübüne bile yakıştıramadığım eski futbolcu, kötü teknik direktör, yabancı dil bilmeyen genel koordinatör.

bu adamın şu görevde olması akıl alır gibi değil. yaptığı görevle alakalı hiçbir vasfı olmayan bu adamın futbolun başına atandığı her aklıma geldiğinde şaşırıp kalıyorum.

google'ın 30 sene önce emekli olan bir ms-dos yazılımcısını 2023'te yapay zeka departmanının başına getirmesine benzetiyorum.

bu güzergahtaki ezeli minibüs terörünü bitirecekse mükemmel proje.

"zaten marmaray var" veya "zaten metro var" diyenler marmaray ve metro istasyonlarının daha aralıklı ve sahil ile e5 hatlarında olduğunu, minibüs yolunun üst (kuzey) tarafında oturan kitlenin çok yukarıda kalan metro veya çok aşağıda kalan marmaray yerine minibüs güzergahını tercih ettiğini gözardı ediyor. marmaray istasyonunun paralelinde oturan ben bile çok kısa bir mesafe gideceksem ve işim minibüs yolu üzerindeyse sahilden gitmemeyi tercih ediyorum.

raylı sistemin rahatlığı ve kapasitesi ile hiçbir şeyin yarışamadığını son beş yılda iyice gördük. o yüzden projeyi yürekten destekliyorum.

yerli ve milli kekolar
çöl bedevileri
hava kirliliği
park ve yeşil alan yetersizliği
yerin altı yerine üstünden giden metro
geceleri toplu taşıma olmaması
güzelim tarihi şehrin kalbine saplanmış toki gökdelenleri
ovanın fütursuzca imara açılması
yapılıp ertesi sene tekrar kazılan yollar

bonus: hayatımda gördüğüm en saçma lokasyon ve mimariye sahip futbol stadı.

krediyi çektiğimde ödemesi 1.700 lira maaşım 1.500 lira civarındaydı. şuan ödemesi hala 1700 lira, böyle olacaksa 20 sene bile ödemeye razıyım. ekşideki çakma yeşiladalara kalsa kesinlikle ev almayın fiyatlar köpük diyorlardı.

avrupadan bir iş buldum, remote. bir süre çalışıp denedikten sonra taşınarak ülkeden gideceğim. döneni de sınırda siksinler.

asgari ücrete yapılan oranda zam almayanların gelirleri asgari ücretlilerinkinden daha da beter düşecek anlamındaki açıklamadır. olayın özü bu.

kemalizm aklı ve mantığı öne çıkarır. dogmalarla, safsatalarla uğraşmaz. atatürk'ün şu sözü herşeyi açıklar “dünyada her şey için, yaşam için, başarı için en gerçek yol gösterici bilimdir fendir. bilim ve fennin dışında yol gösterici aramak aymazlık, bilgisizlik, doğru yoldan çıkmışlıktır.” yine son sözü “eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin." bu sözü hangi lider, ideolog, söyleyebilir.

şans oyunları hangi holdinge bağlıydı???

öz hakiki beyaz yakalılar 7 haneli hhjkhlkjhjk çok ciddi zeka sorunu var burada

futbolda galatasaray,basketbolda anadolu efes,voleybolda vakıfbank taraftarı olan insanları üzdüğümüz maç olmuştur.

(bkz: mein herz brennt) dinlememiş yazar beyanıdır.

miletçe saraya sığmayız, giremeyiz ama saray bize girebilir. o yüzden biz daha büyüğüz.

ehem.

çoğunlukla sonradan istanbul'a gidenlerin istanbul'dan ankara'ya laf etmesi ile yaşamaktır.
not: ankara'yı sevmeyen doğuştan ankara'lı

dizel motorların 80.000km den sonra traktöre bağlaması, gürültüsünün iki katı artması.

cuma mübarek günde arabistan'da oynanması tesadüf olamaz hepsi ali koçun planı ismail kartalı da haccın ortasında fenerbahçe teknik direktörü olarak getirtmişti o zaman demiştim umarım başımıza yeni bi felaket gelmez diye ama şu zamana kadar iyi geldik diyebiliriz.

hadi be hacı ismail tüm takımı da al yanına bi düzgün abdest alıp cuma namazına götür takımı da şu kupayı alalım kazasız belasız.

mert hakan hariç mümkünse hiç götürmeyin istanbulda bırakın kalsın orda götürürseniz eğer orda bırakın geri getirmeyin sakın unutmuş gibi salağa yatın.

2023 model sıfır km'si 1.5m'a satılan ateca'nın, 30k kmde 3 yaşındaki haline neredeyse aynı fiyatı isteyen çakalların olduğu piyasa.

olursa doktora eğitim düzeyi, en az 5 yıllık belirlenen iş alanlarında deneyim, orta düzey ingilizce veya diğer avrupa dillerinden birini konuşuyor olmak, en az iki yüz elli bin euro'luk kaynağı belli banka hesabı, temiz sabıka ve benzeri şartları olacaktır. gidip gidip geri dönülen kanada'nın şartları bile belli.

bizim ekşiciler -gerçekten seviye şüphe edilir kıvamda- avrupa'nın "çomar bastı^*. abi ülke ahıra döndü ya" diye aklından geçirenleri direkt vatandaş yapacaklarını sanıyor.^**

hoş, yukarıdaki lalettayin saydığım özelliklerden birkaçını sağlayan ve çok gitmek isteyenler zaten gitti. almanya için yeterli kalifiye düzeyde bile olmanıza gerek yok.

avrupa sizin suyunuzu çıkarmadan yaşayabiliyor musunuz bir bakın bakalım. denemeye değer. zor değil.

koridor kenarındakini bir nebze olsun anlarım. çantasını önce kapıp gidecek. cam kenarında durup ayakta dikilen var. söyleyecek söz bulamıyorum. ayakta da olsan otursan da aynı sonuç. bir de koridor kenarındakine "hadisene" falan diyen oluyor. geçmek istiyorsan geç ya başkasına ne karışıyorsun.

hapishanede iken bile, farkında olmadan vatana büyük hizmet eden mahpus durumdaki mebustur.

ülkenin anayasal düzlemden nasıl koptuğunu, yargı sisteminin çöktüğü, ebedi lider mustafa kemal atatürk'ün kurduğu ve bizlere emanet ettiği aziz vatanda devletin nasıl tek bir siyasi partinin aparatı hâline geldiğini çok güzel afişe etmiştir.

bu ülkede bağımsız yargı, anayasal düzen, kuvvetler ayrılığı, şeffaf ve adil devlet nizamı diye bir şey kalmadı. her şey yerle yeksan oldu. iddia ediyorum, arap ülkeleri ve iran bile bizden çok daha fazla oranda devlet ciddiyetine sahiptir.

kavga esnasında deli deli bağıran, erkeği tutan kadınların allah belasını vermesin. daha kötüsünü yazacaktım ama yazmıyorum.

adam motorcu, kaskı var, darbe emici giysileri var. o topitopları hoplatabilirdi ama para isteyen tinerci gibi sarılan bir kadın var. adam tek başına kavga edemiyor. karşısında iki adam bir de kadın var. kadın karşı tarafta olsa bu kadar zarar vermezdi.

motorcunun kavga başlatmak için istekli olduğunu gördüm, videoda sıkıştırma falan görmedim. yanında kadın varken kavga etme. edeceksen de normal bir kadın varken kavga et.

türkiye'de birisi sizi canınız veya namusunuzla tehdit etmiyorsa kavga etmeye çalışmayın.

yanınızda akıl hastası gibi sesler çıkaran ve tinerci gibi sarılan bir kadın varsa sokağa bile çıkmayın.

edit: motorcular kavgada avantajlıdır. kafada kask, elde vurduğu yerden kan çıkartan sert eldivenler vardır. bir motorcu kolay kolay dayak yemez. tabi yalnızsa.

böyle bir başlık açıp konunun işlendiği örnek görselleri paylaşmamak nereden baksan elle tutulur bir hareket değildir

hayır.

buyrun tuğla gibi çalışması. bir sürü bulurum böyle de, bu aklı başında insanın gözlem yeteneğini kullanarak edinebileceği bir bilgi zaten, bunlar için makale veritabanı eşelemeye gerek yok.

özet geçelim, pamuk ipliğine bağlı kadın-erkek arkadaşlıklarında karşılıklı körlük söz konusu. erkekler, karşı cins arkadaşlarından hoşlanmaya çok daha fazla meyilliler, üstelik bu duyguların karşılıklı olduğunu düşünüyorlar. kadınlar, karşı cinsle "sadece arkadaş" olmaya daha müsait; ancak erkeklerin bu duygularından haberdar değiller ve kendileri bir duygu hissetmedikleri için erkek arkadaşlarının da onlara alıcı gözle bakmadığı zannındalar.

kısacası erkek, beraber oturup kalktığı, vakit geçirdiği kadından etkileniyor. erkek biyolojisinin farkı bilinmeyince -hani eşittik- kız arkadaş edinir gibi erkeklerle de arkadaş olunabileceği zannediliyor. yok bacım olamıyorsunuz erkek biyolojisi buna müsait değil.

maalesef memlekette görgüsüz zengin bir kitle var hiç azımsanmayacak sayıda.
kendilerini parayla saydırmak gibi bir alışkanlıkları var. yok ateşliyoruz, yok cimrilik yapmayın bilmem ne. bunların genel iletişimi parayla. ve bunların yarattığı ona bahşiş buna bahşiş durumu bir beklenti yaratıyor ve "bahşişe selam, bahşiş vermeyene dönüp bakmam" diyen bir servis sektörü elemanı profili oluştu.

eşini de fasa gönderiyor muymuş? :)

şuanda %35 vergi diliminde olan birisi maaşının yarısını vergiye ödüyor evet yarısını.bu sistem umarım bir gün değişir. sözde muhalefet partileri şu konuya bir el atsa da gündeme getirse. aldığımız 3 kuruş yine kısa sürede kuş olacak, sene sonu yine bitiklere döneceğiz. koca koca firmalar sinek kadar vergi ödeyip kamyon kadar para kazanıyor, iş bordrolulara gelince saplayın geçin. ne güzel cumhuriyet..

evden 5 dakika geç çıkarsam gideceğim yere 30 dakika gecikmem..
etrafın psikolojisi bozulmuş insan kaynaması toplu taşıma kullanmak yeterince yorucu iken sağdan soldan gelecek tehlikelere karşı sürekli tetikte olmak ve kendini savunmak zorunda kalmak. bunu sadece fiziksel değil sözsel olarak da yapmak.
kendine ait bir alan bulmanın çok zor olması.
evlerin güneş almaması gün ışığını görmeden günü bitirmek.
deprem korkusu yüzünden uyuyamamak tetiklenmek.
fiyatların uçup gitmesi elde avuçta para kalmaması
rüzgarlı havalarda şemsiye kullanamamak sırılsıklam olmak
taksilerin müşteri almama hastalığı
kaldırımların berbatlığı. yaya olarak yürümenin inanılmaz zor olması. bazı yerlerde kaldırım dahi olmaması. kaldırım olan yerlerde arabaların kaldırıma çıkması, kuryelerin kaldırımdan gitmesi, hatta yeni terörist scooterlar kaldırımı kendilerinin zannedip düdük zaten tek kişilik kaldırımda yol istemeleri
insanların nasıl yürüyeceklerini bilmemeleri. hala yürüyen merdivenin solunda duran insanların sayısının çokluğu. iki kişilik kaldırımda karşıdan iki kişi gelip çekilme zahmetinde bulunmayacak görgüsüz terbiye yoksunu olmaları
garip bir şekilde sağda solda uyuşturucu kullananların artması. insanın en merkezi yolda yürürken bile kendini güvende hissedememesi.
yüksek sesle konuşanlar, kalabalıklar, trafik yoğunluğu, araba sesleri, herkesin kendini haklı zannettiği bir dünya burası.

ülkedeki oraya buraya yaltaklanmadan işini yapan spor muhabiri sayısının azlığını hatta yokluğunu ortaya çıkaran futbolcu.

adam 12 maçtır sahada yok, bununla ilgili daha bir tane soru yöneltilmedi okan buruk'a.

bu adam sakat mı ? sakatsa neden oynatılıyor ? kendisi mi oynamak istiyor ? okan buruk icardi'ye otur sen yedeksin diyemiyor mu ? yoksa okan buruk mu icardi'yi zorla oynatıyor ?

ne izliyoruz abi biz 2 aydır ?

bu adam golün her türlüsünü attığı gibi takımın oyununda da ciddi bir pay sahibiydi, 90 dk boyunca her hareketi, her pas, her aksiyonu doğru olan bir adamdı.

sanırım yaşadığımız sürece her nesilde, aynı siksok tartışmaların silbaştan yapıldığını göreceğiz. şimdi de sıra, z kuşağına eğriyi doğruyu öğretmeye gelmiş anlaşılan.

sizden bir kuşak öncesine kadar karakolda sorgu işkencesi, elektrik verme falan son derece sıradan bir olaydı. o kadarını zaten filmlerden falan farketmişsinizdir. askerliğimi, geçmişte işkence olayları ile meşhur olmuş başka bir cezaevinde yapmıştım. karakolu, cezaevini bi kenara bırakırsak askerde komutanların ne kadar sudan sebeplerden emrindekilere şiddet uygulayıp hakaret ettiğini de büyüklerinizden defalarca dinlemiş olmanız lazım.

bütün bunlar cepte dimi? şimdi birde ideolojik çalkantılardan dolayı huzur muzur kalmadığı için askeri yönetimin iktidarı darbeyle ele aldığı yıllarda, korumak için yemin ettiği vatanı bölmeye azmetmiş, silah arkadaşlarını şehit etmiş teröristlerin ve destekçilerinin kaldığı hapishanenin komutanının neler yapacağını hayal edin..

haa teröristler, olayları dibine kadar egzajere ediyorlardır, bire bin katıyorlardır illaki. güzel de ekmeğini yediler bu propagandaların. ama işkence mişkence kanıtı nerede kardeşim dersen gerçeklikten koparsın. suçluluk psikolojisi ile tarihî baştan yazıyor durumuna düşersin.

yapılması gereken, ne esat oktayı, ne de şeyh sait i kahramanlaştırmamak. şiddetin başka şiddete meşruiyet kazandırmadığını yapılan bir alçaklığın, başka hainleri, kutsal kahraman haline getiremeyeceğini ifade etmek. aksi takdirde barışın tek yolu, taraflardan birinin topyekûn imhası ile mümkün olabilir ancak.

bakışlarındaki, gülümsemesindeki ve hareketlerindeki kalbe odaklı, sadece ikinizin bildiği minik işve ve cilveler.