bazi anlamlara gelmeyen kelimeler9
profili

  • kimse tarafından çok sevileceğine inanmamak

    “kimse, seni sen olduğun için sevmeyecek; herkes seni, seni sevmenin onlara ne kadar yakışacağını düşündüğü için, yani kendileri için sevecek. ve bu da demek oluyor ki insan böyle yaparak yine kendini sevecek. sen hiç sevilmemiş olacaksın hikayenin sonunda.” dostoyevski

  • bir öğretmende olması gereken en önemli özellik

    fakir baykurt daha çocukken, çocukluk merakıyla kahvehanede içilen çaya merak sarar ve 'ille de çay' diye tutturur. anası fakir baykurt'u tutup kahvehaneye götürür ve bir çay söyler. gelen çayı nasıl içeceğini bilmeyen fakir baykurt sıcak çaydan bir yudum alıp da ağzı yanınca elindeki bardağı düşürür. bunun üzerine annesinden gelecek tokatın hesabını yaparken beklediği olmaz ve annesi bir çay daha söyler. yaşı ilerledikçe 'o gün bana neden vurmadın' sorusunu annesine sürekli yöneltir ama cevap alamaz. sorusunun cevabını yıllar sonra, öğretmenlik yaptığı köy okuluna annesinin ziyaretiyle alacaktır. o günü şöyle anlatır fakir baykurt;
    sınıfta esip gürledim... ders bitince dışarıda anneme sordum; 'anacığım beğendin mi öğretmenliğimi?' annem ise 'eh, fena değil' dedi. 'müfettişler geliyor; iyi veriyor, pekiyi veriyor sen de fena değil diyorsun nasıl olur böyle?' diye sordum. fakir baykurt'un annesinin cevabı hepimize ders olacak bir cevaptır;
    'yıllarca sordun, durdun. şimdi söylüyorum, aç kulağını dinle! ben sana çay döktüğün gün kızsaydım, içindeki aslan küserdi. dövseydim, o aslan ölürdü! böyle öğretmen falan olamazdın. işte, sen de benim yaptığımı yap ve sakin ol. dayak atıp bu çocukların içlerindeki aslanı sakın öldürme!'
    iyi bir öğretmen/eğitimci (iyi bir anne baba, iyi bir insan vs) başkalarının içindeki aslanı küstürmemelidir/öldürmemelidir...

  • 18 mart 1915 çanakkale zaferi

    beni çok etkileyen ve çerçeveletip odamın duvarına astığım bir günlük sayfasını paylaşmak istiyorum sizlerle;
    saat 7:00
    geceden beri düşman taarruz ediyor.
    şimdi gidiyoruz, allah hayreylesin...
    saat 11:00
    muharebeye girdik.
    milyonlarla top ve tüfek patlıyor...
    şimdi birinci onbaşım yaralandı.
    allah'a ısmarladık.
    11:15... i.naci

    çanakkale'deki binlerce şehitten birisi; teğmen ibrahim naci...cephede yaşadıklarını gün gün kaydetmişti. kaydettiği defterin kapağına da, 'bu defter kimin eline geçerse bir şehit hürmetine yukarıdaki adrese göndersin' cümlesini yazmıştı. yukarıdaki notlar da şehit olduğu günden...
    bütün şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum, ruhları şad olsun.
    görsel

  • çocukken para kazanma yöntemleri

    inşaatlardan parça demir, çivi, tel bir de kablo toplardık. o kabloların içindeki bakır en değerlilerdendi, mahallede dile getirilmemiş bir yarış olurdu bakır toplamaya dair. topladıklarımızı birkaç günde bir geçen hurdacıya yok pahasına satar birkaç meybuz ya da cipsi ile tüketirdik gelirimizi. bir de evlerin dış cephesinde kullanılan ve uğur taşı dediğimiz taşlardan toplardık, hiçbir maddi değerleri yoktu ama toplardık; 'uğur' taşıydı onlar.
    inşaatlar için gelen tuğla yığınlarının içini boşaltır, çatısını birkaç çuvalla kapatır kendimize sığınak yapardık. girişini de girerken ve çıkarken tuğlalarla kapattığımız için sadede biz bilirdik. işte o tuğla yığınları bazen gemimiz olurdu olmayan okyanuslarda savaşırdık ama asıl görevi topladığımız hurdalara depoluk yapmasıydı.
    sonra mahalledeki çocuklar semt pazarlarında su satmaya başladılar fakat benim ailem izin vermiyordu. hep imrenmişimdir pazarlarda su satanlara, mesele para değildi aslında çok afili gelirdi 'buz gibi soğuk sudan içen' diye bağırmak. o sıralar bir kutu çekirdek buldum ben (hep anormal şeyler bulurdum zaten), kocaman bir kutu hem de. bilinmeyen bir markanın çekirdekleriydi, doğrusu biraz da bayattı ama kimin umrundaydı ki. oturup birkaç paket yedikten sonra bitiremeyeceğime kanaat getirmiş olmalıyım ki satmaya başladım, artık külahla çekirdek satan bakkala rakip olmuştum fakat çekirdekler bittikten sonra tüm gelirimi ve olası sermayemi atari salonlarındaki jetonlara yatırdığım için yine dımdızlak kaldım günün sonunda.
    sonra bir furya başladı. çocuklar bir kutu içerisine dikkat çekici oyuncaklar koyup bu oyuncakların isimlerini de kağıtlara yazarak çekiliş çektirmeye başladılar. elbette 'tekrar deneyiniz' kağıtları da vardı bol miktarda. hiç geri kalır mıyım ben de hemen pokemon tasolarımı, sporcu kartlarımı, misketlerimi, birkaç oyuncağımı ve herkesin ilgisini çekecek pokemon topumu bir kartona koyup çekiliş çektirmeye başladım. çok güzel iş yapıyordum ta ki vitrinim olan pokemon topu gidene kadar. ondan sonra sinek avlamaya başladım tabi ki. tüm kazancım ayda yılda bir mahallemize gelen dönme dolapta başımı döndürdü sonrasında dönme dolabın yancısı elmalı şeker ve pamuk şeker satıcısında eridi bitti gitti...

  • ülkenin halini bir roman ismiyle anlatmak

    fazla uzaklarda aramaya gerek yok; hayvan çiftliği

  • 17 gün kapalı kaldık ama ne oldu sorunsalı

    yaklaşan turizm sezonu öncesi hasta sayısında yaşanacak ani düşüş için bir gerekçe lazımdı biz de hep beraber bu tiyatroyu oynadık, olay tamamen bu

  • erkek annesi ikiyüzlülüğü

    gerçekten okumak için başladım ama '...kizimi dogurdum, tabi gorumcem de bos durmadi, ertesi yil da o yapti hemen...' (yazıyı aynen senden kopyaladım, yazım yanlışlarıyla) cümlenden sonrasına bakamadım prenses!

  • daha güzelini bulsan sevgilini bırakır mısın

    karl max, eşine yazdığı mektubun sonunda şu sözleri yazmış;
    “dünyada çok kadın var. kimileri de çok güzel ama ben; her bir hattı, hayatta her bir kırışığı bana hayatımın en büyük ve en tatlı anılarını hatırlatan bir yüzü bir daha nerede bulabilirim?”

  • metro turizm ile 5 saatlik yolu 11 saatte gitmek

    metro turizme binmişsin ve uymuşsun, umarım geç gelen sadece otobüstür!
    edit: düzenleme