tam da kanpanya yazacak kesimin yapacağı kampanya.*
edit: başlık düzeltildiği için ne diyo bu demeyin diye ss bırakıyorum.
görsel
tembelsi hayvan8 profili
-
herkes evine erdoğan portresi asıyor kampanyası
-
nükleer bomba patlarken dinlenecek şarkılar
yapacağınız geyiği skeyim.
-
yakın zamanda kaybedilen şeyler
bir sürü şeyi kaybettim de en çok koyan gülüşümü kaybetmem oldu. güzel gülüyodum oğlum ben, içten gülüyordum. şimdi yalandan sırıtıyorum arada. yorucu bu. çok yorucu.
-
yazarların ne yapacağını bilemediğinde yaptıkları
winnie gibi yapıyorum ve sonsuza kadar kaçıyorum...
görsel -
bağımlılığı en güçlü madde
benim için, "çayın yanında bir şey olsa da yesek" cümlesindeki "bir şey".
-
15 şubat 2021 kolan hastanesi rezaleti
başlık, 15 şubat 2021 beylikdüzü kolan hastanesi rezaleti olarak açılacaktı ama malum karakter sınırı.
üst edit: bütün destek mesajlarına, iyi dileklere, dualara teşekkür ediyorum, lütfen dua edin. mesajlarınızı detaylı şekilde okuyup dönemiyorum ama müsait olunca dönücem özellikle yardımcı olabilecek arkadaşlara. çok sağ olun.
annemin bana anlattıklarını şimdi bire bir aktarıyorum, ambulanstayken kullandığı ilaçları sormuşlar, hastanede doktor annemle muhattap olmayıp ambulans doktoruna sormuş sorularını, serum takılmadan önce 450 lira istemişler, evet bu serumu takıcaz ama 450 lira istiyoruz demişler, annem de para ödemem demiş ama tabii ki yine de serumu takmışlar. daha sonra biraz dinlenip tuvalete gitmiş, sonrasında bu halinin ne zaman geçeceğini sormuş, uyuyunca geçer denmiş. evet yine yanlış okumadınız, uyuyunca geçer denmiş. bu hal devam ederse doktora gidin dediler mi dedim, hayır dedi. ve dün de hastaneye giderken ne doğru dürüst yürüyebiliyor ne de konuşabiliyormuş şu anki gibi. bunu anlamamak için aptal olmak gerekir ya da kasıtlı olarak yapılmıştır.
üst edit 2: https://eksiup.com/p/mr4630429n23
bahsettiğim sistemdeki vefat etmiş görülmesi bu arkadaşlar. neden yalan söyleyeyim. bunun sebebini daha detaylı da öğreneceğim sonrasında.
öncelikle şu an o kadar yorgun ve bitkinim ki kendimi ne kadar doğru şekilde ifade edebilirim bilmiyorum. şimdiden okuyup bana destek olacak, yol gösterecek arkadaşlara teşekkür ediyorum.
annem dün beylikdüzü'ndeki arkadaşlarına gitmişti, orda fenalaşmış. normalde de tansiyonu ve şekeri olan kadın konuşmakta güçlük çekmeye başlamış ve yürümekte zorlanmaya başlamış. arkadaşları ambulansı aramışlar ambulans gelip annemi beylikdüzü kolan hastanesi'ne götürmüş. ambulanstakiler hastanın yanına kimseyi alamayacaklarını söylemişler, tabii arkadaşları da ne peşinden gitmişler ne de bana habe verdiler annem tembihlediği için.
akşam dokuz gibi annemi aradım önce uzun süre ulaşamadım, ulaştığımda da bi terslik olduğunu anladım. sarhoş gibi konuşuyordu, dili dönmüyor, kendini ifade ederken yoruluyordu. endişelendim, tansiyonunun yükseldiğini, arkadaşlarının da dil altı hapı verdiğini ve uyuyup dinleneceğini söyledi. sonra telefonu kapattık, meğer o sırada annem hastanedeymiş. gece 11 gibi arkadaşları arayıp durumu anlattılar. annemin tek başına hastaneye gittiğini ve tek başına döndüğünü söylediler.
annemin dediğine göre serum vermişler, tansiyonunu ölçüp göndermişler annemi. arkadaşlar inanın o halde kimse bırakın eve gönderilmeyi, oturduğu yerden kalkmasına izin verilmez. annem resmen ne yürüyebiliyor ne de doğru dürüst konuşabiliyor. nasıl doktorlar muayene etti ki kadını dalga geçer gibi o halde evine gönderdiler? kimsenin aklına mr, tomografi çekmek gelmedi mi?
bu sabah gittim annemi beylikdüzü'nden aldım, klasik bir tansiyon yükselmesi olduğunu düşündüğümüz için dinlenince geçer diye düşünmüştük. annem bana maalesef ki durumunu anlatmadı ve ben habersiz olduğum için hiçbir şey yapamadım.
annemi bakırköy sadi konuk hastanesi'ne getirdim sabah 12 gibi. acile giriş yapabilmek için kayıt oluşturmak gerekiyordu ama bilin bakalım n'oldu, sistemde annem ölü görünüyordu. dünkü iş bilmez, sorumsuz, beceriksizler bir de annemi öldü diye sisteme girmişler. annem gözümün önünde acı çekerken acildeki görevlilerle kavga ettim önce, müdahale edin, kadın iyi değil dedim. onlar da sisteme giriş yapamadıkları için muayene olmayacağını muayene edilse bile yatış gerekirse bu durumda hastayı yatıramayacaklarını söylediler.
kolan hastanesi'nin çağrı merkezini aradım derdimi anlattım, şifayla taburcu ettiklerini söylediler. bu kadına nasıl müdahale ettiniz? neler yaptınız, nasıl bir tedavi uyguladınız dediğimde hastanın mahremiyetinden dolayı paylaşamayız, dilerseniz gelin görün dediler.
burdaki arkadaşlar neyse ki yardımcı oldu, sistemdeki sorunu bir şekilde düzeltip annemin kaydını yaptılar. daha sonra kan tahlili, mr, ekg ve tomografi çekildi. beyinde bir damar tıkanmış, felç olma ihtimali varmış annemin, tedavisine başlandı. doktoruna nasıl olacağını sorduğumdaysa erken müdahale edilseydi daha iyi olurdu, kalıcı hasar olabilir dendi.
bakın arkadaşlar aklım almıyor bir insanı nasıl o şekilde hastaneden taburcu edersiniz, nasıl yakınlarını aramazsınız, nasıl yürüyemeyen, konuşamayan birini o halde bırakırsınız üstelik dışarda tipi varken, yerler buzdan dolayı kayganken. annemin dediğine göre hiç ilgilenmemişler ki ilgilenmiş olsalar şu an bu şekilde olmayabilirdi. bu kadın ya eve dönmeye çalışırken bi yerde düşüp kalsaydı? ya başına bi şey gelseydi?
şimdi hastanedeyiz, annemin iyi olması için dua edip bekliyorum. lütfen hastaneyi şikayet etmem konusunda nasıl yol izleyeceğimi bilen, yardım etmek isteyen birileri varsa yardım etsin. başım çatlıyor artık, düşünemiyorum, çok üzgünüm. -
iyi erkeklerin nerede olduğu sorunsalı
afedersiniz ama amlarına koydunuz iyi erkeklerin, biraz daha koyalım hiç boşluk kalmasın diye mi arıyorsunuz sürekli sürekli?
-
ekşi itiraf
bugün normalde buraya bambaşka bi itiraf yazacaktım, komikli azıcık da yasal olmayan ama bikaç saat önce babamla konuştuktan sonra fikrim değişti. baba bir anne ayrı iki erkek kardeşim var. biri 18 diğeri 16 yaşında. babamla telefonda konuştuktan sonra öğrendim ki büyük olan kanada’ya okumaya gitmiş. nasıl gurur duydum anlatamam. çocuğun resmen hayatı kurtuldu. ve okuyacağı bölüm de uzay mühendisliği. kardeşim kanada’ya uzay mühendisliği okumaya gitmiş. bilim insanı olacak. o kadar sevindim ki. şimdi itiraf kısmına gelecek olursak biraz da hem kızdım hem kırıldım. babam bana hiç babalık yapmadı, ama hiç. kardeşlerim olduğunu onlar doğduktan yıllar sonra öğrendim, annemi aldattı falan. annemle benim hayatımızı sikti kısacası. ve ben kardeşlerimi hep kıskandım. büyüğüyle aramda 9 yaş var düşünün ben 18 yaşındayken çocuk 9 yaşındaydı ve neden babam benimle uyumuyor da onlarla uyuyor diye ağlıyordum. çok eksiktim bu zamana kadar. babasız büyüyenler belki bi parça anlar. babam her anlarında onların yanındaydı, ilk kez yürüdüklerinde, sünnet olduklarında, mezuniyetlerinde, aklınıza gelebilecek her özel anda. benim yanımdaysa olmadı. olamadı değil olmadı. neyse bugün babamı arayıp ehliyet alacağımı ve hazır 18 yaşına girmişken kardeşimin de ehliyetini almasını söyledim, ilerde benim yaşımda uğraşmasın diye. babam kardeşimin bibuçuk senedir kanada’da olduğunu, uzay mühendisliği okuyacağını söyledi. evet sıkı kardeşlik bağlarımız yoktu. babamı tam anlamıyla affedemedim, kardeşlerimi içten içe kıskandım babama sahip oldukları için. ama babama bugün yeniden çok kırıldım. nasıl bana kardeşimin kanada’ya gittiğini bibuçuk sene sonra söylersin? insan demez mi kardeşin okul kazandı gidiyor, gel gör, tebrik et. düzgün bi abi olmayı beceremedim çünkü düzgün bi babam yoktu ama bu haksızlık değil mi? neden kardeşimi görme fırsatımı elimden aldın baba? o kadar tuhaf hissediyorum ki. kardeşimle çok gurur duyuyorum, aferin sana aferin koçum benim sana abilik edemedim biliyorum n’olur affet. ama kardeşimsin, aynıyız, canımsın. babam telefonu kapatırken annemin onu affedip affetmediğini sordu nedense bi de. yıllar sonra. annem seni affetmez dedim, affetmeyecek de. ikimizin de hayatını mahvettin çünkü baba. ben babasız büyüdüm, yarım kaldım. annem her şeyi tek başına yaptı, hayatını yaşayamadı. sana karşı öyle büyük hasret var ki içimde seni kıramıyorum bile ama sen beni yine nasıl başardıysan paramparça ettin. hem gururlu ve mutluyum, hem üzgün ve kırgın. ya bu arada kardeşim bilim insanı olacak, kanada’da okuyor, olum çok iyi değil mi be! aferin sana be afferin!