oysa 24 temmuz 2016'da şöyle demişti:
"aziz milletimizin inanç, cesaret ve fedakârlıkla elde ettiği zafer, lozan antlaşması ile diplomasi ve uluslararası hukuk alanına taşınarak tescil edilmiştir."
http://www.tccb.gov.tr/…smasinin-93-yil-donumu.html
sangria4 profili
-
lozan'ı zafer diye yutturmaya çalışıyorlar
-
istanbul trafiği için çözüm önerileri
ciddi ciddi istanbul trafiğinin nedenini yavaş giden arabalar olarak gören, bu nedenle hız sınırlarının kaldırılmasından tutun da yavaş giden arabaların trafiğe çıkmasını engellemeye kadar muhtelif cin fikirlere sahip olan insanlar var. benim önerim de bu insanların trafikten men edilmesi mesela, trafiğe çözüm olur mu bilmiyorum ama sürücülerin ortalama zeka seviyesini yükselteceği kesin.
-
kısmetse olur
hastalanıp da rapor alınca, dün baştan sona izledim. pek entrikalı, pek leziz.
nur'un anası geldi ziyarete. önce erkek tarafına gitti, tüm erkeklere ayrı ayrı sırnaştıktan sonra emre'yle yalnız görüştü, kızıma umut verdin de şimdi niye istemiyorsun diye bir dünya baskı yaptı. neticede emre "istemiyorum kardeşim, zorla mı?" diyince pes etti.
ondan sonra da gitti, yalnız görüşmek için erdem'i çağırdı. şimdi erdem olayını çok garışdırdılar, bir farg galdı, o fargınan çok güzel oldu. erdem'le melis'in gel-giti bol bir ilişkisi varmış anladığım kadarıyla, ki bu da zaten gayet normal, melis biraz yarım akıllı gibi duruyor. ve nur'la erdem arasında da ne bir niyetleşme, ne bir flörtleşme, hiçbir şey olmamış. nuranası erdem'i çağırıp, "ay sen ne efendi çocuksun, ay ben sana kızımı gözü kapalı veririm, anandan babandan allah razı olsun senin gibi evlat yetiştirmişler" diye yıkama yağlama yaparak niyetini belli etti etmesine de, yaptıkları yapacaklarının yanında bir şey değilmiş, ve bizim bunu öğrenmemize çok az kalmış.
neyse, sonra nuranası kalktı kız tarafına geçti. kızlar hep beraber karşıladı, buyur etti, karşısına dizildiler, maksat da erkeklerle ilgili havadis almak. teyzem ne yaptı? başladı erdem'i anlatmaya, ay morali çok iyiydi, ay çok mutluydu. melis de bu arada araları bozuk diye erdem'in derbeder olduğunu umuyor muhtemelen, "beni hiç sormadı mı? hiç mi üzgün değildi?" gibi sorular sorunca nuranası "seni niye sorsun ki? sen kimsin ki? gayet mutluydu, gayet moralliydi" gibi cevaplarla bastı tahriği, bastı tahriği, melis koştu erdem'in yanına, birlikte olan fotoğraflarını yırtıp bastı çocuğun suratına, ve erdem'in dediğine göre bu sefer "gerçekten bitti!"
sonra da nuranası nur'u çekti kenara, emre'den sana hayır yok, erdem'e yürü dedi, kız istemem dedikçe ısrar etti. sonra da geldiği gibi gitti. özetle, kısa süre içerisinde, gözüne kestirdiği damat adayına yol yaptı, oğlanı sevgilisinden ayırdı, kızını da yürümeye ikna etti. başkanlık sistemi gibi kadın işte, kuvvetler ayrılığına yer bırakmıyor.
en acayip olan da şu gibi geldi bana, şimdi bu nur 22 yaşındaymış galiba, 18 yaşındayken evlenmiş, 3 yıl evli kalıp geçen sene boşanmış. nuranası "nur'un önceki evliliğini önemsemeyin, benim zorumla evlendi, benim hatam" diyip duruyor, hala da kimle evleneceğini dikte etmeye çalışıyor.
erkekler de salak tabi, nuranası gitti arkasından iki saat devam ettiler övmeye. lan hepiniz potansiyel damatsınız, ağzınıza mı sıçaydı? -
türk hava yolları
thy'nin boeing 777'sini air canada'nın 767'si ile karşılaştır, saçma sapan bok at, sen mal olma da thy kötü olsun. o da güzel tabi.
thy'nin 777'si:
http://www.seatguru.com/…ines_boeing_777-300_v2.php
air canada'nın 777'si:
https://www.aircanada.com/en/about/fleet/77w.html
(uyanıklık yapmadan "three cabin configuration - international" yerleşimine bakılacak)
thy ekonomiyi 3-3-3 dizerken air canada 3-4-3 dizmiş. thy'de comfort class var, air canada'da premium economy.
ve gelelim zurnanın zırt dediği yere, thy'de koltuk genişliği 18 inç, öndeki koltukla mesafe 31-32 inç. air canada'da nasıl mı? koltuk genişliği 17 inç, öndeki koltukla mesafe 31 inç. ama air canada daha rahat. neden? çünkü yavşaklık bedava.