namuslu olmaları değildir. burası kurtlar vadisi, namuslu olanların içinden geçerler burda amk. her sene en az 1-2 kez dolandırılan biri olarak birkaç tüyo vereyim;
* kurumsal yerden hizmet alma opsiyonunuz yoksa asla hizmet almadan ödeme yapmayın. (kurumsal firmalar bu yüzden pahalıdır, dolandırılmama garantisini de fiyatlamış olurlar)
* internet üzerinden görmeden, kargo yoluyla ve karşılıklı güvene dayalı alacağınız ürünlerde dolandırılma ihtimalini her zaman %90 olarak görüp ödeme ya da kapora gönderin. ödediğiniz miktar canınızı yakmayacak büyüklükte olsun.
* ticaret hayatı için önemli bir kural verelim, istisnasız herkesi potansiyel dolandırıcı olarak görün, herkes sizi dolandırmaya çalışıyormış gibi pozisyon alın.
* yemleme yöntemiyle sizden birkaç ürün/borç vs gibi şeyler alıp gününde ödeyenler normalden daha çok yüklü ürün ya da para istediğinde vermeyin.
* yaz aylarında gidip görmediğiniz günlük kiralık yazlıklara asla para ödemeyin.
* ev/araba gibi büyük tutarlı alım satım işlerinde alan ve satan kişinin isimleriyle ödeme yapan ve satan kişinin isimlerini dikkatli kontrol edin. tapu, nüfus vs gibi devlet dairesi olsa bile titizlikle kontrol edin.
* uğraştırdık, zahmet verdik diye düşünüp güvenerek kimseye ödeme yapmayın. uğraşsın amk işi ne. (en çok böyle dolandırıldım)
* bir şey fiyatından çok daha ucuza ve acil satılıyorsa o şeyden uzak durun.
altın kural; almadığınız şeye para vermeyin, parasını almadığınız şeyi vermeyin. önemli olan şey.
ssg ve kanzuk ortak hesabi10 profili
-
asla dolandırılmayan insanların sırrı
-
an itibariyle fiyatına en çok şaşırılan şeyler
bende bi tuhaflık var galiba, fiyat algım bozulduğu için hiçbir şeyin fiyatına şaşırmıyorum. pahalı mı ucuz mu onu da anlayamıyorum.
mesela et 140 tl olmuş ucuz gibi, peynir de 140 tl o pahalı geliyor, sonra acaba normalde de peynir pahalı mıydı diyorum, 2 kg domates yerine 1 kg et alınabiliyor gibi bi durum var.
uçak bileti 200, otobüs 300 mesela bazı rotalarda. şimdi hangisi pahalı, hangisi ucuz neye göre düşünüp karar verecek benim küçük beynim?
ölçüt alabileceğim bir şey yok. uçak mı ucuz otobüs mü pahalı belli değil.
ortalama bir menemen maliyeti 100 tl civarında, dışarda yemek yesen 50-60’a yersin. acayip tuhaf bi durum. -
yurt dışında da milletvekilleri seçilecek
hayır bir de şu adam aday olursa oy vermem diyenleri linç ediyorsunuz amk. verirsem silksinler.
-
türk köylüsünün geri kalmasının sebebi
tek sebebi köy enstitülerinin kapatılmasıdır. başka hiçbir sebebi yoktur. eğitimden ve gelişimden uzaklaşan her şey yok olmaya ve gerilemeye mahkumdur. bugün en basit bir işletmeyi bile geliştirmez, çağa uyarlamazsanız batar gider. insan da böyledir, eğitilmesi, gelişmesi gerekir. köylü kendini geliştirebilirdi ama bu yolu seçmedi, tetikleyen kurum da kapatıldı.
enstitü kapatılmasaydı bugün anadolunun herhangi bir köyünde köylüyle edebiyat, coğrafya ne bileyim belki yazılımcılık terimleriyle konuşabilecektik, köylü gelişip toprağını da geliştirecekti ama olmadı, dilerim yeni nesiller bu hatalardan dersler çıkararak ülkemizi tekrar aydınlık ve huzurlu günlere taşırlar. -
antidepresan etkisi gösteren şeyler
kar yağması.
geçen sene de yağmadı herkes depresyonda. n’olursun yağ artık kar. -
13 ağustos 2020 macron'dan türkiye'ye çağrı
biz kendi sınırımızda arama yapmayalım ama sen taa ordan kalk bizim sularda askeri varlığını arttır. oldu canım. sikerler kamil hepinizi sikerler, ekonomik ve siyasi olarak eski gücümüz olmasa da hala güçlüyüz. küllerimizden doğmasını biliriz, bunu da siz avrupalılar bizden daha iyi bilirsiniz.
inşallah geri adım atmayız akdenizde. ülkem adına bu konuda rahatlıkla savaşabilirim. -
24 temmuz 2020 içinde bulunulan derin şok hali
şokta değiliz aslında. siyasi ömrü sona ermiş bir oluşumun vurmamızı istediği yeri yumruklayarak kalp masajı yapmak istemiyoruz.
herkes farketmiştir sessiz kalınca çaresiz kalıyorlar. sessizce izlemek en mantıklısı şu an. yeni bir düşmana ihtiyaçları var, şahsen ben olmayacağım. -
habertürk üçüncü osuruk vakası
aklıma bir fıkra getiren vakadır.
imam bir gün, cuma namazı kıldırırken, kazayla, zort diye osuruvermiş. öyle bir
utanmış ki, utancından namazı falan bırakıp hemen eve gelmiş.
-hanım demiş. camide böyle böyle oldu. ben artık bu köyde kimsenin
yüzüne bakamam.
kalk gidiyoruz bu köyden, başka yere taşınıyoruz.
demiş ve taşınmışlar uzaklara.
aradan 20 yıl geçmiş, hoca köyünü çok
özlemiş.
bu özlem dayanılmaz bir hal almış ve eşine;
– hanım kalk gidelim köyümüze 20 yıl geçti aradan unutulmuştur
nasılsa. demiş ve düşmüşler yollara.
köye yaklaştıklarında genç bir çoban görmüşler.
hoca;
-hanım sen burada bekle de ben gidip şu çobana bir sorayım.
bakalım köylüler olayı unutmuşlar mı..
eğer unutmamışlarsa geri döneriz.
demiş ve çobanın yanına yaklaşmış.
– selamuanleykum çoban oğlum. sen kaç yaşındasın?
-valla yaşımı bilmem amma imamın osurduğu sene doğmuşum.. demiş.
hoca öfkeyle hanımının yanına dönmüş;
-kalk hanım, kalk gidelim buralardan. bizim kıçımız tarih olmuş.
dolayısıyla habertürk’te osurulduğunda 36 yaşındayım. -
ayda bin tl verilen babanın 2 ay yardım etmemesi
başıma gelen durum. sinirden elim ayağım titriyor.
düşünebiliyor musunuz tam 10 yıldır her ay yaklaşık 1000 tl gönderdiğim babam bana “2 ay 3-5 kuruş para veremem” dedi. 2010 yılında işe başladığım günden beri istisnasız her ay otomatik ödemeye bağladığım hesaptan kendisine para gönderdim.
malum salgından dolayı işler ters gitti, evdeyim. her yer kapalı, çalışamıyorum, param bitmek üzere. kendisinden 10 yıldır gönderdiğim paranın küçük bir bölümünü istedim, istemez olaydım. eyyyy baba, sen bana bu parayı şimdi vermeyeceksin de ne zaman vereceksin? hani diyordun ya işsiz kalırsın, başına bi hal gelir ben bu paraları senin için biriktiriyorum diye.. nerde paralar?
üstelik sadece benim değil kardeşlerimin de yıllardır her ay düzenli gönderdiği paralar vardı. onlara da “başınızın çaresine bakın” demiş. inanılır gibi değil. -
wuhan virüsü
test yapılmadığında bulunamayan virüs. dolayısıyla kimseye test yapmazsak kimse corona olmaz. kimseye de bulaşmaz doğal olarak.