çevremdeki bir çok kişiden zafer partisine oy vereceğini duymaya başladım. eğer bu istikrar devam ederse hem sağdan hem soldan oy alarak yüzde 7'yi geçeceğine inanıyorum. şahsen ben oyumu başkanlık seçiminde millet ittifak'ı adayına, ama parti seçimimde zafer partisine vereceğim.

ve bugün gördük ki. zafer partisi mecliste olmadığı halde rte'ye bile geri vites yaptırabiliyor. eğer 40-50 milletvekili ile mecliste olursa mültecilerin kesin gideceğine inanıyorum.

(bkz: edit) eğer burayı zafer partisi yöneticileri okuyorsa kendilerine “türkiye bizimdir bizim kalacak” sloganını kullanmalarını tavsiye ediyorum. bir işgale karşı söylenebilecek en iyi slogan budur. ve insanlar bu sloganla durumun ne kadar ciddi olduğunu anlayacaklardır.

kuvayı milliye ruhuyla türkiye bizimdir bizim kalacak. 100 yıl önce söyledik şimdi tekrar söyleyeceğiz.

hayaller paris, gerçekler suriye

“aslan, ceylan, sırtlan ve zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir."
türk milleti türkiye'nin elden gittiğinin farkına vardı. ideolojik farklılıklarını bir kenara bırakıp, zafer partisinde toplanmaya başladı. bu yangına karşı birlik olmazsak malesef hepimizi yakacak.

ben bu düşünce yapısına karışıyım.
ülke ne zaman “mükemmel bir ülkeyiz” oldu ki. bunun ülke ile değil aile ile ilgisi var. bakabileceğine inanıyorsa, kendine ve eşine inanıyorsa güveniyorsa ülkenin iyi olmasını beklemek saçma. o kadar saçma sapan insanlar ürüyor ki. bilinçli insanların çoğalmasına ihtiyacımız var bence

ağrı dağı'nın 1840 yılında patlamış olması.

çok yeni lan. yani "sönmüş yanardağ" diyoruz ama daha 1840'da patlamış olum dağ. yani jeolojik zaman gözü ile baktığımızda dün patlamış. hatta ne dünü bir kaç saat önce patlamış. hatta ne saati, bir kaç dakika önce...

ve ülkede yakın zamanda patlamış daha bir sürü volkan var. ve ne millet ne de devlet olarak, volkan felaketlerinde ne yapılır, nasıl ekipler ve ekipmanlar gerekir ne biliyoruz ne de hazırız. allah göstermesin bu yanardağlar bir aktifleşirler, sığır gibi ölür gideriz. pompei'deki gibi eli s.kinde taş olur kalırız aq.

götümüzde patladı iki sene önce sizin yüzünüzden.

seda diyor ki beni de mi yazacaksınız yok seda sen peygamber torunusun. ikizinle yarışınca duygusalsın, kaybedince kimse bir şey demesin, dedikodunun da dibine vur sonra beni de mi yazacaksınız diye de hönkür ergen kolonisine. bazıları atakan, adem'i sevip destekleyenleri anlamıyor ya hani işte bunun için seviyor millet. bir duruşları, bir karakterleri var ve göte göt diyebiliyorlar. gönüllülerde var mı adem ya da atakan gibi biri, bence yok. hepsi seda'nın ağzına bakıyor, eee bu adamlar nasıl şampiyon olur anlayamıyorum. daha kendi kararını veremiyor ve strateji yapamayan insanın survivor olması imkansız olmalı.

ben parlatıyorum. canıma tak etti. eskiden bi adalara giderdik bahar ayında erguvan açardı, içimiz ferahlardı. yemin ediyorum midem kaldırmıyor. hava 15 derecenin üstüne çıkınca geometrik artıyor sanki sayıları. termofil bakteriler

lalelide okudum ben üniversiteyi. edebiyat fakültesi. tramvayda rus turistlerle tanışıp süleymaniye gezdirmişliğim var. şimdi haftada bir kere bin o tramvaya üç lehçede arapça sökersin

şu an o kadar başlık arasından bunu gördüm. yemeğimi yavaşça bıraktım ve şu an ümit özdağ parlatıyorum

ben parlatıyorum. istanbulda vapura binmeyi seven vatandaş. tramvaydan vazgeçtim

edit: dur acık daha parlatayım. reis iktidara gelince beni vapurlardan sorumlu devlet bakanı yaparsın artık. şu an sedef kabaş kanalında canlı yayındadır

https://www.youtube.com/watch?v=zlsrnydxsb4

direk dansından çok mezbahada asılmış karkas gibi geldi bana ama yine en iyisini twitter bilir.

desteklediğim iş bırakmadır. hastalar için de emin olun en doğrusu bu.

537 yılında açılmış, neredeyse 1500 yıllık bir yapı. osmanlı da gözü gibi bakmış, mimar sinan'ın inşa ettiği payandalar sayesinde ayakta, kubbesi defalarca çöküp yeniden yapılmış. duvarlarına dokunulmasına bile izin verilmiyordu, o alınıp verilen onca nefes yüzünden bina terliyor, zararlı. gidip sütunun kaidesine haşlanmış mısır artığı bırakıyorlar. (bu hareketi turist de yapmış olabilir ancak müzeyken çok sıkı denetlenir ve herkes kendini göz önünde hisseder, konuşurken bile fısıldardı.) haftada 6 gün ziyarete açık olması bile sakıncalı, bunlar haftada 35 kere girip bu yapıyı tahrip ediyorlar. yan tarafta sultanahmet var, bomboş. kediyi bile kafasına fes takıp fotoğraf çektirerek strese soktular ve öldürdüler. ne için? oy için. sizin oyunuz batsın. dünya mirasının mücevherlerinden biri gözümüzün önünde yağmalanıyor. içim kan ağlıyor. 1204'teki latin işgaliyle yarışır bu yapılan kötülük.

bu adamın artık ''şahsım''la danışıklı dövüş içinde olduğundan ve asla iktidar hayali kurmadığından eminim.

yasadiginiz sehri sevip sevmemenizi anlarim da bir insan yasamadigi bir sehri neden sevmez ya da nefret eder anlamam.

bir cesit akil hastaligi sanirim.

resmen saddam hüseyin'in ırak'ina döndü ülke.
suçu işleyen değil de haber yapan gazeteci tutuklanmistir.

(bkz: hırsızın hiç mi suçu yok)

zafer partisini anketlerde aramayın. suriyelileri göndermeyeceğiz diyen erdoğan'ın geldiği yerde, suriyelileri gönderemezsiniz diyen babacan'ın geldiği noktada arayın. hükümete muhalefet etmiyor denilen adam teker teker açıklama yaptırıyor akp'ye ve akp eskisine.
görsel

edit: bir yazar demiş ki "babacan mülteciler gönderilemez derken, suriye sorunu çözülemeden demek istiyor."
o zaman neden entegreden bahsediyor? görsel
gönderilecek adam entegre mi ediliyor? zorlamasanız mı artık? tutmuyor çünkü.

aşağıdaki gibidir:

"suriyeli sığınmacılara değinmek istiyorum .kalktılar bir sabah şu açıklamayı yaptılar 24 saat içinde emevi camii'ne gidip namaz kılacağız.' bu lafı ettiler bir süre sonra baktılar ki bırakın emevi camii'ne gitmeyi, 3 milyon 800 bin suriyeli türkiye'ye gelmiş şu yönetim anlayışına akar mısınız! şu devletin yönetiminden ne kadar kopuk olduklarını görüyor musunuz! buraya gelenler burada kalmak istemiyorlar tabii daha gelişmiş ülkelere gitmek istiyorlar. gitmek isteyince avrupalılar bizimle masaya oturdular bu hükümetle masaya oturdular. bunlar sizin topraklarınızda kalsın size biraz para vereceğiz sin bunlara bakın. dolar deyince vazgeçtiler gittiler geri kabul anlaşmasını imzaladılar. 3 milyon 800 bin suriyeli şuanda türkiye'de hapiste. bir yere gidemiyorlar. gitseler geri kabul anlaşmasına göre türkiye'ye iade ediliyorlar. dünyada hangi devlet böyle yönetilir? biz neden 3 milyon 800 bin suriyelilere bakmak durumundayız! çıktı 14 şubat 2020'de erdoğan bir konuşma yaptı suriyeli'lere 40 milyar dolardan fazla para harcadık dedi. şimdi 2022'deyiz demek ki 50 milyar dolardan fazla para harcandı. nereye gitti bu para? nasıl buharlaştı? 50 milyar doları suriyelilere versen hepsi han hamam sahibi olur. asgari ücretin yarısı paraya çalışıyor bu insanlar. bundan birkaç gün önce diyor ki 'dün ırak'tan suriye'den afganistan'dan gelmişlerdi bugün ukrayna'dan geliyorlar. yarın nereden geleceklerini bilemez. bu güzel ülkede ana muhalefetin başındaki ve yanındakiler ne diyorlar, biz seçimi kazandığımızda bu ülkedeki mültecileri ülkelerine göndereceğiz diyorlar biz göndermeyeceğiz diyoruz.' diyor. 3 milyon 800 bin suriyeli sayısını tam bilemediğimiz afganistanlıları bunları göndermeyeceğiz diyor. bunun üzerine büyük bir ihtimalle anket yaptı beyefendi baktı ki ankette suriyelilerin gitmesini istiyor çoğu kişi. yeni bir açıklama yaptı 'tek başına bırakılmış olsak da' suriyelileri getiren bay kemal'miydi! buna itiraz eden yanlış yapıyorsun diyen bendim. şimdi aşağıdan gelen tepkisi gördü 'suriyeli kardeşlerimizin dönüşü için elimizden gelen gayreti göstereceğiz' diyor. 3 günde, nasıl bir omurga ya, 180 derece nasıl dönüyorsun? bu neyi gösteriyor? bu bizim ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor. bu türkiye'nin çıkarlarını sonuna kadar savunan partinin chp olduğunu gösteriyor. çünkü biz onları özgür iradeleriyle göndereceğiz."

https://t24.com.tr/…-anlamakta-zorlaniyorum,1028799

(bkz: yuh)

edit: ulan ne abartması, çıplak kadın koysalar gram sikimde olmaz, ama şu çocukları saçma sapan kıyafetlerde kullanmayın amk.

gözünün altındaki savaş boyaları.

tabii ki vucu melmeli

gerekirse kefen yenecek.

ez oğlum, emekliyi-öğrenciyi ez oğlum. yandaş kim, vatandaş kim bil oğlum.

hepsini okudum. şöyleyim bak:

1 - yok bu olmadı
2 - bu da olmadı
3 - yok la
4 - bu oldu mu? ha yok...
5 - o ne lan
.
.
.

kadınlar bana yürüyor da ben anlamıyorum sanıyordum. yok lan harbiden yürümüyorlarmış, bunların hiçbirisi bana olmuyor çünkü. lol.

arif v 216'da, 216'nın eşcinsel bir robot olduğunu bilirken, karşımıza çocuk filmi seslendirme sanatçısı gibi bir ses çıkmıştı bu da tuzu biberi oldu.

cem kardeş, senin yarattığın karakteri sana öğretir gibi olmasın ama erşan kuneri dediğimiz adam hızlı konuşur ve cümlesini keskin bir şekilde bitirir.

sarışın cem yılmaz filmi izletme bize allahını seversen.

kamerayı diğer tarafa çevirseler çevrelerinde en az 10 koruma, yolu kapatmış 2 polis aracı, yolun ortasına park etmiş 5 tane siyah mercedes ve kaldırıma çekilmiş güvenlik şeridi göreceğimize eminim.

hatta belki o yedikleri dürümleri başka bir yerde özel etler ile hazırlayıp getirmişlerdir. veya oralarda bulunan bir yerden aldılarsa bunlar gelmeden önce o dükkanın boşaltıldığına, sahiplerinin güvenlik kontrolünden geçirildiğine, dürümün de daha önce bir çeçnicibaşı tarafından tadıldığına dair haber yapsalar şaşırmam. oturdukları kaldırım da bunlar oturmadan önce bir güzel temizlenmiştir. fotoğraf çekildikten hemen sonra da oradan kalkıp gitmişlerdir. sonuçta el yapımı gümüş takımlar ve çin porseleni ile yemek yemeye alışık bu insanlar.

oğlum bu akp'liler ayrı bir paralel evrende yaşıyor. adamlar üstün ırk, paşidah, kral, sahip... bu tür şeyleri de bizim gibi fakirler sevinsin diye yapıyorlar. anlayın artık bunu.

yavaş yavaş iktidar ve muhalefeti hizaya sokmaya başladın. sakın geri adım atma, el büyüterek aldığın rüzgarla devam et.

türklüğü özledik biz.
ne mutlu türk’üm demeyi kaldırdılar.
varlığım türk varlığına armağan olsun’u unutturdular.
türk’e durmak yaraşmaz, güneş ufuktan doğsun bize teşkilatlandığımız günleri hatırlat ve artarak devam et.

sen yürü biz destekleyeceğiz.

yarın yine değişir o.

bunak kişilerde görülür genelde bu durum. bunak deyince de hakaret falan olarak algılayan dallama çıkar, bunama bir hastalıktır. yaşlanınca ortaya çıktığı gibi istisnai durumlarda genç yaşta da görülebilir. demans da denilir.

bunak kişilerde,

bilişsel değişiklikler
hafıza kaybı
iletişimde ya da kelime bulmakta zorlanma
görsel beceriler ve yön bulma becerilerinde eksiklik
akıl yürütme ve sorun çözmede zorlanma
karışık işleri yürütmede zorlanma
motor fonksiyonlarda ve koordinasyonda zorlanma
kafa karışıklığı ve odaklanamama
psikolojik değişiklikler
kişilik değişikliği
depresyon (bunalım)
anksiyete (kaygı bozukluğu)
uygunsuz davranışlar
paranoya
halüsinasyon

gözlemlenir. dış güçler paranoyası ile ülkenin dünya devi olması halüsinasyonu arasında gidip gelen, promter olmadan konuşamayan, devlet gibi karışık ve kompleks bir işi yürütemeyen, dun dediği bugünü tutmayan kafa karışıklığı ve depresyon yaşayan, kendisine oy vermeyenlere uygunsuz davranışlar ve sözler sarf eden, kelime dağarcığı bir kaç seslenme ünlemi ile sınırlı, depresif her an sinirli ve her an kaygılı bir tipten ne bekliyorsunuz ki?

edit:
lan ne mal dolu amk. bunak dedik diye silivri falan yazıyor.
ahssjaks lan bunama bir hastalıktır. bunak olmak hakaret olsaydı ülkenin yarısı diğer yarısı ile mahkeme mahkeme davalık olurdu. bunama her insanın başına gelir. ki bizim ülkede hızla yükseliyor sayıları. hatta 2050 yılında dünyada 4. sıraya yerleşmemiz bekleniyor bunaklık ve bunama konusunda. alzheimer demans deyince süslü oluyor da bunak deyince mi hakaret agsgshsj.

lan şöyle sağlam miras bırakacak, 65 yaşını geçtiği halde hâlâ kendisine para vermeyen cimrilikte anası babası olan gençlerin mahkemelere başvurup, ailemin aklı dengesi yerinde değildir, bunama hastalığına demans'a alzheimer'a yakalanmışlardır diye ne raporlar aldığının istatistiğini bulup tartışmaya açmak isterdim ama hiç kasamam. ana babasının parasını yemek için bunak damgası vurmaktan erinmeyen tipler, o ana baba, hatta dede ninelerinin yaşında olup ülke yöneten adamlara lider diyor. savunuyor şurada.

zeka belirtileri nedir?

farklı alanlarda beceri
kendini ifade edebilme
hakkını savunma
hazırcevaplılık
güçlü bir benlik algısı

peki erkekler ne ister?
manipüle edebilecekleri sözüm ona 'erkekliklerine' herhangi bir şekilde dokunmayacak kadınlar

üstte belirttiğim belirtilerden ötürü erkekler zeki kadından çok itaatkar kadın severler

(bkz: hindistan)

yıllar önce (2018 falandı sanırım) arkadaş grubu arasında hindistan'dan beter olacağız dediğimi hatırlıyorum. hemen hepsi muhalif olan arkadaş grubum bana "hassiiye sen"de amma muhalifsin mk, o kadar da değil" demişlerdi.

çok az kaldı. bir seçim daha kazanırsa (ki sanmıyorum) beter kıvama geleceğiz. çok az bir grup paraya para demeyecek ve geri kalan kesim açlıkla sınanacak. mevcut durumda zaten asgari ücret ve yakını karnını zarla zorla doyurabiliyor, emeklilerinde çoğu buna dahil. şu an akp çocukları ya da bankamatik memuru dediğimiz bir çok kesim de bunların arasına katılacak.

nasıl olacak diyenler vardır. bu seçim de eğer malum büyük ortadoğu projesi kapsamında abd tarafından kurulan akepe kazanırsa şu an yana yakıla oy dilendiği bu kesime gerek duymayacak. çünkü kazandığı takdirde 5 sene içerinde vatandaşlık vereceği it kopukla o seçmeni sübvanse edecek. şimdi bakmayın siz range roverla gezdiklerine. sonra istedikleri kadar zırlasınlar, hatta muhalifler gibi toplanıp sokaklara çıksınlar sikine takmayacaklar. vanayı kapatınca gebersinler açlıktan diyecekler, sanki babalarının oğlu musunuz? çok az kişi paraya para demeyecek aynı hindistan gibi ama geri kalan kesim dediğim gibi karnını doyur, 2 somun ekmek ver, köle gibi çalışsın. istersen çalışma, mevcut durumda bir insan çalışmasa açlıktan geberir. istediğiniz kadar zırlayın sizin oyunuza ihtiyaç duymayacaklar.

gaziemir belediyesi.

ilçe içinde merkezdeki çukurları eleştirdim kibar bir dille, 5 dakika sonra engel geldi. tam karşısında durdukları zihniyetin aynısı. ulan yol yapın bari.

mümkün müdür? mümkündür. geçenlerde de hanım gitmiş bi gazla depoyu fullemek istemiş. akşam arabaya bindim baktım araba full. aa dedim ne güzel, derken fişe takıldı gözüm. 1200 küsür ödenmiş, 64 litre civarı yakıt alınmıs. bakıyorum araba clio. en baba alacağı 45 50lt yakıt o da deponun bomboş olması lazım. hadi boşken girdi diyelim, geri kalan 15 ltyi nereye doldurdun pezevenk diye diye gittim benzinciye. abi diyor bunların yedek deposu var, sikerim dedim yedek deposunu amk arabanın kullanım klavuzunda yazmıyo öyle bi sey pezevenk arabayı yapandan iyi mi bilcen falan, neyse araştırdılar baktılar, bir önceki aracın hesabı kapanmamıs da bizim hesaba eklenmiş de özür dileriz de bilmem ne...

bu ülkede insan sikmek çok basit arkadaslar. uyanık olun siktirmeyin kendinizi.

bu evi kiralayanlar incelenmeli.
hepsi hırsız rantçı avantacı tipler değilse gelin beni mikin. hatta o 8000 metrekare içine o evi yapanda %99 hırsız yavşağın tekidir.

hiç bir inandırıcılığı olmayan açıklamalardır.

suriyelilerin gönüllü ve onurlu geri dönüşü için gayret gösteriyoruz demiş. afgan ve pakistanliları unutmuş.

ne gayreti sayın erdoğan ? bunun gayreti mi var ? ülke bizim,toprak bizim, sınır bizim. tut kulağından at gitsin,bunun gayreti, gönüllü onurlusu mu var ya?

işinize gelmeyince insan hakları, dış güçler ne der umursamuyorsunuz, şimdi mi umursayacaksınız?

ülkenin askeri var,kolluk kuvvetleri var. her şeyi bir kenara birak bu yamyamlari istemeyen koca bir türk milleti var,sen rica et bak bakalım halk nasil kulağından tutup atiyor ?

üstelik bu sizin icin iyi bir firsat olur çünkü 20 yıllık iktidarinizda sözünüz ile ilk defa bütün millet birleşmiş olur.

ahahahaa. şaka gibi açıklama. bırak göndermeyi, gitmek isteyenleri bile zorla tutuyorlar. amaç ne kardeşim, amacınız ne? açıkça söyleyin.

bahçeli'nin bayrama gidenler dönmesin, açıklamasından sonra bayramı sıfır kayıpla atlatmak için atılabilecek adımmış.

aman bir arap bile eksilmesin ülkemizden. ne kadar arap, o kadar mutluluk diye düşünüyorlar sanırım.

toplumun gazını almak için sınır dışı edilir. ülkenin sınırları sınır değil yol geçen hanı olduğu için aynı kişi 5 gün sonra yine türkiye'ye giriş yapar. sonra daha beterini yapıp çeker gider.

“ceza almamış ilk suçtan daha cesaret verici bir şey yoktur.”
marquis de sade

'ince düşünen insanların sık yaptığı hata,
kişiliği küçük insanlara büyük anlamlar yüklemektir'

^*

işten çıkartma kısmı abartı olsa da arayan erkeğin niyetini hepimiz biliyoruz sanırım. bu yüzden tanım: tepkisinde aşırıya giden ama haklılık payı olan erkek.

edit: bu arada yürüme, yürütme ve yargının kitabını yazmış biri olarak söyleyeyim, normalde ilgi çekmeyen bir hanım olsa, emin olun o erkek sikseler arayıp sormaz ne oldu diye. bu kadar kesin konuşuyorum. ^*

edit 2: adamı haklı bulmadığımı tekrar belirtmeliyim sanırım. erkeklerle arkadaş olunmaz vs de demiyorum kesinlikle. en güvendiğim ve sevdiğim, yakın olduğum arkadaşlarım hep kadındır. bir kısmı da evlidir. hiç böyle bir sorun yaşanmadı bile. lakin, bazı şeyleri gerçekten karşı tarafta olunca ya anlamıyorsunuz, ya da işinize gelmiyor. ki işinize gelmediği konusunda da yürüme, yürütme ve yargı kitaplarımda bahsettim. erkeklerden bin kat çakal olup da şaşırmanız falan çok tatlı. ^*

edit 3: size bunla alakalı bir hikayemi anlatayım. rol çalmak olacak ama.

üniversitede kız arkadaşım var 2 küsür yıldır birlikteyiz. bir gün birden bir çocuk ortaya çıktı, onun ilindenmiş. oradan tanışıyorlar, ama geçtiğimiz 2 sene boyunca hiç varlığını bile bilmediğim. aynı üniversitedeymişiz. peki. sonra tesadüf o ki, çocuk araba aldı ve kız arkadaşıma yakın oturuyor diye, sabahları geçerken onu almayı teklif etti. bu arada kız arkadaşımın evinden, okul, sadece bir toplu taşıma aracı kullanarak yaklaşık 30 dakika. yani arabayla aynı yolu 20 dakikada falan gidiyor. zira trafik de oluyor.

neyse efendim, bu konu bana anlatılınca, önce biraz mırın kırın yaptım, ama neyse dedim kışın falan işte rahat rahat gitsin. sonuçta 2 küsür yıldır birlikteyiz, bir güven de oluşmuş vs. tabi arada sırada ben de kız arkadaşımda kalıyorum, ve ne tesadüf ise ben onda kaldığım süre içerisinde bizi okula bırakma teklifi gelmiyor, toplu taşımayla gidiyoruz. bunu bir kenara yazdım. sonrasında, ben varken aranmaya başladı kız arkadaşım bu çocuk tarafından. ama olur olmadık sebeplerle, olur olmadık saatlerde. örneğin pazar gece 11'de, yarın sabah alayım mı diye, veya çarşamba gündüz 3'te, nasılsın diye.

o ara ciddi bir tepki gösterdim, bu ne artık diye. allahtan bir nebze saftı da kız arkadaşım ağzından şunu kaçırdı, "senin olmadığın saatlerde aramaya çalışıyor, çünkü ben çok konuşmak istemeyince 'sorun erkek arkadaşın mı' diye sordu" dedi. dedim ne yaşıyorsunuz siz de sorunun erkek arkadaş olması kıvamına kadar geldiniz vs derken çocukla bütün ilişkisini askıya almasını istedim. gitme gelmeler vs. bu konuda ciddi bir tartışma yaşadık ve bir şekilde tamam dedi. bu arada bu tartışmalar sırasında da gerçekten ipe sapa gelmez bahanelerle görüşmeyi savunuyordu.

neyse efendim, bir pazar günü, evdeyim. arayan kız arkadaşım. dedi ki ben o çocukla kahve içmeye çıkacağım birazdan haberin olsun. nasıl ya ne alaka derken, işte yok evin yakınındaymış, canı sıkkınmış falan klasik bahaneler (bu ve diğer tüm bahaneler için yürüme yürütme ve yargı kitabıma bakabilirsiniz). o an artık anladım konunun geldiği noktayı.evet gençken fazlaca saftım. hiç tarzım olmayan şekilde, eğer o çocukla çıkarsan, bu ilişki biter dedim. ve tahmin edin ne oldu?

sevişmekten daha güzel olan değerlendirilen aktivite ya da olguların tamamının amacı sevişmeye on hazirliktir. aseksuel değilseniz.

mehmet bahçeliye bak sen.
sen demografi neydi bilir miydin?
yeni mi öğrendin?

türklerin anadolu'da azınlık olması için düğmeye basıldı, ok yaydan çıktı. sen de bunlara yancılık yaptın, yapıyorsun.

dünyada milliyetçilik ayağına kendi ülkesinde azınlık olma tehlikesi yaşatılan tek millet bizizdir. tarih bizi enayi olarak yazacak.

ünlü futbolcu hakan ünal,jet sosyete ajda hanım,iş insanı ali bey.

namuslu olmaları değildir. burası kurtlar vadisi, namuslu olanların içinden geçerler burda amk. her sene en az 1-2 kez dolandırılan biri olarak birkaç tüyo vereyim;

* kurumsal yerden hizmet alma opsiyonunuz yoksa asla hizmet almadan ödeme yapmayın. (kurumsal firmalar bu yüzden pahalıdır, dolandırılmama garantisini de fiyatlamış olurlar)

* internet üzerinden görmeden, kargo yoluyla ve karşılıklı güvene dayalı alacağınız ürünlerde dolandırılma ihtimalini her zaman %90 olarak görüp ödeme ya da kapora gönderin. ödediğiniz miktar canınızı yakmayacak büyüklükte olsun.

* ticaret hayatı için önemli bir kural verelim, istisnasız herkesi potansiyel dolandırıcı olarak görün, herkes sizi dolandırmaya çalışıyormış gibi pozisyon alın.

* yemleme yöntemiyle sizden birkaç ürün/borç vs gibi şeyler alıp gününde ödeyenler normalden daha çok yüklü ürün ya da para istediğinde vermeyin.

* yaz aylarında gidip görmediğiniz günlük kiralık yazlıklara asla para ödemeyin.

* ev/araba gibi büyük tutarlı alım satım işlerinde alan ve satan kişinin isimleriyle ödeme yapan ve satan kişinin isimlerini dikkatli kontrol edin. tapu, nüfus vs gibi devlet dairesi olsa bile titizlikle kontrol edin.

* uğraştırdık, zahmet verdik diye düşünüp güvenerek kimseye ödeme yapmayın. uğraşsın amk işi ne. (en çok böyle dolandırıldım)

* bir şey fiyatından çok daha ucuza ve acil satılıyorsa o şeyden uzak durun.

altın kural; almadığınız şeye para vermeyin, parasını almadığınız şeyi vermeyin. önemli olan şey.

ukrayna'dan gelen ahıska türkleri bitlis'e yerleştirildi diye soru önergesi veren adamlarsınız. çok hümanist takılmayın mecliste mhp'den daha ırkçı bir parti varsa o da hdp'dir. madem öyle şu an suriye'nin doğusunda savaş yok, ypg'nin kontrolünde olan bölgelere alsanıza mültecileri. hem suriye'nin kendi toprağı hem esad kontrolünde değil hem de kürtlerin ne kadar hümanist olduklarını göstermek için müthiş bir fırsat.

bahsettiğim bölge sarı alan: görsel

edit: bahse konu soru önergesinin son sorusunu biz size soralım o zaman. "9) demografik yapıyı değiştiren bu yerleştirme politikalarıyla hükümetiniz neyi amaçlamaktadır?"

bu mevzunun doktorlukla, diğer doktorlarla ne ilgisi var amk? denyonun tekinin saçma bir davranışı işte. doktorlara saldıranlar olunca o saldıranla aynı meslekteki herkese mi laf ediliyor? tabiki eğitimli, tıp okumuş birinin böyle davranması beklenmez ama bazısının barzoluğu ne yaparsan yap gitmiyor işte bu ülkede.

müfredattan evrimi kaldırır, sosyal medya ile de birden batılı yaşam tarzını gösterirsen bu olur çünkü. müslümanlıktan, inançtan kurtulmadan, bilimsel düşünce yöntemini de benimsetmeden elinden alırsan insanların geleneksel inancını kafası kesik tavuk gibi olurlar. ya biz şimdi neye inanacaz?

insanlar akp'ye ve seçmen kitlesine bakınca müslüman kalmayı kendilerine yediremediler. fakat birden rasyonel düşünme sistemine de adapte olamadılar, açıkçası pek de heves etmediler bence. bu noktada da dini inancın yerine koyacak bir şeyler gerekti. bir de dogma ya da hurafelerin sorgulanması aşaması gerçekleşmeyince. yani işte...
tabii bir de içinde bulunduğumuz durumlar çok çaresiz aslında farkında olmasa da çoğu kişi. çaresizlik ürünü bir durum. inanma ihtiyacı falan.

ha ben yine geçerim dalgamı o ayrı.
akli melekelerinde de sıkıntı olacağını düşündüğüm insan tipi.

ümit özdağ'a teşekkür ediyorum çünkü;
düzensiz göçmenler konusunda yaptığı çıkışlar ile yarattığı farkındalık iktidar kanadının söylemlerinde bile u dönüşünü sağladı.

ne kadar etkili olur ya da somut adımlar atılır mı orasını bilemem ama tüm siyasilerimiz ümit özdağ ile aynı çabayı göstermiş olsaydı mülteci konusuna halk olarak çok daha ümitli bakabilirdik.

abd günahsız bir devlet değil ama süper güçler içinde en insaflı olan devlet. çin veya rusya daha güçlü olsaydı şu an dünya daha boktan bir yer olurdu. putin daha geçen kendi dışişleri istihbarat şefini herkesin önünde azarladı , bunu bir abd başkanı yapsa ertesi gün abd başkanı olamaz. batının en kötü demokrasisini bile avrasyaya tercih ederim.

malum parti kadar propagandası yapılmıyordur. ekşide bir çok yazar mülteci sorununun ülkemizin başına nasıl bela olacağını öngörüyor ve bu yüzden zafer partisinin mülteci sorunu ile görüşlerini destekliyor.
not : mülteci değil bunlar bence; istilacı.

akp'den başka iktidar gördüm.

değer görmek, değerli hissettirilmek, ilgi gösterilmesi her kadının hoşuna gider ama bunları gerçekten hak eden birisine karşı yapacaksın. yapacaksın ki sonu hüsranla bitmesin veyahut ilerde sürprizle karşılaşmayasın.

sike sike bize oy vereceksiniz düşüncesiyle türk milletini sikine takmayan muhalefete karşı bizde varız^* diyen partinin hala propaganda sonucunda yükseldiğine inanan pkk ve davutoğlu fanlarının zırlaması olan başlık. her fırsatta kavala ve pkk sempatizanı demirtaş hakkında konuşan kk ve tayfası, iktidarın bile isteye ülkeye doldurup göndermek istemedikleri mülteciler hakkında tek bir şey söylemiyor, üstelik türk halkının %87 si mültecileri istemezken. böyle pembe muhalefete devam edin bakalım, barajı geçiyor mu geçmiyor mu zafer partisi, ülkeyi bu hala getiren davutoğlu ve babacana oy vermeyecek kadar zeki insanların oylarını alacaktır.

edit: imla

okeye dördüncü olarak gelir.
kavgaya sorgusuz gelir.
içmeye koşarak gelir.
adamın dibidir.

buna tiyatro diyen orul orul çocukları 15 temmuza gerçek diyor öyle garip bir coğrafya burası. baba değil provakatör bir piç içeren video.