marti yiyen simit13
profili

  • kızların erkeklere yürümesi

    ben bunu yıllar önce bir kere deneyimledim. baya baya yürüdüm yani.. kimyamız inanılmaz tutmuştu. o kadar çok tutmuştu ki - keşke erkek olsaydın, birlikte halı saha maçına gider, at yarışı oynardık..dedi.

    "yine oynarız be kayınço" diyemedim tabii.

    yani, oluyor öyle arada.

  • şişecam 10 kasım 2022 paylaşımı

    iki yıl önceki 82. yıldönümünde yayınladığı reklam videosu ile, ulu önderimizin hayalindeki , bugün aslında olması gereken türkiye'yi bizlere göstermeye çalışan firmadır.
    her 10 kasımda gözlerimi yaş ile doldurur, göğsümüzü kabartır.

  • eski sevgiliyi metafizik ile geri döndüren kadın

    denedim oluyor.
    ellerimi 7 saniye sürttüm.. şu an tüm eski sevgililerim kapının önünde ateşi bulmamı kutluyor.

  • e-bebek'in bebeveyn aklıyla dalga geçmesi

    haklı olabilir.. bu konuda bir yorumum yok.
    ama "benim bebeğim bu tamiratlı ürünü giymeyecek" ifadesi var ya.. orda bittim.

    ne anneler var bebeğini bir başka bebeğin küçülen eskisi ile büyütüyor..o anne de istemezmiydi bebeveyn olmayı. off neyse..

    edit: bebeveynden* uygun bir dille derdini anlatan zarif bir mesaj aldım. lakin sözümün arkasındayım.
    naçizane tavsiyem; yapmayın bebeveynler!! benim evladım giyemez, yiyemez tavrı ile geleceğe doyumsuz, egosu tavan yapmış, kendinden olamayanı hor gören ve en mükemmel benimci bireyler yetiştiriyorsuz.
    öyle bir zamana geldik ki artık, çocuğuna pantalon alamayan babalar* yaşamına son veriyor.
    neyse..keşke en azından çocuklar eşit şartlarda yetişse, eğitim alabilse.

    fazla duyar kastım ben gidiyorum..

  • rüyadaymış gibi hissettiren şarkılar

    üzerine yazılmış, söylenmiş ne kadar güzel cümle varsa hepsini 'dan z'ye hakeden bu eser. vals sevmeyen bir insanın bile dinlerken içinde bir yerlerde göz yaşlarına hakim olamadığı duygularını canlandıran bir şaheser.
    bir insanın doğuştan nasıl harikulade bir yeteneğe sahip olabileceğinin en muhteşem kanıtlarından biri olan bu enfes parçayı, bir kere dinlemekle tadına varamayıp onlarca kez daha dinlememe ve bir rüyanın içine hapsolmama sebep oldu sayın sir anthony hopkins.

    nasıl anlatsam diye başlamam genelde cümlelerime ve öylesine metaforlar dökülür dilimden. ama bu parça için cümlelerim hep "nasıl anlatsam" diye başlıyor ve bende bıraktığı o muhteşem etkiyi anlatabilmek için, kelimelerimin gücü kifayetsiz kalıyor.

    rüyadaymış gibi hissettiren o muhteşem eserin tüylerimi diken diken eden ortaya çıkış hikayesi ise şöyle ;

    eserin andre rieu ve orkestrası tarafından çalınması öyle bir anda gerçekleşmiyor. galler doğumlu oyuncu anthony hopkins, müziğe ilk adımını annesinin 5 pound'a aldığı eski bir piyano ile atıyor. müzik dersleri almaya başlayan hopkins'in o dönem hayallerini müzisyen olmak süslüyor. hatta 1964'te and the waltz goes onu besteliyor. ama oyunculuk kariyeri ağır basıyor ve müzik tutkusu ikinci planda kalıyor. bestesi de hiç çalınmadığı için bir kağıt parçasında yazılı notalar olarak kalıyor... aradan yıllar geçiyor, hopkins sayısız ödülün sahibi dünyaca ünlü bir oyuncu oluyor. bir gün evinde, koltuğuna oturmuş andre rieunün konserini izlerken eşine "valsimin viyana'da çalmasını çok isterdim" diyor. bu konuşmadan kısa bir süre sonra rieuden bir telefon geliyor. rieu, "valsin elime geçti" dediğinde şaşkınlık içindeki hopkins'in ilk tepkisi "ne!!?" oluyor.
    valsi çok beğenen rieu devam ediyor: "provalarda orkestramla çaldım bile."
    hopkins, daha sonra eşinin kendisinden gizli olarak bestesini rieu'ye gönderdiğini öğreniyor. ve 2011'in nisan ayında bestesinin bir orkestra tarafından çalınışına ilk kez rieu'nun maastricht'teki evinde tanık oluyor. ardından viyana'nın en güzel konser salonlarından birinde, eşiyle birlikte dinleyicilerin arasında oturuyor ve eserinin rieu ve orkestrası tarafından çalınmasını bir kez daha gururla izliyor. hayalinin gerçekleşmesi onu fazlasıyla mutlu ediyor. hatta müzik çalışmalarına tekrar dönmek için cesaret de veriyor.
    beste çalışmalarına kaldığı yerden devam eden hopkins'in tüm bu yaşanlara ilişkin yorumu ise şöyle: "hayat ve kader çok tuhaf şeyler. tanrı'nın müthiş bir espri anlayışı olmalı. işte buradayım ve 74 yaşında beste yapıyorum."

    bu videoyu izlediğinizde andre rieunün çok zarif bir şekilde eserin kendisine geliş aşamasını anlatıyor.
    ve lütfen izlerken anthony hopkinsin gözlerinde oluşan, "çocuğunun sahnedeki performansını büyük bir gururla izleyen bir baba" edasıyla gözlerinin ışıdığı dakikalara dikkat edin..

  • güzel bir his tarif etmek

    serin bir yaz gecesi üşüyerek uyanmak ve pikeye sarılıp tekrar uyumak.

  • yazarların peynir tercihi

    taze köy peyniri diye geçen, yerken ağızda cırt cırt eden peyniri tercih ediyorum. kızartabiliyorum da üstelik.*

  • bir kadına yakışan en güzel saç rengi

    kimse kaşlardan bahsetmemiş..evet kara kaşlı, kızıl saçlı olursa çok doğal durur ve kimse anlamaz.

  • kalitesiz insanların övündükleri şeyler

    yavşak yavşak konuşup sonrasında "kusura bakmayın ben dobra insanım" demeleri. yoo dostum sen dobra değilsin!! sen yavşağın en önde gidenisin..
    (bkz: patavatsız)

  • plajda türk olduğunu belli etmenin yolları

    izmariti kuma dikmek.*

  • erkekler olarak tayt giymek istiyoruz

    popsuna güvenen giysin tabii ki..sizi tutan mı var? söz bakmıcaz..
    (bkz: tayt giyen erkeğin kıçına bakmamayı başarmak)
    (bkz: tayt giyen erkeğin asıl amacı)

  • 14 şubat'ta sözlük erkeklerine hediye gönderiyoruz

    ukraynalı kadınlara söyleyin onlar alsın size hediye.

  • şu anda çalan şarkı