beherle ask yasayan cilgin kimyager11
profili

  • kına gecesinde damadının boğazını kesen kayınpeder

    lan avrupa'da amerika'da millet game of thrones izleyip "o çağlarda neler varmış" diyor, biz o çağlarda yaşıyoruz.

    red wedding'i kendi kafasına göre canlandıran bir ruh hastası kayınpeder.

  • şule çet cinayeti

    arkadaş bu kızın tırnaklarında iki adamın da deri parçaları bulunmadı mı?

    bu kız ev arkadaşına 01:48'de "acil bir şey varmış gibi beni ara, çıkmam lazım" diye mesaj atmadı mı?

    bu kız ev arkadaşına saat 02:00'de "adam bana takmış, bırakmıyor" diye mesaj atmadı mı?

    ilk otopsi raporunda kanında uyku getirici madde ve tecavüz girişimi bulunmadı mı?

    lan daha ne istiyorsunuz bunun cinayet olduğunu anlamak için? internette yazanlara göre davanın savcısı 3 kere değişmiş. adalet bu kadar basit bir şekilde birilerine göre yontulacak bir şey mi? allah bin kere belanızı versin sizin be....

  • 2018 ekonomik krizini film repliğiyle anlatmak

  • 10 şubat 2018 beşiktaş karabükspor maçı

    beşiktaş'ın inanılmaz rahat oynadığı maç.

    beşiktaşlı futbolcuları en son 2 aralık 2017 beşiktaş galatasaray maçında bu kadar rahat görmüştüm.

    edit: imla

  • kilo vermek isteyenlere tavsiyeler

    çok güzel bir söz vardır, "eğer bir hayalin gerçekleşmesini istiyorsanız, kimseye o hayalden bahsetmeyin" diye.

    diyet yaptığınızı da kimseye söylemeyin, kimseye çaktırmayın. yediklerinizden anlayan olursa da geçiştirip konuyu değiştirin. o zaman kilo verebildiğinizi göreceksiniz.

  • dolarla burnunu silen muhtar

    adam bu yaptığının normal bir davranış olduğunu düşünüyor ya lan...

    adam takım elbiseyi giymiş, kahvaltısını yapmış, traşını olmuş, losyonu sürmüş, "hanım ben çıkıyorum" diyerek evden çıkmış, ne için? sahte dolara sümkürmek için...

    tanım: ülkenin yeni takım elbiseli seviyesini gösteren muhtardır efendim.

  • fikret orman

    cidden gerzek gerzek düşünen adamlar beyanlarıyla "borç niye azalmıyor???" diye soruyorlar ya bu adama, cidden sizin aileniz adına sizden utanıyorum.

    kaç defa yazdım, bir o kadar daha yazmaktan geri durmayacağım.

    bu kulübün borcu bitmez gerizekalı arkadaşım. niye mi?

    bu adam başa geldiğinde olan borç, o günkü dolar kuru 1.8 iken, 580 milyon liraydı.
    (bak dolar kuru 1,8 iken)

    üzerine, stat yıkıldı ve sıfırdan stat yapıldı. üzerine bütün nevzat demir yenilendi.

    üzerine transferler yapıldı. bir kaçı cidden eleştirilecek, komik ve aptallık derecesinde transferlerdi ama genel anlamda %90 başarılı transferlerdi.

    sen transferde artıya geçmene rağmen borcun niye azalmıyor söyleyeyim mi? çünkü dolar kuru şu anda 3,10'u geçti ve kulübün bütün borcu, futbolcu ödemeleri vs. dolar/euro'ya endeksli, fakat en büyük gelirin olan yayın ve stat gelirleri tl'ye endeksli!

    bunu anlamayacak kadar andaval mısın? senin borcun aslında bu adam hiç bir şey yapmasa dahi kafadan %67 artıyordu gerizekalı !!!

    yarabbi kimseyi beyin fukarası yapma, amin.

  • gökhan inler

    lan olm, adam ofansif ortasaha mı da sosa yerine alınmış olsun?

    sosa yerine talisca'yı aldık ya la...

    atiba dediğin adam 33 yaşında, geçen yıl köpek gibi yardırmış... bu adam daha nereye kadar koşacak? arada dinlendirilmesi lazım değil mi?

    daha düne kadar, "bugün atiba sakatlansa yerine kim oynayacak??" diye hepimizin sorduğu soruya yönetimin verdiği cevap bu işte.

  • laptop alacaklara tavsiyeler

    monster alın monster... adamlarla kötü bir hikayem varken bile iyiydi.

    bende şu anda lenovo y5070 serisinden canavar gibi bir gaming laptop var. fakat öncesinde, intel i7 5. nesillerin yeni çıktığı dönemde, i7 5700 hq modelli bir monster aldım.

    oyuna girdiğim zaman, eğer güç kablosu takılı değilse fps'i doğal olarak 30 veriyordu ve bir sıkıntı yoktu. fakat güç kablosu takılıysa, fps 130'lara çıkıyordu ve 2 dakika sonra reset atıyordu.

    gittim sordum, dediler ki, "şu anda bir çok oyunun i7 5700hq entegrasyonunda sıkıntı var, ekran kartına güncelleme 1-2 ay içinde gelecek, isterseniz bekleyin, isterseniz de paranızı iade edelim ve hemen geri alalım.

    ben sabredemedim ve parayı geri aldım. hiç sıkıntı çıkartmadılar. ertesi gün parayı kredi kartıma geri yüklediler. müşteri hizmetleri muazzam. üstelik adamların dediği gibi entegrasyon 1 ay içinde tamamlandı ve o seriyi alanlar şu anda mutlu mesut oyunlarını oynuyorlar.

    öncesinde de bir monster'ım vardı. 1.5 yıl teklemeden çalıştı. bir gün beni aradılar bilgisayarınızda bir sıkıntı var mı diye. dedim "evde ses sistemine bağlı ama dışarı çıktığımda hoparlörden hafif cızırtılar geliyor." hemen kargo adresini verdiler, kargoya beş kuruş para ödemedim, tamir edip 2 gün içinde yolladılar.

    eğer paraya kıyarım diyorsanız, monster alın. müşteri memnuniyeti konusunda monster kadar önem gösteren bir firma daha yok.

    not: paraya kıymaktan kastım, makinaların pahalı olması. ama muadillerinden çok daha ucuzlar. oyun, çizim vs. için bilgisayar alacaksanız en ucuz ve güvenilir alternatif bir monster oluyor.

  • 28 ağustos 2016 migros sanal market rezaleti

    mecburiyetten üst not:

    1- bu taciz lincini başlatan ablamızın getir.com'da çalıştığı ve rakip firma için atıp tuttuğu söyleniyor.
    2- hala birileri utanmadan, bir insanın profiline gelip "arkadaş ekle" butonuna basıldığında bunun taciz olduğunu iddia ediyor. evet canım yaaa, şu anda yeryüzündeki 2 milyar insan facebook'ta tacizci olarak bulunuyor. sen istedin diye hepimiz linkedin profillerindeki iş kısmına "kurumsal taciz sorumlusu" yazdık.

    birkaç sorum olacak.

    hanfendinin profiline baktım ve yaklaşık 53 bin takipçisi var.

    1- bu takipçilerin hepsiyle tek tek tanışık mı?
    2- bu takipçilerin tek tek tacizci/tecavüzcü olmadığına dair kendisini takip etmeden önce adli sicil kaydı gerekiyor mu?
    3- sen de o profilde 796 kişiyi takip ediyorsun. sende mi tacizci tecavüzcüsün? bir insanın sana kargo getirdiğinde seni twitter'a eklemesi tacizci/tecavüzcü olarak yaftalanmaya sebep oluyorsa, hiç tanımadığın birini eklemek de tacizci/tecavüzcü olmak için yeterli değil mi?

    bir de arkadaş yorum yapmış, ""eee ne var bunda, sosyal medyada ekleyemez mi?" diye sorunlar için söylüyorum, "ekleyemez""

    hocam siz twitter mantığını çok yanlış anlamışsınız. twitter'ın özelliği isteyen herkesin, profili açık olan herkesi ekleyebilmesidir. bugün uğur dündar bilmemkaç milyon takipçisini "beni takip ettiler üühühü" diye mahkemeye mi versin?

    hayır yani, ülkedeki taciz/tecavüz istatistiklerine göre, belki de seni takip eden 53 bin kişiden 5-6 tanesi tacizci, tecavüzcü. bir kargo elemanının seni takip etmesi mi battı?

    illa adamın senden hoşlanmasına da gerek yok. belki de o an fikirlerini merak etti ve ekledi. niye herkesi kendiniz gibi sapık sanıyorsunuz? bir insan migros sanal market'te çalışıyor diye sapık mı olmalıdır?

    seni takip eden migros'un genel müdür yardımcısı olsaydı bu iddiada bulunabilecek miydin? eğer evet diyorsan, bir zahmet seni takip eden 52 bin küsür kişiyi tek tek burada "beni taciz ettiler" diye ifşa edebilir misin?

    basit çözüm söyleyeyim: profilini kapat. seni takip etmek isteyenler senin onayından geçsin. bu kadar yahu. buna da itiraz ediyorsan eğer mantığını açıklayayım:

    bir mekan açtın, güzel bir cafe. kapıdan insanlar girdiği zaman "aaa bu bizim mahallede bizim eve su getiren çocuk, kesin sapık bu bu dükkanıma girmesin" diyebilir misin? twitter da böyle bir mecra. "herkese açık" profilin anlamı "herkese açık" olmasıdır.

    çok şükür ki twitter, sizin gibi geri kafalı değil ve "bu kargo elemanı, bu herkese açık profillere bakamasın, bu gratis'te tezgahtar, bu herkese açık profillere baksın ama ekleyemesin" tarzı insanları mesleğine göre ayırmak gibi düşüncelere sahip değil.

    edit: "bir sorum olacak" demişim, ama dayanamayıp yardırmışım. onu düzelttim.

    edit 2: moonwalkyapanzebaniuyardı, "birkaç" ayrı yazmışım, birleştirdim. teşekkür ederim kendisine.

  • arslan kulaksız

    bu adam benim komutanımdı lan... rize'de merkez bölüğünün komutanıydı 2013 yılında...

    rize'ye yeni düşmüşüz, 2. günde dediler ki koşacaksınız... "ulan 115 kilo adamım, nasıl koşarım" diyordum kendi kendime.

    koşuya başladık, daha yeni askeriz ya, bizim tempo düştü... arkamızdan sürekli bağırıyor ama, böyle bir bağırma yok. bütün rize dinliyor.

    en son öyle bir bağırdı ki, kendimizi kaybettik. "ulan siz jandarmasınız, sizin asayişi sağlamanız lazım! şu halinize bakın lan koca götlüler! sizi gören hırsızın ev soyası gelir! sizi gören katilin adam vurası gelir! sizi gören teröristin pusu kurası gelir! kaldırın lan götünüzü koca götlüler!" diye bağırdı.

    kendime geldiğimde, hayatında 2 kilometreyi aralıksız koşmamış olan ben, 8 kilometre koştuğumu fark etmiştim. bu adamdan önce 116 kilo hımbıl adamın tekiydim. bu adamın bize ettiği laflar, bizi adam etmek için harcadığı çabayla askerden 102 kilo döndüm. askere gittiğimde şınav nedir bilmezdim, bu adam hayatıma girdikten sonra 32 şınav çekebiliyordum.

    askerde ayağımı kırdım, 11 gün hastanede yattım ameliyat oldum. istisnasız her gün hastanede ziyaretime geldi. "sen önce vatanın, sonra bizim evladımızsın, bir şey lazım olursa hiç çekinme ara" demişti.

    çok kızardık kendisine; bizi sürekli fırçalıyor, sürekli spor yaptırıyor diye... ama adam haklıymış. adam sırf biz ölmeyelim diye çabalıyormuş... ona layık askerler olamamışız.

    jandarma çavuş mert gülbay istanbul! mekanın cennet olsun komutanım!