rakip takım taraftarlarının yarısının anlayamadığı, yarısının ise kabul etmek istemediği, son 30 yıldır attığı adımlar sayesinde gözünü bir kez daha en tepeye, "o kupaya" dikmiş acayip bir kulüp.
anlayamıyorlar. daha bir sene önce çok sevdiği mayıs ayını 13. olarak geçirmiş bir takımın nasıl 1 sene içinde bu hale gelebileceğini anlayamıyorlar.
anlayamıyorlar. bu topraklardan çıkan bir kulübün, on yıllar boyunca avrupada averaj ülkesi olan bu ülkeye nasıl uefa şampiyonluğunu getirdiğini, ve o başarının nelere yol açtığını kavrayamıyorlar.
anlayamıyorlar. o uefa kupasını yaşamış, hissetmiş milyonlarca yeni nesil taraftarının durmak bilmez başarı isteğini ve tüm camiayı inatla başarıya zorlamasını hiç anlayamıyorlar.
dayanamıyorlar. suçluyorlar. itham ediyorlar. iftira atıyorlar.
yaşamadılar. aynı yoldan yürümediler. hissetmediler. kafaları almıyor. bu paraya nasıl gelir, bu yaşta niye gelir diye kara kara düşünüyorlar. biz de istiyoruz ama gelmiyor diyemiyorlar. bizim daha çok paramız var ama neden olmuyor diye donup kalıyorlar.
drogba'sından sneijder'ine, hagi'sinden taffarel'ine, bülent korkmaz'ından muslera'sına, ve 8 kez şampiyonluk yaşamış fatih terim'ine...
hiçbirine sahip değiller. hiçbir zaman sahip de olamadılar. hiçbir başarının da yanından dahi geçemediler.
bir kültürü var bu kulübün. kazanmak zorunda olduğun ve kazanırken dünyanın dört bir yanında ailene yeni üyeler kattığın. içinde bol hüzün var, kazanma arzusu var, kimsenin açıklayamadığı bir atmosferin içinde mistik bir mücevher var. uğruna beş parasız kalacak olsa da hayalinde olan gümüş bir obje var.
her şeyin ötesinde, hiçbir abartısı olmadan, gerçekten ama gerçekten o lanet olası kupayı hayal ettiriyor taraftarına. evet anlayamıyorlar ama durum bu. bu takımın gerçek hissedenleri her gece uyumadan önce o kupanın kulpundan bir kez tutuyor.
anlayamıyorlar... ya da kabul edemiyorlar ama...
...o kupayı bir gün getirecek.
atomik super insan3 profili
-
galatasaray
-
9 haziran 2023 beşiktaş'ın galatasaray'a saplaması
yani kulüpler sataşır, birbirine gönderme yapar da şu fetö muhabbeti nasıl bu kadar kolay devam ettiriliyor gerçekten anlamıyorum.
arkadaş bu hakan şükür'le arif erdem türk milli takımını dünya içüncüsü de yaptı, 2000 de çeyrek final de oynattı. yani ben anlamıyorum koskoca bir kulüp bunun üzerinden nasıl yürüyebilir yani. türk milli takımı da mı haramla o başarıları elde etti. posterlerini silmek zorunda kalan tff de mi fetöcü.
tarihin en iyi jenerasyonunun nerdeyse tamamının galataaray'da oynuyor olmasının sonucunda oluşan durum bu.
aynı takımda okan da vardı, tugay da. hakan ünsal da vardı hasan şaş da. ümit davala da vardı bülent korkmaz da. suat da vardı ergün de.
bak hepsinin posterleri hala orada. hepsi hala galatasaray'da. kupalar da orada. yanına yaklaşılamayan başarılarla.
bir spor kulübünün bu kadar fütursuzca, 100 yıllık rakibine terörist ve şikeci iması yapacak kadar alçalmasını da futbolun adaletine bırakıyorum.
iyiler her zaman kazanıyor. -
galatasaray
sene 2006.
"rakiplerinin aksine" 100. yılında şampiyon olamamış, üstüne ezeli rakibi 2 sene üst üste şampiyon olup hegemonya kurmaya yaklaşmışken hasan kabze'nin 90'daki füzesiyle son haftaya umutla giriyor. rakibine o sezon iki maçta da yenilmesine rağmen 4 "türk" forvetinin yanında asist kralı hasan şaş ile 83 puanla 4 sene sonra şampiyon oluyor.
bu 4 senelik arada cimbomun gizli güçleri napıyor bilinmiyor.
sene 2008.
30. hafta trabzonspor'u, 32. hafta şampiyonlar liginde çeyrek final oynamış fenerbahçe'yi, 33. hafta şampiyonluğun diğer adayı sivasspor'u deplasmanda 5'leyerek yeniyor.
yine şampiyon oluyor.
sene 2012.
4 senelik bir ara daha. bursaspor'un bile şampiyon olduğu ligde nedense gizli güçler galatasaray'ı bu 4 senelik arada "yine" yalnız bırakıyor.
sonra fatih terim'in gelişiyle gizli güçler derhal devreye giriyor ve cimboma bir şeyler oluyor!
emre çolak ve engin baytar'ın ilk 11 çıktığı sezon 9 maçlık galibiyet serisinin yanında 9 puan fark atıyor. 12 derbi maçında bir kez yeniliyor ki o yenildiği maçta da 29 şut çekiyor.
federasyon başkanı yıldırım demirören oluyor.
sene 2013.
ilk yarıyı 33 gibi vasat bir puanla lider bitiriyor. gizli güçler allem edip kallem edip cimbomu liderlikten indirmiyor. fatih terim 8 maç ceza yiyor.
içerde beşiktaşı, feneri, trabzon'u yeniyor. ama kesin bir şeyler dönüyor bu doğru olamaz. 2-0'dan maç çeviriyor, "federasyonun yardımıyla" drogba ve sneijder ile şampiyonlar liginde yarı finalin kapısından dönüyor.
yine şampiyon oluyor.
sene 2015.
bir sezonluk mancini arası. sezona prandelli ile başlıyor. 90'da sneijder federasyonun özel izniyle bir değil iki füze yolluyor. prandelli gidiyor, hamza geliyor. muslera türk futbol tarihinin gördüğü en iyi kalecilik performansını gösteriyor.
kasımpaşa maçı 2-0'dan çevriliyor. kuyt 81'de atıyor, beşiktaş 3 maç üst üste puan kaybedince cimbom başa geçiyor. (tabii ki de gizli güçler!)
son 6 hafta cimbom gol yemezken muslera devleşiyor, yasin diye bir çocuk beşiktaşın defansını yerlerde süründürüyor. sene 3 kupayla bitiyor. teşekkürler demirören, teşekkürler türkiye.
sene 2018.
iki senelik ara. bu arada şenol güneş ile berbat futbol oynayan ve şampiyonlar liginde 2 sezonda 0 çeken beşiktaş, gizli güçler sayesinde şampiyonluğa yürüyor. mario gomez, talisca, atiba, fabri gibi beş para etmez futbolcularla nasıl şampiyon oluyorlar bir düşünmek gerek...
neyse bu böyle gider. kısacası her şampiyonluğu bir hikayenin parçasıdır. şampiyon olmuşluğu kadar olmamışlığı da vardır. taraftarı ve yönetimi bunun bilincindedir ve bunun için de rakiplerinden çok ötede bir konumdadır.
ülkenin en büyük finans ve gündem mekanizmalarından biri olan futbolda tek başına hakimiyet kurma şansı yüzde 1 bile olsa onu kovalamaktadır. onun bunun yardımıyla değil bileğinin hakkıyla başarılarını kazanmıştır.
vizyonunun, duruşunun ve evet seksiliğinin meyvesini son 30 yılda almaya başlamış ve almaya devam edecektir.
sene 2019.
nihat özdemir federasyon başkanı olmuştur.
başı dik yürür.