açılın sosyolojik analiz yapacağım!
ferdi: köylüdür. susadım çeşmeye varmaz olaydım-emmoğlu-hadi gel köyümüze geri dönelim vs. köyde-kasabada küçük ve mutlu yaşayan insanın sevdasını hasretini anlatır.
orhan: şehirlidir. köyden kente göç etmiş, işçi memur olmuş iyi kötü bi düzen kurmuş insanların sevdasını dertlerini anlatır. batsın bu dünya, hatasız kul olmaz vb daha derin ve felsefi konulara yönelir.
müslüm: köyden kente göçmüş ama kentte de tutunamamışların sesidir. bu insanlar köye dönemezler ancak şehire de ait değillerdir. dolmuşçu esnafı, torbacılar, tinerciler vb. dibi görmüş insanların derdini anlatır. bu insanlar jilet atar çünkü kaybedecek bir şeyleri yoktur.
arabesk müzik dinleyicisi diğer ikisine baba demezken müslüm babadır çünkü onun kitlesinin baba diyebileceği biri de yoktur.
hatasizcoololmaz9 profili
-
orhan gencebay müslüm gürses ferdi tayfur
-
abd ve avrupa'da tekrar osmanlı korkusu oluştu
"biz 500 senedir 1453 le övünüyoruz. tamam! çok güzel, övünelim. 2053 te 600. yıldönümü kutlanacak yine 1453 le mi övünecegiz? tamam hadi 600 sene sonra da övündük. peki 700~800 yıl geçince ne yapacağız? yine mi 1453 le övünecegiz? üzerine bir şey koymayacak mı bu ülke?"
-prof dr özgür demirtaş-
nacizane kendi fikrimi de yazayım: türkiye cumhuriyeti osmanlının bir sonucudur yani osmanlının yaklaşık 225 sene süren kötü gidişatı türkiye cumhuriyetinin doğum sancılarıdır.
atatürk de bir osmanlı subayıdır. 2. mahmuttan beri osmanlı zaten batılılaşma ve avrupa medeniyeti ile kucaklaşma derdindedir ki ıslahatlar bunun için yapılmıştır. yani atatürk ve cumhuriyeti yerip osmanliya özlem duymak ayna da kendine bakıp annene ya bu ne bicim tip beni niye böyle dogurdun? demek kadar sacmadir. -
müzeyyen senar vs aleyna tilki
yukarda bi dostumuz lol diye bakınız vermiş ama ben şu bakınızı vermeyi daha uygun gördüm: (bkz: höst)
madem kutsal bilgi kaynağındayız bir iki kelam edelim.
eskiden (25 belki 30 yıl önce) bir şarkıcı sağlam bir yapımcı desteğiyle önce plak satışı ardından kaset satışıyla güzel paralar kazanıyor; konser anlaşmaları, gazino programları bu işin cilası oluyordu. yetmişlerde-seksenlerde sesi güzel diye keşfedilip voliyi vurma üzerine kürekle türk filmi izledik hepimiz.
zamanla cd, ardından mp3 ve internetin devreye girmesiyle; sponsorluk, konser ve açılış üzerinden ekmek yemek durumunda kalan şarkıcılar işi daha rantabl yani maddi getirisi yüksek bi hale-yola sokmak istediler.
mesela sağlam balkan ritimleri üzerine osuruk söz yazıp, konser klibi çekme işi masrafı çok azaltıyor, tanıtımı ise iyi yapıyordu. serdar ortaç bu işe ilk uyananlardan oldu.
şimdilerde ise çağatay akman ve aleyna tilki üzerinden youtube tıklanma sayısı bir başarı hatta daha kötüsü kalite kriteri gibi gösteriliyor. zaten bunun singapurda-filipinlerde-hindistanda 3-5 dolara tık satın alarak yapılabildiği de ortaya çıktı.
allah aşkınıza vivaldi, mozart, bethoven, chopin kaç kez tıklanmış? kaç kaset? kaç plak satmıştır?
cevap? sıfır. ne yani şimdi bunlar kalitesiz mi? ki sevin- sevmeyin bilgisayar teknolojisi için, bill gates, steve jobs neyse; müzik içind bethoven, mozart odur. bunlar dahi insanlardır. -
10 mayıs 2017 çevreci çiftin öldürülmesi
gizli değil apaçık bir mesajdır.
diyorlar ki birileri:
"para bizde-güç bizde-siyasi bağlantılar bizde... vergi verdiğiniz için devletinizin sizi koruyacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. bize karşı yapabileceğiniz hiç bir şey yok. biz istediğimizi yaparız, siz de usulca boyun eğeceksiniz." -
rte'nin kaybetmesi
insanların inanmak istediği illüzyondur.
rte öyle tuhaf şeyler söylüyor öyle tuhaf hamleler yapıyor ki bazen bunun nedenini anlamaya çalışırken insanın zihni yoruluyor ve illüzyonlar üretiyor.
bana sorarsanız bu durum dürüst bir siyasetçi olmamasından kaynaklanıyor. sürekli bir içten pazarlık sürekli bir plan havası... 2002 de krizden yeni çıkan bir memleket 2005 de ekonominin parlayan yıldızı diye gösterildi.
-dünya çapında bir marka üretmeden
-çok önemli bir tedavi kesfetmeden
-ciddi bir teknolojik atılım yapmadan
ve hatta elindeki mevcut sanayi ve üretim tesislerini satarak...
bu hiç normal değil. hem de hiç.
-ab ye gireceğiz dedi, şimdi en büyük düşmanı ab
-mavi marmara üzerinden oy topladı sonra "bana mı sordular?" dedi.
-kürt sorununu çözeceğim tarihe geçeceğim dedi sorunu daha da büyüttü.
örnekler çoğaltılabilir. bakın bu kadar fazla gel~gitleri hiç bir ülkenin sistemi kaldırmaz ki kaldırmıyor hesap ortada.
biz oturur bulgura kasik sallar yine hayatta kalırız. başımızı kapatır, iş yerine erdoğan resmi koyar, merhaba yerine selamun aleykum, kolay gelsin yerine hayırlı isler de deriz.
bunlar önemli değil. 20 milyonu aşkın muhalifiz biz. bu kadar adam vurmakla da bitmez. asıl sorun bu dengesiz politika, cehaletten güç bulan siyasetle sorun çözemediğiniz gibi sürekli yeni sorunlar yaratmanızdır.
eski türkiyenin suriyeli mülteci sorunu yoktu, arap kökenli terör sorunu yoktu, bugünkü kadar kadın cinayeti ve çocuk tecavüzü de yoktu. bunları biz yarın yok olsak dahi çözemezsiniz. ekonominizi, dibe vurmuş egitiminizi daha çok dinle de çözemezsiniz. yarın odtüyü park yapıp, imam hatip dışı okulları kapatsanız da olmaz.
bunları sadece daha çok bilim, daha çok demokrasi ve daha çoközgürlükle çözebilirsiniz.
hoşunuza gitmese de gerçek bu ve biz sussak da ölsek de değişmeyecek. -
35 yaşından sonra yapılmaması gerekenler
hayatınızla ilgili ne yapmanız gerektiğini söyleyenleri dinlemek...
öncelikle klibimizi izliyoruz:
https://www.youtube.com/watch?v=wagbq3a9hfa
yaşam hepimizin kişisel serüvenidir. istediğimiz zaman istediğimizi yapabiliriz. 16 yaşında kitap yazmaya başlayabilir, 19 yaşında vazgeçip çöpe atabiliriz. 25 imizden sonra üniversite sınavına girip, 27 mizde okulu bırakabiliriz. 35 inden sonra piyano çalmayı ya da karate tekniklerini öğrenip hiç kullanmayabiliriz. kolomb amerikayı keşfe çıkarken 42, goethe "en büyük eserim" dediği faust' u bitirdiğinde 81 yaşındaydı.
unutmayın ki insanlar hayal kurmayı bıraktıkları anda yaşlanırlar.
edit: no one knows who i am dostumuz uyardı, kolombun yaşını yanlış yazmışım düzelttim. -
sevişirken aslanım benim diyen kadın
(bkz: dilber ay ile romantik bir akşam)
(bkz: vur gardaşım) -
recep tayyip erdoğan
ur...
bildiğin ur lan! tümör yani.
habis... yani kötü huylu metastaz yapıyor, yayılıyor. kendini kopyalayıp, kendinden daha küçük ve ucuz kopyalarını saçıyor her yere. osmanlıyı bitiren, ortadoğuyu bok çukuru haline getiren ve nesillerdir değişmeyen problemlerimizin semptomu. yaklaşık 18 milyon küçük kopyasıyla anadolunun kanseri...
bir hastalıkla mücadele etmenin, iyileşebilmenin ilk ve kesin şartı onu kabullenmektir. hiç bir kanser hastasını "aman morali bozulmasın" diyerek hastalığıyla yüzleştirmeden aspirinle iyileştiremezsiniz.
biz süper güç değiliz, merkel erdoğana aşık değil ya da üçüncü köprüyü kıskanmıyor, dünyanın en güçlü 3. ordusu bizimki değil. büyük devletlerin iş bağladığı, ihale kopardığı ve kredisi her gün biraz daha düşen zavallı bir ülkeyiz.
eğitim sistemimiz fecaat ve akp döneminde iyice içine sıçıldı. insanımız kafasını dizi-survivor-ses yarışmları-kadın programları arasından çıkarıp etrafa bakmıyor bile.
siyasilerin ağzında sakız "ayy doksanlara dönmeyelim" iyi de güzel kardeşim sen 2010-2020 lerin kafasiyla yonetmiyorsunki ülkeyi! doksanlarin hükümetisin sen doksanlara donmemek için ne yaptın?
seçim barajını mı düşürdün?
eğitim kalitesini mi arttırdın?
üretim odaklı bir ekonomi mi yarattın?
vergilerimi düşündün?
uluslararası piyasada yükselen markalar mı ortaya koydun?
naptın abi bi deyiver allah aşkına!
bizim vergilerden 1.5 katrilyonluk saray yaptırdın, 8 katrilyon tl örtülü ödenek harcaması yaptın bunları mhpliler mi yaptı? chpliler mi yedi bu paraları? seçim barajını dusurecektin de hdpliler mi engel oldu? yerli ilaç fabrikası kurdun da geziciler mi bombaladı? -
seks cumhuriyetten bahseder
yürek burkan detay...
hepimiz insanız, kadınıyla erkeğiyle... e haliyle ihtiyaçlarımız var.
davutoğlu hoca aylardır meydanlarda, sare hanımla görüşme imkanı bulamıyor bir de üzerine "uzun" un baskıları. napsın diline vurdu sonunda hocanın.
ufff hava da sıcaaakkk!