anayasal hak olmasına rağmen başaramayacağımız şey. düşün işte hakkın olmasına rağmen kapıda önünü kesip içeri almayacaklar. "burası işletmenin kardeş" diyecekler. istediğin kadar durumu anlat "burası işletmenin"den öteye gitmeyecek konu.
jandarma ya da polisi aradığında normalde işin çözülmesi gerekecek ama öyle de olmayacak. çünkü polis işini yapmayacak. "10 lira için ne ayak yapıyorsun kardeşim" diye bir de seni suçlu çıkartacak. değil 10 isterse 1 lira olsun, bu senin hakkın ama kafalar çok başka.
özetle; her alanda olduğu gibi burada da güçlü hakkı olmayan şeyleri senden benden alacak, seni koruması gerekenler de s*kine takmayacak. o iş yaş.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. her plaja giriş ücreti ödemeyin
-
2. beyin kanseri annemize abd vizesi yardım çağrısı
herkese selamlar,
bu başlığı kayınvalidemin beyin tümörü rahatsızlığında yaşadığımız nüks sonrasında, sadece amerika'da umut bulabildiğimiz ancak en son vize adımında takıldığımız çaresizliğimiz nedeniyle açıyorum. hem içimizdekileri dökmek, farkındalık oluşturmak, aynı durumda olan insanlara belki yol gösterebilmek, hem de açıkça yardım talep etmek için…
abd vizesi başlığındaki entry için: (bkz: #61470227)
hikayemizden sizleri de sıkmadan bahsetmek gerekirse;
annemiz 49 yaşında beyin tümörü hastası, ilk ameliyattan 15 ay sonra nüks yaşadık ve maalesef doktorlarımız tümörün yeri itibariyle ameliyat için uygun olmadığını belirttiler. türkiyede bütün yolları denedik,şu an sadece prosedürel ilaçlar, kemoterapi ile zaman uzatılmaya çalışılıyor. ancak annemiz gözlerimizin önünde günden güne daha kötüye gidiyor. hafızası gün geçtikçe zayıflıyor. bizi tanımak dışında beynin yakın geçmiş ile ilgili fonksiyonlarını kullanamıyor. yürümekte zorlanıyor, denge problemi yaşıyor. bebek kadar hassas ve bakıma muhtaç bir dönem geçiriyor. 2 aydır gerek yurt içi gerek yurt dışı hasta yakınları ile olan diyaloğumuz, okuduğumuz makaleler, yurt dışında uygulanan teknikler, o ülkelerdeki doktorlarla yazışmalarımız sonucu annemiz için uygun olabilecek bir tek tedavi tekniği bulabildik. bir çok yerden de geri çevrildik.
bize umut olan bu tekniği sayılı merkezlerden olan a.b.d de california üniversitesi hastanesinde dr. clark chen ve ekibi uyguluyor. kafatasına açtıkları 5 mm'lik bir kesit ile tümöre ince bir aparatla ulaşıp sadece kanserli hücreleri yakarak yok eden bir yöntemle tümörün olduğu bölgeyi tedavi ediyorlar. dr. clark chen aynı bölgede bir daha tümör çıkmayacağı konusunda %100 umut veriyor. ancak bu tedavinin yapılabilmesi için hastanın kemoterapiyi 1 ay önceden bırakması gerekiyor. biz de hastane ile planlayıp 7 haziranda bıraktık ve annemizi bu tedaviye hazır hale getirmeye çalıştık. umudumuz 7 temmuzda gidebilmekti.
ancak 30 haziran'daki ilk vize görüşmemizden olumlu sonuç alamadık. hesabımızda ameliyat masrafları için gereken tutardan 10 bin lira eksiğimiz vardı. red sebebi olarak "türkiye ile güçlü bağlarınız yok" temalı bir kağıt verildi elimize ve başka bir açıklama yapılmadı. başvurumuzu yineleyip tekrar acil randevu talebinde bulunduk ancak eski randevumuzu yani 26 temmuz saat 8.00 deki randevu tarihini dönüş olarak aldık. eşim, kardeşleri ve ben annemizi bir gün dahi yaşatabilmek için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. çaresiziz. eğer hastamız yürüme, konuşma, yutkunma gibi temel fonksiyonlarını kaybederse bu tedavi için uygun hasta olmaktan da maalesef çıkacak.
ameliyatımız amerika'da 15 temmuz'a yeniden planlandı. ancak bunun için en azından 11 temmuz'da olumlu sonuçlanacağını umarak vize görüşmesi yapmamız gerekiyor. insan bu duygu çöküntüsünde artık aklını kullanamaz hale geliyor. bimer'e ve dış işleri bakanlığı'na da konuyu yazdım. ne yapılabilir sevgili dostlar?
ameliyat tekniği ile ilgili bilgilere link üzerinden erişebilirsiniz.
bu satırlara kadar gelmeniz yanımızda olduğunuzun en değerli göstergesidir. yardımlarınız için minnettarım.
edit: herkese konuyu güncel tutma çabaları ve yanımızda olduğu hissiyatını aktardıkları için sonsuz teşekkür ederim.
amerikadaki hastaneden gelen davet mektubumuz ve tedavi için istekli olduklarını belirten yazıyı ibraz etmiştik. aynı zamanda yerel doktorumuzun da türkiyede bu tedavinin olmadığı ve amerika için uygun gördüğü yazısı vardı. sonrasında finansal evrakları istedi memur. maaşlarımızı sordu ve üzgünüm bu kağıdı okuyun deyip mikrofonu kapattı. ilk bakışta finansal yetersizlikten kaynaklandığını düşündüm. ama kağıtta türkiye bağları ile ilgili açıklama vardı. bu kağıt standart mı yoksa finansal sebep ile ilgili başka bir kağıt da var mı bilmiyorum.
edit 2: ilk ameliyatımızı da kimse dokunmak istemezken sağolsun uğur türe yaptı ve ikincisini nüks sonrası kendisi de uygun görmedi. ilhan elmacı ve haluk deda ile de görüştük, onlar da yeri itibariyle uygun görmedi. türkiye'deki bütün yolları denedik. maalesef tek çıkar yolumuz, türkiyede bulunmayan, hatta avrupada bile çok başarılı olmayan birkaç uygulama dışında bulunmayan, amerikadaki bu teknik ile tedaviyi denememiz.
edit 3: niyetimiz bu tıbbi seyahati eşim, ben ve hasta annemiz olarak 3 kişi olarak yapmak. eşim annesinin bakımını yapacak, ben de öncelikli olarak hastane ile ingilizce iletişimi sağlamak ve de tabi ki eşime destek olmak için gitmek istiyorum. hala iyi insanlar var, hepiniz umut ektiniz sağolun..
edit 4: kurumsal vize danışmanı sözlük dışından bir arkadaşımız kendi derdi gibi destek oldu yarım saat telefonda vize görüşmesi için tavsiyeler verdi sağolsun. uzun zaman sonra bu kadar iyi insanın varlığından haberdar oldum.
twitter için aşağıdaki gibi bir twit oluşturdum, destekleriniz için çok teşekkürler.
http://bit.ly/29obema
edit 5: yarın milliyet gazetesinden arif balkan bey haberimizi yapacak. ınsallah bu da amacımıza vesile olur. anne yaşama şansım var mı diye sorunca cevap vermesi oyle zor ki.. inşallah tedaviye erişmeyi başarabiliriz. bugun birbirinden iyi bir suru insan, kardeş, dost tanidim. twitterdan rt ile destek olmaya devam ederseniz çok mutlu olurum. -
3. dine en büyük zararı kemal sunal verdi
(bkz: akit için sıradan bir nefret söylemi)
akit bir insanı sevmiyorsa, o insanın büyük ihtimalle ülkeye, dine hiçbir zararı olmamış, aksine faydası olmuş önemli, iyi bir insandır. -
4. hacettepe tıp'ta içkili havuz partisi
afiyet şeker bal olsun gençlere dediğim parti.
-
5. shakespeare'in aslı şeyh pir'dir
tam hali "shakespeare ingiliz değildir, aslı şeyh pir'dir ve gizli müslümandır" olan kadir mısırlıoğlu vecizesi. beyaz tv'deki ramazan sohbetleri programında söyledi. çok doğru söylemiş üstat. en ünlü eseri için şuradan (bkz: bir kadir gecesi rüyası)
(bkz: akıl fikir) -
6. pointer nick'li yazar tarafından taciz edilmek
evet arkadaslar hepimiz keklenmişiz, ihtimal bile değil,bu kesin. şöyleki;
bir önceki entrymde hikayede ki bosluklardan, eksiklerden, yanlıslardan bahsetmiştim.
(bkz: #61519004)
sanırsam güzel bir kızım ın yalan söylediğine hikayesinde tutarsızlıklar, yanlışlar, boşluklar olduğuna dikkat çekmiştim.
pointerın hesabına girip, entrylerini inceleyince gerçek ortaya çıktı.
önceki entryimde caps almayı bilmeyen bir kızın bilgisayarında utorrent, opera ve değiştirilmiş imleç olduğundan ve bunun imkansız olduğundan bahsetmiştim.
pointeri inceleyince pointer'ın bilgisayar mühendisi veya yazılımcı olduğuna kanaat getirdim.
öncelikle pointer ne demek oradan başlayalım;
pointer bilgisayar biliminde bir değişkendir ve hafıza da ki adresleri tutar.
pointer suserı; kernelex,shellcode,software defined network... gibi bir çok bilgisayar bilimine ait baslıklara entryler girdiğini görüyoruz, bu terimler kesinlikle düşük konsept değiller,emin olun. bu adam bilgisayar mühendisi, net. daha fazlası da var entrylerinin programlamaya dair, benim bir mühendis olarak buna şüphem yok. girip bakabilirsiniz sizde. birinin linkini vereyim.
(bkz: #55524816)
şimdi dönelim sanırsam güzel bir kızım ın, yani caps almayı bilmediğini ve bunu 2 saat sonunda telefonla cekerek hallettiğini iddia eden kızın capsineeeee.
https://i.hizliresim.com/815xo7.jpg
utorrent,opera, değiştirilmiş imlecin mantıksızlığından bahsetmiştim fakat sağ alt köşedeki logoyu atlamışım. onu farkedince kafamda simsek caktı, bu logo avg nin logosu, freeware bir antivirus programı ve bildiğim kadarıyla hiçbir hazır bilgisayara yüklü gelmiyor. bu da yüklenmiş.
bu ekran görüntüsü caps almayı bilmeyen bir kızın değil, bir bilgisayar mühendisinin ekranının görüntüsü. eğer palamut logosunun ve o logonun kenarlarında logonun ne olduğunu bilen mühendis arkadaslarım varsa aydınlatsınlar bizi. ben bilmiyorum onlar nelerin logoları ve onların ne olduğu ortaya cıktığı an ben konunun tamamen kapanacağını düşünüyorum.
edit: nickiminkahyası arkadaşımdan destek geldi, o logo şu imiş;
"win 10 öncesi işletim sistemleri için win 10 özelliği sunan uygulamaları bir arada toplayıp kolay erişim sağlamaya yarayan menü şeysi o fındık. daha doğrusu meşe palamudu."
kac kişide var bu programların hepsi birden bilgisayar kurtları ? sizde yol ama caps almayı 3 saatte ogrenemediginu iddia edip en sonunda telefonla resmini çeken bir kız da var oyle mı ?
aynı zamanda saatlerin tutarsızlığından, sansürlendiğinden daha önce mesaj kutusunda hiç mesaj olmadığından falan bahsetmiştim entrymde.
durum söyle olmus olmalı, bu kendini çok zeki sanan hasta ruhlu arkadas, capsin bir problem yaratmayacağını düşünmüş, insanlar talep edince de oturmus kendine kendine bir hesabından diğerine mesajlar yazmıs. tarihleri falan sansürleyeyim derken aşağıdaki logoların yaratacağı problemleri öngörememiş. ayrıca cursorunun değiştiriyorsa o %90 bilgisayar mühendisidir, caps almayı bilmeyen birisi diil.
sonuç olarak keklendik hepimiz binlerce insan.
daha yazarım bunu, daha fazla açıklayabilirim ama bu mühendis arkadasımızın 2 hesabı olduğu ve bizi trollediği gerçeği bir önceki entrymdeki bütün o boslukları dolduruyor.
binlerce kisi keklendik.
ama yakalandın dostum.
o mesaj kutusundaki sacmalık da suradan kaynaklanıyor, bu kendini çok akıllı sanan arkadas caps isini atlıyor hazır etmiyor. talep gelincede bir hesabından ötekine mesaj atıp dolmasını dolduruyor. o yüzden sansürlüyor ilk mesajın tarihini, "saatlerdir" diye bir ibare gecirerek de büyük hata yapıyor. o yüzden o mesajın öncesi yok ,gelen kutusunun ilk mesajı gibi görünüyor.yani o güya capsi öğrenmeye calıstığı zamanlarda fake mesajlarını yazıyordu ve buna dair bir şüphe uyandırmamak, bizi gercekten capsi bilmediğine ikna etmek icin de telefonla cekti. -
7. vefatı b.manço veya k.sunal etkisi yapacak kişiler
(bkz: şener şen) allah gecinden versin.
-
8. 3 temmuz 2016 ihh'nin basın açıklaması
5 para etmez insanların 5 para etmez insanlara kendilerini sevdirmeye yönelik sarf ettiği 5 tane cümleden oluşan açıklamadır.
daha da üstüne konuşmaya gerek olan bir şey değildir. -
9. kitaplıkta olması utanç veren kitaplar
metal fırtına
ergenlik zor geçti zaar -
10. atatürk'e hakaret eden yunus polisi
cumhurbaskanina hakaret etse yarın sabah gözünü nezarette açardı. ulkenin kurucusuna kufrediyor birde ustune utanmadan mahkemeye gidip entry sildiriyor pezevenk.
-
11. bir kızın bir erkekle sevişmek istemesi
--- spoiler ---
evrupe gizisinde ciddi inlimda hirşiyiyle tam bir irkikti...
--- spoiler ---
edit: kötü bir espri yaptığımı kabul ediyorum. ama bana ve soztutoc arkadaşıma yapılan paracı, primci, kompleksli ve kezban gibi ithamları kabul etmiyoruz. biz bugün ülkemiz için, onurumuz için mücadele ettik. ağlamamaya çalıştık. zaten annemiz yeterince ağladı; ağlattılar. herkesten hesabını soracağız. bizim yazarlığımızı sorgulayacak kimse yok. ama bunların hepsinin hesabını soracağım. kimse merak etmesin11!!! -
12. 3 temmuz 2016 bağdat patlaması
bu sabah gerçekleşen en az 80 ölü, 170 yaralının olduğu patlamadır. en işlek caddelerden birinde olmuş ve malum şerefsiz terör örgütü üstlenmiştir.
https://www.rt.com/…335-iraq-blast-karrada-injured/
edit: belli başlı haber siteleri haricinde sosyal medya veya ekşi'de rağbet görmemesi de maalesef işin ne kadar kötüye gittiğini gösteriyor. özellikle bu patlama yıllarca savaşın bitmediği ırak'ta olunca "normalmiş" gibi geliyor insana belki de o yüzden haberi okuyup geçiyor. halbuki burada insan canından bahsediyoruz.. umarı aynısını gelecekte de bizim için düşünmezler. bu tür haberler "normalleşmez". çok geç değilse tabi.. -
13. 3 temmuz 2016 istanbul ekstrem güvenlik önlemleri
1 hafta önce 3 adam havaalanını bastı, daha neyin nasıl olduğuna dair resmi bir rapor yok, nasıl girdiler, nasıl patlattılar bilemiyoruz, bileceğimiz de yok, sorabileceğimiz de yok.. yedik, yuttuk, sindirdik şiddeti..
1 hafta sonra polis donuna kadar aramaya başlayınca insanlar güvenlik güzellemesi yapıyor.
merak eden varsa polis devleti nasıl kurulur diye ders niyetine okuyabilir. -
14. suriyelilerin dükkan açmaya başlaması
desteklediğim olay.
ne de olsa rekabet var değil mi değerli türk esnafı. hem de istikrar devam etmeli.
arap hayranıydınız hepiniz, dininizi istediğiniz gibi yaşayamıyordunuz ya hani? yaşarsınız artık esnaf kardeşleriniz ile bir olup ne güzel. hem istikrar canım. -
15. wesley sneijder'e 2.2 milyon euro ceza kesilmesi
şu saatten sonra sneijder çıkıp sikerim yapacağınız işi ben gidiyorum dese ve beşiktaşa fenere imza atsa tam süper olur.
hatta inşallah böyle bir şey olur da taraftar galeyana gelip yağlı yüzünü siktiğim maymununu ateşe verir. -
16.  
değişik bir entity'dir. wysiwyg html editörleri kontrol amaçlı kullanıyordu sanırım.
edit: olm ne abarttınız altı üstü html kodu. tarihte bugün'e girip 2001 yılının entrylerinde 4. sayfada bulunuyor başlık. o zamandan beri var yani. bug olsa silerler.
edit2: ekşi sözlük heykırı diye mesaj atan oldu.
edit3: debe'ye sokalım diyenler var şimdi. keşfettiğim için şuku verenler var. şaşkınlıkla izliyorum.
edit4: ssg ilk entry'i yazdığı için ssg'nin adamı diyenler var bana. sözlüğü çökertmek için güncellemişim başlığı. baba ne kafalar yaşıyorsunuz?
edit5: millet içini dökeceğini söylüyor. tanım ve başlık açma zorunluluklarını kaldırmışım gibi teşekkür edenler var. ekşi itirafa rakip bulmuşum. -
17. 2016 turizm krizi
başkalarının politik tercihleri sebebiyle acı çektiğimiz bir ülkede elbette ki o politik görüşte diretenlerin beter olmaları istenebilecek krizdir.
-
18. ağaçla seks yapan adam
vakit akşam gözüküyor. o saatte ağacın orda ne işi varmış. olacağı bu.
-
19. ön sevişmesiz seks
çomarların en çok sevdiği iki şeyden biri. diğeri de tayyip zaten.
-
20. yüzünde ağdayla cumhurbaşkanına yakalanan vatandaş
bahtsız vatandaştır. erdoğan'ın yüzüne "kurban olayım çekmesinler" der gibi bakmıştır. dün kilis'te çekilen fotoğraf cumhurbaşkanlığı'nın sitesinde de yayınlanmış. meşhur olmuştur.
ayrıca: (bkz: umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları) -
21. suriyelilere vatandaşlık imkanı vereceğiz
auuuvv ne kadar şaşırtıcı ya.
şaşırdın mı "din kardeşlerimizi kafir esed'den kurtardı reyizz adamm reyizz ohh" diye sevinen asgari ücretli tavukçu çırağı hamit?
şaşırdın mı "dünya herkesin, sınırlar çok saçma, ekmeğimizi bölüşürüz!!111" diyip 3 suriyeli çocuğa matematik dersi verince kendini mahatma gandhi zanneden barış kelebeği burcu?
şaşırdın mı yeldeğirmeni'nde kiralar almış başını gidiyor, karaköy'de de bir kahve 20 tl olduğundan suriyeyiler'i o kadar da çok sanmayan ve savaş bitince evlerine dönecekler yeaa diyen bartuğ?
şaşırdın mı her gün metrobüste beylikdüzü'nden mecidiyeköy'e suratına dayanmış ter kokulu koltuk altıyla burun buruna, got'un yeni sezonuna 10 ay olduğuna dertlenerek işine giderken mendil satan suriyeli çocuğa 2 tl verince kendini aşşırı iyi hisseden ve kredi çekip yemekli düğün yapacak olan bahadır?
şaşırdın mı en müslüman, en über ahlaklı ama aylık 400 tl'ye sigortasız suriyeli çalıştırıp sonra o suriyeli bir gün kafana tornavidayla vurunca gözünü hastanede açan abdülkadir?
demek suriyeyiler'e vatandaşlık verilecekmiş ve sen buna çok şaşırdın o_0 asdfdşsdfd gerçekten ülkemiz insanlarına katlanamıyorum.
ulan amaç en başından beri buydu, hani şu bayram tatili için suriye'ye giden suriyeliler haberini okuyunca ağzın açık kaldı ve hemen "sınır kapansın dönemesinler o zaman!!" diye harika çözümünü sundun ya, işte o suriyeliler için gerekirse özel jet kiralanır da öyle geri getirirler türkiye'ye.
yoksa adam sokakları bok kokan sünni islam devletini ne senle ne benle hatta ne de kendi kitlesiyle kuramayacağının bal gibi farkında.
vatandaş da yapılacaklar, senin evin kentsel dönüşüme girince sana kayaşehir'den yer gösterip evini onlara peşkeş de çekecekler, yarın bir gün karın, anan, kızkardeşin evden her çıktığında sözlü bakışlı tacizden dolayı ağlaya ağlaya eve de gelecek, sen eğitim fakültelerinde gençlik çürütüp salon masasında kpss'ye hazırlanırken onlar patır patır kadrolu devlet memuru da yapılacak, küçük kız çocuğun daha 8-9 yaşındayken kadınlığından utanma yükünü omuzlarına da alacak, daha neler olacak, seni nasıl s.kecekler sen gör.
insan gibi yaşayabileceğin bir yere şansın varken git yoksa bir süre sonra o şansın da kalmayacak, yalnız öyle her yere gitme, kafasına koyana gitmek inan ki çok zor değil ama ilk gel diyen yere gitme, önce bir araştır, "multi - kulti" denen kavram var mı, çünkü onun multi kısmını 9 ayda bir kedi gibi üreyip sosyal yardım parasıyla daha efektif sikişmeye gelen ortadoğulular oluşturuyor, kulti kısmına da tacizden ve balkonda koyun kesip kanını giderden akıtmaktan başka bi katkıları yok. bir de gittiğin yerde çalışıp sponsorları olma. şu ülkede yeterince ezildin zaten, git de ahir ömründe gün gör, insan gibi yaşa. hoşçakal. -
22. 3 temmuz 2016 fransa izlanda maçı
dostum fransa demişsiniz ama bu bildiğin kamerun milli takımı
-
23. odtü 2016 mezuniyet pankartları
her biri zeka ürünüdür. odtü'nün farkı dedirtir.
"tükürdüğünü yalamak ya da yalamamak, işte putin mesele bu" pankartıyla göz doldurmuştur. -
24. sevişirken aslanım benim diyen kadın
(bkz: dilber ay ile romantik bir akşam)
(bkz: vur gardaşım) -
25. kediye köpeğe duyarlı suriyeliye duyarsız ekşici
kedi köpek haraç kesmez.
kedi köpek dilenmez. para alamayınca tükürüp kaçmaz.
kedi köpek senin kadınına yan gözle bakmaz. peşine takılmaz. laf atmaz.
kediden köpekten tacizci olmaz.
kedi köpek ortadoğu çöplüğünden daha temizdir. -
26. marco polo
bugün aldığım bir haberle beni durup dururken mutlu eden yapım. beş yıl önce başka bir film için çizdiğim moğol kostümleri bu diziye kiralanmış ve kullanılmış.
film için 2010 yılında çizdiğim kostüm şu: http://orig04.deviantart.net/…by_jeruik-d3968zd.jpg
dizide ise neredeyse bütün süvarilerde kullanılan fakat benim hiç fark edemediğim kostüm ise şu: http://ia.media-imdb.com/…_v1_sy1000_sx1500_al_.jpg
halbuki bu dizi henüz yapım aşamasındayken çalıştığım firma teknik destek sağladığı için çok önceden haberdar olmuştum. en az on kere kılıç kalkan gibi bilumum alet edevatın kiralanacağını, bir kaç arkadaşın figuran olarak çalışacağını filan konuştuk ama aklımın ucundan bile geçmezdi benim kostümleri kiralayacakları. neyse işte bugün dizi hakkında firmada yönetmen olan bir arkadaşımla konuşurken senin ikinci kostümüde marco polo'ya kiraladılar, üçüncü sezonda görürsün demez mi. lan birincisi ne zaman kullanıldı ki dedim. elemanın fotoğrafları göndermesiyle gereksiz bir orgazm yaşadım. gavurun tabiriyle bir made my day hissi hasıl oldu ki sormayın. gün boyu ikinci sezonu izleyip tanıdık eşe dosta caka sattım, yetmedi ahada buraya yazdım. haberi veren herif ise dizinin ilk sezonunda step sahnelerini kazakistan'da çeken adam. elemanın adı credits bölümünde geçiyor ama eminim benim kadar kasılmamıştır. şu başarı bile sayılamayacak eften püften olaydan ötürü kaç saattir eşek gibi sırıtarak geziyorum. hayat çok garip lan. -
27. yasin bozan
ilk iş günü bu adam hakkında yasal işlemleri başlatacağım.
-
28. kopya cd satışının yapıldığı yıllar
nero (bkz: nero burning rom) programına sahip olanın, kullanabilenin arkadaş, akraba ortamında +puanları olurdu.
-
29. abd'nin antalya izmir ve muğla'da ışid uyarısı
he asparagas haber amk hatta son 1 yılda yaşayan tüm patlamalar aslında olmadı hayal görüyoruz biz. yine bu patlamalar öncesinde uyarılar yapılmadı boşa kıç yırtıyor tüm bu yabancı istihbarat birimleri.
valla herkes götünü kollasin. bu ülkenin heryerinde patlama olabilir. yaşadık gorduk son bir yılda. 3 günde de unutuluyor tepki yok. -
30. çek cumhuriyeti'nin ismini değiştirmesi
(bkz: oldu amına koyim)
ulan 30 yaşındayım bu adamlar 4. kez isim değiştiriyor. bu ne bolluk kardeşim? civilization'da bile yapamazsın bu kadarını. yahu bizim memlekette insanlar kendi ismini değiştirirken bile anne babasını mahkemeye veriyor, senelerce uğraşıyor. çekya'ymış! siiiyaaa! -
31. sanirsam guzel bir kizim
kısa ve öz tespitlerim şu şekilde:
kız kezban, ağır kezban. bencil, "hep bana'cı", ırkçı, cinsiyetçi ve cahil.
çocuk ise ilişki bağımlılığı, yoğun değersizlik duygusu ve mazoşist eğilimli, biraz da şizofreniye yatkın bir adam.
hani derler ya öyle tasa böyle tarak.
durum aynen böyle...
normal bir insanın ne bu kezoyla işi olur ne de bu şapşik oğlanla. -
32. türkiye'den siktir olup gitmek
bayrama geldim ingiltere'den 10k nufuslu ege kasabamiza. geleli iki gun oldu ve geldigim gibi yasadigim olay herseyi acikliyor bence: ilcedeki tarihi merkez camisini restore ettiler gecen yil ve tuvaletleri de yenilediler. tum ilcenin insani, kaymakamindan delisine kadar bu tuvaletleri kullaniyor. geen gun ilk defa girdim, iki tane pisuvar var: birinin su hortumu hic yok, suyu acarsan ustune akiyor. digeri durmadan akiyor, kapanmiyor. sordum hemen tanidiklara, aylardir boyleymis. bakin bu tuvalet ilce baskanindan, savciya, kodaman esnaflara, koylulere kadar herkesin kullandigi yer. ve hemen yanindaki kahvede geldigimden beri bana allah, kitap, vatan, millet vs vaazi veriyorlar. herkes battal gazi, herkes hz. ebubekir... ama gozlerinin onunde milletin, ulkenin aslinda yeryuzunun suyu bosa akiyor ama kimsenin kili kipirdamiyor. ya bu aq isini cozmek ne kadar zor olabilir ya? olm siz nasi insanlarsiniz? delirdim de-lir-dim! neyse gittim ordan bi agac dali buldum hemen, bi parca kirdim, hortumun ucunu tikadim. bak bu kadar. bu aq isini cozmek bu kadar basit. simdi akmiyor. ama aylarca o su orada akmis, bir kasaba dolusu insan namazdan once o tuvalete girmis ama kilini kipirdatmamis. hepsi namaz icin oraya geliyor, icerde allah bilir kac kere israf vaazi dinlediler. namazdan cikip 10 mt yakindaki kahvede oturup vatan millet kurtariyorlar aylardir. ama su akiyor. iste boyle seyler.
-
33. pointer
pointer sizi sikinde sallamıyor, o şu anda kezbanını düşünüyor. eminim bu kızla bir gün geçirse, çocuk kendine gelecek, beynimi sikeyim ben 3 senedir bu götü boklu kıza mı aşıktım diyecek.
pointer kardeş sen bu kezbana değil hayalindeki prensese aşıksın, la baksana kız 31 motuzbir yazmış bunun nesine aşıksın, nişanlısı entrylerini görse nişanı atar amk sana ne oluyor. -
34. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
juno'nun jüpiter'in yörüngesine yerleşmesine sadece 1 gün 17 saat 50 dakika 13 saniye kaldı: https://www.missionjuno.swri.edu/
*juno dediğimiz arkadaş şöyle bi'şey ve 3625 kilogram ağırlığında. görmeyeli biraz kilo almış.
*kendisi galileo'dan sonra jüpiter'in yörüngesine oturacak ikinci uzay aracı.
*juno, nasa'nın new horizons* programının ikinci mekiği. programın ismini taşıyan ilk mekiği şurada yazmıştım.
*spacecraft'a yunan mitolojisinde kendisini bulutlarla kaplayıp saklanan gök tanrısı jüpiter'i saklandığı bulutları aşıp bulabilen eşi tanrıça juno'nun ismi verilmiş. görevi jüpiter'in atmosferindeki su yoğunluğunu ölçmek olan mekiğe sanırım daha güzel bi' isim verilemezdi.
*juno, 6 ağustos 2011'de nasa'nın florida'daki cape canaveral üssünden fırlatıldı.
*kahramanımız gözlemleri esnasında jüpiter'e 5000 kilometre mesafeye kadar yaklaşarak bize mükemmel manzaralar gösterecek.
*juno'nun jüpiter'in yörüngesine 4 temmuz bağımsızlık gününde girecek olması sevimli bi' detay. hattâ bu uğurda ekip sınırlarını zorlayarak mekiği biraz riske atmış.
*juno'nun bu 5 yıllık zorlu yolculuğunun asıl amacı gezegenlerin oluşumu ve güneş sistemi hakkındaki sorulara cevap vermek ve güneş sistemi'nin en büyük gaz devinin içinden data toplamak.
*juno, jüpiter'i 37 kez tavaf ederek hacı olacak.
*jüpiter'in inanılmaz güçlü radyasyonundan 180 kilogramlık titanyum zırh ile korunan juno'nun bu radyasyona en fazla 1,5 yıl kadar dayanabileceği tahmin ediliyor.
*juno, güneş sistemi'ndeki en büyük manyetik alana sahip jüpiter'in manyetik alanının dış kapısından geçerken ses kaydı almış.
*saatte 265 bin kilometre hızla ilerleyen araç, yavaşlayarak jüpiter'in kutup bölgesine yerleşecek. buradan güneş sistemi'nin en büyük jeomanyetik fırtınalarını gözlemlecek ve bize olağanüstü fotoğraflar gönderecek.
*juno'nun ıssız bi' jüpiter'e düşse yanına alacağı 3 şey; galileo galilei'nin jupiter'in dört büyük uydusunu gözlemlediği notlarının yazılı olduğu bir levha ve birisi galileo'yu, diğer ikisi mitolojideki jüpiter ile juno'yu temsil eden üç adet alüminyum lego figürüymüş.
*mars ve dünya'nın çekim kuvvetlerini ve yörüngelerini itici kuvvet olarak kullanan juno aynı zamanda üzerine yerleştirilen üç güneş panelindeki 18.000 güneş alıcı hücrecikle güneş enerjisinden de yararlanıyor.
*basketbol sahası büyüklüğündeki juno, 1.1 milyar dolara inşa edildi.
*kendisi 21 haziran'da yüksek çözünürlüklü kamerası junocam'la jüpiter ve uyduları io, europa, ganymede ve callisto'nun şöyle güzel bi' fotoğrafını çekmişti. hem de 11 milyon kilometreden.
*juno 1,5 yıl sonra görevi bittiğinde uydulardan birinin çekimine kapılıp ortamlarını kontamine etmemesi adına jüpiter'e çakılarak kendini feda edecek. jüpiter gaz devi olduğu için juno'nun jüpiter'in kimyasını bozma riski yok. -
35. counter-strike global offensive
(bkz: salazar sen haksızsın ibne)
-
36. kamyon şoförünün osman gazi köprüsü konuşması
bayram sonrası 4 aks'lı kamyon geçiş ücreti olan 447 tl götüne kaçınca sessizliğe bürünecek kamyoncunun konuşmasıdır.
(bkz: frenine hidrolik pompalayan pompayı sikeyim) -
37. hiroshima'ya atılan bombanın soykırım sayılmaması
debe'ye giren girdi atom bombasının soykırımdan kötü olduğunu vurgulayarak, yangın bombalarını da hatırlatarak bir çeşit vicdan rahatlatması yapmış daha önce abd'nin emperyalizmi için başkası olsaydı daha kötüsünü yapardı girdilerinin de etkisiyle belki de.
amerikalıların önemli bir kısmı hatta belki de çoğunluğu atom bombası saldırısını soykırımdan kötü bir suç görmüyor.
soykırımdan kötü bir suç o yüzden soykırım sayılmaması suçun ağırlığının anlaşılması için iyi, tanımına bu noktada insanın kendine söylediği beyaz yalanların büyüklüğüne örnekten başka bir açıklama getiremiyorum.
jon stewart abd basınındaki ana akım anlatıma uymayan biridir ara sıra. bu adam atom bombasının savaş suçu olduğunu söylediği için inanılmaz tepki çekmiştir ve ne hikmetse bunun soykırımdan kötü olduğunu iddia eden abdlilerin varlığı iddiasına rağmen bu tespiti için geri adım atıp özür dilemiştir.
abd halkının tepkilerinden sonra.
birileri de gelmiş. vay efendim, japonların toplu yokedilmesi istenmiyordu filan demiş. sen hitler'in yaptığı planı sağa sola kafana göre siyasi emeller için savaş suçlarına yakıştırırsan dresden bombalamasını da tokyo bombalamasını da nagazaki, hiroşimayı da hatırlatırlar.
daha da kötüsü atom bombası japon adalarına sovyet rusya hakim olmasın diye atılmıştır çünkü japonlar savaşı zaten kaybetseler de dirençleri kırılmamıştı.
o zamana kadar karşısındaki insanın direncini savaşı kazanarak ya da yangın bombası gibi savaş suçlarıyla kırarak ilerleyen batı cephesi, bu sefer atom bombasını tercih etmiştir. bunu da savaşı kazanmak için değil, savaş sonrası ganimeti için yapmışlardır.
görüldüğü üzere, nasıl ermeni soykırımı tanımlaması birinin çıkarına, diğerinin kör noktasına geliyorsa; 2.dünya savaşı'ndaki savaş suçları da aynı şekildedir.
yok efendim, bir etnisite yok edilmek istenmedi filan diye hem gizliden kıyaslama yapılan ermeni soykırımı hakkında hem de soykırım tanımının açıklığı vede muğlaklığı hakkında batı kaynaklı propaganda ne dediyse kabul ettikten sonra vicdani üstünlük taslayanların durumu da ayrı akıl yoksunluğu. -
38. izlanda milli futbol takımı
330.000 kişilik bir ülkenin profesyonel ligi olmamasına rağmen, 23 kişilik bir kadro çıkarıp avrupa şampiyonasında çeyrek final oynaması bir destandır.
tanim: bu destanı yazan takımdır.
bu ne ilk, ne de son!
üzülme yanakson ! -
39. yazın uzun kollu giysi giyen insan
-
40. ülkemdesuriyeliistemiyorum
desteklediğim kampanya.
sikerim din kardeşliğini.. bana mı sordunuz lan barbar sürüsü din kardeşlerinizi memlekete sokarken, kardeşim dediğim adamı düşman ilan ederken, komşundaki iç savaşı körüklerken? din kardeşini beslemek isteyen alsın anasının koynuna soksun. -
41. ışid'in tbmm'ye saldırması
bu ülkenin çalışan ve eğitimli kesiminden insanlar havalimanında ise en gereksiz ve düşük profilli olanları meclistekiler.
afedersin de meclis dediğin şeyin içi boş düşük profilli başbakan ve avanesi -
42. kenan sofuoğlu
ülkenin şu anki muhafazakarlaşma ve reisçilik ikliminde coşmuş sıradan bir müslüman biatçıdır. şaşıracak, kızacak bir şey yok.
-
43. dincilik konusunda solcuların haklı olması
kabullenmekte oldukça zorlandığım bir gerçek.
kabulleneli çok oldu gerçi ama kabullenmemek için epey direndim.
imam hatip ve ilahiyat mezunu biriyim. 3 dönem akp'ye oy verdim. belediyelerdeki bir takım yolsuzlukları görüyor, ama tepedekilerin bunlarla uğraşacak vaktinin olmadığını, günü geldiğinde bunların da temizleneceğini düşünüyordum. isim vermeyelim şimdi, baştakileri çok sever, toz kondurmak istemezdim. dini bütün insanlar olduklarına adım gibi emindim, taa anneden babadan refahçıydık. erbakan döneminde ortaya çıkan kayıp trilyon davasında "müslümanlara iftira atıyorlar" kafasındaydım. "solcu, dinsizler işte, dindarlar gitsin, kendi düzenleri devam etsin istiyorlar, oysa islam geliyordu."
ibb başkanlığı döneminde küçük çaplı mitinglerde o şiirler okudukça coşar, "allah'ım keşke bu ülkenin başına gelse bu adam" diye yalvarırdım. ne de güzel konuşurdu.
solcuların ne dediğinin zerre kadar önemi yoktu, onlar müslümanları sevmezlerdi çünkü, cumhuriyet kurulalı beli, zulmetmişlerdi. ananem yolu olmayan köylerine gelip kadınların başörtülerinin toplatıldığını anlatmıştı mesela. "falan köyde bir kur'an varmış" diye duyardık derdi, 40 yaşına gelene kadar kur'an görmemiş, bunların hepsini solcular yaptı derdi. bunları dinleyerek büyüdük. iskilipli atıf gibi yüzlerce hocanın idamları, said nursinin 25 yıl memleket hapishanelerinde çürütülmesini dinler bilenirdik. hiç bunları yapan, bunları savunan, destekleyen solcunun ne söylediğine bakılır mı? 28 şubatı da laikçiler! yapmamış mıydı hem. fakülte yıllarında ilahiyattaki kızların bile zorla başörtülerinin çıkartıldığını görmüştü bu gözler. aylarca fakülte önünde eylem yapılmıştı. hiç bunları yapanlara güvenilir miydi?
cemaatin türk okullarına sempati duyar, hükümetle kol kola olmalarından büyük bir keyif duyardım. partiyle ilgili ilk rahatsız olduğum nokta, pkk'ya ciddi darbelerin vurulduğu bir dönemde "çözüm süreci" diye bir takım görüşmelerin başlaması olmuştu. "görüşen şerefsizdir" lafını ve "ben görüştürüyorum" sözlerini peş peşe bir iki ay içinde duymuştu bu kulaklar.
ufaktan manevi bazı mertebelere sahip olabilir mi acaba düşünürken bu kadar açık ve aleni yalanını yakalamış olmam derinden sarsmıştı beni.
(bkz: vardır bir hikmeti) - bu lafı iyi düşünün, dönen pisliklerden az buçuk haberdar her akplinin aklında olan şey işte budur.
gezi parkı ise tam bir kırılma oldu benim için. ilk başlarda, pkk'lılar fırsatını buldu şehri mahfediyorlar, akp'yi yıkmak için parkı bahane ediyorlar gibi bir algıya sahiptim.
(bkz: ahaber)
ama sadece park çevresinde değil, insanların ciddi bir öfke patlaması yaşadığını, tencere tava olaylarıyla farketmem uzun sürmedi. tam o sıralar "iki sarhoşun çıkardığı yasa"dan bahsetti malum kişi. niye insanları tahrik ediyor ki diye düşündüm, bu o kişiyle ilgili zihnimde yaptığım ilk eleştiriydi. şimdi düşününce, ne kadar da körü körüne bir bağlılıkmış.
cemaat olaylarının başlaması ciddi bir karmaşaya düşürdü beni. bakanlarla ilgili olan iddialarda "nolacak abi yerlerine yeni bakan seçer" dedim, ama onları savundu, montaj muhabbetine girdi, bir hafta sonra da malum "sıfırlama tapesi" ortaya çıktı. şimdi siz bu adama bizim gibi bakamazsınız, suratındaki çizgilerin değişimini bizim kadar göremezsiniz diye söylüyorum "o hafta çöktü", bence beklediği bir şeydi ama "sonu belli bir mahfoluşun önüne düştüğünü, bir sele kapılmış çöp gibi olduğunu farketti."
çok dallandı budaklandı, netice-i kelam, evet solcu kardeşler "dinci" diye bir şey varmış. "din siyasete alet edilmiş", siz haklı çıktınız, biz hüsn-ü zannımıza mağlup olduk. yanıldık.
lütfen sadece şunu düşünün, bu da sizin bu işten kârınız olsun.
bu "dinci"liği ortaya dindarlardan alınan özgürlükler çıkartmış olmasın?
gözümle görsem çaldığını yine inanmam diyenlerin sebebi siz olmayasınız?
5000'den fazla din adamının idamından bahsediliyor istiklal mahkemelerinde, bu kadar din aliminin öldürülmesi çıkarmış olmasın bu yarım yamalak din anlayışını?
doğunun kürt alimlerinin batıya sürgün edilmiş olması olmasın kürtlerle kopuşumuzun başlangıç noktası?
akp'nin sebebi chp'dir diyenler çıkabilir.
ben kırıcı olmadan, herkes için özgürlük mücadelesi vermeliyiz diyorum.
nolur akp gittiğinde bunları hatırlayabilen birileri çıksın içinizden. zulümler aksi yöne kayarak devam etmesin. -
44. karaman'da afgan bayrağı taşıyanların bıçaklanması
başlık karakter sınırına takıldığı için kuş gibi kaldı.
efendim, orucun başlarına vurmasıyla beraber bizim çomarlar sırtlarına afganistan bayrağı takıp dolaşan üç afgan vatandaşını "ulan nasıl pkk bayrağı taşırsınız" diyerek bıçaklamışlar. aslında değil afgan bayrağını pkk bayrağından ayırt etmek, afganistan diye bir yerin olduğundan habersiz bile olabilirler.
bu arada renk kombinasyonu da kırmızı, yeşil, siyah.
(bkz: http://www.milliyet.com.tr/…siyan-3-gundem-2272652/) -
45. beşiktaş
renkliler yine buralara üşüşmüş. defol git lan sapladığımın loser'ı.
-
46. ülkeyi cahiller yönetirken eğitimliler ne yapıyor
kemal sunal'a nasıl din düşmanı deniri konuşuyor. bombalar patlıyor, hem korkuya alıştırılıyor hem de gündemi meşgul edilmesine izin veriyor. shakespeare bilmem nereli denip ayrıntı bir konudan ters köşe deli kuyu taş çıkarma atasözü doğrulatıyor. bunlar yaşanırken güzel ülkemiz bu sırtlan sürüsü tarafından allah peygamber bayrak kisvesi ile yağmalanıyor. ve hatta belki de haritalama planları yapılıyor. filler tepişmiyor, sevişiyor ve güzel ülkemin sözde akıllı kesimi ellerindeki elma şekerlerini yalıyor. üzgünüm ama başımıza gelmiş ve gelecek her kötülüğü hak ediyoruz. arapları, ortadoğuyu alt görürken o zihniyetin bizleri uyutmasına, korkutmasına izin veriyorsak kimse biz şuyuz buyuz edebiyatı yapmasın.
-
47. sahibinden.com'da satılan sır dolu bir kitap
20 lira teklif ettim ozel mesajdan, cevap bekliyorum.
-
48. niyetli olmayanların iftara katılma ikiyüzlülüğü
(bkz: lord eddard stark)
artificial scarcity yani yapay kıtlık kavramı.
yapay kıtlık, istense bol ve ucuz olacak ürünün; mal ve hizmet üretiminin sınırlandırılmasından kaynaklanan bir durumdur. başka bir deyişle, yeterli teknoloji bulunmasına rağmen üretimin yalancı sağ ve yalancı sol tarafından sınırlandırılması, hizmetin bilerek az, pahalı veya kısıtlı arz edilmesi. bunun başka bir yolu da planlı eskitmedir.
yapay kıtlığın amacı,
üründen elde edilecek karın artırılması.(az ürün- pahalı fiyat)
acaba biter mi, kaldı mı korkusu tekerlek gibi işlemeye devam ederek ürünün daha fazla satılması
zaten bunları herkes alamaz, alanlar ipi yukarıya çekenlerdir düşüncesi ikincil olarak ortaya çıkmasını sağlamaktır.
ekonomik sistemlerin neredeyse hepsinde görülen bu sistemin özellikle moda'da görülmesi bu konuda bilir kişileri çalışma yapmaya itmiş, sonuç olarak;
zara
tchibo
bunlarda ufku açacak iki site;
artificial scarcity
humansandresources -
49. 22 cm penise offff çok küçük diyen kız