basbag4
profili

  • nihat hatipoğlu'nun otelinde içki satılması

    üst edit : google cache tık tık
    arkadaşlar linkini ve ss görüntüsünü paylaştığım halde mesaj kutumu fotoşopçu diye hakaret eden tehdit savuranlar için paylaşıyorum. ayrıca zaten başlık açılınca en az yarım saat boyunca herkes orijinal değiştirilmeyen ifadeleri okudu ve gördü. zaten ilk entry'lerde kimsenin itiraz etmediğini görürsünüz.

    linkteki adreste ayasultan otel hakkında bölümünün 3. paragrafında; görsel
    "oda kahvaltı konsepti ile hizmet veren ayasultan hotel’de 1 adet ana restoran mevcuttur. ayrıca lobby bar ve snack bar olmak üzere toplam da 3 adet bar seçeneği de sunulmaktadır. bu barlarda alkollü ve alkolsüz içeceklerin ek olarak, atıştırmalık birçok lezzeti bulmak da mümkündür." diyor.

    sokaktaki birayı gören ama kendi oteli ayasultan'da satılan içkiyi görmeyen görmeyen iki yüzlü din tüccarı. alkol satarak kazanılan para da haramdı değil mi?
    edit : linkteki açıklamada alkollü ve alkolsüz ifadeleri kaldırılmış. "... ayrıca lobby bar ve snack bar olmak üzere toplamda 2 adet bar seçeneği de sunulmaktadır. bu barlarda içeceklere ek olarak, atıştırmalık birçok lezzeti bulmak da mümkündür. açıklaması ile değiştirilmiştir." iyi ki ekran görüntüsü almışım.
    edit 2: otel nihat hatipoğlu'nun mu nerden biliyorsun diye çok sayıda mesaj aldım. arkadaşlar kendi ağzıyla söylemiş. link daha öncede başlık açılmış otel hakkında (bkz: nihat hatipoğlu'nun oteli)

  • aynı makyaj malzemesinden korona olan 35 kişi

    istanbul'dan ordu'ya düğüne giden koronalı bir kişinin makyaj malzemesini kullanan 35 kişinin daha korona virüse yakalandığı ortaya çıktı.
    tık
    güler misin? ağlar mısın? trajikomik ülkemden insan manzaraları...
    bunlara pcr testi ile birlikte iq testi yapılmasını da öneriyorum.
    ya kardeşim koronavirüs olmasa da ortak kullanamazsınız bu malzemeleri. iyi diş fırçasını da ortak kullanın aynı kilodu giyin çorapları paylaşın... birimizin bakterisi hepimiz, hepimizin bakterisi birimiz için. virüsü ona keza... kafalar pırıl pırıl...

  • gitar bile çalamayıp erkeğim diye dolanmak

    allahtan gitar çalıp söylüyoruz yoksa erkek diye dolanamayacağız.

  • ilhan irem'in 2013 tarihli yazısı

    link

    ilhan irem’in sert yazısı : ”ne bağırıyorsun?"

    ne bağırıyorsun? n’oluyor? sabah – akşam evimizin içinde senin bağırtılarını duymak zorunda mıyız?ne istiyorsun?derdin ne?atatürk’ü aldın, ışığı aldın, sevgiyi aldın, vicdanı aldın…duyarlığı, estetiği, bilimi, sanatı, gülüşleri…en başta özgürlüğü aldın.yetmedi…dağları, denizleri, ormanları, madenleri…kuzeyi, güneyi, doğuyu…her yeri…her şeyi aldın.

    hayatlarımızı, mutluluğumuzu, geleceğe dair umutlarımızı…adaleti, haklarımızı, parklarımızı, meydanları, sokakları, şehirleri, gençleri, kadınları, çocuklarımızı…öğrencileri, öğretmenleri, emekçileri…

    hakkını arayanları aldın.yurtseverleri, orduları, askerleri esir aldın.o askerlerin savaştığı şerefsizlerle boy gösterip sahnelerde…ülkenin çağdaş kıyılarını düşman belleyerek yok saydın.bir dudak bükülmesinden öte izin kalmayacak tarihte…ama bugün, bütün zamanlar ve bütün coğrafyalardaki en büyük tiransın.

    daha ne istiyorsun?ayın karanlık tarafında kim varsa, çoluk çocuk hepsi peşinde…“bir dediği bir dediğini tutmuyor bu adamın…”“bizi kandırıyor galiba” diye bir saniyecik bile düşünmeden herkes inanıyor sana.sinirden kaskatı kesilmiş, yumruğu sıkılmış bir kabalığın homurtusu hayatlarımızın üzerinde.ülkesini, çağı savunmaktan başka hiçbir suçu olmayan insanlar hapislerde çürümeye terkedilmiş…biber gazıyla, polis copuyla öldürülmüş, kurşunlanmış gencecik çocukların kanları yerlerde…şehitler unutulmuş…cumhuriyetin, atatürk’ün ve bütün kutsal değerlerin içi boşaltılmış…

    devrimleri savunmak arkaik bir değersizliğe dönüştürülmüş…yurtseverlik yaftalanıp darbecilikle eşdeğer olmuş.“atatürk” demeye dilin varmıyor bir türlü…gazi mustafa kemal’i bölücülükle(!) suçlarken…bütün bölücü hainler için özgürlük türküleri söylüyorsun.

    dağlardaki gerçek çapulcuları düğün-dernek kucaklarken, sokaklara çıktılar diye, ülkenin düşünen gençlerine çapulcu diyorsun.olan bitenin arkasındaki gerçek niyeti aramaktan..senin her yaptığından şüphe etmekten yorulduk.ama sen bizi haklı çıkarmaktan yorulmuyorsun hiç.yaptıklarının tersini söylüyorsun…söylediklerinin tersini yapıyorsun.

    başkaları olmayan deliller, atmadıkları imzalar nedeniyle hapislerde olabilir…rüzgar ters döndüğünde, sizin imzanız koro halinde “yok hükmünde’dir.özgürlükten, demokrasiden ve barıştan söz ederken, nifak sokmadığın hiçbir beraberlik kalmadı.“yüzde elli” diyerek çürümüş bir elma gibi ikiye böldün ülkeyi…

    sonra ufalamaya başladın;orduyu böldün…okulları böldün…sünnileri böldün…alevileri böldün…kürtleri böldün…elinde bir hızarla daldın kardeşliklerin ortasına…

    sanal barış türküleri söyleyerek memleketin kalbine doğru ilerliyorsun yara yara.ve bütün mantık ve felsefe doğrularını tepetaklak eden, bilim ve sanat ötesi önermelerle her konuda fikir ve söz sahibisin ayrıca…nasıl oturulacak, nasıl kalkılacak?

    ne içilecek, ne yasak?milli içkimiz ne olacak?kadınlarımız en az kaç çocuk doğuracak?nasıl doğuracak?tinerci olmadan, nasıl inançlı olacak gençler?çocuklar, okula, sınavlara nasıl hazırlanacak?nerede, nasıl okuyacaklar?erkekler, kızlar nerede kalacaklar ayrı ayrı…

    bahçelerde, parklarda, adabımıza uygun olarak birbirlerine hiç dokunmadan nasıl oturacaklar?vapurlara, trenlere hangi kıyafetlerle binecek, caddelerde nasıl gezecek kadınlar?resimler, heykeller nasıl yapılacak?diziler nasıl çekilecek?ahlaklı tiyatro nasıl olacak?

    evler kaç odalı olacak?türbanla nerelere girilecek?dekolte nerelere giremeyecek?ne marka otomobillere binilecek?hangi takımın taraftarı olmalı?“yüce atatürk” yazılı formalardan uzak durmalı.

    köşe yazarları nasıl yazmalı?kırmızı halılar ne renk olacak?kırmızı halı deyince…sadece içerisi değil, dışarıya da çeki düzen vermek lazım;mısır’ı mursi yönetsin, esed çekip gitsin suriye’den.

    nobelciler haddini bilsin…nato kendine gelsin…kimse kusura bakmasın!ne dersen sineye çekiyor bu millet…ne yapsan peşinde…

    daha ne istiyorsun?daha ne verebiliriz sana, canımızdan başka?ne istiyorsan söyle haydi…sen ne dersen o olur!ne istersen vereceğiz…ne istersen yapacağız…yeter ki bağırma !!!