öncelikle ben savcılık ve emniyet nerede duruyorsa orada durmuyorum. çünkü 24 yıldır çözülememiş bir cinayette gözden kaçırılmış bir şeyler olduğu aşikar. benim birilerinin yanında olmam için ya babamın oğlu olması lazım ya da başarıya ulaşmış olması lazım. faili meçhulde neyin yanında duracağım? müesses nizamın kurumları da etten kemikten insanlardan oluşuyor. ayrıca bunlar dışında gazetecisinden program sunucusuna hepsinin ne kadar yetersiz kaldıklarını gördük.
şimdi gelelim olaya. ben aileden şüpheleniyorum ve yakalanmama sebebi olarak da ailenin söylemlerinin azımsanmayacak bir kısmının doğru olmasına bağlıyorum. evet yalanla gerçek iç içe geçmiş. en zoru da bu. ben bu cinayetin planlı olduğunu düşünmüyorum. ’anne sabahtan komşuya gidiyor, evde olmayacağını bas bas bağırıyor. çünkü cinayeti planlıyor,’ diye düşünmeniz normal. ama annenin orada göstermek istediği şey o gün dişçide olacağı. çünkü dişçide olursa jinekolog kısmı gizli kalacak. bunu da gayet toplumsal reflekslerle yapıyor. aslında amacı –bir grup insanın iddiasına göre- çağla’yı jinekolağa götürmek. mahalleliden bunu saklamak istediği için milletin gözüne dişçiye gitmeyi sokuyor.
annenin sabahtan komşuya gitmesinin bir diğer sebebi komşuların bir şey bilip bilmediğini veya duyup duymadıklarını öğrenmek olabilir. çünkü yine iddialara göre çağla iki gün komşuda kalmış. orada bir şey anlatmış mı veya kendisine cinsellik üzerinden yapılan baskılara/ sorgulara dayanamayıp birine bir şey anlatmış mı bunu öğrenmek olabilir.
genel kanının aksine gülnur’un olay yerine hiç gitmediğini düşünüyorum. evet gülnur… sen olay anında evde değildin. o yüzden her programa sen çıkıyorsun değil mi? en az detay bilen en çok göz önünde olmalı.
o gün çağla’nın jinekolağa zorla götürülmesi teorisi hiç de saçma değil. o kız o yüzden normalde sağa sola uğramazken o gün avm’ye uğradı değil mi? yanına gelmek istemedi. sen hatta son dersi beden eğitimi diyorsun ya. o tarz dandik bir dersti. son derse girme de gel demiş olabilirsin. gelmedikçe aradın. normalde merak etmeyeceğin saatlerde arama sebebin o. çağla ısrarlı aramalara dayanamayıp avm’de çok az kaldı değil mi? hadi itiraf et yükten kurtul. ‘’çağla derhal gel, bacaklarını kırarım, yine o çocukla mısın?’’ dedin, o da avm’den ayrılıp sana eve gideceğini söylemedi mi? kızın kafası senin aramalarınla çok meşguldü, otobüsü bile kaçırdı. neyse, evde abi var. o içine düşen kor tam da eve gittiğini öğrendiğinde düştü değil mi? o yüzden cep telefonunun yanı sıra ev telefonunu da aradın. dur tahmin edeyim. abi açıp sinirli şeyler söyleyince nereye gittin? bingo. nedim’in değil mi? ‘’nedim ben baş edemem, git şunlara bak kızı getir,’’ mi dedin? o da gitti. arabanızla. evet sen oraya arabayla gitmiştin ama nedim arabayı aldı.
baba eve geldi ama iş işten geçmişti. kızı kurtarmak istedi veya nabzına baktı elleri kan oldu. katil banyoda kusarken veya ellerini yıkarken baba da mutfakta ellerini yıkadı değil mi? camdan görünmesi abes değil çünkü her yeri değil sadece elleri kan. çünkü kızın boynunu kontrol etti. anne ısrarlı aramalarını sürdürürken siz evden çıkıp onunla buluştunuz. bakın anne, nedim’in yanına aracıyla gitmiş olabilir ama aracı çocukları kontrol etmek için baba aldı. anneyle de akad’daki evde mi buluşuldu bilmiyorum ama ifadelerdeki çelişkilerin sebebi ilk dediğim teori. plansız cinayet. planlı olsa bu kadar tutarsızlık olmaz. hem taksi hem şahsi araç kullanıldı. o yüzden hikayeyi tam yazamadılar.
orada olay anlattırıldı. abi şunu demedi mi? :’’yemin ederim kazaydı. geldi, konuştuk, korkutmak isterken yanlışlıkla öldü. 15 dakikada oldu her şey.’’ yanlışlıkla olmuş söylemlerin, 15 dakikada bitirmiş kızcağızın işini demelerin aslında polisten değil katilden duydukların değil mi yani? neyle öldü dedin, o da bıçakla dedi. hani ekranda karnına doğru bir hareket yapıp ‘’ben böyle sanıyorum, meğer böyle ölmüş,’’ diyerek boğazını gösteriyorsun ya, o detayı sen de sonra öğrendin değil mi? hatta kızın günlüğünde okuduğunuz şey de çağla’nın güzelliğine methiyeler dizen bir yazıydı. çağla güzelliğinin kurbanı oldu cümlen de boşa değil. sen aslında cinayetle ilgili detayları aralarda çok güzel yedirdin değil mi? hatta ayakkabı detayını gereksiz şekilde söyleyerek de bir şeylere istemeden dikkat çekiyorsun ama illa ki ortaya çıkar.
babanın olay yerine gelince gülnur yukarıyı görmesin demesi anlaşılır. baba bu hikayede yukarıyı gördü ama anne görmedi. elleriyle tekrar kızına dokunup delilleri güya karartma sebebi de ilk dokunduğundaki parmak izlerini silmek. çünkü suç ona kalabilirdi.
şimdi kafayı kurcalayan şey şu: nasıl oldu da ailenin binaya girişi ve binadan çıkışı görülmedi? şüpheyi aileden uzaklaştıran sorulardan birisi buydu. anahtar bırakılan komşu zaten evde yok. gökçe de öğleden sonraya kadar okulda. çağla’dan yarım saat önce geliyor. gökçe’nin babası ifadelerin birinde dışarıda görünüyor. diğer komşu edibe ölçenoğlu. o dönemde yaşı 71. ilgili haber evet 5 yıl sonra aynı apartmanda torunlarınca katlediliyor. cinayet günü elektrik süpürgesini çalıştırdığını iddia ediyor. bir şey duymamış. yani komşulara bakınca bir şey görmemeleri ve duymamaları anlaşılır. aslında mucizevi bir şey ama zaten böyle şans da kırk yılda bir denk gelir. tıpkı 40 yılda bir denk gelebilecek tesadüflerle katillerin serbest kalması gibi. ayrıca aile olsa biri görürdü mantığı da yanlış. dışarıdan biri olsa o da görünürdü.
gürültüyü duyan gökçe, sonrasında inenin ayak seslerini nasıl duymuyor denmiş. e iddiaya göre katilin evde duş aldığını yazan sizsiniz. o gürültüden hemen sonra evi terk etse bu şüpheniz doğru olurdu ama evde zaman geçirdiyse ve 20 dakika sonra indiyse gökçe kapının başında 20 dakika bekleyecek değil. zaten bir kavga duyuyor. aklına cinayet gelmez. ayrıca duş teorisi şu şekilde de doğru: anne, o gün kızının duşa gireceğini söylüyor. böylece banyo kullanıldığı için şüpheleri duşta temizlenip delilleri yok eden kişiden uzaklaştırıyor.
hiç makul olmayan şeyler yok mu? var. ilker’in otobüse bindirilmesi noktasında akrabalarının isimlerinin verilmesi. gerçi olay anında isim verilmese bile sonradan isim söylenmiş olabilir ama yine de bir isim veriliyor: fatih. siz fatih olsanız bunu yalanlayabilirsiniz. ilker neden yalan söylesin? kafamı bu kurcalıyor ama ordu’da annenizin fatih adında iki kuzeni varsa gayet de yapılabilir. seni kastetmedim ki diyebilirsiniz.
sadece katlanmış ped detayını kafamda oturtamıyorum. ben bunu çağla yapmış diye düşünüyorum. istemediğimiz bir eylem dayatılınca zaman geçirmek için veya karşıdakini oyalamak için nesneyle daha çok haşır neşir olup gereksiz düzenlemeler yaparız. utandığımız yerde halı desenini izleyip koltuk kenarlarına dokunmak gibi.
neyse annenin, abisinin eşiyle yaşadığı şu diyaloğu bile olay hakkında ipucu veriyor:
+ne olduğunu tahmin ediyorsun?
-düşmüş, kafasını yarmış falan mı?
+ yok.
- bayılmış mı?
hahaha lan oğlun ölse diyalog şöyle olabilirdi bak:
+ne olduğunu tahmin ediyorsun?
-pipisi fermuara mı sıkışmış?
evet aşırı saçma ve bana da çağla için yaptığın tahmin aynı böyle saçma geliyor. hani ben olayı o kadar bilmiyorum ki cinayet aklıma bile gelmedi demek istiyorsun ama en alakasız ve uç örneği vererek aslında saçmalıyorsun farkında değilsin.
peki neden bu cinayetin aydınlatılması bizim için önemli. valla adalet arayışı kısımlarına hiç girmiyorum oralar aşikar. fakat sosyolojik analiz açısından da çok değerli. katil abi çıkarsa riyakarlığı göreceğiz. sen konuşanlar programını biletli seyirci olarak izle, oradaki ilişkilere gül, cinsel hikayeleri keyifle dinle ama kardeşinin masumane aşkı için cinayet işle. bak bu iki yüzlülüğü sevmem. yok öyle cumhuriyetin ilerici kazanımlarıyla şişli’de oturup da kızın üzerinde harran ağası gibi baskı kurmak.
bir çift söz de o dönemki habercilere. yok maktulenin üzerinde sperm bulunmuş, yok katilin yeşil donu bulunmuş. bu haberleri kim yaptı? araştırınca hepsinde de benzer cümleler var. gazetecilik kopyala yapıştır yapmak mı? bu yüzden aileden şüphelenilmedi. belki de bu yüzden suçlamalar o dönem özellikle anahtar bırakılan komşu nilgün ç.’nin eczacı oğluna yöneltildi. aileden şüphelenmeyenlerin mantığı şu: yasin ç. kızı öldürdü. sonra maktulenin annesi nilgün hanım’ı aradı ve oğlunun öldürdüğü cesedi annesi buldu. bu kadar tesadüf ancak dizilerde olur.
bakın annenin tepkilerini eleştirenler konusunda da haksızlık yapılıyor. albert camus’nün yabancı kitabında mersault’un annesinin vefatını duyduktan sonra yaptıkları toplumca eleştirilir. toplum kendi gibi tepki vermeyen ana karaktere karşı acımasız yargılarda bulunur. fakat bu olay öyle değil. herkes acısını aynı yaşasın baskısı değil. söylemlerin tutarsızlığı ve eylemlerin donukluğu var. ağlamıyor, sızlanmıyor eleştirisi değil bu. o güne ait ipuçlarını zora sokan söylemleri var ve insanların anneyi ve aileyi eleştirmesi aşırı normal.
zaman daralıyor. geçen yıldan beri takip ettiğim bir olay. insanlar yalan yanlış gazete haberlerinden ötürü 3-5 şüpheli düşünüp teoriler üretiyordu. farkında mısınız bilmem artık katil kim sorusu sorulmuyor. neden ve nasıl soruları soruluyor. o güne ait kronoloji merak ediliyor.
son sözüm de bu cinayeti önemseyen tüm yazar ve çaylak kardeşlerime… karşınızda manipülasyon ustası 3-5 hesap var. bir manipülatörün en korktuğu şey tezlerinin yanlış çıkması değil, ciddiye alınmamaktır. ciddiye alıp haklı dahi çıksanız sizi tartışmaya çektiği için o kendini kazanmış sayar. o yüzden bu hesaplarla laf dalaşına girmeyin. ve son olarak bu hesaplar i.t değil. amaç da ifşa olunca ‘’bakın aileyi suçlayanlar kafayı yemiş, beni i.t sandılar. cinayete dair tezleri de aynen böyle sakat,’’ diyebilmek.
sakirtsavar12 profili
-
çağla tuğaltay cinayeti
-
6 mayıs 2023 kılıçdaroğlu'nun açıkladığı proje
oğlum siz ne salak ne kanser tiplersiniz. adam kürtlerle ilgili bir cümle kurar hemen pkk ile işbirliği yapıyor dersiniz. türk dünyasını ilgilendiren vaat açıklar sinan oğan sayesinde aklına geldi dersiniz. mültecileri göndermekle ilgili cümle kurar, ümit özdağ olmasa aklına gelmezdi dersiniz. oysa adam mülteci konusunu yıllar önce de söylüyordu. sizin o sözde milliyetçi liderlerinizden öğrenecek bir şey yok. hatta başımıza bunları bela edenler genelde vatan millet edebiyatı yapanların ta kendileri.
8 yıl öncesine kadar hepiniz mhp'ye oy veriyordunuz, gitti akp'ye yanladı. mülteci politikasını getiren akp, destekleyen mhp ama suçlu hep başkası. kılıçdaroğlu'nu eleştirdiğiniz her konuda bu adamları aklamanız komik. örneğin ekmeleddin ihsanoğlu'nu o dönem oğan ve özdağ'ın da bulunduğu mhp dayattı. zaten ihsanoğlu sonrasında mhp 'ye geçti ama siz kılıçdaroğlu'nu eleştirdiğiniz kadar hatta chp'li, türk milliyetçisi veya atatürkçü aday çıkarmadı diye kılıçdaroğlu'nu eleştirdiğiniz kadar asla türkçüleri eleştirmediniz.
tweet
tüm eksileri kılıçdaroğlu'na, artıları da önünüze gelen herhangi bir seküler, eski mhp'li insanlara yazıyorsunuz. projeyi beğenirsin veya saçma bulursun da olayı gidip sinan oğan olmasa bu vaatte bulunmazdı noktasına taşımayın. -
özdağ'ın adayımız yavaş demesi beni rahatsız etti
olur mu hiç? ekşi ergenleri tatmin oldu, bundan daha değerli bir şey olabilir mi? ümit özdağ, mansur yavaş hamlesiyle antik yunan'ı sarsan sokrates gibi 'at sineği' rolü oynadı. muhalefet silkindi, kendine geldi. mansur bey olanları görememiş.
ironiyi bir kenara bırakırsak bunun iktidara güç verdiğini, başta mansur yavaş'a haksızlık olduğunu, gündemi saptıracak gereksiz bi çıkış olduğunu göremeyenler için ne desek boş. -
26 ağustos 2020 milwaukee bucks'ın maça çıkmaması
arkası dönük olan adamı 7 kez vurmayı normal karşılayanları gösteren başlık. bunlar 80-90 sene evvel yaşasa, devlet otoritesinin kulu olup mussolini ve hitlere'e taparlardı. lafa gelince amerikancı, batıcı bu tipler icraata gelince hep baskıyı dayatıyor. tehlikelisiniz oğlum. sizin gibi liboşlar da 20 sene evvel bu ülkeye siyasal islam'ı bela etti. dilinizde özgürlük ve minimal devlet ama uygulamanızda baskı, otorite ve tahakküm.
-
trabzonspor
başakşehir'e karşı yarışıp tüm ülkeyi karşısına alabilecek tek takım. bakın bir fb, gs,bjk itici olabilir. bu takımlar şampiyonluk yarışına girer, başarılı oldukça rakiplerin nefretini kazanabilir ama 30 sene şampiyon olamayıp, ortalama bir anadolu kulübü olup bu derece antipatik olabilmek başarı ister. trabzonspor bunu başarmıştır.
bir lafım da ezeli rakiplerimize. bu adamlar direkleri söküp kafamıza atarken destekliyordunuz, şimdi anladınız mı olayın 2010-2011 sezonuyla ilgili olmadığını. 90'larda da böyleydiler. fener'i hiç sevmediler, şehirde hep bir gerginlik vardı, nihayet kendileri dışında destekleyen kalmadı.
not:fb -
orhan gencebay
neşet ertaş öldü kardeş. bir kişi siyaset konuştu mu?
kemal sunal öldü herkes ağladı.
zeki müren?
e birileri orhan gencebay hakkında siyasi yorum yapıyorsa kendisi siyasete karıştığı içindir. yok öyle siyasetin nimetinden yararlanıp külfetine katlanmamak. kimse ölsün demiyor. mesela ali ismail için baş sağlığı dilemeyen hatta karşısındaki tarafa yaranacak şeyler söyleyen adama hastalanınca geçmiş olsun denmez. bunun acımasızlıkla gram alakası yok. ergen değilim. ama liboş hiç değilim.
bir şarkıcı. -
9 mart 2019 başakşehir fenerbahçe maçı
fenerbahçe'nin kazandığı her maçtan sonra şike imasında bulunanların bu sefer fenerbahçe yenilirse aynı yorumu yapacakları maç. çünkü işlerine öyle geliyor. fener yenerse şike demeyecekler çünkü kendileri de kazanırsa fark 5'e düşecek. yok fenerbahçe yenilirse yattılar diyecekler. bu anlamda tarih tersine dönecek. görelim bakalım.
-
izmir'i ak parti'nin kazanacak olması
istanbul akp'de gidin görün demiş biri. nasıl göreceğiz aslanım? istiklal caddesi'ne bir bak ne hale gelmiş. istanbul'un silüetini bozduk diye itiraf etti erdoğan ama destekçileri onu da kabul etmiyor. ankara için de söylenecek çok şey var. madem akp gelince izmir'in sorunları hallolacak keşke ankara'da su basan alt geçitleri de halledebilselerdi.
olmayacak olay. -
elit işcan'ın taciz açıklaması
-
10 mayıs 2018 muharrem ince hakkari mitingi
-
13 nisan 2018 şampiyonlar ligi kura çekimi
liverpool- bayern
roma- real madrid
liverpool- real madrid
roma- bayern
liverpool-roma
real madrid- bayern
gördüğünüz gibi 3 ihtimal var adam gelmiş at fava diyor. attım. bilirsen kahin ahtapot paul ödülü verilecek. muazzam bir tahmin başarısı olacak.
türkiye saatiyle 14.00'te başlayacak kura çekimi. -
ideal seks süresi
eğer intihar edersem sorumlusu ekşi sözlük yazarlarıdır.
maaşınız 5 haneli; benimkini hiç sormayın.
siz kadıköy ve beşiktaş'ta oturuyorsunuz; ben cehennemin dibinde oturuyorum.
seks hayatınız mükemmel; ben elizabeth eleanor.
siz avrupa'ya tatile gitmek için uçak bileti alıyorsunuz; ben en fazla şehir merkezine inebiliyorum,
sizin yoğurtlu sos içinizi ferahlatıyor; benim ise pilavımdan taş çıkıyor.
siz içeri girdiğinizde karşıdaki memelerini sıvazlıyor; ben girdiğimde 3 ekmek al gel lan diyorlar.
oğlum ya sitenin tek varoşu benim ya da herkes saklanıyor. şu güzel hayatınızı ballandıra ballandıra anlatmayın, bir yerimiz şişecek.
edit: noktalama