balbaloise7
profili

  • ne verirsek dipsiz kuyu misali kaybolup gidiyor

    bu sözü mehmet şimşek'ten duyup bize satmadıysa ben de bu adamı hiç tanımamışım demektir.

    nass diyorduk ass olduk.

  • israil'i mi hamas'ı mı destekliyorsunuz anketi

    hamas'ın anasını sileyim, filistin'e karşı israil'i destekliyorum.

    filistin demek;
    türkiye'ye karşı pkk demek, ermenistan demek, yunanistan demek, çin demek
    kktc'ye karşı yunan demek
    azerbaycan'a karşı ermenistan demek
    uygurlar'a karşı çin demek

    bunlar dünyadaki tüm terör örgütlerine eğitim desteği sağlamış, beceremedikleri yerde inisiyatif almış teröristlerdir. filistin bütün dünyaya terörü pazarlayan bir şirkettir.

  • testosteronu yüksek erkek

    saçları dökülüp kel kalmış erkektir.

  • en güzel başkent isimleri

    (bkz: ankara)

    avrupalılar bayılıyor, çok ilginç ankara, ankara, ankara diye tekrarlıyorlar.

  • mesleklerin günlük hayata katkıları

    photoshop'ta cami minarelerini rokete çeviriyorum.

  • logosunu görünce güvendeyim hissi veren markalar

    (bkz: mega holdings)

    şaka şaka dur bi bir şey anlatacağım.

    şimdi logo, logotype ve amblem diye bir şeyler var, ne olasi ki bunlar?

    dünyada belki de milyonlarca marka vardır, bunlar mahallenizdeki bakkallardan ülkelere kadar uzanır. firmaların hatta ülkelerin bile kurumsal kimlikleri olur, bu kimlik size firmaları sıcak göstermek için tasarlanır.
    genel anlamda logotype dediğimiz bu işaretler firmanın kurumsal kimliğine işaret eder, bu kimlikler zamanla benimsenir, ancak firmalar ne yaparsa yapsınlar marka değerleri sadece kullandıkları logotype ve amblem ile değişmez. peki o zaman bu logolar neden bu kadar önemli? esas mesele iyi olan iki firmanın rekabetidir, yani mahallenizdeki bakkal logoyla falan uğraşmaz, ama apple ve microsoft arasındaki çekişme ikisinin amblemlerinde değişiklikler yaratmıştır, bu savaşta marka bilinirliği düşük olan microsoft daha fazla amblem değiştirdi. apple küçük dokunuşlara yöneldi.

    bu yazılım firmaları zamanla hem arayüzlerinde hem de logolarında inanılmaz sadeleşmeye gittiler özellikle microsoft geçtiğimiz senelerde de stijl teması dediğim bir temaya geçti. ne kadar sade o kadar çok konseptini belirlediler. burada çok olan kullanıcı ve bilinirlik sayısıydı. bu firmalar çoğunlukla helvetica ya da benzeri sade fontlar kullanırlar.*

    ülkeler bile kurumsal kimliğini desteklemek için helvetica kullanır. tabii orasını çekiştirirler burasını çekiştirirler, harfleri yakınlaştır uzaklaştırırlar, bir yerlerini keserler bir yerlerine eklerler. bu küçük farklara alameti farika yani logo deniyor işte. bu firmalar her zaman sıcak görünmeleriyle öne çıkıyorlar. firmayı sevmiyorsanız etki etmez tabii.

    ama en iyi logolar helvetica kullanılmayanlardan çıkıyor bana göre. mesela vogue, cadillac, marlboro, ferrari, coca-cola gibi. bu logolar arasında en değerli işi yapan firma ise marlboro olmuştu. f1 yarışlarında tütün üreticilerinin araçların üzerine logo koyması yasaklanmıştı, o dönemde bütün sigara üreticileri sponsorluklarını çekmişti, marlboro hariç. logosunu o kadar kanıksatmıştı ki görmeden tanıyabilmeniz için marlboro barcode amblemini tasarlamıştı.*
    helvetica kullanmayan firmalar genelde ya çok pahalı ya da çok ucuz firmalardır. çünkü aslında helvetica pahalı bir fonttur. güven hissini bir kenara bırakın ve logoların içeriklerine bakın. pahalı markalar ise kendi fontlarını tasarlar ve diğerlerinden farlı olma eğilimlerindedir, aslında çoğu helvetica'nın icadından da eskidir.

    amblemler ise markaların isimsiz yüzleridir, tahminim okuma yazma bilmeyen insanların markaları tanıyabilmesi için oluşturmuşlar. ben okuma yazma bilmiyorken her kanalı logosundan tanıyormuşum, e ne var ki bunda demeyin. daha yakına zaman kadar önce insanların yarısı okuma yazma bilmiyordu. bugünse amblemler dikkat çekmek için kullanılıyor. firmalar gittikçe amblemlerini sadeleştiriyor. çünkü küçük bir kağıda bastığınızda bu amblemleri şişme yapıyor ve okunamaz duruma geliyorlar. otomobil üreticileri dışındaki firmalar amblemlerini iki boyutlu hale getirme gayretindeler. ilk başta iki boyutlu olan amblemler zamanla teknolojinin gelişmesiyle metalik ve çıkık görünüyorlardı artık iki boyutlu levhalar halindeler. sadece otomobil firmaları 3 boyutu tercih ediyor onlar da %50 %50 gibi bir orana sahip. * * * * * * *

    bunlar gibi yüzlercesini bulursunuz ama bu kadar sekme yeter. peki neden bu kadar sadeleşiyor bu amblemler. iyi bir ülke bayrağı için 7 yaşında bir çocuğun ezberden çizebileceği kadar basit olmalı derler. ama ruhsuz olacak kadar sade değil. firmalar amblemlerinde bunu kullanmaya çalışıyor. iyi bayraklara örnek vermek gerekirse japonya, kanada, türkiye, israil, isveç, nazi almanyası örnekleri verilebilir. burada nazi bayrağı çok önemlidir, ne kadar nefret edilen bir ülke bile olsa herkes kolaylıkla çizebilir ve tanıyabilir. bazı markalar da korkunun sembolü olabilir. bazıları kurgusal olsa da nazi almanyası gerçeklerden biri ne yazık ki.(diğer kötü firma logoları için * * * * * *) yukarıda saydığım bayrakların hepsi gözünüzde birebir canlandı değil mi? peki almanya bayrağında sarı, kırmız ve siyahın sırasını ezbere biliyor musunuz? rusya, hollanda, italya? basitlik kötüdür, aynılaşırsınız. peki yenizellanda, brezilya, afganistan, bhutan? bunlar da fazla karmaşık. yenizellanda daha geçen sene bayrağını değiştirmeyi denedi, tıpkı kanada gibi. kimse kanada'nın eski bayrağını bilmez bile.

    peki niye bunları logo başlığına değil de buraya yazdım. gece gece canım sıkıldı! eğlendim, bütün sözlük bunun üzerine zaten! yanlışım varsa ya da eklemek istediğiniz bir şey varsa iletin düzelteyim. yanlış bildiğimi düzeltmeniz benim için onur olur.

  • salatalık veya havuçla mastürbasyon yapmak

    (bkz: senin o arkadaşını bir bulsam)