nisantasindabiramele7
profili

  • 21 eylül 2023 club brugge beşiktaş maçı

    ilk devre boyunca futbol adına beklediğim her şeyi buldum. şahane bir 45 dk geçti hayatımdan. çağdışı futbol, düzenli halısaha yapan adamların maçı kıvamında deli gibi tempo, en az yirmi karşılıklı top kaybı, at gibi koşan kanatlar, rakibin götünü hedefleyen amaçsız ortalar, direkten dönen kafa, taca çıkan şut bile gördüm. iki tarafa da teşekkür ediyorum, allah razı olsun herkesten. zaten ilk on dk’da beşiktaşın onbirini anca çözdüm. baktım brugge hocası eski belçikalı bir topçu gibi göründü gözüme, ismini çıkaramadım. şenol hoca yüzden hafif yaşlanmış. necip yok *, ikinci devre onu da görürsem keyfim tamam.

    bilenler bilir ben şampiyonlar ligi izlemem. izleyemiyorum. ortam çok gergin. ortada dönen manyakça miktarda paranın getirdiği bir gerilim var. futbol tamamen atletik performansa ve üst seviye mental konsantrasyona dayalı bir taktiksel efora dönüşmüş durumda. kaybetme korkusu bütün riskleri yok etmiş. herkesin beklentisi yüksek, herkes arenaya çıkmış gladyatör gibi. zaten gerginiz aq, bi de bu sıkıntıyı çekemem. ben çağdışı futbol istiyorum, her tür hataya açık bir tempo istiyorum, top kaybı istiyorum, yaradana sığınıp atılmış şutlar istiyorum, pas hatası istiyorum kardeşim. perşembe geceleri benim bayramım. böyle de manyağım. haydi saldır beşiktaşım.

  • kuantum eğitmeni peçeli abla

    bunlar gerçekten şeytana pabucunu ters giydirecek klasmanda insanlar. wolf of wall street kıvamında yetenek. mesela peçe detayı çok iyi. yani normalde ulaşılamaz, dokunulamaz bir persona fakat sana o halkaya dahil olup ‘sacred’ bilgiyi kendisinden alma ayrıcalığını sunuyor. beden dili muazzam. kesinlikle temas etmeye, belli bir seviyeden fazla samimi olmaya izin vermeyen, ama aynı zamanda dikkatle belirlenmiş (ucuz olmayan) bir bedel karşılığında kendisinden istifade edilebilen bir karakter. muhteşem işçilik var. hiç sövmeye gerek yok. böyle yeteneklere ancak saygı duyulur.

  • dark ve stranger things'in kötü diziler olması

    dark’ı izlemedim. o nedenle ona yorum yapmayacağım. lakin stranger things başarılı bir dramadan ziyade bir pazarlama harikasıdır. bakın, ‘yalnızca çok iyi pazarlanmıştır, aslında içi boştur’ demiyorum. kendisi bizzat harika bir üründür. fakat a sınıf drama değildir. hedef kitlesi şahane belirlenmiştir, içeriği ve sanat yönetimi nakış gibi işlenmiştir fakat bunlar stranger things’i hbo veya amc dizilerinin klasmanına çıkarmıyor. doğru şekilde kotarılıp piyasaya en doğru zamanda sürülen bir üründür. tüm pazarlama dünyasını sarmalayan bir hype halini almıştır. lego’dan giyim kuşama, ev tekstilinden fast food’a kadar domine etmediği alan kalmamıştır. ilk sezonunu bayılarak izlediğim ama sonrasını getiremediğim, sıkıcı bulduğum bir renk ve nostalji cümbüşüdür stranger things.

  • sevişelim ama sevgili olmayalım diyen kadın

    bu başlıkların artık yuvadan uçup ayrı sözlüğe çıkma yaşı geldi de geçiyor. bi el atın da gençler mutlu olsun (bkz: sexlisözlük)

  • yalnızken daha mutlu olan insan

    içe dönük insandır. bu konu melankoliyle, vasat duygusallık muhabbetiyle geçiştiriliyor ama kişilik kuramlarında önemli bir yeri vardır.

    ilk meselemiz, içe dönük insan ile içine kapanık insanın birbiriyle karıştırılması, daha doğrusu ikinci durumun az konuşan, yalnız takılan insanları anlatan tarif olarak benimsenmiş olması. içe dönük ve içe kapanık ayrı psikolojik durumlardır. hepimiz sosyal hayatla belli ölçülerde temas ediyoruz, aranızda manastıra internet bağlatan varsa orasını bilemem ama hayatımızdan belli ölçüde zaman ve enerji alan işler yaparak yaşadığımız aşikar. bunların çoğu da düzenli yani rutin şeylerdir.

    ikinci meselemiz ise, içe dönüklüğün ne anlama geldiğidir. içe dönük insan durumunu anlatmak için verebileceğimiz en basit örnek, yorucu bir iş gününü geride bırakırken akşam dinlenmek için ne yapacağına karar veren insanın seçeneklerine bakmaktır. işten çıkmaya doğru arkadaşlarına mesajlar yazmaya başlayıp, hızlı bir buluşma ayarlıyorsa ve bu durumdaki davranışı genelde böyleyse, bu insan dışa dönük - extrovert kişilik bandındadır, diyebiliriz. yorulduğumuzda nasıl dinlenmeyi seçtiğimiz, kişiliğimiz konusunda bir turnusol kağıdı görevi görür. mesela aynı durumdaki içe dönük - introvert insan birileriyle buluşmak yerine kitapçıya gitmeyi ya da sahilde öylece tek başına oturmayı tercih eder. iki kişilik durumunda da asıl motivasyonun 'dinlenmek' olduğunu unutmayalım. yani, yaşamak için gereken ruhsal enerjiyi geri toplamak.

    daha fazla bilgi için, enneagram ve carl gustav jung harmanlaması olan şu içerik okunabilir.

    bir de meşhur örnek verip eyyorlamama nokta koyayım:

    “ı’m an introvert… ı love being by myself, love being outdoors, love taking a long walk with my dogs and looking at the trees, flowers, the sky.”

    sözün sahibi, audrey hepburn.

  • teoman'ın sinemayı bırakması

    teomandır, bırakır orasında sıkıntı yok. asıl mevzu, olayın gelişiminde saklı.

    haber şöyle:

    önceki gün kız arkadaşıyla birlikte nişantaşı'nda görüntülenen teoman, sinemaya gideceklerini söyledi. 49 yaşındaki şarkıcı, "sinemaya geri dönmeyi düşünüyor musunuz?" sorusuna şöyle yanıt verdi: "sinema artık benim için bitti. bundan böyle sadece şarkı söyleyeceğim" dedi.

    yani demek ki adama sormasan, bırakmayacak sinemayı. ne diye sorup da adamın aklına düşürüyon arkadaşım? hayır belki bırakmayacak.

  • adana otogarı'nın çok saçma bir yer olması

    adana seyahatimde gecenin bir saati arkadaşın 'abi burayı da görmeden olmaz' demesiyle doğal yaşam parkı gibi gezdiğim otogar. bakmasını bilene çok şey anlatır, yol kenarında bekleyen hırsızlar filan.