cuholata4
profili

  • insan neden sanat yapar

    particle fever belgeselinde şöyle bir söz geçiyor:

    insanlar neden bilim yapar? neden sanat yapar? hayatta kalmak için en az öneme sahip şeyler, bizi aslında insan yapan şeylerdir."

  • kapalı bir kadının başını açması

    bu yazıyı birkaç ay öncesine kadar içinde bulunduğum durumda olup da hayatını değiştirmeye cesaret edemeyen kadınlar için yazıyorum.

    14 yaşımda ailemin baskısı ile başımı kapattım. daha 12-13 yaşlarımda “başın kapalı olmadığı için seni yanımda gezdirmekten utanıyorum” diyen, okul dışında dışarı çıkmama izin vermeyerek kendince beni cezalandırıp kapanmama sebep olan bir anneye sahibim.

    küçük yaşta bilinçsiz olarak anneme yaptıkları konusunda hak veriyordum ama yine de hiçbir şekilde dış görünüşümden memnun değildim. yıllar içinde farklı çevrelerden, görüşlerden, okuduklarım ve gördüklerim sayesinde fikirlerim değişince tamamen ailemin bana dayattığı, olmamı istedikleri kişiden nefret duyan, fikirleriyle dış görünüşü çelişen birine dönüştüm. bir kadının başını kapatmasının bana göre doğru hiçbir yanı yok.

    üç yıl önce annemi karşıma alarak düzgün bir şekilde fikirlerimi anlattım. kendi içimde inanmadıktan sonra başımı kapamamın bir anlamı olmadığını söyledim. maalesef çok büyük bir ters tepkiyle karşılaştım. bir sürü küfür işittim. üstelik annem bayılma numarası yaparak ailedeki herkesin benim yüzümden annemin kalp krizi geçirip öleceğini düşünmesini sağladı. mecburen böyle bir durumda başımı açamadım, tüm cesaretim kırıldı.

    bu yılın başında eğitimim için yurtdışına çıktım ve ailemden, çevremdeki herkesten uzak yaşamaya başladım. burada konu ile ilgili yazdığım entrylerde benim gibi birçok kişiden mesaj aldım. en son bir gün ailesiyle benzer sıkıntıları yaşayan birinin internette nasıl açıldığını anlattığı bir yazıyla karşılaştım. yazı sayesinde ve uzakta olmamın verdiği cesaretle o an açılmaya karar verdim. arayıp aileme söyledim. hayatımda duymadığım hakaretler, küfürler, tehditlerle karşılaştım. annem artık evladı olmadığımı, her türlü maddi desteği keseceklerini söyledi ve kesti de. ama geri adım atmadım. türkiye’ye döndüğümde herkes durumu kabullenmeye başlamıştı ve yaşadıklarımı, düşüncelerimi insanlara içtenlikle anlattığımda kınanan ben değil, ailem oldu. aradan beş ay geçti. annem de şu an tekrar benimle konuşmaya başladı. kimse çocuğunu kolay kolay yok sayamıyor demekki.

    şu an eski hayatım tamamen silindi ve insanlar sanki hep böyleymişim gibi kısa sürede alıştı.

    beni çok daha etkileyen ise açıldıktan hemen sonra çevremde başı kapalı olan birçok kızdan kendilerinin de benzer durumlar içerisinde olduklarını ve artık başlarını örtmek istemediklerini söyledikleri mesajlar aldım. benden cesaret alarak tanıdığım 5 arkadaşım başlarını açtılar. ama hala cesaret edemeyen birçok kişi var. tabii ki herkes baskı ile kapanmış değil ama baskıyla başı kapatılan veya küçükken bir hevesle kapanıp sonrasında pişman olduğu halde toplum ve aile baskısından korktuğu için başını açamayan azımsanmayacak kadar çok kız var.

    bu durumda olup da destek almak isteyen, ne gibi zorluklarla karşılaşacağı, nasıl tepkiler alacağı konusunda merakı ve endişesi olan herkesle konuşabilirim. bu sizin hayatınız, lütfen sahip olduğunuz bir tanecik ömürü başkalarının sizin adınıza karar vermesine izin vererek geçirmeyin, üzerine gidin, pişman olmayacaksınız.

  • başı kapalı bir kadınla evlenmek

    başlığı görünce garip düşüncelere daldım. aile baskısıyla küçük yaşta kapatılan ve son yıllarda inandığı herşeyi sorgulayan biri olarak şu anki düşüncelerime sahip bir erkek olsaydım ben de kapalı bir kızla evlenmek istemezdim herhalde. ama kapalı bir kadın olarak benim düşüncelerime sahip birini arıyorum ve ilgisini çektiğim erkek popülasyonu ise düşüncelerimin tam tersi zihniyette kişiler. sanırım ömür boyu bu kısır döngüde sıkışıp kalıcam.

  • mağazada açtığı kazağı katlayıp koyan müşteri

    herkesin bildiği şu bayramlarda capslere konu olan firmanın mağazasında uzun zamandır çalışıyorum.

    ezik misiniz, toplamak onların görevi diyen kişiler var. böyle büyük firmalarda çalışan personellerin çoğunluğu öğrenci. benim çalıştığım mağazada da yöneticiler dışında neredeyse hepimiz öğrenciyiz. mühendislik, psikoloji gibi bölümlerde okuyan öğrenciler geçim sıkıntısı sebebiyle işi okulla ve o ders yoğunluğuyla birlikte yürütmeye çalışıyorlar. haliyle doğru düzgün uyku bilmiyoruz. o yorgunluk ve stresle bir ürünün on bedenini birden tek tek masaya yayarak inceleyen ve öyle bırakıp gidenler yüzünden canımız çıkıyor.

    zaten kimseden mükemmel bir katlama yaparak almadan önceki şekline getirmesini beklemiyoruz ama en azından farklı ürünlerin üstüne atmak yerine kendi yerine düzgün bir şekilde indirseniz dahi bizim işimizi çok rahatlatıyorsunuz.

    bazı müşteriler gerçekten çok kibar ve düzgün katlayarak eski haline getirmek için uğraşıyorlar. böyle yapan biri o ürünü düzgün koyamasa bile çabası beni de arkadaşlarımı da gülümsetip mutlu etmeye yetiyor. ancak böyle müşterilerin sayısı oldukça az. genelde insanlar kabinden çıkarken denedikleri kıyafetleri bize vermeye dahi erinip, terse çevrilmiş vaziyette yere atarak gidiyorlar.