geçenlerde transseksüel, homoseksüel ve crossdresserların sahne aldığı bir eğlence mekanına toplu olarak gittik. masamızda lezbiyen bir arkadaşımız ve sevgilisi de vardı. gecenin ilerleyen saatlerinde, masamızda eğlence tam gaz devam ederken, transseksüel showgirl masamıza geldi, biraz bizimle eğlendikten sonra, bize göre biraz daha maskulen giyinen (maskulenden kastım, siyah pantolon üstüne beyaz gömlek yani) lezbiyen arkadaşımıza yanındakini işaret ederek, sessizce "sevgilin mi?" diye sordu. herhangi bir belirti yoktu, arkadaşımız sevgilisiyle herhangi bir temasta değildi, dışarıdan bakıldığında sadece yan yana oturan iki kadın görüyordunuz, ama o anladı ve bu soruyu sordu. arkadaşımız başıyla hafif bi onay verince, elini kaldırdı, ver bi beşlik hareketi yaptı ve elle ele tutuşarak iyice sıktı sonra da omzunu sıvazladı. bu sessiz destek beni çok etkiledi. hayatlarının ne kadar zor olduğunu düşünmek için alim olmaya gerek yok! bizim masamızda bile homofobik olduğundan ama tepkimizden çekindiği için sesini çıkarmadığından emin olduğum en az bir kişi vardı. ulan şu ülkede bırak cinsel kimliğinin farklı olmasının kabullenilmesini, en ufak normun dışına çıkınca bile toplum baskısının allahını görüyorsunuz! bu insanların hayatını kendinizinkiyle karıştıracak kadar empati yoksunu olamazsınız! olmamalısınız! oğlunun eşcinsel olduğunu düşünsene diyen birine, kulağını çekip tahtaya vurarak allah korusun diyen insanların yaşadığı bir ülke burası, evlatlıktan reddederim diyen diyene! insanları da anlamıyorum, gözünüz mü, kör vicdanınız mı? insanlar ailesi tarafından kabul görse yetiniyor, toplum zaten allahlık! buradayım diyecek tabi ne diyecek, çünkü burada ve hiçbirimiz görmüyoruz, hatta ne yazık ki ve ne ahmaklık ki bir çoğumuz görmek bile istemiyoruz.
eğer illa belirtmem gerekecekse ben heteroseksüelim, hayatımın tüm zamanlarında sadece erkeklerden hoşlandım. buradayım deme ihtiyacı duymuyorum, çünkü bir kadının bir erkeğe aşık olmasına bir itirazınız yok. zaten buradayım ve siz de bunu zaten kabul ediyorsunuz.
dünyada tüm insanların biseksüel olma ihtimalini araştıran bilim adamları var, tüm insanların biseksüel olduğu ve sadece süregelen normların insanları karşı cinse yönlendirdiği ve karşı cinse aşık olmasına sebep olduğu yönündeki kanılar çokça kabul görüyorken, burada "eşcinselim ve buradayım" başlığı açmak zorunda hissediyorsa kendini insanlar, bence oturup bunu bir düşünmek gerek.
sansli on uc5 profili
-
eşcinselim ve buradayım
-
bebek arabasını görüp asansörde yol vermeyen tip
çocuğum olana kadar avmlerde hiç asansör kullanmamıştım, asansörü beklemek; bana gezmek ve ya alışveriş yapmak için geldiğim bir yerde dolaşarak aşağı inmeye ya da yukarı çıkmaya tercih edilecek bir eylem olmadı hiç... ama bu demek değil ki; asansörü kullananları mantıksız bir hareket yapmakla suçluyorum, sadece kendi düşüncemi paylaştım.
bebek arabasıyla yürüyen merdiveni kullanamazsınız, bu çok tehlikelidir, hiçbir ebeveyn çocuğunu böyle bir tehlikeye atmak istemez. dolayısıyla kat inip çıkmak için asansörden başka bir şansı yoktur.
ben ruhsuz alışveriş merkezlerinden pek hoşlanmıyorum ve mümkün olduğu kadar o kapalı ve sıkıcı alanlarda vakit geçirmemeye çalışıyorum ama maalesef ki, bir çok ihtiyacını kışın sıcak, yazın serin bu mekanda gidermek çok konforlu ve ister istemez gidiyorsunuz. eğer ailece gittiysek, ya ben ya eşim asansörü kullanır, diğerimiz yürüyen merdivenle iner ya da kızım arabayla değilse, yürüyorsa; asansöre binmek istediğinde önceliğin ihtiyacı olanlarda olduğunu söyleyip, binmesine izin vermem. asansöre binmeyi istemesinin sebebi, üst kattaki asansörün yanında olan oyuncak mağazası... kimi zaman ağlar, ama ağladığı halde kararımdan dönmem; çünkü diğer insanlara karşı hoşgörülü ve merhametli olmak zorunda ve bunu çocukken öğrenmek zorunda! ama görüyorum ki; çocuğumu boş yere ağlatıyormuşum! kimse kimsenin müşkül durumuna ya da ihtiyacına hoşgörülü yaklaşmıyor hatta heceleye heceleye ders veriyormuş hepimize! hiçbir mecburiyetiniz yok zaten, yol vermek ya da yer vermek zorunda değilsiniz, buyrun binin asansöre istediğiniz yere inip çıkınız efendim... yol da yeter asansör de yeter hepimize, böyle ufak şeyleri dert edip üzmeyin kendinizi...
yeni nesil annelerin şımarıklığından dem vuruyorsunuz anlıyorum, hak da veriyorum ama arkamızdan itip, arabanın ön tekerine çarpıp asansöre binenleriniz var yahu... bu kadar hoşgörüsüz olacak ne yaşadınız gerçekten merak ediyorum.
merdiven şeklinde olanlarından değil, yol şeklinde olanlarından yapsınlar şu merdivenleri, o asansörün önünde bekleyip, sizin o nemrut suratınızı çekersem, gelin yüzüme tükürün! -
türk erkeğinin rus kadını hayranlığının sebepleri
bir üst entryde, yazarın verdiği "45 years old russian women" ve "45 years old turkish women" linklerine tıkladım.
linklerden birinde; tecavüz edilerek öldürülen, elinde geleceğini karartmamak için slogan taşıyan, katillerden hesap istiyoruz diye pankart açan, darbe yine muhaliflere başlıklı gazeteyi gösteren kadınlara;
linklerden birinde; çiçekler içine uzanmış, makyajını yapmış, ağaçlara dayanmış, havuz,deniz göl kenarında keyif yapan kadınlara rastlıyoruz.
çok güzeller, çok rahatlar, trip atmıyorlar derken bunları da göz önüne aldığınızı umuyorum.
biri yazmış; hayran olmamak için bir sebep söyleyin diye. ne kadar katılıyorum, insan bu mutluluğa hayran olmadan duramıyor gerçekten.
başka da söyleyeceğim bir şey yok. -
evlenip boşanmış erkeklerin değerinin düşmesi
bir arkadaşım iki sene arayla aynı otelde, iki farklı kadınla düğün yaptı.
kadın buna sesini dahi çıkarmadı, hatta gayet mutluydu. ikisine de gittim, yedim, içtim eğlendim. benim için de sıkıntı yok.
şu an çok mutlular, zaten niye olmasınlar ki? normal olan bu. anormal olan dul kadınlar için düşünülenler.
bir kadın olarak üzülerek söylüyorum ki; toplumun dul kadınlara bakışı ile dul erkeklere bakışı arasında dağlar kadar fark var. evlenip boşanmış bir erkeğin değeri zerre kadar düşmüyor. bence kadınlarınki de düşmemeli ama açılan başlıklara bakılacak olursa; zaten boşanmadan da pek bir değeri olduğu söylenemez. çok yazık.
bir gün bunları aşabilecek miyiz acaba? -
kız kankanın sadece sarılıp uyuyalım demesi
hep erkek açısından konuşmuşsunuz da, işte yok efendim erkek öyle hissetmezmiş de, değdirirmiş de, içinden bambaşka şeyler geçermiş de. bir kadın olarak açık ve net söylüyorum ki bunu isteyen bir kadının karşısındakini kanka olarak görüyor olmasına kimse beni inandıramaz! yok öyle bi dünya...
bu, kadın erkek kanka olamaz, dost olamaz sığlığına indirgenemez ama bak onu da söyleyeyim. bugüne kadar hiç bir kız kankamla sarılıp yatmayı arzulamadığım gibi, bir erkek kankamla da arzulamadım. bu cümlede de genelde öğrenci evlerinde olan "ya yatacak yer yok şuraya beraber kıvrılalım işte" muhabbetindeki bir samimiyet, bir rahatlık sezilmiyor yani kimse kusura bakmasın, sarılalım yatalım demek çok başka bir şey. sapla samanı karıştırmayın.
bir kadın bunu istiyorsa, karşısındaki adamı kanka mertebesinden çoktaaan çıkarmıştır. bugüne kadar kanka ayağı çektiği adama da senin koynunda yatmayı arzuluyorum diye açık açık demiyeceğine göre... anla işte yahu, diyor ki; "ben sarılıp uyuyalım diyorum be adam, içime atmaktan baygınlık geçircem, artık daha da anlamıyosan ne diyim" :)
siz de çok da şeyapmayın yani, belli ki bi hoşlaşma var... hayat güzel, aşk güzel be :)