Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 7 nisan 2017 suriye'ye abd müdahalesi

    bu filmi bi yerde gördük sanki dedirten müdahaledir. diktatör > kimyasal silah > amerika müdahalesi, dönüp dolaşıp aynı şeyleri yaşıyoruz ve hâlâ bunu yiyoruz. suriye'de gitti kaldı geriye bizim memleket 16 nisan'da diktatörümüz de yaratılacak sonrası malum, çanlar bizler için çalıyor...

  • 2. 7 nisan 2017 trt kemal kılıçdaroğlu yayını

    kemal kılıçdaroğlu şuanda eğlenerek öğretiyor. şöyle ki;

    k.k. : "normalde 19.00'da yayına girecektim, cumhurbaşkanı'nın konuşması kesilmedi. yarım saat bekledim."

    sunucu : "devlet'in kanalıyız, cumhurbaşkanı beklenir."

    k.k. : "tek adam rejiminin en güzel örneği budur işte. her kanalın bir programı vardır ve o uygulanır. kimseden alınan emire göre program değiştirilmez."

  • 3. sözlükçülerin elinde olsa doğmak isteyeceği ırk

  • 4. ölenler nereye gidiyor

    bir yanıt da stephen hawking'den gelsin o zaman: "i regard the brain as a computer which will stop working when its components fail. there is no heaven or afterlife for broken down computers; that is a fairy story for people afraid of the dark."

    yani diyor ki; allah-ü teâlâ cennet-i âlâyı biz insanoğlu içsjnsksnjsndn

    öyle demiyor tabii ki koskoca teorik fizikçi cennetmiş bilmemneymiş saçmalayacak hali yok. daha rasyonel bir yaklaşımı var: "beyni, parçaları çökünce çalışmayan bir bilgisayar olarak görüyorum. bozuk bilgisayarlar için öteki dünya veya cennet yoktur; karanlıktan korkan insanlar için peri masalları vardır."

    doğmadan önce neredeysek oraya gidiyoruz dostlar. yani hiçbir yere. gayet basit. kabullenmesi zor. ama basit.

  • 5. cumhurbaşkanımızın torununa kitabımızı öğretmesi

    (bkz: kendi biliyor sanki)

  • 6. neşeli kaprissiz anlayışlı huzur veren kadın

    en kısa süre içerisinde "ilişkimiz artık beni heyecanlandırmıyor" bahanesiyle aldatılacak ya da terkedilecektir. geçmiş olsun.

  • 7. parasına kesinlikle değen şeyler

    dolar/euro falan...
    alıyosun, uzun 2 saçmalıyo, amerikanya 2 füze sallıyo oraya buraya, hop kâr.

  • 8. abd ile savaşmaya ramak kaldı

    arada sikilen yine biz oluruz gibime geliyor.

    edit: kılışdar istifa etsin.

  • 9. 7 nisan 2017 isveç terör saldırısı

    dün isveçli çok tatlı pilotlar başlığında adamların ülkesine o kadar özendik ki nazar değdi amk.

  • 10. survivor 2017

    adem'e olan destekler için teşekkür ederiz. burada entry girmemeye özen gösteriyorum, taraflı olmasın diye lakin bu mesajlar karşısında sessiz kalamazdık.

    adem'in ailesi çok mutlu, sizlere çok çok selamları var.

    umarım kazanacağız. merak edenlere duyrulur adem hep böyle güzel dostlarım.

    edit: evet arkadaşlar kuzeniyim. 2-3 dostum biliyordu sözlük içerisinde. destek mesajlarınız için teşekkür ederim, çok mesaj geldi tek tek cevaplıyorum. kimseye kin beslemiyoruz, herkesi seviyoruz. yapılan terbiyesizlikleri açlığa veriyoruz. annemiz biraz üzülse bile bir şekilde katlanıyoruz. sevgiler

  • 11. yıllık geliri 50.000 euro üzeri yazarlar listesi

    (bkz: orhan pamuk)

  • 12. şaka maka öğretmenlerin 3120 tl maaş alması

    işe yaramaz lise hocalarına bir sınav yapılsa ve bilgilerini yenilemeyenler tespit edilip meslekten men edilse gözüme batmazdı ancak böyle bir gerçek var işte.

  • 13. 30 yaş üstü yazarlar listesi

    herkes imzalı özgeçmişini yayınlasın da bitsin bu çile. her başlıkta yeni bi tüyo.

    33

  • 14. eray endeş

    (bkz: kelzuk)

  • 15. ekşi itiraf

    iyilik yapıp kötülük buluyorum hep bu aq dünyasında. niye böyle oluyo? nerde yanlış yapıyorum? beni de kendileri gibi kötü, bencil, çıkarcı, şerefsiz ve orospu çocuğu yapacaklar sonunda. son olarak, allah belanızı versin.

  • 16. türkiye'de laiklerin soyunun tükeneceği gerçeği

    laiklik genetik kodla geçmediği için katılmadığım tespit. laiklik bu ülkede tüm özgürlüklerin garantisi olarak yeterli eğitim ve aydınlanma ile benimsenebilir daha büyük kitleler tarafından ama sorun şu ki, cahillikle dindarlık farklı şeyler lakin bizim cahillerimiz kendini dindar zannediyor.

    sadece cahillerimiz değil, ırkçılarımız, yabancı düşmanları, cinsiyet ayrımcıları, sapkınlar da kendini dindar ve iyi bir müslüman sanıyor ve öyle lanse ediyor. haliyle bu adamların yaşattığı atmosferde de laiklik gibi bir aydınlığa yer kalmıyor. baskı ve dayatma daha çok tercih ediliyor.

    daha önce söylendiği gibi, benim de bütün umudum gençlerdedir. anası babası mahalle baskıcısı olup özgür yaşamın kıymetini anlayan bir internet nesli de yetişiyor. belki onlar anlar dönen oyunları ve din simsarlarını.

    laikliğin islama ya da herhangi bir dine baskı aracı değil, devletin tüm dinlere ve hatta dinsizliğe eşit uzaklıkta olması olduğunu anlarlar belki internet çocukları. onların birey olarak haklarını dinin değil, insan olmalarının belirlemesi gerektiğine uyanan bir nesil olacak sanki.

  • 17. 16 nisan 2017 referandum tahmin yarışması

    hayır%51 çıksa bile evet %52 çıkar.

    mansur yavaş'ın elinden ankara'yı nasıl çaldıklarını unuttunuz sanırım.

    fazla kasmayın.

  • 18. engelli rampasına izin vermeyen bina sakinleri

    apartmanın görüntüsü bozulacakmış. ulan o mordorun ortasından fırlamış gibi duran ucubenin neresi bozulacak be onun bunun çocukları. o rampaya mahkum olasınız inşallah diye beddua edeceksin bunlara.

  • 19. s-400

    tomahawklara karşı kullanılması manasız sistemdir. bilgisizin yorumu da hiç çekilmiyor. s-400 bir orta/yüksek irtifa hava savunma sistemdir. alçak irtifa hava savunma sistemi farklı bir konudur. kaldı ki tomahawk bir seyir füzesidir. tahrip gücü yüksek değildir. fakat manevra kabiliyeti çok yüksek bir füzedir. eğer danışıklı dövüş yoksa bile s-400 bir tomahawk'ı durdurmak için kullanılması gereken savunma sistemi değildir.

    edit : s-400'ün indirme kapasitesi olmasıyla, kullanılması arasındaki farkı bilmeyenler damlamış hemen. elbetteki s-400'ün irtifası tomahawk'ı da kapsıyor. fakat bunun için kullanılacağı anlamına gelmiyor. s-400'ün kullanım amacı ve etkin olduğu mesafe orta ve yüksek irtifadır ve bunlar da uçaklar veya bu yükseklikten dalış yapan balistik füzelerdir. tomahawk bir seyir füzesidir.
    size saldıran bir küçük hayvanı, sniper tüfekle vurmak ne kadar mantıklıysa s-400 ile tomahawk vurmaya kalkmak o kadar mantıklıdır. üstelik bunun yanında radar sinyalinin yakalanmasından bahsetmiyorum bile.
    dolayısıyla s-400 gibi kıymetli bir sistem tek hedefe yöneltilmiş 59 tane tomahawk için kullanılmaz. çoklu hedeflere yönelmiş 100 tane uçak için kullanılması planlanır. bu da zaten savaş durumu demektir. savaş durumunda olmadığın birine karşı en değerli silahını kullanmak sadece saçmalık olur. normal hayatta maaşı aldığınız gün parayı eziyor musunuz lan yoksa siz?

    kaldı ki dediğim gibi bu füzenin etkin hedefleri alçak irtifadan gelen seyir füzeleri değil, yüksek ve orta irtifadan gelen diğer tehditlerdir.
    bir seyir füzesini, eski bir sistem olan 2k12 kub ve daha yeni olan omuzdan atılan 9k38 igla bile durdurabilir zaten. hatta igla'nın yerine yapılan 9k333 verba zaten tamamen bu hedef gözetilerek geliştirilmiştir.
    eğer aynı hedefe gelen çok sayıda seyir füzesi varsa onları durduracak keza, pantsir-s1 ve kashtan sistemleri de var.

    bu yüzden de zaten irtifa savunmaları ayrılmıştır. yoksa bir tane güdümlü yüksek irtifa füzesi yapıp her hedef vurulabilirdi, öyle değil mi?

    bunun yanında saldırı rusya'ya da yapılan saldırı değil ve rusya ve suriye'nin bu saldırıdan haberi var.
    bu saldırı khmeimim'e olsaydı s-400 gene kullanılmaz fakat diğerleri mutlaka kullanılırdı. ve zaten o zaman savaş durumu gerçekleşmiş olurdu.

    rusya açıklaması sonrası edit: https://tr.sputniknews.com/…yrat-hava-ussu-saldiri/

    "rusya’nın, abd’nin düzenlediği saldırıyı moskova ve washington arasındaki uçuş güvenliği anlaşmasının ciddi bir ihlali olarak gördüğünü kaydeden konaşenkov, bu nedenle suriye hava sahasında kazaların önlenmesi konusunda abd ile yapılan işbirliğini askıya aldıklarını ifade etti."

    "konaşenkov, “suriye’deki hassas altyapı tesislerinin korunması için, suriye ordusuna ait hava savunma sistemlerinin güçlendirilmesi ve etkinliğinin artırılmasına yönelik bir dizi eylem en kısa sürede hayata geçirilecek” diye konuştu."

    yani zaten ilgili bölgede hava savunma sistemi olduğu bile şüpheli.

    rusya ikinci açıklaması sonrası edit: https://tr.sputniknews.com/…-sistem-tartus-hmeymim/

    "konaşenkov, “s-400 ve pantsir hava savunma sistemleri, hmeymim üssündeki rus hava grubunu garantili biçimde koruyor. suriye’de konuşlu s-300 sistemi ile pantsir hava savunma sistemi de rus donanmasının tartus’taki tesisini koruyor” dedi.

    konaşenkov, suriye’deki rus hava savunma sistemleri birliklerinin 24 saat boyunca nöbet tuttuğunu da kaydetti.

    ozerov: rus üsleri, kara, hava ve denizden korunuyor

    sputnik’e konuşan rusya federasyon konseyi savunma ve güvenlik komitesi başkanı viktor ozerov da, hmeymim ve tartus üslerinin s-300 ve s-400 sistemleriyle hem karadan, hem havadan, hem de denizden korunduğunu belirtti."

    rusya sadece khmeimim ve tartus'taki üsleri koruyormuş.
    dolayısıyla ilgili bölgede hava savunma sistemi olmadığı artık açıklık kazanmıştır.

    ayrıca, görüldüğü gibi rusya iki hava savunma sistemi ile koruma yapmakta. yani uçana kaçana s-400 kullanmak gibi bir durum yok. demek sözlükteki kafa olsa 400 milyon dolarlık silahı her hedefe kullanacaklar. siz iyi ülke falan yönetmiyorsunuz lan.
    bonba falan da takarsınız siz.

  • 20. temizlik yapan balığın evine kum atan gıcık balık

    hafta sonu temizliği yapan balık yuvasından kumları çıkartıyor, etrafı düzeltiyor.
    o sırada ağzıyla kumları yuvanın içine atan, bu yetmezmiş gibi arkasını dönüp kuyruğu ile bütün kumu eve doldurmaya çalışan tropikal , gıcıktır.

    http://www.onenewspage.co.uk/…/fishes-spit-sand.htm

  • 21. siyaset hariç rte için en uygun meslek

    allah allah kimse yazmamis:

    (bkz: muhtar)

  • 22. sancaktepe'de yapılan başkanlık sistemi röportajı

    röportaj öncesi sancaktepe'ye otobüslerle izmirli taşımışlar herhalde.

  • 23. yazarların ateist olma hikayeleri

    birkaç kelam da ben etmek istiyorum.

    öncelikle belirteyim, inananlara artı sonsuza kadar saygı duymakla birlikte, "omo otoyizzler hede hödö" diyenleri de görmezden geliyorum. he kardeşim karı kıza artistlik yapayım diye bu düşüncelere sahibim. kimsenin inancı veya inanmaması kimseyi enterese etmez. inanç meselesi karşılıklı olarak dikte edilecek bir mesele değildir. neyse, sonuçta birimiz bir şeye inanır, diğerimiz inanmaz. başka konuda da tam tersi olur vs. bu sadece din konusu için de geçerli değil.

    bu başlıkta yazılanları tek tek okuyun, ki aynısı toplumda da var, hiçbir ateist dindarları tiye alıp inançları ile dalga geçmiyorken, dindarlarda ateistleri aşağılama kibiri var. üstünlük taslama, sidik yarışı gibi. hani nerede sizin dini hoşgörünüz? hiçbir ateist sırf dinci kesime muhalif olmak için inananmayı seçmez. kendi kendine öyle olur. fakat dinciler bu konuyu nedense şahıslarına yönelik olarak algılayıp kişiselleştiriyor. ayrıca bir hıristiyana islam, veya musevilik güzellemesi yapmak ayrıdır, ateiste ayrıdır. çünkü boş kümedir.

    ben hiçbir zaman, diğer yazanların aksine iyi bir dindar veya inanan zaten olmadım. öyle bir çevrede de büyümedim. etrafımdaki bazı insanlar, akrabalar da dine düşkün olmadığımı bildiklerinden bana dini öğütler, yönlendirmeler hatta mobbing uyguladılar. din şöyle güzel, din böyle faydalı şu bu. neden ikimizin aynı şeyden fayda sağlayabileceği garanti olsun ki? kaldı ki dincilerde hep bir teşvik, hep bi pragmatizm söz konusu. fakat hiçbir ateist hiçbir dinciyi inanmamaya teşvik veya ikna etmez. kendisi sadece ateisttir. kim neye inanır neye inanmaz umursamaz. kendisini ilgilendirmez, başkalarının neden inançlı olduğu konusu üzerine de düşünmez. fakat bir insanın ateist olması dincilerin epey bir ilgi alanı oluyor. çok ilginç. işte bu tarz şeyler başlı başına insanın aklını yavaştan kaşımaya başlıyor. ki ben zaten minimalist bir adamım. hiçbir zaman cennet denen yerde huri elma avokado yemeyi de düşlemedim. zaten sonsuza kadar yaşayacağımızı iddia ettikleri yer de ölüp yok olacağımız endişesinin bir ürünü. sonsuza kadar.. bitmeksizin bir yaşam. bence o bile çok sıkıcı.

    öncelikle, kimlik ateistliği yapanlardan daha ziyade, bir ateistin genelde ateist olmaya karar vermesi bir veya birden çok dine, dini araştırmalara, alternatif kaynaklara alabildiğine hakim olmasıyla başlıyor. din denilen konu aslında çok keskin iki yol ayrımına sahip. zaten bir dini cahil cühela kafayla eleştirerek değil de tüm hatlarıyla, öğrenerek, araştırarak, kuran-ı kerim'e, incil'e ve tevrat'a tam anlamıyla hakim olarak, dini birçok alternatifi okuyarak, araştırarak ya iyi bir dindar ya da ateist oluyorsun.

    ha diyeceksiniz ki, "madem araştırıyorsan, öğreniyorsan neden dindar değil de ateist oluyorsun?" çünkü, biz insanoğlunda garantici bir yapı var. ölüm denen gerçekliği kabul ediyoruz fakat ölüp yok olacağımız gerçeğini kabullenmekten hem korkuyoruz hem de "ben yok olamam yeaa, varlığım daima sürecektir." kibirine sahibiz özünde. "öleceğiz ama şu şekilde şurada yaşayacağız." düşüncesi insanların ölüp tamamen yok olmaktan ölesiye korkmalarını dizginledikleri bir durum. dindar insanlardaki genel eğilim de bu şekilde. "öldükten sonra illa ki başka bir yere gitmeliyim, tamamen yok olmamalıyım! ebedi kalmalıyım!" endişesi.

    zaten her şeyi bir kenara bırak, dinin en temel mantığı dünyaya geldiysen adam gibi yaşa, öldürme, çalma, tecavüz etme, hak yeme vb. öğütlerdir. bunlar hıristiyanlık, musevilik, müslümanlık veya başka dinler olsun fark etmeksizin dünyadaki tüm dinler için geçerli bir temel kurallar silsilesidir. evet, belki de din bir ihtiyaç fakat bu gibi erdemlere çoktan sahip olmuş, insan olma bilincindeki kişiler için değil. zaten biz insanlar biraz da devletlerin, hukukun, toplumsal oto-kontrolün oluşumu sonrası seve seve insan olmak zorundayız artık. olmaz isen dini cezadan önce zaten seni daha burada hizaya sokuyorlar.

    dünya'da hiçbir din yoktur ki tecavüz et, hırsızlık et, şerefsizlik yap şu bu vs diyen. diyorsun ki, "ben zaten bunları yapmıyorum, bu yüzden dini ritüellere ihtiyacım yok." bu sefer diyorlar ki "yetmez. ibadet edeceksin! seni yaratan allah'a şükredeceksin!" tamam da dünya'ya gelirken bana soruldu mu ben "tamam kabul ediyorum." dediğimde bana karşılığında anlaşma olarak "ama ibadet edeceksin." diye? bazısı bunu "sana soruldu ama sen dünya'daki şu anki fiziki varlığınla dünya'ya gelmeden önceki bilincini anımsayamıyorsun." şeklinde cevaplıyor. peki kardeşim, örneğin beni halüsine ettiler, kendimde değilim, sordukları her şeyi cevaplayabiliyorum ve kabul ediyorum ama uyandığımda hiçbir şey hatırlamıyorum. neden anlaşma baştan dürüst değil? hadi o halde aramızda tanrı'yla bir anlaşma oldu, neden hatırlamadığım bir anlaşma üzerinden olurunu verdiğim şeylerden sorumluyum ve aksini yaptığımda da cezalandırılıyorum? zaten baştan mantıklı gelmiyor konu. ki, adem havva cennet meselesinin evrim meselesiyle gram örtüşmemesi ile bitiyor her şey.

    ha ayrıca bir diğer paradoks da, misal ben çalıp çırpmayan, kimseye zararı olmayan, haksızlık etmeyen, cinayet işlemeyen, fitne fesatlık, dedikoduculuk yapmayan, başkasının malına, karısına kızına göz koymayan, yardımsever, zor durumdaki insanların halinden anlayan, empati kuran kendi halinde bir yapıda ama ateist halimle zaten dinin getirilerinin çoğuna sahip iyi bir dindar mı oluyorum? bu nasıl bir çelişki şekli? yine geliyor ibadet meselesine. diyorlar ki "ibadet edeceksin!" ne yani, bu şekilde bir karakterim var ise ama ibadet etmiyorsam cehenneme mi gideceğim? e onu da allah bilir diyorlar. enteresan.

    bir de dindar bir insanken naparsan yap misal birisine yardım ettiğinde, veya faydalı güzel bir şey yaptığında, illa ki içten içe kafanda bir sevap kazanmış oluruz güdüsü oluşuyor. hatta "x yapalım yapalım.. iyidir. sevap kazanırız." lafını alenen söyleyen bir kültürümüz dahi var. neden? çünkü dediğim gibi, garanticilik. o kadar kibirliyiz ki, tamamen yok olup gideceğimiz gerçeğini kabullenemiyoruz. ha gideceğimiz yeri de rahat güzel olsun istiyoruz. korkuyoruz çünkü. insan olarak ha bu, ha başka boyutta baki kalmamız gerektiği düşüncesiyle kendimizi yatıştırıyoruz. kendimizi o kadar yüce bir varlık olarak görüyoruz ki tamamen yok olmayı kabul etmiyoruz. çünkü insanız, özeliz, yok olamayız düşüncesi bu.

    ayrıca ben şahsen bu konuları özellikle dindar birileriyle konuştuğum zaman, herhangi bir konuda din eleştirisi getirdiğimde hemen o konuyla ilgili şöyle bir ayet var, bu konuda da bu ayet var diyorlar. peki, dinlerin başlangıcından itibaren bu soruları sormuş olan insanların sordukları soruların üzerine ayetlerin ve kitabın update edilmediğinin bir garantisi var mı? öyle girift bir sistem kurulmuş ve öyle enteresandır ki şöyle bir cevap var diye çaat hemen ayeti çıkıyor. zamanla neredeyse tüm sorulmuş soruların cevaplarının kitaplara eklenmediğini kimse garanti edemez. zaten uhrevi açıklamalarla izah edilmeye çalışıldığı zaman, gerçekten hiçbir şekilde anlamıyorum. çince konuşan bir insandan farklı gelmiyorlar bana. şöyle gökten inmiş, böyle hatipler yazmış falan filan. bu rasyonel bir açıklama değil.

    bi de düşünsenize sahiden, allah sizi dünya'ya gönderiyor ve hadi bana itaat edin diyor. üstelik cevabı da zaten biliyor, nolacağımızı, napacağımızı. eğleniyor mu bizimle? daha önce başka bir yazımda daha belirtmiştim. zaten hiçbirimiz eşit şartlarda dünya'ya gelmiyoruz. neden birileri şahane bir hayatla sınanırken birileri açlık sınırında, hatta açlıktan ölerek, tecavüze uğrayıp öldürülerek, savaşlar yaşayarak, tepesine bombalar yağarak, işkencelere uğrayarak sınanıyor ki? neden? "e işte o şahane hayat yaşayanlar insanların çoğu cennete gidemiyor ama diğeri cennetle mükafat kazanıyor." gibi şeyler diyorlar. nereden biliyorsun kardeşim? belki o şahane hayat yaşayan adam da gerçekten çok iyi bir dindar olabilir? hem burada hem de öteki tarafta adam mükafatlandırılıyor diyelim. yine diğerine göre iki sıfır önde. onu da allah bilir diyorlar. peki. eyvallah. zaten bu konuda ilk olarak bende jetonun düştüğü "aga bi dakka ya?" dediğim kısım burada başlıyor.

    bir de şunu anlamıyorum, siz diyelim ki bir mühendissiniz. atıyorum bir teknolojik cihaz icat ettiniz. neresinde ne çip var, neresinden hangi kablo geçer, hangi komutlarda neye tepki verir hepsini bilirsiniz zaten. şimdi, tanrı geleceğimizi, tercihlerimizi, nasıl bir hayat yaşayacağımızı önceden bilen bizlerin ve tüm kainatın yüce bir mühendisi ise ve hikayenin sonunda cennetlik mi cehennemlik mi olacağımız zaten baştan belli ise o zaman neden sınanıyoruz? bu durumda ya tanrı da bizim yaşamımız boyunca nasıl bir insan olacağımızı gerçekten bilmiyor ya da biz neyi tercih edersek edelim, mesela dindar olmak mı olmamak mı, iyi mi kötü mü biri olmak vs, zaten yine her türlü tercihlerimizi önceden biliyor olacak. ikisi de mantıklı gelmiyor. kaldı ki tanrı insanlara özgür iradeyi verdi ve bunu sınırlandırmadı ise kendisine birilerinin inanmamayı tercih edeceğini zaten yine önceden biliyordur. yine sınanma olmuyor onun adı.

    dinlerin dünya'ya geldiği dönemlerde hep bir buhran anı hakimmiş. yozlaşan insanlar, savaşlar, kan, akla gelmeyen birçok olumsuzluk, zulüm şu bu vs. ve üstelik o zamanki dünya nüfusu da şimdiki kadar dahi değilken defalarca insanlara adam olsunlar diye sürekli peygamber gelmiş. şimdi emin olun dünya çok ama çok daha pis, çok daha iğrenç bir yer. çok daha fazla acı, çok daha fazla trajedi var. sizce tanrı "yeter, size artık peygamber falan yok. naparsanız yapın! sıktınız artık!" mı diyordur? o zaman o bile artık bizden vazgeçmiş anlaşılan.

    dinlerin alayı mezopotamya'ya inmiş. neden sürekli mezopotamya? tamam dünya'nın o dönemlerdeki merkezi diyelim ki mezopotamya olsun, dinler indiği anda, başka kıtalardaki insanlar neden dinden otomatik olarak sorumlu oluyor ki? belki de gayet güzelce pisliğin olmadığı bir çevrede mutlu mesut yaşıyordu o insanlar. bi anda yönetmelik değişip neden final sınavlarına tabii oldular? neden kanada'ya, iskandinav ülkelerine, atıyorum avrupa'ya değil de ortadoğu özellikle? üstelik biraz nette araştırma yaparsanız beyin yakan medeniyet sınırına ulaşmış özellikle iskandinav ülkelerinin büyük oranda ateist olduğunu bulursunuz. düşünsenize, adamlar ateist ama ülkece başarılı mutlu mesut bir hale geliyorlar ve üstelik allah onlara sürekli yürü ya kulum diyor, fakat ortadoğu'da ise yüzyıllardır kan gövdeyi götürüyor.

    bana göre din eskiden beri gerçekte var olan ama uhrevi olmayan bir konu. modernleşen dünyada, esasında din kurallarının büyük bir kısmını artık devletler yasal kurallarla düzenlediler. eskiden ödül-ceza, sevap-günah konuları cennet-cehennemle insanları korkuta ürküte veya teşvik ederek soyut güdüleme ile sağlanırken, şimdi ise yasal yollardan ödüllendirme veya cezalandırma metotları ile sağlanıyor. çünkü dinler de esasında zamanında toplumsal düzenlemeler koyan kurallar bütünü idi. ha işe yarıyor muydu, tamamen kuralsızlığa, hak hukuksuzluğa göre evet. yani vardı, ancak görmediğimiz soyut bir kaynaktan gelerek değil, gereklilik sebebiyle ihtiyaca yönelik, insanlar tarafından oluşturularak var oldu.

    yani tefsirler, hadisler, fıkıhlar vs. insan elinden çıkmış tasarlanmış, felsefesi ortaya konmuş, belki de mantıklı argümanlarla ortaya konmuş şeyler nolursa olsun insan eseridir. birilerinin şahsi düşüncelerin bir derlenmesidir. ha buna milyonlarca insan inanır, savunur, ateistleri eleştirir mümkündür. ama çoğunluk inanıyor diye salt inançsal bir meselede geri kalan herkesin inanmak zorundaymış düşüncesi diye bir şey de yoktur.

    bir keresinde birisi, "bi noktadan sonra sana hangi veriyi sunarsam sunayım, sana mantıklı gelmeyecektir. illa ki bazı şeyleri uhrevi şeylere dayandırmak zorundayım. bu biraz da gönül meselesi, soyut ruhsal bir konu. o hisse sahip değilsen zaten istesen de inanamazsın. bazı şeyler illa ki elle tutulan somut şeyler olmak zorunda değildir." demişti. üzgünüm, ben gökten indiği iddia edilen tüm kitapları, yok efendim bakire meryem'den doğan isa'nın tanrı'nın oğlu olduğunu ya da ne bileyim musa'nın kızıl denizi yarmasını falan somut ve akıl alır şeyler bulmuyorum. bence öyle insanlar vardı ise bile, yüzyıllarca bu kulaktan kulağa hikaye oyunundaki gibi anlatıla anlatıla tamamen farklı bir hal aldı, orijinal olarak görülen duyulan, şahit olunan şey neydi ise, evrildi, yanlış anlatıldı, anlandı diğerine öyle aktarıldı ve bir myth'e dönüşerek bu tarz bir hale geldi.

    özetle, değil sadece din veya tanrı, bana göre çelişkili gelen hiçbir konuya, körü körüne aklıma yatmadıkça inanmam. bu benim inanmamaya baştan endeksli olduğumu değil, aslında inanmaya ve rasyonel verilerle ikna edilmeye açık olduğum halde inanmamayı tercih ettiğimi gösteriyor. bu zamana kadar da henüz rasyonel elle tutulur argümanlarla karşılaşmadığım için "henüz" inanmayanlar tarafındayım.

  • 24. hepsiburada'da satılan 226.208.300 tl'lik saat

    zamanı geri alıyor heralde..

  • 25. 4 günlük yavru köpek için süt anne

    geçen hafta dışarıda orta yerde yağmurun altında ıslanmış muhtemelen erken doğmuş meme ememediği için de annesi tarafından terkedilmiş bir yavru kedi buldum. bu yavru bildiğin parmak kadar fetüs gibi bir şeydi. dışarıda yalnız başına kalmaktan buz gibi olmuştu. neyse bizim de evde yeni doğum yapan bir kedimiz var.

    bu yavruyu daha fazla üşümesin ve aç kalmasın diye hemen evdeki yavrularin arasına koydum ve elimle yönlendirerek meme emmesini sağladım. ilk iki gün epey uğraştırdı ama artık alıştı diğer yavrularin yarısı kadar olmasına rağmen cin gibi sürekli emiyor. işin güzeli anne de onu ilk andan itibaren sahiplendi ve diğer yavrulardan ayırmadı.

    onu ilk bulduğum an yaşayamayacak sanmıştım ama cok şükür şuan çok sağlıklı. bunu da anne sütüne borçlu. o bakımdan anne sütünün hayati bir önemi var. eğer yardım edebilecek durumda olan varsa düşünmeden yardım etmeli bu yavruya.

  • 26. kanserdeki artışın sebebi yoğurt tüketimidir

    bir açılın ben doktorum vakası.

    meslek etiğinden bihabermiş taklidi yapan bir başka doktorun açıklaması.

    onkoloji imiş uzmanlık alanı. şimdi bu adam gitse nörolojiyle alakalı bir açıklama yapsa -ki yapmaz, yapamaz- tüm nörologlar üstüne çullanır. afedersiniz ağzına defakasyon yaparlar * gitsin kendi uzmanlık alanıyla ilgili açıklama yapsın diye.

    ha doktor kimliğini kenara koyup ben tüketici olarak bu görüşteyim dese yine bir nebze.

    ki herhangi bir tez sunmadan böyle bir açıklama yapmak batıl inançtan başka bir şey değildir.

    kendi alanlarında bile güvenilmeyecek doktorlar çokken... (yıllarca yumurta kolesterol yapar diye milleti yediler. şimdi de diyorlar ki: kolesterolü vücut kendi sentezliyor. siz almasanız da kolesterol çıkıyor o yüzden yumurta yiyiniz.)

    aynı tartışmayı süte de yaptılar. yok efendim içine ne katıyorlarsa aylarca bozulmadan duruyor

    zannediyorlar ki sterilizasyon sadece ameliyathanelerde var.

    ticari sterilizasyon denen bir olay vardır. sütü kısmen * steril hale getirirler. bu neredeyse kısmı önemli, çünkü fazla sterilizasyon gereksiz masraftır ve süte hafif bir pişmiş tadı verebilme riski var. fantazi olsun diye tamamen steril etsen yıllar sonra da içersin.

    özet:

    1. kaymaksız yoğurttaki beyaz eşya gibi olan yapı homojenizasyondenen teknikle yapılır. içindeki yağlar çok çok küçük parçalara ayrılır ki her noktaya eşit dağılsın, yüzeye çıkıp birikmesin. (yani kaymak tutmasın)

    2. dolaba koyuyorum bozulmuyor: steril ediyorlar o yüzden. seni de steril etsek sen de bozulmazsın.

    3. burası türkiye. ambalajlı ürün alırken 3 kere düşünmeliyiz o ayrı. ama yapılan tekniklere laf edemezsiniz. süt sektörü fakir bir sektör değildir. cihazlar en son teknoloji kullanılarak yapılır, milyarlarca liralık sistemler kurulur. anında 135 dereceye çıkartıp 3 saniye sonra soğutabileceğin sistemler mevcut. bu teknikleri bilmeden sektörde gidip çalışmadan öyle atıp tutarsan en iyi ihtimalle komik duruma düşersin.

    özetin özeti: süt = steril. yoğurt = steril sütten yapılır. yoğurdu iyi karıştırıyorlar, yağı üste çıkmıyor. * *

    yine söylüyorum burası türkiye. gıda tarım ve hayvancılık bakanlığı lütfedip de fabrikalara gidip numune alsa, analizini yaptırsa, taklit tahşiş var mı baktırsa ve bunu düzenli olarak yapsa içimiz rahat ederdi. yoksa son kullanma tarihi yaklaşmış (bozulmuş değil) peyniri alıp eritme tuzları katarak üçgen peynir yapacaklarını çok iyi biliyoruz. zeytinyağının içine pirina yağı(zeytinin çekirdeğinin yağı) katanlar hiç de az değildir bence.

    yoğurda en fazla yapılabilecek şeyler şunlardır: *
    1. süt yağını alıp yerine bitkisel yağ katan olabilir -ki bunun analizi zor bi analiz değil ve ucuz bir analiz. bu yüzden pek yanaşan olacağını sanmıyorum-
    2. kuru maddesi az olur = su katarlar.
    3. kıvamını tutturamazsa jelatin katar. (jelibon yapmaya yarayan malzeme. jelibon = su+şeker+jelatin+gıda boyası)

    jelatin dediğimiz şey naylon falan değil, bildiğiniz sığırdan elde edilen bir şeydir.
    (bkz: sığır jelatini)

  • 27. vatanım sensin

    vasili'nin karısı bir ara cevoya yürüyordu. leon yakında kızkardeşleri üst üste koyacak. ali kemal gelip ''neden 4'lü yapmıyoruz'' diyecek. tevfik bir ara eftelya'ya kayıyordu, şimdilerde cevonun karısına saplamak üzere.
    şaka maka ulu önder olmasa tüm karakterler tren yapacak amk.
    arada genelge yayınlıyorda varlığını hissettiriyor.

  • 28. abd'nin suriye'ye askeri müdahalesi

    ey amerika suriye'ye girsin meraklisi arkadasim, suriye'ye giren demokrasi zannediyor musun ki seni es gecer? o comak eninde sonunda sana da girecektir. ne diledigine dikkat etmeli insan.

  • 29. donald trump

    hillary yerine secilmesi cok iyi oldu. hillary secilseydi ortadoguda savas baslatir, suriyeye filan saldirirdi mazallah.

  • 30. istanbul abartılmış balon bir şehirdir

    balonların en büyüğüdür.

    istanbul koskocaman bir gecekondudur.

    edit: hırtın teki de geldiniz bombok ettiniz yazmış. ulan benim grand grand grand dedem bile istanbullu. istanbul'u balon bir şehir yapanlar göçmenler değil. hepimiziz. bu topraklarda biten insanların tamamının kalitesizliği. kimsenin istanbul'un jeopolitik konumuna bir laf ettiği falan yok. çok klişe olacak belki ama istanbul'un 1453'ten beri misal almanların elinde olduğunu düşünün. bir de şimdiki istanbul'un içler acısı halini gözünüzün önüne getirin.

    kimse itiraz edemez, istanbul bu haliyle bommmmboş kocaman bir balondur. evet boğaz. evet martılar. evet galata ahsjsjsksk

  • 31. eliyle 3 yaparken başparmağını kullanan tip

    basketbol hakemi de olabilir pekala.

  • 32. recep tayyip erdoğan

    sayın cumhurbaşkanımın evet dediği her şeye hayır demekten büyük onur duyarım.

    bu da böyle biline...

  • 33. ekşi sözlük sarılıp uyumalık partner veritabanı

    taktik hükümet gibi; niyet baştan belli ama ince ince veriyor narkozu.

    dertlesecek veritabanı
    dısarı cıkmalık veritabanı
    yatıp uyumalık veritabanı
    sonrası malum veritabanı...

  • 34. adama çarpan köpek

    dayının ''lan el kadar köpekten mi korkcam hamına, delikanlı adam köpekten kaçmaz'' bakışı var.son saniyeye kadar delikanlılıktan taviz vermiyor lakin sonrasında öldü herhalde o nasıl yatmaktır lan hayat belirtisi yok resmen.

  • 35. fenerbahçe erkek basketbol takımı

    önce bir koca yürekliden bahsedelim; šarunas jasikevicius.

    "abi cska'yı deplasmanda hep yeniyoruz ama ya" tayfası düşmeden söyleyeyim, eğer sarunas hazretleri bugün bu oyunu bozmasaydı top 8'de cska bizi patatese çevirirdi, bak yemin ediyorum hezimet yaşardık. hiç öyle hayaller kurmayın yani; saha avantajsız bir cska eşleşmesinden çıkmamız imkansız, cska eşleşmesini pana eşleşmesine yeğ tutan da kusura bakmayın ama basketboldan anlamıyordur. bu eşleşmeden kurtulmamızı sağlayan sarunas'a büyük teşekkür borçluyuz.

    gelelim panathinaikos'a, bu elemanlar yine obradovic hocamın kafasını karıştırmak için yok tören yok anma yok onur ödülü bir şeyler yapacaklar maçtan önce. adamlarda resmen taktik oldu bu, hocamız oaka'dan daha galibiyetle dönemedi bu yüzden, maç öncesi duyguyu veriyorlar hocama. ama bu eşleşmeden çıkmamız tamamen hocamıza bağlı; sağlıklı bir fenerbahçe takımı oradan en az 1 galibiyet çıkarır.

    normal sezonu iyi başladık kötü bitirdik, en azından bu düşüşü normal sezonun sonunda yaşadık. sezon başında "direkt cska ile istanbulda final oynayalım abi" tayfası da artık bi kendine geldi, fikstürün zor olduğunu ve diğer takımların hiç öyle "buyurun finali siz oynayın" havasında olmadığını gördü. tek ihtiyacımız orada alınacak bir galibiyet.

  • 36. türk zombi dizisine isim önerisi

    akgezenler

  • 37. türk erkeğinin rus kadını hayranlığının sebepleri

    bir üst entryde, yazarın verdiği "45 years old russian women" ve "45 years old turkish women" linklerine tıkladım.

    linklerden birinde; tecavüz edilerek öldürülen, elinde geleceğini karartmamak için slogan taşıyan, katillerden hesap istiyoruz diye pankart açan, darbe yine muhaliflere başlıklı gazeteyi gösteren kadınlara;

    linklerden birinde; çiçekler içine uzanmış, makyajını yapmış, ağaçlara dayanmış, havuz,deniz göl kenarında keyif yapan kadınlara rastlıyoruz.

    çok güzeller, çok rahatlar, trip atmıyorlar derken bunları da göz önüne aldığınızı umuyorum.

    biri yazmış; hayran olmamak için bir sebep söyleyin diye. ne kadar katılıyorum, insan bu mutluluğa hayran olmadan duramıyor gerçekten.

    başka da söyleyeceğim bir şey yok.

  • 38. üçüncü dünya savaşı

    almanya başladı demeden başlamaz. olm bilmiyor musunuz dünya savaşları almanya'nın fransa'ya dalmasıyla başlar, almanlar yenilince biter. hala amerika rusya diyorsunuz yav.

  • 39. resmi kurumlardaki gereksiz memur fazlalığı

    kamudaki esas sorun memur fazlalığından çok personelin verimsiz çalışması, adaletsiz personel dağılımı, onun oyu bunun buyu derken iş olmayan yerlerde aşırı personel birikimi, zor ve iş yükü fazla yerlerde de personel azlığı. bu azlık da tesadüf değil! kamuyu idarecilerden çok parti teşkilatı yönetiyor. işler düzgün yürümüş yürümemiş adamların zerre şeyinde değil. kendi adamları istediği yerde mi evet, telefonla iş gördürebiliyor mu evet. gerisi koy gtüne gitsin.

    şu zihniyetle kamunun düzelme ihtimali yok, kanunu da değişirsen anayasayı da değiştirsen yok!

  • 40. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    fethim kod adli yazar hakkında bilgi verecek herkesi deliler gibi dinlerim.

  • 41. bol makyaj + dar kıyafetler + türban

    subliminal mesaj içerir.

    (bkz: veririm ama evleniriz)

  • 42. 16 nisan 2017 anayasa değişikliği referandumu

    yıllarca önce yedek subay olarak askerlik yaparken bulunduğum birimde çok tecrübeli bir yüzbaşı, bilgisayar ekranında "yes" ya da "no" şeklinde seçim yapılması gereken bir soru çıkarsa ve eğer sorunun ne anlama geldiğinden emin değilsen "no" yu seçmen gerekir demişti. zira "no" kabul etmemek anlamına gelir, en azından mevcut durumu korumanı sağlar. kaybedersen de son değişiklikleri kaybedersin; ama eğer "yes" seçmişsen bunun neye yol açacağını bilemezsin.

    bu referandum ise çok fazla risk içeren bir soru soruyor, normal bir insan bu soruya evet demez. ancak algısıyla oynanmış, kimyası bozulmuş, yalanlarla ve çelişkilerle aklı dumura uğratılmış halkın %50'si sonunu hesaplamadan evet diyorsa, bu bile başlı başına, memleketin ne kadar büyük bir badire karşısında olduğunu gösterir.

    inşallah atlatırız; "hayır"lısı olsun.

  • 43. ermenilere soykırım yapmadık yalanı

    1915 olayları bir iç savaştır. biz çanakkale cephesinde bir çok cephede birinci dünya savaşıyla uğraşırken rus desteği ile bizi arkamızdan vuran, kadınlarımızı kızlarımızı ailelerimizi öldüren çeteciler yüzünden bu işin önünü almak için insanları sürdük sadece. bu süre zarfında yaşanan iç savaş durumunda türklerin ermenileri öldürdüğünden fazla ermeniler türkleri öldürmüştür. erzurumda maraş'ta ermeni çetecilerin yaptıklarını okumadan katliamcısınız diyen şerefsiz ve art niyetlidir. osmanlı adım adım yıkılırken kafkasya'da balkanlar'da türklerin yaşadıkları katliamın dik alasıdır. çünkü türkler balkanlardaki bulgar çetecilerine direnmediler. onlara zarar vermediler. osmanlı anadoludaki türklere yapmadığı yardımı balkan halklarına yaptı. ama ihanet ettiler. kurtuluş savaşında yunan işgaliyle yaşanan mezalim hiç birinizin dilinde değil. hocalı katliamı hiç birinizin dilinde değil.

    ermenilerle yaşadığımız olaylar tarihin kötü bir sahnesi olarak hafızalarımızda. emperyalizmin kışkırttığı ermeni çetecileri milliyetçilik duygularıyla bu hale getirdiler. bugün nasıl kürt türk diye ayrışıyoruz o gün de öyleydi. kürtlerle sorunumuzu çözsek bu sefer lazları kışkırtacaklar. 1915 olayları katliam falan değildir. ermenilerin başlattığı bir iç savaştır. iki tarafta acı çekmiştir. masum insanların canı yanmıştır. 1915 yılına kadar osmanlı mebusan meclisinde ermeni vekiller var. katliam yapacağımız halkı neden meclislerimizde besleyelim?

  • 44. ingilizce konuşurken yapılmış en büyük salaklık

    camera yerine photograph machine demişliğim vardır

  • 45. ünlü biriyle ilişki yaşamış sözlük yazarları

    rahmetli michael jackson'la aynı tarafa bakmışlığım var. bu sayılır mı? bence sayılmalı..

  • 46. hdp'nin selahattin demirtaş temalı reklamı

    2002'den beri akp'ye çalışan, en sonunda da akp'ye başkanlığı veren türkçü tirkoların zoruna giden reklam. hdpliler bu ülkede var olduğu müddetçe sen başkan olamayacaksın diyen adam içeride yatıyor, senin liderin kimin altına yatıyor turancı?

  • 47. pelin batu

    dağdan 30 küsur barzonun indirilip pkk bayraklarıyla kahramanlar gibi karşılanmasına güzel manzara diyen kafa, pelin batu'yu teröristlikle suçluyor.

    aynı kafa ahmet şık'ı önce fetöcü olmadığı için, sonra fetöcü olduğu iddiasıyla hapse tıkıyor.

    ya sabır.

  • 48. the red pill

    peheeey ne yazılmış, ne çizilmiş arkadaş. halbuki açıklama gayet basit. red pill dediğiniz hadise nadide bir pseudoscience örneğidir, hepsi bu. boşuna hiiiç kendinizi yırtmayın. hiçbirinizin zerre bilimsel bilgisi falan yok. sizin burada "makale" adıyla paylaştığınız şeylere bakmak bile bunu anlamaya yeter. yayımlandığı yer karaecderaa.bilog filan ama adı "makale" kdjfhgdfkjhgdfjkgfd oooğğğffff http://www.blackdragonblog.com/…ower-of-beta-males/

    makale öyle bir şey değil canısı ya. "blog yazı"ları yerine gerçekten makaleler okumaya ne dersiniz? şimdiye kadar bu red pill'ci kafadan kimle mesajlaşsam şu kitabı okuyup okumadığını sorarım ve daha birinden bile "evet" yanıtı alamadım mesela. oysa bu konuda temel eserlerden biri ve hem de türkçeye de çevrileli yıllar oluyor. http://www.pandora.com.tr/…cinsellik-ve-zeka/117147 darwin'in evrim kuramını "sosyal darwinizm"e çevirenlerden yıldık zaten, adamı mezarında ters döndürenler burdan ay'a yol oluyor o ayrı da, darwin'in kuramı bile darwin devrindeki gibi kalmadı. kuramı çarpıtmaktan ve söylemediği şeyleri söylüyormuş gibi iddia edenlerden uzak durduğu kadar, kuramın kendisindeki eksikleri tamamlamaya da çabalayan gerçek bilim insanlarının yazdıklarını okumaya ihtiyaç var.

    ama bu tarz gerçek bilgiler blog'larda bulunmuyor, blog yazıları gibi bir kahve içimi süresinde okunmuyor, anlamak için de az biraz kafa patlatmak gerekiyor, üstelik size böyle "karma/şuku" katacak basit ve saçma "özlü söz"lerle de dolu değiller, söylemek istediğiniz yalanlarınıza "evrimsel psikoloji" gibi pseudoscience sosu dökmeye yarasın diye "yaşam koçları" tarafından yazılmış zırvalardan oluşmuyorlar, e niye okuyasınız değil mi? ben sizin verdiğiniz isimlere yok pick up artist'miş yok hayır esas bu olayın başındaki adammış diye ayırmadan komple baktım. hiçbir isimde de psikoloji alanında master/doktoraymış, antropoloji, primatoloji alanlarında uzmanlıkmış vs. göremedim. tutturmuşlar bir "evrimsel psikolojiyi çohiyi biliyo bu adamlar yaa" zırvası, hani, nereden belgeli bu iddia? şu kendine çocuk psikologu diyen instagram ünlülerine para dökenlerden farkınız nedir? siz bu heriflerin hangi sözüne, niye bu kadar inanıyorsunuz anlayamıyorum, kıymeti kendinden menkul bir takım adamların kitaplarına para, blog'larına tıklar yoluyla reklam geliri kazandırıyorsunuz, ötesi yok. gidip gerçek bilim insanlarının kitaplarını okusanız? ı-ıh olmaz, zor geliyor tabii. ben daha tee ne zaman bu red pill'cilerden birine (hangisi hatırlamıyorum, ama hepsi birbirine benzer şeyler söylüyor nasılsa) "evrim, evrimsel psikoloji deyip duruyorsun da, şempanzelerin yanı sıra bir de bonobolar var ve bonobolar burda 'bu evrimsel psikolojinin bir gereğidir' diye iddia ettiğiniz şeylerin çok dışında davranış kalıplarına sahipler, sadece şempanzeler üstünden evrimsel psikoloji anlatamazsın, bonoboları bu iddialarının neresine koyuyorsun?" tarzı sorular yönelttiğimde bonobolar üstüne olan araştırmaları duymadığını ifade etmişti. (iyi gene en azından duymadığını, okumadığını kabul etmiş, bu da bir seviye.)

    açıkçası şu sözlük'te zırvaladığını düşündüğüm kim varsa şu başlığın altında "red pill hayatınızı düzeltiiiiir" diye çığıranlardan çıktı. o açıdan benim için mükemmel işlev gördü bugün bu başlık, bu kadar sektirmeyen başlık görmedim! birinden şüphe etsem bu başlığın altına ne yazmış diye bakar, kendi kafamda ona göre notlarım, o derece... başkası için böyle olmayabilir tabii, ama benim için gerçekten harika işlevsellikte, bravo.

    ha siz bu fikrin doğru olduğuna inanıyorsanız inanın. sonuçta inanç özgürlüğü var. sizi de bir nevi bu dinin müridi gibi kabul ederim, hayatta da sizi fikrinizden döndürmeye çalışmam, neye isterseniz ona inanın bana ne... ama nasıl islam'ın bana saçma gelen yanları hakkında konuşuyor ve "bu çok mantıksız/saçma" diyorsam, red pill dini için de benzer eleştiriler yapabilirim. siz de buna bir şey diyemezsiniz. (o yüzden zahmet edip siz de boşuna beni red pill dinine convert etmeye yönelik mesajlar atmayın, çok istiyorsanız aha yukarda link, alın biraz da öyle kitaplar okuyun, istemiyorsanız da okumayın. neyse zaten bir "alfa erkek" bana mesaj atmakla filan uğraşmaz, mesaj atarsanız alfalığınız düşüyor uyarayım dfkjghdkfj)

  • 49. ömer baran'a yardım için son üç ayın kalması

    elele verirsek bence olur bence hala iyi insanlar var. bence hala bir paket sigarası bile olmayan yardımı yapacak insanlar var. hatırı sayılır miktarda yardım yaptım arkadaşlar maddi durumu elverişli olanlar bir mesajla yetinmesin.

  • 50. hayırdan sonra cumhurbaşkanı'nın ilk demeci

    (bkz: millet kaosu seçti)