umberto pelizzari5
profili

  • ankara soğuğu

    aklıma mit'nın düzenlediği sınava katıldığım zamanları getiren soğuk. aralık ayının son günleri. soktuğumun aştisinde indim. bir kaç tane angara bebesi sardı etrafımı. abi sigara var mı? falan filan. bunlara birkaç dal sigara verip yolladım. sabaha karşı saat beş. taksiye ısınmak için bindim, ama ısınmak ne mümkün. her neyse vardık mit kampüsüne. taksici beni mit kampüsünün önünde bırakıverdi.

    kapıdaki görevlilere derdimi anlatmaya çalıştım. sınava geldim, üşüyorum beni içeri alın dedim, ama anlatamadım. sınav saat dokuzda mı ne. daha güneş doğmamış. üç buçuk saat ne yapacağım ben sayın ulan görevli abi? görevli abi dediğimde bahçıvan değil hani! böyle robokop gibi bir tip. kafada kar maskesi, elinde daramalı tüfenk. "üşüyom olum ben, sıçtırtmayın bacağınıza. içeri alın beni sayın ulan görevli abi" deyip adama artislik de yapamıyorum. beni etkisiz hale getirmeleri tahmini iki buçuk saniye filan alır.

    sınav için girişler diğer kapıdan o da az ileride deyip gönderdiler. yürümeye başladım. kot pantolon bacaklarıma yapışmış. yürürken bacak eklemlerimden çıtırtılar geliyor. soğuktan donmak üzereyim lan. hem de ankara'nın göbeğinde. diğer kapı hani az ilerdeydi sayın ulan görevli abi. yürü babam yürü, yol bitmiyor. meğerse diğer kapı ankara'nın öbür ucundaymış amk. ortalık ıssız. benden başka bir allahın kulu yok. bir iki tane köpek var ama belli ki zararsız tipler. duvar kenarından sinsi sinsi yürüyorum. her yerde güvenlik kamerası var. bir yandan da, beni şüpheli görüp sniperla vururlar mı acaba diye saçma bir korku başlıyor. ama o kadar çok üşüyorum ki beni vursalar ne canım acır ne de üzülürüm.

    uzun bir yolculuktan sonra diğer kapıya vardım çok şükür. bu kapıdaki sayın ulan görevli abi biraz daha sıcak kanlı. nereden geliyorsun filan diye birkaç soru sordu. ben de sevindim hemen. kesin beni içeri alır ve hatta çay bilene ısmarlar diye düşündüm. ama öyle bir şey olmadı. sen de diğer sayın ulan görevli abiler gibiymişsin. sinirlenip adamı tokatlamaya başladım. yatırdım yere, nasıl yumrukluyorum görmeniz lazım. yok ulan öyle bir şey. daha elimi kaldıramadan o elimi kırarlar. s.kerler kamil, hepimizi s.kerler.

    her neyse. olaylar yatıştıktan sonra yolun karşısında bir çay ocağını tarif ettiler. hemen şurası dedi sayın ulan görevli abi. bu sefer inanmadım. yer mi lan anadolu çocuğu dedim. ortam tekrardan gerildi. karşılıklı hırlaşmalar oldu, ama araya giren diğer sayın ulan görevli abiler olayı yatıştırdı. çay ocağı ankara'nın güney ucundaydı muhtemelen. neyse ki o kadar da uzak değilmiş. taksiyle gitsen on dakika filan sürer. başladım yine yürümeye. gün ağarmaya başlıyor. bari azıcık güneş çıksa da biraz içimiz ısınsa. tren yolunun üzerinden geçen bir köprü var. köprüyü geçip sağa dönüyorsun filan. neyse çay ocağını buldum ama içerisi ağzına kadar dolu. istemeden de olsa dışarıda oturmak zorunda kaldım. arkadaş ben böyle soğuk görmedim. bacaklarım titriyor ama vücudumdan ayrı. vücudumun üstü üşüyor, alt tarafım titriyor. kahveci halime üzülüp beni içeri aldı. kendimi zavallı bir sokak köpeği gibi hissediyorum. bir tane sandalyeye oturttular. hava sıcaklığı bir anda yükselince, elim ayağım boşaldı; bulanık görmeye başladım. dışardan geldiğim, ankaralı olmadığım çok belli. halbuki ben de onlar gibi kara kuru bir tipim. nasıl oluyor da anlaşılıyor bilmiyorum.

    soğuktan, zaten az olan beyin hücrelerimin donarak daha da azalması nedeniyle, girdiğim mit ajanlık-casusluk hizmetleri ltd.şti. sınavında başarısız oldum (herkes sınava takım elbiseyle gelmişken; sınava kot pantolon, boğazlı kazak ve balıkçı yağmurluğundan hallice bir parka ile gitmiş olmam da, sınav sonucumu etkilemiş olabilir. balığa mı gidiyorsun, mit sınavına mı? diye sorarlar adama.) sayın ulan görevli abiler eşliğinde minibüslere bindirilip kampüsten çıkarılıp sokağa atılıyoruz. orada tanıştığım ajan aday adayı kankalarla vedalaşıp, soktuğumun aştisine gittim. hava hala soğuk. güneş çıkınca hava ısınmıyor muydu lan? yani mantık olarak diyorum. izmir'de öyle oluyordu.

    yarım saat içinde kalkacak diye, her türlü tehlikeyi göze alarak, hayatımda hiç duymadığım ve bir daha da asla duymayacağıma emin olduğum bir otobüs firmasından bilet aldım. polatlı'da otobüsün motorunda sikimsonik bir arıza çıkıyor. ankara'dan tamir ekibi beklenecek. bekliyoruz ama gelen giden yok. hiç gereği yokken bir de polatlı'nın soğuğuna maruz kalıyorum. "başka bir otobüs yollasınlar onunla devam edelim" şeklinde, çok mantıklı ve haklı bir isyan başlıyor yolcular arasında. ama bu isyan şoförün ve yandaşlarının baskılarıyla yatıştırılıyor. eh onlar da haklı. firmanın toplam otobüs sayısı bir(1) olunca; nereden nereye, hangi diğer otobüs yollanabilir. bu arada yolculardan yaşlıca olan bir amca, çalıların arasına girip işemeye başlıyor. bunu gören polatlılı bir genco da, aile var ulan burda diyerek, amcayı tokatlamaya başlıyor. araya girip ayırıyoruz. çok acayip olaylar oluyor. şu ankara sınırından bir çıkabilsek; her yer bana miami olacak.

    ama olmuyor. afyon yakınlarında bu sefer de otobüsün ısıtma sistemi arızalanıyor. otobüsün içi eksi yirmi derece oluyor. ankara-izmir arası otobüs yolculuğu 13 saat sürer mi amk? sürüyor. adı sanı belli olmayan firmadan bilet alırsan sürüyor. şoförler yolda iki kere yemek molası verdi lan! çişi gelen otobüsü durduruyor. her neyse. sağ salim varıyoruz izmir'e. izmir'den uzakta 4 yıl yaşayıp, tekrar izmir'e döndüğümde bile bu kadar sevinmemiştim. otobüsten inince toprağı öptüm.

    o günün sonunda "izmir kışın çok soğuk oluyo ayaz var abi yea! nem çok nem, o yüzden erzurum'dan bile daha soğuk hissediliyo tıaam mı!" şeklinde konuşmamaya namusum ve şerefim üzerine and içtim.

  • cnn türk ntv habertürk

    söz konusu miting malum partinin mitingi olsaydı; sabahın erken saatlerinde başlayan, en az 12 saatlik, helikopterden çekilmiş görüntülerle süslenmiş, konuklu monuklu muhteşem bir yayın yaparlardı.

    iktidar yalakası, tıynet yoksunu kanallar.

  • rte öldüğünde yaşanacak kaos

    kendisi hayattayken yaşadığımız kaostan daha az olacak kaos.

  • izmir %56 istanbul %53 hayır ankara %59 evet

    izmir'de %56 hayır mı? izmir'de %70'in altında hayır çıksın, sokaklarda eşek gibi anırmazsam şerefsizim.

    edit: ya arkadaş! yapılan araştırmanın ciddiyetsizliği ortadayken, benim yazdığım absürt entry'i amma ciddiye aldınız. ''caps aldım yarın akşamı bekliyorum'' diyenler mi ararsın? ciddi ciddi '' video çekip yolluyorsun'' diyenler mi ararsın? küfür eden kişilere diyecek bir şey bulamıyorum zaten. geçtim izmir'i, doğu ve güney doğu anadolu'da çıkan oranlar bile yapılan araştırmanın ne kadar uydurma olduğunu gösteriyor.
    türkiye genelinde hayır %50'den fazla çıksın da; olsun varsın izmir'de hayır %70'in altında çıksın.

  • kanguruya yumruk atan adam

    kangurunun ''bu yaptığın bence çok kaba ve hiç de hoş olmayan bir davranış biçimi'' tavrı ile yarmıştır. yazık lan! gidip sarılasım geldi hayvana.